Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

UYARILABİLEN DOKULAR, DİNLENİM VE AKSİYON POTANSİYELİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "UYARILABİLEN DOKULAR, DİNLENİM VE AKSİYON POTANSİYELİ"— Sunum transkripti:

1 UYARILABİLEN DOKULAR, DİNLENİM VE AKSİYON POTANSİYELİ

2 Hücre içi ve dışı sıvılarda çeşitli iyonlar mevcuttur.
Bunların bir kısmı – yüklü iyonlar(anyon), bir kısmı ise + yüklü iyonlar(katyon)’dır. Örneğin; Hücre dışında Na+, Cl-, HCO3- Hücre içinde K+, PO4-, proteinler-, SO4-

3 Bu iyonlar hücre membranının çift sıra lipid tabakasından geçemez
Bu iyonlar hücre membranının çift sıra lipid tabakasından geçemez.(seçici geçirgenlik)

4 İyonların hücre zarından geçişi, zardaki kanal proteinleri (iyon kanalları) aracılığıyla olur.
İyon kanallarının her biri, belirli bir iyona özgül kanallardır. (Ör: Na+ kanalları, K+ kanalları, Ca++ kanalları gibi) Açık kanallar (b) Kapılı kanallar ESS Hücre membranı Açık Kapalı

5 İyon kanalların bir kısmı iyon geçişine devamlı açık olan pasif sızma kanallarıdır. Bir bölümü ise kapılı kanallardır. Kapılı kanallar 3 gruba ayrılırlar: -Voltaj değişikliğine duyarlı (voltaj kapılı): dinlenme halinde tüm hücrelerimizde hücre zarının dış kısmı +, iç kısmı - yüklüdür ve bir denge durumu gözlenir. Bu dengedeki en ufak bir değişiklik bile voltaj kapılı kanalların açılmasına neden olur. -Mekanik kapılı: gerilim ve basınca duyarlıdırlar. hücre iskeletinin(cytoskeleton) gerilmesi ile açılırlar. -Kimyasal maddeye duyarlı (ligand kapılı): ligandın (nörotransmitter ya da kimyasal ajan olabilir) iyon kapısı üzerindeki bir reseptöre bağlanması ile veya ayrı bir reseptöre bağlanması ile kapı açılır. Kapılı kanalların bazılarının kapıları hücre içine, bazılarınınki hücre dışına doğrudur.

6 K+ Kanalları

7 UYARILABİLEN DOKULAR Uyarılabilen dokuların hücreleri; herhangi bir uyarıya karşı, hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturmakta ve bu potansiyel değişikliği ile ortaya çıkan elektriksel aktiviteyi zarları boyunca iletebilmektedir. Sinir ve kas dokusu uyarılabilen dokulardır. Sinir hücrelerinde oluşan bu elektriksel aktivite ile iletim işi yapılırken, kas hücrelerindeki elektriksel aktivite ile mekanik bir olay olan kasılma başlar.

8 DİNLETİM POTANSİYELİ VE AKSİYON POTANSİYELİ
Sinir ve kas hücrelerinin zarlarında iki tip potansiyel vardır. -Dinlenim potansiyeli -Aksiyon potansiyeli

9 Dinlenim potansiyeli, Bir uyarı olmadığı durumda, hücrenin içiyle dışı arasındaki elektriksel potansiyel farkını ifade eden bir değer olup, hücre içi ve dışında anyon ve katyonların farklı oranlarda bulunması sebebiyle oluşur. Aksiyon potansiyeli, Bir uyarı sonucu, sinir ve kas hücrelerinin membranında oluşan, ani başlayıp ani biten(birkaç milisaniye sürer) elektriksel potansiyel değişimidir.

10 DİNLENİM POTANSİYELİ

11 Na-K ATPaz Pompası

12 Sonuç olarak dinlenim halinde (uyarı yokken) hücre içinde – yüklü iyonların(anyon) küçük bir fazlalığı vardır. Bunlar hücre membranının iç yüzü boyunca sıralanırken, buna eş sayıda + yüklü iyonlar da hücre membranın dış yüzünde toplanırlar. Yani, hücre membranının içi, dışına göre daha negatif elektrik yüke sahiptir. Bu duruma DİNLENİM POTANSİYELİ (POLARİZASYON) denir. Bu durumdaki hücreye POLARİZE denir. Aradaki elektriksel farka POTANSİYEL FARK denir. Dinlenim membran potansiyeli, bir sinir hücresi için -70milivolt, kas hücresi için -90 milivolt olarak ölçülmüştür.

13

14 UYARAN (stimulus) :Uyarılabilen bir membranda (kas-sinir) aksiyon potansiyeli oluşturabilen olaydır.
Uyaranlar Mekanik Kimyasal Elektriksel Isı Işık ve ses EŞİK DEĞER: Uyaranın etkili olabildiği yani aksiyon potansiyeli oluşturabildiği minimum şiddete denir.

15 AKSİYON POTANSİYELİ Hücre içinin dışa oranla daha negatif olduğu dinlenim durumundaki bir hücre, herhangi bir uyaran ile uyarıldığı zaman; zarın Na+ ve K+ iyonlarına geçirgenliği aniden değişmektedir. Zarın Na+ iyonlarına karşı geçirgenliği artmakta ve Na+ iyonları hızla hücre içine girerek dinlenim potansiyelini pozitif bir değere ulaştırmaktadır. (Aksiyon potansiyelinin oluşması için zardaki Na+ kanallarının kapılarının açılarak, hücre içine Na+ girişinin olması gerekir.) Zar potansiyelinde, içerisinin dışa oranla daha pozitif değer kazandığı bu duruma DEPOLARİZASYON adı verilmektedir.

16 Hücre içinin pozitifleşmesi (Ör: kas hücresinde potansiyelin -90 mV’dan mV’a çıkması) Hücre zarındaki K+ kanallarının kapılarını açar, Na+ kapılarını ise kapatır. Bu durumda, K hücre dışına çıkar. Kısa bir süre içerisinde ise, zar potansiyeli tekrar dinlenim potansiyeli değerine geri döner. Zar potansiyelinin depolarizasyondan tekrar dinlenim potansiyeline geri dönüşü REPOLARİZASYON olarak tanımlanmaktadır.

17 Yavaş aktivasyon (+35 ila -90 mV)
Dinlenme durumu (-90 mV) Yavaş aktivasyon (+35 ila -90 mV)

18 K+ kanallarının açık kaldığı dönemde hücre dışına fazladan K+ kaçışı nedeniyle zar potansiyelinin dinlenim potansiyelinin biraz altına düştüğü döneme HİPERPOLARİZASYON denir.

19

20

21 Dinlenme Durumu Voltaj değişikliğine duyarlı Na+ ve K+ kanalları kapalıdır. Na+ ve K+ küçük miktarlarda pasif sızma kanallarından sızar. Na-K-ATPaz pompası aktif (3 Na+ dışarı, 2 K+ içeri) Depolarizasyon Voltaj değişikliğine duyarlı Na+ kanallarının kapıları açılır ve Na+ hücre içine girer. Repolarizasyon Na + kapıları kapanır. K+ kapıları açılır. K+ hücre dışına çıkarak hücre içi negatifliğini istirahat durumuna indirir...

22 Ya Hep Ya Hiç Aksiyon potansiyelinin oluşumu “hep ya da hiç” ilkesine uyar. Ancak “eşik değeri” aşan uyarılar aksiyon potansiyeli doğurur. Zarın uyarılma noktasına “eşik değer” denir. Örneğin; kas hücrelerinde zarın dinlenim potansiyeli -90 mV’tur. Kas lifi uyarıldığı zaman +30mV’a kadar ani bir çıkış yapar (Zirve Potansiyeli). Uyaran eşik değerin altında ise aksiyon potansiyeli oluşmaz. Eşik üstü değerde ise uyarı oluşur ve bütün lif boyunca ilerler. Ancak eşiği ne kadar geçtiği fark etmeksizin standart aksiyon potansiyeli oluşur. Bu olaya hep yada hiç kuralı denir.

23 Aksiyon Potansiyelinin İletimi I

24 Aksiyon Potansiyelinin İletimi II

25 Aksiyon Potansiyelinin Sıklığı

26

27 Sinir Hücresinde Aksiyon Potansiyeli

28 KAS FİZYOLOJİSİ

29 Kasların Ortak Özellikleri
Kontraktilite-kasılabilme Eksitabilite-uyarılabilme Estensibilite-uzayabilme-gerilebilme Elastisite-normal boyuna dönebilme Hepsi hareket ile iliskili...

30 Uyarılan özellikteki kas hücreleri, zar yüzeyleri boyunca aksiyon potansiyeli iletebilme ve bu elektriksel değişikliği takiben mekanik olarak kasılma yanıtı oluştururlar. Kasların kasılması ile; -İskelet sisteminin hareketi, -Kanın kalpten damarlara pompalanması, -Kan damarlarının çaplarının değişmesi ve dolayısıyla damar sistemi içinde kan akımının hızının ve basıncının düzenlenmesi, -Sindirim sistemi içindeki sindirim materyallerinin hareketi gerçekleşir.

31 İnsan organizmasındaki kas hücreleri; üç temel tipe ayrılmaktadır
İnsan organizmasındaki kas hücreleri; üç temel tipe ayrılmaktadır. -İskelet kası -Kalp kası -Düz kas

32

33

34 İskelet Kası(Çizgili Kas)
Toplam vücut ağırlığının yaklaşık yarısını iskelet kasları oluşturmaktadır. İskelet kaslarının kasılması, iskeleti oluşturan kemiklerin eklem bölgelerinden hareketini sağlamaktadır. İstemli çalısırlar. Bir iskelet kası kitlesi, -kas hücresi(kas lifi) adı verilen hücre grubu -bağ dokusundan oluşmaktadır.

35 İskelet kasları genellikle iskelet sisteminin iki eklemi arasında, kemiklerin iki ucuna bağ dokusundan oluşan ve tendon adı verilen yapılar aracılığı ile tutunmaktadır.

36 Kas enine kesilip incelenirse, çok sayıda kas demetlerinden (fasikül) oluştuğu görülür.
Kas demetlerinin etrafı ve tüm kas bir bağ dokusuyla sarılmıştır (permisyum ve epimisyum) ve bu bağ dokular kasın iki ucunda birleşerek tendon adı verilen kollajen içeren yapıyla devam eder. Kas demetleri çok sayıda kas lifinden (kas hücresi) oluşmuştur. Kas liflerinin etrafını saran bağ dokuya endomisyum denir.) Kas lifleri ise miyofibril adı verilen uzun demetlerin bir araya gelmesiyle oluşur. Miyofibril ise aktin ve miyozin filamentlerini içerir.

37

38 Aktin ve miyozin filamentleri
Miyofibrilleri Miyofibriller------kas lifini Kas lifleri Kas demetlerini Kas demetleri Kas dokusunu oluşturur

39

40

41 İskelet kası hücreleri uzun, silindirik şekilde, çok çekirdekli ve çok sayıda mitokondri içerir.
Sarkolemma–Kas hücresi zarı Sarkoplazma–Kas hücresinin stoplazması Hücrelerin içinde, zar yapısındaki tübül sistemi olan sarkoplazmik retikulum ile çevrelenmiş, myofibril adı verilen çok sayıda silindirik yapı bulunmaktadır. (Kas hücresinde endoplazmik retikuluma sarkoplazmik retikulum denir).

42 T- tübül adı verilen hücre membranındaki girintiler sarkoplazmik retikulumla yakın komşuluk halindedir. Bu sayede hücre membranında oluşan aksiyon potansiyeli T- tübülleriyle hücrenin içine doğru (sarkoplazmik retikuluma yakın bölgelere kadar) hızlı bir şekide iletilir ve sarkoplazmik retikulumdan Ca++ iyonları stoplazma içine verilir.

43

44

45 Myofibriller, iskelet kasının kasılma mekanizmasında görev alan kas lifi içindeki kasılabilir silindirik yapılar veya fonksiyonel birimlerdir. Uzunlamasına incelendiklerinde, sarkomer adı verilen çok sayıda bölmelere ayrıldıkları görülür.

46

47 Sarkomer kas hücresinde kasılma işini yapan en küçük birimdir.
Yapısını, ince ve kalın flament olarak tanımlanan, protein yapısında myoflamentler oluşturur. Myoflamentlerin yerleşim düzeni, iskelet kası hücrelerine mikroskop altında çizgili görünüm kazandırmaktadır. Sarkomeri oluşturan kalın flamentler miyozin molekülünden, ince flamentler ise aktin, tropomiyozin ve troponin olmak üzere üç proteinden oluşmaktadır.

48 İnce flamentler sarkomerin iki ucunda, kalın flamentler ise orta bölgede yerleşmiştir.
Sarkomerin her iki ucunda yerleşmiş olan ince flamentlerin başlangıç bölgeleri Z çizgisi olarak tanımlanmaktadır. İki Z çizgisi arası, sarkomer boyunu belirler.

49 Sarkomerde, miyozin filamanlarının dizildiği koyu görünen kısım A bandını oluşturur.
Aktin filamanlarının dizildiği daha açık görünen kısım ise I bandını oluşturur. A bandının ortasında kısmen açık bir bölge bulunur buna H bandı denir. H bandının ortasında M çizgisi bulunur. I bandının ortasında, aktin filamanlarının tutunduğu Z çizgisi adı verilen bir bölge vardır.

50

51 İskelet Kasının Kasılması ve Gevşemesi
Kas hücreleri kasılırken tüm sarkomerlerin Z çizgileri birbirine yaklaşarak sarkomer boyları kısalır. Bu olay sırasında merkezdeki kalın flamentler sabit dururken, ince flamentler kalın flamentlere doğru hareket etmektedir. İnce flamentlerin kalın flamentlere doğru çekilmesiyle Z çizgileri birbirine yaklaşır ve sarkomer boyu kısalır.

52 Kasılma sırasında sarkomer boyu kısalır
Kasılma sırasında sarkomer boyu kısalır. Sarkomerin içindeki I bandı kısalır ya da kaybolur fakat A bandının boyu değişmez. a(gevşek), b(kısmi kasılmış), c(tam kasılmış)

53 İnce ve kalın flamentlerin bu şekilde aktive olup kayma işlevini yapabilmeleri için önce kas hücrelerinin uyarılarak zarlarında aksiyon potansiyelinin oluşması gerekmektedir. Uyarılmayı takiben kasılmanın oluşması, uyarılma ve kasılma gibi iki farklı mekanizmanın birbiriyle eşleşmesine bağlıdır. Uyarılma ile kasılma arasındaki eşleşme Ca+2 iyonları tarafından yapılmaktadır. Ca+2 iyonları, sarkoplazmik retikulumun tübül sisteminde depo edilmiş halde bulunur.

54 Hücre zarında oluşan aksiyon potansiyeli nedeniyle, kalsiyum iyonları sarkoplazmik retikulumdan serbestleşerek ince flamentlerin(aktin) üzerinde bulunan troponin molekülüne bağlanır. Böylece aktinin üzerinde miyozinle birleşebilecek etkin noktalar açılır. Daha sonra kalın flamentlerdeki miyozin başları aktine bağlanır. Bu arada miyozin başındaki ATP az enzimiyle, ATP molekülünden yüksek enerjili bir fosfat bağı koparılarak ATP molekülü ADP (adenozin difosfat)'ye dönüştürülmektedir. Açığa çıkan enerji miyozin başlarında bükülmeye neden olur ve ince flamentler ortaya çekilir ve kasılma gerçekleşir. Kasların gevşemesi sırasında, hücre içindeki Ca+2 iyonları aktif taşınma ile sarkoplazmik retikuluma geri alınır. Böylece aktin ile miyozin arasındaki bağ çözülür ve kas gevşer. Gevşeme sırasında da ATP tüketimi ve enerji sarfı vardır.(Aktif taşımadan dolayı)

55

56

57 Ölüm Katılığı Ölümden kısa bir süre sonra ATP üretilemediği için Ca+2 sarkoplazmik retikuluma geri alınamaz ve gevşeme olmaz, ölüm katılığı (rigor motris) denilen durum gerçekleşir.

58 İskelet Kasının Uyarılması
İskelet kaslarında uyarılar, nöronlar (sinir hücreleri) tarafından oluşturulur. Diğer bir deyişle, iskelet kasları sinirsel impuls (uyarı) olmadıkça kasılamazlar. Kaslarda aksiyon potansiyeli oluşturup kasılmayı başlatan nöronlara "motor nöronlar " adı verilmektedir. Motor nöronlar, bir iskelet kas lifi üzerinde sinir kas kavşağı adı verilen özelleşmiş bir bölgede sonlanırlar.

59 Sinir hücrelerinin akson adı verilen uzantıları, kas hücresi zarının kalıplaşıp, girintili-çıkıntılı bir yapı gösterdiği ve motor son plak adı verilen bölgesinde, bu bölge ile arasında nm bir açıklık kalacak şekilde sonlanır. Akson sonlanmaları yumru görünümünde olup içlerinde çok sayıda kesecikler bulundururlar. Kesecikler sinir hücresindeki uyarının kas hücrelerine aktarılmasında aracılık eden asetilkolin (nörotransmitter) maddesini içerirler. Sinir –Kas Kavşağı

60 Sinir hücresinden kas liflerine uyarı geçişi:
Motor nöronun akson ucuna ulaşan aksiyon potansiyeli, keseciklerdeki asetilkolinin ekzositoz ile serbestleşmesini sağlar. Daha sonra asetilkolin, kas lifi zarında bulunan kendine özel reseptörlere bağlanarak zarı Na+ iyonlarına karşı geçirgen kılar (kapılı Na+ kanalları açılır) ve aksiyon potansiyelini başlatır. Sinaptik boşluğa salınan ve reseptörle birleşen asetil kolin bir süre sonra hızla yıkılarak (asetikkolin esteraz enzimi ile) ortamdan uzaklaştırılır böylece uyarılma sona erer.

61

62 Motor sinirin uyarılmasından itibaren kasın gevşemesine kadar aşamalar:
Motor sinirin uyarılması, sinir hücresinde aksiyon potansiyeli dalgasının akson ucuna kadar gelip, akson ucundan asetilkolin salgılanması Asetilkolinin kas hücre membranındaki reseptörüyle birleşmesi ve hücreye sodyum girişi (depolarizasyon) ardından aksiyon potansiyeli oluşması Aksiyon potansiyelinin T-tübüllerin içi dahil olmak üzere membran boyunca yayılması Sarkoplazmik retikulumdan kalsiyumun serbestleştirmesi

63 Kalsiyumun, troponin molekülü ile birleşerek aktin molekülü üzerindeki aktif bölgelerin açığa çıkması Aktin filamenti ile miyozin başı arasında çapraz köprülerin kurulması (daha önceden miyozin başı ATP bağlamış ve ADP’ye dönüştürmüştür). Aktin filamentinin miyozin filamentleri arasından kayarak sarkomerin boyunun kısalması Kalsiyumun tekrar sarkoplazmik retikuluma aktif pompa ile alınması Kasın gevşemesi

64 KAS DOSUNDA ENERJİ KAYNAKLARI
Anaerobik glikoliz Kreatin fosfat yıkımı Gikojenin glikolitik yolla yıkılması Oksidatif metabolizma (oksijenli solunum) (kasılmanın %95 indan fazlası bu kaynaktan elde edilir)

65 MOTOR ÜNİTE Bir motor sinirin innerve ettiği (uyardığı) kas liflerinin tümüne motor ünite adı verilir. Motor ünitede bulunan kas liflerinin sayısı arttıkça kasın gücü artar (örn: kaba hareketlerden sorumlu kaslar). Halbuki ince hareketlerden sorumlu kaslarda motor ünitedeki kas lifi sayısı azdır (örn: el kasları)

66 Kas Lifi Çeşitleri Kas lifleri metabolik özellikleri, çapları ve miyoglobin içerikleri göz önüne alınarak Tip I ve tip II olmak üzere ikiye ayrılır.

67 Kas Tonusu Normalde kaslar dinlenim halinde de kısmen kasılı durumdadırlar. Buna kas tonusu denir. Bu kası kasılmaya hazır tutmak içindir. Kas tonusu, kolları, bacakları ve iç organları bulundukları yerlerinde tutmaktadır. Kaslarımızın ve organlarımızın yerlerini belirleyen bu durum, sinir uçlarının farkedilemeyecek hassasiyetteki iletileriyle otomatik bir şekilde yapılır. Kas Sarsısı Kasın kısa süreli bir uyarana gösterdiği kasılıp gevşeme cevabına kas sarsısı denir. İzole edilmiş bir kas uyarılarak kasılması sağlanabilir.

68 Bu kasılma uygun bir sistemle kaydedildiğinde elde edilen grafiğe kas sarsı eğrisi denir.
Bu eğride önce latent devre (uyarı ile kasılmanın başlamasına kadar geçen süre), sonra kasılma fazı ve gevşeme fazı görülür.

69 Kasılma Tipleri İzometrik kasılma
Kas tonusu (gerim) dinlenim haline göre artar. Kasın boyu hafifçe kısalır. Bu kısalma tendonun gerimini arttırır. Ancak, kasın ürettiği kuvvet tendonun gerimini zıt yönlü dış dirençleri yenebilecek kadar arttıramadığından, eklemde bir hareket oluşmaz. Bu dirençler ekstremitenin ağırlığı, dış yüklerin (kuvvetlerin) oluşturduğu direnç ve antagonist kasların kasılması sonucu oluşan direnç olabilir. Örnek; ayakta dik durmamızı saglayan kasların kasılması.

70 İzotonik kasılma Kas gerimi sabittir. Kasın boyu değişir. Hareket üretilir. Ör:Mekanik bir iş yapılırken olan kasılma

71

72 Bir kasın gittikçe artan sıklıkta uyarılması halinde, ard arda gelen uyaranlar, kasa her seferinde gevşeme fazı tamamlanmadan ulaşırsa tam olmayan tetanus, belirli bir frekanstan sonra ise kas hiç gevşeyemediği için tam tetanus (tetanizasyon) ortaya çıkar.

73 Hipertrofi ve Atrofi Kasların enine kesit alanlarının artışına hipertrofi denir. Kaslar antrenmanlar ile hipertrofiye olabilir. Hipertrofide büyük oranda liflerin çapı artar. Kaslar kullanılmadıklarında veya motor sinir kesildiğinde hipertrofinin tersine liflerin enine kesit alanları küçülür, buna atrofi denir.

74 Kas Yorgunluğu Bununla ilgili çeşitli teoriler var. Glikojen tükenmesi
Ca2+ azlığı HDS’da yüksek K+ Laktik asit birikimi

75 Kalp Kası İskelet kasları gibi çizgili görünümde olan kalp kası, fonksiyonu ile özdeş bazı farklı önemli özelliklere sahiptir. Düz kaslar gibi istem dışı çalışırlar.

76 Bu özelliklerden: 1. Hücrelerin dallanmalar göstermesi ve belli bölgelerde özelleşmiş yapılar(interkala diskler) aracılığı ile birbirlerine bağlanmış olmasıdır. (sinsisyal yapı) Bu bağlantı bölgeleri, bir hücredeki aksiyon potansiyelinin diğer bir hücreye kolayca geçişini ve tüm kalp kasına yayılmasını sağlar. Böylece kalp kasını oluşturan liflerin aynı anda kasılması ve kalbin etkin pompa görevini yerine getirmesi mümkün olmaktadır.

77 2. Kalbin kendi uyarılarını kendisinin oluşturması ile ritmik kasılmalar yapmasıdır. Kalp kasının uyarabilmesi için iskelet kaslarında olduğu gibi sinirsel impulsa gereksinmesi yoktur. Bu amaç doğrultusunda kalp kasının bazı hücreleri özelleşerek aksiyon potansiyelini doğuran ve ileten bir sistem oluşturmuştur. Bu sisteme kalbin uyarı ve ileti sistemi adı verilmektedir. Kalp kasında kasılmaların başlaması için sinirsel impulsa gereksinim yoktur fakat kalp kası sinir sisteminden bağımsız bir organ değildir.

78 Kalp kası otonom sinir sisteminin gerek sempatik gerekse parasempatik bölümüne ait nöronlar ile bağlantıya sahiptir. Bu sinir sisteminin görevi kalbin kendi kendine oluşturduğu uyarı sayısını ve kalp kasının kasılma gücünü organizmanın gereksinmesi doğrultusunda artırmak veya azaltmaktır. Örneğin, kalp atım sayısının koşarken artırılması, dinlenim durumunda azaltılması gibi. Kalp kasının kasılma mekanizması iskelet kasına benzer ancak önemli bir fark, kalp kasının kasılma sırasında hücre içindeki Ca2+ iyonlarına ilaveten hücre dışından gelen Ca2+ iyonlarınıda kullanmasıdır.

79 Düz Kaslar Aktin ve miyozin flamentlerinin belli bir düzen dahilinde değil de rastgele bir dağılım göstermesi nedeni ile mikroskop altında çizgili görünüm vermeyen düz kaslar, genel olarak iki grup altında toplanırlar. -Visseral düz kaslar(tek üniteli düz kaslar) -Multi-unit düz kaslar(çok üniteli düz kaslar)

80 Multiunit düz kaslar Visseral düz kaslar
Her kas lifi diğerinden bağımsız kasılır. Her kas hücresi bir sinir ucu ile innerve edilir. Gözün irisindeki kaslar, derideki kıl köklerinin piloerektil kasları, büyük bronş ve büyük arterlerin duvarlarındaki kaslar. Visseral düz kaslar İnce barsak, uterus, üreter gibi içi boş organların duvarında bulunur. Yüzlerce kas lifi, tek bir ünite şeklinde kasılır. Otonom sinir sisteminden innervasyon alırlar. Sürekli kasılmalar göstermesi visseral kasların en önemli özelliğidir.

81

82 Düz kaslarda da kasılma mekanizması aktin ve miyozin etkileşmesi ile olur ve uyarılma ile kasılma arasındaki bağlantı diğer kas tiplerinde olduğu gibi kalsiyum iyonları tarafından yapılır. Ancak düz kaslarda troponin molekülü bulunmaz bunun yerine calmodulin adı verilen bir protein molekülü kalsiyum bağlayıcı olarak görev yapmaktadır. Düz kaslardaki diğer önemli bir fark, kasılma sırasında kalsiyum iyonlarının sarkoplazmik retikulum yerine büyük oranda hücre dışından içeri geçmesi, gevşemede ise tekrar hücre dışına çıkmasıdır.

83 Hücre içine Ca2+ girince aktindeki kalmoduline bağlanır.
İnaktif durumdaki miyozin fosforillenir ve aktiflenir. Miyozinin fosforilleşmesi ile miyozin ile aktin arasında çapraz bağlar kurulur. Kasılma yoğun cisimlere iletilir. Bu da kasın boğum boğum kasılmasına neden olur.

84

85 Düz Kas Kasılma Mekanizması

86 Düz Kas Gevşeme Mekanizması

87 Viseral Düz Kaslar Genellikle sindirim kanalı, sidik kesesi, ureter, uterus ve kan damarları gibi yapıların duvarlarında yerleşmiştir. Hücreler mekik şeklinde, küçük ve tek çekirdeklidir. Ayrıca özel bağlantı bölgeleri ile birbirlerine bağlıdırlar ve bu nedenle hücrelerin birinde oluşan elektriksel değişiklik, hücreden hücreye yayılım göstererek çok sayıda hücrenin birarada kasılmasına neden olur.

88 Visseral düz kaslar sinirsel uyarı almadan kendiliğinden kasılabilme özelliğindedir ve mekanik olarak gerildikleri zaman zarlarının depolarize olması ile kasılma yanıtı oluştururlar. Kasılma ve gevşemeleri iskelet kasına oranla daha yavaş ancak kuvvet yönünden pek farklı değildir. Düz kas hücreleri ile otonom sinir sistemi bağlantı kurar ve bu sinir sisteminin görevi, hücrelerde kasılmayı başlatmak değil, kendiliğinden oluşan kasılmaların şiddetini vücudun gereksinmesi doğrultusunda ayarlamaktır. Örneğin: Yemek yemenin akabinde midebarsak sisteminin aktivitesinin arttırılması gibi. Viseral Düz Kas

89 Büyük damarların duvarlarında ve gözde iriste bulunur, gözbebeğinin açıklığını ayarlarlar.
Bu düz kas hücreleri arasında özel bağlantı bölgeleri yoktur ve kasılmaları için sinirsel uyarı şarttır. Multi-Unit Düz Kas

90


"UYARILABİLEN DOKULAR, DİNLENİM VE AKSİYON POTANSİYELİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları