ATEİZM – AGNOSTİSİZM
Tanrının Varlığını Reddedenler Tanrının varlığını reddeden görüşlere ateizm, kişilere de ateist denir. Ateizm, inançsızlığı ve tüm dinlere karşı olmayı ifade eder. Ateizm, Tanrının var olmadığını gösteren kanıtlar bulmaya çalışır. Kötülük kanıtı: İçinde yaşadığımız dünya depremler, salgın hastalıklar, kuraklık gibi kötülüklerle dolu bir dünyadır. İnsanın bu kadar kötülüğün karşısında nasıl olup da mutlak iyi olarak belirtilen bir Tanrının varlığına inanabileceği sorgulanır. Her şeye gücü yeten Tanrı bütün kötülüklerin ortaya çıkmasına engel olabilir. Mutlak ve her şeye gücü yeten bir Tanrının var oluşuyla bu dünyadaki kötülüklerin bağdaştırılamayacağı varsayımından hareketle Tanrının varlığı reddedilir.
Ahlaki Gerekçeler Kanıtı: Bu görüşteki düşünürler, ahlak söz konusu olduğunda, insanın Tanrı tarafından belirlenmiş bir özünün bulunmadığını, insanın özünü kendisinin belirlediğini savunmuşlardır. İnsan özgürlüğünün ancak Tanrı var olmadığı zaman söz konusu olabileceğini iddia etmişlerdir. Bu görüşü savunan filozoflar Sartre ve Nietzschedir.
Ateistler, bazen "tanrıtanımaz" kelimesiyle anılsalar da bu isimlendirme var olan bir tanrıyı reddetme fikrine atıfta bulunduğu için ateistler tarafından kabul görmez. Ateizm inanç koşullanmalarını, hayalî yaratıkları ve olayları reddeder. Ateist bakış açısıyla tanrının yanı sıra tüm metafizik inançlar ve tüm ruhanî varlıklar da reddedilir. Kelime anlamında da belirtildiği üzere; ateizm, din ile ilgili bir kavram değil, tanrı ile ilgili bir kavramdır. Dinlerin varlığı, dinlerin tanımının ne olduğu, dinlerin iyi mi yoksa kötü mü olduğu ateizmin konusu ve tartışma alanı dışındadır. Ateizm, her tür metafiziği reddettiği için, kendini metafizik ögeler üzerinden temellendiren dinlerin metafizik boyutlarını da reddeder. Yani bu, özellikle dinlere karşı sergilenen bir duruş değil, genel olarak tüm metafizik inanışlara karşı bir duruştur.
Ateist, tarih boyunca insanların var olduğunu iddia ettiği tanrıların tamamını hayal ürünü addeden kişidir. Ateizm bir inanç değildir. Çoğu zaman yanlış ifade edildiği şekli ile (tanrıtanımaz kelimesinde olduğu gibi)Tanrı'yı inkar eden kişi değildir. Çünkü "inkar" varolan bir şeyin reddedilmesi anlamı taşır, oysa ateistlere göre herhangi bir tanrı var olmadığı için onun "inkar edilmesi" de yanlış bir terminolojik kullanım olacaktır.
Agnostisizm, bilinmezcilik ya da bilinemezcilik; teolojik anlamda Tanrı'nın varlığının ya da yokluğunun, bilimsel olarak da evrenin nereden türediğinin bilinmediğini veya bilinemeyeceğini ileri süren felsefi bir akımdır Bu akımın takipçilerine agnostik veya bilinemezci denir. Agnost isizmin iki türü vardır. Zayıf agnostisizme göre hiç kimsenin Tanrı hakkında bir bilgisi yoktur; ancak bu belki bilinebilir; güçlü agnostisizme göre ise Tanrı hiçbir şekilde bilinemez. Agnostisizm genel olarak olaylara kuşkucu yaklaşır, kuşkucu sorular sorar ve yanıtları kuşku ile bulmaya çalışır.
Agnostisizm, ateizm ile aynı şey değildir. Ateizm, Tanrı'nın var olmadığını veya var olamayacağını savunur.Buna rağmen, agnostisizm Tanrı'nın var olup olmadığının bilinmediğini veya asla bilinemeyeceğini savunur. [ Demografik araştırmalar için ise ateizm ve agnostisizm diğer tüm dinsiz felsefeler ile aynı kategoridedir Bazı kaynaklar ise agnostisizmi "tarafsızlık" olarak yorumlar.T. H. Huxley ise agnostisizm hakkında şunu demiştir: « Agnostisizm bir inanç değildir; ancak özü tek bir dinç uygulamaya yatan bir metottur. Bu ilke kesinlikle akıl olarak gösterilebilir; ancak sonuçlar kanıtlanmış veya kanıtlanabilir denebilecek kadar kesin gösterilmemelidir.
Agnostik sözcüğünü ilk olarak İngiliz biyolog Thomas Henry Huxley 1869 yılında kullanmıştır. Buna rağmen daha erken düşünür ve yazarların da bu düşünceye sahip olduğu bilinir. Örneğin eski Yunan düşünür Protagoras da agnostik olarak anılır. Protagoras'ın çağdaşı olan MÖ 5. yüzyılda yaşamış Hint filozof sanjaya Belatthaputta ölümden sonrasının bilinemeyeceğini söylemiştir
Sofistlerin göreli anlayışları Tanrıyı da kapsamış, onlar Tanrının varlığının ya da yokluğunun bilinemeyeceğini ileri sürmüşlerdir. Sofist olan Protagoras,Tanrılarla ilgili olarak, Onların ne var olduklarını ne de var olmadıklarını bilebilirim; çünkü bu konuda bilgi için konunun karanlıklılığı ve insan yaşamının kısalığı gibi bir çok engel vardır demiştir
Tanrı’nın varlığına dair; her hangi bir bilgiye sahip olunamayacağını savunan ve Tanrı’nın varlığı ile yokluğunun bilinmeyeceğini öne süren yaklaşım aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir? A) Ateizm B) Deizm C) Teizm D) Panteizm E) Agnostisizm
İnsanın yaratıcıya tam olarak anlamaktan aciz olduğunu savunan Augustinus “kavrayamadığın bir şeye niçin inanıyorsun? dendiğinde “kavrayamadığım için” demiştir. Ona göre insanın kavrayabileceği ve aklı ile çözebileceği bir varlık onun yaratıcısı olamaz. Dolayısıyla aklımız almadığı için ona inanmalıyız. Bu açıklama din felsefesinin daha çok hangi problemiyle ilgilidir? A) Tanrının varlığı B) Tanrının insan ile ilişkisi C) Evrenin D) Vahyin mümkün olup olmadığı E) Aklın ruhu algılayışı
KAYNAKÇA oku html oku html