19. VE 20. YÜZYILDA BİLİM.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Seramik Dental İmplantlar
Advertisements

BİYOGAZ HAZIRLAYANLAR : HAKAN DEMİRTAŞ
BÖLÜM 5 . KÜTLE BERNOULLI ENERJI DENKLEMİ
HAZIRLAYANLAR AYHAN ÇINLAR YUNUS BAYIR
Yeniliği Benimseyen Kategorilerinin Bütüncül ve Analitik Düşünme Açısından Farklılıkları: Akıllı Telefonlar için Bir İnceleme Prof. Dr. Bahtışen KAVAK,
Doç. Dr. Hatice Bakkaloğlu Ankara Üniversitesi
Newton’un Hareket Yasaları
Enerji Kaynakları-Bölüm 7
AKIŞKANLAR DİNAMİĞİ BÖLÜM 8 . BORULARDA AKIŞ.
İŞGÜCÜ PİYASASININ ANALİZİ
BRÜLÖR GAZ KONTROL HATTI (GAS TRAİN)
SES DONANIMLARI Ayşegül UFUK Saide TOSYALI
İŞLETİM SİSTEMİ İşletim Sistemi Nedir İşletim Sisteminin Görevleri
Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Hayvansal Üretimde Kullanımı
MUHASEBE YÖNETMELİĞİ KONFERANSI
Bu sitenin konusu kıyamete kadar hiç bitmeyecek
DUYUŞ VE DUYUŞSAL EĞİTİMİN TANIMI
ÇOCUKLARDA BRONŞİOLİT VE PNÖMONİ
Alien hand syndrome following corpus callosum infarction: A case report and review of the literature Department of Neurology and Radiology, Yantai Yuhuangding.
Parallel Dağılmış İşlemci (Parallel Distributed Processing)
TANJANT Q_MATRİS Aleyna ŞEN M. Hamza OYNAK DANIŞMAN : Gökhan KUZUOĞLU.
ADRESLEME YÖNTEMLERİ.
Diksiyon Ödevi Konu:Doğru ve etkili konuşmada
AZE201 ERKEN ÇOCUKLUKTA ÖZEL EĞİTİM (EÇÖE)
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KARATAŞ TURİZM İŞLETMECİLİĞİ VE OTELCİLİK
EĞİTİMDE YENİ YÖNELİMLER
BAĞIMLILIK SÜRECİ Prof Dr Süheyla Ünal.
FACEBOOK KULLANIM DÜZEYİNİN TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU, DEPRESYON VE SOSYODEMOGRAFİK DEĞİŞKENLER İLE İLİŞKİSİ  Psk. Asra Babayiğit.
BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ NEDİR?
PSİKO-SEKSÜEL (RUHSAL) PSİKO-SOSYAL
Sinir Dokusu Biyokimyası
Can, H. (1997). Organizasyon ve Yönetim.
Bölüm 9 OPERASYONEL MÜKEMMELİYETİ VE MÜŞTERİ YAKINLAŞMASINI BAŞARMA: KURUMSAL UYGULAMALAR VIDEO ÖRNEK OLAYLARI Örnek Olay 1: Sinosteel ERP Uygulamalarıyla.
ERGENLİKTE MADDE KULLANIMI
Şeyda GÜL, Fatih YAZICI, Mustafa SÖZBİLİR
MOL HESAPLARINDA KULLANILACAK BAZI KAVRAMLAR:
AKIŞKANLAR MEKANİĞİ 3. BASINÇ VE AKIŞKAN STATİĞİ
GAZLAR Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin ÖZTÜRK. GAZLAR Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin ÖZTÜRK.
Engellerin farkında mıyız?
CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU
DİSİPLİN HUKUKU.
İZMİR.
ACİL YARDIM ve AFET YÖNETİMİ ÖĞRENCİLERİNİN KARAR VERME DÜZEYLERİ
Yazar:ZEYNEP CEREN YEŞİLYURT Danışman: YRD. DOÇ. DR
TEMEL MAKROEKONOMİ SORUNLARI VE POLİTİKA ARAÇLARI
IMPLEMENTATION OF SOME STOCK CONTROL METHODS USED IN BUSINESS LOGISTICS ON DISASTER LOGISTICS: T.R. THE PRIME MINISTRY DISASTER AND EMERGENCY MANAGEMENT.
Mikrodalga Sistemleri EEM 448
Örnekler Programlama Dillerine Giriş
Modülasyon Neden Gereklidir?
A416 Astronomide Sayısal Çözümleme - II
İSTATİSTİK II Hipotez Testleri 1.
4.BÖLÜM ÇAĞDAŞ BÜYÜME MODELLERİ
Ayçiçeği Neden Stratejik Ürün Olmalı?
Aydınlanma Işığın doğası ile ilgili bilgilerin tarihsel süreç içindeki değişimini farkeder. a. Dalga ve tanecik teorisinden bahsedilir,
Final Öncesi.
Sayısal Haberleşme.
ULUSLARARASI FİNANS.
Elektrik Enerjisi Üretimi, Dağılımı ve Depolanması
İÇ ORGANLARIN YAPISI VE İŞLEYİŞİ
DENK KUVVET SİSTEMLERİ
Dil Materyalleri ve Çalışmaları Doç. Dr. Müdriye YILDIZ BIÇAKÇI
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Anlamsal Web, Anlamsal Web Dilleri ve Araçları
Hazırlayan; Görkem Baygın Yabancı Dil / M Şubesi 21 Maddede İngiliz Dili Edebiyatı Okumak Ne Demektir?
FURKAN EĞİTİM VAKFI TEFSİR USULÜNE GİRİŞ
BİN AYDAN DAHA HAYIRLI GECE KADİR GECESİ
Tarımsal nüfus ve tarımda istihdam
AKIŞKANLAR MEKANİĞİ 3. BASINÇ VE AKIŞKAN STATİĞİ
Emir ÖZTÜRK T.Ü. F.B.E. Bilg. Müh. A.B.D. Y.L. Semineri
Toplam Çıktı - Bir ekonomide belirli bir dönemde üretilen (arz edilen) toplam mal ve hizmet miktarıdır. Toplam Gelir - Belirli bir dönemde üretim faktörlerinin.
Sunum transkripti:

19. VE 20. YÜZYILDA BİLİM

"Çocukluğumda yaşadığım iki önemli olayı unutamam "Çocukluğumda yaşadığım iki önemli olayı unutamam. Biri, beş yaşımda iken amcamın armağanı pusulada bulduğum gizem; diğeri on iki yaşımda iken tanıştığım Öklit geometrisi. Gençliğinde bu geometrinin büyüsüne girmeyen bir kimsenin ilerdi kuramsal bilimde parlak bir atılım yapabileceği hiç beklenmemelidir!" 

1905'te Annalen der Physik dergisinde yayımlanan üç çalışmasının her biri, fizik tarihinde bir dönüm noktası sayılabilecek nitelikteydi. Bunlardan biri, şimdi "fotoelektrik etki" dediğimiz bir olaya ilişkindi. Daha az bilinen ikinci çalışma "Brown devinimi" denen bir olayı açıklıyordu. 1850'lerde İngiliz botanikçisi Robert Brown, mikroskopla polenleri incelerken, taneciklerin su içinde gelişigüzel sıçramalarla devinim içinde olduğunu gözlemlemişti. Ancak bu gözlem 1905'e dek açıkl1905'in bilim dünyasına yeni bir ufuk açan üçüncü ve en önemli çalışması, Özel Görecelik kuramıdır. Bu kuram, Einstein'ın genç yaşında kendini gösteren bir merakına dayanır. Daha on dört yaşında iken Einstein, "Bir ışık ışınına binmiş olsaydım, dünya bana nasıl görünürdü, acaba?" diye sormuştu.

DİĞER ÇALIŞMALARI: Özel Görelilik Kuramı (İzafiyet Teorisi) Genel Görelilik Kuramı (Kütle çekiminin Geometrik Kuramı) Kütle Enerji Denkliği Fotoelektrik Etkisi Brown Hareketi ve İstatistiksel Fizik (Atom ve moleküllerin büyüklüğünün hesaplanması) Kuantum Fiziği ve Belirsizlik İlkesi Bose-Einstein İstatistiği

Albert Einstein fotoelektrik ve foton kuramının doğuşu:

Fotoelektrik olay temelde metal bir yüzeye ışık (daha genel tabirle elektromanyetik ışınım) düşürüldüğünde metal yüzeyden elektron koparılmasıdır. Klasik optik kurallarına aykırı bir durum olan fotoelektrik olay, Einstein tarafından açıklanmıştır. (foton ışığın temel birimi)

GEÇMİŞ BİLGİLERE GÖRE BİR METAL PARÇACIK ÜZERİNE IŞIK DÜŞÜRDÜĞÜNDE,IŞIĞIN İÇİNDEKİ ELEKTRİK ALANI,MADDEDEKİ ELEKTRONLARI ZORLAYACAKTIR.BU ZORLAMA SONUCUNDA,ELEKTRON NORMAL HAREKETİNDEN SAPACAK VE FIRLAYACAKTIR.IŞIK DALGA NİTELİKLİ OLDUĞUNA GÖRE EĞER YEĞİNLİĞİ AZ OLAN BİR IŞIK DALGASI MADDEYE YÖNLENDİRİLİRSE DOĞAL OLARAK HERHANGİ BİR ELEKTRON KOPARILABİLMESİ İÇİN UZUNCA BİR ZAMAN GEÇMESİ GEREKECEKTİR.AKSİNE YEĞİN IŞIK KULLANILDIĞINDA İSE ELEKTRON KAYBI DAHA ÇACUK GERÇEKLEŞECEKTİR.

BU ANLATILANLAR DALGA KURAMININ GETİRDİĞİ İLKELER IŞIĞINDA OLUŞTURULAN ÖNGÖRÜLERDİR.ANCAK DENEYLER BUNLARI DOĞRULAYACAK BİÇİMDE SONLANMAMIŞTIR.

Einstein ın çözümünü dayandırdığı varsayımı aslında son derece basittir ve Planck ın düşüncesinden türetilmiştir.ona göre gözlemlenen bu olguyu açıklayabilmek için ışığın bütünüyle ´´´foton´´lardan (kuanta) meydana geldiğini varsaymak gerekmektedir.çünkü bu olguda bir fotonun bir elektrona çarpması durumu sanki bir hedefe gelişigüzel aralıksız mermi demeti gönderilmesini çağrıştırmaktadır.

bu durumda ışık taneciklerinden birinin hedefteki parçacıklardan birini tam isabetle vurması doğal olarak yalnızca bir rastlantıdır.buna bağlı olarak bir parçacığın ilk vuruşa ne zaman uğrayacağı da bir rastlantı olduğu gibi zayıf bir ışık kullanıldığı halde bir ışık taneciğinin parçacıklardan birine derhal çarpması benzer şekilde kuvvetli bir ışık kullanıldığında ise uzun süre çarpması da olanaklıdır.işte Einstein ışık kuantaları arasındaki bu farklılığın Planck ın denklemindeki f ye göre değiştiği düşüncesini temele almış ve fotoelektrik etki olgusunu dakik bir şekilde betimlemiştir.

Bir elektronun madeni levhadan ayrılma hızının o elektrona çarpan fotonun enerji yükü ile doğru orantılı olduğunu ileri sürmüş ve bu ilkelerini bir dizi denklemle ortaya koymuştur.

E=h. v=h. c/λ Eo=h. vo=h. c/λo Ek =1/2m v²max =e E=h.v=h.c/λ Eo=h.vo=h.c/λo Ek =1/2m v²max =e.Vk Fotoelektrik olayının meydana gelmesi için E≥Eo olması gerekir.

IŞIK TEORİLERİ DESTEKLEYEN BİLİM İNSANLARI   DESTEKLEYEN FİZİK OLAYLARI SONUÇ 1.TANECİK TEORİSİ [SIR ISAAC NEWTON 1670] 1.PLANCK 2.A. EİNSTEİN …… 1.SİYAH CİSMİN IŞIMASI 2.FOTOELKTRİK OLAYI 3.COMPTON OLAYI 1924 YILINDA LUİS DE BROGLİE IŞIĞIN TANECİK VE DALGA TEORİSİNİ BİRLEŞTİREREK IŞIĞIN DALGA HALİNDE YAYILAN TANECİKLERDEN OLUŞTUĞUNU BELİRTMİŞTİR. IŞIK BİR OLAYDA YA DALGA YA DA TANECİK GİBİ DAVRANIR.HİÇBİR ZAMAN AYNI OLAYDA İKİ ÖZELLEĞİNİ BİRLİKTE GÖSTERMEZ. 2.DALGA TEORİSİ [HUYGENS 1678] 1.THOMAS YOUNG 2.AUGUSTİN FRESNEL 3.MAXWELL 1.GİRİŞİM 2.KIRINIM 3.POLARİZASYON

GÖRELİLİK(RÖLATİVİTE) KURAMI: RÖLATİVİTE,EVRENDE HİÇBİR ŞEYİN KESİN VE MUTLAK OLMADIĞINI,KİŞİYE,ZAMANA VE YERE GÖRE DEĞİŞTİĞİNİ İFADE EDER. GÖRELİLİK NEDİR?

ÖZEL GÖRELİLİK(RÖLATİVİTE) KURAMI BİRBİRİNE GÖRE SABİT HIZDA (İVMESİZ)HAREKET EDEN SİSTEMLERDEKİ OLAYLARI VEYA MEYDANA GELEN İKİ OLAYIN BİRBİRİNE GÖRE DURUMLARINI ELE ALMAKTIR. KURAMIN DAYANDIRILDIĞI İKİ TEMEL POSTULA VARDIR: 1-GÖRELİLİK 2-IŞIK HIZININ DEĞİŞMEZLİĞİ

ÖZEL GÖRELİLİK(RÖLATİVİTE) KURAMI EİNSTEİN,BU İKİ İLKEYE DAYANARAK BİLİMİN O ZAMAN Kİ GELENEKSEL BETİMLENDİRMELERİNE GÖRE KABUL EDİLE GELMEKTE OLAN MEKAN,ZAMAN,HAREKET,KÜTLE VE UZUNLUK KAVRAMLARINA İLİŞKİN YENİ ANLAMLANDIRMALAR VE AÇIKLAMALAR GETİRMİŞTİR.

1.UZUNLUĞUN GÖRELİLİĞİ: 2.KÜTLENİN GÖRELİLİĞİ: Bilindiği üzere klasik fizikte kütle değişmeyen bir niteliktir. BİR NESNE BİR GÖZLEMCİYE GÖRE HAREKETLİYSE NESNENİN KÜTLESİ ARTAR.ARTIŞ HIZLA ORANTILIDIR. 𝑚=𝑚o÷√(1− 𝑣 2 ÷ 𝑐 2 ) BİR NESNE GÖZLEMCİYE GÖRE HAREKETLİYSE NESNENİN UZUNLUĞU HIZINA BAĞLI OLARAK KISALIR. IŞIK HIZINA YAKIN HIZLA HAREKET EDEN CİSİMLERİN HAREKET YÖNÜNDEKİ BOYUTLARI KISALIR,KÜTLELELRİ İSE ARTAR. 𝐿=𝐿𝑜 (1 − 𝑉 2 ÷ 𝐶 2 )

3.KÜTLE ENERJİ EŞDEĞEERLİĞİ: 4.HIZLARIN GÖRELİLİĞİ: MADDE ENERJİYE ENERJİDE MADDEYE DÖNÜŞEBİLİR. HIZLARIN TOPLANMASI İLKESİNİN EİNSTEİN İN KENDİ KURAMINA DAYANDIRDIĞI IŞIK HIZININ DEĞİŞMEZLİĞİ İLE ÇELİŞTİĞİ HIZLARIN TOPLANMASI İLKESİNİN YERİNE ŞU FORMÜLÜN KULLANILMASINI UYGUN GÖRMÜŞ; 𝑉𝑎𝑏=𝑣𝑎+𝑣𝑏÷1+(𝑣𝑎+𝑣𝑏÷ 𝑐 2 )

GENEL GÖRELİLİK KURAMI: Genel Görelilik Kuramı, Kütle Çekiminin Geometrik Kuramı olarak da geçer. DAHA ÇOK NEWTON UN KÜTLE ÇEKİM KURAMININ AÇMAZA DÜŞTÜĞÜ NOKTALAR ÜZERİNE YOĞUNLAŞTIĞI KURAMDIR.

Bu kuramın Newton’un kütle çekim kuramından temel farkı, kütle çekimini cisimlerin kütlelerinden kaynaklanan bir kuvvet ile değil, uzayın eğriliği ile açıklamasıdır. Genel görelilik kuramına göre kütle, içinde bulunduğu uzayın bükülmesine neden olur ve iki nokta arasında hareket eden serbest (üzerine hiçbir kuvvet etki etmeyen) cisimler, aradaki en kısa yolu takip eder.

GENEL GÖRELİLİK KURAMININ YOĞUN BİR BİÇİMDE KÜTLE ÇEKİMİYLE İLGİLİ OLARAK GELİŞTİRİLDİĞİ AÇIĞA ÇIKMAKTADIR.BU BAĞLAMDA DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE KURAMIN ÜÇ ÖNEMLİ UNSURUNDAN SÖZ ETMEK GEREKMEKTEDİR. 1.KÜTLE ÇEKİMİNE İLİŞKİN GELİŞTİRDİĞİ SONUÇLAR 2.KÜTLENİN IŞIK DEMETİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİYLE İLGİLİ BULGULAR 3.KÜTLENİN ZAMAN ÜZERİNDEKKİ ETKİSİ İLE İLGİLİ BULGULAR

XIX. VE XX. YÜZYILLARDA KİMYA: MODERN KİMYANIN TEMELİ XVIII. YÜZYILDA ORTAYA ATILMIŞTIR. MODERN ANLAMDA ‘’ELEMENT’’ KAVRAMI ROBERT BOYLE (1627-1691) TARAFINDAN YAPILMIŞ VE BU TANIM LAVOİSİER (1743-1794) TARAFINDAN KİMYA HAYATAINA GEÇİRİLEBİLMİŞTİR. XIX. YÜZYILDA KİMYA HIZLA GELİŞMİŞ , TEMEL YASALAR ORTAYA KOYULMUŞ VE 1808 ’DE JOHN DALTON TARAFINDAN ATOM KURAMI ORTAYA ATILMIŞTIR. MODEL KİMYANIN TEMELİNDE LAVOİSİER İN GELİŞTİRDİĞİ NİCEL KİMYA YATAR.LAVOİSİER SONRASINDA KİMYASAL BİLEŞİKLERDEKİ NİCEL BAĞLANTILAR SAPTANABİLMİŞ VE EŞDEĞER ORANLAR YASASI,SABİT ORANLAR YASASI,KATLI ORANLAR YASASI GİBİ YASALARI BULMUŞTUR.

ELEKTROKİMYA: XIX. YÜZYIL SONLARINDA CAVENDİSH VE CALOMB’UN ÇABALARIYLA DİNEL (STATİK) ELEKTRİĞİN ÖLÇÜLEBİLECEĞİ ANLAŞILMIŞ VE YİNE AYNI DİNEL ELETRİK DIŞINDA AKIM ELEKTRİĞİNİN BULUNMASIYLA 1793 YILINDA ALESSANDRO VOLTA BATARYAYI (PİL) YAPMAYI BAŞARMIŞTIR. ELEKTROKİMYANIN TEMELİ VOLTA NIN ÇALIŞMALARINA KADAR GİDER.VOLTA ÇALIŞMALARINDA İKİ FARKLI METAL ARASINDA YER ALAN SIVI (GENELDE TUZLU SU) İLE METALLER ARASINDA BELLİ BİR POTANSİYEL FARKIN (ELEKTRİK GÜCÜ) OLACAĞINI KANIKTLADI.BU ÇALIŞMA XIX. YÜZYILDA ELEKTROLİZ ÇALIŞMALARINI ORTAYA ÇIKARDI.

CHARLES NİCHOLAS (1808-1903) SUDAKİ HİDROJEN İLE OKSİJENİ AYIRDI. SİR HUMPHRY DAVY (1778-1829) POTAS VE SODAYI AYRIŞTIRDI. XIX. YÜZYILIN ORTALARINDA THOMAS SEEBECK(1770-1831) TERMOELEKTRİK 1841 DE JAMES JOULE (1818-1889) JOULE YASASI (𝐽=𝑅× 𝐼 2 ×𝑡) Yİ BULDU. BU ÇALIŞMALARDAN SONRA ELEKTRİKLE KİMYA ARASINDAKİ İLİŞKİ SAPTANMIŞ OLDU VE ELEKTROKİMYA ADLI YENİ BİR DAL ORTAYA ÇIKTI.

ATOM KURAMI: ATOM KURAMI ANTİK GREK ’E KADAR GİDER. ATOMUN BİLİMSEL OLARAK ELE ALINMASI VE BİR KURAM OLARAK ORTAYA ÇIKMASI XIX. YÜZYILDA JOHN DALTON SAYESİNDEDİR.DALTON’DAN ÖNCE ÖRNEĞİN İSLAM DÜNYASINDA SİMYA İLE İLGİLENEN RAZİ’DE VE DAHA SONRA ROBERT BOYLE VE ROBERT HOOK DA PARTİKÜL YA DA KORPÜSKÜL KAVRAMLARINI KULLANDIKLARINI GÖRMEKTEYİZ.ANCAK ATOM KAVRAMI BİLİMSEL VE NİCEL OLARAK İLK DEFA 1808’DE DALTON ELE ALMIŞTIR.

DALTON ‘UN BELİRLEDİĞİ ATOMLAR VE ELEMENTLER

AYNI DÖNEMDE GAZLAR ÜZERİNE ÇALIŞMALAR DA ATOM KURAMININ OLUŞMASINDA ETKİLİ OLMUŞTUR.DALTON ‘DAN SONRA: GAY LUSSSAC (1778-1850) GAZLARIN KİMYASAL BİLEŞİKLER OLDUĞUNU BELİRLEMİŞ. 1881 ‘DE AVAGADRO GAZLARIN BİLEŞİMDE SABİT ORANLARIN,PARÇACIKALRININ BİLEŞİMİNDE DE OLABİLECEĞİNİ VARSAYDI.(AVAGADRO YASASI) 1815 ‘TE WİLLİAM PROUT ELEMENTLERİN ATOMİK AĞIRLIKLARINI HİDROJENLE BAĞLANTILI OLARAK VERİR. 1869 JOHN NEWLANDS ELEMENTLERİN ATOM AĞIRLIKLARINA GÖRE SEKİZLİ GRUP OLUŞTURDUKLARINI BULUR.

MENDELYEV DE AYNI KEŞFİ YAPAR VE BİLİNEN ELEMENTLERİ ATOM AĞIRLIKLARINA GÖRE SIRALAR ANCAK BAZI BÖLMELER BOŞ KALIR.MENDELYEV BU BOŞLUKLARI İLERİDE KEŞFEDİLECEK ELEMENTLERİN YERLERİ OLDUĞUNU VARSAYAR.

ATOMUN YAPISINA İLİŞKİN İLK ÇALIŞMALAR ELEKTRONUN KEŞFİNE AİTTİR. İLK OLARAK JOHANN HİTTORF BİR TÜP İÇERİSİNE SEYREK BİR GAZ YERLEŞTİRDİ VE İÇİNDEN ELEKTRİL AKIMI GEÇİRMEYİ DENEDİ,ANCAK BAŞARILI OLAMADI.ONUN BU ÇALIŞMSINI SIRASIYLA:

WİLLİAM CROOKES CROOKES TÜPLERDE TEKRAR DENEDİ WİLLİAM CROOKES CROOKES TÜPLERDE TEKRAR DENEDİ.TÜPE ELEKTRİK VERDİĞİNDE BİR TÜPTEN DİĞERİNE DAOĞRU BİR IŞIMA OLUYORDU. JEAN PERRİN BU IŞINLARIN NEGATİF YÜKLÜ OLDUKLARINI KEŞFETTİ VE BU KEŞİFLE BİRLİKTE BUNLARA ELEKTRON ADINI VERDİ. J.J.THOMPSON BU PARÇACIĞIN AĞIRLIĞINI ÖLÇMEYİ BAŞARDI.

1910 YILINDA LORD ERNEST RUTHERFORD POZİTİF YÜKLÜ PROTONU KEŞFETTİ VE BİR ATOM MODELİ TEKLİF ETTİ.ONA GÖRE ATOM ÇEKİRDEK ETRAFINDA DÖNEN ELEKTRONDAN OLUŞAN BİR YAPIYDI.

1930 ‘LARDA ATOMUN TEMEL PARÇACIKLARININ ELEKTRON,PROTON VE NÖTRON OLDUĞU DÜŞÜNÜLÜYORDU.KISA BİR SÜRE SONRA POZİTRON KEŞFEDİLDİ.ARDINDAN PROTON VE NÖTRONU BİR ARADA TUTAN ‘’PİYON’’ ADI VERİLEN YAPILAR KEŞFEDİLDİ. 1950 ‘LERDEN SONRA İSE NÜKLEER GÜÇTEN SORUMLU OLAN ‘’HADRON’’LAR KEŞFEDİLDİ. 1960 HADRONLARI BİR ARADA TUTAN KUARK ADLI OLUŞUMLAR KEŞFEDİLDİ. 1995 YILINDA SON OLDUĞU VARSAYILAN ALTINCI KUARK KEŞFEDİLDİ.

ISI VE ENERJİ: XVIII. YÜZYILDA ISININ BİR AKIŞKAN OLDUĞU DÜŞÜNÜLÜYOR VE BU AKIŞKANA DA ‘’KALORİ’’ ADI VERİLİYORDU.LAVOİSİER 1783’TE ISININ MADDESİ OLARAK KALORİ ADINI VERDİĞİ AKICI BİR MADDE ÖNERMİŞTİ.ONA GÖRE BU MADDENİN NİCELİĞİ TÜM EVRENDE SABİTTİ VE SICAKTAN SOĞUK CİSİMLERE DOĞRU AKMAKTADIR. KALORİ KURAMINA GÖRE ISI BİR MADDEYDİ VE EZELİ VE EDEBİ İDİ.

XIX. VE XX. YÜZYILLARDA BİYOLOJİ: HÜCREYE İLİŞKİN İLK BİLGİLER XVII.YÜZYILDA MİKROSKOBU KULLANAN MİKROKOBİSTLERİN ÇALIŞMALARIYLA ELDE EDİLMİŞTİR.İLK ÇALIŞMALAR ROBERT HOOK TARAFINDAN YAPILMIŞ VE MİCROGRAPHİA ADLI YAPITINDA VERİLMİŞTİR. HOOK BU ESERİNDE HÜCREYİ İÇİ BOŞ ODACIKLAR OLARAK TANIMLAMIŞTIR.

1831 ‘DE JHON BROWN HÜCRENİN BAĞIMSIZ BİR YAPI OLUŞTURDUĞUNU BULDU VE HÜCREYİ EN KÜÇÜK BAĞIMSIZ YAPI OLARAK TANIMLADI. MATHİAS JACOP SCHLEİDEN HÜCRENİN OLUŞUMUNU TUZ KRİSTALLERİNE BENZER OLARAK AÇIKLADI. THEODOR SCHWANN BİTKİ VE HAYVAN HÜCRELERİNİ İNCELEDİ VE ARALARINDA FARK OLMADIĞINI HÜCRENİN BİTKİ HÜCRESİ Mİ YOKSA HAYVAN HÜCRESİ OLDUĞUNU PROTOPLAZMA BELİRLİYORDU. (PROTOPLAZMA HÜCREDE ÜREMEYİ,BESLENMEYİ VE GELİŞMEYİ SAĞLAMAKTAYDI.)

CANLILAR VE DEĞİŞİMLE İLGİLİ KURAMLAR VE SINIFLAMA DÜŞÜNCESİ XVIII. YÜZYILDA ARAŞTIRMA GEZİLERİ İLE DOĞA ÜZERİNE ÇALIŞANLAR YENİ BİTKİ VE HAYVAN TÜRLERİYLE KARŞILAŞTILAR.BU SAYEDE CANLILARIN YAPILARINA VE OLUŞUMUNA İLİŞKİN ÇEŞİTLİ GÖRÜŞLER ORTAYA ATILDI.BUNLAR İÇERİSİNDE EN ÖNEMLİSİ EVRİM KURAMIDIR.

XVIII.YÜZYILDA YAPILAN BİLİMSEL SEYAHATLERİN İLKİ İNGİLİZ KAPTAN JAMES COOK ’UN SEYAHATLERİDİR.(VENÜS ÜN GÜNEŞ ÖNÜNDEN GEÇİŞİNİ GÖZLEMLEDİ YENİ ADALAR KEŞFETTİ.) DENİZDE BOYLAM ÖLÇÜMÜNE İLİŞKİN ÇALIŞMALARIYLA 1735 ‘TE JHON HARRİSON KRONOMETRE ADIYLA BİR DENİZ SAATİ GELİŞTİRDİ. 1801 ‘DE YAPILAN BİR BAŞKA SEYAHATTE ROBERT BROWN BİR ÇOK BİTKİ ÖRNEĞİ TOPLADI.BU ÖRNEKLERİN 4000 İ İLK DEFA TANINIYORDU.

BİYOLOJİ ARAŞTIRMALARININ EN BÜYÜĞÜ VE EN KAPSAMLISI 1872-1876 YILLARI ARASINDA YAPILDI.İNGİLİZLERİN DESTEKLEDİĞİ BU GEZİNİN SONUÇLARI 50 CİLT OLARAK YAYIMLANDI.AYRICA BU SEYAHATLER SAYESİNDE OŞİNOGRAFİ DE KURULDU. CANLILARIN SINIFLANDIRILMASINDA CANLI ORGANİZMASI TEMEL DÜŞÜNCEDİR.ANCAK BU DÜŞÜNCEDE ORGANİZMANIN DEĞİŞİK KARAKTERLERİ ELE ALINMIŞTIR. TAKSONOMİSTLER DIŞ GÖRÜNÜŞÜ ELE ALMIŞ MORFOLOJİSTLER ORGANİZMANIN İÇ PALEONTOLOJİSTLER FOSİL TÜRLERİNİ ELE ALIYORLAR.

SINIFLAMA SİSTEMİNE İLİŞKİN EN BAŞARILI ÇALIŞMA KARL LİNNAEUS A AİTTİR SINIFLAMA SİSTEMİNE İLİŞKİN EN BAŞARILI ÇALIŞMA KARL LİNNAEUS A AİTTİR.LİNNAEUS SINIFLAM SİSTEMİNİ TÜRLERİ CİNSLERE CİNSLERİ TAKIMLARA TAKIMLARI DA SINIFLARA AYIRDI.HAYVAN SINIFLAMASI EN YÜKSEK CANLIDAN EN DÜŞÜK CANLIYA DOĞRU ŞÖYLE İDİ:MEMLİLER,KUŞLAR,SÜRÜNGENLER,BALIKLAR,BÖCE KLER VE SOLUCANLAR OLARAK SINIFLANDIRMIŞTI. BU SINIFLAMADA DIŞ GÖRÜNÜŞLERİ ESAS ALMIŞTI.

BİR BAŞKA SINIFLAMA İSE GEORGES CUVİER E AİTTİR BİR BAŞKA SINIFLAMA İSE GEORGES CUVİER E AİTTİR.CUVİER’İN SINIFLANDIRMASI LİNNAEUS UN AKSİNE İÇ YAPILARI ESAS ALMAKTAYDI.CUVİER HAYVANLARI DÖRT GRUBA AYIRDI. 1-OMURGALILAR (VERTEBRATA) 2-YUMUŞAKÇALAR (MOLLUSCA) 3-EKLEMLİLER (ARTİCULATA) 4-IŞINSILAR (RADİATA) CUVİER 1798 ‘DE ORATAYA ATTIĞI PARÇALARIN KORELASYONU ADLI PRENSİBİYLE TANINIR.CUVİER BU PRENSİBİYLE PALEONTOLOJİNİN KURUCUSUDUR.

XVIII.YÜZYILDA YERYÜZÜNÜN ŞEKİLLENMESİNE İLİŞKİN OLARAK BAŞKA KURAMLAR İLERİ SÜRÜLMÜŞTÜ.BUNLARDAN BİRİSİDE ABRAHAM WERNER TARAFINDAN ÖNE SÜRÜLEN NEPTÜNİZM KURAMIDIR.BU KURAMA GÖRE YERYÜZÜ VE YERYÜZÜNDEKİ TABAKALAR SU VE HAVANIN ETKİSİYLE OLUŞMUŞTUR.DİĞER KURAMLAR İSE : ABBE ANTON MORO PLÜTONİZM KURAMI:BU KURAMA GÖRE İSE YERYÜZÜNÜN ŞEKİLLENMESİNDEN VOLKANİK ETKİLER SORUMLUDUR. CHARLES LYELL YERYÜZÜNÜN ŞEKİLLENMESİNE İLİŞKİN OLARAK TABAKALARIN BELİRLİ ZAMAN ARALIKLARI İLE ŞEKİLLENDİĞİNİ İLERİ SÜREREK AKTÜALİZM KURAMINI İLERİ SÜRMÜŞTÜR.

SINIFLAMA SİSTEMİ ÇALIŞMASINDA BİR BAŞKA ÖENMLİ İSİM İSE JEAN BABTİSTE MONET DE LAMARCK TIR.LAMARCK ‘A GÖRE CANLILAR EN YÜKSEK CANLIDAN EN DÜŞÜK CANLIYA DOĞRU BİR İNİŞ GÖSTERİRLER.SINIFLAMA SİSTEMİ ŞÖYLEDİR: OMURGALILAR MEMELİLER,KUŞLAR,SÜRÜNGENLER,BALIKLAR OMURGASIZLAR TEK HÜCRELİLER,AHTAPOTSULAR,IŞINSILAR,KURTLAR,BÖCEKELER,ÖRÜMCEKLER,KABUKLULAR, SOLUCANLAR,SU BÖCEKLERİ,YUMUŞAKÇALAR

İNSAN LAMARCK ‘A GÖRE GELİŞMİŞ DEĞİLDİR İNSAN LAMARCK ‘A GÖRE GELİŞMİŞ DEĞİLDİR.ZİRA İLKEL KAVİMLER HALA VARDIR.BİRBİRİMİZİ ÖÖLDÜRMEMİZ DE GELİŞMEMİŞLİĞİMİZİN BİR KANITIDIR. LAMARCK AYNI ZAMANDA TÜRLER ARASINDA BİR SINIRIN OLMADIĞINI İLERİ SÜRER.LAMARCK LYELL İ İEL BİRLİKTE ‘’EVRİM’’ KELİMESİNİ KLASİK EVRİM KURAMINDA KULLANMIŞLARDIR.BUNA GÖRE EVRİM ORGANİK BİR TİPTEN UZUN BİR SÜRE SONRA DİĞER TİPLERİN GELİŞMESİDİR.BU ANLAMI DAHA SONRA CHARLES DARWİN GELİŞTİRMİŞ VE EVRİM KURAMINI ORTAYA ATMIŞTIR.

CHARLES DARWİN VE EVRİM KURAMI: YAŞAYAN ORGANİZMALARIN EVRİMİ DÜŞÜNCESİNE İLK ŞEKİL VEREN BUFFON ‘DUR.BUFFON DAĞA TARİHİ ADLI ESERİNDE ORGANİZMALAR ARASINDAKİ KÜÇÜK FARKLILIKLARA DİKKAT ÇEKMİŞ VE ZAMANDAN ZAMANA TÜRLERİN TİPLERİNİN DEĞİŞEBİLECEĞİ SONUCUNA ULAŞMIŞTIR.BU DÜŞÜNCELERİ DAHA SONRA DARWİN ‘İN DEDESİ ERASMUS DARWİN GELİŞTİRMİŞ VE ORGANİZMALRIN ÇEVRELERİNE UYUM GÖSTERDİĞİ SONUCUNA ULAŞMIŞTIR.

İNGİLİZ DOĞA BİLİMCİ CHARLES DARWİN BU DÜŞÜNCELERİ GELİŞTİRDİ VE 1831-1834 YILLARI ARSINDA GALLAPAGOS ADALARI NA YAPTIĞI SEYAHATİ SIRASINDA ELDE ETTİĞİ VERİLERİ DEĞERLENDİREREK EVRİM KURAMINI ORATAYA ATTI.ONUN ORTAYA ATTIĞI BU KURAM BUGÜN BİYOLOJİ BİLİMİNİN TEMELİNİ OLUŞTURUYOR.

MENDEL VE KALITIM KURAMI: BEBEKONUYA İLİŞKİN BEBEKLERİN CİNSİYETİ,KİME BENZEYECEĞİ,VÜCUT KUSURLARININ NEDEN KAYNAKLANDIĞINI İNSANLARIN ESKİDEN BERİ İLGİLENDİKLERİ KONULARDIR.ANCAK KONUYA İLİŞKİN İLK ÇALIŞMALAR BUFFON TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.BUFFON HAYVANLAR ARSINDA DÖLLENME DENEYLERİ YAPTI.ANCAK BU DENEYLERİNDE İYİ SONUÇLAR ELDE EDEMEDİ.

KONUYA İLİŞKİN KESİN SONUÇLAR MENDEL TARAFINDAN ELDE EDİLMİŞTİR KONUYA İLİŞKİN KESİN SONUÇLAR MENDEL TARAFINDAN ELDE EDİLMİŞTİR.MENDEL BİTKİLER ÜZERİNDE YAPTIĞI ÇALIŞMALAR İLE BİR TÜRÜN ÖZELLİKLERİNİN KALITIM YOLUYLA SONRAKİ KUŞAKLARA AKTARILDIĞINI BULDU.MENDEL BİR DİN ADAMIYDI.ANCAK KÜÇÜK YAŞTAN BERİ BAHÇE İŞLERİ İLE UĞRAŞMAYI SEVERDİ.MENDEL 1858 ‘DE ÇALIŞMALARA BAŞLAYIP 8 YILDA SONUCA ULAŞTI.

XIX. VE XX. YÜZYILLARDA TEKNOLOJİ:

1860 YILINDA ETİENNE LENOİR ELEKTRİK ATEŞLEMELİ BİR MOTOR YAPTI. OTOMOBİL: 1860 YILINDA ETİENNE LENOİR ELEKTRİK ATEŞLEMELİ BİR MOTOR YAPTI. 1876 ‘DA İSE NİKOLAS AUGUST OTTO,LENOİR ‘İN AYGITINI GELİŞTİRDİ VE ÜÇTE BİR YAKIT HARCAYAN BİR GAZ MOTORU YAPTI.OTTO MAKİNESİ ADI VERİLEN BU AYGIT POMPALARDA VE ABSINEVLERİNDE KULLANILMAYA BAŞLANDI.ANCAK ALET ÇOK GÜRÜLTÜLÜYDÜ.1876 ‘DA OTTO BUNU BERTARAF ETMEK İÇİN DÖRT ZAMANLI MOTORU GELİŞTİRDİ VE HACMİNİ KÜÇÜLTTÜ GÜRÜLTÜDE ÖNLENDİ.

1883 ‘DE GOTTLİEB BU MOTORA YAKIT OLARAK BENZİN KULLANMAYA BAŞLADI. 1886 ‘DA İSE BU MOTORU BİR AT ARABASINA TAKTI.AYNI YILLARDA İSE CARL BENZ DE İLK MOTORLU ARCI GELİŞTİRDİ. XIX.YÜZYILIN SONLARINDA DİSİEL MOTORDA BENZİNİ YAKMA AMACIYLA YAĞ KULLANILMAYA BAŞLANDI.(1893-1897)BENZİN VE YAĞIN MOTORLARDA KULLANIMI YAYGINLAŞTI VE HAMMADDE OLARAK DA PETROL ÜRETİMİ BİRİNCİ SIRAYI ALDI.

UÇAK: BASİT MAKİNALARDA İLK UÇMA PLANINI LEONARDO DA VİNCİ YAPMIŞTIR.ANCAK İŞLK CİDDİ UÇMA DENEMELERİ XVIII.YÜZYILDA YAPILMIŞTIR. 4 HAZİRAN 1783 ‘TE MONTGOLFİER KARDEŞLER SICAK HAVA İLE ŞİŞİRİLMİŞ KAĞIT BİR BALONLA 1860 METRE YÜKSELDİLER.AYNI YILIN SONUNDA İSE YOLCU TAŞIYARAK UÇMAYA BAŞLADILAR.

BİZİM TGARİHİMİZDE UÇMAYI DENEYEN BİLGİNLER VARDIR BİZİM TGARİHİMİZDE UÇMAYI DENEYEN BİLGİNLER VARDIR.GAZNELİLER DEVLETİ SINIRLARI İÇİNDE ESKİDEN MAVERAÜNNEHİR ‘DE DOĞAN TÜRK ASILLI BÜYÜK BİLİM ADAMI İMAM CEVHER,BÜYÜK KUŞALRIN KANAT ÇIRPMADAN YÜKSEKLERDEN SÜZÜLDÜKLERİNİ DİKKATLE İZLEMİŞ VE 1002 YILINDA NİŞABURDAKİ CAMİNİN DAMINA ÇIKARAK VÜCUDUNA İPLERLE İKİ BÜYÜK KANAT BAĞLAYARAK KENDİSİNİ BOŞLUĞA BIRAKMIŞ KANATLAR KENDİSİNİ TAŞIYAMAMIŞ VE YERE ÇAKILARAK ÖLMÜŞ.

XVII.YÜZYILDA YAŞAMIŞ OLAN HAZERFEN AHMED ÇELEBİ İSE UÇMA İLE İLGİLİ DENEYLERİNİ OKMEYDANINDA YAPMIŞTIR.KARTAL KANATLARI ADINI VERDİĞİ BİR ALETLE RÜZGARLI HAVALARDA DEFALARCA UÇMUŞ VE RÜZGARA KARŞI UÇUŞUN KALDIRMA KUVVETİ OLUŞTURACAĞINA KANAAT GETİRMİŞTİR.BU DÜŞÜNCEDEN AHREKETLE İSTANBUL ‘DA GALATA KULESİNDEN HAVALANMIŞ VE ÜSKÜDARA DOĞANCILAR MEYDANINA İNMİŞTİR.BÖYLECE 3200 METREYİ UÇARAK GEÇMEYİ BAŞARMIŞTIR.BU UÇUŞU DEVRİN PADİŞAHI OLAN IV.MURAT İZLEMİŞ VE KENDİSİNE 1 KESE ALTIN VERMİŞTİR.ANCAK DAHA SONRA BU ADAM ÇOK KORKULACAK ADAMDIR DİYEREK CEZAYİR E SÜRMÜŞTÜR.

BİLGİSAYAR: İNSANOĞLUNUNİLK HESAP MAKİNESİ ABAKÜSLERDİR.OTOMATİK HAREKETLERDEN YARARLANARAK İLK TOPLAMA YAPAN MAKİNEYİ BULAN BİLİM ADAMI BLAİSE PASCAL DIR. PASCAL BU MAKİNEYİ BİR TARAFA DOĞRU DÖNDÜRÜLEN DİŞLİ ÇARKLARIN HAREKETİNDEN FAYDALANARAK İCAT ETMİŞTİR.DAHA SONRA LEİBNİZ AYNI PRENSİPLE ÇARMA İŞLEMİ YAPABİLEN BİR MAKİNE GELİŞTİRMİŞTİR. HESAPLAMADA ELEKTRONİK SİSTEMİN ÖNCÜSÜ İNGİLİZ BİLİM ADAMI CHARLES BABBAGE DİR.GERÇEK ANLAMDA BİLGİSAYARLAR 1941 YILINDA BERLİN DE KONRAD ZUSE TARAFINDAN GELİŞTİRİLMİŞTİR.

1946 ‘DA AMERİKA DA YÜKSEK İŞLEM HIZINA SAHİP TAM ELEKTRONİK İLK SAYISAL BİLGİSAYAR GELİŞTİRİLDİ.30 TON AĞIRLIĞINDAKİ BU DEV MAKİNE ON HANELİ BEŞ BİN SAYIYI BİR SANİYE İÇİNDE TOPLAYABİLİYORDU.SONRAKİ YILLARDA İNANILMAZ BİR SÜRATLE GELİŞTİRİLEN BİLGİSAYARLAR BİLGİYİ ÇABUK VE DOĞRU BİR ŞEKİLDE İİŞLEME VE SAKLAMA ÖZELLİKLERİ NEDENİYLE KISA SÜREDE GÜNLÜK HAYATIN AYRILMAZ BİR PARÇASI HALİNE GELDİ.