Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanErkan Ucuncu Değiştirilmiş 9 yıl önce
1
BORDETELLA Danışman Prof. Dr. Mahmut Baykan Hazırlayan
Arş. Gör. Dr. Özlem Ögüç Şanlı
2
Bu cins içinde gram negatif,küçük ,zorunlu aerop, B
Bu cins içinde gram negatif,küçük ,zorunlu aerop, B.bronchiseptica dışında hareketli,nonfermentatif kokobasiller bulunur İnsanlarda hastalığa neden olan boğmaca etkeni olan Bordetella pertussis Boğmacaya benzer,ancak daha hafif bir klinik tablo oluşturan B.parapertussis ve çeşitli hayvanlarda,nadiren de insanlarda bronkopulmoner enfeksiyonlara neden olan B.bronchiseptica olmak üzere üç türü vardır
3
Tarihçe ve Epidemiyoloji
Hastalığın etkeni olan Bordetella Pertussis ilk olarak 1906 yılında izole edilmiştir. Tarihte boğmacaya dair ilk salgın 16. yy’da tarif edilmesine rağmen; özellikle 1900’lerin başında tüm dünyada en sık görülen çocukluk çağı enfeksiyonlarından biri haline gelmiş ve çocukluk çağı morbiditesinin en büyük sebebini oluşturmuştur. Boğmaca aşılaması, 1900’li yıllardan beri yapılmaktadır. Genişletilmiş Bağışıklama Programının (GBP) 1974 yılında başlatılması ile tüm dünyada aşılama oranları yükselmiş ve 1990’lı yıllardan itibaren boğmaca insidansında önemli bir azalma olmuştur Ancak, son yıllarda boğmaca vakalarında yeniden belirgin bir artış gözlenmektedir.
5
Tarihçe ve Epidemiyoloji
Birçok ülkede aşılama oranları %80’lerin üzerinde olmasına karşın, boğmaca 3-4 yılda bir pik yapmaya devam etmekte, yılda 50 milyon enfeksiyona, ölüme ve bebeklerde %4 mortaliteye neden olmaktadır DSÖ verilerine göre, boğmaca enfeksiyonundan 2002 yılında , 2004 yılında ise ölüm olmuştur. Dünya Sağlık Örgütü, 2000 yılına kadar boğmaca insidansının 1/ ’nin altına inmesini hedeflemiştir. Ancak, Tablo 2’de görüldüğü gibi ABD de dahil birçok gelişmiş ülkede hedeflenen insidansa henüz ulaşılamamıştır.
8
Her ne kadar 1980’lerde boğmaca insidansının bir miktar arttığı belirtilmişse de, tanıda kullanılan testlerdeki gelişmelerin ve özellikle adolesanlar ile adult vakaların bu artışa neden olduğu düşünülmektedir Hastalık 3-5 yılda bir artan çevrimler halinde endemiler yapmaktadır Ev içinde temas edenlerden bağışık olmayanların %90 gibi büyük bir bölümü hastalığı almaktadır
9
Türkiye’de boğmaca aşısı, 1968 yılında difteri-tam hücreli boğmaca-tetanoz (DBT) aşısı şeklinde yaşamın ilk yılında üç doz (2, 3 ve 4. ayda) ve aylık iken pekiştirme dozu olacak şekilde uygulanmaya başlamıştır Ulusal Aşı Kampanyası ile önceki yıllarda %20-30’larda olan DBT aşılama oranları 2001 yılına gelindiğinde %80’lere ulaşmıştır Buna parelel olarak, boğmaca vaka sayısı ve insidansında önemli düşüş olmuştur
10
Ancak, insidanstaki düşüşe rağmen, boğmaca ülkemizde hala tüm yaş gruplarını özellikle ergen, erişkin ve bebekleri etkileyen bir enfeksiyon hastalığı olmaya ve siklik patern göstermeye devam etmekte, 3-5 yıl aralıklarla salgınlar yaparak morbidite ve mortaliteye yol açmaktadır
12
Bordetella pertussis Bordetella türleri, üreme ve biyokimyasal özellikleri ile antijenik yapılarına göre birbirlerinden ayrılabilirler Bordetella pertussis, kanlı agar ve MacConkey Agar’da üreyebilen diğer türlerin aksine rutin besiyerlerinde üretilemez Üreyebilmesi için besiyerlerine agarın bakteriler üzerindeki toksik etkisini absorbe etmek amacıyla kömür,nişasta,kan veya albumin gibi bazı maddelerin eklenmesi ve nikotinamid de ilave edilmesi gereklidir
14
Boğmaca, B.pertussis’in bronşlardaki silli epitele yapışması,burada çoğalarak lokal doku hasarı meydana getirmesi ve sistemik toksik etkinin oluşmasıyla ortaya çıkan bir üst solunum yolu enfeksiyonudur Boğmaca sadece insanlarda görülür, her yaşta görülebilir Özellikle aşılanmış toplumlarda olguların yarısı altı aydan küçük bebeklerdir
15
Aşılı kişilerde de,bağışıklığın yaşla azalması ve aşılı toplumlarda hastalık olmadığı için bağışıklık sisteminin uyarılmasındaki eksikliklere bağlı olarak genç erişkinlerde de %10 oranında görülebilmektedir B.pertussis solunum yoluyla vücuda girdikten sonra silialı solunum yolu hücrelerine tutunur Bu bakteriyel aderanstan sorumlu olan faktörler pertussis toksini ve filamentöz hemaglütininlerdir
16
Flamentöz hemaglutininler silialı epitel hücrelerindeki glikopeptidlere ve polimorf nüveli lökositler üzerindeki CR3 reseptörlerine Pertussis toksini ise silialı epitel hücrelerindeki laktosilseramide ve fagositer hücrelerdeki reseptörlerine bağlanır Yapışma tamamlandıktan sonra B.pertussis çok sayıda toksin salgılar ve bu toksinlerin koordine etkileri sonucu boğmacanın klinik bulgu ve belirtileri ortaya çıkar
18
Pertussis toksini bakterinin en önemli toksinidir ve A-B alt birimlerinden oluşur
A parçası asıl aktif bölümüdür ve G1 proteini adı verilen yüzey membran proteinleri için ADP ribozile edici etki gösterir Böylece hücre yüzeyi reseptörlerinden hücre içi mediatör sistemlerine uyarıların transferi engellenir
19
Sonuçta cAMP düzeyleri kontrolsüz kalır, buna bağlı olarak da solunum sistemi sekresyonları ve mukus üretimi artar Pertussis toksinine karşı oluşan antikorlar boğmacaya karşı bağışıklığı sağlar Adenilat siklaz toksini B.pertussis’in epitel hücrelerine yerleşme aşamasında, bakterinin vücut savunmasından korunmasını sağlayan en önemli yapıdır
20
Trakeal sitotoksin, enfeksiyonun ilk evrelerinde toksin düzeyi düşük iken siliaların hareketini inhibe edici etki gösterir Toksin miktarının bol olduğu, hastalığın ilerleyen dönemlerinde, silli epitel hücrelerini tahrip eder Böylece solunum sisteminin doğal temizleme mekanizması bozulur ve boğmaca için tipik olan öksürüğe neden olur
21
Trakeal sitotoksin ayrıca IL-1 salınımına neden olarak ateş oluşturur
Dermonekrotik toksin damar duvarındaki düz kasların kontraksiyonuna yol açarak iskemiye neden olur Bu toksin boğmacadaki lokal doku hasarından sorumludur Pertactin membran proteini olup hücreye yapışmada hemaglutininlere yardım eder
22
B.pertussis’in lipopolisakkarit tabakasında lipid A ve lipid X olmak üzere iki lipid bulunur
Her iki lipopolisakkarit de alternatif yoldan komplemanın aktivasyonunu uyarabilir ve sitokin salınımına neden olabilirler Tüm bu toksinlerin birlikte olan etkileri sonucu, silialı epitel yıkımı ile hava yolunun doğal temizleme mekanizması bozulur, salgılar birikerek küçük bronş ve bronşiolleri tıkarlar
23
Bu salgıları atma çabası sonucu zorlu yineleyen, uzun öksürük nöbetleri ortaya çıkar
Yapışkan materyal farinkste toplanınca, öksürük nöbeti kusma ile sonlanır Solunum yollarında hava boşaldığı için, vokal kordlar boyunca derin inspirasyon yapılır ve boğmaca için tipik olan iç çekme sesi duyulur
24
Klinik Önemi Hastalık 6-20 günlük (ort. 10 gün) kuluçka döneminden sonra başlar ve başlıca üç dönem halinde seyreder Kataral dönemde burun akıntısı, halsizlik, iştahsızlık, hafif ateş gibi soğuk algınlığına benzer bulgular vardır Bulaştırıcılık en fazla kataral dönemdedir
25
İnkübasyon Kataral Paroksismal Konvelasan Süre 7-10 gün 1-2 hafta 2-4 hafta 3-4 hafta(veya daha uzun) Semptomlar Yok Burun akıntısı, kırgınlık, ateş, hapşırma, iştahsızlık İç çekmelerle birlikte tekrarlayan öksürük,kusma Öksürük krizleri azalır,ikincil komplikasyonların gelişimi Bakteriyel kültür
26
Paroksismal öksürük dönemi 7-10 gün sonra başlar
Kuru öksürük giderek artar ve daha çok geceleri nöbetler şeklinde gelir Nöbetler ardarda öksürük, morarma, kusma ve sesli bir iç çekme ile karakterizedir ve belirgin bir lenfositoz vardır
27
İyileşme(konvelesan) dönemi iki-altı hafta sonra başlar
Bu dönemde nöbetler giderek seyrekleşir ve üç-dört haftada hastalık iyileşir Daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde atipik semptomlar, ne olduğu belirsiz ve uzun süren öksürüklerden oluşur Atipik boğmacanın ayırıcı tanısı, adenovirüs, parainfluenza virüs, respiratuar sinsityal virüs, Chlamydophila pneumoniae ve Mycoplasma pneumoniae’nin sebep olduğu bronşit ve üst solunum yolları enfeksiyonlarını kapsar
28
Boğmacalı yenidoğanlarda hastalık, öksürük olmadan apne ve boğulma şeklinde görülebilir
Morbidite ve mortalite oranları, yeni doğanlarda diğer yaş gruplarına göre daha fazladır Yetişkinlerde adolesanlara göre daha fazla komplikasyon görülür Yakın zamanda Bordetella enfeksiyonlarının, kronik bronşitin akut şiddetlenmesinde büyük rol oynadığı gösterilmiştir
29
B.pertussis insandan insana solunum damlacıklarıyla taşınır ve yüksek derecede bulaşıcıdır, duyarlı olan konakların %80 ile %90’ını enfekte eder B.pertussis’in taşıyıcı durumu tanımlanmamıştır
30
TANI Boğmacanın kesin tanısı hastalık materyalinde etkenin üretilmesi ile konulur Kültürde mikroorganizmanın üreme olasılığı, hastalığın birinci döneminde en yüksektir B.pertussis izolasyonu için nasofaringeal sürüntü örnekleri alınmalıdır Bir başka yöntem laboratuvarlarda hazırlanan Bordet-Gengou plak besiyerine hastanın öksürtülmesidir
32
Ekimler en kısa sürede mümkünse hasta başında yapılmalıdır
Bordet-Gengou(gliserin,patetes,kan)besiyerinin geleneksel kullanımının yerini %5-10 kanlı ve sefalosporinli charcoal agar(Columbia agar(C-17’ye % 0,2 g aktif charcoal ve %5-10 defibrine koyun kanı eklenerek hazırlanır) gibi özgül bir besiyeri almıştır Örnek besiyerine 35 ⁰C de nemli ortamda inkübe edilmelidir Uzun inkübasyon (örneğin 7-12 gün) gereklidir fakat en iyi kültür koşullarının kullanılmasına rağmen, enfekte hastaların yarıdan azında pozitif kültür sonuçları elde edilir Yapılan kültürlerde üreyen bakteriler mikroskopik ve koloni özellikleri, spesifik antiserumlarla aglutinasyonları ve immünfloresan yöntemle boyanma özelliklerine göre identifiye edilirler
35
Serolojik tanı metotları, genellikle B
Serolojik tanı metotları, genellikle B.pertussise olan immün cevapların saptanmasıyla sınırlıdır ELISA; PT(pertussis toksin), FHA(Filamentöz hemaglutinin), fimbria, pertaktin ve sonike edilmiş pertussis hücrelerine karşı,, immunglobulin A(Ig A), IgG ve IgM seviyelerini ölçmede kullanılır ELISA ile saptandığı üzere, enfekte olan insanların en az %90’ı semptomlar görüldükten 3-4 hafta sonra PT ve FHA’ne karşı IgG geliştirir
36
Şu anda, serokonversiyonun gösterilmesi ya da PT’ye karşı IgG’nin konsantasyondaki belirgin artış en duyarlı ve özgül serotanısal test olarak kabul edilir Diğer hiçbir Bordetella türü PT’yi eksprese etmediği için PT’nin B.pertussis’e verdiği cevaplar özgüldür
37
Polimeraz zincir reaksiyonu(PCR) gibi nükleik asit amplifikasyon yöntemleri boğmaca için en duyarlı mevcut tanı testidir Şu an için FDA onayı almış ticari test yoktur, bu nedenle pek çok laboratuvar çeşitli genleri hedef alan moleküler testlerini geliştirmişlerdir
38
Tedavi,Korunma ve Kontrol
Başlangıçtaki, ölü tam hücre aşıları yerini daha az yan etkisi olan çoklu bileşenli asellüler aşılara bırakmıştır Tüm hücre ve asellüler aşıların koruyuculuğunun %60-90 arasında olduğu tahmin ediliyor Aselüler aşı inaktive edilmiş pertussis toksin,filamentöz hemaglutinin ve pertaktin içermektedir Boğmaca geçirildikten sonra yaşam boyu bağışıklık kalır
39
Ancak, antikorların plasentadan geçişleri yetersizdir, bu nedenle hastalık en sık altı aydan küçük bebeklerde görülür Aktif korunma amacıyla ölü B.pertussis’ten hazırlanan aşılar çocukluk döneminde difteri ve tetanus toksoidleri ile birlikte(DBT) kullanılır İlk doz bebek iki aylıkken yapılır, bir veya ikişer ay ara ile iki kez daha tekrarlanır, son dozdan 6-12 ay sonra rapel dozu gereklidir
40
Doğal enfeksiyon ya da aşılamanın ardından oluşan bağışıklık 5-12 yıl sonra zayıflar
Sonuç olarak, aşılama programı olan ülkelerde B.pertussis’in primer kaynağı daha küçük çocuklardan, daha büyük çocuklar ve yetişkinlere doğru yer değiştirmiştir Aşılar, boğmacanın halk sağlığına etkisini büyük derecede azaltmıştır
44
Çocukluk çağında rapel aşı yapılmadığı takdirde, antikor seviyesi 7-12 yıl içinde azalarak çok az koruyuculuk kalır ya da hiç kalmaz Böylece,bebeklik döneminde aşılanmış kişiler ergen ve erişkin dönemine geldiğinde boğmacaya duyarlı olur ve boğmaca yaş dağılımında ileri yaş gruplarına doğru kayma görülür Gerçekten, son 20 yılda dünya genelinde boğmaca insidansı özellikle ergen ve erişkinlerde belirgin bir artış göstermiştir 1970’li yıllarda boğmaca vakalarının sadece %15’i 10 yaş ve üzerinde iken, 1990’lı yıllarda %26.9 ve 2000’li yıllarda %40’ı 10 yaş ve üzerindeki kişilerdir. En büyük artış yaş grubundadır
45
Bu nedenle A.B.D de başta olmak üzere birçok gelişmiş ülke erişkin tip aselüler boğmaca (dTaB) aşılaması başlamıştır, bu aşı bebekler için kullanılan aselüler boğmaca aşısının 1/3 ya da 1/4’ü oranında pertussis toksin içerir. Bilindiği gibi, Sağlık Bakanlığı 2009 rutin aşı takvimine göre, ülkemizde boğmaca aşısı (DTaB-IPV-Hib aşısı şeklinde) 2-4 ve 6. ay ve 18. ayda rapel şeklinde toplam dört doz uygulanmaktadır. Birçok gelişmiş ülkede uygulanan 4-6 yaş ve yaş rapel aşılama, ülkemiz ulusal aşı takvimine henüz girmemiştir Oysa son yıllarda yapılan çalışmalar, dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizde de ergen ve erişkinlerde boğmaca enfeksiyonunda artış olduğunu göstermektedir Sağlık Bakanlığı verilerine göre de, ülkemizde boğmaca 15 yaşından itibaren artış göstermiştir
47
Bu nedenle boğmaca enfeksiyon riskini azaltmak, ergen ve erişkinleri dolaysıyla bebekleri boğmacadan korumak için, okul öncesi çocuklar ve ergenlere pekiştirme dozlarının uygulanması gereği vardır.
48
Aktif korunma dışında, eğer çevrede boğmacalı bir hasta varsa, hastanın yakın ilişkide bulunduğu kişilere ve aile bireylerine aşılanma durumlarına bakılmaksızın eritromisin ile tedavi doz ve süresinde kemoprofilaksi yapılmalıdır
49
Tedavi Boğmacanın tedavisi öncelikle hastalığın paraksismal ve konvalesan evreleri boyunca destekleyici tedavidir Antibiotikler klinik gidişi düzeltebilir, fakat iyileşme öncelikle silialı epitel hücreleri katmanının rejenerasyon hızına ve derecesine bağlıdır Makrolidler( ör.eritromisin,azitromisin,klaritromisin) organizmanın eradike edilmesinde etkilidir ve enfektivite süresini azaltabilir
50
Makrolidleri kullanamayan hastalarda trimetoprim-sülfometoksazol veya florokinolonlar kullanılabilir
Boğmaca immunglobulinlerinin kullanımı çocuklarda hastalığın şiddetini azaltabilir, fakat klinik çalışmalar henüz yapılmamıştır
51
TEŞEKKÜRLER
52
KAYNAKLAR Çocuk Enf Derg 2009
TİBBİ MİKROBİYOLOJİ : Patrick Murray, Ken Rosenthal, Michael Pfaller Çocuk Enf Derg 2009 ASYA MİKROBİYOLOJİ:Alper Tünger , Cengiz Çavuşoğlu, Metin Korkmaz
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.