GELİŞİM PSİKOLOJİSİNDE TEMEL KAVRAM ve İLKELER Yrd.Doç.dr. mustafa toprak
GELİŞİM Eğitim ortamı Öğretmen Öğrenci Program Öğrenme-Öğretme Eğitimin en kısa zamanda ve en üst düzeyde gerçekleşmesi= Bireyin içinde bulunduğu gelişim düzeyi bilinmelidir.
GELİŞİM VS. OLGUNLAŞMA Olgunlaşma: Vücut organlarının kendilerinden beklenen fonksiyonu yerine getirebilecek düzeye gelmesi. Çevresel etkilerden, öğrenme yaşantılarından bağımsız olarak kalıtım tarafından kontrol edilen bir süreçtir. Genetik olarak programlandığı için kendiliğinden ortaya çıkar. 3 yaşındaki çocuk bir resmi taşırmadan boyayamaz. Çabaya gerek yok Büyüme, kalıtım, biyolojik değişim. Zaman gerekir Öğrenme için önkoşuldur. Dişlerin çıkması gibi. Okuma, yazma, ayakkabı bağını bağlama, saz çalma gibi davranışlar ise sadece yeterli olgunluk düzeyine ulaşıldığında ortaya çıkabilmektedir.
Olgunlaşma Örneğin, üç yaşındaki bir çocuğa sabah akşam uğraşıldığı halde okuma-yazma neden öğretilemez? Çünkü üç yaşındaki bir çocuk, henüz zihinsel olarak okumayı öğrenmeye ya da kas yapısı olarak yazı yazmaya uygun durumda değildir. Yani yeterince olgunlaşmamıştır. Bu çocuğa ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın genetik yapısının izin verdiği en erken sürece ulaşmadan bu davranışlar kazandırılamaz. O halde olgunlaşma bir şeyi öğrenmenin ön koşuludur.
GELİŞİM VS. OLGUNLAŞMA Gelişim: organizmanın doğum öncesinden başlayarak bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden olgunlaşma ve öğrenme etkileşimiyle sürekli ilerleme kaydetmesidir. Olgunlaşmayı da içerir. Gelişim için bireysel çaba gerekir.
GELİŞİM VS. BÜYÜME Büyüme:Fiziksel özellikler, vücut kitlesindeki artış Gelişim: Fiziksel ve psikolojik özellikler Bireyin vucüdu, Büyür ve gelişir, Zihni; Gelişir, olgunlaşır ama büyümez.
Gelişim ve Değişim Gelişim, organizmanın doğum öncesi dönemden başlayarak (döllenme) bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönden olgunlaşma ve öğrenme etkileşimiyle sistematik ve ardışık olarak sürekli ilerleme kaydetmesidir. Değişim, organizmanın bir durumdan başka bir duruma geçmesidir. Sistematik, ardışık ve organizma için uyum sağlayıcı olabileceği gibi, tesadüfi, olumlu ya da olumsuz, kalıcı ya da geçici olabilir.
Gelişim ve Değişim Bisiklet kullanmayı bilmeyen bir çocuğun bisiklet kullanmayı öğrenmesi hem bir gelişmedir hem de değişmedir. Ancak bu çocuğun geçirdiği kazadan sonra beyin hasarı sonucu bisiklet kullanmayı unutması ya da yaşadığı korku nedeniyle bir daha bisiklet kullanmayı istememesi gelişme olarak değerlendirilemez. Bu sadece değişmedir.
Gelişim ve Değişim Organizmanın her gelişimi bir değişimdir, ancak her değişim bir gelişim değildir. Değişim, gelişimi de kapsayan daha genel bir kavramdır.
Gelişim Alanları Gelişim fiziksel, bilişsel ve psikososyal olmak üzere üç alanda gerçekleşir. Gelişim alanları sürekli bir etkileşim halindedir. Bu durum “gelişim bir bütündür” ilkesiyle açıklanır.
a. Fiziksel gelişim Bireyin bedeninde ve anatomik özelliklerinde meydana gelen gelişmeleri kapsar. Bir kişinin boy uzunluğu, ağırlığı, iskelet-kas sistemi, motor becerileri gibi süreçlerdeki değişmeler biyolojik süreçler yoluyla ortaya çıktığı için fiziksel gelişim başlığı altında incelenir.
b. Bilişsel gelişim Bireyin zihinsel aktivitelerinde ortaya çıkan gelişmeleri kapsar. İnsanların düşünme, algı, bellek, akıl yürütme, dil kullanma becerisi gibi aktivitelerindeki değişmelerdir.
c. Psikososyal gelişim Bireyin duyguları, diğer insanlarla olan ilişkileriyle ilgili değişmeleri kapsar. İnsanlar dünyaya sosyalleşmemiş bir varlık olarak gelir. Yaşamın ilk yıllarında çocuğun sosyalleşmesinde en önemli görev anne- babalara düşer. Sosyalleşme süreci ömür boyu devam eder, ancak sosyalleşmenin yoğunluğu dönemlere göre değişir. Bebeklik ve ilk çocukluk yıllarında sosyalleşme süreci çok hızlı ilerlemektedir.
Öğrenme Öğrenme, bireyin çevresiyle kurduğu etkileşim sonucunda, davranışta meydana gelen nispeten kalıcı ya da izli davranış değişikliğidir. Bir şeyin öğrenilebilmesi için olgunlaşma ön koşuldur. Yani yeteri kadar olgunlaşmamış bir organizmaya ilgili davranış öğretilemez. Fakat olgunlaşma, öğrenme için tek başına yeterli değildir. Örneğin kravatı bağlayabilecek olgunluğa erişmiş bir çocuğun kravatın nasıl bağlandığını görmesi veya kravatı eline alığ denemeler yapması gerekir.
Bir davranışın öğrenilmiş kabul edilmesi için: 1. Davranışta gözlenebilen bir değişim gerçekleşmesi, 2. Bu değişimin kalıcı ya da izli olması, 3. Bu değişimin yaşantı sonucu olması, 4. Bu değişimin sadece büyümenin ya da sadece olgunlaşmanın bir sonucu olmaması, 5. Bu değişimin geçici olmaması (yorgunluk, hastalık, ilaç alma vb.) gerekir.
Hazırbulunuşluk Bireyin sadece olgunlaşma düzeyini değil, aynı zamanda, bireyin önceki öğrenmelerini, ilgilerini, tutumlarını, güdülenmişlik düzeyini, yeteneklerini, genel sağlık durumunu da kapsar. Örnek: Bisiklet kullanmak için yeterli hazırbulunuşluk düzeyinde olan bir çocuk; bisiklet kullanmaya isteklidir, bisiklet kullanmak için gerekli olan kaslar ve diğer organlar yeterli olgunluğa erişmiştir, bisikletin nasıl kullanılacağı ile ilgili ön koşul öğrenmelere sahiptir, genel sağlık durumu bisiklete binmesine uygundur. Bireyin zihinsel, sosyal ve bedenen öğrenmeye hazır durumda olması.
Hazırbulunuşluk Olgunlaşma Ön Öğrenmeler İstek/güdü Hazırbulunuşluk
Yaş Gelişim psikologları, gelişim sürecini döllenmeden ölüme kadar olan süreçte yaşa bağlı değişimler şeklinde inceler. Bu nedenle, gelişim sürecinin incelenmesinde yaş çok önemli bir faktördür. Bireyin yaşı özellikle de olgunlaşma süreci açısından çok önemlidir. Çünkü genetik mirasımızın bir eseri olan olgunlaşma süreci, yaşa bağlı düzenli bir sıra izlemektedir ve bu sıra evrenseldir.
Yaş Büyümenin değerlendirilmesinde de yaş faktörü karşımıza çıkmaktadır. Çünkü büyüme yaşa göre uzunluk, yaşa göre ağırlık, yaşa göre baş çevresi gibi büyük oranda yaşa bağlı olarak ele alınmaktadır. Yaş zihinsel gelişimin yapı taşıdır. Elbette akıl yaşta değil baştadır ama aklı başa yaş getirir.
KPSS - 2008 Fatma Hanım seneye okula başlayacak olan yeğeni Bertuğ`a bir hediye vermek ister. Çocuk giysileri satan bir mağazadan Bertuğ`un yaşını söyleyerek bir pantolon satın alır. Hediyesini yeğenine verdiğinde, uzun süredir görüşmemelerine karşın, satın aldığı pantolonun yeğeninin bedenine tam olduğunu görür, çok sevinir. Yukarıdaki paragrafta gelişim psikolojisine özgü kavramlardan hangisine vurgu yapılmaktadır? A) Büyüme B) Olgunlaşma C) Öğrenme D) Hazırbulunuşluk E) Kritik dönem
KPSS - 2006 Gelişimde olgunlaşma kavramı aşağıdaki süreçlerden hangisini anlatmak için kullanılmaktadır? A) Sosyal normlara uygun davranışların öğrenilmesi ve sergilenmesi B) Genetik olarak belirlenen bir plan çerçevesinde yaşantılardan bağımsız olarak gerçekleşen biyolojik gelişmeler C) İlk ergenlik döneminde başlayan ve yetişkinlik çağına kadar süren fiziksel ve cinsel değişmeler D) Büyüme ve gelişmeye eşlik eden öğrenilmiş davranış örüntülerinin kazanılması E) İlerleyen yaşla birlikte aşırı davranışların yerlerini yavaş yavaş ağırbaşlı davranışların alması
KPSS - 2008 İlköğretim okuluna yeni başlayan Mehmet önlüğünü kendisi giyebilmekte, ancak annesi defalarca göstermesine karşın, önlüğünün yakasını bir türlü ilikleyememektedir. Mehmet`in önlük yakasını bir türlü ilikleyememesi, aşağıdaki ifadelerden hangisiyle açıklanabilir? A) Yaka kullanmaya yeni başladığı için Mehmet deneyim eksikliği yaşamaktadır. B) Annesinin aşırı koruyucu tutumu nedeniyle Mehmet iliklemeyi öğrenememiştir. C) Mehmet yakasının düğmelerini ilikleyebileceği kritik döneme henüz ulaşmamıştır. D) Mehmet`in el kasları yakasını ilikleyebilecek olgunluğa erişmemiştir. E) Mehmet`in parmakları yakasını ilikleyebilecek kadar büyümemiştir.
GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER 1. Kalıtım 2. Çevre 3. Zaman (Kritik Dönem – Tarihsel Zaman)
1. Kalıtım Kalıtım, anne ve babadan bireye genetik yolla geçen yetenek ve özelliklerdir. Bu özellikler bireyin yaşamı boyunca sahip olacağı zihinsel yetenek, duygusal denge, fiziksel yapı gibi birçok özelliğin alt ve üst sınırlarını belirler Eşey hücrelerinin birleşmesi sonucunda zigot adı verilen döllenmiş yumurta oluşur. Bireyin yaşamı da zigot evresiyle birlikte başlar. Eşey hücresinde 23 tane kromozom bulunmaktadır. Gerek yumurta hücresinde gerekse sperm hücresinde bulunan 23 kromozomun bir tanesi cinsiyetle ilgilidir ve gonozom olarak adlandırılır. Geriye kalan 22 kromozomun cinsiyetle ilgisi yoktur ve otozom olarak adlandırılır.
a. Cinsiyetin Belirlenmesi Yumurta hücresinde cinsiyet kromozomu olarak daima X bulunur. Sperm hücresinde yer alan cinsiyet kromozomu ise X ya da Y`dir. Eğer spermde X bulunuyorsa, yumurtadaki X ile birleşir ve XX yani kız çocuğunun olmasını sağlar. Eğer spermde Y bulunuyorsa, yumurtadaki X ile birleşir ve XY yani erkek çocuğun oluşmasını sağlar.
a. Cinsiyetin Belirlenmesi Özdeş İkizler: Tek bir yumurta tek bir sperm tarafından döllenir. Yumurta iki küreye ayrılarak her biri aynı genetik koda sahip bir fetüs şeklinde gelişim gösterir. Bu tip ikizlere monozigotik denir. Çift Yumurta İkizleri: İki farklı yumurta farklı spermler tarafından döllenir. Farklı genetik kodlara sahip iki fetüs şeklinde gelişim gösterir. Bu tip ikizlere dizigotik denir. Yarı Özdeş İkizler: Oldukça ender rastlanan bir durumdur. Bir yumurta eşit olarak bölünür ve iki farklı sperm tarafından döllenir. Yarı özdeş ikizler çift yumurta ikizlerinden daha fazla ancak özdeş ikizlerden daha az birbirine benzer.
a. Cinsiyetin Belirlenmesi Eşey hücrelerinin birleşmesi sonucunda ortaya 46 tane kromozom çıkar. Her kromozomda 20000-30000 arasında olduğu tahmin edilen gen bulunmaktadır. Bu genlerin oluşturduğu zincir, bireyin göz renginden boyuna, yaşam süresinden yakalanacağı olası hastalıklara, zihinsel yeteneklerinden duygusal durumuna kadar çok sayıda şeyi programlamaktadır. Genotip, çevre etkisinden bağımsız olarak bireyin sahip olduğu kalıtsal özelliklerdir. Fenotip ise genotip ve çevresel etkenler bir araya geldiğinde ortaya çıkan yapıdır.
a. Cinsiyetin Belirlenmesi Fenotip büyük oranda genler tarafından belirlenir, ancak bazı özel durumlarda organizmanın fenotipi, genotipine yüzde yüz uymayabilir. Bu duruma hipomorfizm denir. Ayrıca bazı güçlü dış etkenler sonucunda (X ışını, radyasyon, bazı ilaç ve kimyasallar, ani sıcaklık değişimleri vb.) organizmanın kalıtsal yapısında kalıcı farklılaşmalar meydana gelebilir. Bu duruma mutasyon denir. Bir genotipten çok sayıda farklı fenotip ortaya çıkabilir. Bunun nedeni doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrasındaki çevredir. Fenotip=genotip+çevre
b. Baskın ve Çekinik Özellikler Bir başka önemli genetik ilkesi ise bazı özelliklerin baskın (dominant), bazı özelliklerin ise çekinik (resesif) olmasıdır. Örneğin; kahverengi göz, A, B ve AB kan grupları, yüksek tansiyon baskın özelliklerdir. Sarı saç, mavi göz, düz saç çekinik özelliklerdir. Çekinik özellikler, ancak her iki ebeveynde de benzer genler olduğu zaman ortaya çıkarlar. Baskın özellikler ise, anne ya da babadan birinde bu genler bulunduğu takdirde ortaya çıkabilirler.
c. Kalıtımsal Süreçte Özel Durumlar 1. Klinefelter Sendromu: Embriyo 44+XXY (47) kromozom setini taşıdığında ortaya çıkan bu sendrom sonucunda uzun boylu, uzun kol ve bacaklı, dişi eşey karakterlerini gösteren, kısır ve zeka engelli bireyler gelişir. 2. Üçlü Dişilik Sendromu: Embriyo 44+XXX (47) kromozom setini taşır. Kısırlık ve zeka geriliği yaygın olarak görülmekle birlikte, bu kromozom seti taşıyan bayanların çoğunda herhangi bir belirgin semptom görülmez. Yani normal bir zeka gelişimi gösterirler ve doğurgandırlar. 3. XYY Sendromu: Erkek bireyde gamet oluşumu sırasında mayozun ikinci evresinde Y kromozomlarının ayrılmaması durumunda YY kromozomu taşıyan spermler oluşabilir. Sonuçta zeka geriliği görülen, uzun boylu bireyler gelişir. Son yıllarda yapılan araştırmaların sonucunda seri cinayet sanıklarının ve suç işlemeye eğilim gösteren kişilerin belli bir oranının, bu kromozom setine sahip oldukları ortaya çıkmıştır.
c. Kalıtımsal Süreçte Özel Durumlar 4. Down Sendromu (Mongolizm): 21 numaralı somatik kromozomda ayrılmama durumu görüldüğünde ortaya çıkar. Embriyo 45+XX veya 45+XY setlerinden birini taşır. Geniş eller, kısa parmaklar, tınaz vücut, oransal olarak büyük bir dil, çekik gözler, zeka geriliği ve geniş-yuvarlak bir yüz en belirgin özellikleridir. 5. Edward Sendromu: 18 numaralı somatik kromozomda ayrılmama olması sonucunda gelişen 47 kromozomlu bireylerde görülür. Bu sendrom, bireylerin dış görünümü ile kolayca ayırt edilir ve çoğunlukla 10 haftalık olmadan ölümle sonuçlanır. 6. Patau Sendromu: 13 numaralı somatik kromozomda ayrılmama olması sonucu gelişir. Küçük ve işlevsiz gözler, küçük bir beyin ve yarık dudak görüntüsü gibi özellikler ile kendini gösteren bu sendrom da doğumdan birkaç hafta sonra ölümle sonuçlanır.
d. Hormonlar Salgılarını doğrudan kana akıtan bezlere iç salgı bezi adı verilir. İç salgı bezlerinin salgılarına da hormon denir. İç salgı bezleri; hipofiz, epifiz, tiroit, paratiroit, pankreas (yarı iç salgı bezi), böbrek üstü bezler, timüs ve cinsiyet salgı bezleri. Hipofiz, kafatasında bulunur; tüm salgı bezlerinin çalışmasını düzenler. Fazla salgılanması devliğe, yetersizliği cüceliğe neden olur. Tiroit salgı bezi, boğazın ön kısmında gırtlağın iki yanındadır. Salgıldığı hormona troksin adı verilir. Troksin kemiklerin, kasların büyümesine, sinir sisteminin, kan dolaşımının çalışmasına etki eder. Fazlalığı vücudun etkililiğini artırır, azlığı ise yavaşlatır.
d. Hormonlar Paratiroit, tiroit salgı bezine bitişik dört küçük bezden oluşur. Vücudun kalsiyum ve fosfor dengesini sağlar. Az çalışması kas ağrılarına, kemiklerin bozulmasına; fazla çalışması ise sinirlerin körleşmesine neden olur. Pankreas bezi, iki türlü salgı salgılar. Birisi mideye gönderilir. Diğeri insülindir ve kana gönderilir. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Dolayısıyla gelişime etkide bulunur. Böbrek üstü bezleri, her iki böbreğin üstünde bulunur. Salgıları büyümeye, cinsiyete etki eder ve vücudun duyguların yoğunluğundan korunmasını sağlar. Duygusal gelişimle yakından ilgilidir. Cinsiyet salgı bezleri, kadın ve erkekte cinsel gelişimi sağlar ve cinsel yaşamı sürdürmeye etkide bulunur.
2. Çevre Çevre, bireyin doğuştan getirdiği potansiyele gelişme olanağı veren ya da sınırlandıran faktörleri içermektedir. Çevresel faktörler üçe ayrılır: a. Doğum Öncesi Çevre: Annenin aldığı ilaç, alkol, radyasyona maruz kalma, kan uyuşmazlığı, akraba evliliği, doğum öncesinde çocuğun gelişimini etkiler. b. Doğum Sırasındaki Çevre: Doğum sırasında görülebilen kordon dolanması, çocuğun oksijensiz kalması gelişimi olumsuz etkiler. c. Doğum Sonrası Çevre: Ailenin çocuğa yaklaşımı, sosyoekonomik durumu, çocuğun geçirdiği hastalıklar, ailenin parçalanması, çocukların doğuş sırası gelişimi etkiler.
3. Zaman a. Kritik Dönem Kritik dönem, gelişimsel kazanımlarda belirli yaşantıların potansiyel olarak en fazla etkilendiği zaman dilimleridir. Başka bir deyişle, belirli bir kazanımın sağlanabilmesi için çevre etkisinin en etkili-en yoğun olduğu zaman dilimidir. İnsanlar bazı gelişim dönemlerinde ve yaşlarda, belirli kazanımlar için yüksek duyarlığa sahiptir. Bu dönemlerde uygun çevre koşullarının sağlanması halinde kazanım çok daha çabuk ve etkili olmaktadır. Eğer bu yaş aralıklarında uygun çevre koşulları sağlanamazsa, ilerleyen süreçte kazanım gerçekleşse bile çok fazla zaman almakta ve istenen kadar etkili olmamaktadır. İşte bu zaman aralıklarına kritik dönem adı verilmektedir.
a. Kritik dönem Genie isimli kız çocuğu, psikolojik olarak rahatsız olan babası tarafından 1-2 yaşlarından itibaren küçük bir odaya kilitlenmiştir. Genie konuşma dilini hiç duymamıştır. 13 yaşında bulunduktan sonra, dilin bazı boyutlarını öğrenebilmiştir. Bunula birlikte gramer kurallarını kullanması hiçbir zaman normal düzeye ulaşmamıştır ve sosyal becerileri de fazla bir ilerleme göstermemiştir. Dilin kazanımında doğumdan sonraki ilk yıllar son derece önemlidir yani dil kazanımının kritik dönemidir. Kritik dönem geçtikten sonra uygun çevre yaşantısı sağlamak, istenen etkinliği kazanmada yeterli gelmemektedir.
b. Tarihsel Zaman Tarihsel zaman bireyin içinde yaşadığı zaman diliminin ve bu zaman diliminde gerçekleşen önemli olayların, bireyin gelişim sürecine etkisini anlatır. İnsanların ilgileri ve davranışları, teknolojik yeniliklere, savaşlara, doğal afetlere, modaya, düşünce sistemlerindeki değişimlere bağlı olarak, gelişim süreçlerini etkileyecek şekilde değişiklik gösterebilir.
KPSS - 2003 Günümüzde ergenler internet kullanımına, özellikle internette karşılıklı sohbete çok ilgi göstermektedirler. Ayrıca ergenlerin iletişimde cep telefonu önemli yer tutmaktadır. Bu yeni iletişim araçlarının ve serbest zaman etkinliklerinin ortaya çıkması, gelişimle ilgili aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir? A) Tarihsel zaman B) Büyüme C) Olgunlaşma D) Hazırbulunuşluk E) Kritik dönem
KPSS - 2006 Aşağıdakilerden hangisi kalıtım ve çevrenin zeka üzerindeki etkisini inceleyen araştırma sonuçlarını en iyi özetlemektedir? A) Zeka, tümüyle kalıtımsal etkenler tarafından belirlenir. B) Zeka, tümüyle çevresel etkenler tarafından belirlenir. C) Zeka üzerinde kalıtımsal etkenlerin payı olup olmadığı henüz tam olarak belirlenememiştir. D) Zeka üzerinde çevresel etkenlerin payı olup olmadığı henüz tam olarak belirlenememiştir. E) Zeka, kalıtsal ve çevresel etkenlerin ortak etkileriyle belirlenmektedir.
KPSS - 2007 Gelişimin birbirini izleyen, ayırt edilebilir devreler halinde gerçekleştiğini öne süren kuramcılara göre, içinde yaşanılan çevrenin niteliği bu devreleri nasıl etkileyebilir? A) Hem hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkiler hem de sıralarını değiştirebilir. B) Hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkileyebilir ama sıralarını değiştiremez. C) Hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkilemez, sıralarını kısmen değiştirebilir. D) Ne hangi yaşta ortaya çıktıklarını ne de sıralarını etkiler. E) Ne hangi yaşta ortaya çıktıklarını ne de sürelerini değiştirebilir.
KPSS - 2007 Gözlerinde kataraktla doğan ve 7 yaşına kadar tedavi olmayan çocuklar, daha sonra tedavi olsalar bile görme sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirler. Bu durumda, yaşamın ilk 7 yılı görme duyusu açısından aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilebilir? A) Duyusal-motor dönem B) Olgunlaşma düzeyi C) Hiyerarşik düzey D) Kritik dönem E) Gelişme dönemi
KPSS - 2009 Aileler üzerinde yapılan bir araştırmada, anne babasından biri ya da her ikisi ressam olan çocukların resim yeteneklerinin, ailesinde ressam olmayan çocuklardan daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu araştırma sonuçlarına göre, resim yeteneğiyle ilgili aşağıdaki etkenlerden hangisinin daha önemli olduğu söylenebilir? A) Büyüme B) Öğrenme C) Kalıtım D) Duyarlı dönem E) Hazırbulunuşluk