Sunuyu indir
1
DETERJANLARIN ÇEVRE SAĞLIĞINA ETKİLERİ
2
DETERJANLAR VE ÇEVREYE ZARARLARI
3
DETERJAN deyince; Petro-Kimya ürünlerinden elde edilen, temizleme ve arıtma gibi işlemlerde kullanılan, toz, sıvı ya da krem şeklinde olabilen kimyasal maddelere ''Deterjan'' denilmektedir. Deterjan, kir sökücü anlamına gelmektedir ve sabun dışındaki temizliyicilerin tümü deterjan sınıfına girmektedir.
4
Deterjanların yoğun bir şekilde kullanımına II
Deterjanların yoğun bir şekilde kullanımına II. Dünya Savaşı sırasında başlanılmıştır. Ancak kullanımı tahmin ettiğimizden biraz farklı olarak… Askeri araç ve silahları yağlamak amacıyla kullanılmıştır.
5
İlk deterjan: PERSİL 19. yy. da buhar makinesinin icadıyla sabun yapımı çok büyük endüstriyel bir sektör haline gelmiştir yılında bir Alman firması“Persil” adında yeni bir ürününün marketlerde yerini almasıyla yüzyıllar boyunca kullanılan sabun, deterjan kavramına dönüşmüştür.
6
Persil, sabunda bulunan maddelere ilave olarak sodıum perborate içermekteydi. Bundan dolayı adı Perborate + Silikat yani “PERSIL” olmuştur. Sabunun sert sularda eritildiği zaman yeterince köpürmemesi nedeniyle 1930 yılında ABD’de ilk deterjanlar yapılmaya başlanmıştır. Ve o zamandan bu yana deterjan yapımı başlı başına bir sanayii dalına dönüşmüştür.
7
Deterjan, sabun gibi kirleri, yağ lekelerini sökerek bunların suda asılı durumda kalmalarını sağlamaktadır. Deterjan sabunun yaptığı her işi yapabilse de sabun birçok kullanım alanında deterjanın yerini alamamaktadır. Sıvı sabunlar, bulaşık deterjanları ile şampuan hammaddelerinin orantıları değiştirilmiş halidir. Sabunun sıvılaştırılmışı değildir.
8
DETERJAN birçok maddeyi ve bizi temizlerken sularımızı kirletiyor…
Dünya Sağlık Örgütünce (WHO) yüzeysel sulardaki kirlilik unsurları arasında deterjanlar da yer alıyor. İçerdikleri fosfatlar yüzeysel sularda östrafikasyona ve ikincil olarak kirlenmeye sebep olurlar.
9
Deterjanın suya etkileri
1- Köpük oluşumu ve yan etkileri Fazla miktarda deterjan kullanılan yerlerde, nehir sularına karışan aktif maddeler, bol miktarda köpük oluşturarak çevrede bulunan tarla ve otlakların bozulmasına sebep olur, buralarda otlayan hayvanların sağlıklarına zarar verirler.
10
2- Ötröfikasyon ve etkileri
Yoğun yerleşim ve endüstri bölgelerinden gelen atık suların içerdiği fazla miktarda ortofosfatın alıcı sulara karışması özellikle göllerde su bitkilerinin çoğalıp verimin azalmasına ve gölde yaşlanma sürecinin hızlanmasına neden olmaktadır. Su hayvanlarının temel besini olan alglerin aşırı büyümesi, bu bitkilerin su yüzeyini tamamen kaplamasına ve böylece çözünmüş oksijenin azalmasına yol açacaktır. Sonuçta, deney hayvanları ve diğer mikroorganizmalar ölecek, böylecc cansız bitkiler hem suyun lezzetini bozacak, hem de sürüklenerek su kenarına atıldığında, çürüme sonucu son derece pis bir kokunun çevrede yayılmasına neden olacaktır.
11
Mevsimlere göre bu olayların tekrarlanması su diplerinde ölü bitki ve çürüme ürünlerinin birikmesine ve zamanla gölün sığlaşıp bataklığa dönüşmesine yol açacaktır. Doğal koşullarda çok geç olan bu yaşlanma süreci fosfatların etkisi ile çok kısalmaktadır.
12
3- Red-tide olayı
13
Son yıllarda özellikle Marmara Denizi'nde gözlenen "kırmızı gelgit (Red - tide)" olaylarında rol oynayan aşırı plankton üremelerinde Marmara Denizi'ne akıtılan diğer artıklar yanında sentetik deterjanlar da önemli oranda sorumluluk taşımaktadırlar.
14
Red-tide: Denizlerde bir ya da birden fazla fitoplankton türünün aniden artışı sonucunda yoğunluklarının artmasıyla suyun renginin kırmızı yada kahverengi bir hal almasına sebep olan biyolojik bir olaydır.
15
Biyolojik bir olay red-tide Marmara Denizi’nde neden tehlikeli?
Çünkü 20 yıl önce Marmara Denizi’nde yılda sadece bir kez görülebilen deniz olayı, bu yıl içinde 4 kez yaşandı. İç deniz olan Marmara’da gerçekleşen olayın, kirliliğin ulaştığı seviyeyi gösteriyor. Vatandaşları da korkutan red tide olayında veriler İzmit Körfezi, Gemlik, Edremit ve Tekirdağ kıyılarını işaret ediyor. Buna göre son 3 yıl içinde İzmit Körfezi'nde 6 kez yaşanan olay, İstanbul'da Bakırköy, Kumburgaz'da birer kez görüldü. Marmara' da red -tide oluşumunu yaratan etkenler kesinlikle bilinmemekte ise de, bu olayın daha çok yoğun yerleşim bölgelerinde izlenmesi, evsel atıklar ile bazı organik kökenli endüstri artıklarının kirletici etkilerini düşündürmektedir.
16
Red- tide olaylarının hiç bir zaman açık denizlerde görülmemesi, yalnız körfezlerde ve özellikle besin maddelerince zengin kıyılarda görülmesi bu düşünceyi desteklemektedir. Deterjanın bileşiminde bulunan kimyasal maddeler bu besinlerin önemli bir kısmını oluşturmaktadırlar. Mikroorganizmaların yoğun olarak ortaya çıkışı, denizin doğal dengesini etkilemektedir. Bunlar, suda çözünmüş oksijeni kullanarak oksijence fakir bir ortam yaratmaktadırlar.
17
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, red - tide olaylarının hemen hemen her zaman büyük miktarlara varan balık ölümleriyle sonuçlanmalarıdır. En azından , red - water görülen bölgeleri balıklar hızla terketmektedirler.
18
Çamaşırı temizlerken suları kirlettik;
Dr. SayhanTopçuoğlu: Deterjanlarda kullanılan fosfatlar, Marmara ve Karadeniz kıyıları ile göllerde yosunlaşmayı artırdı. Türkiye`de üretilen deterjanlardaki tripolifosfat oranı yüzde arasında. Avrupa`da ise bu oran yüzde 1-5.
19
Küçükçekmece Gölü`nde yaptıkları araştırmalarda, göl suyuna karışan deterjanların kanal ağızlarında konsantrasyonunun litre başına 3 mg/dan fazla olması durumunda, gölde yaşayan balık, yumurta ve larvalarının yarısının 12 gün içinde öldükleri belirlendi.
22
DETERJANIN ÇEVREYE ETKİLERİ
24
Deterjanlara temizleyici özellik veren yapısındaki yüzey-aktif maddelerdir. Üreticiler çoğunlukla deterjanlar içinde pahalı olan bu maddeleri düşük oranda (%10-30) kullanmakta, onun yerine ucuz olan bentonit, kaolin, değişik tuzlar, asitler ve silikatlar gibi temizleyici özellikleri olan suda az eriyen inorganik maddeler karıştırmaktadırlar. Bir deterjanın yapısındaki biyolojik bozulmaya (biyodegredasyon) uğratmayan maddelerin oranı onun çevre kirlenmesi ve sağlığa olan zararlarının göstergesidir. Bu maddelerin su ve toprakta bozulmadan kalıp, akarsularla göl ve denizlere ulaşması buralarda yaşayan canlıları ve onlarla beslenen insanların sağlığını tehdit etmektedir.
25
Son 25 yıl içerisinde birçok ülke deterjan üretiminde biyodegredasyonu hızlı yüzey-aktif maddeler ve katkı maddeleri kullanmaktadırlar. Yüzey-aktif maddesi Lineer alkil benzen (LAB) ve benzeri yapıda olan deterjanlar su ve toprakta daha hızlı biyodegredasyona uğradığından deterjan üretiminde öncelikle yer tutmaktadır. Örneğin A.B.D 1963 yılından bu yana LAB dışında yüzey-aktif maddenin deterjanlara katılmasına izin vermemektedir. Ülkemizde üretilen deterjanlara katılan dedosil benzen (DDB) yüzey-aktif maddesi kimyasal yapısında sağlam halkalı gruplar içerdiğinden su ve toprakta bakteri ve enzimlerin etkisiyle oldukça güç çözünmekte dolayısıyla doğada giderek birikmektedir.
26
Deterjan içerisinde bulunan yüzey-aktif madde dışında önemli oranda (%70-90) bulunan temizleyici, beyazlatıcı, yumuşatıcı, köpürtücü, parlaklık verici ya da antiseptik özellik veren katlı maddelerinin çoğu da yüzey-aktif madde gibi insan organizmasına gıdalarda ve diğer yollardan girdiklerinde dokularda iritasyon sonucu olumsuz etkilere neden olabilmektedirler. A.B.D'de bir günde insan vücuduna giren deterjan yüzey-aktif maddesinin mg arasında olduğu belirtilmesine karşın ülkemizde bazı yörelerde yapılan çalışmalar içme sularında çok yüksek miktarlarda deterjan bulunduğunu ortaya koymuştur. Her ne kadar bu maddelerin kanserojen etkili olduklarına ilişkin bilgi olmasa da bir çok kanser türünün dokuların sürekli iritasyonu sonucu oluşabildiği görülmektedir.
27
DETERJANLARIN ÇEVREYE ETKİLERİ
Türkiye'de kullanılan ve özellikle Marmara çevresinde kişi başına yılda 5 kilograma varan tüketimleriyle deterjanlar, içerdikleri ABS, fosfat ve diğer beyazlatıcı, kir parçalayıcı maddeler nedeniyle, kanalizasyon şebekeleri tarafından akıtıldıkları deniz veya iç sularda ; sızdırmalı foseptikler yolu ile yeraltı suyu depolarında olumsuz etkiler yaratmaktadırlar. Bu maddelerin alıcı ortamda ayrıştırılması son derece sınırlıdır. Ortaya çıkan problemlerden birincisi ABS ve kısmen de LAS'ın canlı organizmalar üzerindeki toksik etkileri, ikincisi de ötröfikasyondur.
28
Bu İki Etkide Oluşan Çevresel Problemler
Ortamdaki can tür adedi azalmakta ve biota'da belirgin değişiklikler ortaya çıkmaktadır Özellikle ötröfikasyon sonucu ABS'ye dayanıklı bitkisel ve hayvansal türlerin biyomass'ı (birim kütleye düşen canlı ağırlığı) büyük bir artış göstermektedir. Suyun bulanıklığı gerek planktondaki artış, gerekse bunların oluşturduğu organik maddelerdeki artış nedeniyle artmaktadır. Sedimentasyon hızla artmakta ve su kütlesinin miktarı azalmaktadır. (Göl ve barajlarda) Anoksik ortam şartları H2S oluşumu ortaya çıkmaktadır.
29
ALINACAK ÖNLEMLER Deterjanlar içinde yaklaşık %30 'a kadar bulunan sodyum - tripolifosfat ve diğer fosfat türlerinin yüzde miktarı, şimdilik belirli süre için en az seviyeye indirilmeli (%15 gibi) ve fosfat yerine geçebilecek maddeler üzerinde araştırma yapılmalıdır. Ev atık sularından kanalizasyona karışan fosfatları yüzeysel sulara ulaşmadan kimyasal arıtma ile tutmalıdır. - Deterjanlar içindeki ABS üretimi ve kullanılması yasaklanmalı ve yerine şimdilik biyolojik olarak bozunabilen LAS' lerin üretimine başlanmalıdır. (Yağ asidi, metil ester sülfonatları gibi) Sulara karıştıklarında en az zarar veren temizleyicilerin ekonomik üretimleri için derhal araştırmalara başlanmalıdır.
30
DETERJANLARIN TOPLUMA ETKİLERİ
POZİTİF ETKİLERİ NEGATİF ETKİLERİ TEMİZLİK KAVRAMI GELİŞMESİ HAMMADDENİN ÇOĞALMASI KİR TEMİZLEME GÜCÜ ARTTI GERÇEK BİR HİJYENİK ORTAM SAĞLANDI FİYATI PAHALI OLMASINA RAĞMEN SABUNA NAZARAN DAHA ETKİN TEMİZLİK SAĞLANDI KOLAYCA TEMİN EDİLEBİLİR DERİ HASTALIKLARI BARDAK TABAK V.S. ÜZERİNDE KALAN ZERRELERİN SAĞLIK AÇISINDAN ZARARLARI ÇEVRE AÇISINDAN AKTİF MADDE KİRLİLİĞİ VE FOSFAT KİRLİLİĞİ
31
ÇEVRE KİRLİLİĞİ AÇISINDAN ÖRNEKLER
Küçükçekmece Gölü`nde yapılan araştırmalarda, göl suyuna karışan deterjanların kanal ağızlarında konsantrasyonunun litre başına 3 mg dan fazla olması durumunda, gölde yaşayan balık, yumurta ve larvalarının yarısının 12 gün içinde öldükleri belirlendi. Küçükçekmece Gölü`nü besleyen Kanarya Deresi ağzında zaman zaman deterjan konsantrasyonunun 5,5 mg`a kadar yükseldiği, bunun göldeki canlı hayat üzerinde çok olumsuz etki yaptığı belirlendi. Deterjanların, toksik etkisinin yanı sıra muhtevasında bulunan fosfatların da su ve sudaki canlı hayatı olumsuz etkilediği , sulardaki aşırı yosunlaşmanın nedeninin deterjan olduğu belirlendi. " Deterjan fosfatları, dereler, göller, Marmara ve Karadeniz`deki kıyılarda yosunlaşmayı artırdığı tespit edildi.
32
Deterjanda yapı maddesi olarak bilinen ve temizleme etkisini artıran "tripolifosfat"ın birçok ülkede 1973 yılından bu yana tamamen yasaklanmış ya da çok düşük oranlarda tutulmaktadır. "Bizim deterjanlarımızdaki tripolifosfat oranı yüzde civarındayken, Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde 1-5`e düşürülmüştür.
33
Deterjanların Kullanılması ve Tüketilmesi
34
Deterjan Seçiminde Göz Önünde Bulundurulacak Noktalar
Çıkartılmak istenilen kitin türü, Temizlenecek yüzeyin ne tür maddeden yapılmış olduğu, Ellerin solüsyona temas edip etmeyeceği, Makine kullanıp kullanılmayacağı, Kullanılan suyun sertlik derecesi.
35
Genel Olarak Kimyasal Temizlik Ürünleri
Bulaşık deterjanları Çamaşır deterjanları Tuvalet ve su giderleri açıcıları Mobilya boyaları Cam ve ayna temizleyicileri Halılar ve klimler için temizlik ürünleri Küf temizleyiciler Koku gidericiler Aeroseller
36
KİMYASAL DETERJANLARIN CİLT VE SİNDİRİM SİSTEMİ ÜZERİNDEKİ ZARARLARI
Günlük hayatımızda temizlik ve hijyen amacıyla sıklıkla kullandığımız kimyasal deterjanların zararları olduğu bilinmektedir. Cilt üzerinde egzama ve mantar gibi hastalıklar İçme suları ve deterjanla temizlenen bulaşıklarda kalan deterjan artıklarının yiyecek ve içeceklere karışması yoluyla da ağızdan mide ve sindirim sistemine ulaşmaktadır.
37
Deterjanlar ve Sağlığımız Üzerindeki Etkileri
Deterjanlar, deriye teması halinde derinin yağını alır, kurumasını ve çatlamasına, hassas kişilerde dermatitlerin oluşmasına neden olur. Giysilerden ve bulaşıklardan deterjanların uzaklaştırılması için bol miktarda su kullanmamız gerekir. İyi durulanmamış çamaşırlar da alerjik reaksiyonlara, tahrişe ve dermatitlere neden olur.
38
EGZAMA Elde deterjan ve sabunlar; yüzde sabun, makyaj malzemeleri; ağız ve dudaklarda diş macunu ve gargaralar; saçta oya ve şampuanlar sık egzama nedenidir. Belirtileri; -Egzama dönemine göre farklı döküntüler, -Akut dönemde kızarıklık, -Şişlik, -Minik su toplayan kabarcıklar ve sulantı, -Şiddetli kaşıntı ve yanma.
39
EGZAMA ÖRNEKLERİ:
40
MANTAR Sentetik çamaşırlardan kaynaklanan en sık hastalık türlerindendir. Çamaşırların yıkanması sonucu bir miktar olsun deterjan kalıntıları çamaşırda nüfuz etmektedir. Bu da bir çok hastalıkların davetiyesi olabileceği gibi, mantara da sebebiyet vermektedir.
41
Belirtileri; -El ve ayakta kaşıntı, -Kızarıklık -Sulantı -SertleşmE -Kalınlaşma -Bazen kepeklenme şeklinde kendini gösterir.
42
Sentetik Temizlik Ürünlerinin Başlıcaları,
Çamaşır ve Bulaşık deterjanları Sıvı sabunlar Şampuanlar Bu temizlik mamullerinin içerisindeki kimyasallar insan vücudunda karbon yapımızı kırarak veya oksijeni tüketerek tamiri imkânsız hastalıklara yol açarlar.
43
Deterjan Kalıntıları Kimyasal deterjan kalıntılarını temizlemek çok zor. Kimyasallardan arınmak için günlük hayatta kullandığımız ürünleri ne kadar su ile durulamamız gerektiğine bir göz atalım; Amerikan Çevre Koruma Örgütü ( EPA ) : Çamaşır Makinesinde : Çamaşırlarınızı lt su ile durulamanız gerekir. Ortalama bir çamaşlır makinesi 60 lt su kullanır. Size 8000\60=133 ekstra durulama gerekir.
44
Bulaşık Makinesinde : Bulaşıklarınızı 6
Bulaşık Makinesinde : Bulaşıklarınızı lt su ile durulamanız gerekir. Ortalama bir bulaşık makinesi tüm yıkama ve durulama boyunca 18 lt su kullanır. Yani size 6000\18=333 ekstra durulama gerekir. Banyoda : şampuan veya duş jeli kullanmışsanız lt (250 orta boy kova dolusu) su ile durulamanız gerekir.
45
Yine, Amerika Çevre Koruma Kurumu’nun (EPA), yaptığı bir araştıRma ev temizlik ürünlerinin dışarıdan gelen toksinlere göre üç kat daha fazla kanserojen etkiye sahip olduğunu ispatlıyor. Uluslararası Kanser Kurumu (NCA) da ev hanımlarının çalışanlara göre %54 daha fazla kanser riski taşıdığını belirledi. Çünkü kimyasallar 26 saniyede solumu, yutma ve temas yoluyla tüm organlara geçiyor.
47
YILLAR İTİBARİYLE SABUN VE DETERJAN YURTİÇİ TÜKETİMİ
1996 1997 1998 1999 2000 Sabun - Deterjan YILLAR İTİBARİYLE SABUN VE DETERJAN YURTİÇİ TÜKETİMİ (TON)
48
Sürdürülebilir Temizlik İle Deterjan Tüketiminin Azaltılması!!!
KONSANTRE deterjanın, standart deterjanlardan en önemli farkı, 150 gramla yıkanan çamaşırın 100 gramla yıkanır hale gelmesi. Standart deterjanda bulunan dolgu maddelerinin çıkarılması ve böylece, temizleme maddelerini taşıyan tozların azalmasıyla oluşturulan yeni nesil çamaşır deterjanlarında, temizleme maddelerinin konsantrasyon düzeyi her gram toz başına 75 watt’lık ampulün 1 saatte harcadığı elektrik kadar tasarruf oluşturuyor. Ayrıca %25 oranında daha küçük ambalajlar, plastik atık miktarını azaltırken, en az %33 oranında hafif olması da taşıma kolaylığı sağlıyor.
49
Daha rahat taşınır, saklanır. Su içinde daha kolay çözünür.
TOZ DETERJAN Toz deterjan daha ucuzdur. Toz deterjan, yıkama esnasında her zaman suya tamamen karışamayabilir. Toz deterjanlar için leke çıkarmak zordur. Makine kapağında tortular oluşarak sürekli yıkama ihtiyacı duyulur. Makineyi tıkayabilir. SIVI DETERJAN Daha rahat taşınır, saklanır. Su içinde daha kolay çözünür. Makine gözünün kirlenmesini engeller. Kısacası kullanımı kolay ve etkili olmasından sıvı deterjanlar toz deterjanlara nazaran daha kullanışlıdır!!!
50
Temizlik ürünü seçiminde dikkat edilmesi gerekenler
Yalnızca ihtiyaç olan ürünler satın alınmalıdır. Konsantre ürünlerin tercih edilmesi, hem tasarruf sağlar hem de daha az ambalaj tüketilmesine neden olur. Ambalajı geri dönüştürülebilen ürünler tercih edilmelidir. Temizlik ürünleri kesinlikle birbirleriyle karıştırılmamalıdır. Çocukların erişemeyeceği yerlerde saklanmalıdır. Temizlik ürünlerinin kapakları sıkıca kapatılmalı ve hiçbir temizlik ürünü gıdalar ile aynı dolapta saklanmamalıdır. Temizlik ürünleri sonuna kadar kullanılmalıdır, ambalajları içinde kalan maddelerle çöpe atılmamalıdır. Hiçbir temizlik ürünü kendi ambalajından başka bir ambalajda saklanmamalıdır. Bulaşık makinesine kaplar konulmadan önce yemek artıkları iyice temizlenmelidir. Bulaşık ve çamaşır makinesi aşırı doldurulmamalı, tam dolmadan da çalıştırılmamalıdır. Temizlik ürünleri sadece temizlik amacı ile belirlenen oranlarda kullanılmalıdır.
51
Eti Matik Bor Temizlik Ürünü içeriğini; %30 Boraks, %15-20 Sabun, %5 Soda, olacak şekilde boraks, sodyum, bor, oksijen, karbon ve su oluşturuyor. Piyasadaki ürünlerde çamaşır makinalarının metal kısmının ve tabakalarının korunması için sodyum silikat, benzotriazol gibi katkı kimyasalları içermektedir. Boraks bu koruma işlemini sudaki ağır metalleri bünyesine alarak çökerterek gerçekleştirmekte ve böylelikle makinalar için kireç önleyici katkı kimyasallarına gerek kalmamaktadır. Yine piyasadaki kimsayallar aşırı köpürmeyi önlemek için köpük önleyici kimyasallar kullanmaktadırlar. Eti Bor temizlik ürünü ise hiç köpük oluşturmadan etkin temizlik sağlayabilmektedir.
52
Doğal Temizlik Ürünü Fosfat içermez Petrol Türevi Katkı Maddeleri içermez Çamaşırı Yumuşatma Özelliği 60 °C’de Beyazlarda, 40 °C’de Renklilerde Güçlü Temizleme Performansı İki Performans Bir Arada Renkleri Soldurmadan Temizleme Mantar Oluşumunu Önlediğinden Koku Giderme Özelliği Evsel ve Endüstriyel Lekelerin Temizlenmesinde Etkili Doğal Hammaddeler Nedeniyle İnsan Sağlığı ve Çevre Açısından Güvenilir
53
kaynaklar http://www.ecoquestturkey.com/default.asp?rsm=121810000000
54
HAZIRLAYANLAR NURİ AKSOY - B SERRA AK - G CANSU YÜCEL - G
55
Teşekkürler...
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.