Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Davranış, bireyin gözlenebilen eylemleridir.Uyum ise bireyin sahip oldu ğ u özeliklerinin kendi benli ğ iyle içinde bulundu ğ u çevre arasında dengeli.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Davranış, bireyin gözlenebilen eylemleridir.Uyum ise bireyin sahip oldu ğ u özeliklerinin kendi benli ğ iyle içinde bulundu ğ u çevre arasında dengeli."— Sunum transkripti:

1

2 Davranış, bireyin gözlenebilen eylemleridir.Uyum ise bireyin sahip oldu ğ u özeliklerinin kendi benli ğ iyle içinde bulundu ğ u çevre arasında dengeli bir ilişki kurabilmesi ve bu ilişkiyi sürdürebilmesi şeklinde tanımlanabilir. Çocu ğ un bir sınırdan sonra çevresiyle olan ilişkilerinin bozulması ise uyumsuz davranışları do ğ urur.

3 UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI Gelişim evrelerinin getirdi ğ i do ğ al zorluklara yakın çevreninin olumsuz etkileri katıldı ğ ında çocukta bunlara tepki olarak ço ğ unlukla duygusal düzeyde bozukluklar görülebilir. Bu olumsuz tepkilere UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI denir.

4 Davranış bozuklukları çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı,iç çatışmalarını davranışlarına aktarması sonucu ortaya çıkar. Hırçınlık, sinirlilik, saldırganlık, inatçılık, yalan, çalma, küfür gibi davranışlar davranış bozukluklarına girer.

5 Çocuklar, gelişim dönemlerdeki sorunların çözümünde engellerle karşılaşırlarsa,olağan olarak nitelendirilen bu sorunların çözümü sonraki gelişim dönemlerine ve ileriki yaşlarına ertelenir Önemli

6 1-Yaşa uygunluk: 3-5 yaş çocu ğ u dikkat çekmek ister. Hayal dünyası çok geniş oldu ğ u için inanılmaz öyküler anlatabilir. Henüz yalanla yalan olmayanı ayırt edemezler. Bu nedenle bu yaşlardaki çocukların anlattıkları yalan olarak kabul edilmezken, 11-14 yaşlarındaki çocuklarda görülen yalan normalden sapan bir davranış olarak kabul edilir.

7 2-YOĞUNLUK: Bir davranışın bozukluk olarak kabul edilmesindeki 2. Ölçüt yo ğ unluktur. Ör; 5 yaş çocu ğ unda öfke ve huysuzluk do ğ alken, bu davranış başkasına fiziki zarar verme şekline dönüşürse, davranış bozuklu ğ u kategorisine girer.

8 3-SÜREKLİLİK: Çocu ğ un belirli bir davranış türünü ısrarlı bir biçimde ve uzun zaman devam ettirmesidir. 4-CİNSEL ROL BEKLENTİLERİ: Erkeklerde kızlara oranla daha saldırgan olmaları beklenirken, davranışları ile erkeklere benzer saldırgan davranan kızların davranışları normalden sapan davranış kategorisine girer.

9

10 Saldırganlık, çocu ğ un genellikle kendi akranlarına ve başkalarına vurması, ısırması, tekmelemesi, eşyaları fırlatması ve tükürmesi gibi zarar vermeyi hedefleyen davranışlarda bulunmasıdır. Saldırganlık çocuklarda belli dönemlerde normal bir tepki biçimi olarak kabul edilebilir.

11 Saldırgan davranışların yetişkinler tarafından ödüllendirilmesi ve pekiştirilmesi. Bu durum genellikle geleneksel kültürde çok görülür. Geleneksel kültürde erkek çocu ğ un saldırganlı ğ ı onaylanır. (Örne ğ in; Kavga eden çocu ğ a ailesi tarafından “aferin” veya “seni döveni sen de döveceksin” denmesi)

12 Çocu ğ un yetişkinlerden gerekli anlayışı, sevgiyi ve kabulü görmemesi. Televizyon ve bilgisayar oyunları, kitle iletişim araçlarının olumsuz etkisi.

