Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
KARAGÖZ- HACİVAT GÖLGE OYUNU
2
Deriden yapılan tasvirlere arkadan vuran ışığın tasvirlerin gölgesini beyaz bir perde üzerine yansıtması temeline dayanan gölge oyunu doğu kültürlerine özgü bir sanattır ve ortaya çıkışı hakkında değişik rivayetler vardır.
3
Bu tekniğin Türk halk kültüründe ortaya çıkışı ve ne zaman Karagöz ve Hacivat olarak biçimlendiği hakkında değişik görüşler vardır. Bunlardan en yaygın olanı Sultan Orhan devrinde ( ) Ulu Cami’nin inşaatı sırasında Bursa’da geçmiştir.
4
Karagöz idam edilmiş, Hacivat ise hacca giderken yolda ölmüştür).
Cami inşaatında çalışan , demirci ustası Kambur Bâli Çelebi ( Karagöz ) ile duvarcı ustası Halil Hacı İvaz ( Hacivat ) arasında geçen nükteli konuşmaları dinlemek isteyen işçiler işi gücü bırakıp onların etrafında toplanır, bu yüzden de inşaat yavaş ilerlermiş. Bu durumu öğrenen padişah (Sultan Orhan) her ikisini de idam ettirmiş. (Bir rivayete göre ise Karagöz idam edilmiş, Hacivat ise hacca giderken yolda ölmüştür).
5
Daha sonra çok pişman olan padişahı teselli etmek isteyen
Şeyh Küşterî başından beyaz sarığını çıkarıp germiş ve arkasına bir ışık yakarak ayağından çıkardığı çarıkları ile de Karagöz ve Hacivat’ın tasvirlerini canlandırıp nükteli konuşmalarını tekrar etmiş. O tarihten sonra da Karagöz oyunları değişik mekanlarda oynanır olmuş.
6
Günümüzde de Karagöz perdesine Şeyh Küşterî meydanı
denir ve Şeyh Küşterî Karagözcülüğün pîri kabul edilir. Karagöz hakkında ilk kesin belge şehzadelerin sünnet şölenini anlatan 1582 tarihli Sur name-i Hümayun'dadır.
7
Gölge oyunu tekniğinin Türk toplumunda ne zaman kullanılmaya başlandığı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Bir görüşe göre Çinlilerden Moğollara onlardan da Türklere geçmiştir. Daha sonra da Türk akınlarının istikametine paralel olarak batıya geçmiştir.
8
ORTAYA ÇIKIŞIYLA İLGİLİ DEĞİŞİK RİVAYETLER
9
Bir rivayete göre Çin hükümdarı Wu (M. Ö
Bir rivayete göre Çin hükümdarı Wu (M.Ö ) karısının ölümü üzerine derin bir üzüntüye kapılır. Şav Wong adlı bir Çinli, hükümdarın üzüntüsünü hafifletmek için sarayın bir odasına gerdiği beyaz bir perdenin arkasından geçirdiği bir kadının perde üzerine düşen gölgesini ölen kadının hayali diye sunar (Bizdeki Karagöz ve Hacivat efsanesine benzerlik dikkat çekicidir). Bir başka rivayete göre ise Hint’ten çıkmış 4. ve 5. yüzyıllarda Java’ya geçmiş ve buradan da batı dünyasına yayılmıştır.
10
Prof. Metin And’a göre ise, 1517 yılında Mısır’ı fetheden Yavuz Sultan Selim’in Memluk sultanı Tuman Bay’ın Nil Nehri üzerindeki Roda adasında asılışını hayal perdesinde canlandıran bir hayal sanatçısını, oğlu Kanuni Sultan Süleyman’ın da görmesini arzu ederek İstanbul’a getirmesiyle gölge oyunu Anadolu’ya girmiştir: “Türkler 16. yüzyılın başında perde gerisinden gölge yansıtma tekniğini Mısır’dan almışlardır. Mısır’dan alınmış olan bu yeni oyuna zamanla Türk yaratıcılığı katılmış, Nitekim bir çok gezgin, 19. yüzyılda Mısır’daki gölge oyununu anlatırken, bunun Karagöz olduğunu, Mısır’a Türkler tarafından sokulduğunu ve çoğunlukla Türkçe oynatıldığını belirtmişlerdir.
11
Karagöz Oyunlarının Bölümleri
1)Mukaddime (Giriş) A Göstermelik kaldırıldıktan sonra Hacivat şarkısını söyleyerek seyirciye göre sol taraftan perdeye gelir. *Şarkısını bitirdikten sonra perde gazelini okur, perde gazeli de bittikten sonra seyirciyi selamlar ve Karagöz’ü perdeye getirebilmek için tegannî’ye (tegannî kelimesi makam ile şarkı söyleme anlamına gelir, burada Hacivat’ın bir melodi ile ah bana bir eğlence medet diye seslenişi tegannî olarak adlandırılır)başlar. *Oyundan önce perdenin ortasına konan göstermelik, nareke (kamıştan yapılmış bir çeşit düdük) zırıltısı ve tef velvelesi ile kaldırılır. *Göstermelik oyun hakkında fikir veren bir tasvir olabileceği gibi oyun ile ilgisiz bir tasvir de olabilir. *Göstermelik konmasının amacı seyircinin oyuna odaklanmasını sağlamak ve oyunun başladığını belirtmektir.
12
Karagöz camdan uzanır ve Hacivat’a bağırmamasını söyler, Hacivat’ın bağırmaya devam etmesi üzerine kafası kızan Karagöz aşağı atlar ve Hacivat ile kavga ederler. Hacivat kaçar, Karagöz sırtüstü yerde yatar vaziyette iken Hacivat’a söylenir.
13
Karagöz, (bir daha gel bak ben sana neler yaparım) der demez Hacivat gelir. Hacivat’ın gelmesiyle Mukaddime biter, Muhavere başlar.
