İsnadla İlgili Oryantalist Kavramlar ve Eleştirisi II

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Hüsn-ü Zan Su-i Zan.
Advertisements

ERDAL YILMAZ PSİKLOJİK DANIŞMAN
RAVİLERİN SAYILARINA GÖRE HADİS ÇEŞİTLERİ.
SENETTEKİ KOPUKLUĞA GÖRE ZAYIF HADİS ÇEŞİTLERİ
SEMİNERİMİZE HOŞ GELDİNİZ (6 Saat). Bu SEMİNERDE vaazlarda hadis seçimi ve kullanımına ilişkin esaslar ile bir konu ile ilgili hadislerin hangi kaynaklardan.
Hadis Usûlü 3. Ders (3. hafta)
SIHHATİNE GÖRE HADİS ÇEŞİTLERİ.
ARAPÇA TEFSİRLER Taberi Tefsiri
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ (R7)
Paylaşılan içerik ders malzemesidir. Ticari amaç taşımamaktadır
HADİS ÇEŞİTLERİ.
Okul Rehberlik Servisi
HADİSLERİN TAHLİL VE TENKİDİ
DİN NİÇİN EVRENSEL BİR GERÇEKLİKTİR?
GÜZEL SÖZ VE DAVRANIŞLAR İLE İLGİLİ HADİS VE AYETLER
Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı hacamat olmaktır
HADİS ÇEŞİTLERİ/TÜRLERİ
HADİS İLMİ VE TEMEL KAVRAMLARI
MEZHEPLER.
Din Anlayışındaki Yorum Farklılıklarının Sebepleri
Sıhhat Derecesine Göre
4. İbadetlere Devamlılığı
1. Anne Babanın Çocuklara Davranışı
İTİKADÎ MEZHEPLER İslam dininin ilk dönemlerinde Müslümanlar arasında itikadi konularda herhangi bir şüphe ve farklı düşünce bulunmuyordu.
KIRAAT İLMİ Kur’ân-ı kerîmin nasıl okunacağını bildiren ilim. Kıraat ilmi, Kur’ân-ı kerîmin yazıldığı gibi okunmasından ve tevatür yâni sağlam ve güvenilir.
2. Nezaket.
HADİS İLİMLERİ.
Rivayet Dönemi Hicri Üçüncü Asır 4. Ders.
C – Tabiûn ve Tebeü’t-tabiîn Dönemi
Ebu Hanife. Ebû Hanîfe (M. 699/Hicrî /Hicrî 148)[1Ebû Hanîfetu'l-Nu’man), Tam adı:, Nu`mān ibn Thābit ibn Zūṭā ibn Merzubān);
Hicri Dördüncü ve Beşinci Asırlar
Nakil Dönemi-devam 8. Ders.
Nakil Dönemi 6. Ders.
Nakil Dönemi-devam 7. Ders 7. Ders.
IV.ÜNİTE HADİS ÇEŞİTLERİ.
ÇAYIROVA İNSANA HİZMET DERNEĞİ
Son Dönem 9. Ders.
Son Dönem -devam 10. Ders.
Hazırlayan:Ömer Faruk Şahin
Son Dönem -devam 11. Ders.
Hadis Kaynaklarının Güvenilirliği Hakkındaki Oryantalistlerin İddiaları ve Eleştirisi 11. Ders.
Rivayet Dönemi 2. Ders.
HADİSLERİN BİZLERE ULAŞMA MACERASİ. حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ، حَدَّثَنَا يَحْيَى، عَنْ شُعْبَةَ، حَدَّثَنِي عُمَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ، مِنْ وَلَدِ عُمَرَ بْنِ
Etik Günü 25 Mayıs tarihi bütün dünyada etik günü olarak kutlanmaktadır. Bizim kültürümüze kavram ve çerçeve olarak farklı olan bu terim son yıllarda ülkemizde.
Hadis Tarihi Dersinin Konusu, Kaynakları ve Temel Terimleri
- HADİS - 1- Peygamber Efendimizin söz, fiil ve takrirlerinin sözlü ifadesidir. 2- Peygamberimize izafe edilen söz, fiil, takrir ile yaradılış veya ahlaka.
İsnadla İlgili Oryantalist Kavramlar ve Eleştirisi
SÜNNETE ÇAĞDAŞÇI YAKLAŞIMIN TARİHİ ve FİKRİ ARKA PLANI
Zayıf Hadis Sahih ve Hasen hadis şartlarını taşımayan hadistir.
İBN HALDUN ( ).
Temel Hadis Kavramlarıyla İlgili Oryantalist İddialar ve Eleştirisi
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
HADİS USULÜ Hadis Usulü:kabul ve red yönünden ravi ile mervinin (rivayet edilen hadisin) durumunun bilinmesidir. Hadisler üç bakımdan ele alınırlar Ravi.
Oryantalistlerin Yöntemleri ve Eleştirisi
İbn Ömer’in Azatlısı Nafi Hakkındaki İddialar ve Eleştirisi
Birçok Ravinin Uydurma Olduğu İddiası
HADİS Mİ DEĞİL Mİ?.
Türklerin Müslüman Oluşu
Hadis Alimlerin Uydurma Hadislerin Cazibesine Katıldıkları İddiası ve Eleştirisi
YUNUS EMRE MATÜRİDİ.
RİVAYET DÖNEMİ HİCRİ ASIRLAR ÖZELLİKLERİ.
ALLAH’IN KULLARINI KONTROL ve DENETİMİ
ZEKÂT; Kelime anlamı: ‘Artma, çoğalma, arınma ve bereket’
Kur'an-ı Kerîm'in üçüncü suresi. Sure, Medine'de nazil olmuştur. Surenin 33. ayetinde Musa (a.s.)'in babası İmrân'dan bahsedildiği için İmrân Âilesi anlamına.
KÜLTÜRÜMÜZDE H.Z MUHHAMMED SEVGİSİ. Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi: Bir çocuğa bir ad, çocuğun o adin manasını yasaması veya o ada sahip bir şahsin.
TEFSİR TARİHİ SUNUM ÖDEVİ ABDULLAH HALİT KORUCUOĞLU ÖMER FARUK ÇOŞKUN.
HADİS Mİ DEĞİL Mİ?. “Vatan sevgisi imandandır.” Bu sözün halk arasında Peygamber Aleyhisselam’a nispeti pek yaygındır. Fakat kaynaklarda bunun hadis olmadığı.
TASAVVUF I VI. YARIYIL BAHAR DÖNEMİ
HZ. MUHAMMED VE AİLE HAYATI
3rd Grade Unit 2 MY FAMILY ( AİLEM)
Sunum transkripti:

İsnadla İlgili Oryantalist Kavramlar ve Eleştirisi II

Aile İsnadlarının Uydurma Olduğu İddiası Aile isnadı (The family isnads) ile kast edilen; Babadan oğula, amcadan yeğene, efendiden kölesine bir ailenin üyeleri arasında kuşaktan kuşağa nakledilen rivayetlerdir. Müslüman alimler, isnadlarda ailenin küçük üyesinin büyüğünden hadis nakletmesini, güvenilir olmaları koşuluyla, daha sahih saymışlardır. Bu konuyu «Hişam > Urve» ile «Salim > İbn Ömer» veya Nafi > İbn Ömer» özelinde inceleyen Schacht’a göre, bu isnadların tamamı uydurmadır. Aynı konuyu inceleyen Juynboll’a göre, geçmiş ile kendisi arasındaki rivayet zincirini oluşturmada zorlanan kimseler aile isnadları uydurmak suretiyle bu zorluğu aşmaya çalışmışlardır. Abbott ise, bu konuda Schacht ve Juynboll’e muhalif bir görüşe sahiptir.

Eleştirisi Hadis edebiyatında bu konu «Rivayetü’l-ebnâ ani’l-âbâ» başlığı altında incelenmektedir. Bu tür isnadlar içinde «Amr b. Şuayb an ebîhi an ceddihi» ile Behz b. Hakîm > ebîhi an ceddihi» isnadları meşhur olmuştur. Amr ve Behz, ecdadından kalmış nüshaları bu isnadlarla nakletmişlerdir. Hadis alimleri oğulun babadan naklini değerlendirirken, diğer değerlendirmelerdeki kriterleri onlara da uygulamışlardır. Örneğin bazı alimler, yukarıda geçen Amr’ın rivayetlerinden bir bölümünü, sema olmadığından dolayı cerh etmişlerdir. Schact ve Juynboll’un iddia ettikleri gibi aile isnadları metinlere sened bulma kaygısıyla uydurulmuş olsaydı, bu senedlerin kopuk ve kusurlu olmaması gerekirdi. Oysa aile senedlerinin bir kısmı kusurlu görülmüş ve tenkit edilmiştir.

Aile isnadlarında, ravilerin güvenilir olmaları koşuluyla, semaın gerçekliş olma ihtimali daha yüksektir. Bunun yanı sıra, baba vefat ettiği zaman, onun hadislerinin asılları olan kitaplar çocuğuna kalmaktaydı. Çocuğun bu kitaplardan hadis nakli, diğerlerine göre daha sağlamdır. Buhari, «Malik > Nafi > İbn Ömer > Hz. Peygamber» isnadını en sahih isnad (Esahhu’l-esanid) görür.

İsnadların Gelişmesi İddiası Schacht’ın tespitine göre isnadlar Buhari dönemi öncesinde çoğunlukla kusurluydu. Ancak hicri üçüncü asırda kütüb-i sitte ile birlikte mükemmelliğe ulaşmıştır. Bu nedenle, bir isnad ne kadar kusursuz ise, o daha geç bir dönem aittir. Juynboll de aynı iddiayı sürdürmüş ve kusurlu isnadların kusursuz olanlarla değiştirildiğini, kusurların giderilmesinde meşhur ravilerin isimlerin kullanıldığını, ravierin ölüm tarihlerinin daha geç bir tarihe çekildiğini veya uydurma raviler icad edildiğini ileri sürmüştür.

Eleştirisi Buhari’den önce hadis kitaplarına alınan hadislerin amel edilebilir düzeyde sahih olması yeterli görülmekteydi. İlk kez Buhari, yalnızca sahih hadislerden oluşan bir kitap telif etmeyi denemiş, ondan sonra da bu uygulama yaygınlaşmıştır. Önceki kaynaklarda yer alan, senedi kusurlu rivayetlerin, başka tarikleri de vardı. Örneğin İbn Abdilberr Muvatta’da mürselveya munkatı rivayetlerin muttasıl olan tariklerini tespit etmiştir. Tabiin ve ondan sonraki dönemde, sahabeden gelen ve çok kimse tarafından bilinen rivayetlerde, aradaki ravilerin söylenmesine bazen gerek duyulmazdı. Örneğin Nehai’nin şöyle dediği nakledilir: «Doğrudan İbn Mes’ud’dan naklettiğim zaman, o birçok tarikten nakledilmiştir. «Eğer tek tek isimleri söylemişsem onun tek tariki vardır.»

Hadis alimleri, mürsel veya munkatı bir senedin muttasıl hale getirilmesini cerh sebebi saymış ve bunu yapan ravileri eleştirmişlerdir. Eğer Schat ve Juynboll’un iddiaları doğru olsaydı, Buharî dönemi sonrasında telif edilen eserlerin sıhhat yönünden daha mükemmel olması gerekirdi. Fakat bu yönden hiçbir kitap Buhari ve Müslüm’in Sahihlerine yetişememiştir. Üçüncü asırda birçok muhaddis, bazı meselelerde sahih hadis bulamadığı için amel edilebilir dereceki hasen veya zayıf senedli rivayetler zikretmişlerdir. Eğer senedleri mükemmelleştirmek isteselerdi, bu rivayetleri sahih hale getirirlerdi.

Yaş Hilesi İddiası Juynboll’e göre isnadları kusursuz hale getirme yollarından biri «yaş hilesi (age-trick)»tir. Müşterek raviler kendilerinden Hz. Peygamber’e doğru giden tek ravili isnadı tamamlama ihtiyacı duyduklarında bunu daha az ravi ile gerçekleştirebilmek için yaş hilesine baş vurmuşlar, senede ömrü uzun kimselerin (muammerûn) adını eklemişlerdir. Bu hilenin başlıca iki amacı vardır: Birincisi, seneddeki bir kopukluğu kapatmak, ikincisi az raviden oluşan sened zincirleri (âli isnad) elde etmek. Ona göre, muammerûn olduğu söylenen kimselerin gerçek yaşları, iddia edilenden daha kısadır. Muammerûn olduğu söylenen ravilerin birçoğu sahtedir.

Eleştirisi Muammerûn ravilerin bazılarının vefat tarihleri ihtilaflıdır. Fakat bu ihtilaflar yalnızca uzun ömürlü ravilerde olan bir durum değildir. Ravilerden bazılarının uzun ömürlü olması normaldir. Eğer sahte olarak ravilerin ömrü uzatılmış olsaydı, hadis rivayetiyle meşhur olmuş sahabe ve tabiinden birçoğunun da muammerûn kısmına dahil edilmesi gerekirdi. Yaşı uzun ravilerin bir bölümünün hayali kimseler olduğu iddiasına Juynboll, Nafi, Şurayh gibi kimseleri de dahil etmiştir. Oysa bunlar, bilinen ve adları eski rical kitaplarına geçmiş bulunan kimselerdir.

Birçok sened, vefat tarihlerinin müsait olmaması nedeniyle kopuk ve illetli kabul edilmiştir. Bu senedlerin varlığı, yaş hilesinin hadis alimleri arasında yaygın bir biçimde yapılmadığının göstergesidir. Yaş hilesi konusunda da güvenilir hadis alimlerinin tutumu, tespit edilen noktalarda onları cerh etmektir.