13 Ana-babanın aşırı otoriter ve baskıcı tutumları, buna ba ğ lı olarak yaşanan iletişim problemleri. Çocu ğ un ana-babasından dayak yemesi. Biyolojik olarak çocu ğ un beyin zarı iltihabı, beyin zedelenmesi gibi fizyolojik sorunlar yaşaması.

14 Öncelikle ana-baba olarak çocuğa saldırganlık modeli olmayın. Saldırgan davranışlara tolerans göstermeyin Saldırgan davranışları kesinlikle dayakla cezalandırmayın! Dayak atılan çocukta düşmanlık duyguları gelişir ve pekişir. Çocuk sinirliyken onunla tartışmayın, sakinleşmesini bekleyin ve daha sonra yaptığı davranış ile ilgili konuşun

15 Çocuğa sosyal gelişimine uygun çeşitli sorumluluklar verin. Böylece çocuğa başarma duygusunu yaşatmış olursunuz. Çocuğa yaptığı bu davranışların dezavantajlarını gösterin. Saldırgan davranış göstererek isteklerini elde edemeyeceğini ona anlatın Çocuğun sportif faaliyetlerde bulunmasına ve belirli bir süre dışarıda oynamasına izin verin. Bu enerjisini boşaltmasını sağlayacaktır. Kızgınlıktan kurtulması için alternatifler bulun

16 Çocuğa şiddet içeren televizyon programları seyrettirmeyin. Çocuğunuzla mümkün olduğunca daha çok ve kaliteli zaman geçirin. Çocuğun sergilediği saldırgan davranış başkalarının güvenliğini ciddi bir şekilde tehdit etmedikçe bu davranışın üstünde durup çocuğa baskı yapmayın.

17

18 İ nsanların genellikle kızgınlık, öfke veya engellenmelerle karşılaştıklarında kendilerini ifade etmek için kullandıkları kötü kelimelere denir.

19 Anne-baba veya etrafındaki yetişkinleri model alması. Yetişkinlerin ilgisini çekme iste ğ i. Büyüdü ğ ünü ispat etme çabası. Kızgınlık ve öfke durumlarında. Küfür eden akranları arasında kabul görme iste ğ i.

20 Örnek oluşturma:E ğ er kaba ve küfürlü bir konuşma e ğ ilimini kendinizde engelleyebiliyorsanız, çocu ğ unuzda bu kontrolü sizi taklit ederek ö ğ renecektir. Dürtülerini ifade edebilme:E ğ er çocuk, size olan kızgınlıklarını rahatlıkla dile getirebiliyorsa, bu özgürlü ğ e sahip ise, olumsuz duygularını belirtmek için daha az küfürlü sözcük kullanacaktır.

21 Tartışma:Bu kelimeler bir ka ğ ıda yazılarak tanımlanır ve daha sonra tartışılır. Önemsememek:Çocuklar kötü sözcükler kullandı ğ ında,anne- babalar bu duruma pek fazla üzülüp şaşırmıyorlarsa, çocukların bu sözcükleri söylemeleri için bir nedenleri kalmayabilir.

22 Çocu ğ unuza iyi model olun. E ğ er siz küfür ederseniz çocu ğ unuzda eder. Çocu ğ unuz küfretti ğ inde kesinlikle şiddet ve tehdit kullanmayın. Çocu ğ unuzun küfür etmesine tanık oldu ğ unuzda birden aşırı tepki vermeyin. Bir süre duymazlıktan gelin. Küfür içeren televizyon programlarından uzak tutun.

23 Erken çocukluk ça ğ ından itibaren bir şeyi izinsiz olarak almak sık görülen bir durumdur. 6-7 yaşına kadar çocu ğ un bu çeşit eylemleri, çalmak olarak kabul edilmemelidir. Mülkiyet hissi gerçek anlamda ancak 7-8 yaştan sonra gelişecektir.

24 Oyun ça ğ ındaki çocuk bir oyunca ğ ın kendisine ait olup olmadı ğ ını bilmekle beraber, de ğ eri hakkında bir fikri yoktur. Ço ğ u zaman kendi oyuncaklarını bırakır, başkalarının oyuncaklarını alır. İ stendi ğ inde vermez. 6-8 yaşlarında ve hatta daha da büyük çocuklarda ebeveynlerine ait de ğ erli ya da de ğ ersiz şeyleri saklamak sık görülen bir davranıştır.