14
2)Muhavere (Söyleşi, atışma)
Muhavere asıl oyunun konusuyla ilgili değildir. Bu bölüm Karagöz’ün yabancı sözcükleri kullanarak konuşan Hacivat’ı yanlış anlaması ya da yanlış anlar görünmesi, böylece ortaya türlü cinaslar ve nükteler çıkmasıyla sürer gider. Eğer oyun uzatılmak istenirse muhavereden sonra istenirse bir de “Ara Muhaveresi“ oynatılır. Ara muhaveresinde klasik muhaverelerden farklı olarak karagöz ve Hacivat'ın yanı sıra daha farklı tipler de oyun katılabilir. Muhavereler her konuya açıktır, önceden bilinen bir muhaverenin içine günlük olaylar sokulabileceği gibi, günlük olayları şakacı bir dille eleştiren doğaçlama muhaverelerde olabilir. Karagöz oyunlarında doğaçlamaya en uygun bölüm muhavere bölümüdür.
15
Ferhat ile Şirin, Tahir ile Zühre, Leyla ile Mecnun gibi klasik oyunların fasıl bölümleri güncel olayların işlenmesine çok fazla müsait olmamasına karşın, bu oyunların muhavere bölümleri her tür konunun işlenmesine açıktır. Bu Karagöz oynatan ustanın maharetine ve kültürüne bağlıdır. Bu yüzden Karagöz oynatacak kişinin dağarcığının zengin olması gerekir. Eskiden Karagöz ustaları televizyonun, radyonun, gazetenin olmadığı çağlarda Karagöz oyunlarının içinde siyasal taşlamalar yapar ve kamuoyunun sesini temsil ederlerdi. Karagöz perdesinde siyasi olayların canlandırılması Padişah 2. Abdülhamit döneminde ağır cezalara bağlanmıştır. Bu karardan sonra Karagöz oyunları sürekli olarak aynı oyunların ezberlenip oynatıldığı, hiçbir çekiciliği olmayan sıradan bir oyun olup çıkmıştır.
16
Büyük tuluat (doğaçlama) ustası
İsmail Dümbüllü’nün “Seyircinin kararı kesindir, temyize gitmez” dediği gibi ilginçliği kalmayan Karagöz oyunları seyircinin ilgisini çekmez olmuştur. Karagöz oyunlarının ilgi çeker bir duruma gelebilmesi ancak eskiden olduğu gibi güncel olayların mizahî bir dille perdeye aktarılması ile mümkün olabilir. Evliya Çelebi’nin çok övdüğü Hayâlî Kör Hasanzade Mehmet Çelebi’nin akşamdan sabaha dek değişik taklitler yapıp herkesi hayretler içinde bıraktığı, 18. yüzyıl sonlarında yetişen Kasımpaşalı Hafız’ın da gece sabaha kadar sadece Hacivat ile Karagöz’ü oynatıp konuşturduğu, dinleyenlerin çatlamak derecesine geldiği ve vaktin nasıl geçtiğini fark etmedikleri biliniyor.
17
18. yüzyıl sonlarında yetişen hayal küpü Emin Ağa’nın bir söylediği muhavereyi bir daha söylemez diye şöhreti vardır. Muhavere bölümü kafası kızan Karagöz’den dayak yiyen Hacivat’ın kaçması, yalnız kalan Karagöz’ün Sen gidersin beni buraya mıhlamazlar, pamuk ipliğiyle hiç bağlamazlar, ben de çeker gider köşe pencereme otururum bakalım burada ne oyunlar oynanır diyerek çıkması ile sona erer.
18
3)Fasıl (Bir öykünün anlatıldığı asıl oyun)
Bu bölümde bildiğimiz tiyatro oyunları gibi baştan sona bir oyun oynanır,. Oyunun akışına göre kendi kılık ve şiveleri ile Zenne, Çelebi, Tuzsuz Deli Bekir, Beberuhi, Tiryaki, Frenk,Yahudi, Acem, Matiz gibi değişik tipler girip çıkarlar. Elbette ki başrollerde her zaman karagöz ile Hacivat vardır. Karagöz ustası oyunun akışına göre bu tipleri azaltıp çoğaltabilir. Bazı oyunlarda Karagöz ve Hacivat da oyunun akışına göre değişik kılıklarda perdeye gelip rollerini yaparlar. Örneğin Karagöz’ün gelin olması oyununda Karagöz gelin kılığı ile oyuna katılır ya da cazular oyununda Karagöz cinler tarafından çarpılıp eşek haline gelir, Karagöz’ün ağalığı oyununda Hacivat kahya olur , salıncak oyununda ise Karagöz tarafından tanınmamak için kadın kılığına girer.
19
Bazı kaynaklarda Kâr-ı Kadîm (klasik, eskiden kalma), ya da yeni olarak nitelendirilen bazı oyunlar günümüze kadar gelerek klasikleşmiştir. Bu oyunlar yaklaşık kırk tanedir; Aptal Bekçi, Bahçe, Balık, Bursalı Leyla, Büyük Evlenme, Cambazlar, Cazular, Cincilik, Eczane, Ferhat ile Şirin, Hain Kahya, Hamam, Hekimlik, Kağıthane Sefası, Kanlı Kavak, Kanlı Nigar, Karagözün Ağalığı, Karagözün Aşçılığı, Karagözün Bakkallığı, Karagözün Gelin Olması, Karagözün Şairliği, Kırgınlar, Kütahya Çeşmesi, Leyla ile Mecnun, Mal Çıkarma, Mandıra Sefası, Meyhane, Orman, Ortaklar, ödüllü, Sahte Esirci, Salıncak, Sünnet, Tahir ile Zühre, Tahmis, Tımarhane, Yalova Sefası, Yazıcı.
20
4)Bitiş Fasıl bölümü sona erdikten sonra Karagöz ile Hacivat perdeye gelirler (eğer rol gereği perdede farklı bir kıyafet ile görünüyorlarsa perdeden çıkıp normal kıyafetleri ile gelirler). Karagöz oyunlarının klasik bir bitişi vardır. Fasıl bölümü bittikten sonra perdeye seyirciyi eğlendirmek için şarkı veya türkü eşliğinde bir tipleme gelir, eskiden dansöz ya da köçek çıkarmış ancak bu tipleme günümüze uyarlanarak tanınmış bir şarkıcı ya da türkücü vs. olabilir.
21
Eğlendirici tipleme de çıktıktan sonra Hacivat "aman Karagözüm nedir bu işler" der, karagöz ise "kafanı kırsın geyiklerle keşişler" deyip Hacivat'a tokat atar. Bunun üzerine Hacivat “Yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim hemann!" der ve seyirciyi selamlayarak çıkar. Karagöz’de “Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola, ehh Hacivat bir dahaki oyunda yakan elime geçerse vayyy haline!" der ve seyirciyi selamlayarak çıkar. Perde arkasındaki ışığın sönmesiyle oyun sona erer.
23
Mehmet Muhittin Sevilen
24
Mehmet Muhittin Sevilen
"Hayali Küçük Ali" Mehmet Muhittin Sevilen Mehmet Muhittin Sevilen, bilinen adıyla Hayali Küçük Ali, (d. 1886, İstanbul - ö. 7 Şubat 1974, Ankara) Kukla ve gölge oyunu sanatçısı.
25
Geleneksel temaşa sanatının önde gelen ilk isimlerinden olan Sevilen, Türkiye'de Cumhuriyet öncesi Karagöz ve Hacivat sanatının en bilindik temsilcisi, cumhuriyet sonrasında Atatürk'ün huzurunda gösteri yapmış ve O'nun tarafından desteklenmiş bir sanatçıdır.
26
Daha 8 yaşındayken Karagöz oyununa merak saran Mehmet Muhittin, Davutpaşa Rüştiyesini (ortaokul) bitirmesinin ardından PTT'de çalışmaya başladı. I. Dünya Savaşı sürecinde askere gitti. Askerlik sonrasında tekrar mesleğine dönerek 1944 yılında emekli olana kadar Ankara'da çalıştı.
27
Emeklilik sonrasında Karagözcülük konusunda profesyonelce çalışmaya başlayan sanatçı, çocukluk sürecinde Saffet Bey'den aldığı destek ve izleyicisi olduğu Hayali Ömer Efendi, Hayali Memduh Bey, Hayali Arap Cemal Efendi, Hayali Sobacı Ömer Efendi, Hayali Nazif Bey, Hayali serçe Mehmet Efendi, Hayali Kâtip Salih Efendi, Hayali Arap Ömer Ağa ve Hayali Behiç Efendi gibi gölge oyunu ustalarının öğretileriyle, çocuk yaşlarda başladığı oynatıcılık mesleğini sürdürmüştür.
28
İlk oyununu 1900 yılında Fatih'in Draman semtinde Hımhımlı Mandıra adıyla sergilemiş ve büyük ilgi ve beğeni toplamıştır. Cumhuriyet öncesi döneminin zor koşullarında gölge oyununa büyük emek veren "Hayali Küçük Ali", o günlerde sanatını uygulayabilmek için özel izinler almak zorunda kalmıştır:
29
".. mevlanakapı yokuşunda velet karabaş mahallesi'nde, çarıkhane sokağında, 16 numaralı hanede mukim bâlâya, fotoğrafı ilişik ali efendi'ye, edeb ve terbiye dairesinde hikâye söylemek, meddahlık etmek ve hayal oynatmak için müsaade edildiğini bildirir işbu vesika kılındı"...
30
60 yılı aşkın sanat yaşamı boyunca, sadece Karagöz oynatıcılığı yapmakla yetinmeyen Mehmet Muhittin Sevilen, 20 yıla yakın süreyle TRT'de radyo programları gerçekleştirip sunmuş, kitaplar yazmış, meddahlık yapmış, özellikle de öğrenci yetiştirmeye önem vererek, Halkevlerinde öğretmenlik yapmıştır.
31
Birçok oyununun metinlerini kendisi yazan sanatçı, yapıtlarını ülkenin dört bir yanında Halkevleri'nde, "Karagöz odaları"nda sergilemiştir. Karagöz ve Hacivat oyununu, hiç bir özelliğini bozmadan günümüze taşıyarak, yapmacıksız şekilde aktarmayı ustaca başarmış ve bu konuda onlarca ses bantı doldurarak, bu sanatı yaşatma çabasına düşmüş, hastayken bile vazgeçmemiştir.
32
Geleneksel Türk Tiyatrosu'nun oluşumunda temel taşlardan biri sayılan Karagöz oyunu bugün de "Hayali Küçük Ali", Mehmet Muhittin Sevilen'in torunları ve bu sanata gönül verenler tarafından sürdürülmeye çalışılmaktadır.
34
Kisiler
35
Karagöz Karagöz okumamış bir halk adamıdır. Karagöz halk diliyle konuşur. Öğrenim görmüş kişilerin ( Hacivat, Çelebi, Tiryaki vb.) yabancı sözcük ve dil kurallarıyla yüklü sözlerini anlamaz, anlayabildiklerini de anlamaz görünür; bu yabancı sözleri Türkçe sözcüklere benzeterek, onlara ters anlamlar verir. Böylece, toplum içindeki iki ayrı zümrenin dillerinin çarpışmasından türlü gülünçlükler doğar. Karagöz
36
Hacivat, Karagöz'ün tam tersi bir tiptir
Hacivat, Karagöz'ün tam tersi bir tiptir. Öğrenim görmüştür, medrese diliyle konuşmaktadır, her çeşit bilim (matematik, iktisat, ahlâk, gramer vb.) ve sanattan (edebiyat, musiki vb.) az buçuk anlar. Görgü kurallarına uygun davranır, her zaman kişisel çıkarlarını göz önünde bulundurur, bunun sonucu olarak da, kurulu düzeni olduğu gibi kabul edip eleştirme ve direnme yollarına sapmaz, nabza göre şerbet verir. Hacivat
37
Kimi oyunlarda malı mülkü olan zengin bir adam, ya da mirasyedi
Kimi oyunlarda malı mülkü olan zengin bir adam, ya da mirasyedi. Çelebi, karagöz oyunlarının klasik tiplerinden biridir. Çelebi
38
Afyon yutup pineklemekle ömür geçiren, konuşmaların en can alacak noktasında başı öne düşüp uyuklamaya başlayan <<Tiryaki>> nin adı, çoklukla <<Nokta Çelebi>> dir. Eldeki kaynaklar, bu tipin çok eskiden beri hayal perdesinin başlıca kişilerinden biri olduğunu göstermektedir. Tiryaki
39
Hemen bütün oyunlarda <<Altı kolaç>> lakabıyla anılan Beberuhi, cüce, ağzı kalabalık, yaygaracı, boyu ile uygun düşmeyecek yolda tafra satıcı bir çeşit mahalle insanıdır. Bebe Ruhi
40
Bir elinde kama, bir elinde şarap kabı ile perdeye gelen, nâra atan, anasını babasını ve dokuz yüz doksan dokuz kişiyi öldürmüş olmakla övünen, öldürme işinde elinin hafif olduğunu bildiren, başını kestirmek istemeyen ve kendisi gibi yiğit bir kişiden çürük bir başı esirgeyen Karagöz'e şaşan Tuzsuz, perdedeki kişileri zorbalığıyla ürkütür; dolantı karmaşık bir hal aldığı sırada ortaya çıkıp meseleyi çözerek oyunu sona erdirir. Tuzsuz Deli Bekir
41
Karagöz ve Orta oyunu tipidir. Dürüst, mert ama bilgisiz ve kabadır
Karagöz ve Orta oyunu tipidir. Dürüst, mert ama bilgisiz ve kabadır. Çabuk kızar, ataktır, onun için adam öldürmek çok kolaydır. Kabadayılığı vardır, ama sıkıya gelince kaçar. İyi davranılınca uyumludur. İmparatorluk coğrafyasında kavgacı ve silahşorlukları ile tanınır. Kendine has bir şivesi, Arnavut ağzı vardır. Lâf anlatması zordur, okuma yazmayı, sayı saymayı bilmez. Oyunlarda bahçıvanlık, bostancılık, bozacılık, vb. işlerle uğraşır. Arnavut
42
Zenne, bir tiyatro sergisi hâsıl olduğunda kadın rolüne çıkan erkektir
Zenne, bir tiyatro sergisi hâsıl olduğunda kadın rolüne çıkan erkektir. Zenne eski dilde kadın demektir. Zenne
43
Laz Laz , çabuk öfkelenen, çabuk çabuk konuşan ağzı kalabalık, çok hareketli bir tiplemedir. Laz karşısındakine konuşma fırsatı vermez, hep kendi konuşmak ister. Oyunlarda Fırıncı Hayrettin ağa , gemici , fındık tüccarı gibi roller üstlenir. Matiz Elinde sürekli olarak şarap şişesi bulunur. Matiz , sarhoş , külhanbeyi tiplerinin hepsi yaklaşık olarak aynı tiplerdir.(Bekri Mustafa, Bekri Veli, Sakallı Deli, Hımhım Ali, Hovarda Çakır, Kırmızı Suratlı Bakır, Burunsuz Mehmet, Çopur Hasan, Cingöz Mustafa) Argoda çok içki içen ya da çok sarhoş olan insanlara matiz denir.
44
Acem Halıcılıkla uğraşan zengin İranlı tipleme
Acem Halıcılıkla uğraşan zengin İranlı tipleme. İran'dan ya da Azerbeycan'dan gelmiştir. Eğlenmekten ve kendisine dalkavukluk yapılmasından hoşlanır. Bol bol para dağıtır. Şiire düşkündür, söylediği farsça şiirlere Karagöz aynı uyaklarla saçma sapan cevaplar verir. Bunların dışında Osmanlı imparatorluğu döneminde yaşayan her tip Karagöz oyunlarında yerini almıştır. Bu tiplerin başlıcaları şunlardır: -BOLULU AŞÇI -RUM-KÜRT -İMAM-KAYSERİLİ -ÇERKEZ-YAHUDİ -RUMELİLİ-ARAP -ZENCİ-DOKTOR -KÜLHANCI-AYVAZ -KİLCİ-FRENK -HOKKABAZ -DENYO-ÇENGİ -KÖÇEK-SOYTARI HİMMET: Kastamonu'lu Himmet olarak da geçer.Sırtında baltası vardır.Kaba saba bir tiptir .
45
Eksen Kişiler (Karagöz, Hacivat)
Kadınlar (Zenneler, Kanlı Nigar, Salkım İnci, Karagöz'ün karısı, Hacivat’ın Kızı vs.) İstanbul ağzı konuşanlar (Çelebi, Tiryaki) Anadolulu kişiler (Laz, Bolulu, Kayserili, Kürt, Kastamonulu) Anadolu dışından gelen kişiler (Arnavut, Arap, Acem) Müslüman olmayan kişiler (Rum, Ermeni, Yahudi) Kusurlu ve ruhsal hasta olan kişiler (Kekeme, Kambur) Kabadayılar ve sarhoşlar (Matiz, Tuzsuz Deli Bekir, Sarhoş) Eğlendirici kişiler (Köçek, Çengi, Cambaz, Hokkabaz) Olağanüstü kişiler ve yaratıklar (Cazular, Cinler, Canan) Geçici, ikincil kişiler ve çocuklar (Çeyiz taşıyıcıları, Satıcılar vs.)
46
Musikisi Gölge oyunu Karagöz´de musiki önemli bir rol oynar.Karagöz´ün ayrılmaz bir parçası olan musiki bu oyunlarda kendine özgü bir nitelik kazanmış, Osmanlı şehir eğlence musikisinin bir türü haline gelmiştir. Musikinin yer almadığı bir Karagöz oyunu düşünülemez. Musiki Karagöz´de Osmanlı-Türk musikisinin değişik türleri ile beste şekillerini içinde toplar.Klasik musikinin kâr, karçe, murabba, beste, semai, şarkı gibi beste şekilleri; gazel ve taksimler; şehir eğlence musikisinin köçekçeleri, tavşancaları ve oyunhavaları; Anadolu´nun ve Rumeli´nin türküleri dışında, oyunlarının konuları gereği olan Arapça ve Yahudice güfteli şarkılar, Çingene şarkıları, Rum ve Ermeni kültürlerine özgü ezgiler, vals, polka, opera aryası gibi batı müziği parçaları da Karagöz musikisinde yer almıştır.Oyunların konuları musiki repertuarının gittikçe genişlemesini sağlamıştır.Karagöz musikisinin tesbit edilebilen repertuarı daha çok 19. ve 20. yüzyıl Türk musikisine aittir.Ancak, bu repertuarda, Abdulkadir Meragi´ye mal edilen kârlar, Seyyid Nuh, Itrî, Kassamzade, Ebubekir Ağa, Tab´î, Sadullah Ağa, Mustafa Çavuş gibi bestecilerin eserleri de bulunması, bu arada Batı müziği eserlerine de yer verilmesi Karagöz musikisinin sabit olmadığını, Türk musikisindeki ve Türk toplumundaki değişime uyum sağlamak amacıyla her dönemde değiştirildiğini gösterir
47
Örnek Oyun
48
Karagöz Hacivat 1.Zenne 2.Zenne Çelebi Tuzsuz Deli Bekir Beberuhi Eşek
Aptal Bekçi Oyunu Karagöz Hacivat 1.Zenne 2.Zenne Çelebi Tuzsuz Deli Bekir Beberuhi Eşek
49
Nâreke zırıltısı ve tef velvelesi ile göstermelik kalkar, Hacivat Şarkı eşliğinde gelir.
(Şarkı, Şehnaz Sengin Semai) Dîdem yüzüne nâzır, nâzır yüzüne dîdem (Şarkı bittikten sonra Hacivat perde gazelini okur)
50
Of hay hak Gönül verdik perdeye dost, başlayan bir gazeldir Hüner değilse de dünyaya gelmek ne güzeldir Ölümlüymüş dünya, neler gelmiş neler geçmiş Hüner, geçmişi gününde görüp güldürmededir Gülen pek az, ağlayan ne çok, Tanrıyı saymazsak Hüner, oynayan kim, oynatan kim, bilmededir Tanrı gölgesini eksik eylemesin duamız Hüner, gölgede solmadan açmayı bilmededir.
51
Hacivat:Ah efendim ne olurdu şu dört köşe perdede bana da bir arkadaş olsa, eli temiz, yüzü temiz, sözleri tatlıııı Karagöz:(Evin penceresinden bakarak): Hoş geldin keçi suratlı Hacivat:Geliverse şu meydana, o söylese ben dinlesem, efendim haddim olmayarak bendeniz söylesem, bizi seyreden dostlar gülseler eğlenseler, iş ne imiş diyelim işimizi Mevla’m rast getire (Hacivat musiki gazeli okur)Gelse o çeşm-i siyahım Handeler peyda olur
52
Karagöz:(Pencereden bakarak) Hacivat hayırdır yahu ezan mı okuyorsun
Hacivat:Ah bana bir eğlence medet Karagöz:Allah versin Allah versin hadi başka kapıya Hacivat:Yar bana bir eğlence Karagöz:Hacivat aşağıya gelirsem gösteririm sana eğlenceyi Hacivat:Yar bana bir eğlence (Karagöz evden atlar, Hacivat ile kavga ederler, Hacivat kaçar Karagöz yerde yatar)
53
Karagöz:Ah aman, Hacivat'ı kaçırdım ama galiba ben de altıma kaçırdım, sen bir daha gel bak ben sana neler yapacağım Hacivat (Hacivat gelir) Hacivat:Aman Karagözüm akşamı şeriflerin hayır olsun Karagöz:Senin de sülaleni sansarlar boğsun (vurur) Hacivat:Aman Karagözüm ben sana iltifat ediyorum sen ise bana vuruyorsun yazıklar olsun sana yazık Karagöz:Hoş geldin kazık oğlu kazık (vurur) Hacivat:Aman karagözüm ağzından çıkanı hiç kulağın duymuyor
54
Karagöz:A musibet adam, her akşam gelirsin kapımın önünde hay bana pancar hay bana pancar diyerek bağırırsın, hiç halimi sormazsın, başımdan geçenleri bilmezsin Hacivat:Hayrola Karagözüm ne oldu Karagöz:Sorma Hacivat sorma, bizim karıyla kavga ettik Hacivat:Ya, sebep ne peki Karagöz:İşte efendim komşu karının kocası ona elbiseler alırmış da çiçekler gibi gezdirirmiş de ben ona senede bir kat elbiseyi bile çok görürmüşüm de,derken iş büyüdü karı beni kapı dışarı attı
55
Hacivat:Aman Karagözüm hemen kaç
Karagöz:Ben de öyle yaptım zaten Hacı cav cav Hacivat:Eee, sonra Karagöz:Evden çıkınca kahveye uğradım, bir kahve içtim, birden üzerime bir ağırlık çöktü, hamama gideyim de bir yıkanayım dedim Hacivat:Evet karagözüm güzel düşünmüşsün, insan hamama gidince rahatlar Karagöz:Hamama gittim, soyunup içeri girdim bir kurnanın başına oturdum, bir de baktım iki tellağın kolları arasında ipekli peştamallara sarılı birini getirdiler, göbek taşının üstüne bir havlu serdiler, o getirdikleri adamı yatırıp gittiler Hacivat:Evet Karagözüm her halde terlesin diye yatırmışlardır
56
Karagöz:Öyleymiş, adam biraz yattı, sonra ne oldu bilmem adam göbek taşından yuvarlanıp yere düştü
Hacivat:Her halde adamcağız sıcaktan fenalık geçirmiştir Karagöz:Hemen yanına gidip adama baktım, bir de ne göreyim Hacivat adam tıpkı bana benzemiyor mu Hacivat:Olabilir Karagözüm insanlar çift yaratılmıştır derler Karagöz:Birden aklıma bir şeytanlık geldi, usulca adamın belinden ipekli peştamalları çıkartıp kendi belime bağladım, benim peştamalları da onun beline bağladım, adamı ayağından çekip bir kurnanın başına bıraktım, geldim göbek taşının üstündeki havluya yattım Hacivat: Aman Karagöz hamamcılar seni tanırlar Karagöz:Yahu tıpkı o adama benziyorum dedim ya Hacivat:Sonra?
57
Karagöz:Derken tellağın biri geldi, kese istemisiniz efendim dedi, ben de hiç istifimi bozmadım başımı salladım, tellak aldı beni bir kurnanın başına götürdü, beni bir yıkadı bir yıkadı ki Hacivat, ben ben olalı böyle temizlenmemiştim hiç, sonra beni tertemiz ipekli havlulara sarıp o adamın soyunduğu odaya götürdü, bir güzel de kuruladı, efendim sıhhatler olsun çay kahve nargile ister misiniz diye sordu, bir nargile bir de kahve söyleyip afiyetle içtim Hacivat:Peki Karagözüm seni hiç kimse tanımadı mı Karagöz:Tanımadılar, getirin benim çamaşırlarımı dedim, bir bohça getirdiler bohçayı açtım, içinden ipekli çamaşırlar çıktı güzelce giyindim, ceplerini karıştırdım bir de ne göreyim Hacivat Hacivat:Aman Karagöz çabuk söyle ne gördün
58
Karagöz:Cepler para dolu Hacivat, para, beni keseleyene, kurulayana, bohçayı getirene, ayakkabıları getirene, hepsine bol bol bahşiş bıraktım, hepsi yerden temennalar eşliğinde “efendim Allah ömürler versin” diyerek beni uğurladılar, bir de baktım ki hamamın kapısının önünde son model bir fayton bekliyor, arabacı kapıyı açıp buyurun efendim dedi beni arabaya bindirdi. Hacivat:Aman Karagöz o araba da nerden çıktı Karagöz:O beyin arabasıymış Hacivat:Arabacı da seni tanımadı mı Karagöz:Dedim ya tıpkı o adama benziyorum diye Hacivat:Eee sonra
59
Karagöz:Derken Hacivat araba güzel bir konağın önünde durdu
Hacivat:Kimin konağıymış Karagöz Karagöz:O beyin konağıymış, kapılar açıldı iki uşak geldi kollarıma girdi “efendim sıhhat afiyet olsun” diyerekten beni içeri aldılar Hacivat:Uşaklar da seni tanımadı mı Karagöz:Tanımadılar Hacivat, neyse merdiven başında iki güzel kız beni uşakların elinden aldılar yukarı çıkardılar “efendim sıhhat ve afiyetler olsun inşallah” diyerek beni yukarı çıkardılar. Merdivenin başında ipekten gecelikler giymiş dünyalar güzeli bir hanım “kızlar efendimi incitmeyin yavaş çıkarın” diye kızlara çıkıştı beni kızların kolundan alarak bir odaya soktu, oda yatak odasıymış
60
Hacivat:Hanım da seni tanımadı öyle mi
Karagöz:Yahu Hacivat dedim ya sana tıpkı o adama benziyorum diye Hacivat:Sesinden de tanımadılar mı Karagöz:Ben hamam yorgunuyum diye hiç sesimi çıkarmıyorum Hacivat:Ya! Sonra? Karagöz:Hanım bana gecelikler giydirdi, “istirahat ediniz, çok yorulmuşsunuzdur” diyerek kuştüyünden yapılmış yatağa yatırdı, bir yelpaze aldı geldi başucuma oturdu yavaş yavaş yellemeye başladı, ben gözüm yarı açık yarı kapalı uyur gibi yapıyorum
61
Hacivat:(ağzını şapırdatarak) Aman Karagözüm sonra?
Karagöz:Sulanma, ağzını sil tepelerim haaa Hacivat:Anlat Karagözüm anlat sonra ne oldu? Karagöz:Anlatmayacağım işte Hacivat:(yalvarırcasına) Kuzum Karagözüm ne olur anlat sonra ne oldu? Karagöz:Bey hamamdan geldikten sonra biraz istirahat edip kahvaltı edermiş, sofrayı hazırlamışlar hanım gelmiş beni uyandırıyor “efendim kalkar mısınız sofra hazırlandı” diyor, ben yine gözlerim yarı açık yarı kapalı uyuyorum, hanım baktı ki ben uyanmıyorum, herhalde efendinin içine baygınlık gelmiştir diyerek bir şişe lavanta getirdi yavaş yavaş yüzüme serpmeye başladı, ben yine uyanmayınca bolca dökmeye başladı, lavanta ılık ılık yüzümden aşağı doğru akmaya başladı
62
Hacivat:Aman pek de kibar bir hanımmış, sen hamamdan çıktın ya soğuk lavanta seni hasta eder diye ısıtmıştır besbelli Karagöz:Yok yahu Hacı cav cav, meğerse bir köpek gelmiş suratıma işemiyor mu Hacivat:Aman Karagöz köpek de nerden çıktı şimdi Karagöz:Ben kahveye gidip kahve içince uyuyup kalmışım, rüya görmüşüm, o sırada kahvecinin köpeği gelmiş suratıma işiyor ben de rüyamda gördüğüm hanım bana lavanta döküyor sanmışım Hacivat:Aman Karagöz deminden beri anlattığın rüya mıydı? Karagöz:Seni gidi muşmula suratlı adam seni, böyle şeyler gerçek olur mu hiç (vurur, Hacivat gider) sen gidersin beni buraya mıhlamazlar pamuk ipliğiyle hiç bağlamazlar ben de çeker giderim, tavan arasında farelerle tavla atarım(gider)
63
(Muhavere burada biter, fasıl başlar)
Şarkı eşliğinde Zenneler gelir (Şarkı Hicaz Curcuna)Âteşi suzan-ı firkât yaktı cism-ü cânımı (Zenneleri Hacivat karşılar) Hacivat:Vay efendim hoş geldiniz Sefalar getirdiniz, böyle şarkılar söyleyerek ne tarafa gidiyorsunuz 1.Zenne:Allah ömürler versin Hacivat Çelebi, şöyle biraz gezmeye çıktık Hacivat:Anladım hanım kızım, evde otura otura canınız sıkıldı herhalde
64
1.Zenne:Ah evimizi hiç sormayın Hacivat çelebi, evin damı akıyor ama ev sahibi hiç aldırmıyor, bir dolaşalım bakalım bir ev bulabilirsek hemen taşınacağız Hacivat:Aman hanım kızım iyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş, benim elimin altında güzel bir ev var eğer beğenirseniz hemen size vereyim o evi, yeter ki evi beğenin sizden iyi kiracı mı bulacağım 1.Zenne:Evi görebilir miyiz Hacivat çelebi Hacivat:Hay hay evladım, buyurun (eve girerler içerde konuşurlar) işte hanım kızım burası mutfak, burası yatak odası 1.Zenne:Çok güzel Hacivat Çelebi Hacivat:Yukarıda da iki oda var, çok kullanışlıdır, bakınız arkada bahçesi de var
65
2.Zenne:Tavuk kümesi de var mı efendim
Hacivat:Elbette var hanım kızım 1.Zenne:Pek güzelmiş efendim (perdeye gelirler) Kirası ne kadar Hacivat Çelebi Hacivat:Evladım siz yabancı değilsiniz sizin için elli milyon olur 2.Zenne:Peki efendim biz bu evi tuttuk, buyurun bir aylık da peşin veriyoruz Hacivat:Sağ olunuz evladım güle güle oturunuz (gider) 2.Zenne:Biz de gidip evi temizleyelim bari (giderler)
66
Şarkı eşliğinde Tuzsuz Deli Bekir gelir (Şarkı Hicaz Düyek)Külhanbeylik omuzdaşlar bize pek şandır
Tuzsuz:(Nâra atar) Ey gidi felek, ey gidi felek be Karagöz:(pencereden bakarak) Hey gidi dümbelek be, bu da kim yahu Tuzsuz:Bana bak öyle tepeden konuşma erkeksen aşağı gel de boyunu görelim Karagöz:(gelir) Ne var be ne bağırırsın ayağına basılmış ayılar gibi? Tuzsuz:Eyt be, bana bak bre sen beni tanır mısın, bana adıyla sanıyla Tuzsuz Deli Bekir derler Karagöz:Senin tatsız tuzsuz olduğun belli zaten
67
Tuzsuz:Bana bak var mısın benimle bir güreşe bakalım ha
Karagöz:Seninle değil, senden daha kabadayı pehlivan varsa o gelsin onunla güreşirim ben Tuzsuz:Bana bak yere bir mendil ser bakalım Karagöz:Ne olacak mendil Tuzsuz:ben şimdi bir vuruşta senin kelleni keseceğim, kellen yere düşüp toz olmasın diye, eğ bakalım başını yere Karagöz:Sen beni biraz bekle bakalım burada(Karagöz eve gidip bir sopa alır, sopayı arkasına saklayıp perdeye gelir) Bana bak Tuzsuz, başımı nasıl eğecektim ben? Tuzsuz:(Başını aşağı eğerek) İşte böyle Karagöz:(sopayı Tuzsuz’un kafasına indirir) Al sana
68
Tuzsuz:Aman bre kelleyi kırdın
Karagöz:Kırarım ben, sana Tuzsuz Deli Bekir derlerse bana da Karagöz pehlivan derler Tuzsuz:helal sana be, ben kendimi kabadayı sanırdım meğer sen benden daha kabadayı imişsin Karagöz:Elbette öyleyim Tuzsuz:Sen hakikaten kabadayı bir adama benziyorsun, bana bak ben seni bu mahalleye bekçi yapıyorum tamam mı, Karagöz:Olur Tuzsuz efendi olur, Tuzsuz:Yalnız şu karşıdaki eve yeni taşınan zennelere dikkat et, yabancılar girmesin haydi eyvallah (gider) Karagöz:(eve gider başına bir külah takıp perdeye gelir) haydi bekçi verelim, peynirli, kıymalı, sade bekçi Zenne:(içerden) Aa gündüz vakti de bekçi dolaştığını bu mahallede gördüm ayol
69
Şarkı söyleyerek Çelebi gelir Şarkı Nihavent İstanbul Türküsü) Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur Zenne:(perdeye gelerek) Vay beyim böyle şarkılar söyleyerek nereden gelirsiniz, nerelere gidersiniz Çelebi:Nereye olacak, sizi aramaktan ayaklarıma kara sular indi, evden ayrılmışsınız Zenne:Evet efendim çıktım, buraya taşındım, yeni evimiz çok güzel Çelebi:Müsaade ederseniz görmek isterim efendim
70
Karagöz:(pencereden) Ooo burada pazarlık başlamış
Zenne:Tabii efendim ama buralarda bir bekçi dolaşıyor siz yarım saat sonra gelin olmaz mı bekçi anlamasın, hem aramızda bir parola belirleyelim, siz parolayı söyleyince ben kapıyı açarım içeri girersiniz Çelebi:Çok iyi olur Karagöz:Hem de parolalı ha Zenne:Siz kapıyı çalınca ben size parola derim siz de lofça çivisi dersiniz, kapıyı açarım Karagöz:Parola çiviymiş anladım Çelebi:Allahaısmarladık efendim (gider) Zenne:Güle güle efendim uğurlar olsun
71
Karagöz:(gelip zennelerin kapısını çalarak) Açın ben geldim
Zenne:(içerden) Parola? Karagöz:Çivi Zenne:Ne çivisi Karagöz:(Kendi kendine) Çivinin adını anlamadım ki yahu.. Şey hanım çivi işte yahu Zenne:Çivi anladık ama ne çivisi
72
Karagöz:Temel çivisi Zenne:Değil Karagöz:Döşeme çivisi Karagöz:Nal çivisi Karagöz:Ayakkabı çivisi Zenne:O da değil Karagöz:Canım işte çivilerin birisi Zenne:Tamam ama adı ne Karagöz:Ölünün körü çivisi (gider, yavaşça çelebi gelir)
73
Çelebi:(kendi kendine) Buralarda kimseler yok galiba (kapıyı çalar)
Zenne:(içerden) Kim o Çelebi:Çivi Karagöz:(pencereden bakarak) Ooo çivici başı gelmiş Zenne:(içerden) Ne çivisi Çelebi:Lofça çivisi Zenne:Buyurun efendim buyurun (kapıyı açar) Karagöz:(pencereden) Tüh lofça çivisi imiş (perdeye iner, zennelerin kapısını vurur) Karagöz:Çivi Zenne:Ne çivisi Karagöz:Lofça çivisi Zenne:Buyurun içeri
74
Karagöz:(içeri girer) Ooo maşallah sofra da kurulmuş
Çelebi:(içerden)Hoş geldin bekçi baba Karagöz:(içerden)Hoş bulduk çivicibaşı Zenne:(içerden)Ne içersiniz bekçi baba rakı şarap likör vermut? Karagöz:(içerden)Rakı var mı rakı Zenne:(içerden)Var efendim buyurun Karagöz:(içerden)Oh yarasın Zenne:(içerden) Mezelerden de buyurun efendim Çelebi:(içerden)Yavaş iç bekçi baba sarhoş olursun Karagöz:(içerden)Sen karışma, oh yarasın (içer sarhoş olur, bu sırada Tuzsuz Deli Bekir perdeye gelir)
75
Tuzsuz:(Nâra atarak) Ey gidi felek be, nerde o bekçi olacak adam be
Zenne:(içerden) Aman kaçın Tuzsuz geldi Çelebi:(içerden)Nereye kaçalım Zenne:(içerden) Arka kapıdan kaçın Karagöz:(içerden) Ya ben nereye kaçayım Zenne:(içerden)Sen de bahçeye saklan Karagöz:(içerden) Olur ben de bahçedeki kümese gireyim (kümese girer içerden tavuk horoz sesleri gelir) ötme kerata keser dolmanı yaparım ha
76
Tuzsuz:(içerden) Ooo rakı sofrası da hazırmış
Zenne:(içerden)Sizin için hazırladım efendim Tuzsuz:Mezeler fiyakalı ama piliç kızartması yok Zenne:(içerden) Şimdi kümesten bir tane alıp keserim efendim Tuzsuz:(içerden) Olmaz ben gider keser getiririm bir tane Karagöz:(içerden) Eyvah Tuzsuz kümese geliyor galiba (Tuzsuz kümese girer karagözü görür) Tuzsuz:(içerden)Vay bekçi baba senin burada işin ne Karagöz:(içerden)Tavuklara hırsız dadanmış da onu bekliyordum
77
Tuzsuz:(içerden) Aferin bekçi baba sen git artık ben hakkından gelirim o hırsızın
Karagöz:(perdeye gelir) Oh yarabbi şükür kurtuldum Tuzsuzun elinden Zenne:(içerden)Tuzsuz gel efendim ben şimdi pilici kızartır getiririm Tuzsuz:(içerden) Hele bir tane daha doldur bakayım şu rakıdan Zenne:(içerden) Buyurun efendim Karagöz:Bu iş böyle olmaz bu Tuzsuzu kapı dışarı etmeli (gider beberuhileri toplar kendi de bir eşeğin üzerine biner gelir) bana bakın beberuhiler bu eve tatsız tuzsuz bir adam girdi bunu yakalayıp kapı dışarı atacağız tamam mı Beberuhiler:(hep bir ağızdan) Sen merak etme Karagöz biz arkandayız
78
Karagöz:Ama bana bakın adam hem sarhoş hem de bıçaklı
Beberuhiler:Sen merak etme Karagöz biz sarhoştan da bıçaktan da korkmayız Karagöz:Hadi bakalım göreyim sizi, ben şimdi Tuzsuzu dışarı çağıracağım Beberuhiler:Çağır gelsin biz ona yapacağımızı biliriz Karagöz:(eve doğru bağırarak) Hey bana bak Tatsız tuzsuz herif senin bu evde işin ne çık bakayım dışarı (beberuhilere dönerek) bana bakın hazır mısınız herif geliyor Beberuhiler:Hazırız gelsin Karagöz:Bana bak Tuzsuz erkeksen dışarı çık Tuzsuz:(dışarı çıkar) Eyt be kim o eşeğin üstünde bağıran Karagöz:Mahalle bekçisi (bu sırada beberuhiler kaçar)
79
Tuzsuz:Ne istiyorsun be
Karagöz:Biz mahalleliler seni bu evden çıkarmaya geldik (arkasına bakar ki beberuhiler gitmiştir) Ee şey yani Tuzsuz sana bir eşek getirdim belki binersin diye Tuzsuz:Hani beni evden atacaktınız be Karagöz:Yok yahu şaka yaptım ben sana Tuzsuz:Ben eşek meşek istemem defol Karagöz:Gel bakalım eşek efendi biz gidelim
80
Tuzsuz:(evdeki zenneler hitaben) Bana bak güzelim ben şimdi meyhaneye gidiyorum yarın akşam yine gelirim hadi eyvallah (gider , Hacivat ve Karagöz perdeye gelirler) Hacivat:Aman karagözüm nedir bu işler Karagöz:kafanı kırsın geyiklerle keşişler Hacivat:Yıktın perdeyi eyledin viran varayım sahibine haber vereyim hemann Karagöz:Burada oyunumuz erdi sona her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola kalın sağlıcakla. (Işık söner oyun biter)
81
Not:Önemli olan oyunu yazılı olduğu şekliyle ezberleyip oynatmak değildir. Önemli olan karagöz oyunlarının en temel özelliği olan doğaçlama geleneğini kullanarak oyunun temel örgüsünü bozmadan uygun yerlerine güncel espriler ve motifler ekleyerek ilgi çeker bir hale getirmektir. Bu metinde örnek olarak kullanılmış olan müzikler de değiştirilip seyircinin ilgisini çekebilecek güncel müzikler kullanılabilir, ancak kullanılacak müziğin ilgili tiplemelerin genel karakteristiğine uygun olması gerekir. *Karagözün aptal bekçi oyunu Mehmet Muhittin Sevilen (Hayali Küçük Ali) tarafından yazılan Milli Eğitim basımevi tarafından 1969 yılında basılan KARAGÖZ adlı kitaptan alınmıştır.
82
SON
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.