Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

İLETİŞİM BOZUKLUKLARI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "İLETİŞİM BOZUKLUKLARI"— Sunum transkripti:

1 İLETİŞİM BOZUKLUKLARI
Sözel Anlatım Bozuklukları Karışık Dili Algılama-Sözel Anlatım Bozukluğu Fonolojik Bozukluk Kekeleme B T A İletişim Bozukluğu

2

3 SÖZEL ANLATIM BOZUKLUĞU
tanı ölçütleri A) Standart sözel anlatım gelişimi ölçümlerinden elde edilen puanlar, standart sözel olmayan entelektüel yeterlilik ve dili algılama gelişimi ölçümlerinden elde edilen puanların önemli ölçüde altındadır.

4 B) Okul başarısı, mesleki başarı ya da toplumsal iletişimde bozulma
C) Diğer yaygın gelişimsel bozukluk tanı ölçütlerini karşılamama D) Diğer bozukluklar ya da çevre yoksunluğu varsa da sözel anlatım sorunları bunlara eşlik edenlerden daha fazladır.

5 Kullanılan sözcük sayısının çok sınırlı olması, dilbilgisi yönünden zaman seçiminde hatalar yapma, sözcükleri anımsamakta veya gelişimine göre uygun uzunlukta ve karmaşıklıkta cümle kurmada zorluk çekme, yeni sözcük öğrenememe , cümle sınırlılıkları(emir, soru), cümlelerin en önemli kısımlarının göz ardı edilmesi semptomlarında olabilir. Bu bozukluk, kişinin okul başarısını, mesleki başarısını, toplumsal iletişimini bozmaktadır. Edinsel(travma, ensefalit, radyasyon) veya Gelişimsel(genelde geç konuşmaya başlama) tip

6 prevelans 3 yaşın altındaki çocukların %10-15’de sözel ifâde yeteneğinde gerilik ortaya çıkar. Bunlar “geç konuşan çocuklar” olarak adlandırılır. Bu çocukların %50-80’i zaman içinde normâl konuşma hızına ve seviyesine ulaşır. Bâzılarında ise konuşma sorunu erişkin hayatta da devam eder. Okul çağı çocuklarında gelişimsel sözel anlatım bozukluğunun görülme oranı %3-7’dir. Erkek çocuklarda daha sık görülür.

7 Eşlik eden bozukluklar
Okul öncesi çocuklarında sıklıkla fonolojik bozukluğa (telâffuz hataları) ve gelişimsel koordinasyon bozukluğu eşlik eder (hareketlerin âhenginin gerçekleştirilememesi). Okul döneminde ek olarak, “okuma bozukluğu” ve “yazılı ifâde bozukluğu” ortaya çıkabilir.

8 Ayırıcı tanı Birlikte görülen psikiyatrik bozukluklar arasında en sıklıkla “Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu” yer alır. İdrakte, motor becerilerde ve dikkatte sorunlar gibi silik nörolojik alâmetlerin mevcudiyetine de sıklıkla rastlanır.

9 Seyir Geç konuşan çocuklar normâl konuşma hızını yakalasalar da, okul döneminde “öğrenme bozuklukları” açısından risk altındadırlar.Sözel anlatım bozukluğu okulun ilk senelerinde de devam ediyorsa seyir daha da olumsuz etkilenmektedir. Kişiler arası iletişim ve akademik başarı zedelenir. Okuma ve dikkat sorunu eklenebilir. Ergenlik döneminde çocukların çoğunluğu, günlük iletişimi sürdürmeye yetecek kadar lisan becerisini kazanabilir. Ancak, karmaşık ifâdeleri gerektiren konuşmalarda zorlanabilirler. Bu bozukluğun seyri, karışık dili idrak etme-sözel anlatım bozukluğundan genel olarak daha iyidir.

10 TEDAVİ   Konuşma gecikmesi ısrar ettiği takdirde, 4–5 yaş civarında konuşma eğitimine başlanır.

11 KARIŞIK DİLİ ANLAMA - SÖZEL ANLATIM BOZUKLUĞU
Sözel anlatım bozukluğu belirtilerinin yanı sıra, sözcükleri, cümleleri veya uzamsal terimler gibi özgül birtakım sözcükleri anlamada güçlük çekme durumudur. Bu bozukluk okul başarısını, mesleki başarıyı veya toplumsal iletişimi bozmaktadır

12 tanı ölçütleri A) Standart sözel anlatım gelişimi ölçümlerinden elde edilen puanlar, standart sözel olmayan entelektüel yeterlilik ve dili algılama gelişimi ölçümlerinden elde edilen puanların önemli ölçüde altındadır.

13 B) Okul başarısı, mesleki başarı ya da toplumsal iletişimde bozulma
C) Diğer yaygın gelişimsel bozukluk tanı ölçütlerini karşılamama D) Diğer bozukluklar ya da çevre yoksunluğu varsa da sözel anlatım sorunları bunlara eşlik edenlerden daha fazladır.

14 sınırlı sayıda sözcük kullanma, dilbilgisi zaman seçiminde hata, sözcük anımsayamama, uzun ve karmaşık cümle kuramama, yeni sözcük öğrenememe, cümle sınırlılıkları(emir, soru), cümlelerin en önemli kısımlarının göz ardı edilmesi semptomlarında olabilir Edinsel(travma, ensefalit, radyasyon) veya Gelişimsel(genelde geç konuşmaya başlama) tip

15 Eşlik eden bozukluklar
Sıklıkla, fonolojik bozukluk ve okuma bozukluğuyla bir arada olabilir. Okul öncesi çocukların%40-60’ına fonolojik bozukluk eşlik ederken, okul çocuklarının %50’sinde okuma bozukluğuyla beraber görülebilir. Bâzı çocuklarda ise kekemelik, yazılı ifâde bozukluğu ve gelişimsel koordinasyon bozukluğu da bir arada olabilir. Ek psikiyatrik tanılar arasında %30–60 sıklıkla Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu yer alır. Davranışsal sorunlar sık görülür.

16 sıklık Okul öncesi çocuklarda %5, okul çocuklarında ise %3 sıklıkla rastlanır. Erkeklerde daha sık görülür

17 seyir Dilin sâdece ifâdeyle ilgili alanındaki gecikme tablosuna nazaran, bu bozukluğun seyri daha kötüdür. Okul döneminde, konuşma ve anlama yeteneği açısından akranlarından geri kalabilirler. Erken dönemdeki sosyal jestler, lisanın reseptif (algısal) yönü ve sözel olmayan zekâ düzeyi ne kadar iyi ise seyir o kadar olumlu olarak etkilenir. Okul çocuklarında benlik saygısında azalma, akademik becerilerde yetersizlik, sosyal açıdan kendini izole etme sıkça görülür. Ergenlik ve erişkinlik döneminde de bu sorunlar genellikle devam eder. Bu durum meslekî yönelimleri sınırlayabilir. Anksiyete bozukluğu, antisosyal davranışlar gibi sorunlar ileri dönemde tabloya eklenebilir.

18 tedavi Tedavide konuşma eğitimi esastır. Okul öncesi çocuklarda hem toplumsal iletişime hem de erken dönem ön okuma becerilerine ağırlık verilir. Akademik ve toplumsal açıdan özel eğitim desteğinin de tedavideki yeri önemlidir. Kullanılan kelimeleri ve cümle yapısının basitleştirilmesi denenebilir. Konuşurken eylem içeren fiillerin sık tekrar edilmesi anlama yeteneğini güçlendirebilir

19 afazi Afazi, önceden konuşması normal olarak ortaya çıkan kişilerde geçirilmiş beyin hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan bir dil bozukluğu olup, sadece konuşmayı etkilemez. Aynı zamanda anlama, okuma ve yazmayı da etkiler. Ve diğer konuşma bozukluklarından bu farkı nedeniyle, afazilerde sadece konuşma rehabilitasyonu yapmak yeterli değildir. Merkezimizde anlama, okuma ve yazmayı da geliştirici özel yöntemler uygulanır.

20 TANI PROTOKOLÜ Nöropsikiyatrik İnceleme
Görüntüleme yöntemleri (Beyin tomografisi ve MR) Bilgisayarlı EEG / Beyin haritalaması Schuhfried Tanı Testleri (Nöropsikolojik tarama) Kişilik Analizi

21 TEDAVİ PROTOKOLÜ Nöropsikiyatrik Tedavi Konuşma Terapisi
Aile Danışmanlığı Okul Danışmanlığı

22 FONOLOJİK/ARTİKÜLASYON BOZUKLUĞU

23 Fonolojik Bozukluk Fonolojik bozukluğun temel özelliği kişinin yaşına, lehçesine ve gelişim dönemine uygun olarak konuşmasında beklenen düzgünlüğün ve ses uyumunun olmamasıdır.(A tanı ölçütünün).Sesin uyumsuz çıkması ve kullanımı,yanlış vurgulama ve seçmeler ya da düzenlemelerdeki bozukluklar şeklinde(/k/ sesi kullanacakken/t/sesinin kullanılması)olabilir.

24 Ayrıca bazı atlamalar(örn. sondaki sessiz harflerin)yapılabilir
Ayrıca bazı atlamalar(örn.sondaki sessiz harflerin)yapılabilir.Konuşma sesleri çıkartma ile ilgili zorluklar okul başarısını mesleki başarıyı ya da toplumsal iletişimi engeller (B tanı ölçütü).

25 Eşlik Eden Özellikler;
İşitme Bozukluğu Ağız olmak üzere konuşma düzeneklerindeki yapısal bozukluklar(yarık damak) Nörolojik durumlar(serebral palsi vb.) Bilişsel sınırlamalar(örn.Mental Retardasyon) Psikolojik Sorunlar

26 Özgül Kültürel Özellikler ve Cinsiyete Bağlı Özellikler
İletişsel becerilerin gelişimi değerlendirirken kişinin içinde bulunduğu kültür ve dil yapısı,özellikle iki dilin geçerli olduğu ortamlarda büyüyenlerde dikkate alınmalıdır.Erkeklerde görülür.

27 Prevalans Çoğunlukla ilkokul çağı(1-2-3 sınıflar) çocuklarında görülmektedir. 6 ve 7 yaşındakilerin yaklaşık %2-3’ünde orta dereceden ağır dereceye kadar olan fonolojik bozukluk vardır. Hafif derecedeki sıklık daha yüksektir. 17 yaşından sonra %0.5’e düşer.

28 A)Fonolojik Bozukluk Türleri
1)Sesin düşürülmesi yada atlanması 2)Ses eklenmesi 3)Sesin değiştirilmesi 4)Sesin bozulması

29 1)Sesin Düşürülmesi yada Atlanması
Bir sözcüğü oluşturan seslerin tümü çıkarılmadan sözcüğün söylenmeye çalışılması durumunda ortaya çıkar. Sözcük sanki ,o sözcükte o ses yokmuş gibi söylenir. Saat-sat Araba-arba Hayvan-ayvan Kapı-apı

30 2)Ses Eklenmesi Çocukların bir kısmı bazı sözcükleri aslında o sözcükte olmayan başka sesleri ekleyerek söylerler.Genellikle birbiri ardına gelen iki ünsüzün arasına bir ünlü ekleyerek söylemeye çalışırlar.(Ancak bazı sesler de eklenebilir.)Bu sözcük başı,ortası yada sonunda olabilir. Recep-irecep Psikoloji-pisikoloji Spor-sipor Örneğin;

31 3)Sesin Değiştirilmesi
Sözcük içinde çıkarılması güç gelen bir sesin kolay gelen bir sesle değiştirilmesidir. Değişmeler bazen sözcüğün başındaki seste,bazen de ortasındaki seslerde olur. Para-paya Kamyon-kaymon Takvim-taklim Köprü-körpü Yüzük-Yüsük Toprak-torpak

32 4)Sesin Bozulması Burada sözcük oluşturulurken esas çıkarılması gereken ses,olduğundan başka ses çıkarılarak konuşulur.Bu da konuşmayı engelli hale getirir. Gelir-gelix-geliy yada gelüm(x yöresel çıkarılan bir sestir) Karagöz -Kağagöz

33 Engelin ağırlığı Fonolojik bozukluğu bireyden bireye,zamandan zamana,durumdan duruma değişiklik gösterir. 1)Eğer çocuğun fonolojik bozukluğu onun konuşmasını anlaşılmaz hale getiriyor,etrafın dikkatini çekiyorsa bozukluk ağır demektir.

34 2)Konuşma içinde geçen sesler ne kadar çok artikülasyon bozukluğu halinde kullanılırsa durumun ağırlığı o derece atar. 3)Yaş…Küçük yaşta hoşa giden ses değiştirme yaş ilerledikçe dikkati çeker hale gelir.

35 Fonolojik bozukluğun nedenleri;
1-Yapısal (organik)nedenler: Dudak yarıklığı Dişlerin noksanlığı,düzensiz oluşu Çene yapısı Dilin yapısı Damak yapısı

36 2-İşlevsel nedenler: İşitme engeli Zeka geriliği Yanlış öğrenme Konuşma şevkinin kırılması,konuşmanın engellenmesi,konuşturmayı pekiştirme Duygusal çatışma

37 Engelin Düzeltilmesi TANILAMA(TEŞHİS) SAĞALTIM

38 TANILAMA Tanılamada eklemleme özürü olan çocuğun hangi seslerde ve daha önce belirtilen (düşürme,ekleme,değiştirme,bozma) eklemleme özürü türlerinden hangisinden güçlüğü olduğuna karar verebilmek gerekir.Öte yandan eklemesi bozuk olan seslerin sözcük içindeki yerini,yani,sözcüğün başında,ortasında yada sonunda mı olduğunu saptamak gerekir.Ayrıca eklemleme bozukluğunun ağırlık derecesinin de ortaya çıkarılması gerekir.

39 Eklemleme bozukluğunun belirtileri çoğunlukla ses dalgalarına dayalı olduğundan tanılamada çocuğun konuşması,o konuşurken uzmanın dikkatle dinleyerek hangi sesleri özürlü çıkardığını saptamak gerekir. Saptamanın daha doğru,eksiksiz,ayrıntılı ve dizgeli biçimde yerine getirilmesi için eklemleme diye adlandırılan testler kullanılmaktadır.

40 Çocuk okuma biliyorsa genellikle okumaya dayalı testler uygulanır;
“Tümce Eklemleme” Okuma bilmeyenler için ; “Resimli Testler” “Nesneli Testler” “Sorulu Testler” UYGULANIR.

41 Sözlü-Nesneli Eklemleme Testleri
Bu tür testler okuma bilmeyen,görmesi mümkün olmayan,görmesi özürlü olan öğrencilere uygulanır.Böylesi bir testin hazırlanması ve uygulanması için belli bazı nesnelerin önceden sağlanması gerekir. Bunlar:gazoz kapağı,küçük lastik top,oyuncak bebek…Bu eşyalar test uygulanırken denek’e verilebilecek bir düzende bulundurulmalıdır.Testçinin bunlara elinin ve gözünün alışması iyi olur.Denek’e ne yapılacağı onun anlayabileceği bir dille açıklanır

42 Resimli Eklemleme Testleri
Bu tür testler okuma bilmeyen fakat görme güçleri normal olanlar için kullanılır.Her ses için bir sayfada birkaç resim bulunur.Resimlerden biri sesin sözcük başında,biri ortada,diğeri sonda kullanılışıyla ilgilidir.Resimler tek tek çocuğa gösterilir ve sorulur:Bu ne?Çocuk resimlerin ne olduğunu söylerken istenilen sesleri çıkarışında ekleme bozukluğu olup olmadığına dikkat edilir.

43 Yazılı Ekleme Bozukluğu
Yazılı eklemleme testleri paragraf yada tümce halinde düzenlenebilmektedir.Hangisinde olursa olsun dikkat edilecek olan husus seçilen sözcüklerin konuşma dilimizin seslerinin tümünü içermesi ve sözcük başı,sonu,ortası ve sonunda kullanılışını ortaya çıkarmaya olanak vermesidir.

44 Eklemleme testleri uygulanırken,diğer test uygulamalarında olduğu gibi,yer gürültüden uzak,çocuğun dikkatini dağıtacak başka uyaranlar olmayan,çocuğun rahat edebileceği biçimde olmalıdır.Testin uygulanmasına geçilmeden önce çocuğun testçiye alışmış olması da önemlidir

45 Nedeni Bulma Sağaltım için eklemleme bozukluğunun türü,derecesi gibi bilgiler kuşkusuz önemlidir.Sağaltım için,bozukluğun nedeni yada nedenlerinin bilinmesi de önemlidir. Nedenlerin bir kısmı özürü yaratır,bir kısmı özürü sürdürür.Bunlar bilinip,ortadan kaldırılmadıkça ya da etkisi azaltılmadıkça sağaltım çalışması pek verimli olmaz.

46 Yapısal bozuklukların muayenesi:
Dudakların yapısı Dilin yapısı Damak yapısı(yüksek ya da alçak olması gibi) Çenelerin üst üste gelip gelmemesi

47 Zihin gücü yoklaması: Çocuğun zihin düzeyi tanı,kestirim ve sağaltım için bilinmesinde yarar olan bir özellik taşır.Olanaklar elverdiğinde çocuğu klinik ya da rehberlik merkezlerinde zihin yoklamasından geçirmelidir.

48 Ekleme olgularında çocukta algı bozukluğu olup olmadığı iki ayrı yolla ortaya çıkarılabilir.Bunlardan biri ses belleği diğeri seçil(fonetik) ayırım gücüdür. Ses belleği Sesçil(fonetik)ayırım gücü

49 SAĞALTIM ETKİNLİKLERİ VE AŞAMALARI
Eklemleme bozukluklarının düzeltilmesinde yapılacak çalışmalar 5 ayrı kısımda açıklanabilir.Bunlar:Nedenlerin ortadan kaldırılması;özürün farkına vardırılması;özürlü seslerin düzeltilmesi;düzeltilen sesin konuşmada kullanılır hale getirilmesi;sağaltımın sona erdirilmesi ve bireyin izlenmesidir.

50 ÖZÜRLÜ SESLEİN DÜZELTİLMESİ
Nedenlerinin ortadan kaldırılması Özürün farkına vardırma Özürlü seslerin düzeltilmesi Soyutlama Uyarım Benzetişim Ayırdetme Düzeltilen sesin konuşmada kullanılır hale getirilmesi Sağaltımın sona erdirilmesi ve izleme

51 Nedenlerin ortadan kaldırılması:
Eklemleme bozukluğu olan çocuğun incelenmesi ve tanılama sırasında elde edilen bilgiler özürün olasılı nedenlerini ortaya çıkarır.Çocuğun özürü belirli bir neden ya da nedenlere bağlı olarak gelişmiş ya da gelişmekteyse alınması gereken önlemlerin başında bu nedenleri ortadan kaldırmak ya da etkisini azaltmak gelmektedir.

52 Özürün farkına vardırma:
Birey konuşurken çoğunlukla kendi konuşmasından çok kendi düşündüğünü dinler.Bu bakımdan kişi konuşurken konuşmasında özür olup olmadığının farkında olmaz.Eklemleme bozukluğu olan çocuk hangi sesleri ne kadar çıkardığını bilmeli ve istekli hale getirilmelidir.

53 Özürlü seslerin düzeltilmesi:
Özürün farkına vardırılması için yapılan çalışmalar sırasında çocukların bazıları özürlerini düzeltebilirler.Düzeltemeyen de olacaktır.Bu gibiler için daha ileri çalışmalar gerekir.

54 Soyutlama: Belirli bir sesin sözcük içinden kaybolmasını önlemektir.Ses sözcüğün içinde kaybolduğu sürece,o sesi ayrı ve duru olarak duymak güçtür.Soyutlama yöntemiyle çocuğa bunu sağlamak,ele alınan sesin belli sözcüklerin içinde var olduğunu farkettirmek gerekir.

55 Uyarım: Çocuğu doğru seslerle bombardıman etmek için yapılan bir çalışmadır.Çocuk sözcük içinde belli bir sesi ayırabilir hale geldikten sonra,kulağını o sesin çıkarılışıyla doldurmalıdır.

56 Benzetişim: Doğru ve hatalı seslerin özelliklerini yakalayabilmek için yapılan çalışmadır.Çocuk kendi konuşmasında geçen özürlü sesleri ayırdedebilmesi için doğru ile yanlış olanı birbirinden iyice ayırabilmelidir.Kesin sonuç elde etmek için çocuğa sesleri özelliklerine dikkat ederek tanıtmalıdır.Çocuk bu özelliklere dayanarak sesi benzetebilmelidir.

57 Ayırdetme: Doğru ve hatalı sesleri birbirleriyle kıyaslama için yapılan çalışmadır.Daha önce değinilen çalışmalar gereği gibi yeterince yapılmışsa işitme eğitiminin bu son aşaması hiçte güç olmaz.Bu aşamadaki çalışmalarla çocuk normal konuşma içindeki doğru ve hatalı sesleri ayırdedebilir hale gelir.Bu konudaki çalışmalar genellikle seçme,eşleştirme ve işaretleme biçiminde yapılmaktadır

58 Düzeltilen sesin konuşmada kullanılır hale getirilmesi:
Eğer bundan önce sözü edilen aşamadaki çalışmalar başarılı olmuşsa,yeni sesin pekiştirilmesinden sonra bu sesin sözcük içinde kullanılması kolay olur.Hatta,çoğunlukla çocuk buna kendiliğinden girişir.Uzman şunu daima hatırlamalıdır.Çocuk sağaltımdan önce,hatalı sesi,sözcük ve konuşma içinde binlerce kez yanlış olarak kullanmıştır.Bu kadar çok yerleşmiş olan yanlışlığın birden düzelmesi beklenemez.Bu bakımdan düzeltilen sesin konuşmada kullanılır hale getirilmesi dizgeli ve özenli bir çalışmayı gerektirir

59 Sağaltımın sona erdirilmesi ve izleme:
Bu daha çok ayrı klinik ya da merkezlerde sağaltıma alınan çocuklarla yapılan çalışmalar için söz konusudur. Bu dönemde yapılacak çalışmalar daha çok giderek çocuğa kendini yönetmeye yönelik olmalıdır.Bunun yapılmasında önce uzmanın etkinliği azaltılır.Onun yerine öğretmen ve ana babanın etkinliği çoğalır.Uzman bir yandan çocuğu bu duruma hazırlarken öte yandan öğretmen ve ana babanın işe katılımını artırıcı etkinlikler planlar.

60 Ayırıcı Tanı Konuşma bozuklukları Mental Retardasyon,
bir işitme bozukluğu ya da başka bir duyusal bozukluk ile Konuşmayla ilgili-motor bir bozukluk ya da ağır çevre yoksunluğu ile birlikte olabilirler.

61 Konuşma bozuklukları anılan bozukluklarda görülen konuşma bozukluklarına göre çok daha fazla ise Fonolojik Bozukluk tanısı da eklenebilir.Konuşma ritmi ya da sesle sınırlı kalmış sorunlar Fonolojik Bozukluğun bir parçası olarak değerlendirilemez ve Kekeleme ya da Başka Türlü Adlandırılamayan İletişim Bozukluğu olarak ele alınır.Konuşma bozukluğunun çevre yoksunluğuna bağlı olduğu çocuklarda çevre sorunları düzeltildikten sonra hızlı bir düzelme görülebilir.

62 Fonolojik Bozukluğa Sahip Çocukların Yaşadığı Problemler
Bu çocuklarda en sık ortaya çıkan problem bu konuşma yapılarından dolayı çevresinden gördükleri tepkilerdir. Yaşıtları tarafından alay edilebilen bu çocuklarda benlik yapısında problemler ortaya çıkabilir.. Çocuk konuşma sorunundan dolayı çok fazla sosyal ortamlara girmek istemez , kendini toplum içerisinde ifade etmekten çekinir , bildiği halde derste kalkıp soruları cevaplamak istemez , depresyon gelişebilir , arkadaş ilişkilerinde zorluklar yaşayabilir , kendine olan özgüveninde azalma olabilir.

63 Sınıf Öğretmenine Düşen Görevler
Çocuk sağaltıma devam ediyorsa Çocuk sağaltıma devam etmiyorsa

64 Çocuk sağaltıma devam ediyorsa;
Çocuk bir kurum ya da bu konuda yetişmiş bir uzman tarafından sağaltıma alınmışsa sınıf öğretmenin yardımı iki ayrı konuda olacaktır.Birinci yardım çocuğa ilişkin gerekli bilgileri toplamak ve ilgililere sunmaktır.Çocuğun tüm özellikleri kadar konuşma durumuna ilişkin en güvenilir bilgiler sınıf öğretmeni tarafından toplanır.Uzmanlar bunu bildiklerinden sınıf öğretmenlerinden bu konuda bilgi isterler.

65 Sınıf öğretmeninin diğer yardım alanı,sağaltım süresince çocuğa verilecek ödevlerin yerine getirilmesinde,sınıfta gerekli kolaylığın sağlanmasıdır. Uzmanla işbirliği yaparak onun önerilerini yerine getirmek ve uygulamaların sonucunda uzmanı haberdar etmek sınıf öğretmeninin en çok yardım alabileceği konulardan biridir

66 Konuşması için sınıfta rahat bir ortam oluşturmak,
Çocukla candan,samimi ilgilenmek, Başarılı olduğu işlerle kendini sınıfa kabul ettirmesine yardımcı olmak, Konuşmaya yönelik ödevler vermek,,,

67 Çocuk sağaltıma devam etmiyorsa;
Bugün için konuşma özürü sağaltımında ve tüm öğrencileri sağaltıma alabilecek bir olanak yoktur.Bunlardan okul çağında olanlar çoğunlukla sınıflara bu özürleriyle devam etmektedirler.Sınıflarda eklemleme bozukluğu olan çocuklar tamamen sınıf öğretmenlerinin anlayışına,yeterlik ve çabalarına kalmış durumdadır.Fakat bu hiçbir zaman sınıf öğretmeni konuşma özürü uzmanın yerini tutar demek değildir.Sadece sınıf öğretmenlerinin bir takım harcamaları ve bu konuya katkıları istenmekte ve beklenmektedir.

68 Anne Babaya Düşen Görevler
Çocuğun günlük yaşamının uzun bir kısmı evde,aile içinde geçeceğinden özürün farkına varılması büyük bir olasılıkla aile bireylerince olacaktır.Ufak bir dil sürçmesini eklemleme bozukluğu diye damgalayıp kendileri ve çocuk için kaygı verici bir hava yaratmaktan sakınmalıdır.Sık ve sürekli bozukluk olduğunda çevreden uzman yardımı aramalıdır.

69 Uzman yardımı arandığında ana babanın istenen bilgileri yansız ve samimi olarak dile getirmelerinde yarar vardır.Uzmanlara verilen yanlış bilgiler onları da yanıltacaktır.Bundan da en çok çocuk ve dolayısıyla aile zarar görecektir.

70 Uzman ve sınıf öğretmeniyle işbirliğini iyi ve aksatmadan sürdürmenin çaresini aramalı ve gereken çabayı göstermelidir.Uzman ve sınıf öğretmeninin önerilerini evde uygulamak,çocukta görülen değişme ve gelişmeleri onlara gecikmeden iletmenin yararlı olacağını unutmamalıdır.

71 KEKEMELİK Tanı ölçütleri
A- Aşağıdakilerin birinin ya da birden fazlasının sık ortaya çıkması ile belirli, konuşmanın olağan akıcılığında ve zamanlama örüntüsünde kişinin yaşı için uygun olmayan bir bozukluk olması

72 Ses, hece veya tek heceli sözcük yinelemeleri Tekrarlanan birden fazla sözcük olabilir. Tek sözcük, hece ,ses olabilir. Bazen ses ve heceyi ayırdetmek zor olabilir.(P-p….peki, ol-ol...olmaz, ben de- ben de –ben de geleceğim gibi) Bunlar hep ilk hece ilk ses ilk sözcüktür.Genellikle sözcük ve daha uzun ifade tekrarlanıyorsa tehlike az, ses ve hece tekrarlanıyorsa tehlike var demektir.Bu da daha yerleşik bir kekemeliktir. Sesleri uzatma Örneğin ünlülerin hepsi ve ünsüzlerin bir kısmı uzatılır.( fffff….fare, aaaa….aldım) Ünlemlemeler Düzensiz solunum ve kararsız konuşmaya bağlı olarak sözcüklerde alışılmadık vurgulamaların ortaya çıkmasıdır. Sözcüklerin parçalanması ( sözcük içinde ara verme ) Duyulabilir veya sessiz bloklar Gereğinden fazla duraklamak, uygunsuz yerde duraklamalar, sözcük başında bazen de sözcük arasında olabiliyor.(Vurgulu heceden sonra duraklama olabiliyor.) Dolambaçlı yoldan konuşma ( bazı sözcüklerden kaçınma ) Sözcükleri aşırı fiziksel gerginlikle söyleme

73 B- Bu semptomların süresi de çok önemlidir
B- Bu semptomların süresi de çok önemlidir. Yüz sözcük veya yüz cümle alınıp kaç defa takılmış, kaç engel olmuş ve bunların her birinin süresi toplanıp ortalamaları alınır.Kekelemenin ortalama süresi aşağı yukarı 1 saniyedir.(orta derecede kekeleyen) C- Kullandığı sözcük ya da hecenin kaçta kaçında kekelediği önemlidir. Ortalama olarak kullandıkları sözcüklerin %10 unda, hecelerin % 15 inde kekelerler. Bu durumdan duruma değişir. En hafifi %5, en ağırı %25-%75 tir

74 D- Hangi sözcüklerde hangi seslerde kekeliyor, belli bir düzeni var mı
D- Hangi sözcüklerde hangi seslerde kekeliyor, belli bir düzeni var mı? Buradaki amaç tutarlılık kavramının belirlenmesidir. Aynı paragrafı tekrar tekrar okutunca aynı seslerde, hecelerde, sözcüklerde kekemelik olup olmadığı belirlenir. % 65 - % 70 tutarlılık vardır, genelde aynı sözcüklerde kekelerler. Belli ses korkuları belli hece korkuları var mı? E- Kekemelerin bir takım fizyolojik semptomlarının heyecan ve egzersiz sonucunda ortaya çıktığı görülmüştür. Hızlı kalp atışı, fazla adrenalin salgılanması, artan refleksler, kan dağıtımında değişiklik, beyin dalgalarında değişiklik. Konuşma organlarıyla ilgili fizyolojik semptomlara baktığımızda yanlış soluma, nefes alırken konuşmaya çalışma, larinks kaslarında aşırı hareketli ve telaşlı durum ve koordinasyon bozukluğu görülebilir.

75 F- Akıcılıktaki bozulmalar akademik / mesleki başarıyı ya da toplumsal iletişimi bozar.
G- Konuşmayla ilgili motor ya da duyusal bir bozukluk varsa bile konuşma zorlukları genellikle bunlara eşlik edenlerden çok daha fazladır.

76 Prevalansı ve Niteliği
- Kekemeliğin ergenlik çağı öncesi çocuklarda sıklığı % 1’dir ve ergenlikte %’0,8 e düşer. - Erkeklerde görülme olasılığı kızlara oranla yaklaşık 3 kat daha fazladır. - Genellikle çok hafif belirtilerle başlar. Uzun sözcükler ya da uzun cümlelerin ilk sözcükleri tekrarlanmaya başlanır. Aylar içinde dönemler halinde ortaya çıkan, dikkat edilmeyen konuşma akımı bozuklukları kalıcı bir sorun haline gelir. Bazen de birdenbire ortaya çıkabilir. - Genellikle 2-7 yaş arasında başlar. Bu dönemde çocuğun düşünme hızı, sözcükleri çıkarabilme hızından fazladır, Bu yüzden çocukta geçici bir kekemelik görülebilir.

77 - Kekemelik davranışları çok değişken olabilir
- Kekemelik davranışları çok değişken olabilir. Bazen şiddeti artarken bazen hiç görülmez, veya şiddeti azalır. Bu değişimler kişinin kekemelik derecesine ve yaşam havasına bağlıdır. - Kekemelik uygarlıktan etkilenen bir bozukluktur ve oranı topluma, kültüre hatta aynı toplumun içinde sosyoekonomik düzeye göre değişir .Davranış standartlarının yüksek olduğu toplumlarda daha sık görülür.

78 Ayırıcı Tanı 2-6 yaş arasındaki çocuklar genellikle sözcük ve cümleleri tekrarlarlar. Konuşmalarında ‘ımm, şeyy, eee…’ sıkça kullanılır.Bu normal ‘akıcı olmayan konuşma’ olarak adlandırılır.Küçük çocuklarda sıklıkla ortaya çıkan bu olağan aksaklıklar kekemelikten ayırt edilmelidir. Bu aksaklıklar tüm sözcüğün ya da cümlenin tekrarlanması , tamamlanmamış cümleler, ünlemlemeler, tamamlanamayan ara vermeler ve ek bilgi ( parantez ) vurgulamalarını içerir. İşitme bozukluğu ya da diğer bir duygusal bozukluğu olan ya da konuşmayla ilgili motor bozukluğu olan bireylerde konuşma bozukluğu olabilir. Bu durumda konuşma zorlukları genellikle bunlara eşlik edenlerden çok daha fazla ise ek olarak kekeleme tanısı konulabilir.

79 Kekemelik sözcüklerde, seslerin istem dışı kesilmesi, tekrarlanması ve uzatılması olarak tanımlanmaktadır. Ancak bu tür bir tanımlamanın kekemeliği normal konuşma duraklamalarından, tutukluklarından ayırt edemediği görülmektedir. Zaman zaman her konuşmada duraklamalar tekrar ve uzatmalara rastlanılsa da bunlar , konuşmacı ve dinleyici tarafından algılanmaz. Burada kişinin konuşmalarının örüntüsüne bakmamız gerekmektedir. Öncelikle, kişi tam olarak hangi sözcüğü kullanmak istediğini bilir, ancak söylemek istediklerini o anda söyleyemez. O sözcük yerine başka bir şey veya aynı sözcüğü başka bir zaman akıcı olarak söyleyebilir. Aynı zamanda kekeleyen kişi blok anlarını veya kekeleyeceği anı önceden bilebilir, kekeleyeceği sözcüğe yaklaştığında kaygı ile zorlanma beklentisi yaşayabilir.

80 KEKEMELİĞİN SEBEPLERİ
Nörolojik faktörler Solunum bozukluğu Kalıtsal etmenler Psikolojik sebepler: Travmatik yaşantılar ve korkular - yangın, deprem gibi olaylar - tüp patlaması, bina çökmesi gibi olaylar - trafik kazaları - hastalık ve ameliyatlar - bir kavgaya tanık olma - hayvandan korkma - sesle korkutulma

81 Aile içi sorunlar - evdeki kavgalar ve huzursuzluklar - çocuğa uygulanan şiddet - anne-baba arasındaki şiddet Kayıp ve ayrılık - ölüm nedeniyle bir yakının kaybı - boşanma nedeniyle anne-babadan ayrılma - beklenmedik seyahatler nedeniyle ayrılık - evcil hayvanın ölümü veya hayvandan ayrılma

82 Hatalı anne-baba tutumları - baskıcı, aşırı disiplinli aile tutumları - aşırı koruyucu aile tutumları - alaycı, aşağılayıcı aile tutumları Psikolojik kökenli kekemeliklerin bir kısmı geçicidir, büyük bir çoğunluğu ergenlik dönemine kadar devam eder, bir kısmı ise 20 yaşlarından sonra azalır ancak dönem dönem yeniden ortaya çıkar. Çocukluk döneminden sonra devam eden kekemelikler stres, kaygı ve heyecan nedeniyle zaman zaman artabilir. Çocuklarda da, kekemelik sürekli olmayabilir; kaygı ve heyecanla zaman zaman artabilir, bazen kısa sürelerle de olsa tamamen ortadan kalkabilir.

83 Yabancıların bulunduğu kalabalık ortamlar,bir otorite konumundaki kişinin karşısında,
-telefona yanıt vermek, -birinden bir şey istemek, - beklenmedik bir durumla hazırlıksız bir şekilde karşılaşma gibi hallerde belirginleşmektedir.

84 TEDAVİ Kekemelik tedavisinde belirlenen genel amaçlar şöyle sıralanabilir 1) Bireyin genel güvenini ve moralini geliştirmek   2)   Durumsal ve sessel kaygısını azaltmak   3)   Kekemeliği pekiştirici etkileri azaltmak   4)   Konuşmanın mevcut akıcılığını geliştirmek

85 tedavi Özrünü tanıtma Kendini tanımasına ve anlamasına yardım etme
Kekemeliği oluşturan, sürdüren, ağırlaştıran etmenleri ortadan kaldırma Solunum çalışmaları Oyun terapisi

86 Teşekkürler…


"İLETİŞİM BOZUKLUKLARI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları