Sunuyu indir
1
DEMOKRASİ ….
2
Demokrasi Nedir? Demokrasi kavramı da tıpkı siyaset kavramı gibi üzerinde bir çok muhalif görüşün olduğu bir kavramdır. Farklı tanımlara sahip olsa da genel olarak demokrasiyi halk yönetimi şeklinde tanımlayabiliriz. Yunanca bir kelime olan demokrasi; Demos ve Kratos kelimelerinin birleşmesinden meydana gelir. Yunanca’da “Demos” “halk” “Kratos” ise “güç” anlamlarına gelmektedir.
3
Yunanca’dan türeyen bu kelimenin, yönetim biçimi olarak Antik Yunan Felsefesinde pek de olumlu bir anlamı yoktur. Aristoteles ve Platon’a göre demokrasi kötü bir yönetim biçimidir. Demokrasi’yi “cahil halkın kendi seçtiği yeteneksiz yöneticilerle yönetildiği çok kötü bir rejim” olarak tanımlar. Platon’a göre demokraside hiçbir erdeme ve doğruluğa yer yoktur. Tıpkı Aristoteles’te olduğu gibi Platon da demokrasiyi ortak iyiliği amaçlayan “Politeia” yönetim şeklinin bozulmuş hali olarak tarif etmektedir. Bu görüşe göre demokrasi; sadece yoksulların çıkarını amaçlayan yönetim şekli anlamına gelmektedir.
4
Demokrasi’yi en basit anlamıyla halkın yönetimi olarak tanımlarsak bir çok soruyla karşılaşırız. Halk Kimdir? Sorusu bun soruların en başında gelmektedir. Halk kavramını herkesi kapsayan bir şemsiye olarak değerlendirdiğimizde birçok konuda tüm insanların aynı şeyi düşünmelerini bekleyemeyiz. Dolayısıyla halkı çoğunluk olarak tanımlamaktayız. Peki demokrasiye çoğunluğun yönetimi şeklinde bir tanım getirirsek demokrasilerde azınlık haklarından nasıl bahsedeceğiz?
5
Modern demokrasilerde azınlıkta kalan halkların haklarını koruyacak olan anayasalardır. Dolayısıyla ideal demokrasilerde demokrasiyi güvence altına alan kurum, azınlıkta kalan insanların haklarını güvence altına alan ve bireyleri devletten gelebilecek tehlikelere karşı koruyan anayasal kurumlardır. Azınlıkta kalan insanların haklarının savunmasında Siyasal Eşitlik kavramı temel işlev görmektedir. Yönetimi çoğunluğa vermemiz, sayısal üstünlüğe değer vermemiz anlamına gelmektedir. Sayısal üstünlüğün her zaman nitelik üstünlüğüne yol açmayacağını, çoğunluk kararlarının, sırf çoğunluğa ait olduğu için “doğru” ve “haklı” olduğunu söyleyemeyiz.
6
Bu gibi durumların yaşanmaması için siyasal eşitlik kavramı demokrasinin işlevselliğini garanti altına almaktadır. Siyasal Eşitlik: Siyasal Eşitlik, siyasal iktidar ve etkinin eşit dağılımı anlamına gelir. Siyasal eşitlik demokrasinin köşe taşlarındandır. Liberal demokratik teoride , siyasal eşitlik siyasi hakların eşit dağılımına tekabül eder. Bu ilke genel olarak şu ifadeyle özetlenir; “Tek birey, tek oy, tek değer”.
7
Demokrasinin Erdemleri
i-) Bireylerin Kendi Kaderlerini Tayin Edebilmesi: Demokrasinin ahlaki temeli, bireylerin kendi kaderlerini özgürce tayin edebilmelerine imkan sağlamasıdır. Demokratik yönetimin kurallarını yurttaşlar koymaktadır; en azından bu kurallara rızalarını beyan etmekte ve bunları onaylamaktadırlar. Bir kimse, kendi koyduğu veya rızasını gösterdiği kurala, kimsenin zorlaması olmadan gönüllü olarak riayet edecektir.
8
ii-) Farklı Hayat Tarzlarının Bir arada yaşayabilmesi:
İnsanların sahip olduğu yaşam biçimleri, dünya görüşleri birbirinden farklılıklar gösterebilmektedir. Demokratik toplumlarda bu farklılıklara sahip insanların bir arada barış içinde yaşaması demokrasinin erdemlerinden biridir. iii-) Birey Ve Bireysel Özgürlüklerin Değeri: Demokrasi bireyi ve bireysel özgürlükleri koruyan ve geliştiren bir sistemdir. Demokrasi bu haliyle özgürlüğün sağlam bir aracıdır.
9
iv-) İnsanın Gelişmesi:
Siyasal hayata aktif katılım sağlaması suretiyle demokrasi, insanın kendi kendini geliştirebilmesi için imkanlar yaratmaktadır. v-) Adaletin Sağlanması: Demokrasilerde haksızlığa uğrayan bireyler anayasal güvence altına alındıklarından mağdur kaldıkları durumu anayasal kurumlar aracılığıyla giderebilmektedirler. vi-) Çatışmaların Çözümü: Demokrasi, “kurşun yerine oy kullanılmasını, kafaların kırılması yerine sayılmasını” kurumlaştıran bir sistemdir.
10
DEMOKRASİ MODELLERİ Doğrudan Demokrasi
Doğrudan demokrasi vatandaşların siyasal karar alma sürecine doğrudan, aracısız ve devamlı katılımını ifade eder. Doğrudan demokrasi böylelikle yöneten ve yönetilen ile devlet ve sivil toplum ayrımlarını ortadan kaldırmaktadır. Eski Atina’da görülen doğrudan demokrasinin avantajları: Demokrasinin en saf formu olarak doğrudan demokrasi vatandaşların kendi kaderlerini tayin hakkını güçlü bir biçimde destekler.
11
Daha bilgili ve siyasal açıdan daha öngörülü vatandaşların yetişmesine yardım eder.
Kamuya, politikacılara ihtiyaç duymaksızın kendi görüş ve menfaatlerini ifade etmek imkanı sağlar. Vatandaşlar kendi verdikleri kararları daha kolay kabul ettikleri için yönetimin meşruluğu üzerinde bir tartışma yaşanmaz.
12
Temsili Demokrasi Temsili Demokrasi demokrasinin sınırlı ve dolaylı biçimidir. Bu modelin sınırlılığı ve dolaylılığı belirli dönemlerde yapılan seçimlerle işletilmesinden kaynaklanmasıdır. Seçimler vasıtasıyla halk kendisini yönetecek kimseleri belirler. Bu model yönetenler ile yönetilenler arasında güvenilir ve etkili bir bağ kurduğu sürece demokratiktir. Temsili Demokrasinin Faydaları: Bu model demokrasinin uygulanabilir bir biçimini sunmaktadır.
13
Sıradan vatandaşlara karar alma süreci içinde bir sorumluluk yükler.
Sıradan vatandaşların yönetime doğrudan katılmaması sisteme bir istikrar verir. İktidarın daha eğitimli, daha bilgili ve daha tecrübeli ellerde olmasına yol açabilir.
14
Totaliter Demokrasi Her ne kadar demokrasinin doğasına ter düşse de bu tür bir yönetim biçimi genelde bir diktatörün halkın taleplerine ve eğilimlerine duyarlı olduğu bir yönetimi ifade etmek için kullanılmaktadır.
15
Plebister Demokrasi Plebister demokrasi referandum ve benzeri vasıtalarla halkın yönetim üzerinde bir belirleyiciliğe sahip olduğu demokrasi modelidir. Bu modelde halkın siyasi konularda fikrini doğrudan ifade edebilmesi söz konusudur. Dolayısıyla bu model doğrudan demokrasinin veya katılımcı demokrasinin bir biçimi olarak görülebilir. Ancak Plebister Demokrasi, liderlerin yönlendirme çabalarından etkilenmeye açık olduğu için eleştirilmektedir.
16
Sosyal Demokrasi Bu kavram komünist rejimlerde gelişmiş demokrasi çeşitlerini kapsamaktadır. Kendi aralarında farklar bulunmasına rağmen liberal demokrasi sistemleriyle kesin olarak karşıt bir çizgidedir. Genel olarak siyasi eşitliğin yanında sosyal demokrasi ile ekonomik eşitliğinde sağlanması gerekliliğini savunmuşlardır. Karl Marx, kapitalizmin yıkılmasından sonra geçici bir proletaryanın devrimci diktatörlüğü'nün olacağını sonradan ise proleter demokrasi sistemiyle komünist bir toplumun oluşacağını savunmuştur. Komünist devletlerde görülen demokrasi sisteminin fikir yapısı Marx’tan çok Lenin’e aittir. Bu ülkelerde, partilerin denetimsiz gücünün demokrasiyi gölgede bıraktığı eleştirisi yaygın olarak yapılmaktadır.
17
Radikal Demokrasi 1-)Kimlik-Fark ilişkisine dayalı,
2-) Devlet egemenlğini sorunsallaştıran, 3-) Siyasal alanı global/ulusal/yerel etkileşim eksenine doğru genişleten, 4-) Sivil toplumu da devlet/parti gibi bir siyasal özne olarak düşünen ve bu bağlamda, 5-) Katılımcı demokrasinin liberal demokrasi için önemini vurgulayan yeni bir siyaset anlayışını ifade eder.
18
Müzakereci Demokrasi Yeni geliştirilmiş bir kavram olan Müzakereci (Tartışmacı) Demokrasi, siyasi kararların, karşılıklı görüşmelerle sağlanan mutabakatlara dayanmasını ve gözardı edilen marjinal grupların da bu müzakerelere en geniş ölçüde dahil edilmesi için azami çaba sarfedilmesini ifade etmektedir. Özellikle ileri biçimde, muhalif olanları kendilerini ifade etmesine zemin hazırlanmasını, alınacak kararların ileride yaratacağı sonuçların öngörülebilmesini savunan bu demokrasi anlayışı, sonuçlar kadar süreçlere de önem vermektedir.
19
Tekno-Demokrasi Doğrudan-Demokrasiyi zorlaştıran maddi imkansızlıkların üstesinden gelmek üzere teknolojinin (bilgisayarlar ve internet) kullanılmasını savunmaktadır. Teknoloji, vatandaş teknolojilerinin daha canlı bir şekilde temsilini sağlayarak, ileri bir demokrasiye geçişi sağlayacak bir araç olarak öne çıkmaktadır. Elektronik uygulama yöntemleriyle demokrasiye olan katılımı artırılmasını dile getiren görüş.
20
Konsensüs Demokrasisi
Özellikle kanun yapımı sırasında, mümkün olan en geniş mutabakatın aranmasını ifade etmek için kullanılmaktadır. Halka yakın (Grassroots) demokrasi de, yakın bir anlamda kavram dağarcığında yer almaktadır.
21
Liberal Demokrasi Bugün dünyada egemen olan ve bir ideal olarak yüceltilen demokrasi, başına “liberal” sıfatının eklendiği “liberal demokrasi” olduğu için ayrı bir başlık altında incelenmeyi hak etmektedir. Liberal demokrasinin, tüm dünyada görülen ortak uygulamalarına göre, temel nitelikleri şöyle sıralanabilir:
22
Demokrasinin temsili ve dolaylı bir biçimidir
Demokrasinin temsili ve dolaylı bir biçimidir. Siyasi eşitlik prensibine uygun olarak yapılan düzenli seçimlerle iktidarın belirlendiği bir sistemi ifade etmektedir. Liberal demokrasi rekabete dayanan seçimlerle sürdürülür. Rekabet siyasi çoğulculuk, hoşgörü ve çatışan fikirlerin özgür bir biçimde var olabilmesi ile gerçekleştirilir. Liberal demokraside, devlet ile sivil toplum arasında açık bir ayrım vardır. Bu ayrım ekonomik hayatın piyasa kurallarına göre organizasyonu ile özerk grup ve çıkarların meşru kabul edilmesi şartına dayanır.
23
Anayasal Demokrasi Anayasal demokrasi, liberal demokrasi dünyasının ürettiği yeni bir kavramdır. Siyasi özgürlükleri garanti altına almak için devlet anayasa teknikleriyle sınırlandırılmaktadır. Anayasal demokrasi, devleti bu amaçla sınırlamaya çalışan ve bunu anayasal normlara dönüştüren bir anlayışı ifade etmektedir. Anayasal demokrasi, halkın yönetimi yerine “özgür halkın yönetimi”ni koymaktadır. Demokrasi, sadece iktidarın kaynağının kimde olduğu sorusuna bir cevaptan ibaret değildir; aynı zamanda iktidarın denetimini de ifade etmektedir. Bu denetim içinde, hak ve özgürlüklerin koruyucusu olarak yargı erkinin hayati bir yeri bulunmaktadır.
24
Anayasal Demokrasinin karşılığı “demokratik hukuk devleti” veya “hukuk yoluyla demokrasi”dir. Hukuk yoluyla demokraside yargının, özellikle anayasal yargının kritik bir yeri vardır. Anayasa yargısı, hem özgürlüklerin, hem de hukuk devletinin güvencesi olmaktadır. Görüldüğü üzere, anayasal demokrasi bireysel hak ve özgürlükleri hukuk güvencesine alan, böylelikle çoğunluğun azınlık üzerindeki tahakümmünü yargı aracılığıyla engelleyen kurumsal bir çözümü yansıtmaktadır.
25
Demokrasinin Paradoksları
Platon’un Paradoksu Halkın iradesi kendilerinin değil de bir tiranın yönetmesini isterse ne olacak? Platon’a göre özgürlük için yasalara başkaldıran insan yarın özgürlüğü yasaklamak isterse, bu durumda demokrasi nasıl devam edecektir? Seçimle iş başına gelen Hitler bu paradoksa örnek teşkil etmektedir.
26
Bu paradoksu çözmeye çalışan Karl Popper şu mantığı yürütmektedir: Demokrasinin amacı kim yönetmeli? Sorusuna cevap bulmaktan ibaret değildir. Önemli olan soru şudur: “Siyasal Kurumları nasıl örgütleyelim ki, kötü ya da yeteneksiz yöneticilerin çok fazla zarar verebilmeleri önlenebilsin?
27
İstikrar ve Adalet Paradoksu
Diğer bir paradoks, seçim sistemlerinin de temel açmazını oluşturan “istikrar” ve “adalet” ilkeleri arasında yaşanmaktadır. Demokratik ilkelere göre, halkın siyasal sistemde kendisini adil bir şekilde temsil etmesi gerekir. Temsil adil bir şekilde gerçekleştiği zaman, demokratik iktidar sorumluluklarını kaçınılmaz olarak yerine getirmek zorunda kalacaktır. Ancak, toplumda yer alan bütün eğilimlerin ve çıkarların adil bir şekilde temsil edilmesi, yönetimde istikrarsızlığa ve sonuçta karar alamayan ve kararlarını icra edemeyen bir iktidara yol açabilmektedir. Bu duruma yönetilemeyen demokrasi denmektedir.
28
Birbirinden farklı siyasi partilerin iç çekişmelerine sahne olan koalisyon hükümetleri bu duruma örnek teşkil etmektedir. Kısaca siyasi istikrarı sağlayabilmek için “temsilde adalet” ilkesine bir sınırlama getirmek gerekmektedir. Bu durum ise demokrasinin temel ilkeleriyle çelişmektedir.
29
Önemli Düşünürler ve Eserleri
Robert Dahl Demokrasi ve Eleştirileri Giovanni Sartori------Demokrasi Teorisine Geri Dönüş Karl Raimund Popper----- Açık Toplum ve Düşmanları
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.