25 Aile içinde hırsızlık gibi yorumlanabilen böyle durumlarda, ebeveynlerden yeterli sevgiyi sa ğ lamayan çocu ğ un onlara ait bir eşya ile tatmin yolu araması söz konusu olabilir

26 Çocuklara bazı isteklerini kontrol etmeyi ö ğ retmek, bu konuda onlara ciddi bir biçimde yardım etmek Toplumsal de ğ erler olarak mülkiyet kavramını ve başkalarının ve başkalarının mülkiyet haklarında saygı oluşturmak

27 Çocuklara 7-8 yaşlarından itibaren, düzenli olarak harçlık verilmesi, e ğ itimsel planda önem taşır. Harçlık yaşa, ekonomik olanaklara ve koşullara göre de ğ işir. Anne-babalar, başkalarının haklarına saygılı bireyler olarak, çocuklarına iyi örnekler sunmalıdırlar. Ana-babalar sa ğ lıklı örnekler olmadıkları sürece bu do ğ rultuda alınacak önlemlerin yararı yoktur.

28 Çocu ğ un kendisine ait eşyalarının olmasını sa ğ lamak gerekir Çocu ğ un aldı ğ ı eşyayı özür dileyerek geri vermesini sa ğ layın Çocuğunuza ihtiyacı olduğunda ödünç eşya almanın yolları öğretin

29

30 Yaşantımızda yalanı hiç sevmedi ğ imizden ve yalanın ne kadar kötü oldu ğ undan bahsederiz. Ancak bazen karşımızdaki insanları kırmamak, bazen başkalarının hayranlı ğ ını kazanmak bazen de kendimizi savunmak için bir şekilde yalan söyleyebiliriz.. Yalan Nedir? Yalan, insanları aldatmak amacı ile uydurulmuş kasıtlı davranış veya sözdür.

31 Çocuklarda 7 yaşından önce söylenenler yalan olarak kabul edilmez. Çünkü bu yaş dönemindeki çocukların inanılmaz bir hayal dünyaları vardır ve gerçekle gerçek olmayanı ayırt edemezler. Anlattıkları şeyler bazı ebeveynler tarafından yalan kabul edilir. Hâlbuki çocukların söyledikleri ve anlattıkları kandırma ve yanıltma amacı taşımaz.

32 Yaşamın ilk 5 yılında çocuğun yalan söylemesi konusunda endişe etmeye gerek yoktur. Gerçeğe sadık kalma çocukta giderek gelişen bir durumdur. Çocuğun gerçeğe sadık kalması konusunda ısrar etmek ve çocuğa yalan söylediğini kanıtlama girişiminde bulunmak yanlıştır. Çocukça açıkça anlaşılan bir yalan söylediği zaman, endişeyle karşılanmamalıdır. ÖNEML İ

33 Baskıcı ve otoriter anne-baba tutumları. Anne-babanın olumsuz model olması Ailenin, çocuğa üstesinden gelemeyeceği sorumluluklar yüklemesi Aile kurallarının çok katı olması Çocuğa şiddet uygulanması.

34 Ailenin çocukla olan iletişiminin bozuk olması Çocuğun sık sık eleştirilmesi ve başkalarıyla kıyaslanması Çocuğun mükemmelliğe zorlanması Çocuğun başkalarının hayranlığını kazanmak istemesi. Örneğin; Arabaları olmadığı halde arkadaşlarına arabalarının olduğunu söylemesi gibi.

35 E ğ er anne-baba olarak yalan söylerseniz, çocu ğ unuzda yalan söyleyecektir. Çocu ğ unuza aşırı tepki göstermeyin ve a ğ ır cezalar vermeyin. Aksi takdirde çocu ğ unuz cezadan kurtulmak için yalan söylemeye devam edecektir. Çocu ğ unuza üstesinden gelemeyece ğ i sorumluluklar vermeyin. Yumuşak ve hoşgörülü olun. Kurallarınızı çocu ğ unuzun yaşamını fazla sınırlandırıcı ve baskıcı olabilecek şekilde koymayın.

36 Çocu ğ unuzu başkalarına karşı kullanmayın. Örne ğ in; Bir babanın telefon çaldı ğ ında kendisi için “yok” dedirtmesi. Asla çocu ğ unuzu başkalarıyla kıyaslamayın. Çocu ğ unuzla iletişiminiz olumlu olsun. Böylece çocu ğ unuz yalana başvurmak zorunda kalmaz. İ steklerini, beklentilerini, sıkıntı ve kaygılarını sizinle rahatça paylaşabilir. Çocu ğ unuza kesinlikle “yalancı” etiketi yapıştırmayın. Aksi takdirde çocuk bu etiketin gerektirdiklerini yerine getirerek yalana devam eder.

37 Çocu ğ unuza do ğ ruyu söyletmek için; "Do ğ ru söylersen ceza vermeyece ğ im" dedikten sonra, çocuk do ğ ruyu söyleyince aşırı tepki vermek ya da şiddet uygulamak çocukta yalanı pekiştirir. Bu nedenle verdi ğ iniz sözleri yerine getirin ve çocu ğ unuzu cezalandırmayın.

38

39 Tırnak yeme alışkanlığı psikolojik kökenlidir. Kendini gergin, sıkıntılı ve öfkeli hisseden çocuğun bunları dışa vurumu olarak kabul edilir. Kişilik olarak hassas ve sinirli çocuklarda daha sık görülür.

40 Tırnak yeme ve parmak emme alışkanlığı, tırnak yeme alışkanlığına çoğunlukla 3-4 yaşlarından önce başlamaz. (Çok ender olarak 5 aylık gibi erken bir dönemde görülebilir). Çocukların % 33’ünde tırnak yeme davranışı görülür. Tırnak yiyen çocukların ailelerinin çoğunda Tırnak yiyenlere rastlanmaktadır. Bunun içinde Tırnak yemenin bir taklit olduğu ve büyükleri taklit etmek suretiyle öğrenildiği ileri sürülmektedir.

41 Tırnak yeme bir güvensizlik belirtisi olarak kabul edilir. Aile içinde aşırı baskılı ve otoriter bir eğitimin uygulanması, çocuğun sürekli azarlanarak eleştirilmesi, kıskançlık, yeterli ilgi ve sevgi görememe sıkıntı ve gerginlik başlıca nedenlerdir. GÜVENS İ ZL İ K

42 Anne babanın yaşantısı da önemli bir etkendir. Anne baba geçimsizlikleri anne babanın sık sık kavga etmesi ailedeki sorunlar çocuklarda Tırnak yeme gibi davranışlara neden olur. Anne Baba Yaşantısı

43 Ayrıca anne babanın çocuklar arasında ayrım yapması çocuklar arasında kıskançlığa yol açar. Bu da dolaylı Şekilde kendini Tırnak yeme olarak gösterir. Çocuklar Arasında Ayırım

44 Ailede herhangi bir bireyin Tırnak yeme davranışı göstermesi do ğ al olarak çocu ğ un ilgisini çekecektir. Tırnak yeme davranışı olaylara ba ğ lı olarak gelişebilmektedir. Çocu ğ u tedirgin eden herhangi bir olay veya çevrede onun için hoşnutsuzluk yaratacak herhangi bir durum bu davranışı göstermesine yol açar.

45 En etkili yöntem 3-4 yaşlarına kadar bu alışkanlı ğ ın anne baba tarafından görmezlikten gelinmesidir. Daha sonra bu Alışkanlık devam ederse; çocu ğ un gerginlik ve uyumsuzluk nedenleri iyice araştırılmalı ve bunlar saptanarak çözüm getirilmeli. Çocu ğ u azarlamak, korkutmak, ceza vermek gibi zorlayıcı yöntemlerin uygulanması yararlı olmamaktadır. Hatta kimi zaman daha a ğ ır duygusal problemlerin çıkmasına neden olabilir. 3 – 4 Yaşına Kadar görmemezlikten gelin

46 Çocukları korku kaygı yaratacak durumlardan uzak tutmak gerekir. Küçük çocukların kaygı korku verici televizyon filmlerini izlemeleri, kavgalı olaylarda bulunmaları çocu ğ u heyecanlandıraca ğ ı için sakıncalıdır. Tırnak yiyen çocuklara geceleri yatarken eski hafif eldivenleri giydirmek. Çocuk gece tırnaklarını yemek veya ısırmak istedi ğ inde hatırlatıcı olması bakımından yararlı olabilir.

47 Parmak ve tırna ğ a acı fakat zararsız bir sıvı sürülebilir. Bu hem hatırlatıcı ve hem de tırna ğ ını a ğ zına götürdügü zaman acı ile birleşti ğ inde terk etmeye yardımcı olabilir. Çocukların ilgisi başka yöne çekilebilir. Sinema, televizyon izlerken veya radyo dinlerken onun a ğ zını çi ğ neyecek bir şeyle meşgul etmek tırnak yemenin ve ısırmanın yerine gelecek bir etkinlik olabilir. Çocukları ara sıra başarılarından dolayı ödüllendirme bazı durumlarda yarar sa ğ layabilir. Ancak bunun kısıtlı ve uygun şekilde kullanılması gerekir.

48 Son söz ve bir önlem olarak Tırnak yemenin ve ısırmanın çok kötü bir Alışkanlık olmadı ğ ı ve bunu isteyenlerin kolaylıkla terk edebilecekleri çocuklara anlatılmalıdır. Çocuk buna inandırıldı ğ ı zaman bu alışkanlıktan vazgeçmek için çaba gösterecektir. Çünkü diş etkenler çocu ğ un bu alışkanlıktan vazgeçmesine fazla etkili olmamakla Bazı hallerde alışkanlı ğ ın kökleşmesine ve başkalarını kızdırmak ve huzursuz etmek için bir araç olarak kullanılmasına neden olmaktadır.

49

50 Kıskançlık, sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. kıskançlı ğ ın içgüdüsel yani do ğ uştan getirdi ğ imiz genlerimize şifrelenmiş oldu ğ u ileri sürülmektedir. Yaşamın her döneminde görülebilir ancak çocuklukta biraz daha yo ğ un yaşanabilir. Bu duyguyla ilk tanışma iki yaş civarındadır.

51 Özellikle küçük çocuklarda yeni doğan kardeşi kıskanma kimi zaman yaşamı etkileyecek ve davranış bozukluğuna neden olacak derecede yoğun yaşanabilen bir duygu olabilmekte ve yardım gerektiren bir hal alabilmektedir.

52 Kardeş kıskançlı ğ ı, kendine acıma, üzüntü, küçük düşme korkusu, can sıkıntısı, öfke, nefret ve intikam alma düşüncelerinin yanı sıra sevgi, koruma ve yakınlık hissetme iste ğ i gibi karışık duyguların bir bileşiminden oluşmaktadır. Bu duygulardan en etkili olanları öfke, kendine acıma ve üzüntü duygularıdır.

53 Yemek Yememe zayıflama Kabus Görme Alt Islatma Sinirli Tavırlar Sergileme Okul Fobisi Anneden Ayrılmak İ stememe Nefret etme ve Vurma davranışı Sergileme Sevilip Sevilmediklerini Sorma

54 Kardeşi do ğ madan önce ona anlayabilece ğ i bir dilde aileye yeni bir üyenin gelece ğ i, evdeki ortamın her zamankinden daha heyecanlı ve karışık olabilece ğ i, örne ğ in eve sık sık misafirlerin gelip gidece ğ i, annenin hem yorgun olaca ğ ı hem de bebekle daha çok vakit geçirmek zorunda kalaca ğ ı, çünkü küçük bir bebe ğ in gereksinimleri oldu ğ u ama aynı şeylerin o do ğ du ğ unda da yaşandı ğ ı ve her şeyin zamanla tekrar düzene girece ğ i anlatılabilir. Böylece çocuk psikolojik olarak daha hazırlıklı olacaktır. Bunları anlatmak için son ana kadar beklenmemelidir

55 GERGIN OLMAYıN ANNE –BABA IŞ BÖLÜMÜ YAPMALI HEM SÖZEL HEM DE DAVRANıŞLARLA ONU SEVDIĞINIZI İFADE EDIN HEM SÖZEL HEM DE DAVRANıŞLARLA ONU SEVDIĞINIZI İFADE EDIN HER ÇOCUĞUN IHTIYACıNA GÖRE NITELIKLI ZAMAN AYıRıN HER ÇOCUĞUN IHTIYACıNA GÖRE NITELIKLI ZAMAN AYıRıN EŞIT SEVMEK YERINE HERKESIN SEVGISININ AYRı VE ÖZEL OLDUĞUNU HISSETIRIN. EŞIT SEVMEK YERINE HERKESIN SEVGISININ AYRı VE ÖZEL OLDUĞUNU HISSETIRIN. KıSKANMASıN DIYE AŞıRı HOŞGÖRÜLÜ DAVRANMAYıN KıSKANMASıN DIYE AŞıRı HOŞGÖRÜLÜ DAVRANMAYıN

56 KARDEŞİNİ SEVMEK ZORUNDA OLDUĞUNU SÖYLEMEYİN. BEBEĞE BÜYÜK ÇOCUĞUN YANINDA AŞIRI SEVGİ GÖSTERİSİNDE BULUNMAYIN BÜYÜK ÇOCUĞA AİT EŞYALARI ONUN İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA KÜÇÜK KARDEŞİNE VERİN. BİRLERİNE YAKINLAŞABİLECEKLERİ ORTAMLAR HAZIRLAYIN. BEBEĞE ZARAR VERMESİNE İZİN VERILMEYECEĞİ KESİN BİR DİLLE ANLATILMALI KARDEŞ KAVGALARINDA SUÇLU ARAMAYIN.

57 ALTINI ISLATMA Altını ıslatmayı, tekrarlayıcı nitelik taşıyan istem dışı idrar kaçırma olarak tanımlayabiliriz.

58 ALTINI ISLATMANIN NEDENLERİ Genellikle %75 kalıtımsal olduğu bilinmektedir Organik bozukluklar; Mesane kapasitesinin yeterli olmaması, ağır uyku, böbrek ve bağırsak bozuklukları gibi, Psikolojik faktörler; Kaygının bilinçdışı ifade edilmesidir

59 Yanlış ve baskıcı tuvalet eğitimi verilmesi Sosyo-ekonomik durumu düşük ailelerin çocuklarında sık görülür Travmatik yaşantılar etkiler Çocuğun sık sık üşütmesi

60 ALTINI ISLATMA KONUSUNDA AİLEYE ÖNERİLER Öncelikle çocuğunuzu mutlaka bu konuda uzman bir doktora götürün Çocuğunuza karşı kesinlikle baskıcı ve cezalandırıcı yaklaşmayın Onunla alay edip başkalarına söylemekle tehdit etmeyin

61 ALTINI ISLATMA KONUSUNDA AİLEYE ÖNERİLER UYUMADAN BİRKAÇ SAAT ÖNCE SIVI TÜKETİMİNİ AZALTIN UYKUYA DALDIKTAN 1 SAAT SONRA TUVALETE KALDIRIN SABAHA KARŞI 1 KEZ DAHA TUVALETE KALDIRIN

62 ALTINI ISLATMA KONUSUNDA AİLEYE ÖNERİLER TUVALETE KALDIRDIĞINIZ DA TAM UYANIK OLDUĞUNDAN EMİN OLUN GECE EĞER ALTINI ISLATIRSA KIYAFETİNİ DEĞİŞTİRME SORUMLULUĞUNU ÇOCUĞA VERİN KESİNLİKLE BEZ BAĞLAMA YATAĞINA SU GEÇİRMEYEN ALEZ SERME GİBİ DAVRANIŞLARDA BULUNMAYIN

63 DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER


"Davranış, bireyin gözlenebilen eylemleridir.Uyum ise bireyin sahip oldu ğ u özeliklerinin kendi benli ğ iyle içinde bulundu ğ u çevre arasında dengeli." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları