Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ
Veli&Sümeyra YILMAZ
2
EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ
Belli bir bölgede yaşayan ve birbirleriyle sürekli etkileşim içinde bulunan canlılar (biyotik) ile bunların cansız çevrelerinin (abiyotik) oluşturduğu bütüne EKOSİSTEM denir. Veli&Sümeyra YILMAZ
3
Ekosferi oluşturan ekosistemler; 3-TATLI SU EKOSFERİ’dir
CANLI ÖĞELER Bitkiler Hayvanlar Mikroorganizmalar CANSIZ ÖĞELER A.) Fiziksel Etmenler Isı Sıcaklık Rüzgar Yağış B.) Kimyasal Etmenler İnorganik Etmenler Su Karbondioksit Oksijen… Organik Etmenler Canlılar tarafından üretilen, yağ, protein, karbonhidrat ve vitamin içeren maddeler Bir ekosistem temel olarak cansız maddeler, üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılardan oluşur. Ekosistemlerde yaşam, enerji akışı ve besin döngüleriyle sürer. Ekosistemde enerji ve besin giriş-çıkışı süreklidir. EKOSFER: Atmosfer,litosfer,Hidrosfer ve Biyosferin oluşturduğu en büyük dünya ekosistemine denir. Ekosferi oluşturan ekosistemler; 1-KARA EKOSFERİ 2-DENİZ EKOSFERİ 3-TATLI SU EKOSFERİ’dir Veli&Sümeyra YILMAZ
4
SU EKOSİSTEMLERİNİN DOĞAL SİSTEMLERİN İŞLEYİŞİNE ETKİSİ
KARASAL Göl Ekosistemleri Irmak Ekosistemleri Bataklık Ekosistemleri DENİZEL Okyanus Ekosistemleri Deniz Ekosistemleri Veli&Sümeyra YILMAZ
5
Su ekosisteminde en önemli etkenler: sıcaklık, oksijen, mineraller ve ışıktır.
Su ekosistemlerini kara ekosistemlerindeki gibi, coğrafi sınırlarla belirlemek çok zordur. Çünkü sular, atmosferik olaylardan, karaların etkilendiği ölçüde etkilenmemektedir. Veli&Sümeyra YILMAZ
6
Okyanuslar dünyanın en büyük ve zengin ekosistemidir.
Su ekosistemleri içerisinde en büyük öneme sahip olan bölüm okyanuslardır. Okyanuslar dünyanın en büyük ve zengin ekosistemidir. Veli&Sümeyra YILMAZ
7
OKYANUS EKOSİSTEMLERİ
Dünyamızın %71’ini kaplayan deniz ve okyanuslar gerek tür sayısı gerekse miktarları bakımından en zengin yerlerdir. Atmosferdeki oksijenin %70i bu alanlarda yenilenmektedir (Planktonlar sayesinde). Okyanus ve denizlerdeki canlı türü topluluklarının dağılımında en önemli etken derinliktir. Derinliğe göre deniz ve okyanus bölgeleri üçe ayrılır. Veli&Sümeyra YILMAZ
8
1-Akarsularla beslenmesi, 2-Güneş ışınını fazla almaları,
A- NERİTİK ALAN diye adlandırılan, 200 m derinliğe kadar olan deniz ortamı, tür topluluklarının en zengin oldukları bölgeyi oluşturmaktadır. Bunun nedeni; 1-Akarsularla beslenmesi, 2-Güneş ışınını fazla almaları, 3-Oksijen ve birçok çözünmüş maddenin fazla olması nedeniyle, deniz canlılarının en çok yoğunlaştığı bölgelerdir. Neritik Alan Neritik alan deniz canlılarının % 90'ını barındırmaktadır. Örneğin, uskumru, hamsi, som balığı gibi birçok balık türü ve yosunlar neritik bölgede yaşar. Veli&Sümeyra YILMAZ
9
B- PELAJİK BÖLGE, Kıta sahanlığının ötesindeki açık denizleri kapsar.
Işığın ulaştığı ve ışık miktarının, bitkilerin fotosentez yapabilmesi için yeterli olduğu 0 ila 150 metrelik yüzey sularına tekabül eder. Deniz dibi ile yakın ilişki içinde yaşamayan türlere Pelajik tür denir. Pelajik Bölge Veli&Sümeyra YILMAZ
10
Bu bölgede canlı türlerinin az olma nedenleri:
C- ABİSAL BÖLGE Güneş ışığının ulaşamadığı derin deniz ve okyanus tabanlarını kapsar. Denizlerin diplerinde canlı türlerinin çeşitliliği azalır. Bu bölgede canlı türlerinin az olma nedenleri: 1-Bu bölgede güneş ışınlarının olmaması, 2- Sular çok soğuk olması, 3- Basınç çok fazla, 4-Besin kaynakları oldukça kıt olması nedeniyle buralarda canlı türleri yok denecek kadar azdır. Abisal Bölge Veli&Sümeyra YILMAZ
11
MERCANLAR: Mercan denilen canlıların kireçli iskeletlerinin üst üste yığılmasıyla tropik denizlerde veya sıcak kuşak denizlerinde meydana gelen kayalıklardır. Derinliği az olan sulardaki bu mercan kayalıklarında çeşitli yosun, organizma ve balık türleri yaşar. Mercanlar; dünya ekosisteminin en karmaşık, en zengin beslenme damarlarındandır. Veli&Sümeyra YILMAZ
12
OKYANUSLARIN ATMOSFER VE İKLİM AÇISINDAN ÖNEMİ
Yerküre’de biriken ısı enerjisinin yarısı hava hareketleri ile taşınırken diğer yarısı okyanus akıntılarıyla taşınmaktadır. Örneğin, Gulf Stream sıcak su akıntısı, Meksika Körfezi'nden başlayıp Atlas Okyanusu'nu geçerek İngiltere'ye ulaşır. Bu akıntı günde 97 km hızla dünyadaki bütün nehir sularının yaklaşık 100 katı civarında bir su kütlesini hareket ettirir. Veli&Sümeyra YILMAZ
13
Okyanusların yüzeyinde dalgaların etkisiyle havaya milyonlarca hava kabarcığı ve tuzca zengin damlacıklar zıplamakta, bunlarla savrulan tuzlu sular deniz tuzlarını havaya karıştırmaktadır. Havada asılı durumdaki küçük tuz kristallerinin yoğuşma ve yağış oluşumunda önemli etkiye sahiptir. AEROSOL denilen küçük parçalar yağmur damlalarının oluşumunda çekirdek görevi yapar. Bunlar olmasa yağışlar daha az iklimler çok kurak olurdu. Veli&Sümeyra YILMAZ
14
Yağmur damlaları yere düşerken havada bulunan aerosolleri yakalayarak toprağa indirir. Yağışlarla toprağa inen bu tozlar, tarlaların verimini arttıran doğal gübre vazifesini görür. Her yıl yağmurlarla kara parçalarının yüzeyine 150 milyon ton gübre düştüğü tahmin edilmektedir. Veli&Sümeyra YILMAZ
15
KARASAL SU EKOSİSTEMLERİ
( TATLI SU BİYOMLARI) Akarsular, göller, sulak alanlar ve bataklıklar tatlı su biyomlarını oluşturmaktadır. Karalar üzerinde yer alan tatlı su biyomlarının oluşumunda yağışların önemli bir rolü vardır. Veli&Sümeyra YILMAZ
16
1-AKARSULAR Akarsular, ekosistemlerin önemli bir parçasını meydana getirir. Akarsuyun yeraltına sızan kısmı akiferleri, yüzeysel akışa geçen kısmı da deniz ve okyanusları besler. Akarsular birçok bitki ve hayvan türü için yaşam alanı oluşturur. Akarsuların akış hızı ve kimyasal özellikleri akarsuyun barındırdığı hayvan türü ve sayısı üzerinde etkili olan faktörlerin başında gelir. Veli&Sümeyra YILMAZ
17
Bu kesimde canlı türleri artar.
Bir akarsuda çağlayanlar varsa biyolojik üretim ve çeşitlilik az olur. (Balıkların çağlayanları aşamamaları ve bu alanların bulanık olmasından dolayı) Genellikle akarsuların yukarı çığırında topografya daha engebeli, eğim fazla olduğu için akış hızı fazla ve canlı çeşitliliği azdır. Burada genellikle bazı böcek türleri ile alabalıklar yaşar. Orta çığırda eğim biraz azalır ve vadi genişlemeye başlar ve hem soğukluk hem de akıntı azalır. Bu kesimde canlı türleri artar. Veli&Sümeyra YILMAZ
18
Eğimin azaldığı ve akışın yavaşladığı aşağı çığırda planktonlar artar
Eğimin azaldığı ve akışın yavaşladığı aşağı çığırda planktonlar artar. Organik madde birikimi akıntılı bölgelere göre daha fazla olan bu bölgelerde canlı çeşitliliği daha fazladır. Akarsu denize ulaşıyorsa ağız kesimlerinde tatlı su ve tuzlu su birbirine karışır.Buralar bitki ve hayvan türleri bakımından zengin alanlardır. Tüm denizlerin balık üretiminin % 90'ı kıyı sularından, özellikle de akarsu ağızlarından sağlanmaktadır. Veli&Sümeyra YILMAZ
19
2- GÖLLER Karalar üzerindeki durgun su ekosistemlerini oluşturur. Göllerin çevresinde yer alan sucul bitkiler gerek su kuşları gerekse diğer canlılar için hem barınma hem de beslenme alanları oluşturmaktadır. Büyük göllerin kıyıları bol ışık alan besince zengin sığ alanlardır. Bu alanlarda saz, kamış, gibi bitkiler, nilüfer gibi su yüzünde yüzen bitkiler yer alır. Göllerin derin kısımlarında sucul bitkiler, çeşitli dip canlıları, su kütlesinde ise planktonlar, algler, balıklar, kurbağalar, bazı böcek türleri yaşar. Gölün dışarıyla bağlantısı varsa tatlı, yoksa tuzlu, acı ya da sodalıdır. Veli&Sümeyra YILMAZ
20
ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ
Ekosistem, canlı ve cansız unsurlar arasındaki madde ve enerji dolaşımı ile kendini besler ve yeniler. Madde döngüsü ve enerji dolaşımı ile hava, su, toprak, bitkiler ve diğer canlılar arasında sürekli bir alışveriş vardır. Veli&Sümeyra YILMAZ
21
Bir ekosistemdeki canlılar beslenme açısından birbirine bağlıdır.
BESİN ZİNCİRİ Bir ekosistemdeki canlılar beslenme açısından birbirine bağlıdır. Bitkiler güneş enerjisinden faydalanarak besin üretir ve hayvanların yaşayabilmesi için gerekli olan enerjiyi sağlar. Bitkilerde biriken enerjinin beslenme yoluyla diğer canlılara geçmesine BESİN ZİNCİRİ denir. Veli&Sümeyra YILMAZ
22
(Hem Et, Hem de Ot ile beslenirler)
AYRIŞTIRICILAR 4. BESLENME BASAMAĞI (Hem Et, Hem de Ot ile beslenirler) ÜÇÜNCÜL TÜKETİCİLER Hepçiller 3. BESLENME BASAMAĞI İKİNCİL TÜKETİCİLER Etçiller (Et ile beslenirler) Bakteriler, Mantarlar, Böcekler.. 2. BESLENME BASAMAĞI BİRİNCİL TÜKETİCİLER Otçullar (Ot ile beslenirler) BESLENME BASAMAĞI (Yeşil Bitkiler) (Güneşten Aldıkları Enerjiyi Depolar) ÜRETİCİLER Veli&Sümeyra YILMAZ
23
Üreticilerden Tüketicilere doğru Aktarılan Enerji Miktarı
Besin zincirindeki her bir beslenme basamağı trofik düzey olarak adlandırılır. (90000 kg/Cal) Bir seviyedeki enerjinin yalnızca %10’u bir üstteki seviyeye geçer. Geri kalanı solunum sırasında ısı olarak kaybedilir. 3. Tüketiciler (9kg/Cal) Enerji Akışı Tek Yönlüdür. 2. Tüketiciler (90kg/Cal) 1. Tüketiciler (900kg/Cal) Üreticiler (9000 kg/Cal) Veli&Sümeyra YILMAZ
24
ENERJİ AKIŞI Canlılar arasında enerji akışı besin zincirleriyle sağlanır. Güneş ışığının yalnızca %4’ü bitkiler tarafından yakalanır ve yakalanan enerjinin yarıdan fazlası solunumda ısı olarak kaybedilir (Toplam Birincil Üretim). Bu nedenle diğer organizmalar tarafından kullanılamaz. Enerjinin yarısı ise bitki dokularına dönüştürülür. (Net Birincil Üretim). Bitki dokularındaki enerjiye doğrudan ulaşabilen iki organizma vardır; Canlı bitkilerle beslenen Otçullar Ölü bitkilerle beslenen Ayrıştırıcılar. Ekosistemlerde enerjinin büyük kısmı AYRIŞTIRICILAR tarafından alınır. Ekosistemlerde birincil üretim güneş ışığı, besin ve su ile gerçekleştirilir. Veli&Sümeyra YILMAZ
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.