Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KOCASİNAN REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KOCASİNAN REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ"— Sunum transkripti:

1 KOCASİNAN REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

2 DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
Davranış bozukluğu; çocukların çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı iç çatışmalarını davranışlarına yansıtmasıdır. Çocuklar her yeni gelişim dönemine geçtiklerinde yeni beceriler kazanırlar. Gelişim dönemlerindeki sorunlar olağan ve geçicidir; ancak çevredeki yetişkinlerin yanlış tutumları, bu sorunların çözümünü ilerdeki gelişim dönemlerine ertelenmesine neden olur.

3 Bir çocuğun davranışlarının bozukluk olarak nitelendirilmesi için bazı ölçütler vardır:
Yaşa uygunluk Yoğunluk Sıklık Cinsel rol beklen tileri

4 KEKEMELİK Konuşmadaki zamanlama ve akıcılığın fark edilebilir şekilde aksamasıdır. Seslerin ve hecelerin sık sık uzatılması veya tekrarlanması; kelimeler arası duraklamaların yapılması en belirgin şeklidir. 3-4 yaş civarında başlar. Travmatik olaylar , aşırı korkular , ilgisiz ve sevgisiz aile ortamı ve ayrımcılık en önemli nedenlerindendir. Küçük yaşlardaki kekemeliğin nedeni düşünme hızı ile konuşma hızını ayarlayamamaktan kaynaklanmaktadır.

5 4 yaşından sonra bu davranışı bırakması beklenir.
PARMAK EMME Genelde 3-4 yaşına kadar devam eden bir davranıştır ve normal kabul edilir. 4 yaşından sonra bu davranışı bırakması beklenir. Çocuk bebek gibi davranarak kaybettiği ilgiyi üzerine çekmeye çalışabilir. Aileye yeni katılan kardeş , anne baba ayrılığı veya kaybı , çevre değişiklikleri , güvensizlik duyguları başlıca nedenlerdendir.

6 TIRNAK YEME Genelde 3-4 yaşlarında görülür.
Mikrobik hastalıklara da sebep olabilmektedir. Psikolojik olarak, güvensizlik duygusunun bir yansımasıdır. Aşırı baskıcı, ilgisiz, sevgisiz ve aşırı azarlanan aile ortamlarında yetişen çocuklarda daha sık görülür. Model alma yolu ile başlanabilir. Sık sık tırnak kontrolü yapılmalıdır.

7 Aşırı kontrolcü, otoriter ailelerin çocuklarında çok sık görülür.
İÇİNE KAPANIKLIK Aşırı kontrolcü, otoriter ailelerin çocuklarında çok sık görülür. Çocuk aşırı baskı altında olduğu, eleştirildiği ortamlarda kendine olan güvenini kaybeder. Her hareketinde bir yanlış bulunacağını düşünen çocuk zamanla çevresiyle olan iletişimini en aza indirir. Yaşı kaç olursa olsun çocuğun duygularını düşüncelerini ifade etmelerine izin verilmelidir. Genetik ve ailesel faktörler bu konuda en çok dikkate alınması gereken unsurlardır.

8 Mülkiyet hakkı ve başkalarına saygı aileden kazanılan değerlerdir.
ÇALMA Mülkiyet hakkı ve başkalarına saygı aileden kazanılan değerlerdir. Ailede saygı görmeyen , kendi özel alanına müdahale edilen çocuklar , başkalarına karşı da böyle davranır. Kendine ait odası , eşyası veya dolabı olması; çocukta kendisinin ve başkasının kavramlarının oluşmasında önemli rol oynar. Eşyaların başkasına ait olduğu izinsiz kullanılmaması gerektiği net bir şekilde açıklanmalıdır.

9 YALAN SÖYLEME 5-6 yaşlarına kadar çocuklarda bilinçli yalandan söz edilemez. Kendi hayal dünyalarında yaşadıklarını gerçek gibi anlatabilirler. Olmayacak şeyleri anlatarak, abartarak çevresindekilere şaşırdığını görmek çocuğa zevk vermektedir. Çocuğa yalan söyleme konusunda aile model olmamalıdır. Gerçeği söyleme konusunda cesaretlendirilmelidir. Öfkeli sert tepki verilmemeli ,yalan söylemenin nedenini anlamaya çalışılmalıdır.

10 ALT ISLATMA-DIŞKI KAÇIRMA
4 yaş ve sonrası alt ıslatmanın sürmesi davranış bozukluğu olarak nitelendirilir. Yanlış tuvalet eğitimi , yanlış aile tutumları , aşırı baskı ve titizlik , kıskançlık gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Öncelikle fiziksel bir sorun olup olmadığı araştırılmalıdır. İyi bir iletişim kurarak bu durumun geçici olduğu anlatılmalıdır. Gece yatmadan tuvalete gitmesine dikkat edilmeli. Ayaklar sıcak tutulup yatak ısısı kontrol edilmelidir. Genetik faktörün etkisi var mıdır? Bez bağlamak çözüm müdür?

11 SALDIRGANLIK Çok sık fiziksel cezaya maruz kalan , okul başarısızlığının yarattığı yetersizlik duygusu olan, anne babaların tutarsız davranışları olan, baskıcı aile ortamlarında yetişen çocuklarda sık görülür. Çocuğun enerjisini aktarabileceği ortamlar hazırlanmalıdır. Zor bir durumla başa çıktığında takdir edilmelidir. Öfkelendiğinde panik yapmadan dinlemek başarılı sonuçlar verir. Öfkelenmesin diye her istediği yapılmamalıdır. Saldırganlığı iletişim şekli yapmasına müsaade edilmemelidir. İyi bir model olmak, en önemli noktadır.

12 OKUL FOBiSi

13 OKUL FOBİSİ Okul fobisi, kuvvetli bir endişe nedeniyle çocuğun okula gitmeyi reddetmesi ya da bu konuda isteksiz davranmasıdır. Her çocukta rastlanmayan okul korkusu, çocuğun uyum sağlamasını engelleyen korkulardan olup ortaya çıkması halinde çocuğun akademik yaşantısını olumsuz etkileyerek anne-baba ve öğretmeni çaresiz bırakabilir.

14 OKUL FOBİSİ YAŞAYAN ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ
Ayrılık anksiyetesi bozukluğunun en tipik ve en sık görülen türüdür. Okul çocuklarının yaklaşık %2’sinde görülür. Daha çok ilkokula başlandığı dönemde görülse de yuvaya, anaokuluna başlayan çocuklarda ve ergenlerde de görülebilir. Bu çocuklar utangaçtır; yabancı kişilerle sosyal ilişki kurmakta güçlük çekerler. Ailelerine çok bağımlıdırlar.

15 OKUL FOBİSİ YAŞAYAN ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ
Ailelerinden ayrıldıklarında kendilerinin veya ailelerinin başına bir kötülük geleceğinden korkarlar. Okula gitmeyip evde kaldıklarında mutludurlar. Genelde başarı kaygıları yüksek, uyumlu ve aşırı onay bekleyen çocuklardır. Zeka normal ya da normalin üstündedir.

16 OKUL FOBİSİNİN NEDENLERİ
ANNE BABAYA BAĞLI NEDENLER Çocuk için en büyük korku anne babadan ayrı düşmek ve terkedilmektir. Anne baba çocuğun taşıyabileceği sorumluluklar vermiyorsa, çocukta özgüven eksikliği ile beraber korkular ortaya çıkabilir. Özellikle annenin çocuğun okula başlamasına ilişkin endişelerini yansıtması çocukta okula karşı korku oluşturabilir. Anne babanın aşırı koruyucu tutumu ya da çocuğun anneye geliştirdiği bağımlılık okul korkusunda önemli bir rol oynamaktadır.

17 OKUL FOBİSİNİN NEDENLERİ
Okul ve öğretmen ile korkutmanın çocuğa karşı disiplin aracı olarak kullanılması okul korkusunu bilinçaltına yerleştirir. Sabah yorgunluğu okula karşı isteksizlik vakalarına sebep olur. Boşanma, yeni bir kardeşin doğumu, taşınma, maddi sorunlar, hastalık, yakın birinin ölümü gibi stres yaratan durumlar da okul korkusunda etkili olmaktadır.

18 OKUL FOBİSİNİN NEDENLERİ
OKULA BAĞLI NEDENLER Sınıfla kaynaşamayan, arkadaş edinemeyen, tenefüste oyun oynamayan çocuk ait olma hissini tadamaz ve bu durumdan kaçmak için okula gitmek istemez. Okulda başarısız olma düşüncesi okul korkusunun önemli nedenlerinden biridir. 100 almak yerine 85 almak gibi küçük performans düşüklükleri dahi buna sebep olabilir.

19 OKUL FOBİSİNİN NEDENLERİ
Duyarsız, sürekli emir veren ve bağıran bir okul personelinin (idareci, öğretmen, hizmetli, memur) varlığı; tedirgin hissettiren bir oturma düzeni; sınıf önünde ders anlatmaya, sesli okumaya zorlama; şiddet ve akran zorbalığının olduğu okul ortamı okul fobisine yol açabilmektedir.

20 OKUL FOBİSİNİN NEDENLERİ
ÇOCUĞA BAĞLI NEDENLER Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların bazılarında da okul fobisi görülür. Bu çocuklar sınıf düzeyini yakalamak için sürekli çabaladıklarından başarısızlık korkusu yaşarlar. Okuma bozukluğu ve özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklar, fark edildiklerinde kendilerini kötü hissederler. Ayrılık anksiyetesi bozukluğu olan çocuklarda da okul fobisi belirgindir.

21 OKUL FOBİSİ BELİRTİLERİ
Evde kalmak ya da okul derslerini kaçırmak arasında seçim yapamayıp aşırı kaygılı davranmak, Sık sık hasta olmadığı halde baş veya karın ağrısı, mide bulantısı şikayetinde bulunmak; okuldan uzaklaşınca veya evde kalmasına izin verilince bunlardan kurtulmak, Okula gitmediğinde herhangi bir suçluluk hissetmemek, okul etkinliklerine isteksiz olmak, iştahsızlık, uykusuzluk, heves ve enerji kaybı, alınganlık, sinirlilik gibi durumlar gözleniyorsa okul fobisi akla gelebilir.

22 ÖNERİLER ANNE BABALARA
Korktuğu için evde kalmasına izin vermek problemle başa çıkmasını zorlaştırır. Okula gitme konusunda ailenin bütün fertleri tutarlı olmalıdır. Genel olarak çocukta korku, yalnızlık ve terk edilmişlik duygularına yol açabilecek tutum ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Okul sorumluluklarını yerine getirmesi için çocuğa daha fazla zaman ayırmak, çocuğun korkusunu azaltabilir. Çocuğa korkusunu ifade edebilmesi için fırsat sunulmalı; ilgilenerek değerli olduğu hissi verilmelidir; çocuk suçlanmamalıdır.

23 ÖNERİLER ÖĞRETMENLERE Çocukla koridorda görüşüp sınıfa beraber girmek, çocuğun kendini iyi hissetmesini sağlar. Anne, çocuk kendini rahat hissedinceye kadar okula gelebilir (sınıfa girmeden); çocuğun sevdiği bir oyuncak veya eşya ile gelmesine izin verilebilir. Çocuk sınıfa girmiyorsa dahi okul bahçesinde tutulmalı, okuldan uzaklaştırılmamalıdır. Durum anlayışla karşılanmalı, ‘numara yapıyorsun’ gibi sözler söylenmemelidir. Derste ve tenefüste çocuğun alay veya korkutulmaya maruz kalmaması sağlanmalıdır.

24 ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER
Sınıfın kaynaşmasını ve sıcak bir ortam oluşmasını sağlayacak etkinlikler düzenlenmeli; okul fobisi yaşayan çocuk başarabileceği işlere yönlendirilerek yüreklendirilmelidir. Okul fobisi yaşayan öğrencinin kabulünü kolaylaştıran ortamlar sağlanmalıdır. Başarısızlık korkusu yaşamaması için başarıyı değerlendirme şekilleri gözden geçirilmelidir.


"KOCASİNAN REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları