Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Banka Ticari Kredi Sözleşmelerinden Kaynaklanan İtirazın İptali ve Menfi Tespit Davalarında Uygulamaya İlişkin Sorunlar.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Banka Ticari Kredi Sözleşmelerinden Kaynaklanan İtirazın İptali ve Menfi Tespit Davalarında Uygulamaya İlişkin Sorunlar."— Sunum transkripti:

1 Banka Ticari Kredi Sözleşmelerinden Kaynaklanan İtirazın İptali ve Menfi Tespit Davalarında Uygulamaya İlişkin Sorunlar

2 Banka Kredi Sözleşmelerinin Oluşumu Bankacılık Kanununda kredinin tanımı yapılmamış, ancak 48. maddede kredi sayılacak işlemler belirtilmiştir. Özel hukuk sözleşmelerinden olan kredi sözleşmeleri, oluşumu yönünden özel bir şekil kuralına tabi değildir.

3 Banka Kredi Sözleşmelerinin Hukuki Niteliği
Genel kredi sözleşmeleri kendi özel koşulları içinde değerlendirilmesi gereken sözleşmeler olup borçlar hukukundaki sözleşme kalıplarından birine oturtulamaz.

4 Kredi Sözleşmelerinde Hukuka Aykırı Hükümler Geçersizdir
6098 sayılı TBK’nın 21/ son maddesine göre sözleşmenin niteliğine ve özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. Örnekler Sorumsuzluk anlaşması, BK 99/1 TBK 115/1 Takipteki vekalet ücreti, İİK 138 Zamanaşımı sürelerinin kesinliği, BK 127 TBK 148 Zamanaşımından feragat, BK 139 TBK 160 Kefalet sözleşmesinin şekli ve miktarı, BK 484 TBK 583 Faize faiz yürütülmemesi, BK 104/son TBK 121/son İpotek resmi şekil kuralı, MK 771 TBK 856 İhtiyati haciz teminatı, İİK 259 Kişiliğin korunması, MK 23 Cezaevi harcı sy.1/2

5 Banka Ticari Kredi Sözleşmelerinden Kaynaklanan Uyuşmazlıklarda Görevli Mahkeme ASLİYE TİCARET MAHKEMESİDİR. Ticari nitelikteki genel kredi sözleşmelerinden doğan uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’ nun 4. maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olduğundan davaya bakma görevi aynı yasanın 5. maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakmaya devam eder. 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142.maddesine göre Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına Asliye Ticaret Mahkemelerinde ,o yerde birden fazla Asliye Ticaret Mahkemesi varsa 1ve2 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinde bakılır

6 Yetkili Mahkeme Genel yetkili mahkeme 6100 sayılı HMK 6. madde uyarınca davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi İşlemi yapan banka şubesinin bulunduğu yer mahkemesi HMK14.madde uyarınca yetkili Sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi HMK10. madde uyarınca yetkili Bir miktar para alacağına ilişkin olan davalarda BK 73 TBK 89.maddesi uyarınca alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri mahkemesi yetkili HMK 17.madde uyarınca yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkeme münhasır yetkilidir 1086 sayılı HUMK dan farklı olarak 6100 sayılı HMK da sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesi yetkili kılınmamış ise de icra takipleri açısından İİK 50.madde gereği aktin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkeme İİK 72/son maddesine göre icra dairesinin bulunduğu yer yada davalının yerleşim yeri mahkemesidir

7 Yetki Sözleşmesi Tarafların HMK 17.madde uyarınca belirledikleri yetki münhasır yetki olup mutlak yetki değildir usulünce yetki itirazı olmadan hakim resen gözetemez Tacirler arasındaki yetki sözleşmesi 6102 sayılı TTK’ nun 7.maddesinde öngörülen ‘’teselsül karinesi’’ uyarınca tacir olmayan müteselsil kefilleri de bağlar. Yetki sözleşmesindeki imzaya itiraz varsa önce imza incelemesi yaptırılıp sonra yetki itirazı çözümlenmelidir

8 Dava Ve Takiplerde Harç
Ticari kredilere dayalı nakdi alacaktan kaynaklanan dava ve takipler nispi harca, gayri nakdi alacaktan kaynaklanan depo talepli dava ve takipler maktu harca tabidir 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 140.madde uyarınca Fon her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır 5411 sayılı Kanunun geçici 13. maddesinde bazı bankalara tarihinden önce kullandırılan krediler için muafiyet getirilmiştir Yeniden yapılandırma sürecindeki bankalar( Halk Bankası, Ziraat Bankası, Emlak Bankası)mahkemeler nezdinde açtıkları davalarda harçtan muaf olup aleyhlerine açılan davalarda yargı harçlarından muafiyet yoktur.

9 VERGİLER Kaynak Kullanım Destekleme Fonu(KKDF) hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararına göre kanuni ve idari takibe alınan kredilere KKDF kesintisi yapılamayacağından banka hesabın kat’ı tarihinden sonrası için KKDF alacağı talebinde bulunamaz 6082 sayılı Gider Vergisi Kanunun 28.maddesine göre Banka Sigorta Muamele Vergisi (BSMV) nin mükellefi banka ise de sözleşme ile bunun aksi kararlaştırılabilir.

10 Kredi Cari Hesabının Kat’ Edilmesi Bankanın tek taraflı tasarrufu ile hesabın kat’ edilmesi, kredi müşterisine açılan ve kullandırılan kredinin muaccel olması sonucunu doğurur. Kat ihtarının tebliği ile temerrüt oluşur. Hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar sözleşmede başka bir oran belirlenmedi ise akdi faiz uygulanır. Temerrüt tarihinden sonra ise temerrüt faizi uygulanır. Kredinin kat’ edilmesi, sözleşmenin feshi anlamında kabul edilmez. Ayrıca feshedilmedikçe sözleşme ayakta ve geçerlidir.

11 Kesinleşmiş hesap özetlerine dayalı ilamsız icra takibine itirazın iptali davasında, borçlu itirazının haklı nedenlerini alacaklının imzasını taşıyan belgelerle kanıtlamalıdır. İİK 68/b (Asıl borçlu yönünden) Muayyen bir borç ikrarını içeren belgeye dayanmaksızın banka defter ve kayıtlarına dayalı yapılan ilamsız takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında alacaklı banka alacağının varlığını, miktarını ve koşullarını ispatlamakla yükümlüdür. Kredi cari hesabının kat edildiği tarih itibariyle dönem akdi faizlerinin ilavesiyle birlikte gerçekleşen borç tutarı ana alacak olarak nitelendirilir. Bu ana alacağa temerrüt tarihinden sonra temerrüt faizi uygulanır.

12 KEFALET Ticari nitelikteki genel kredi sözleşmelerine kefalet aksi kararlaştırılmamışsa müteselsil kefalet niteliğindedir.(TTK m. 7) Kefil kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumludur. Kefil asıl borçlunun, asıl borcu ile temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar sorumludur. Ancak kendi temerrüdü oluştu ise bu aşamadan sonra limit ile sınırlı olmaksızın kendi sorumluluğu başlar. Kefil, takipten önce temerrüde düşürülmemişse hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faizden limiti dahilinde sorumlu olur. Temerrüt için hesap kat ihtarının kefile tebliği şarttır. Asıl borçlu yönünden sözleşmede belirlenen adrese tebligat çıkartılması ve tebliğ edilememesi halinde de temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin hüküm konulmuş olması halinde İİK. 68/b maddesi uyarınca asıl borçlu yönünden temerrüt oluşur ise de bu hükmün kefil yönünden uygulanması mümkün değildir.

13 Asıl borçlu yönünden borç yapılandırması yoluna gidilmesi kolaylaştırıcı hükümleri bakımından, kefili de kapsar. Kefil, hesap katı yapılmadan önce ödeme yaparsa, asıl borçlu nam ve hesabına ödeme yapmış sayılacağı için, kefaletten doğan sorumluluğu devam eder. Ancak, hesap kat ihtarından sonra yaptığı ödemeler, kendi nam ve hesabına yapılmış sayılarak, yaptığı ödeme oranında sorumluluğunu sona erdirir. Sözleşmede açıkça bir hüküm bulunmadığı takdirde, gayri nakit kredinin depo edilmesi kefilden istenemez. Ancak gayri nakit alacak nakdi alacağa dönüşürse, kefil limiti dahilinde sorumlu olacaktır. Kefilin mirasçıları, kefalet borcundan, borcun ölümden önce doğmuş olması halinde sorumludur. Mirasçılar, kefilin ölümünden sonra kullandırılan krediden sorumlu olmazlar.

14 Asıl borçlu birden fazla kredi sözleşmesi imzalamış ve kredi kullanmış olabilir. Kefil yalnızca imzası bulunan kredi sözleşmelerinden doğan borçlardan sorumlu olacaktır. Cari hesap şeklinde işleyen kredi sözleşmesine kefalet söz konusu ise, bu tür kredilerde borcun bir tarihte sıfırlanmış olması kefalet sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Aynı sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan krediden dolayı kefalet sorumluluğu devam eder.

15 6098 sayılı TBK‘ nun 88 ve 120.madde hükümleri ticari işlerde Uygulanmaz sayılı TTK m.8/1 ‘’Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.’’

16 Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak bilinebilir (likit)olup İİK 67/2 maddesi uyarınca takip tarihine göre (6352 sy. yasadan sonra % 20 önce %40) icra inkar tazminatı oranlarının gözetilmesi gerekir. İcra inkar tazminatı fer-i niteliği gereği müddeabihe dahil değildir. Bankacılık Kanunu m. 138 uyarınca 2004 sayılı İcra İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar, fon hakkında uygulanamaz. Yabancı para alacağı ile ilgili icra takibine yönelik itirazın iptali davalarında İİK.’ nun 67/2 maddesi uyarınca hüküm altına alınan yabancı para alacağının takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden icra inkar tazminatına karar verilir. İİK.’ nun 72. maddesi hükmü uyarınca menfi tespit davasında borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi için alacaklının davayı kazanması yeterli olmayıp, ayrıca ihtiyati tedbir kararı dolayısıyla alacağının tahsilinin geciktirilmesi gerekmektedir.

17 Kredi İçin Birden Fazla Teminat Alınabilir
Kredi borcuna 3. şahıslarca ipotek verilmesi halinde alacaklı banka ipotek limiti kapsamında malik ile borçlu hakkında (birlikte) ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. İİK 149 3. şahıs tarafından borçlu lehine verilen ipotekte alacaklının ödeme talebi gayrimenkul malikine karşı yapılmış olmadıkça ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunulamaz(TMK 887)

18 Kredinin teminatı olarak borçlu tarafından menkul veya gayrimenkul rehini verilmiş olması halinde alacaklı banka önce rehin hakkında takip yapmak zorundadır. İİK. m. 45 Banka, kredi sözleşmesinin ve borcun teminatı olarak, borçlu tarafından verilen rehin limiti dışında kalan alacağı için ilamsız takip yapabilir. Kredi sözleşmesine borçlu tarafından rehin verilmiş olması kredi sözleşmesinin müteselsil kefili hakkında, sorumlu olduğu kefalet limiti kapsamında ilamsız takip yapılmasını engellemez. (BK m. 487) TBK m.586’ de ‘’ Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerekir.’’

19 Kredi sözleşmesinin müteselsil kefili tarafından kefaletinin teminatı olarak rehin verilmiş olması halinde kefil için İİK. m.45 uygulanır. Kredi sözleşmesinin müteselsil kefili tarafından kefaletinden ayrı olarak kredi borcu için rehin verilmiş olması halinde hem kefalet limitinden hem rehin limitinden ayrı ayrı sorumluluk doğacaktır.

20 Teminat Mektupları Bankalarca verilen teminat mektupları BK m.110’ da yazılı üçüncü şahsın fiilini taahhüt niteliğinde bir garanti akdi olup, kredi sözleşmesi koşulları doğrultusunda banka, teminat mektupları bedellerinin depo edilmesini borçludan talep edebilir. Teminat mektubu bedelinin depo edilmesi için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan dava sonunda itirazın iptaline dair verilecek kararda icra inkar tazminatına hükmedilemez. Banka tarafından verilen teminat mektubunun, henüz riski gerçekleşmemiş ve nakde çevrilmemiş olması halinde, banka alacağı olarak kabul edilip tahsiline karar verilemez.

21 Banka kefalet taahhüdünün konusu dışında bir borç için kullanılması hukuken geçerli sayılamaz. Teminat mektubu lehtarı dışındaki bir başka borçlu yararına kullanılamaz. Rehin ile temin edilmiş kredi sözleşmesine dayanılarak verilen teminat mektubunun riski gerçekleşmeden bedelinin depo edilmesi İİK. m. 150/ı uyarınca talep olunamaz.


"Banka Ticari Kredi Sözleşmelerinden Kaynaklanan İtirazın İptali ve Menfi Tespit Davalarında Uygulamaya İlişkin Sorunlar." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları