İnfak nedir?.. Sesi açınız, okudukça tıklayınız

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
halı kilim orman gülü yakacak kömür sevgi yolu bundan böyle
Advertisements

VAKIFLAR HAFTASI VAKIFLAR HAFTASI (MAYIS AYI 2. HAFTASI)
Fatih Camii.
Sahabeden Hazret-i Ebu Eyyûb El-Ensâr (radıyallahu anh) Türbesi
Slaytı kendi akışına bırakınız Hazırlayan
RAMAZAN AYI VE ORUÇ İslam dininde ramazan ayına niçin önem verilmektedir? İmsak, İftar, Sahur, Mukabele, Teravih namazı ve Fitre kavramlarının anlamlarını.
OSMANLI’DA VAKIF SISTEMI
E şsiz B ir M edeniyetin İ zleri… Bir kuş cıvıltısı bize neyi anlatır ?
Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V.).
Mostar Köprüsü Mostar Köprüsü, 1566’da Mimar Hayreddin tarafından inşa edilmiştir. Bu köprü Neretva Nehri üzerinden geçmektedir. Köprünün yapımında 456.
Vakıf Nedir? Vakıf, kurumlaşmış bir YARDIM ANLAYIŞI ‘nı ifade eder.
PAKET SİGARA FİYATI 1 ADET SİGARA FİYATI
PAYLAŞMA VE YARDIMLAŞMA İBADETİ OLARAK ZEKAT VE SADAKA
İlköğretim DKAB Dersi 4. Sınıf 5. Ünite Sunusu
İP HİKAYESİ.
Hazırlayan: Mustafa YILMAZ Tantavi İÖO DKAB Öğretmeni Eyüp/İstanbul
Ömer Hayyam Rubailer BÖLÜM-2
9. Sınıf Dil ve Anlatım NİSAN
Zekat, Hac ve Kurban ibadeti
ORHAN GAZİ DÖNEMİ YAPILAN BAYINDIRLIK FAALİYETLERİ.
ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ VE BEYLİKLER DÖNEMİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK
İnfak nedir?.. Sesi açınız, okudukça tıklayınız
Ses Bilgisi.
Sadakanın Miktarı, Zamanı ve Şartları Fıtır Sadakası (Fitre)
İLKÖĞRETİM REFORMLARI
SADAKA TAŞI.
OSMANİYE ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ
Bir bilge adam öğrencileriyle otururken demişki;"Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar,ne zaman ortalık aydınlar?"
MERHAMET …sevgidir..
Öğretim yılı Ocak Ayı Değerleri
MERHAMET …sevgidir..
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
İNSANIN PAYLAŞMA VE YARDIMLAŞMA İHTİYACI
BalkanlardakI osmalI eserleRI
TOPLUMSAL DAYANIŞMA İBADETİ OLARAK SADAKA
OSMANLIDA DEVLETİNDE BİLİM VE BİLİM ADAMLARI
Hazırlayan Slaytı kendi akışına bırakınız Abdurrahim Karakoç.
BİLİŞİM TEKNOLOJİERİ VE YAZILIM DERSİ PERFORMANS ÖDEVİ
Anadolu’da “Beylikler Dönemi’nde (13. yy.) yaşamıştır. Kesin olmamakla birlikte ailesiyle Belh şehrinden Akşehir’e gelmişlerdir. Babası Şeyh Hasan Paşa’dır.
CAMİLER AKŞEHİR ULU CAMİ: Akşehir’de, Ahi Celal mahallesinde, Ulu Cami Caddesi ile Kalaycı Sokağın kesiştiği köşede Eski Akşehir’in ortasında yer almaktadır.
ORUÇ İBADETİNİN KİŞİYE VE TOPLUMA KAZANDIRDIKLARI
OSMANLI MİMARLIĞI.
İNSANIN PAYLAŞMA VE YARDIMLAŞMA İHTİYACI
Sultan 2.Bayezid Camii - Amasya
Sultan 2.Bayezid Külliyesi (Cami-Tıp Medresesi-Darüşşifa-
OSMANLI DEVLETİ’NDE EKONOMİK GELİŞMELER VE TOPLUM YAPISI
6. Akrabalarımıza Karşı Sorumluluklarımız
YARDIMLAŞMA KURUMLARIMIZ
Hazırlayan: Göksel KURT Türkçe Öğretmeni. Göksel KURT Türkçe Öğretmeni2 SIFAT  İsimlerin önüne gelerek onların şeklini, durumunu, rengini, işaret yoluyla.
KÜSTAH FRANSIZ SPİKERİNE
Osmanlı Padişahlarının yedincisi. İstanbul’un fatihi, II.Murad Han’ın oğlu. 30 Mart 1431 Pazar günü Edirne’de dünyaya geldi. Babası II.Murat, annesi Hümâ.
Osman Gazi'nin Hayatı ARDA KIRTASİYE.
AD(İSİM) ÇEŞİTLERİ.
ÜNİTE: TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK KONU: OSMANLIDA BİR MERKEZ
TASARRUF Hikmet SIRMA.
ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA HÜKMÜ FARZ ŞARTI VACİP SÜNNET NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM NİSAP MİKTARI MALA.
ASKIDA KAHVE.
………………………ANADOLU LİSESİ
Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi
HAZIRLAYANLAR SULTAN BİLİR NURSEL ÇINAR ESRA YAĞAN M. CAN KAZAN
Kültürümüzde Hz. Muhammed Sevgisi
Yardımlaşma ve Dayanışma Yolu Olarak Sadaka Zekât ve Sadaka Verecek Duruma Gelmeye Çalışmalıyız Yardımlaşma Kurumlarımız.
MIMAR SINAN. , Mimar Sinan, 1489'da Kayseri'nin Ağırnas köyünde dünyaya geldi. 1511'de devşirme olarak İstanbul'a geldi ve Acemi Oğlanlar Ocağı'na girdi.
HAZIRLAYANLAR EBRAR ÇAKIR BEYZA EFE KEVSER ÇAYIR
2.ÜNİTE: ZEKAT,HAC,KURBAN
UNUTULAN OSMANLI ADETLERI. 1. Zimem Defteri  Ramazan günlerinde zenginler bakkal, manav gibi dükkânlara giderdi ve zimem defterini çıkarmalarını isterdi.
OSMAN HAMDİ BEY HAZIRLAYAN AHMET REŞİT BOSTANOĞLU.
2. ÜNİTE ZEKAT ve SADAKA Zekat ve Sadaka ibadetini ayet ve hadislerle açıklar.
M İ MAR S İ NAN. MİMAR SİNAN [1490 – 1588] Büyük Osmanlı mimarı. Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğdu. 1511’de Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak.
2.ÜNİTE: ZEKAT,HAC,KURBAN
Sunum transkripti:

İnfak nedir?.. Sesi açınız, okudukça tıklayınız

İmârethâne, Dârü’z-ziyâfe, Vakıf, Vakfiye, Sadaka-i câriyye, İmârethâne, Dârü’z-ziyâfe, Hankah-Hangâh, Dârü’l-aceze Gurebâ… Ne demektir?..

Kuş evi nedir?..

Sadaka taşı nedir?.. Cevaplar…>

*İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa) Vakıf,* vakfiye* Kendisine ait mülkün, paranın ve bunların gelirinin, ihtiyacı olan kimselerin yararlanması için “Allah’ın mülkü” saydığını kabûl etmek ve mahkeme kararıyla kesinleştirmektir. Bu kararın yazılı olduğu belgenin ismi “vakfiye”dir. *İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa)

*İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa) Sadaka-i câriyye* Bir kimsenin hayır için yaptırdığı ve ölümünden sonra da faydası devam eden, vakıf, hastane, yurt, çeşme, yol ve benzeri kalıcı hayrat eseridir. *İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa)

*İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa) İmâret, İmârethâne* Kelime anlamı; “bir yeri bayındır ve mâmur etmek”, yâni “bayındırlık”tır. Geniş kullanımıyla; öğrencilere, din görevlilerine, gelip-geçen yolculara, misafirlere ve yoksullara yemek vermek üzere kurulmuş “aş evi”dir. *İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa)

Hankah-Hangâh* “..(nice kurum gibi bozulmadan önce) birer sosyal yardım merkezi, hayır ve şefkat kaynağı, konuk dinlenme ve tedâvi yeri, toplantı mahalli, kültür ve spor ocağı, şimdiki deyimle birer kulüptü bu hankahlar.” *Osman Ergin; “Türk Maarif Tarihi” Cil:1, s.224-241

*İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa) Dârüzziyâfe “Ziyâfethâne”* Misafirlere, yolculara (ücretsiz) yemek yedirmek üzere vakfedilen kurum. *İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa)

*İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa) Dârülaceze* Âcizler evi, düşkünler yurdu (ücretli huzur evi değil). İstanbul’da 1895’de kurulan düşkünler evine verilen isim. *İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa)

Gurebâ* “Garipler, kimsesizler… memleketinden uzakta olan yoksul kimseler” (Gurebâ Hastahânesi bu kimseler için inşâ edilip vakf olunmuştur). *İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa)

Kuş evleri, kuş köşkleri Türk’ün acıma duygusu, sırf kendi cinsine, kendi nesline veya ırkına yönelik değildir. “Rahmetimi istiyorsanız yarattıklarıma acıyın” diyen İlâhî emre uymayı ibâdet saydı bu millet. Eski yapılarımızdaki “kuş evleri, kuş köşkleri”nden birkaç örnek… >

Üsküdar, Ayazma Câmii

Câmi, türbe, medrese benzeri yapıların fazla rüzgâr almayan duvarlarının yüksek yerlerine minyatür köşkler hâlinde yerleşen kuş evleri-kuş köşkleri, yaratılmışa sevgi ve merhamet hislerimizin belgeleridir. Üsküdar, Yeni Vâlide Câmii

Üsküdar Selimiye Câmii

*İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa) Sadaka taşları* İhtiyaçlı olup da sadaka isteyemeyen onurlu kimselerin, başkaları görmeden geceleri alsınlar diye hayır sahiplerince para bıraktıkları yer. *İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa)

Üsküdar Doğancılar Caddesi üzerindeki İmrahor Câmii’nin karşısındadır bu taş. Başka yerlerdekiler, hepsi birer birer kayboldular… Erişemesinler diye küçük çocuklar, az yüksek tutulmuşlar ve hayır sahipleriyle ihtiyaç sahiplerine kolaylık olsun diye, Çok insanın geçtiği ayak altı yerlere konulmuşlar…dı.

Bu kısa boylu sütunun üzerindeki oyuk yere bırakırdı sadakayı hayır yapmak isteyen… İhtiyaçlı olan gelirdi ortalık kararınca, O paradan alırdı gereği kadarınca. Hepsini götürmezdi… İhtiyacından fazlasını başkasına bırakırdı, infak’ı bitirmezdi. Çünkü bilirdi ki o, paylaşmayı bilmemek hiç hayır getirmezdi. Bu işte asıl güzel olan, birbirini görmezdi verenle alan…

Çünkü inancımızda, Bir elin verdiğini, Öteki el bilmezdi!..

İnfak* Yâni, “muhtaç olana vermek”tir. “Nafakasını verme, besleme, geçindirme, yedirip içirme, malını Hak yolunda sarf etme…” Yâni, “muhtaç olana vermek”tir. *İlhan Ayverdi; Kubbealtı Lugatı (3 cilt, 3549 sayfa)

Bitlis’te “Hüsrev Paşa Vakfı”nın 996 H. (1581 M.) tarihli vakfiyesinden: Rahva’daki kervansaraya gelen misafirlere yedirilmek üzere günlük beş batman koyun eti alınması, sabah buğday çorbası, akşam pirinç çorbası yapılması, yemekten sonra gelen misafirlere bal, pekmez, peynir ve yoğurt ikram edilmesi, Mübarek gecelerde misafirlere çorba, pilav, zerde veya ekşi aş ile ziyafet verilmesi, Kış günlerinde adam sayısınca her ocak başına bir kucak odun ve yirmişer dirhemden birer mum verilmesi, Üç kandilin sabaha kadar yanması, Mütevelliye günlük on iki akçe verilmesi.

Edirne’de “Sinan Paşa Vakfı”na ait 933 H. (1526 M.) tarihli vakfiyede: Gelirin beş kısma bölünmesi, bir kısmın vakıf mütevellisine verilmesi, diğer dört kısımdan vâkıfın yaptırmış olduğu medresede görevli müderrise günlük yirmibeş dirhem, medrese talebelerinden her birine ikişer dirhemden az olmamak üzere, gerekirse onar dirhem verilmesi… …İmarette et pişmesi için günlük on dirhem, ekmek için on iki dirhem verilmesi, her yıl için seksen kile pirinç, doksaniki kile buğday ve oniki kile tuz harcanmasını ve artan parayla imâretin tamiratının yapılması.

İstanbul’da “Merhum Mevlâna Şah Ali Çelebi Kızı Fatma Hâtun Vakfı”nın 993 H. (1585 M.) tarihli vakfiyesinde: Vakfeylediği evlerde fakirlerin ve dul hanımların oturması, adı geçenler otururken binada onarım gerekmesi hâlinde vakıfça bu onarımın yapılması. * * * * * * * * * * * * * * * * Manisa’da “Çakıroğlu Mehmet bin Hasan bin Mehmet Vakfı”nın 1316 H. (1908 M.) tarihli vakfiyesinde: İlk mekteplere ders kitapları alınıp fakir, küçük öğrencilere verilmesi, buralarda okuyan yetim çocukların yiyecek ihtiyacının karşılanması, Bayram arifelerinde o mekteplerdeki yetim çocukların giydirilmesi…

FÂTİH SULTAN MEHMED VASİYETİ’NDEN …Şöyle ki: Bu gayrımenkullerimden elde olunacak nemâlarla İstanbul’un her sokağına ikişer kişi tâyin eyledim... Ayrıca on cerrah, on tabîb ve üç de yara sarıcı tâyin ve nasb eyledim. Bunlar ki ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkalar, ayrım gözetmeden her kapıyı vuralar ve o evde hasta olup olmadığını soralar; var ise şifâsı, şifâyâb olalar. Değilse, kendilerinden hiçbir karşılık beklemeksizin Dârülaceze’ye kaldıralar, orada salâh bulduralar … >

FÂTİH SULTAN MEHMED VASİYETİ’NDEN (devam) ...Ayrıca, külliyemde binâ ve inşâ eylediğim imârethânede şehid ve şühedânın kavimleri ve İstanbul şehrinin fukarâsı yemek yiyeler. Ancak, yemek yemeğe veya almağa kendileri gelemeyenlerin yemekleri, günün loş karanlığında ve kimse görmeden, kapalı kaplar içerisinde evlerine götürüle...”

Bu program, İtalya’daki bâzı kafe’lerde kahve ısmarlarken, “yoksullar için” bir veya birkaç kahve parası fazla ödeyenleri konu alan “Askıda Kahve” başlıklı sunuyu hazırlayan ve o sunudan etkilenenlere ithaf edilmiştir Hasan Âli Göksoy Müzik: “Uyan ey gözlerim gafletten uyan!”. Güfte: Sultan Üçüncü Murad, Beste: Ali Ufkî Bey