Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanEmre Alabora Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜVENLİK RİSKLERİ: SURİYE SORUNU VE TEHDİT DENGESİ Yusuf ÇINAR BİLGESAM, 17.02.2016
2
NATO, TÜRKİYE'NİN İZİNDEN GİTMEZ TÜRKİYE'Yİ KIŞKIRTMAK, PUTİN'İN OYUNU OLABİLİR RİYAD'IN SAVAŞA GİRİŞİ, DÖNÜM NOKTASI OLUR Times’da yer alan bir makale
3
Ortadoğu’daki Çatışmalarda ABD Faktörü Türk Dış Politikası’nın Suriye Krizi Algısı Ortadoğu’nun Jandarma’sı Kim olacak Türk Dış Politikası’nın Güvenlik Riskleri İçerik
4
Son 35 yıl içerisinde; Doğalgaz, nükleer, hidro ve kömürün payı artarken petrolün payı azalmıştır. 1973-2007 Petrol %46,1 %34 Kömür %24,5 %26,5 D.Gaz%16 %20,9 Nükleer %0,9 %5,9 Hidro%1,8 %2,2 Yenilenebilir ve Atık %10,6 %9,8 Dünyada son 35 yılda birincil enerji üretim kaynaklarında fosil yakıtların payı %81 seviyesinde olmuştur. Enerji’de yeni kaynak
5
Bugün itibariyle ABD, Kaya Gazı ile enerji ihtiyacının yaklaşık olarak %50’ni karşılamaktadır. Bunun anlamı, ABD’nin petrole olan ihtiyacının gün geçtikçe azaldığıdır ve günümüzde ABD dışında Kaya Gazı teknolojisine sahip ülke bulunmamaktadır. Çin dahi Kaya Gazı teknolojisini taklit edememektedir. Kaya Gazı
6
2011 yılında ABD’nin Irak’tan geri çekilmesi ile açıklanabilir. Öyle ki ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesi neticesinde Ortadoğu’da “güç boşluğu” ortaya çıkmıştır. 2003 Irak müdahalesi ile ABD Ortadoğu’da jandarma görevini üstlenmiştir. ABD’nin Asya’da ve Ortadoğu’da jandarma olmasının toplam maliyeti ise, 5 trilyon doları geçmiştir. 5 trilyon dolarlık maliyetin önemi dünya toplam gayri safi mili hasılanın yıllık 18 trilyon dolar olduğu varsayılırsa daha iyi anlaşılabilir Ortadoğu’daki Çatışmalarda ABD Faktörü
7
Ortadoğu’da bu gelişmeler yaşanırken Barak Mendelsohn imzasıyla 29 Kasım 2015’de Foreign Affairs’de “Suriye ve Irak’ta böl ve yönet” adlı bir makale yayımlanmıştır. Ortadoğu’daki Çatışmalarda ABD Faktörü
8
Mendelsohn, “Kürt savaşçıların kullanışlılığının da bir sınırı var” diyerek, bölgede savaşan Kürtlerin teknik ve taktik yetersizliğinden bahsetmekte, daha büyük bir gücün orada olmasının önemini vurgulamaktadı Ortadoğu’daki Çatışmalarda ABD Faktörü
9
Tam bu noktada Türkiye’nin devlet politikasını bekleyen en önemli risk “bağımsız bir Kürdistan”ın kurulma olasılığıdır Ortadoğu’daki Çatışmalarda ABD Faktörü
10
Sonuç olarak Ortadoğu’da 2011 yılında ABD’nin geri çekilmesi ile ortaya çıkan güç boşluğu halen doldurulamamıştır. Ortadoğu’daki Çatışmalarda ABD Faktörü
11
ABD ilerleyen süreçte Suriye’de Vekalet Savaşlarına devam edecek (PYD-YPG işbirliği) ya da bölgede askeri güçlerinin varlığını sağlayacak bir sürece kapı aralayacaktır. Aslında bu iki olasılık ABD’nin rıza ile küçüleceği veya küçülmeyeceği fikri ile yakından alakalıdır. Ortadoğu’daki Çatışmalarda ABD Faktörü
12
Bu bağlamda tarihsel açıdan 20. Yüzyılın başında başat güç olan İngiltere kendisi ile güç yarışına giren Almanya’ya karşı belli bir dönem rıza gösterse de sonrasında rıza göstermemesi I.Dünya Savaşına sebep olmuştu. II. Dünya Savaşı’nda ise İngiltere’nin rıza ile küçülme politikası devam etmiş ile İngiltere Dış İşleri Bakanı’nı Chamberlen’in belirttiği Salam Politikası 2. Dünya Savaşını önleyememiştir. Ortadoğu’daki Çatışmalarda ABD Faktörü
13
ABD’nin Ortadoğu’da çekilme kararı ile rıza ile küçülmeyi seçtiği söylenebilir Suriye krizi yeni bir üçüncü dünya savaşının provası olacak mı ? Ortadoğu’daki Çatışmalarda ABD Faktörü
15
Türk Dış Politikası’nda Dönüm Noktası: 24 Kasım
16
1. Senaryo, Türkiye’nin bölgesindeki gelişmelere pasif bir dış politika izlemesi gerektiğini iddia etmektedir. Başka bir ifade ile Türkiye, bu senaryoda sınırında meydana gelen gelişmelere sadece sınır güvenliği bağlamında bakması gerektiği vurgulanmaktadır. Suriye’de ve Irak’ta Türkmenlere yönelik IŞİD veya Suriye rejiminden gelen tehditlere Türkiye’nin sessiz kalmasını öngörmektedir. Böylesi pasif bir dış politika, 1 Kasım seçimleri sebebiyle milliyetçi söylemin en üst seviyeye vardığı bir dönemde hükümetin iç kamuoyu baskısı ile karşılaşmasına sebep olabilir. Bu bağlamda Türkiye’nin pasif kalması Türkiye’nin daha çok reaksiyoner dış politika izlemesine yol açabilir. Türk Dış Politikası’nda Dönüm Noktası: 24 Kasım
17
2.Senaryo ise, Türkiye’nin aktif bir dış politika izlemesini ele almaktadır. Türkiye’nin Ortadoğu’da aktif bir dış politika izlemesi komşu ülkelerinde meydana gelen gelişmelere sessiz kalmaması anlamı taşıyabilir. Türkiye bu senaryoda ABD’nin desteklediği yeni Sünni Devletlerin kurulma sürecinde, aktif olarak rol alması gerektiği söylenebilir. Türkiye bu süreçte askeri operasyonlar ve bölgesel ittifaklar oluşturmaya çabalayabilir. Türk Dış Politikası’nda Dönüm Noktası: 24 Kasım
18
3.Senaryo ise, Türkiye’nin bölgede denge politikasını öngörmesi üzerinden hareket etmektedir. Bu bağlamda Türkiye, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve mevcut otoritenin devam etmesini kabul etmeyi öngörmektedir. Rusya’ya düşürülen uçağın tazminatı ödenmesi ile Rusya ile iletişim kanallarının tekrar açılmasını öngörmektedir. Böylece Rusya’nın Suriye’deki varlığı kabul edilerek, IŞİD ile mücadelede işbirliği yapılacağı konusunda uzlaşmaya varıldığını farz etmektedir. Türk Dış Politikası’nda Dönüm Noktası: 24 Kasım
19
Ortadoğu’da Sünni Blok Suudi Arabistan öncülüğünde bölgede kendi hegemonyasını oluşturmaya çabalamaktadır. Şii Blok ise İran liderliğinde bölgede hegemonya kurma eğilimindedir. Uçak Krizi Sonrası Bölgede Dengeler
20
Tarihsel bağlamda Türk Dış Politikasının “güç dengesi” kavramı ile sıkı bir bağa sahip olduğu söylenebilir. Baskın Oran’ın deyimiyle Türkiye gibi orta büyüklükte bir devlet için denge politikası önemli bir dış politika stratejisidir. Uçak Krizi Sonrası Bölgede Dengeler
21
II. Abdülhamit, İngiltere ve Rusya’yı Almanya ile yakınlaşarak dengelemiştir. Güç dengesi stratejisinin Osmanlı’nın toprak bütünlüğünü korumasına yardımcı olmasa da daha uzun süre yaşamasını sağladığı iddia edilebilir. Güç Dengesi
22
Güç dengesi bağlamında NATO; Sovyet yayılmasını önleyecek, Batı blokunun güvenliğini sağlamaya çalışacak, bir mekanizma olarak kurulmuştur. Türkiye 1951 yılında NATO’ya üye olarak Sovyet tehdidine karşı kendi güvenliğini sağlamaya çalışmıştır Güç Dengesi
23
Tehdit dengesi kavramı ise, güç dengesi kavramının Stephan Walt tarafından tekrar yorumlaması ile 1985 yılında ortaya atılmıştır. Tehdit dengesi kavramı, Güç dengesi kavramından farklı olarak devletlerin askeri kapasitelerinin dengelenmesinden ziyade zayıf konumdaki devletin desteklenerek “sivrilen” gücün dengelenmesini hedeflenmektedir Tehdit dengesi
24
ABD’nin, Arap Baharı ile arasına mesafe koyan gelişme, 13 Eylül 2012 tarihinde gerçekleşmiştir. ABD’nin Libya Büyükelçisi isyancılar tarafından öldürülmüştür. 2 ABD, bu aşamadan sonra Türkiye’nin Ortadoğu’da rahat hareket etmesini önleyecek adımlar atmıştır. Bölgede iki önemli gelişme
25
ABD, 2013 yılında İran ile gizli görüşmelere başlamış ve “kısa sürede” denilecek bir zaman diliminde Nükleer Uzlaşma sağlanmıştır. Üstelik ABD’nin Rusya’nın Suriye’ye yerleşmesi hususunda çok isteksiz olduğu da söylenemez. Nükleer Uzlaşma
26
ABD’nin Suriye konusunda Türkiye’den farklı düşünmesine sebep olan unsur ise, PYD olmuştur. ABD, PYD’nin müttefiki olduğunu belirtirken, Türkiye PYD’nin PKK’nın uzantısı terörist bir yapılanma olduğunu iddia etmektedir. ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Türkiye’yi kast ederek “onlar ile her konuda aynı fikirde değiliz” diyerek PYD’nin Türkiye sınırında daha da güçleneceği ihtimalini kuvvetlendirmektedir ABD İle İlişkiler Sorgulanıyor
27
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Müsteşarı Tuğgeneral Ahmed Asiri, koalisyon ile beraber Mart-Nisan aylarında IŞİD’e karşı bir operasyonun olabileceğini belirtmesi ise bölgede tehdit dengesinin netleşmediğini göstermektedir.4 Asiri’nin belirttiği müdahale yapacak koalisyon güçlerinin “belirsizliği” bir diğer sorundur. Koalisyon
28
Bu bağlamda ABD’nin bu müdahaleyi destekleyip desteklemeyeceği konusunda yaşanan muğlaklığın Türk Dış Politikası açısından çok büyük riskler içerdiği söylenebilir. Belirsizlik
29
Türkiye, Beşar Esad’sız toprak bütünlüğünün korunduğu bir Suriye tahayyül etmektedir. ABD ise PYD’yi IŞİD’e karşı savaşan özgürlük savaşçıları olarak görmektedir Çelişki
30
ABD için en kötü senaryo Suriye’nin toprak bütünlüğünden daha çok IŞİD veya radikal İslamcı örgütlerin Suriye’de iktidara gelmesidir. Suriye’nin Geleceği
31
Türkiye Esad’sız bir Suriye için Suudi Arabistan ile daha yakınlaşırken ABD ise, Rusya’nın Suriye’de daha da güçlenmesini önlemek yerine Rusya’nın “kışkırtıcı” adımlarını görmezlikten geldiği iddia edilebilir. Kışkırtıcı Adımlar
32
Suudi Arabistan ve Türkiye’nin Suriye’ye kara operasyonuna Rusya karşılık verirse NATO Türkiye’yi korur mu? NATO: Ahde Vefa
33
NATO antlaşma metninin 6. Maddesinde açıkça belirtilen “Türkiye topraklarına veya Taraflardan herhangi birinin egemenliği altında olan ve Yengeç Dönencesinin kuzeyinde yer alan adalara yapılan silahlı saldırı…” NATO üyelerinin hepsine yapılmış olacağına dair güvenlik garantisi işleyebilecek mi? Bu sorunun cevabına ilerleyen günlerde tanık olabiliriz.
34
Rus Jeopolitiği: Altın çağ
35
Rusya’nın jeopolitik açıdan sıcak denizlere indiği “altın çağını” yaşadığı bir dönemde ekonomik olarak iflas etmesi olasılığının küçük bir ihtimal olduğu iddia edilebilir. Fakat iflas senaryosunun gündemde olduğu dönemde Rusya’nın doğrudan sonuç alacağı eylemlere imza atabilmesi daha olasıdır.
36
Rusya’nın günümüzdeki Jeopolitik avantajını korumasının önünde iki engel olduğu söylenebilir: AB ve NATO.
37
Rusya’nın kısa dönemde bir diğer temel amacının NATO’nun gerçekte işlemeyen bir mekanizma olduğunu gösterme çabası olabilir. Eğer bu ihtimal gerçekleşirse askeri olarak Rusya, ABD’ye kıyasla daha güçsüz olsa da Putin’in istediği moral üstünlüğü ele geçirebilir.
38
Haziran 2015 Tehdit Dengesi
39
Temmuz 2015
40
Ocak 2016
42
Türkiye neden PYD Konusunda ısrarlı ?
43
Suriye Şırnak/Cizre
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.