İzmir Mesleki Bilgi Paylaşım Grubu Hoş geldiniz… 02.03.2012 Ahmet YÜKSEKOL
GELİR VERGİSİNİN KONUSU VE GELİRİN UNSURLARI Gelir vergisinin konusu, gerçek kişilerin elde ettiği gelirlerdir. 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’ nun 1. maddesinde “Gerçek kişilerin gelirleri Gelir Vergisine tabidir. Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.”hükmü yer aldıktan sonra gelirin unsurları Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde 7 bent halinde aşağıdaki gibi sayılmıştır. 1. Ticari kazançlar; 2. Zirai kazançlar; 3. Ücretler; 4. Serbest meslek kazançları; 5. Gayrimenkul sermaye iratları; 6. Menkul sermaye iratları 7. Diğer kazanç ve iratlar
GELİR VERGİSİNDE MÜKELLEFİYET VE ŞEKİLLERİ Tam Mükellefiyet ; 1-Türkiye’de Yerleşmiş Olanlar - İkametgahı Türkiye’de bulunanlar - Bir takvim yılı içinde Türkiye’de sürekli olarak altı aydan fazla oturanlar 2-Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları, tam mükellefiyet esasında vergilendirilir. Türkiye’de Yerleşme Sayılmayan Haller; Gelir Vergisi Kanunu’nun 5. maddesine göre aşağıda yazılı olan yabancılar Türkiye’de altı aydan fazla kalsalar dahi yerleşmiş sayılmayacaklardır. Belli ve geçici görev veya iş için Türkiye’ye gelen iş, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ve durumları bunlara benzeyen diğer kimselerle tahsil, tedavi, istirahat veya seyahat maksadıyla gelenler; Tutukluluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmayan sebeplerle Türkiye’de alıkonulmuş veya kalmış olanlar; Dar Mükellefiyet; Gelir Vergisi Kanunu’nun 6.maddesinde Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin sadece, Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilecekleri hüküm altına alınmıştır. Çalışma veya oturma izni alarak altı aydan daha fazla bir süredir yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratları bakımından dar mükellefiyet esasında vergilendirilmeleri gerekmektedir.
TİCARİ KAZANÇLAR Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesinde ticari kazanç;”Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar” olarak tanımlanmış olup, ayrıca; aşağıda sayılan kazançların da Gelir Vergisi uygulamasında ticari kazanç sayıldıkları belirtilmiş bulunulmaktadır. 1- Maden, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri ile tuğla ve kiremit harmanlarının işletilmesinden, 2- Coberlik işlerinden, 3- Özel okul ve hastanelerle benzeri yerlerin işletilmesinden, 4- Gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden, 5- Kendi nam ve hesaplarına menkul kıymet alım-satımı ile devamlı olarak uğraşanların bu faaliyetlerinden, 6- Satın alınan veya trampa suretiyle iktisap olunan arazinin iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içinde parsellenerek bu müddet içinde veya daha sonraki yıllarda kısmen veya tamamen satılmasından, 7- Diş protezciliğinden elde edilen kazançlar, 8- Ayrıca GVK’ nun 53. maddesinin birinci fıkrasının sonuna eklenen cümleyle “Çiftçiye ait olmakla beraber ziraî işletmeye dahil edilmeyen biçerdöver veya bu mahiyetteki bir motorlu araç veya on yaşına kadar ikiden fazla traktörün işletilmesinden elde edilen gelirler ticarî kazanç hükümlerine göre vergilendirilir. Kollektif ortaklıklarda ortakların, adi veya eshamlı komandit ortaklıklarda komandite ortakların ortaklık karından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç hükmündedir.
TİCARİ KAZANCIN TESPİTİNDE İNDİRİLECEK GİDERLER ( G.V.K. MD. 40 ) Safi kazancın tespit edilmesi için, aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir: 1. Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler; (İhracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükellefler, bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hâsılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebilirler.) 2. Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı, demirbaş olarak verilen giyim giderleri; 3. İşle ilgili olmak şartıyla, sözleşmeye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar; 4. İşle ilgili ve yapılan işin önemi ve genişliği ile uyumlu seyahat ve ikamet giderleri 5. Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri 6. İşletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar; 7. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar. 8. İşverenlerce, Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen aidatlar 9. İşverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları. 10. Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığı’nca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedeli.
TİCARİ KAZANCIN TESPİTİNDE GİDER KABUL EDİLMEYEN ÖDEMELER 1. Teşebbüs sahibi ile eşinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar veya aynen aldıkları sair değerler (Aynen alınan değerler emsal bedeli ile değerlenerek teşebbüs sahibinin çektiklerine ilave olunur.), 2. Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar, 3. Teşebbüs sahibinin işletmeye koyduğu sermaye için yürütülecek faizler, 4. Teşebbüs sahibinin, eşinin ve küçük çocuklarının işletmede cari hesap veya diğer şekillerdeki alacakları üzerinden yürütülecek faizler, 5. 5. (5615 sayılı kanunun 3 üncü maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 1/1/2007 tarihinden geçerli olmak üzere 04.04.2007)Bu fıkranın 1 ilâ 4 numaralı bentlerinde yazılı olan işlemler hariç olmak üzere, teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılır. Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler ilişkili kişi sayılır.
6. Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar, 7. Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin % 0’ı (Yüzde Sıfır), 8. Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları, 10. Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddi ve manevi zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri. İNDİRİMİ MÜMKÜN OLMAYAN DİĞER GİDERLER Binek taşıtların Motorlu Taşıt Vergileri (Araç kiralama, taksi ve sürücü kursları hariç) Özel iletişim vergileri Fiilen ödenmeyen ssk primleri Gecikme zamları ve faizleri Vergi barışı kanunlarınla ilgili ödenen vergiler
ZİRAİ KAZANÇLAR Gelir Vergisi Kanunu’nun 52’nci maddesinin birinci fıkrasında zirai kazanç; zirai faaliyetten doğan kazanç olarak tanımlanmış ve izleyen ikinci fıkra hükmünde ise zirai faaliyet; “ Arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin üretilmesini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasını” ifade ettiği belirtilmiştir. Yukarıda yazılı faaliyetlerin içinde yapıldığı işletmelere zirai işletme, bu işletmeleri işleten gerçek kişilere (Adi şirketler dahil) vergiye tabi olsun veya olmasınlar çiftçi ve bu faaliyetler neticesinde istihsal olunan maddelere de mahsul denir. Diğer taraftan aynı maddede, kollektif şirketlerle adi veya eshamlı komandit şirketler zirai faaliyetle iştigal etseler dahi çiftçi sayılmayacaklarına ve zirai faaliyetle iştigal eden kollektif şirketlerin ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortaklarının şirket karından aldıkları payların şahsi ticari kazanç olduğuna hükmolunmuştur. Mahsullerin değerlendirilmeleri amacıyla ve zirai üretime yönelik olarak işlenmesi de zirai faaliyete girer. Ancak, bu işlem, aynı teşebbüsün bir parçasını oluşturan bir işletmede vukua geliyorsa, bu işlemin zirai faaliyet sayılabilmesi için işletmenin sınai bir müessese çapında ve hacminde olmaması ve faaliyetinin sadece teşebbüste üretilen zırai mahsullere yönelik olması şarttır. Satışların dükkan ve mağaza açılarak yapılması halinde, mahsullerin dükkan ve mağazaya gelinceye kadar geçirdikleri safhalar zirai faaliyet kapsamında kalır. Çiftçiler tarafından doğrudan doğruya zirai faaliyetleri ile ilgili alım satım işlerine yönelik açılan yazıhaneler, faaliyetleri bu işle sınırlı olmak koşuluyla dükkan ve mağaza sayılmaz.
Buna göre çiftçilerden; ZİRAİ KAZANÇLAR Zirai kazançların vergilendirilmesinde temel prensip, çiftçilerin elde ettiği zirai kazançların Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesine göre hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilmesidir. Bunun yanı sıra Gelir Vergisi Kanunu’nun 53’üncü maddesi belirli şartlar dahilinde çiftçilerin gerçek usulde vergilendirilmesini kabul etmiştir. Buna göre çiftçilerden; Ziraat gruplarına göre belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünü aşanlar, (G.V.K madde 54’de işletme büyüklüğü ölçüleri belirtilmiştir.) Bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca sahip olanlar, On yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olanlar (G.V.K. Geç. Mad. 45/2), Ziraat gruplarının birkaç tanesi içine giren zirai faaliyetlerin bir arada yapılması halinde, en fazla iki gruba ait işletme büyüklüklerinde bu gruplar için tespit olunan hadlerin yarısını aşanlar, Kendi işletmesi ve dahil bulunduğu ortaklıklar müstakilen işletme büyüklüğü ölçüsünün altında kaldığı halde, kendi işletmesinin ve ortaklıklardaki paylarının toplamı belirlenen işletme büyüklüğü ölçüsünü aşanlar, Kendi isteğiyle gerçek usulde vergilendirilmek isteyenler. gerçek usulde vergilendirilecektir. Bu şartları taşımayanlar ise hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirileceklerdir. Gerçek usulde vergilendirilecek olan çiftçiler kazançlarını zirai işletme veya bilanço esasına göre tespiti hususunda seçimlik hakka sahiptirler.
ZİRAİ KAZANÇTA İŞLETME BÜYÜLÜĞÜ ÖLÇÜTLERİ G.V.K.’nun 54/A maddesinde, arazi üzerinde yapılan zirai faaliyetler 1 ) Hububat ziraatinde 900 dönüm, kıraç arazide 1700 dönüm 2 ) Bakliyat, afyon, susam, kendir, keten ziraatinde 1000 dönüm 3 ) Ayçiçeği ziraatinde 950 dönüm 4 ) Pamuk ziraatinde 400 dönüm 5 ) Çeltik ziraatinde 300 dönüm 6 ) Pancar ziraatinde 300 dönüm 7 ) Patates, soğan, sarımsak ziraatinde 200 dönüm 8 ) Çay ziraatinde 150 dönüm 9 ) Tütün ziraatinde 200 dönüm 10)Sebze ziraatinde 200 dönüm 11) Sera ve çiçekçilik ziraatinde 8 dönüm 23) Büyükbaş hayvan sayısı 150 adet 24) Küçükbaş hayvan sayısı 750 adet
ZİRAİ İŞLETME HESABI ESASINA GÖRE HASILAT Zirai işletme hesabı esasına göre hasılat aşağıda yazılı unsurlardan oluşmaktadır. 1. Evvelki yıllardan devredilenler de dahil olmak üzere üretilen, satın alınan veya sair suretlerle elde edilen her türlü zirai mahsullerin satış bedelleri . 2. Ziraat makina ve aletlerinin başka çiftçilerin zirai istihsal işlerinde çalıştırılması karşılığında alınan bedeller; 3. Gider yazılan değerlerin satılması halinde bunların satış bedelleri; 4. Mahsullerin yetişmeden önce veya sonra hasara uğramalarından dolayı alınan sigorta tazminatları; 5. Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin (Zirai istihsalde kullanılan gayrimenkuller hariç) satılması halinde Vergi Usul Kanunu'nun 328' inci maddesine göre hesaplanan hasılat.
ZİRAİ İŞLETME HESABI ESASINA GÖRE GİDERLER Tediye edilen veya borçlanılan meblağları ihtiva eden giderler aşağıda yazılı unsurlardan terekküp eder. 1. İşletme ile ilgili olarak tohum, gübre, fide, yem, ilaç ve benzeri maddelerin tedariki için yapılan giderler; 2. Satılmak üzere satın alınan hayvanların, zirai mahsullerin ve diğer maddelerin bedelleri; 3. İşletmelerde çalıştırılanlara ücret, prim ve sair namlarla hizmet mukabili yapılan ödemeler; 4. İşçilerin iaşe, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri; 5. Zirai tesisat, makina, aletler ve taşıtların çalıştırılması ve bakımı için yapılan giderler (Yakıt, yağ, elektrik, yedek parça vesaire) ve tamir giderleri; 6. Vergi Usul Kanunu'na göre ayrılan amortismanlar; 7. Kira ve ücret mukabili üretimde kullanılan vasıtalar için yapılan ödemeler; 8. Zirai kazancın elde edilmesi ve idamesi için yapılan genel giderler; a) İşletme için alınan ve işletme için harcanan borç paraların faizleri; b) İşletme ile ilgili olmak şartı ile ödenen ayni vergi, resim ve harçlar;
ÜCRETLER G.V.K.’nun 61’nci maddesinde ücret; “işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler” olarak tanımlanmıştır. Devamında ise, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının mahiyetini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Ücretlerin vergilendirilmesinde esas olarak kaynakta tevkif usulü uygulanır. Çoğu kez, yapılan tevkifat nihai vergilemedir. G.V.K.’nun 86’ncı maddesine göre, tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler için, tutarı ne olursa olsun beyanname verilmeyecek veya diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi durumunda bu şekilde elde edilen ücret geliri verilen beyannameye dahil edilmeyecektir.
Birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi halinde ise, birden fazla işverenden tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret geliri elde eden bir kişinin, birden sonraki işverenlerden aldıkları ücretleri toplamı 2011 yılı için 23.000 TL’sını aşmıyorsa tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş tek işverenden ücret geliri elde eden kişilerin tabi olduğu usule tabi olarak beyan dışı kalacaktır. Tamamı tevkif suretiyle vergilendirilen ücret geliri sahiplerinin birden sonraki işverenden aldığı ücret tutarının 23.000 TL’sını geçmesi halinde ise elde edilen ücret gelirlerinin tamamı beyana konu edilecektir.
Örnek : HASAN BEY, üç ayrı işverenden ücret geliri elde etmekte olup, ücretlerin tamamı tevkif yoluyla vergilendirilmiş bulunmaktadır. Birinci işverenden alınan ücret 30.000 İkinci işverenden alınan ücret 16.000 Üçüncü işverenden alınan ücret 9.000 Örnekte yer alan ve birinci işverenden alınan ücret toplama dahil edilmeyecek olup, 2’nci ve 3’ncü işverenden alınan ücretler toplamı (16.000 + 9.000) = 25.000 lira, 23.000 liralık beyan sınırını aştığı için 55.000 liralık ücret gelirinin tamamı beyan edilecektir.
ÜCRETLER 1) İstisna dışında kalan emeklilik aylıkları 2) Evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatler; 3) TBMM, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile özel kanunlarına veya idari kararlara göre kurulan daimi veya geçici bütün komisyonların üyelerine bu sıfatları dolayısıyla ödenen ve sağlanan para, ayın ve menfaatler; 4) Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen ve sağlanan para, ayın ve menfaatler; 5) Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler; 6) Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler.
Aşağıda yazılı ücretler Gelir Vergisi'nden istisna edilmiştir: 1. Köylerde veya son nüfus sayımına göre belediye içi nüfusu 5.000'i aşmayan yerlerde faaliyet gösteren ve münhasıran el ile dokunan halı ve kilim imal eden işletmelerde çalışan işçilerin ücretleri; 2. Gelir Vergisi'nden muaf olanların veya gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin yanında çalışan işçilerin ücretleri; 3. Toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer bütün işlerde çalışanların münhasıran yer altında çalıştıkları zamanlara ait ücretleri; 5. Köy muhtarları ile köylerin katip, korucu, imam, bekçi ve benzeri hizmetlilerine köy bütçesinden ödenen ücretler ile çiftçi mallarını koruma bekçilerinin ücretleri; 6. Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.) (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir); 7. Sanat okulları ile bu mahiyetteki enstitülerde, ceza ve ıslahevlerinde, darülacezelerin atölyelerinde çalışan öğrencilere, hükümlü ve tutuklulara ve düşkünlere verilen ücretler;
8. Hizmet erbabına işverenlerce yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 2011 yılında 10,70 TL aşmaması (2012 yılında 11,70 TL)ve buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde, aşan kısım ile hizmet erbabına yemek bedeli olarak nakten yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir.) 9. Genel olarak maden işletmelerinde ve fabrikalarda çalışan işçilere ve özel kanunlarına göre barındırılması gereken memurlarla müstahdemlere konut tedariki ve bunların aydınlatılması, ısıtılması ve suyunun temini suretiyle sağlanan menfaatler ile mülkiyeti işverene ait brüt alanı 100 m2yi aşmayan konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaatler (Bu konutların 100 m2'yi aşması halinde, aşan kısma isabet eden menfaat için bu istisna hükmü uygulanmaz); 10. Hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan taşıma giderleri;
11. Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklar tarafından ödenen emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkları (506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklar tarafından ödenen aylıkların toplamı, en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek ödeme tutarından fazla ise aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur.) (Genel, katma ve özel bütçelerden ödenen bu nevi aylıklar dahil); 12. 3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanununa tabi çırakların asgari ücreti aşmayan ücretleri. 13. Yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenen emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkları; 14. Kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tâbi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler; 15. Yüz ve daha aşağı sayıda işçi çalıştıran işyerlerinde bir, yüzden fazla işçi çalıştıran işyerlerinde iki, amatör sporcu çalıştıranların, her yıl millî müsabakalara iştirak ettiklerinin belgelenmesi ve bu amatör sporculara ödenen ücretler. (Asgari ücretin iki katını aşmamak kaydıyla)
GERÇEK ÜCRETİN TESPİTİ Ücretin Gayri Safi Tutarı: (G.V.K. Md:63) Ücretin gayri safi tutarı, hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Gayri safi tutarın belirlenmesinde; - Yabancı para ile alınan ücretler, ödeme gününde geçerli kur ile değerlendirilir. - Ayın olarak ödenen ücretler, verildiği gün ve yerdeki ortalama perakende fiyatlarına göre belirlenir. - Konut tedariki ve sair suretlerle sağlanan menfaatler, konutun emsal kirasına veya menfaatin emsal bedeline göre değerlendirilir. Ücretin Safi Tutarı: Ücretin safi tutarı, işveren tarafından verilen para ve ayınlar ile sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan tutardır. - 657 Sayılı Kanun ile OYAK ve benzeri kamu kurumlarca yapılan kesintiler Emekli aidatı ve sosyal sigorta primler - Şahıs sigorta primleri - Sendika aidatları (G.V.K. Md:63) - Ücretlilerde vergi indirimi (G.V.K. Mük. Md:121) - Sakatlık İndirimi (G.V.K. Md:104 uyarınca, G.V.K. Md:31) G.V.K. Md:94’e göre ücretlerde tevkifat matrahı: G.V.K. Md:94’e göre; “vergi kesintisine tabi ücret”, diğer tevkifat tabi gelir unsurlarından farklı olarak, safi ücrettir. Diğer bir değişle, gayri safi ücrete G.V.K. Md: 63,31’deki indirimler ile sakatlık indirimi uygulandıktan sonra kalan tutara (yani matraha) G.V.K. Md.103’deki oranların uygulanmasıdır.
SERBEST MESLEK KAZANCI Serbest meslek kazancı, G.V.K.’nun 65’nci maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancı” olarak tanımlanmış ve serbest meslek faaliyeti de “sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın, şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” şeklinde belirlenmiştir. Bu tanıma göre bir faaliyetin serbest meslek faaliyeti olarak nitelendirilebilmesi için söz konusu faaliyetin ; * Sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanması, ticari mahiyette olmaması, * Bir işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması, * Süreklilik göstermesi, Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler ile G.V.K.’nun 66’ncı maddesinde tek tek sayılanlar serbest meslek erbabıdır. G.V.K. 65’nci maddesinde tanımlanan serbest meslek faaliyetini arızi olarak yapanlar serbest meslek erbabı değildirler. G.V.K. Md: 85’e göre, kazanç elde etmeseler de, yıllık beyanname verecek olanlar, serbest meslek erbabı olanlardır. ** Telif hakları ve ihtira beratlarının sahipleri veya kanuni mirasçıları tarafından kiraya verilmesi suretiyle değerlendirilmesinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. (G.V.K. Md:70/5,6)
SERBEST MESLEK ERBABLARI -MÜŞAVİRLER -DAVA VEKİLLERİ -GÜMRÜK KOMİSYONCULARI -BORSA AJAN VE ACENTELERİ -NOTERLER VE NOTERLİK GÖREVİNİ İFA EDENLER KURUMLAR VE TÜCCARLARLA SERBEST MESLEK ERBABININ TİCARİ VE MESLEKİ İŞLERİNİ TAKİP EDENLER
SERBEST MESLEK KAZANCININ TESPİTİ Serbest meslek kazancının tespitinde hasılat; bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ile diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen tüm menfaatler toplamıdır. Örneğin; SMMM İLHAN BEY, 2011, 2012 ve 2013 yıllarına kapsayan üç yıllık müşavirlik sözleşmesi karşılığında 30.000 TL’yi 2011 yılında bir seferde peşin almış ise, bu tutarın tamamı 2011 yılı geliri olarak beyana konu edilecektir. 2012 ve 2013 yıllarında ise bu sözleşme nedeniyle herhangi bir beyanda bulunulmayacaktır.
SERBEST MESLEK KAZANÇLARININ TESPİTİNDE İNDİRİLECEK GİDERLER Serbest meslek kazancının tespitinde aşağıda yazılı giderler hasılattan indirilir: 1. Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler (İkametgahlarının bir kısmını işyeri olarak kullananlar, ikametgah için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. İşyeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgahı kendi mülkü olup bunun bir kısmını işyeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.) 2. Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatındaki iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı ile 27 nci maddede yazılı giyim giderleri. 3. Mesleki faaliyetle ilgili seyahat ve ikamet giderleri 4. Mesleki faaliyette kullanılan tesisat, demirbaş eşya ve envantere dahil taşıtlar için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar 5. Kiralanan veya envantere dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri. 6. Alınan mesleki yayınlar için ödenen bedeller. 7. Mesleki faaliyetin ifası için ödenen mal ve hizmet alım bedelleri. 8. Serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla emekli sandıklarına ödenen giriş ve emeklilik aidatları ile mesleki teşekküllere ödenen aidatlar. 9. Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen meslek, ilan ve reklam vergileri ile işyerleriyle ilgili ayni vergi, resim ve harçlar. 10. Mesleki faaliyetle ilgili olarak kanun, ilam ve mukavelenameye göre ödenen tazminatlar. Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile serbest meslek erbabının suçlarından doğan tazminatlar gider olarak indirilemez.
GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARI G.V.K.’nun 70. maddesinde yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlara gayrimenkul sermaye iradı adı verilmektedir. 1- Arazi, bina, maden suları, memba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yeleri, tuğla ve kiremit harmanları,tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı; 2- Voli mahalleri ve dalyanlar; 3- Gayrimenkullerin, ayrı olarak kiraya verilen mütemmim cüzileri ve teferruatı ile bilumum tesisatı, demirbaş eşyası ve döşemeleri; 4- Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar; 5- Arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları, ihtira beratı, alameti farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim, desen, model, plan ile sinema ve tv filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi-ticaret-bilim alanlarında elde edilmiş tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı gibi haklar; 6- Telif hakları; 7- Gemi ve gemi payları; 8- Motorlu nakil ve cer vasıtalar, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentileri; Gayrimenkul sermaye iradı getiren, söz konusu mal ve haklar ticari bir işletmeye dahil bulunduğu taktirde bunların iratları ticari kazancın tespitine yönelik hükümlere göre hesaplanır. Tüccarlara ait olsa dahi, işletmeye dahil bulunmayan gayrimenkullerle hakların kiralanması karşılığında elde edilen gelir gayrimenkul sermaye iradıdır.
Gayrimenkul sermaye iratlarında elde etme tahsilat esasına bağlanmıştır. G.V.K. Md:72/1’de; “ Gayrisafi hâsılat, 70'inci maddede yazılı mal ve hakların kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak nakden veya aynen tahsil edilen kira bedellerinin tutarıdır. Ancak, 3’ncü fıkrada, gelecek yıllara ait peşin tahsil edilen kiraların, tahsil edildiği yıl değil ilgili olduğu yılın geliri sayılacağı hükme bağlanmış; bu hususta tahsilat değil tahakkuk esas alınmıştır. Örnek; Mükellef 2011 ve 2012 yıllarına kapsayan iki yıllık kira bedeli olarak 24.000 lirayı 2011 yılında bir seferde almış ise, bu tutarın 12.000 lirası 2011 yılı, 12.000 lirası ise 2012 yılı geliri olarak beyana konu edilecektir. Kiracı tarafından gayrimenkule ilave olunan kıymetlerin, kira müddetinin sonunda, bedelsiz olarak (veya emsal bedeline nazaran düşük bir bedelle) kiralayana devri halinde, ilave olunan kıymetlerin emsal bedeli (düşük bedelle devrolunmasında, aradaki fark) aynen tahsil olunmuş kira hükmündedir. Ayın olarak tahsil edilen kiralar, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre emsal bedeli ile paraya çevrilir.
SAFİ İRAT Gayrimenkul sermaye iradı olarak vergilendirilecek gelir, safi irattır. G.V.K.’nun 71’nci maddesine göre safi irat; gayri safi hasılattan iradın sağlanması ve idamesi için yapılan giderler indirildikten sonra kalan müspet farktır. Hasılattan indirilecek giderler, G.V.K. 74’ncü maddenin birinci ve ikinci fıkralarında sayılan gerçek giderlerdir; mükellefler isterlerse, aynı maddenin 3’ncü fıkrasına göre gerçek gider usulünde indirilebilecekleri bu giderlere karşılık olmak üzere, kira hasılatlarının % 25'ini götürü gider olarak indirebilirler. * Hakları kiraya verenler, götürü gider usulünden yararlanamazlar. * Götürü gider usulünü seçen mükellefler seçmişlerse bu usule göre belirledikleri gidere ek olarak G.V.K.’nun 74’üncü maddesinde sayılan gerçek gider unsurlarından hiç birini ayrıca indirime konu edemeyeceklerdir. * Mükellefler gerçek veya götürü gider usullerinden lehlerine olanı seçmekte serbesttirler. Ancak, götürü gider usulü mükelleflerin sahip oldukları tüm gayrimenkuller için (haklar hariç) bir bütün olarak uygulanır. Yani mükellefler sahip oldukları gayrimenkullerin safi iradının tespitinde bir kısım gayrimenkulleri için götürü gider usulünü, diğer kısmı için ise gerçek gider usulünü uygulayamazlar. * Gerçek gider usulünü seçenler istedikleri dönemde götürü gider usulüne dönebilirken, götürü gider usulünü kabul edenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler. * Götürü gider usulü uygulamasından sahip oldukları gayrimenkulleri hem mesken ve hem de işyeri olarak kiraya verenler yararlanabileceklerdir.
GİDERLER Safi iradın bulunması için, 21’nci maddeye göre istisna edilen gayrisafi hasılata isabet edenler hariç olmak üzere gayrisafi hasılattan aşağıda yazılı giderler indirilir. 1. Kiraya veren tarafından ödenen aydınlatma, ısıtma, su ve asansör giderleri, 2. Kiraya verilen malların idaresi için yapılan ve gayrimenkulün ehemmiyeti ile mütenasip olan idare giderleri, 3. Kiraya verilen mal ve haklara ilişkin sigorta giderleri, 4. Kiraya verilen mal ve haklar dolayısıyla yapılan ve bunlara sarf olunan borçların faizleri ile konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap yılından itibaren 5 yıl süre ile iktisap bedelinin % 5’i . 5. Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen emlak, çevre temizlik vb. vergiler, resim, harç ve şerefiyelerle kiraya verenler tarafından ödenmiş olmak şartıyla belediyelere ödenen harcamalara iştirak payları, 6. Kiraya verilen mal ve haklar için ayrılan amortismanlar; 7. Kiraya verenin yaptığı onarım giderleri 8. Kiraya verilen mal ve haklara ait bakım ve idame giderleri; 9. Kiraladıkları mal ve hakları kiraya verenlerin ödedikleri kiralar ve diğer gerçek giderler, 10. Sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konutun kira bedeli; 11. Kiraya verilen mal ve haklarla ilgili olarak sözleşmeye, kanuna veya yargı kararına istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar.
GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI İSTİSNASI Gelir Vergisi Kanunu’nun 21’inci maddesi hükmüne göre; “Binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde elde edilen hâsılatın 2011 yılı için 2.800 TL.’si gelir vergisinden müstesnadır. İstisna haddi üzerinde hasılat elde edilip, beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu istisnadan yararlanılamaz. Ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar ile gelirleri bunlar tarafından bildirilecek olanlar bu istisnadan faydalanmazlar.” GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI İSTİSNASI İLE İLGİLİ OLARAK 1. Ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek zorunda olanlar ile gelirleri bunlar tarafından bildirilecek olanlar; 2. Mesken dışında kiraya verilen binalardan elde edilen gelirler; 3. İstisna haddi üzerinde hasılat elde edip beyan etmeyenler veya eksik beyan edenler; 4. Sahip olunan birden fazla konut dolayısıyla kira geliri elde edilmiş ise istisna yalnızca bir kez uygulanabilir. 5. Kira geliri elde edilen meskene birden fazla kişi ortak ise 2.800 TL.’lik istisna her bir ortak için ayrı ayrı uygulanabilecektir.
GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARININ VERGİLENDİRİLMESİ TEVKİFAT: Sahibi bulunduğu gayrimenkulu işyeri olarak kiraya veren mal sahiplerine gayrimenkulu kiralayan kişi ve kuruluşlarca nakden veya hesaben (avans olarak yapılanlar dahil) yapılan ödemelerin brüt tutarı üzerinden, GVK 94/5 maddesi uyarınca tevkifat yapılacaktır. a) 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden %20, b) Vakıflar (mazbut vakıflar hariç) ve derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden, (% 20) c) Kooperatiflere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden, (% 22) BEYAN: Gelirin Toplanması ve Beyan: GVK Md: 85; Mükellefler, 2’nci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu Kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur. Toplama Yapılmayan Haller: GVK Md: 86; Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez. c) Vergiye tabi gelir toplamının 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutar, 23.000 TL’yi (2011) aşmaması koşuluyla, Türkiye'de tevkifata tabi tutulmuş olan gayrimenkul sermaye iratları, d) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 2011 yılı için 1.170 lirayı aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları.
Götürü Gider Usulünü Seçen Bir Mükellefin Mesken Kira Gelirinin Beyanına İlişkin Örnek Enişte Bey, emlak vergisi beyan döneminde emlak vergisi değeri 180.000 TL. olan apartman dairesini 2011 yılında mesken olarak kiraya vermiş ve 20.000 TL kira geliri elde etmiştir. Mükellefin vergiye tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradı olup, götürü gider usulünü seçmiştir. Mükellefin vergiye tabi kira gelirini aşağıdaki şekilde hesaplayabiliriz.(2011 yılı) Gayrisafi Kira Hasılatı............................... 20.000 TL G.M.S.İ. İstisnası........................................ 2.800 TL Kalan .......................................................... 17.200 TL Götürü Gider Tutarı..................................... 4.300 TL (17.200 TL * %25) Beyan Edilecek G.M.S.İ. ............................ 12.900 TL
Gerçek Gider Usulünü Seçen Bir Mükellefin Mesken Kira Gelirinin Beyanına İlişkin Örnek Aynı örneğimizde yer alan Enişte Bey daireyi 2010 yılında 150.000 TL peşin bedelle satın almış ve aldığı bu evi 2011 yılında 3.500 TL’ye sigorta ettirmiştir. Burhan bey, gerçek gider usulünü seçmiştir. Bu durumda ise mükellefin vergiye tabi kira gelirini ve ödeyeceği vergi aşağıdaki gibi olmaktadır. Mükellef G.V.K.’ nun 72/4’üncü bendi hükmü gereğince kiraya verdiği dairenin iktisap bedeli olan 150.000 liranın % 5’ ini yani 150.000*% 5= 7.500 TL’ yi beyan edilecek gayrimenkul sermaye iradının hesabında gider olarak indirime konu edebilecektir. Mükellefin ayrıca aynı daireye ait 2011 yılı sigorta tutarı olan 3.500 TL’de gider olarak kabul edilecektir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 74’üncü maddesi hükmüne göre safi iradın bulunması için, Gelir Vergisi Kanunu’nun 21'inci maddesine göre istisna edilen gayrisafi hasılata isabet edenler hariç olmak üzere gayrisafi hâsılattan yukarıda yazılı giderler indirilir. Bu hüküm çerçevesinde mükellefin indirebileceği gerçek gider tutarı aşağıdaki gibi hesaplanabilir.
Vergiye Tabi Hasılata İsabet Eden Gider ............................... = Vergiye Tabi İrat * Toplam Gider Toplam Hasılat = 17.200 * 11.000 20.000 = 9.460 TL Gayrisafi Kira Hasılatı............................... 20.000 TL G.M.S.İ. İstisnası........................................ 2.800 TL Kalan .......................................................... 17.200 TL Vergiye Tabi Hasılata İsabet Eden Gerçek Gider 9.460 TL Beyan Edilecek G.M.S.İ. ............................ 7.740 TL
EMSAL KİRA BEDELİ G.V.K.’nun 73’ncü maddesine göre, “Kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri, emsal kira bedelinden düşük olamaz. Bedelsiz olarak başkalarının intifasına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, bu mal ve hakların kirası sayılır. Bina ve arazide emsal kira bedeli, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce tayin ve ya tespit edilmiş kira bedeli, bu yoksa V.U.K.’na göre belirlenen vergi değerinin %5' idir. Diğer mal ve haklarda emsal kira bedeli bunların maliyet bedellerinin, maliyet bedelleri bilinmiyorsa V.U.K. Hükümlerine göre belli edilen değerlerinin %10’udur. Aşağıda yazılı hallerde emsal kira bedeli esası uygulanmaz: 1. Boş kalan gayrimenkullerin muhafazaları amacıyla bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması; 2. Binaların mal sahiplerinin usul, füru veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi (Usul, füru ve kardeşlerden her birinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmiş ise bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmaz.); 3. Mal sahibi ile birlikte akrabaların da aynı evde veya dairede ikamet etmesi. 4. Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kiralamalarda.
MENKUL SERMAYE İRADI Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır. Kaynağına bakılmaksızın menkul sermaye iradı sayılan gelir unsurları; 1. Her nevi hisse senetlerinin kar payları; 2. İştirak hisselerinden doğan kazançlar; 3. Kurumların yönetim kurulu başkan ve üyelerine verilen kar payları; 4. Dar mükellefiyette indirim ve istisnalardan önceki kurum kazancının, kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısmı; 5. Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler; 6. Her nevi alacak faizleri; 7. Mevduat faizleri; 8. Hisse senetler ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen gelir; 9. İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar 10. Her çeşit senetlerin iskonto ettirilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri; 12. Özel finans kurumlarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları; 14. Repo Kazançları; 15. Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından sandıktan ayrılanlara yapılan ödemeler; Bu iratlar, bunları sağlayan sermaye sahibinin ticari faaliyetine bağlı bulunduğu takdirde, ticari kazancın tespitinde dikkate alınır.
MENKUL SERMAYE İRATLARINDA GİDERLER Safi iradın bulunması için menkul sermaye iradından aşağıdaki giderler indirilir: (GVK 78) 1. Depo etme ve sigorta ücretleri gibi menkul kıymetlerin muhafazası için yapılan giderler; 2. Temettü hisseleri ile faizlerin tahsil giderleri 3. Menkul kıymetler ve bunların iratları için ödenen her türlü vergi, resim ve harçlar. (gelir vergisi irattan indirilmez.) Beyannameye alınmak kaydı ile, menkul sermaye iratlarında oluşacak gider fazlalıklarından doğan zararlar diğer gelir unsurlarının karından mahsup edilebilir. Gider fazlalığı dışındaki nedenlerle oluşan zararlar ise, GVK 88/3’e göre zarar olarak kabul edilmez ve diğer gelir unsurlarından doğan karlara mahsup edilmez. Zararlar 5 yıl süre ile nakledilebilir. Sermayede vuku bulan eksilmeler zarar addolunmaz. (GVK Md 88/3)
Genel kural olarak, Gelir Vergisi Kanununun 85 ve 86’ncı maddeleri çerçevesinde elde edilen menkul sermaye iratları beyana tabi olmakla birlikte, 2011 yılında da elde edilen menkul sermaye iratlarının önemli bir kısmı; GVK’nun 22,76, 86 ve Geçici 67’nci maddeleri çerçevesinde beyan dışı kalmaktadır. Geçici 67. madde’ye göre: TEVKİFATA TABİ GELİRLER Hisse senedi alım-satım kazançları, Devlet tahvili ve Hazine bonoları faiz gelirleri ve alım-satım kazançları, Özel sektör tahvil ve bonoları faiz gelirleri ve alım-satım kazançları, Mevduat faizleri, Repo gelirleri, Özel finans kurumları gelirleri, Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden elde edilen gelirle r, Menkul kıymet ve vadeli işlem ve opsiyon piyasalarında işlem gören diğer menkul kıymetlerin gelirleri, Hazine veya diğer kamu tüzel kişiliklerince çıkarılan menkul kıymetlerin faiz gelirleri ve alım-satım kazançları. Menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası araçlarının ödünç işlemlerinden sağlanan gelirler,tevkifata tabi olacaktır.
MEVDUAT FAİZLERİ 01/01/2006 tarihinden itibaren Yabancı Para/Türk Lirası Mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirleri, söz konusu mevduat hesabı hangi tarihte açılmış olursa olsun, % 15 oranında tevkifata tabi olup, bu gelirler için yıllık beyanname verilmeyecektir. Tevkifat uygulamasında gelir sahibinin gerçek/tüzel kişi ya da tam/dar mükellef olmasının veya elde edilen gelirin vergiden istisna olup olmamasının önemi bulunmamaktadır. REPO GELİRLERİ 01/01/2006 tarihinden itibaren vadesi dolan repo (Her nevi tahvil ve Hazine Bonoları ile Toplu Konut İdaresi, Kamu ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerin geri alım veya satım taahhüdü ile iktisap edilmesi veya elden çıkarılması) işlemlerinden elde edilenler de dahil olmak üzere, 01/01/2006 tarihinden itibaren yapılan repo işlemlerinden elde edilen gelirler % 15 oranında tevkifata tabi olup, bu gelirler için yıllık beyanname verilmeyecektir. Tevkifat uygulamasında gelir sahibinin gerçek/tüzel kişi ya da tam/dar mükellef olmasının veya elde edilen gelirin vergiden istisna olup olmamasının önemi bulunmamaktadır. ÖZEL FİNANS KURUMLARINDAN ELDE EDİLEN GELİRLER 01/01/2006 tarihinden itibaren faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kar payları ile kar ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kar payları ve özel finans kurumlarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları % 15 oranında tevkifata tabi olup, bu gelirler için yıllık beyanname verilmeyecektir. Tevkifat uygulamasında gelir sahibinin gerçek/tüzel kişi ya da tam/dar mükellef olmasının veya elde edilen gelirin vergiden istisna olup olmamasının önemi bulunmamaktadır.
TUTARI NE OLURSA OLSUN BEYAN EDİLMEYECEK MENKUL SERMAYE İRATLARI 1- Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67. maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olan ; Mevduat faizleri (75/7) Özel Finans Kurumlarınca (Katılım Bankaları) kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları (75/12) Repo Kazançları (75/14) 2- Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemeler.(75/14) 3- Kurumlar vergisi mükelleflerince 31/12/1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde edilen kazançların dağıtımı halinde, gerçek kişilerce elde edilen kar payları 4- Kurumların karlarını sermayeye eklemek suretiyle gerçekleştirdikleri kar dağıtım işlemlerinde gerçek kişi ortaklarca elde edilen kar payları . Yukarıda sayılan gelirler tutarı ne olursa olsun beyan edilmez. Diğer gelirler nedeniyle verilen beyannameye de dahil edilmez.
1.170 TL’LİK (2011 Yılı İçin) TUTARI AŞMAMASI HALİNDE BEYAN EDİLMEYECEK MENKUL SERMAYE İRATLARI 1 . Kıyı bankacılığından (off-shore bankacılık) elde edilen faiz gelirleri 2. Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller (31/12/2005 tarihinden önce ihraç/iktisap edilenler) 3. İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar, 4. Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri, 5. Yurt dışından elde edilen diğer menkul sermaye iratları (faiz, repo, kar payı v.b.), 6. Her çeşit alacak faizleri Türkiye’de vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan yukarıda belirtilen menkul sermaye iratları 1.170 TL’lik tutarı aşmaması halinde yıllık beyanname ile beyan edilmeyeceklerdir. Burada bahsedilen 1.170 TL’lik tutar bir istisna olmayıp, gelirin beyan edilip edilmeyeceğinin tespitinde dikkate alınacak bir haddir. Bu had yukarıda belirtilen gelirlerin her biri için ayrı ayrı uygulanmayacak olup, bu gelirler ile vergi kesintisine tabi olmayan ve istisna uygulanmayan gayrimenkul sermaye iratlarının toplam tutarı dikkate alınarak hesaplanacaktır.
23.000 TL’LİK TUTARI AŞMAMASI HALİNDE BEYAN EDİLMEYECEK MENKUL SERMAYE İRATLARI 1 . 01/01/2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan her çeşit tahvil ve hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler, 2. Tam mükellef kurumlardan elde edilen kar payları Elde edilen gelirin 23.000 TL’yi aşması halinde bu gelirlerin tamamı (istisna edilen tutarlar hariç) yıllık beyanname ile beyan edilecektir. Menkul sermaye iratları toplamının 23.000 TL’yi aşıp aşmadığının tespitinde, indirim oranı ve istisna uygulanabilecek menkul sermaye iratlarının, indirim oranı ve istisna uygulandıktan sonra kalan kısımlarının dikkate alınması, bu iratların beyan edilmesinin gerektiği durumlarda ise indirim oranı ve istisna uygulandıktan sonra kalan kısımlarının beyan edilmesi gerekmektedir.
ÖRNEK : (Kar Paylarının Beyanı) Bay (E), tam mükellef bir kurum olan (Z) Anonim Şirketinden 2008 yılında brüt 300 bin TL tutarında kar payı (temettü) elde etmiştir. Bu mükellefin başkaca geliri bulunmamaktadır. Elde edilen kar payı kurum bünyesinde % 15 nispetinde vergi kesintisine tabi tutulmuş olup, bu tutar 45 bin TL dir. Bay (E)’nin elde ettiği kar payının yarısı gelir vergisinden istisna olup, kalan yarısı 150 bin TL dir. Bu tutar beyan sınırı olan 23.000 TL’yi aştığı için beyan edilecektir. Kurum bünyesinde yapılmış olan vergi kesintisinin tamamı hesaplanan vergiden mahsup edilecektir. Bu durumda, hesaplama aşağıdaki gibi olacaktır ; Kar payı : 300.000 TL İstisna tutarı : 150.000 TL (300.000 YTLx 1/2=) KALAN TUTAR : 150.000 TL Hesaplanan vergi : 46.180 TL Mahsup edilecek vergi : 45.000 TL Ödenecek Gelir Vergisi : 1.180 TL
DİĞER KAZANÇ VE İRATLAR GVK’nun 2’nci maddesindeki ilk altı gelir unsuruna girmeyen bir gelir unsurunun vergilendirilebilmesi için, bu gelir unsurunun GVK’nun 80 ve 82’nci maddeleri çerçevesinde sayılmış olması gerekmektedir. DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARI Herhangi bir ticari işletmeye kayıtlı bulunmayan aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazançlarıdır. İvazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar.(*) 70 inci maddenin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde yazılı hakların (ihtira beratları hariç) elden çıkarılmasından doğan kazançlar. Teklif haklarının ve ihtira beratlarının müellifleri, mucitleri ve bunların kanuni mirasçıları dışında kalan kimseler tarafından elden çıkarılmasından doğan kazançlar Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar. Faaliyeti durdurulan bir işletmenin kısmen veya tamamen elden çıkarılmasından doğan kazançlar. İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70 inci maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak (2007’den itibaren) beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar. (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.)
Bu maddede geçen "elden çıkarma" deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması,bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder. Faaliyetine devam eden ticari bir işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari işletmeye dahil amortismana tabi iktisadi kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar ticari kazanç sayılır ve bunlara ticari kazanç hakkındaki hükümler uygulanır. Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının 2011 yılı için 8.000 lira, gelir vergisinden müstesnadır. Buna göre elde edilen gelirin istisna altında kalması halinde, söz konusu gelirin vergilendirilmesi mümkün değildir. Söz konusu istisna tutarı, belirtilen değer artış kazançlarının her biri için ayrı ayrı değil, bir yıl içerisinde elde edilen tüm değer artış kazançları toplanacak ve bu kazançlar için sadece bir kez istisna uygulanacaktır. SAFİ DEĞER ARTIŞI: GVK Mük.Md:81’e göre; Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaat temininden, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi ile bulunur. Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, mal ve hakların elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere, DİE tarafından belirlenen TEFE artış oranında arttırılarak tespit edilecektir. (Mük.Md:81/Son fıkra)
A- HİSSE SENETLERİNİN ELDEN ÇIKARILMASINDAN SAĞLANAN KAZANÇLAR: Hisse senetleri alım-satım kazançlarının vergilendirilip vergilendirilmeyeceğinin belirlenmesinde aşağıdaki yöntem izlenecektir. 1- İlk aşamada, hisse senetlerinin bir bedel karşılığında mı, yoksa bağışlama veya veraset yoluyla, bir başka deyişle ivazsız olarak mı iktisap edinildiği belirlenecektir. İvazsız iktisap edinilen hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançlar, tutarı ya da elde tutulduğu süre ne olursa olsun vergilendirilmeyecektir. 2- İkinci aşama, alım-satıma konu edilen hisse senedinin iki yıldan az elde tutma süresine bakılmaktadır. İki yıldan kısa süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar ise vergilendirilecektir. 3- Buna karşın, yurt dışında bulunan veya dar mükellef kurumlara ait hisse senetlerinin iki yıldan önce ya da sonra satışından sağlanan kazançlar vergilendirilecektir.
5- Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir (01.01.2006 tarihinden itibaren) Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır. 6- 2008 yılı içinde elde edilecek hisse senedi satış kazancı toplamından, (varsa bu kazançlar ile diğer değer artış kazançları toplamından) ayrıca GVK’nun Mük.Md:80/3’e göre 6.800 lira istisna tutarı, elde edilmiş olan kazanç tutarından düşülecektir. 7- Sermaye ve kar yedeklerinin sermayeye eklenmesi dolayısıyla ya da sermaye artımına gidildiğinde rüçhan hakkının kullanılması suretiyle arttırılan sermayeyi temsil eden hisse senetlerine sahip olunması halinde iktisap tarihi olarak, daha önceden sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınacaktır. 8- Şirketlerin sermaye ve kar yedekleri ile yahut nakit olarak sermaye artırımında bulunmaları halinde, bu işlem sonrasında gerek önceden sahip olunan gerekse sermaye artırımı dolayısıyla alınan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedelinin, sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle tespit edilir. ÖRNEK: Bay(A) 3.2.2008 tarihinde 1.000 adet (B) A.Ş.’nin hisse senedini toplam 45.000 TL ödemek suretiyle satın almıştır. (B) A.Ş. 9.3.2008 tarihinde tamamı sermaye yedeklerinden karşılanmak suretiyle %50 oranında sermaye artırımına gitmiştir. Bay (A)’ya bu işlem dolayısıyla 500 adet hisse senedi verilmiştir. Bu durumda Bay(A)’nın sermaye artırımı sonrasında sahip olduğu her bir hisse senedinin maliyet bedeli ödenen 45.000 TL bedelin, toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle, (45.000 :1500=) 30 TL olarak belirlenecektir.
GAYRİMENKULLERİN ELDEN ÇIKARILMASINDA DEĞER ARTIŞI KAZANCI Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80’inci maddesinin 6 numaralı bendinde, bir ivaz karşılığı iktisap edilen ve aynı kanunun 70’inci maddesinin birinci fıkrasının 1, 2, 4 ve 7 numaralı bentlerinde yer alan mal ve hakların iktisap tarihinden başlayarak 5 yıl içinde(01.01.2007 den önce iktisap edilenler için 4 yıl Geçici 70. madde) elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı olacağı belirtilmiştir. Buna göre; Arazi, bina, maden suları, memba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatının, Voli mahalleri ve dalyanların, Gayrimenkul olarak tescil edilen hakların ve Gemi ve gemi payları ile bilumum motorlu tahmil ve tahliye vasıtalarının, beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazancı olarak vergilendirilecektir. Bu hükümler karşısında, ivazsız olarak iktisap edilen gayrimenkullerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar ile gayrimenkullerin iktisap tarihinden başlayarak beş yıldan fazla bir süre elde tutulduktan sonra elden çıkarılmasından doğan kazançlar vergilendirilmeyecektir. Gayrimenkullerin elden çıkarılmasından doğan kazancın tespitinde de maliyet bedeli endekslemesi yapılabilecek ve 6.800 liralık istisnadan yararlanılabilecektir.
GAYRİMENKUL ALIM SATIM KAZANCINA İLİŞKİN ÖRNEK Örneğin; 15.08.2008 tarihinde 57.000 TL’ye iktisap ettiği gayrimenkulü 10.02.2011 tarihinde 80.000 TL’ye satan mükellef bu satış sonucunda elde ettiği kazancı tespit ederken maliyet bedelini endeksleyecektir. Endekslenmiş Maliyet Bedeli = [ (184,51 x 57.000 ) / 166,51] = 63.161,79 TL olacaktır. Bu durumda; mükellefin, satış kazancı olan ( 80.000 – 63.161,79=) 16.838,21 TL’den 8.000 TL istisna tutarının düşülmesi sonrasında kalan 8.838,21 TL’nin değer artış kazancı olarak beyan edilmesi gerekecektir. TEMMUZ 2008 Kümülatif ÜFE – 166,51 OCAK 2011 Kümülatif ÜFE – 184,51
VERGİLENDİRİLMEYECEK DEĞER ARTIŞ KAZAÇNLARI GVK Md:81 Aşağıda yazılı bulunan hallerde değer artış kazancı hesaplanmaz ve vergilendirilmez. 1-Ferdi bir işletmenin mirasçıları tarafından aynen devralınması. * işletmenin faaliyetine aynen devam edilmeli, son verilmemelidir. * işletmeye dahil iktisadi kıymetler, kayıtlı değerleri ile aynen devralınmalıdır. 2-Ferdi bir işletmenin bir sermaye şirketine bütün halinde devrolunması. * Devredilen şirketin aktif ve pasifi bir bütün olarak, devralan şirketin bilançosuna aynen geçirilmelidir. * Devredilen ferdi işletmenin sahip veya sahipleri, devir bilançosuna göre hesaplanan öz sermaye tutarında ortaklık payı almalıdır. * Ortaklık payını temsil eden hisse senetleri nama yazılı olmalıdır. 3-Bir şahıs şirketinin sermaye şirketine dönüştürülmesi. * Ferdi işletmenin bilançosu, sermaye şirketinin bilançosuna aynen geçirilmelidir. * Nevi değiştiren ferdi işletmenin sahip ve sahipleri, sermaye şirketinden, devir bilançosuna göre hesaplanan öz sermayesi tutarında ortaklık payı almalıdırlar. * Kolektif ve adi komandit şirketlerin şekil değiştirerek AŞ haline dönüşmesi halinde, şekil değiştiren bu şirket ortaklarının, AŞ’deki ortaklık paylarının gösteren hisse senetleri, nama yazılı olmalıdır.
ARIZİ KAZANÇLAR: Vergiye tâbi arızi kazançlar, GVK’nun 82’nci maddesinin birinci fıkrasında 6 bent halinde sayılmıştır. Maddenin 2’nci fıkrasında da, söz konusu arızi kazançlardan bir takvim yılında elde edilen ve toplam tutarı 19.000 lirayı aşmayan bazı arızi kazançlar gelir vergisinden istisna edilmiştir. Buna göre, arızi kazançları 19.000 liralık istisnadan yararlanabilenler ve yararlanamayanlar olarak iki başlık altında belirtebiliriz. 19.000 TL İstisnadan Yararlanabilen Arızi Kazançlar: 1.Arızî olarak ticarî muamelelerin icrasından veya bu nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançlar, 2.Ticarî veya ziraî bir işletmenin faaliyeti ile serbest meslek faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi, 3.Gayrimenkullerin tahliyesi veya kiracılık hakkının devri karşılında alınan tazminatlar ile peştamallıklar (kiracıya ait tesisat ve malların tahliye ve devri sırasında kiralayan veya yeni kiracıya devrinde doğan kazançlar dahil), 4.Arızî olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hâsılat, Tamamı Vergiye Tabi Olan Arızi Kazançlar: 1.Gerçek usulde vergiye tâbi mükelleflerin terk ettikleri işleri ile ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançlar (zarar yazılan değersiz alacaklarla, karşılık ayrılan şüpheli alacakların tahsili dahil). 2. Dar mükellefiyete tabi olanların 45’nci maddede yazılı işleri arızi olarak yapmalarında elde ettikleri kazançlar, 3.Henüz başlamamış olan böyle bir faaliyete hiç girişilmemesi karşılığında elde edilen kazançlar, 4.İhale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen hâsılat,
GELİRİN TOPLANMASI VE BEYAN ESASI Aksine hüküm olmadıkça, gelir vergisi, mükellefin ve vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur. Beyan esasında, beyan edilecek gelir, mükellef veya vergi sorumlusu tarafından bir beyanname ile beyan edilir. Gelirin toplanması, mükelleflerin çeşitli kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri vergiye tabi kazanç ve iratlar için yıllık beyanname vermeleri ve bu kazanç ve iratlarını yıllık beyannamede birleştirmeleridir. GVK’nun 85/1 fıkrası hükmüne göre, mükelleflerin GVK’nun 2’nci maddesinden yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içerisinde elde ettikleri kazanç ve iratları için Gelir Vergisi Kanununda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname vermeleri ve beyanı gereken gelirlerini yıllık beyannamede toplamaları zorunludur. Yurt dışında elde edilen gelirlerin yıllık beyannamede toplanabilmesi için, bu gelirlerin elde edilmiş olmaları gereklidir. YILLIK BEYANNAME İLE BEYAN EDİLMESİ ZORUNLU OLAN GELİRLER: (GVK MD:85) GVK’nun 85/2 fıkrası hükmüne göre, kazanç elde etmemiş olsalar (vergiye tabi gelir olmasa da) elde edilmesi bile yıllık beyanname vermek zorunda olanlar: Ticari Kazanç (Basit Usul Dahil) Sahipleri Kazancı Gerçek Usulde Tespit edilen Zirai Kazanç Sahipleri, Serbest Meslek Kazancı Sahipleri, Diğer gelir unsurlarında ise, vergiye tabi gelir elde edilmesi halinde mutlak surette yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekmektedir.
TOPLAMA YAPILMAYAN HALLER (GVK Md:86) Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez. 1- Tam mükellefiyette; a) Gerçek usulde vergilendirilmeyen ziraî kazançlar, bu Kanunun 75 inci maddesinin (15) numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratları, kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı, b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı -2011 Yılı için 23.000.TL aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil), c) Vergiye tâbi gelir toplamının [(a) ve (b) bentlerinde belirtilenler hariç] 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2011 Yılı için 23.000 TL) aşmaması koşuluyla, Türkiye'de tevkifata tâbi tutulmuş olan; birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye iratları, d) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 1.170 TL’yi aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları. 2- Dar mükellefiyette; tamamı Türkiye’de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan; ücretler, serbest meslek kazançları,menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlar.
TOPLAMA YAPILMAYAN HALLERE İLİŞKİN ESASLAR Tevkifata ve istisnaya tabi olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının beyanı, bunların toplam tutarının 1.170 lirayı geçmesi durumunda söz konusu olacaktır. Bu düzenlemeyle, çok küçük gelirler için beyanname verilmesi zorunluluğu kaldırılmakta, mükellef ve vergi dairesi gereksiz ve verimsiz işlerden kurtarılmaktadır. Maddenin 1/c bendi uygulamasında; tevkif suretiyle vergilendirilmiş bulunan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının beyan edilip edilmeyeceği ise şu şekilde belirlenecektir. Öncelikle tevkif suretiyle vergilendirilmiş bulunan toplam tutarı 23.000 lirayı aşmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratların tutarı, beyan edilmesi gereken diğer gelirlerin (ticari kazanç, mesleki kazanç, gerçek usulde zirai kazanç ile diğer kazanç ve iratlar) toplam tutarına eklenerek, bulunan tutar 23.000 liralık beyan sınırını geçiyorsa, tevkif suretiyle vergilendirilmiş bulunan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları verilecek beyannameye dahil edilecektir. Söz konusu beyan sınırının hesabında; bir ya da birden fazla işverenden ücret geliri elde ediliyorsa birden sonraki işverenlerden elde edilen ve toplam tutarı 23.000 lirayı aşmayan ücret gelirleri dikkate alınmayacaktır. Netice İtibariyle, beyan edilmeyecek gelirler dışında kalan vergiye tabi gelirin, belli bir tutarı aşmaması halinde (23.000) Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olan: -Birden fazla işverenden elde edilen ücretler, -Menkul Sermaye İratları, -Gayrimenkul Sermaye İratları yıllık beyanname ile beyan edilmeyecektir.
YILLIK BEYANNAME İLE BİLDİRİLECEK GELİRDEN İNDİRİLEBİLECEK GİDERLER Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesi hükmüne göre, mükellefler yıllık beyanname ile bildirecekleri gelirlerden aynı maddede yazılı olan giderleri indirebilme imkanına sahiptirler. Söz konusu indirim hakkından kazançlarını yıllık beyanname ile beyan eden tüm gelir vergisi mükellefleri yararlanabileceklerdir. Bu maddede yer alan indirim haklarından yararlanabilmenin olmazsa olmaz şartı yıllık beyannamede bildirilen bir gelirin bulunmasıdır. Zarar beyanı durumunda bu maddede yer alan indirim unsurlarının düşülmesi suretiyle zararın daha da artırılması mümkün değildir. Özetle, bu madde kapsamında yer almakla birlikte, gerek zarar beyanı ve gerekse kazancın yetersiz olması nedeniyle indirilemeyen unsurların daha sonraki yıllarda indirim konusu yapılması veya zarar olarak devredilmesi mümkün bulunmamaktadır.
YILLIK BEYANNAME İLE BİLDİRİLECEK GELİRDEN İNDİRİLEBİLECEK GİDERLER Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesi hükmüne göre, mükellefler yıllık beyanname ile bildirecekleri gelirlerden aşağıda yazılı olan giderleri indirebilme imkanına sahiptirler. 1. HAYAT, SAĞLIK, VB. SİGORTA PRİMLERİ 2. BAĞIŞ VE YARDIMLARIN İNDİRİMİ 3. SAKATLIK İNDİRİMİ 4. ÖZEL SAĞLIK VE EĞİTİM GİDERLERİ 5. SPONSORLUK HARCAMALARI 6. AR-GE İNDİRİMİ Bu giderlerin indirimine ilişkin esaslar ise her bir indirim unsuru için şu şekilde açıklanabilir.
1- HAYAT, SAĞLIK, VB. SİGORTA PRİMLERİ Gelir Vergisi Kanununun 89’uncu maddesinin birinci bendi hükmüne göre; mükellefler yıllık beyanname ile bildirdikleri kazançlarından, bizzat kendisine, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödedikleri katkı paylarını indirebileceklerdir. Bu indirimden yararlanma şartları madde hükmünde aşağıdaki gibi belirlenmiştir. a) İndirilecek sigorta primi tutarı yılda; bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları için beyan edilen gelirin % 10'unu, bunun dışındaki şahıs sigorta primleri için beyan edilen gelirin %5’ ini aşamayacaktır. Ayrıca kanunda sayılan kişilerin tamamı için ödenecek prim ya da katkı payı tutarı toplamı asgari ücretin yıllık tutarını da aşmamalıdır. b) Primin matrahtan indirilebilmesi için; sigorta poliçesinin Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan bir sigorta şirketi ile akdedilmiş ve gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması gerekir. c) Primi ödeyen ve indirimden yararlanacak olan mükellef, tam mükellef gerçek kişi olmalıdır. d) Yıl içerisinde ödenen sigorta primlerinin türü mükelleflerin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahsi sigorta primleri veya bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları olmalıdır. e) Yıllık beyannameye alınmış ücret geliri varsa sigorta priminin matrahtan indirilebilmesi için, sigorta priminin ücretin safi miktarının hesaplanmasında dikkate alınarak indirim konusu yapılmamış olması gerekir. f) Eş ve çocukların kendilerine ait ve yıllık beyanname ile beyan etmeleri gereken bir gelirleri var ise, şahıs sigorta primlerini kendilerine ait gelir vergisi beyannamelerinde indirim konusu yapmaları gerekmektedir.
2- BAĞIŞ VE YARDIMLARIN İNDİRİMİ Mükellefler yapmış oldukları bağış ve yardımları aşağıdaki şartlar dahilinde indirim konusu yapabilirler. a. Bağış ve yardım, kanunda belirtilen kuruluşlara yapılmış olmalıdır. (Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, İl özel idareleri ve belediyeler, Köyler, Kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar.) b. Bağış ve yardım, makbuz karşılığında yapılmış olmalıdır. c. Bağış ve yardım, karşılıksız olarak yapılmış bir ödemeyi ifade eder. Bir karşılık bulunduğunda, ödeme bağış veya yardım olmaktan çıkar. d. Bağış ve yardım, nakden veya aynen yapılabilir. e. Genel olarak bağış ve yardımın matrahtan indirimi, o yıla ait kurum kazancının yüzde beşi ile sınırlandırılmıştır. (kalkınmada öncelikli yöreler için %10)
Kültür ve sanat faaliyetlerine ilişkin ticari olmayan ulusal ve uluslararası organizasyonların gerçekleştirilmesine, Ülkemiz uygarlığı, kültürü, sanatı, edebiyatı, tarihi, mimarisine yönelik kitap, broşür, cd gibi tanıtımların yapılmasına, Kültür ve turizm bakanlığına eserlerin korunması amacıyla yapılan yardımlar, Kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu kapsamında taşınmazların bakım, onarım, restorasyonunun yapılmasına, Bilimsel kazı çalışmalarına, Kültür envanterlerinin oluşturulmasına, Kütüphane, müze, sanat galerisi, kültür merkezi, sinema, tiyatro, opera, bale gibi tesislerin yapımına, Genel olarak kültür turizm bakanlığınca desteklenen tüm faaliyetlere yapılan bağış ve yardımların tamamı gelir vergisi matrahından indirilebilir. Ayrıca, bakanlar kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler için başbakanlık aracılığıyla yapılan yardım ve bağışların tamamı Türkiye Kızılay derneğine yapılan (iktisadi işletmeleri hariç) bağış ve yardımların tamamı
7- Bakım ve rehabilitasyon merkezi BEYAN EDİLEN GELİRİN % 5’İ İLE SINIRLI OLMAKSIZIN İNDİRİLEBİLECEK BAĞIŞ VE YARDIMLAR. Genel kural olarak yapılan bağış ve yardımın matrahtan indirimi, o yıla ait kurum kazancının yüzde beşi ile sınırlandırılmış olmakla birlikte, yine genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanmış olması koşuluyla aşağıda sayılan yerlere yapılan bağış ve yardımların tamamı ( beyan edilen gelir tutarının tamamına kadar olan kısmı ) indirim konusu yapılabilecektir. 1- Okul, 2- Sağlık tesisi 3- Yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu 4- Çocuk yuvası 5- Yetiştirme yurdu 6- Huzurevi, 7- Bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı. Son olarak fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı ile Kültürel mirasımızın korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi maksadıyla yapılacak olan bağış ve yardımlarında tamamı beyan edilen gelirden indirilebilecektir.
3- SAKATLIK İNDİRİMİ G.V.K.’nun 31. maddesi hükmüne göre çalışma gücünün ; asgari % 80’ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgari % 60’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgari % 40’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılır ve aşağıda sakatlık dereceleri itibariyle belirlenen ( 2011 yılı için ) aylık tutarlar, hizmet erbabının ücretinden veya serbest meslek faaliyetinde bulunan veya basit usulde vergilendirilen özürlülerin beyan edilen gelirlerinden indirilir. Sakatlık indirimi; Birinci derece sakatlar için 700 TL, İkinci derece sakatlar için 350 TL, Üçüncü derece sakatlar için 170 TL. Sakatlık indiriminden özürlü serbest meslek erbabının yanı sıra, serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunması halinde bu kişilerde ayrıca yararlanılabileceklerdir. Basit usulde ticari kazanç sahipleri ise sakatlık indiriminden bizzat kendileri özürlü olmaları durumunda yararlanabilecek, bakmakla yükümlü olduğu kimseler özürlü olsa dahi bunlar için yararlanamayacaktır.
4. ÖZEL SAĞLIK VE EĞİTİM HARCAMALARI GVK’ nun 89. maddesinin (b) bendine göre; beyan edilen gelirin % 10’nunu aşmaması, Türkiye’de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları da yıllık beyannamede bildirilen gelirden indirim konusu yapılabilecektir. Ancak, eğitim ve sağlık harcamaları nedeniyle vergi iadesinden yararlanan ücretliler, aynı harcamalarını bu hükümden yararlanarak ikinci bir kez matrahlarından indiremezler.
5- SPONSORLUK HARCAMALARI Gelir Vergisi Kanununun 89’ uncu maddesinin birinci fıkrasına 13.03.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere eklenen ( 8 ) numaralı bent hükmüyle, “3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50'sinin yıllık beyanname ile bildirilen gelirden indirim konusu yapılmasına imkan sağlanmıştır.
6- ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME HARCAMALARININ % 40’ININ İNDİRİMİ İşletmeleri bünyesinde münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları yapan mükelleflerin, bu kapsamda yapmış oldukları harcamalarının % 100’ünü aynı yıl kazancını beyan ettikleri gelir vergisi beyannamesinde “Ar-Ge indirimi” adı altında indirim konusu yapabilmektedir. Bu kapsama dahil olan mükelleflerin yıl içerisinde yapmış oldukları araştırma ve geliştirme harcamalarının tamamını GVK’nun 40/1 inci maddesi kapsamında genel gider olarak ayrıca kanuni defterlerine kaydedebilecekleri de tabidir.
7. GEÇMİŞ YIL ZARARLARI Gelir Vergisi Kanunu 88’ inci maddesi hükmüne göre; Gelirin yıllık beyannamede toplanması ve beyan edilmesi sırasında, gelir kaynaklarının bir kısmında oluşan zararlar, diğer gelir kaynaklarından elde edilen kazanç ve iratlardan mahsup edilebilir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de; bu mahsup neticesinde kapatılmayan zarar kısmı, izleyen yılların gelirinden indirilir. Ancak arka arkaya beş yıl içinde mahsup edilmeyen zarar bakiyesi izleyen yıllara devrolunamaz. Birbirini izleyen birden fazla yıllarda zarar edilmesi hallerinde mahsup işlemi, daha sonraki yıllarda elde edilen gelirlerden, en önceki yıl zararından başlanılarak gerçekleştirilir.
8. YURT DIŞI FAALİYETLERDEN DOĞAN ZARARLAR Gelir Vergisi Kanunu 88’ inci maddesinin dört ve beşinci fıkralarına göre; Tam mükellefiyette yurt dışı faaliyetlerden doğan zararlar, faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının (zarar dahil) her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlarca rapora bağlanması ve bu raporun aslı ile tercüme edilmiş bir örneğinin Türkiye'deki ilgili vergi dairesine ibrazı halinde mahsup edilebilecektir.
YILLIK BEYANNAMEDE HESAPLANAN GELİR VERGİSİNDEN MAHSUP EDİLEBİLECEK VERGİLER 1. KESİNTİ YOLU İLE ÖDENEN VERGİLER a)- Yıllara Yaygın inşaat ve Onarma İşlerinde Kesilen Vergiler b)- Serbest Meslek Kazançlarında Tevkif Yoluyla Kesilen Vergiler c)- Menkul Sermaye İratları Üzerinden Tevkif Suretiyle Ödenen Vergiler d)- Zirai Kazançta Vergiler e)- Diğer Kesinti Yoluyla Ödenen Vergiler 2. GEÇİCİ VERGİ 3.YABANCI MEMLEKETLERDE ÖDENEN VERGİLER
BEYANNAME ÇEŞİTLERİ 1. Yıllık beyanname; muhtelif kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde edilen kazanç ve iratların bir araya getirilip toplanmasına ve bu suretle hesaplanan gelirin vergi dairesine bildirilmesine mahsustur. Gelirin takvim yılının belli bir dönemine taalluk etmesi, beyannamenin yıllık vasfını değiştirmez. 2. Muhtasar beyanname; işverenler veya vergi tevkifatı yapan diğer kimseler tarafından kesilen vergilerin matrahları ile birlikte, toplu olarak vergi dairesine bildirmesine mahsustur. 3. Münferit beyanname; dar mükellefiyete tabi olanların yıllık beyanname ile bildirmeye mecbur olmadıkları kazanç ve iratlardan, vergisi tevkif suretiyle alınmamış olanların bildirilmesine mahsustur.
GELİR VERGİSİ TARİFESİ Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife, 2011 takvim yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde esas alınmak üzere aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir. 9.400 TL'ye kadar % 15 23.000 TL'nin 9.400 TL'si için 1.410 TL, fazlası % 20 53.000 TL'nin 23.000 TL'si için 4.130 TL, (ücret gelirlerinde 80.000 TL'nin 23.000 TL'si için 4.130 TL), fazlası %27 53.000 TL'den fazlasının 53.000 TL'si için 12.230 TL, (ücret gelirlerinde 80.000 TL'den fazlasının 80.000 TL'si için 19.520 TL), fazlası % 35 oranında vergilendirilir.(
ELDE EDİLEN GELİRLERİN 2011 YILINDA ELDE EDİLEN GELİRLERİN BEYANINA İLİŞKİN ÖRNEKLER