Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ATP (Adenozin Trifosfat)

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ATP (Adenozin Trifosfat)"— Sunum transkripti:

1 ATP (Adenozin Trifosfat)
ORGANİK BİLEŞİKLER Karbonhidratlar Yağlar (Liptler) Proteinler Enzimler Vitaminler Nükleik Asitler ATP (Adenozin Trifosfat)

2 KARBONHİDRATLAR Karbonhidratlar vücutta daha çok enerji verici olarak kullanılır. Protein ve yağlarda bileşik oluşturarak hücre zarının ve bitkilerde hücre duvarının yapısına katılır. Karbonhidratlar içerdikleri basit şeker molekül sayısına göre monosakkaritler, disakkaritler ve polisakkaritler olmak üzere üçe ayrılır.

3 1-monosakkarİtler Karbonhidratların monomerleridir. Daha küçük birimlerine parçalanamazlar. Yani sindirime uğramadan doğrudan kullanılabilirler. Hücre zarından geçebilirler Karbon sayısına göre isimlendirilir. Karbon sayısı üç ile sekiz arasında değişir. En önemlileri 5C`lu (pentoz), 6C`lu (heksoz) olanlarıdır.

4 5C’lu monosakkaritlerde Riboz ve Deoksiriboz bulunur.
Riboz RNA ve ATP’nin yapısına katılır. Deoksiriboz DNA’nın yapısına katılır.

5 2-dİSAKKARİTLER İki monosakkaridin dehidrasyon ile birleşmesiyle oluşan şekerlerdir. Sindirilmeden hücre zarından geçemezler Her disakkaritte birer tane glikozit bağ bulunur. 

6 3-Polİsakkarİtler Çok sayıda monosakkaridin birleşmesinden oluşur.
Sindirilmeden (Hidroliz) hücre zarlarından geçemezler

7 (3-1) Nİşasta Çok sayıda glikozdan oluşur.
Bitkilerdeki depo polisakkarit şeklidir. Genellikle bitkinin ışık görmeyen kısımlarında (kök,gövde, tohum gibi) lökoplastlarda depolanır.

8 (3-2) Selüloz Bitkilerdeki yapısal polisakkarittir.
Bitki hücrelerindeki çeperin ana maddesi selülozdur.

9 (3-3) Glİkojen Hayvanlardaki depo polisakkarit şeklidir.
Glikojen karaciğer ve kaslarda depolanır.

10 (3-4) KİTİn Çok sayıda glikozdan oluşan azotlu bir polisakkarittir.
Böceklerdeki kabuğun ana maddesi kitindir.

11 YAĞlar (lİpİtler) Yağlar; benzen, aseton, eter, kloroform gibi organik çözücülerde çözünebilen ancak suda çözünemeyen organik moleküllerdir. Biyolojik önemi olan yağlar; yağ asitleri, nötral yağlar, fosfolipitler ve steroitlerdir.

12 Yağlarin özellİklERİ Yedek besin deposudurlar ve ayrıca hafiftirler. Bu yüzden de göç eden kuşlarda vücudu hafifleterek uçmayı kolaylaştırır. Suda çözünmezler. Bu yüzden de sindirimleri uzun sürer. Diğer bileşiklere göre daha fazla hidrojen bulundururlar. Bu sayede daha fazla enerji verirler. Ayrıca yapılarındaki oksijen miktarı diğer bileşiklere göre daha azdır. En çok enerjiyi yağlar verir; fakat karbonhidratlardan sonra kullanılırlar çünkü; ⇒Yıkımları uzun zaman alır.  ⇒Vücutta depolanırlar.  ⇒Ve yanmaları için daha fazla oksijene gereksinim duyulur.

13 Yağlarin Görevlerİ Yağda çözünen vitaminlerin (A,D,E,K) bağırsakta emilmesini kolaylaştırır. İç organların etrafında birikerek organları bir izolasyon aleti gibi basınç ve darbelerden korur.   Enerji eldesinde kullanılırlar. Aynı zamanda yapıcı-onarıcıdırlar. Çeşitli moleküller oluşturarak hücre zarının yapısına katılırlar. Isı kaybını önler. Vücudu mekanik etkilere karşı korur. Oksijenli solunumda enerji için yakıldıklarında bol metabolik su açığa çıkar. Bu nedenle göç eden kuşlarda, kuş uykusuna yatan veya çölde yaşayan hayvanlarda su ihtiyacını karşılar.

14 1)Nötral yağlar (trİglİserİtler)
Doğada lipitlerin en çok bulunduğu çeşididir. Hayvan ve bitki hücrelerinde depo edilmiş yağlardır.  3 yağ asidi ve 1 gliserolün ester bağıyla bağlanması sonucu oluşur. Bunun sonucunda 3 molekül su açığa çıkar.  Trigliseritler uzun karbon zincirinden oluşurlar.  Zincirin bir ucunda karboksil grubu (COOH) grubu bulunur. Diğer karbon atomlarıyla arasında hidrojen vardır. Bazı yağlar vücutta yapılamazlar; fakat mutlaka alınması gerekir. Bunlara esansiyel (zorunlu) yağlar denir. Örnek: Zeytin Yağı

15 2)fosfolİPİtler Yapılarında gliserol ve yağ asitlerine ek olarak fosforik asit ve azot bulunur.  Hücre zarının en önemli yapısal elemanını oluştururlar. Fosfat kısmı içeren bir baş kısmı ve iki yağ asidinden oluşur. Fosfolipitlerin fosfat kısmı suyu sever. Yağ asitleri suyu sevmez. Bu neden hücre zarında fosfat grubu hücre zarının suyla temas eden iç ve dış yüzeyinde yer alır.

16 3)Steroİdler Hayvan hücrelerinde önemli biyolojik etkileri vardır.
Hücre zarının yapısına katılırlar ve zarın geçirgenliğini ve dayanıklılığını arttırırlar. D vitamini yapımında kullanılırlar. Erkek ve dişi cinsiyet hormonlarında ve böbrek üstü bezlerinin yapısında bulunurlar. Aynı zamanda korteks hormonları ve kolesterol hayvansal steroidlerdir.  Sinir hücrelerinde yalıtım görevi yaparlar.

17 4)DoymuŞ yağlar Bu yağ asidi çeşidinde karbon atomlarıın hepsi hidrojenle doldurmuştur. Bütirik asit ve palmitik asit bunlara örnektir. Bütirik asit tere yağında vardır. Doymuş yağ asidi içeren yağlara doymuş yağlar denir. Genelikle katıdırlar ve hayvansal kaynaklıdırlar.

18 5)doymamiŞ YAĞLAR Yağ asidinin karbon zincirinde bir ya da birden fazla çift bağ varsa buna doymamış yağ asidi denir. Oleik asit ve linoeik asit örnek verilebilir. Doymamış yağ asidi içeren yağlara da doymamış yağlar denir. Genelde bitkisel kaynaklıdırlar ve sıvıdırlar. Pamuk yağı, soya yağı, mısır yağı örnek olarak verilebilir. 

19 proteİnler Proteinler sadece besin olarak kullanılmazlar (yani sadece solunumda ATP üretmek için değillerdir) düzenleyici ve yapısal özellikler de kazanmışlardır. Hormonların ve enzimlerin yapısına katılmaları düzenleyici olduklarını , hücre zarı ve organeller ile kasların yapısına katılmaları yapısal olduklarını gösterir. Proteinler aynı zamanda enerji verici besinler olarak da kullanılmaktadır.

20 proteİnlerİn özeLİKLlerİ
Yapılarında C, H ve O ve N atomları bulunur buna ilaveten S ve P de bulunabilir Proteinlerin sentezi DNA üzerindeki şifreye göre gerçekleşir Proteinler aminoasitlerin birleşmesiyle meydana gelirler Enzimlerin yapısını proteinler oluşturur Canlılarda savunma depolama yapıya katılma ve taşıma gibi çok farklı görevleri vardır Proteinler Ribozom organelinde DNA dan gelen bilgiye göre sentezlenir DNA üzerinde her proteinin sentezinden sorumlu bir GEN parçası bulunmaktadır.

21

22 Proteİnlerİn İnsan Vücudu İçİn Önemİ
Vücudumuzda protein bulundurmayan doku ve organ yoktur. Proteinler aminoasitlere parçalanıp sindirildikten sonra kana karışırlar. Proteinler hücrede genlerin taşıdığı bilgiye göre sentezlenirler. Her organizma canlılığını sürdürebilmek için mutlaka proteine ve proteinli besinlere ihtiyaç duyar. Vücutta önemli bir protein deposu bulunmadığından düzenli ve yeterli oranda protein alınmalıdır. Özellikle çocuklar,gelişme çağındaki gençler ve gebe bayanlar için protein çok büyük önem taşır. Yeterli protein alınmazsa büyüme yavaşlar,zihinsel gelişmede gerileme görülür,vücudun hastalık yapan mikroplara karşı direnci azalır ,kanında hemoglobin oranı azalır ve yaralar geç iyileşir. Uzun süreli aç kalanlarda  glikojen ve depo yağlar tüketilince proteinler enerji üretiminde  kullanılabilir.Bu tür protein kullanımı sonucu kanın osmotik basıncı düşer ve  plazma sıvısı dokular arasına birikir.Buna ödem denir.Ödem hücresel etkinlikleri yavaşlatır. Özellikle çocuklar,gelişme çağındaki gençler ve gebe bayanlar için protein çok büyük önem taşır. Protein molekülleri bireye özgü olduklarından  bazı insanlarda  beslenme ile alınması alerjik tepkimelere neden olabilir.

23 Proteİn Bakimindan Zengİn Besİnler
Hayvansal kaynaklı besinler,keçi,koyun sığır gibi hayvanların etleri,kümes hayvanları,balık,süt ve yumurta,protein bakımından zengindir.Hayvansal besinlerde esansiyel aminoasitler vardır.Bu nedenle hayvansal proteinler biyolojik açıdan önemlidir. Proteinler sindirim sisteminde parçalanır,kanda aminoasit halinde bulunur.Doku hücrelerinde protein şeklinde depo edilir. Aminoasit,yağ asidi ve glikoz canlılarda bulunan organik monomerlerdir.

24 enzİmler Kimyasal bir olaya sebep olan yada onu hızlandıran genel olarak protein yapılı olan organik maddelere enzim denir. 

25 enzİmlerİn özellİklerİ
Katıldıkları tepkimelerden bozulmadan çıkarlar.Bu nedenle tekrar tekrar kullanılabilirler. Bir çeşit enzim sadece bir çeşit tepkimeyi katalizleyebilir.Bu nedenle canlılarda sonsuz çeşit tepkime olabilir. Hücre dışında da koşullar uygun olmak şartıyla aktiftirler. Substratın sadece dış yüzeyine etki ederler.Bu nedenle parçalanmış besinler daha kolay sindirilir.

26 enzİmlerİn özellİklerİ
Genel olarak nötral (pH=7) ortamlarda aktiftirler. Substrat yüzeyiyle doğru orantılıdır. İnhibitörler ( yavaşlatıcılar ) ters orantılıdır.Tepkimeyi yavaşlatır. Aktivatör ( hızlandırıcı ) doğru orantılıdır.Tepkimeyi hızlandırır.

27 Enzİmlerİn yapisi Enzimlerin proteinden oluşmuş kısmına apoenzim denir. Enzimlerin vitaminden oluşmuş kısmına koenzim denir. Mineralden oluşmuş kısmına kofaktör denir. Apoenzim ile koenzimin birlikte oluşturduğu gruba tam enzim anlamına gelen holo enzim denir.

28 enzİmde Substrat Enzimlerin etki ettiği maddeye substrat denir.Enzim-Substrat ilişkisi anahtar-kilit uyumuna  benzer. Enzimler substrata  dış yüzeyinden etki eder. Substrat  bir yada iki ürüne dönüşür.

29 enzİmlerİn görevLERİ Reaksiyon hızının canlı için yeterli olması
Reaksiyonun başlaması için gerekli aktivasyon enerjisinin düşürülmesi Reaksiyon oluşurken açığa çıkan enerjinin canlıya zarar vermeyecek düzeyde tutulması

30 vİtamİnler Vitaminler, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan organik bileşiklerdir.

31 vİtaMİNlERİN ÖZELLİKLERİ
Metabolizma için düzenleyici etkisi olan  organik maddelerdir. Enerji verici olarak kullanılmazlar. Hücre zarından geçebilecek kadar küçüktürler. Sindirime uğramazlar doğrudan kana karışabilirler. Vitaminler bitkilerde sentezlenebilirken hayvanlar vitaminleri dışarıdan almak zorundadır. Vitaminler yağda ve suda çözünmelerine göre ikiye ayrılmaktadır.

32 1)Yağda çözünen vİTAMİNler
A,D,E,K vitaminleridir Suda çözünmezler Hücre zarından çok daha kolay geçerler (yağda çözündükleri için) Fazla miktarda alındıklarında karaciğerde depo edilebilirler.

33 A VİTAMİNİ Görme pigmentlerinin yapısına katılır.
Enfeksiyonlara karşı direnç sağlar. Epitel dokunun gelişimine katkı sağlar. Eksikliğinde gece körlüğü görülür. Bağışıklık sisteminde zayıflama görülür. Deri ve cilt hastalıkları görülmektedir. Süt ve süt ürünlerinde, karaciğerde, meyve ve yeşil-sarı sebzelerde bulunur.

34 d VİTAMİNİ Kalsiyum ve Fosforun emilimini gerçekleştirir.
Kemiklerde kalsiyumun depolanmasını sağlar. Eksikliğinde çocuklarda raşitizm yetişkinlerde osteomalazi hastalıkları görülür. Kemik ve Dişlerin yapısı bozulur. Provitamin D şeklinde alınır deri altında depolanır güneş ışınları etkisiyle Vitamin D olur. Yumurta sarısı süt ve balık yağında bulunur.

35 E VİTAMİNİ Hücre zarının yenilenmesinde rolü vardır ve antioksidan olarak görev yapar. Erkek ve kadınlarda üreme olaylarında etkili olduğu bilinmektedir. Eksikliğinde kısırlık , kansızlık , kalp hastalıkları ve sinir sisteminde tahribat yapar. Fındık, Tahıllar , Bitkisel yağlar ve yeşil yapraklı sebzelerde E vitamini boldur.

36 K vİTAMİNİ Kanın pıhtılaşmasında etkilidir.
Eksikliğinde kanın pıhtılaşması yavaşlar kanama devam eder. Tahıllar, soya fasulyesi ve yeşil sebzeler ile alınır. K vitamini kalın bağırsaktaki simbiyotik bakteriler tarafından da sentezlenir.

37 2)Suda çözünen VİTAMİNLER
 B gurubu ve C vitaminleridir B1 , B2 , B3 ,B5 , B6 , B7 , B9 , B12 ve C vitamini Suda çözünürler yağda çözünmezler Fazla miktarda alındıklarında fazlası depolanmaz idrarla atılır (B12 depolanır) Günlük olarak dışarıdan alınmaları gerekmektedir.

38 C vİTAMİNİ Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde,bağ dokusunda kollagen lif sentezinde ve diş eti sağlığında etkilidir Eksikliğinde bağışıklık sistemi zayıflar, yaralar geç iyileşir,diş eti kanamaları eklem ağrıları yorgunluk ve halsizlik baş gösterir (skörbüt hastalığı) Turunçgillerde,kivi,yeşil sebzeler biber kuşburnu ve brokolide bolca bulunur Karbonhidrat metabolizmasında koenzim olarak çalışır Sinir sisteminde ve zihinsel faaliyetlerde etkilidir Eksikliğinde beriberi hastalığı görülür Baklagiller,maya ve tahıllarda bolca bulunur B-1 vİTAMİNİ

39 B-2 VİTAMİNİ B-3 VİTAMİNİ
Solunum reaksiyonlarında koenzim olarak çalışır Görme olayında ve demirin emiliminde etkilidir Eksikliğinde görme bozuklukları ve ağız yaraları görülür Süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler,et ürünleri ve mayada bulunur Solunum reaksiyonlarında koenzim olarak çalışır Sinir sisteminin sağlığında etkilidir Eksikliğinde zihin bulanıklığı,deri döküntüleri ortaya çıkabilir Tahıl et maya kurubaklagiller ve sakatat ürünlerinde bulunur B-3 VİTAMİNİ

40 B-5 VİTAMİNİ B-6 VİTAMİNİ
Karbonhidrat-yağ metabolizması ve besinlerden enerji üretiminde etkilidir Eksikliğinde sinir sistemi bozuklukları,uyuşma ve ciltte problemler ortaya çıkar Et süt ürünleri tahıllar sebze ve meyvelerde bulunur Aminoasit metabolizmasında koenzim olarak çalışır Yeni kan hücrelerinin üretiminde Bağışıklık sisteminde ve sinir hücrelerinin işlev görmesinde etkilidir Eksikliğinde kansızlık, sinir bozukluğu, deride çatlama ve kasılmalar görülür Et, tahıl, sebze ve kuru baklagillerde bulunur B-6 VİTAMİNİ

41 B-7 VİTAMİNİ B-9 VİTAMİNİ
Aminoasit metabolizması ve yağ asitlerinin üretiminde görevlidir Eksikliğinde deride pullanma yorgunluk ve halsizlik ile depresyon halleri görülür Et, maya, tam tahıllar,baklagillerde bulunur ayrıca bağırsakta da bakteriler tarafından sentezlenir Yeni hücre yapımı Nükleik asit metabolizması, aminoasit metabolizması Alyuvar üretiminde görev alır Eksikliğinde omurilik hasarları görülür Bebeklerde büyümede durma ve kansızlık görülmektedir Maya,karaciğer,yeşil sebzeler ve tahıllarda bulunur ayrıca bağırsak bakterileri de sentezler B-9 VİTAMİNİ

42 B-12 VİTAMİNİ Aminoasit, nükleik asit ve protein metabolizması, alyuvar üretimi ve sinir sisteminin çalışması Eksikliğinde sinir sistemi bozuklukları , kansızlık,yorgunluk ve halsizlik görülür Et yumurta ve süt ürünlerinde meyvelerden turunçgillerde bolca bulunur Bağırsak bakterileri tarafından da sentezlenir.

43 VİTAMİNLERİN İNSAN VÜCUDU İÇİN ÖNEMİ
İnsan vücudu vitaminleri yada vitamin öncüllerini (provitamin A gibi) dışarıdan hazır olarak almak zorundadır. Vitaminler vücuttaki reaksiyonları gerçekleştiren enzimlerin yapısına katılırlar. Bu nedenle vitamin eksikliğinde reaksiyonlar gerçekleşemez. D vitamini fazlalığı dokularda kireçlenmeye ,A vitamini fazlalığı göz tansiyonuna neden olur. Vitamin ve mineral eksikliklerinde ortaya çıkan rahatsızlıkların temel sebebi koenzim yetersizliğine ve ilgili enzimlerin eksikliğine  ve çalışmamalarına  bağlı olarak ortaya çıkar.

44 Vİtamİnlerİn görevlerİ
Büyüme ve gelişmede etkilidir. Vücudu hastalıklardan korur ve direnci  arttırır. Vücudu kansızlıktan ve kanamalardan korur. İskelet sisteminin oluşum ve gelişiminde  özellikle kemiklerin gelişmesinde etkilidirler. Üreme hücrelerinin oluşturulmasında görev yaparlar. Vitaminlerin kaynağı genelde yeşil bitkilerdir.İnsanlar vitamin ihtiyaçlarını ya doğrudan bitkileri yiyerek  yada bitkilerle beslenen hayvanları yiyerek karşılarlar. Son zamanlarda üretilen yapay vitaminlerin etki ve özellikleri  doğal vitaminlere benzer.Ancak bilinçsizce yapay vitamin kullanımı rahatsızlıklara neden olabilir.

45 NÜKLEİK ASİTLER Genetik bilgilerin depolanması ve yeni nesillere aktarılmasından sorumlu organik moleküllere nükleik asit denir. Nükleik asitler DNA ve RNA olmak üzere ikiye ayrılır. Nükleik Asitler DNA RNA

46 NÜKLEİK ASİTLERİN ÖZELLİKLERİ
Nükleotidler organik baz, şeker ve fosforik asit üçlüsünden oluşurlar. Tüm canlıların çekirdeklerinde, çekirdeği olmayan canlıların ise sitoplazmalarında ve bazı organellerinde bulunurlar. Nükleotidler taşıdıkları organik baza göre adlandırılırlar, örneğin adenin organik bazı bulunduran bir nükleotit ‘ adenin nükleotidi' olarak adlandırılır. Nükleik asitlerde 5 çeşit organik baz ve 8 çeşit nükleotid bulunur. Bunun nedeni adenin, guanin ve sitozinin hem ribozla hem de deoksiribozla birleşebilmesidir.

47 DNA İnsanların genetik özelliklerini taşıyan nükleik asitlere DNA denir. Karşılıklı iki nükleotid zincirinden oluşmaktadır. DNA sarmal bir yapıya sahiptir. DNA kendini eşleme özelliğine sahiptir. Yapısında Adenin,Timin,Guanin ve Sitozin bulunur Şekeri deoksiriboz’dur.

48 RNA DNA'dan farklı olarak RNA'lar tek zincirden oluşurlar ve yapılarında Riboz şekeri ile Urasil bazı bulundururlar. Çekirdek,çekirdekçik,stoplazma,ribozom,mitokondri ve kloroplastta bulunurlar. Adenin,Guanin,Stozin,Urasil nükleotidlerinden oluşurlar. Yapılarında riboz şekeri bulunur. Kendine özgü bazı urasildir;Tek sarmallı yapıya sahiptir. Kendini eşleyemez;bütün çeşitleri DNA üzerinde, onun şifrelerine göre sentezlenir. Şekeri riboz’dur.

49 AZOTLU ORGANİK BAZLAR Azotlu organik bazlar çift halkalı (pürin) ve tek halkalı (primidin) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Pürin bazlar Adenin (A) ve Guanindir (G) Pürin bazları hem DNA hem de RNA da bulunabilir. Primidin bazlar Timin (T) , Sitozin (C) ve Urasil (U) olup Urasil sadece RNA da  ve Timin sadece DNA da bulunabilir.

50 Hormonlar İç salgı bezleri tarafından kana salgılanan, kan yolu ile hücrelere dağılarak belirli hedef organlara giden ve düzenleyici görevleri olan kimyasal maddelere hormon denir.

51 Hormonlarin ÖZELLİKLERİ
Hayvanlarda kan ile, bitkilerde soymuk borusu ile doku ve organlara taşınır. Her hormon farklı hücre, doku ya da organa etki eder. Az miktarda üretilirler. Gereğinden az ya da çok üretilmesi hastalığa yol açar. Yapıları protein ve yağdan oluşur.

52 Hormonlarin Görevlerİ
Vücudun büyümesini kontrol ederler. Üremeyi düzenlerler ve ikincil eşey özelliklerinin gelişmesine yardımcı olurlar. Vücudun iç dengesinin kurulmasında (homeostasi) görev alırlar. Sinir sistemiyle birlikte koordinasyon ve bütünleştirme görevini yaparlar.

53 atp (adenozİN trİ FOSFAT)
Canlının yaşamasal faaliyetini sürdürebilmesi için gereken enerjiye ATP denir.

54 ATP’NİN ÖZELLİKLERİ ATP'nin fosfat bağlarındaki enerji, ısı enerjisi olarak kaybolmaz.  Hücrede birçok enerji gerektiren biyokimyasal olayın gerçekleşmesinde rol oynar. ATP molekülü sadece hücre içinde bulunur. Dışarıdan besin maddeleriyle doğrudan ATP almak mümkün değildir.

55 Atp TEPKİMELERİ ADP’nin ATP olabilmesi için tepkimeye girmesine fosforilasyon denir.Canlıların yaşam sürecinde dört çeşit fosforilasyon vardır: Substrat düzeyinde fosforilasyon Oksidatif fosforilasyon Fotofosforilasyon Kemofosforilasyon

56 HAZIRLAYAN: EMRE PEKÖZ 9/B


"ATP (Adenozin Trifosfat)" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları