CÜMLE TÜRLERİ: 2. YÜKLEMİM TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER
CÜMLE TÜRLERİ: 2. YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER Bir cümlenin yüklemi ya çekimli bir fiil ya da ek-fiille çekimlenmiş bir isim olabilir. Buna göre yüklemin türü bakımından cümleler ikiye ayrılır: 1.Fiil Cümlesi - Yüklemi çekimli bir fiil olan cümlelerdir. - Bu fiil şahıs ve kip eki alarak çekimlenir. - Türkçe'de fiil cümlesi isim cümlesinden daha çok kullanılır.
2. YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER Örnekler: Annem dün sessizce odama girdi. Beni yine, yorgun gözlerimin önünden hiç ayrılmayan, bir gün bile elimden düşmeyen, parmaklarımın arasında ezilip büzülen kitabımın karşısında okumaktan gözlerimin feri kaçmış, düşünmekten alnımı kırışmış gördü. En ziyade düşman olduğu bu cansız arkadaşıma kinli bir nazar attıktan sonra bir iskemle çekti, karşıma oturdu, bol bir nefes aldı. Belli ki mühim bir şey, çok düşünülen ve az söylenen endişelerden, aile üzüntülerinden birini bana açmak istiyordu. Bunu ben onun bir iğne izi kadar ince iki gölge ile, belirsizce çatılan kaşlarından anlamıştım, hatta bu keşfimde o kadar ileri gittim ki, bana, artık bu sefer katî bir tarzda, izdivaç meselesini açacağına bile hükmettim.
2. YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER 2.İsim Cümlesi - Yüklemi isim soylu bir kelime olup, ek-fiilin zamanlarından biri ile çekimlenmiş olan cümlelerdir: Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık. Bir handa, yorgun argın, tatlı bir uykudaydık. İçinde kaybolup gittiğini sandığı bu kalabalık şehirde bir tek tanıdığı bile yoktu. Ama şimdi sevgili öğrencileri, vefalı arkadaşları, dostları var.
2. YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER İsim cümleleri genellikle iki unsurdan, özne ve yüklemden meydana gelir: İnsan, üç beş damla kan, ırmak, üç beş damla su Bir hayata çattık ki hayata kurmuş pusu (Birinci mısrada iki isim cümlesi vardır. İkinci mısrada ise fiil cümlesi vardır.)
2. YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER İsim cümlelerinde zarf ve bulunma ekli yer tamlayıcıları da kullanılır: Anadolu'da dağların ve köylerin sonsuz bir biteviyeliği var. Anadolu'da: yer tamlayıcısı dağların ve köylerin sonsuz bir biteviyeliği: özne (gerçek özne) (Yükleme "ne?" sorusu sorularak bulunur.) Not: Burada özne ve belirtisiz nesne çoğunlukla öğrenciler tarafından karıştırılmaktadır. İsim cümlelerinde genellikle nesne bulunmaz. var: yüklem
2. YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER Bu sabah hava berrak. bu sabah: zarf tamlayıcısı hava: özne (gerçek özne) berrak(tır): yüklem (isim soylu yüklem)
2. YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER İsim cümlelerinde nesneyle yaklaşma ve uzaklaşma ekli yer tamlayıcıcı az kullanılır: Türk halkı bağımsızlığını, Ulu Önder'e ve onunla birlikte savaşanlara borçludur.
ÖRNEK ÇÖZÜMLEME Uzunca bir süre hiç konuşmadan oturduk. I. Kelime grupları: bir süre: sıfat tamlaması uzunca bir süre: sıfat tamlaması (uzunca: ty; bir süre: tn) hiç konuşmadan: zarf-fii grubu II. Cümle: a) Cümlenin ögeleri: oturduk: yüklem (fiil soylu yüklem) biz: özne (gizli özne) uzunca bir süre: zarf tamlayıcısı hiç konuşmadan: zarf tamlayıcısı b) Cümle türü: Yapısına göre: girişik birleşik cümle Yüklemin türüne göre: fiil cümlesi
ÖRNEK ÇÖZÜMLEME Bu turda gezeceğimiz bahçeler de çok güzelmiş. I. Kelime grupları: bu tur: sıfat tamlaması bu turda gezeceğimiz: sıfat-fiil grubu bu turda gezeceğimiz bahçeler: sıfat tamlaması (bu turda gezeceğimiz: ty; bahçeler: tn) bu turda gezeceğimiz bahçeler de: edat grubu çok güzel: sıfat tamlaması II. Cümle: a) Cümlenin ögeleri: çok güzelmiş: yüklem (isim soylu yüklem) bu turda gezeceğimi bahçeler de: özne (gerçek özne) b) Cümle türü: Yapısına göre: basit cümle Yüklemin türüne göre: isim cümlesi
Aşağıdaki cümleleri sentaktik açıdan çözümleyiniz: 1.Annem el üstünde tutulmasına rağmen tedirgindi o gün. 2.Ben de o güne kadar babasız kaldığım yetmiyormuş gibi yakında bir de annesiz kalacağım için hırçındım. 3.Annemle birlikte bize ayrılan odamıza çekildiğimizde ağlamaya başlamıştım. 4.Üstelik seni çok seven ve her istediğini yapmaya çalışan bir baban da olacak bundan böyle. (Ayşe Kulin, “Gece Sesleri”)
Aşağıdaki cümleleri sentaktik açıdan çözümleyiniz: 1.Şu son bir sene içinde deli gibi sevdiği, seviştiği, içine aldığı ve bir kovuk gibi içine çekildiği bu beden onun için bir erkeğin bedeninden çok daha fazla bir şey, âdeta bir mabetti. 2.Meğer birini aşkla, şuurla ve şükranla sevmek ne güzelmiş! 3.Ella eskiden insanların birbirini tanıması için uzun zaman geçmesi gerektiğine inanırdı. 4.Hâlbuki şimdi zaman denilen kavramın farklı türleri olduğunu düşünüyordu. (Elif Şafak, “Aşk”)
BUGÜNLÜK BU KADAR.