Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
AİLE, EVLİLİK, AKRABALIK VE HANE
Hazırlayan Tuba YAZICIOĞLU
2
EVLİLİK VE TÜRLERİ Giddens, evliliği şu şekilde tanımlamaktadır. “Evlilik, iki yetişkin insan arasındaki, toplum tarafından tanınan ve onaylanan bir cinsel birlik olarak tanımlanabilir” (Gidddens, 2000: 148).
3
Evlilik Türleri 1. Oturulan Yere Göre:
a. Matrilokal: Erkeğin kadının ailesinin evinde oturması (iç güveyliği), b. Patrilokal: Kadının erkeğin ailesinin evinde oturması, c. Neolokal: Kadın ve erkeğin ailelerinden ayrılarak ayrı ev açmalarıdır. 2. Eş Sayısına Göre: a . Monogami: Tek eşle evlilik, b. Poligami: Çok eşle evlilik. Çok eşlilik de kendi içinde ikiye ayrılır: 1. Poliandri: Bir kadının aynı anda birden fazla erkekle evlenmesi, 2. Polijini: Bir erkeğin aynı anda birden fazla kadınla evlenmesi.
4
3. Eşin Seçildiği Gruba Göre: a. Endogami: Akraba arası evlilik,
b. Ekzogami: Akraba dışı evliliklerdir. 4. Otorite ilişkilerine Göre: a. Patriyarki (patriarchy) b. Matriyarki (matriarchy) 5. Soy ve Secere İlişkilerine Göre: a. Patriliniyal (patrilineal) b. Matriliniyal (matrilineal) c. Bilateral Kaynak: (Lundberg, 1970; aktaran Bağlı ve Sezen, 2005: 12.) ve (Özkalp, 2009: )
5
AKRABALIK VE DAYANIŞMA
Akrabalık, evlilik yoluyla veya kan bağıyla (soy bağı) oluşan insan ilişkilerine verilen addır. Akrabalık insan toplumlarının temel düzenleyici kurumlarından biridir. Akrabalık hem sosyologların hem de sosyal antropologların analiz ettikleri bir yapıdır.
6
Akrabalık sistemi; • Birey ve gruplar arasındaki ilişkilere, • Anne-baba ve çocuklar arasındaki ilişkilere, • Kardeşler arasındaki ilişkilere, • Evli eşler arasındaki, biyolojik ilişkilere dayanmaktadır.
7
Akrabalık kurumu; • Anne, baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri, • Büyükanneler, büyükbabalar ve torunlar arasındaki ilişkileri, • Kuşaklar arası siyasi ilişkileri, • Evlilik biçimlerini (yasak ve izinleri), • Oturma yerini, • İnsanların birbirlerine hitap biçimlerini, • Miras biçimlerini belirler.
8
HANE VE HANE ÇALIŞMA STRATEJİLERİ
Hane aynı evde, aynı çatı altında veya yaşama mekânında oturan, hep birlikte düzenli olarak yemek yiyen (“ortak tencereyle”) ve gelirlerini paylaşan insanlar için kullanılan bir kavramdır. Bu tanım çerçevesinde Marshall (1999, s.292) hanenin çoğunlukla, çekirdek aileden, geniş aileden veya birbirleriyle ilgisi olmayan gruptan oluştuğunu belirtmektedir.
9
Birlikte Yaşama EVLİLİKLERDE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
Birlikte yaşama, bir çiftin evli olmadan cinsel bir içinde birlikte yaşaması olarak tanımlamaktadır. Birlikte yaşamak bir “deneme evliliği” olarak görülmektedir. Evlilik öncesi deneme aşaması olarak isimlendirilen birlikte yaşama, hesaplı ve planlı bir şekilde gerçekleşmez.
10
Aileye yönelik yapılan eleştiriler farklı yaşam modellerinin oluşmasına neden olmuştur. Giddens 19. yüzyılda birçok düşünürün aileye karşı ortak ve/veya komün yaşam tarzlarını önerdiğini belirtmektedir. Aileye karşı geliştirilen yeni komünal yaşam biçimleri de hayata geçirilmiştir. 19. yüzyılda Amerika’da New England’da hayata geçirilen Oneida Topluluğu ve İsrail’deki Kibbutz Topluluğunu komünal yaşam tarzlarına örnek olarak verebiliriz.
11
Eşcinsel Aileler Evliliğin hem geleneksel hem de modern tanımları eşcinsel birliktelikleri dışlamaktadır (Marshall, 1999: 223). Eşcinsel kavramı, aynı cinsten olan kişilerle cinsel birliktelik yaşayan veya aynı cinse eğilim duyan kişileri anlatmak için kullanılmaktadır. Erkek eşcinsellere “gay”, kadın eşcinsellere de“lezbiyen” denmektedir.
12
Boşanma Özkalp boşanmayı “taraflardan birinin veya her ikisinin kendi arzusu ile toplumda geçerli norm ve adetlere göre evlilik birliğini sona erdirmesi” olarak tanımlamaktadır (Özkalp, 2011: 141). Marshall ise boşanmayı, “hukuksal olarak kurulmuş bir evliliğin, yine resmi yasalar nezdinde ortadan kalkması” olarak tanımlamaktadır (1999: 79).
13
Abbott ve arkadaşları boşanma eğilimin artmasını genel olarak şöyle açıklanmaktadır:
• Boşanmanın geçmişe göre yasal olarak kolaylaşması. • Bireyselci ideolojinin yaygınlaşması. Diğer bir deyişle kadınlar ve erkekler artık daha fazla kendi yaşamları üzerinde söz sahibi olmak istiyor ve kendi yaşamlarını kendileri kontrol etmek istiyor. • Romantik aşk ideolojisi hem kadının hem de erkeğin beklentilerini yükseltmekte ve evlilikle beraber cinsel ve sevgiye dayalı tutkunun bitmesi boşanmayla sonuçlanmaktadır. • Boşanma toplumsal olarak daha kabul edilebilir hale gelmiştir. • Günümüzde evliliklerin, özelikle de çocuk sahibi kadın ve erkeğin dışarıda çalıştığı hanelerde; çok daha stresli hale geldiği belirtilmektedir. Stres ve çatışma evli çiftlerin boşanmasıyla sonuçlanabilmektedir. • Kadınların gelir getiren işlerde çalışması ve maddi açıdan bağımsızlaşması da boşanmaları kolaylaştırmaktadır (Abbott vd., 2005: ).
14
Tek Ebeveynli Aileler/Haneler
Bu ailelerin sayısındaki artışın nedenleri ise şunlardır: • Boşanma veya ayrılma • Evlilik dışı doğumlar • Kadının kocasının ölmesi
15
Bekâr Kalma
16
Peter Stein (1980, aktaran Giddens, 2000: 177) yaşı yirmi beş ile kırk beş yaş arasında olan altmış bekâr insanla yaptığı araştırmanın sonuçları bekâr kalma algısını ortaya koyması açısından önemlidir. Bu araştırmaya göre görüşülen kişiler; • Bekâr olmanın kariyer için önemli bir fırsat ve yararlı olduğu; • Bekâr olmanın çeşitli cinsel deneyimlere fırsat verdiğini, • Bekâr olmanın özgürlük ve özerklik olduğunu düşünmektedirler.
17
Toplumda bekâr sayısının artmasının nedenleri şöyle açıklanmaktadır: Birincisi insanlar erken yaşta evlenmek yerine daha geç evlenmeyi tercih etmektedir. Boşanma oranlarının artması toplumda bekârlarının sayısın artmasını sağlayan diğer bir faktördür. Bunun yanı sıra eşleri ölen yaşlı nüfus sayısın artması bekârların sayısını artırmaktadır.
18
AİLEYE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR
Hazırlayan Tuba YAZICIOĞLU
19
Aile, toplumun da bir parçasıdır ve doğal olarak toplumun sosyal yapısına, değerlerine ve normlarına bağlıdır. Dolayısıyla aile toplumsal yapının bir sonucudur yani bir anlamda toplumun yansımasıdır.
20
Temel İhtiyaçlarımız:
1- Fizyolojik İhtiyaçlar: Yeme, içme, barınma, yaşamı sürdürme gibi ihtiyaçlarımızdır. 2-Güvenlik ihtiyaçları: tehlikelerden korunma, hastalık, yaşlılık gibi hallerde geleceği garantiye almak gibi ihtiyaçlarımız. 3- Ait olma ve sevgi ihtiyaçları: Bir gruba ait olma. kendi kendine anlama, sevgi, şefkat, gibi ihtiyaçlarımızdır. 4-Değer İhtiyaçları: Prestij, başarı, saygı gösterme gibi ihtiyaçlarımızdır. 5-Kendini gerçekleştirme ihtiyaçları: Yapma tamamlama arzusu, kişisel tatmin, kişisel başarı, bilimsel buluşlar yapma ihtiyaçlarımızdır.
21
Ailenin pek çok değişik tanımı bulunmaktadır
Ailenin pek çok değişik tanımı bulunmaktadır. Tanımların bazılarında ailenin sosyalleştirme fonksiyonu daha ağırlıklı iken, bazılarında cinsellik ve üreme işlevine ağırlık verilmektedir. Çeşitli açılardan aile tanımlarını inceleyecek olursak: 1967 yılında Birleşmiş Milletler ele aldığı tanımla aile özellikle sayım ve araştırmalarda kullanılması için son derece geniş bir tanım önermiştir. Aile; kan, yasa ve evlilik yoluyla birbirlerine belirli derecelerde akrabalıkları bulunan hane halkı üyelerinden meydana gelmektedir.
22
Başka tanımlara göre aile; Aile; içinde insan türünün üretildiği, topluma hazırlanma sürecinin belli bir ülkede ilk ve etkili şekilde cereyan ettiği, cinsel ilişkilerin düzenlendiği eşler ve ana-babalarla çocuklar arasında içten, sıcak, güven verici ilişkilerin kurulduğu, yine içinde bulunduğu toplumsal düzene göre ekonomik etkinliklerin az ya da çok yer aldığı toplumsal bir kurumdur.
23
“Aile, üyelerin kendilerine ait görev ve sorumluklarını yerine getirmeleriyle daha geniş toplumsal çevreyle olan bağlantıları çok yönlü ve içerikli olarak düzenlemektedir”. Anayasanın 41. maddesinde “ailenin korunması” başlığı altında “Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri ailenin, ananın ve çocuğun korunması için gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”, ifadesi yer almaktadır. Görüldüğü üzere aile toplumun temeli olup ailenin korunması ve desteklemesi oldukça önemlidir.
24
Literatüre bakıldığında sosyologlar aileyi daha çok sosyal grup olarak ele almaktadır.
Macluer ve Page’ye göre aile; cinsel ilişkilerine dayalı, çocuk sahibi olma ve bu çocukları yetiştirme özellikleri gösteren bir gruptur. Winch de aileyi grup kategorisine sokmaktadır. Buna göre aile; kuşak ilişkilerine göre ana, baba ve çocuktan meydana gelen bir gruptur. Nimroff’a göre; karı-koca, çocuklardan veya sadece karı-kocadan kurulu az veya çok devamlılık gösteren bir birliktir. Summer ve Keller’e göre aile; en az iki neslin bir arada bulunduğu kan bağıyla karakterize edilen küçük bir sosyal örgüttür. Birsen Gökçe ise aileyi şu şekilde tanımlamaktadır: Aile; ana-baba ve çocuklar ve de tarafların kan akrabalarından meydana gelmiş (aile biçimine göre) ekonomik ve toplumsal bir birliktir.
25
DPT "Türk Aile Yapısı Özel İhtisas Komisyonu" tarafından verilen aile tanımına göre aile; kan bağlılığı, evlilik ve diğer yasal yollardan, aralarında akrabalık ilişkisi bulunan ve çoğunlukla aynı evde yaşayan bireylerden oluşan; birey cinsel, psikolojik, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılandığı, topluma uyum ve katılımlarının sağlandığı ve düzenlendiği temel bir toplumsal birimdir.
26
Aileyi anlayabilmek amacıyla ailenin temel özelliklerine de bakmak gerekir. Maclver ve Page “Society” adlı eserinde bu konuyu şu şekilde ele almıştır: * Aile evrenseldir; aile bütün sosyal ilişkiler içinde en fazla evrensellik özelliği göstermektedir. * Aile duygusal bir temel dayanır. * Aile kökeni organik bünyemizde olan karmaşık duygularımızla temellendiril-miştir. Bunlar; nesli devam ettirme isteği, annelik, arkadaşlık, ebeveynlik duygularıdır. * Aile şekillendirme özelliğine sahiptir. * Çocuğun kişilik yapısı aile içinde gelişir. Aile üyeleri bireyin hem organik hem de zihnî alışkanlıklar kazanmasını sağlar. Bireydeki sosyalleşme olayı aile içinde gerçekleştirildiğinden ve ailenin çocuk üzerindeki etkileri kişilik gelişiminin bir parçası olduğundan hayat boyu yetişkine arkadaşlık edecektir.
27
* Ailenin kapsamı sınırlıdır.
* Aile biyolojik koşullar çerçevesinde sınırlı bir büyüklüğe sahiptir. * Şekillenmiş sosyal yapıların en küçüğüdür. * Aile sosyal yapıda çekirdek özelliği taşır. * İlkel toplumlarda ve baba otoritesinin hâkim olduğu toplumlarda bütün sosyal yapı aile ünitelerinden oluşmuştur. Karmaşık, modern toplumlarda aile bu özelliğini kaybetmekle beraber yer yer sosyal sınıflar içinde birliğinin çekirdeklik özelliğini devam ettirme eğilimi de görülmektedir. * Aile üyelerinin sorumlulukları vardır. * Aile; üyelerinden diğer birliklerde görülmeyen devamlı ve çok sayıda isteklerde bulunur. Aile üyelerinden beklediği görev; yaşam boyu devam etmektedir.
28
* Aile sosyal kurallarla çevrilidir.
* Aile sosyal kuralların ve kanuni yasaların şekillendirdiği bir sosyal düzendir. Evlilik kurumu; kesin kurallarla belirlenmiş bir hukuki anlaşmadır. Eşlerin saptanmış olan bu kuralları değiştirmeye hakkı yoktur ve uymak zorundadır. * Aile sürekli ve aynı zamanda geçici bir doğaya sahiptir. * Aile kurum olarak devamlılık ve evrensellik özelliği gösterir. İki kişinin kurduğu bir birlik olarak toplumdaki diğer birlikler içinde en geçici ve değişken olanıdır.
29
AİLE TİPLERİ
30
1-BÜYÜK AİLE 2- KÜÇÜK AİLE
32
Ailenin işlevleri en genel anlamda:
-Ekonomik ihtiyaçları karşılamak, -Statü sağlamak, -Çocukların eğitimini planlamak, -Eğitim vermek, -Boş zaman faaliyetlerini gerçekleştirmek, -Aile üyelerinin birbirini koruması ve karşılıklı sevgi ortamı yaratmaktır.
33
Ailenin gelişimsel görevleri:
1. Fiziksel görevler (barınma, yiyecek, giyecek, tıbbi bakım sağlama). 2. Kaynakların dağılımını sağlama (ailenin ihtiyaç ve giderlerini karşılama, maddi ihtiyaçları karşılama, yer, otorite, duygu ve saygı sağlama). 3. İş dağılımı (kimin ne yapacağına karar verme, aile üyelerinin bakımı, gelir sağlama için sorumluluk yükleme, ev işlerinin yürütülmesi vb. görevler). 4. Üyelerin sosyalizasyonunu sağlama. 5. Neslin devamını sağlama. 6. Kuralların ve normların yeni nesle öğretilmesini sağlama. 7. Üyelerin topluma katılımını sağlama (okula,örgütsel yaşama, siyasal- ekonomik sistemlere uyum sağlamalarına yardımcı olma,dışarıdan gelen olumsuz etkilere karşı aile üyelerini koruma). 8. Motivasyon ve moralin devamını sağlama
34
Sonuç olarak denilebir ki;
Sağlıklı aileler fonksiyonlarını çok iyi yerine getirir, Üyeler aile iletişimden memnundur ve psikolojik olarak sağlıklıdır, Aile üyeleri arasında çok az çatışma vardır, Gelişimsel değişikliklere çok kolay uyum sağlarlar, Stresli olaylarla çok kolay baş edebilirler, Yetişkinler kendi özelliklerini korurlar, Şefkatli, sempatik, sıcak ve sorumluluk sahibidirler, Kendileri ile barışık, yaratıcı, üretken, gerçekçidirler ve başarılarından memnundurlar, Aile üyeleri kendilerini içsel olarak algılayabilirler ve dışarıya açıkça, tamamen ifade edebilirler, Olaylara farklı açıdan bakabilirler, Başkalarını sempatik olarak algılayabilirler, Gerçekçi, esnek, yaratıcı ve problemlerini akılcı olarak çözebilirler, Sağlıklı ailede üyeler yaşamlarını değer ve amaçları doğrultusunda yönlendirirler. Aile üyelerinde farklılaşmış benlik gelişir ve bu durum da zihinsel süreçte olur.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.