Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanYonca İnan Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
ACQUİRED IMMUNE DEFİCİENCY SYNDROME
2
EDİNİLMİŞ BAĞIŞIKLIK EKSİKLİĞİ SENDROMU
3
ETKEN Human Immunodeficiency Virus HIV
4
BULAŞMA YOLU VE SÜRESİ 1-Kan yoluyla 2-Cinsel yolla 3-Anneden bebeğe – Gebelik döneminde maternal dolaşım – Doğum olayı veya hemen sonrasında kan ve kan ürünleri verilmesi veya alınması ile bulaş – Emzirme ile bulaş
5
Kuluçka süresi 6-12 hafta
7
BELİRTİLERİ Humoral bağışıklık olup Anti-HIV antikorları oluşmasına karşın Hücresel bağışıklık bozulur Aylardan yıllara uzanan bir latent döneminden sonra ; İmmunglobulin üretimi öldürücü hücreler(NK) diğer lenfositler ETKİLERİNİ KAYBEDERLER
8
PRİMER HIV İNFEKSİYONU: ( AKUT HIV İNFEKSİYONU ) HIV, vücuda alındıktan 1-6 hafta içerisinde ilk çoğalma döneminde akut infeksiyona neden olur Bu dönemde klinik bulgular, HIV infeksiyonuna özgü değildir ve değişkendir Semptomlar ve görülme sıklıkları şu şekilde belirtilmektedir
9
Ateş (%96) lenf bezlerinde büyüme (lenfadenopati) (%74) farenjit (%70) deri döküntüleri (%70) kas veya eklem ağrısı (%54) ishal (%32), baş ağrısı (%32) bulantı ve kusma (%27) karaciğer ve dalak büyümesi (%14) pamukçuk (%12)
10
Bir kısım vakada menenjit, ensefalit gibi sinir sistemi bulgularına rastlanır Bütün bu bulgular 2-4 hafta içerisinde tedavi gerektirmeden geçer Akut infeksiyon döneminden itibaren kişi bulaştırıcıdır
11
SEROKONVERSİYON DÖNEMİ Virüsün vücuda girişini takiben, % 95 vakada 6-12 hafta içerisinde HIV'e karşı antikorlar gelişir Bu antikorların hastalığın ilerlemesini engelleyici etkileri yoktur, ancak hastalığın teşhisi açısından önem taşırlar Bu döneme "serokonversiyon dönemi" denmektedir Antikorlar gelişene kadar geçen sürede, kanda virüs mevcuttur ve hasta bulaştırıcıdır
12
Tanım olarak Serokonversiyon: Enfeksiyon geçirildiğinin veya başarılı bir aşılamanın göstergesi olarak kanda özgül antikorların görülmesine denir
13
ASEMPTOMATİK DÖNEM Serokonversiyon döneminden sonra infekte kişiler "Asemptomatik Dönem"e girerler Bu dönemde kişilerde hiçbir belirti ve bulgu yoktur, ama bulaştırıcıdırlar Asemptomatik dönem 6.5-13 yıl (ortalama 8- 10 yıl) sürer Ancak vakaların %20-30'u ortalama 1.5-5 yıl içerisinde bir sonraki döneme geçebilmektedir
14
Bu süreyi etkileyen faktörler virüsün alınma yolu, hastanın yaş ve virüsün virülansıdır Transfüzyon yolu ile alanlarda virüs yükü daha fazla olduğundan süre 6 yıl olmakta, virüsü cinsel temasla alan homoseksüel erkeklerde ise bu süre 10-12 yıla uzamaktadır
15
Fizik muayene bu dönemde genellikle normaldir %40-50 vakada fizik muayenede yaygın lenfadenopati saptanabilir Lenf bezi büyümeleri HIV infeksiyonu dışında değişik hastalıklarda da görülebilmektedir HIV infeksiyonundan olduğunun belirlenebilmesi için lenf bezi büyümelerinin kasık dışında en az iki ayrı bölgede olması, büyüklüklerinin 0.5-2 cm çapında olması ve 3 aydan daha uzun bir süre büyük kalması gerekmektedir
16
Klinik yönden bu dönem latent bir dönemdir Ancak lenfatik dokularda virüs çoğalmaya devam etmekte ve CD4 hücre sayısı progresif olarak azalmaktadır
17
ERKEN SEMPTOMATİK DÖNEM Hastalarda ilk kez doktora başvurmalarına neden olan belirtilerin başladığı dönemdir Halsizlik, baş ağrısı, vücut ağırlığının %10'undan fazla kilo kaybı, nedeni bulunamayan ateş, bir aydan daha uzun süren ve tedavi edilemeyen ishal deride pullanmalarla seyreden bir hastalık olan seboreik dermatit yaygın ve sık herpes virüs infeksiyonları, ağızda mantar infeksiyonları en sık karşılaşılan belirti ve bulgulardır
18
CD4 hücre sayımı ile beraber kandaki virüs miktarını gösteren viral yük tayininin yapılması ve tedavinin bu parametrelere göre planlanması gerekir
19
Geç Semptomatik Dönem ( AIDS ) Bu dönemde bağışıklık eksikliği iyice belirgin bir hale gelir, fırsatçı infeksiyon veya kanserler ortaya çıkabilir Yaygın kullanımında HIV ile ilgili tüm hastalıklar genel olarak AIDS adı ile anılmakta ise de aslında virus vücuda alındktan sonra geçirilen tüm dönemler HIV infeksiyonu bunun son basamağı da AIDS dönemidir
20
AIDS'i belirleyen hastalıklar, bağışıklık sistemi sağlam kişilerde hastalık yapmayan ya da bazı özel durumlarda çok seyrek hastalık yapabilen, parazit, virus ve mantarların neden olduğu bazi infeksiyon hastaliklari ile Kaposi sarkomu, beyin lenfoması gibi bazı özel tür kanser hastalıklarıdır özellikle bu dönemde fırsatçı infeksiyonların tanısı, tedavisi ve profilaksisi (önleyici tedavisi) önem taşımaktadır
21
İLERİ EVRE Gözün retina tabakasının virüse bağlı infeksiyonu olan sitomegalovirüs (CMV) retiniti görülebilir Bu evreye gelmiş hastalarda, antiretroviral tedaviye rağmen ortalama 2 yıl içerisinde yeni bir AIDS göstergesi hastalığın ortaya çıkışı engellenememektedir
22
KLİNİK BULGULAR Deri bulguları Deri hastalıkları HIV infeksiyonun sık karşılaşılan komplikasyonlarindandır AIDS tablosu geliştiğinde ise infeksiyonlar kronik hal alir ve deride firsatçı infeksiyonlar görülebilir. A) Derinin infeksiyon hastalıkları a) Bakteriyel b) Viral c) Parazitik
23
Hipersensitivite reaksiyonlari a) ilaç reaksiyonu (ilaç kullanımı sonrası döküntü) b) Fotosensitivite (güneşe karşı hassasiyet) c) Papulosküamöz hastaliklar (sedef vb. hastalıklar) Oral Kavite (Ağız içi) Bulguları HIV infeksiyonunun seyri sırasinda oral kavitede pek çok lezyon ortaya çıkabilir En sık karşılaşılan pamukçuk diye de bilinen mantar infeksiyonudur En sık etkeni Candida türü mantarlardır Yutma güçlüğü ve tat alma duyusunda bozukluğa neden olur
24
Gastrointestinal sistem tutulumu A) Özefagus (Yemek borusu) hastalıkları: AIDS hastalarındaki en sık yakınma yutma güçlüğüdür Sıklıkla nedeni yemek borusunun mantar infeksiyonudur (özefajial kandidiasis) B) Mide, ince barsak bozuklukları: Bulantı, kusma ve karın ağrısı en sık karşılaşılan yakınmalardır C) Enterokolit: Diare (ishal) AIDS hastalarının yarısından fazlasında, hastalığın seyri sırasında herhangi bir zamanda ortaya çıkmaktadır ve önemli ölüm nedenlerinden biridir
25
Solunum Sistemi Hastalıkları HIV infeksiyonun seyri sirasinda en sık karşılaşılan akciğer hastalığı, Pneumocystis carinii adı verilen bir tür mantara bağlı olarak gelişen zatürre (pnömoni)dir Pneumocystis carinii Pnömonisi (PCP), ateş, gece terlemesi kilo kaybı, artan öksürük ve nefes darlığı yakınmalarının olduğu bir tablodur Tedavisinde, trimethoprim-sulfamethoksazol isimli antibiyotik kullanılır Tedavi sonrasında da tekrarlamasını önlemek için aynı antibiyotik daha düşük dozlarda kullanılmalıdır
26
HIV ile infekte hastalarda tüberküloz görülme sıklığı, HIV ile infekte olmayanlara göre daha fazladır Tüberküloz tedavi süresi 6-12 aydır Tüberküloz tedavisinde kullanılan bazı ilaçların, HIV infeksiyonu tedavisi için kullanılan ilaçlarla etkileşimi vardır Bu konuda dikkatli olunmalıdır
27
Kalp tutulumu HIV infeksiyonu seyri sırasında en sık tespit edilen kardiyovasküler problem kalp zarinda sıvı toplanması(perikardiyal effüzyon)dır Hematolojik (kan ve kemik iliği) hastaliklar Anemi (kansızlık), AIDS hastalarındaki en sık kan hastalığıdır Hastalığın kendine bağlı olarak görülebileceği gibi mide-barsak sisteminden kan kaybı nedeniyle de görülebilir Virüsün ana hedefi olan CD4 + LENFOSİTLERİN sayısı giderek azalır
28
Sinir sistemi bulguları HIV sinir sisteminde değişik klinik tablolara neden olabilen bir virustur Fırsatçı infeksiyonlar Toksoplazmoz: Toxoplasma gondii adinda bir parazitin neden olduğu infeksiyondur Hastalarda, ateş, başağrısı, tıpkı felçte olduğu gibi kollarda, bacaklarda kuvvetsizlik yakınmaları olur Tanı için beyin tomografisi kullanılır.
29
Kriptokokkoz : Cryptococcus neoformans, adlı mantarın neden olduğu menenjit olan bu tablo AIDS'lu hastalarda toksoplazmozis ve lenfomadan sonra üçüncü en sık santral sinir sistemi hastalığıdır Sitomegalovirus infeksiyonu: Cytomegalovirus (CMV) infeksiyonu AIDS'lu hastalarda çok sıktır Retinada infeksiyon yapip körlüğe ve değişik nörolojik hastaliklara neden olabilmektedir
30
Fırsatçı kanserler Beyinde Lenfoma: AIDS hastalarinin % 5'inde görülür Hastanin giderek nörolojik fonksiyonlarını kaybetmesine neden olur AIDS-Demans Kompleksi (AIDS-Bunama Tablosu) Düşünme, motor ve davranış bozuklukları ile giden bir tablodur Genellikle HIV infeksiyonun geç evre komplikasyonlarindandır
31
Kanserler A) Kaposi Sarkomu (KS) HIV ile infekte hastalardaki en sık kanserdir Patogenezinde "Human Herpes Virus 8" (HHV8) olarak tanımlanan bir virusun rolü vardır Mor, kırmızı renkli kanser dokusu yüzde, kol ve bacaklarda görülebilir Tedavisinde kemoterapi ve radyoterapiden faydalanılır.
32
B) Lenfoma HIV ile ilişkili en sık ikinci kanser lenf hücrelerinden kaynaklanan bir tür kanser olan lenfomadır Hastalar ateş, kilo kaybı ve büyümüş lenf bezlerinden yakınılır C ) Anal (makat) kanser HIV ile infekte hastalarda sıktır
33
HIV İNFEKSİYONUNDA TEDAVİ HIV infeksiyonunda virüsü ortadan kaldıran bir tedavi henüz yoktur, ancak virüsün çoğalmasını kontrol eden ilaçlar vardır Bu ilaçların genel adı "Antiretroviral ilaçlar", bu ilaçlarla yapılan tedavi de antiretroviral tedavidir Tedavi ile HIV ile ilgili şikayetler başlayana kadar geçen sürenin uzadığı, CD4 + hücre sayısının yükseldiği, ve özellikle yoğun tedavi ile yaşam süresinin uzadığı tespit edildi Tedaviye başlamada yol gösterecek laboratuvar testleri ise CD4 + T hücre sayısı ve kanda ne kadar virüs olduğunu gösteren viral yük testidir Hacettepe Üniversitesi HIV / AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi (HATAM)
34
HEPATİT B
35
ETKEN Hepatit B virüsü (HBV)
36
HBV vücut dışında en az 7 gün boyunca canlığını devam ettirir
37
BULAŞMA YOLU VE SÜRESİ Hepatit B li kişilerin kan ve vücut sıvıları ile bulaşır HBV en yoğun kan ve yaralarda bulunur Doğum sırasında Hepatit B taşıyan annenin kan ve vücut sıvıları ile temas eden bebeğe hastalık bulaşmaktadır HBV hava yolu yiyecek ve su ile bulaşmaz
38
BULAŞMA YOLU VE SÜRESİ Erken çocukluk döneminde evde kronik B taşıyıcısı varsa bulaşabilir Kreş ve okullarda bulaş olmaktadır Erken çocukluk döneminde bulaşma Hepatit B’li kişilerin kan ve vücut sıvıları yoluyla (Ör. herhangi bir yaralanma durumunda veya ciltte yara olması durumunda )temas ile oluşur HBV taşıyıcılarının özel eşya jilet,diş fırçası ile bulaşır
39
BULAŞMA YOLU VE SÜRESİ HBV’nin bulaşma riski,HIV virüsünün bulaşma riskinden 50-100 kat fazladır Kuluçka dönemi 6 hafta ile 6 ay arasında değişmektedir
40
HEPATİT B SURFACE (YÜZEY) ANTİJENİ (HBSAG) Bu testin pozitif olduğu kişi etrafındaki kişiler hepatit B yi bulaştırabilir. Bu antijen bir kişinin kanında 6 aydan uzun süre pozitif olarak kalırsa bu durum kronik hepatit B enfeksiyonudur HEPATİT B E ANTİJENİ (HBeAG) Bu antijenin pozitif olması kişinin hepatit B enfeksiyonu ile şiddetli derecede enfekte olduğunu gösterir. HbeAg pozitif gebelerde virüsün fetusa geçiş riski artar
41
HEPATİT B CORE ANTİJENİ IGM TİPİ ANTİKOR (ANTİ-HBC IGM) Hepatit B ile enfekte olunduğunu veya son 6 ay içinde geçirilmiş hepatit B enfeksiyonunu gösterir. HbsAg negatif iken bu antikorun varlığı akut veya yakın zamanda geçirilmiş hepatit B enfeksiyonunu gösterir HEPATİT B SURFACE (YÜZEY) ANTİKORU (ANTİ-HBS) Bu antikor hepatit B nin başlangıcı ve iyileşmesi arasındaki dönemde ortaya çıkar. Ayrıca hepatit B aşısı yaptıran kişilerde bu antikor pozitiftir ve koruyucululuğu gösterir.
42
HEPATİT B DNA (HBV DNA) En duyarlı test olan Hepatit B virüsünün DNA'sının (genetik maddesinin) tespitidir. Aktif enfeksiyon göstergesidir. HEPATİT B AŞISI AŞAĞIDAKİ İKİ TEST NEGATİF OLDUĞUNDA YAPILMALIDIR · HbsAg · Anti-HBs
43
Kısaca hatırlatma yapmak gerekirse, HbsAg'nin POZİTİF olması yeni veya eskiden geçirilmiş bir hastalığın olduğunu, Anti-Hbs POZİTİF olması hastalığa karşı bağışıklığı gösterir Eğer kişi aşı yaptırmış veya hastalıkla karşılaşmış ise Anti-Hbs POZİTİF'tir. Ayrıca Hepatit B virüsü ile yeni bir enfeksiyon şüphesi var ise bu testler hemen sonuç vermeyebilir Bu sebeple yeni enfeksiyon şüphesinde, HBV DNA bakılması en duyarlı testtir. İlaveten HbsAg ve Anti-Hbc IgM bakılması gerekir
44
BELİRTİLERİ PREİKTERİK DÖNEM Bulantı İştahsızlık Yorgunluk Kas,eklem ağrısı Mide ağrısı Ateş İshal Kusma Baş ağrısı
45
BELİRTİLERİ İKTERİK DÖNEM (Sarılık) Bu belirtiler ikterle birlikte azalarak kaybolur Ateş düşer Koyu renkli idrar Dışkı rengi açılır
46
BELİRTİLER POST İKTERİK DÖNEM Deride ve gözde sarılık görülür Bu dönem2-6 hafta devam eder SONRA İştah açılır,hasta kendini iyi hisseder Sarılık azalır Bu dönem 1-2 hafta sürer Tam olarak iyileşme 6 ayı bulabilir
47
Ciddi bir hastalık Hedef organ Karaciğer Bebeklerin %90’ı Çocukların %30-60’ı Erişkinlerin % 5’i HBV yi yenemez ve Kronik olarak devam eder ve TAŞIYICI olarak adlandırılırlar
49
EPİDEMİYOLOJİ Dünyanın her tarafında görülür Tek rezervuar insandır Portörlük çok önemli Partner tercih ve sayısı Eşcinseller Enfekte malzemeler ile dövme,piercing Hemodiyaliz hastaları Sağlık çalışanları
50
KOMPLİKASYONLARI Siroz Karaciğer yetmezliği Karaciğer kanserleri
51
KORUNMA Aşısı var Hepatit B aşısı İnaktive (ölü) bir aşıdır İntramüsküler yapılır Türkiye’de rutin aşı programında Doğumda,1.ay 2.ay,6.ay olmak üzere 3 doz yapılır Rapeli; antiHbs titresi 100’ün altına düştüğünde yapılması gerekir
52
HEPATİT B’NİN A ve C den FARKI Bu 3 virüsde karaciğere saldıran ve hasar veren virüslerdir Hepatit A bu hastalığı geçirenlerin dışkısı ıle yaydığı virüsün yiyecek ve içeceklerin ağız yoluyla alınmasıyla bulaşır Hepatit C Hepatit B nin bulaşma şekline benzer Kan ve vücut sıvıları Hepatit A kronikleşmez, Hepatit C hayat boyu sürecek karaciğer problemlerine yol açar Hepatit A ve B için aşı var iken C için aşı yoktur
53
Bu hastalıklardan birini geçirmiş olmak diğer ikisine karşı korunma sağlamaz Hepatit B bir kez geçirildiyse oluşan antikorlar sayesinde bağışıklık kazanılır
55
BAKIM Hastalarda HBs Ag serumda negatif oluncaya kadar kan ve kan ürünleriyle ilgili koruyucu önlemler alınır Yatak istirahati Tıbbi malzemelerin imhası Hastaya iğne yapılırken batma konusunda dikkatli olmalı Bulantı,kusma ya önlem Fulminan hepatite gidiş varsa proteinden yana kısıtlı gıdalar ile beslenme
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.