Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
MADDE BAĞIMLILIĞI Bağımlılık;
Herhangi bir maddenin tedavi amaçlı olmaksızın, Fizyolojik bir ihtiyaca cevap vermeden giderek artan miktarlarda kullanılmasıdır.
2
Bağımlılık diyebilmek için
Bağımlılığın çeşitli ölçütleri vardır. Buna göre aşağıda yer alanlardan sadece üçü bağımlılık tanısı koymak için yeterlidir. 1. Madde kesildiğinde ya da azaltıldığında yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması. 2. Madde kullanımını denetlemek ya da bırakmak için yapılan ama boşa çıkan sürekli çabalar. 3. Maddeyi sağlamak, kullanmak ya da bırakmak için büyük zaman harcamak
3
Bağımlılık diyebilmek için
4. Madde kullanımı nedeni ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azalması ya da tamamen bırakılması. 5. Maddenin tasarlandığından daha uzun ve yüksek miktarlarda alınması. 6.Fiziksel ya da ruhsal sorunların ortaya çıkmasına ya da artmasına rağmen madde kullanımını sürdürmek.
4
Bağımlılıkta üç ana unsur:
Her durum ve koşulda maddenin alınması için engellenemeyen bir arzu ve isteğin bulunması, Devamlı olarak kullanılan dozun arttırılması zorunluluğu (Tolerans). Kullanılan maddeye ve onun etkilerine karşı psikolojik ve fizyolojik ihtiyacın bulunması (Yoksunluk).
5
Bağımlılıkta Ortaya Çıkan İhtiyaçlar
Psikolojik ihtiyaçlar : Şiddetli sıkıntı, huzursuzluk ve uykusuzluk. Fizyolojik ihtiyaçlar: Baş ağrısı, bulantı, terleme, kasılmalar, (kol ve bacaklarda, eklemlerde) şiddetli ağrılar, epileptik nöbeti ve kronik zehirlenmeyi andıran bulgular vb. (Kesilme/yoksunluk krizi)
6
Bağımlılığı tehlikeli kullanımdan ayırmak gerekir. Ama Nasıl?
Tehlikeli kullanım, madde kullanımının kişinin kendine, hayatına ve çevresine zarar vermesidir. Madde kullanımına bağlı olarak kişi işine gitmez, okula devam etmez, işinde başarısızlıklar ortaya çıkar, ailesini ve çocuklarını ihmal eder, bedeninde fiziksel bozulmalar olur. Madde kullanımı nedeni ile tartışma, kavga gibi yineleyen kişiler arası ve toplumsal sorunlar, madde taşımak ve bulundurmak ya da madde etkisi ile gelişen davranış bozuklukları dolayısıyla yasal sorunlar yaşanabilinir.
7
Fiziksel bağımlılık Fiziksel bağımlılık; maddenin varlığına karşı duyulan fizyolojik bir istektir. Beden uyuşturucu maddeye karşı bir adaptasyon geliştirir. Madde alınmadığı zaman, ortaya bazı belirtiler çıkar. Çünkü, bedenin bulduğu fizyolojik adaptasyon bozulmuştur. Kendini yeni duruma göre ayarlamak zorundadır. İşte bu dönemde belirtiler gözlenir.
8
Ruhsal bağımlılık Ruhsal bağımlılık, alışkanlık gibi bazı terimler ile de açıklanır. Kişinin duygusal ya da kişilik yapısı gereği, gereksinimlerini tatmin etme, gidermek amacı ile o maddeye düşkünlüğü biçiminde tanımlanabilir. Ruhsal bağımlılıkta madde alındığında doyum, rahatlama ve haz meydana gelir.
9
Bağımlılık kontrol edilemez!
Bağımlıların büyük çoğunluğu kontrol edebileceği inancı ile madde kullanmaya başlamıştır. Hiçbir zaman bağımlı olabileceğini DÜŞÜNMEMİŞTİR. Amaç ara sıra kullanmaktır. Ancak sonuçta kişi bağımlı hale gelir. Çünkü, bağımlılık madde kullanımının kaçınılmaz sonucudur. Kişi bağımlı olduğunun farkına varamaz. Farkına vardığı zaman ise ÇOK GEÇTİR.
10
Kaç kez madde kullanınca bağımlı olunur?
İnsanda madde kullanmaya başladıktan ne kadar sonra bağımlılık gelişeceğine ilişkin yeterli veri elimizde yoktur. Bağımlılık gelişme riski kullanılan madde cinsine, maddenin saflığına, kullanan kişinin fiziksel ve ruhsal yapısına göre değişir.
11
Kaç kez madde kullanınca bağımlı olunur?
Örneğin eroin bir kez kullanıldıktan ve etkisi geçtikten sonra saat süre ile istenmeyen ruhsal etkilere neden olur. Katkı maddeleri ile fazla karıştırılmamış kokain, ilk kullanımdan sonra bile bağımlılık yapabilir. Bu nedenle bu maddelerin bir kez kullanılması bile sakınca yaratır ve bağımlılık riski vardır.
12
Bağımlılık iyileşmez, düzelir!
İnsan bir kez bağımlı oldu mu artık bir daha tam olarak bu bağımlılıktan kurtulamaz. Ancak bu demek değildir ki, bağımlılık düzelmez. Bağımlılık düzelir ancak iyileşmez. Kişi madde kullanmadığı sürece iyidir. Bir sorunu yoktur. Ancak madde kullandığı andan itibaren bağımlılık sorunu derhal canlanır ve her şey yeniden başlar.
13
Sorun Olgusu ve Maddeye Başlama İlişkisi
Sorunlarına çıkış yolu bulamayan genç, iletişim ve etkileşim yolları kesildiğinde çözümsüzlük, çaresizlik ve umutsuzluk duyguları ile saldırganlığı kendisine yöneltir. Buna eşlik eden, yaşama güdüsünü engelleyen yalnızlık, yabancılaşma ve nesnelleştirme ile yaşamını ve varoluşunu anlamsızlaştırır. Genellikle son bir olay, bir çatışma, örseleyici bir yaşantı gencin (zaten gelişmemiş olan) savunma mekanizmalarını yıkarak mutluluk arama için maddeye sarılmak düşüncesini eyleme dönüştürür.
14
Sorun Olgusu ve Maddeye Başlama İlişkisi
Gençlerde bağımlılık yasal bir sorun olmaktan çok, psikopedagojik bir sorundur. Gencin algılama süreci, dış dünyanın ve gerçekliğin değil, kendi iç dünyasının projeksiyonudur. Her gencin sapma gösteren davranışının dinamikleri kendine özgüdür.
15
Ergenlerde Madde Kötüye Kullanımında Risk Faktörleri
Heyecan arama Dürtüsellik Davranım bozukluğu Suça yönelik davranışlar Okul başarısızlığı Duygusallık Çökkün duygu durum Kendine karşı güvensizlik Kendini küçük görme
16
Ergenlerde Madde Kötüye Kullanımında Risk Faktörleri
Denetlenemeyen olumsuz yaşam olayları ve bunlara ikincil duygu durum bozuklukları Anne-babada alkolizmin varlığı ve buna bağlı olarak anne-babada ilgi ve denetimde yetersizlik Ergende yüksek stres düzeyi ve duygusallık
17
Ergenlerde Madde Kötüye Kullanımında Risk Faktörleri
Genetik faktörler Akran gruplarının baskısı Ailede başka bağımlının model teşkil etmesi Toplumsal değer ve normlar Bireyin yaşamakta olduğu semt Parçalanmış aile yapısı, anne ve babaların evde YOK oluşu bağımlılıkta tetikleyici etken olma açısından büyük önem taşır.
18
Ergenin madde kullanımına yol açan ruhsal ve toplumsal özellikler
Sorumsuzluk Başkaldırma Bağımlılık Güvensizlik Güçsüzlük Yetersizlik İlişki kurma Toplumdan kaçmak Deneme
19
Ergenin madde kullanımına yol açan ruhsal ve toplumsal özellikler
Arkadaş etkisi Merak Taklit Teşvik Özenti Özdeşleşme Özerklik
20
Madde kullananlara ilişkin özellikler
1.Madde kullanan çocuklar/gençler aile ilişkilerini azaltır ve evde az vakit geçirirler. 2.Her zamankinden daha fazla para harcamaya başlarlar. 3.Hiç tanımadığınız arkadaşlar edinmeye başlarlar. 4.Kendisine olan özeni azalır. 5.Çevresi,arkadaşları eski önemlerini yitirirler. 6.Uykulu ve yorgun gözükebilirler. 7.Yeme düzeni bozulur, kilo kaybedebilirler. 8.Daha sinirli olabilirler.
21
Fiziksel Belirtiler Bitkinlik Dalgınlık Uyuklama Uyku bozukluğu
Konuşma güçlüğü Burun akıntısı Terleme Titreme Dengesizlik
22
Fiziksel Belirtiler Gözde kanlanma Göz bebeğinde daralma
Yüzde kızarma -solukluk Kabızlık İshal Mide-barsak yakınmaları Yürüme bozukluğu Solunum güçlüğü Ağrılar
23
Madde kullanımı insan bedenine ciddi zararlar verir
Kullanılan maddeler vücuttaki bir çok organ açısından risk taşımaktadır. Sinir sistemi zarar görür, Karaciğer ve böbrek yetmezliği gözlenebilir, akciğer, sindirim sistemi maddelerle ciddi anlamda tahribata uğrar.
24
Ruhsal –Toplumsal Belirtiler
Duygu durum değişikliği İlgi, istek kaybı Donukluk Bilişsel bozukluklar Başarıda azalma Bakımsız dış görünüş Gerçek dışı konuşma İçe kapanma Çevre değiştirme Konuşma içeriğinde değişme Aşırı para harcama Suç işleme eğilimi Sorumsuzluk Evden uzaklaşma
25
Madde Alt Kültürü Bir davranış biçimi olarak bağımlılık olgusu, MADDE – KİŞİLİK YAPISI – SOSYOKÜLTÜREL ETMENLER (madde alt kültürü) triadı içinde karşılıklı etkileşim ve entegrasyon halindedirler. Uyuşturucu kullanmaya …. ve …. başlayan genç, bağımlılığını çoğu kez uç durumlarda noktalar. Böylece ….. ya da …. bulmak amacıyla içine girdiği uyuşturucu alt kültüründe bilerek veya bilmeyerek kaçakçıların oyuncağı olur. Bağımlılığın yaşamı artık yer altı örgütlerinin çıkarları doğrultusunda işlev yapan bir organizma durumuna indirgenmiştir.
26
Ergenlik çağına özgü olan bu özelliklerin etkisinde altında duyduğu endişe , kaygı, korkuyu gideren, gereksinimlerine doyum sağlayan ortamı, yolu, yöntemi bulamadığında, aile ve çevre bunları sağlayamadığında, ergen kişiliğini ve kimliğini farklı alt kültürlerde bulmaya çalışacaktır.
27
Grup içine giren birey başkalarıyla birlikte olmanın verdiği anlayış, dayanışma, güven, paylaşma duyguları içinde birbirinden farklı ve çeşitli öğrenme süreçleriyle farkında olarak veya olmadan madde kullanan altkültürün bir üyesi haline gelebilir. Ergen grup içinde rolü ve yeri olduğuna inanır.
28
Grup içinde bulunmaktan mutluluk duyan, içinde bulunduğu ortamda rol ve yer sahibi olduğuna inanan ergen,kendisini başkalarından farklı ve üstün görür. Madde kullanımını ve bağımlılığını bir saygınlık imgesi olarak kabul eder. Kendisini ortak kültürden soyutlar. Ortak kültüre karşı, öfke, kızgınlık, nefret gibi duygular besler. Bu durum süreklilik kazandığında kişilik özelliklerinin temel yapısında yer alır.
29
Böylece içinde bulunduğu grubun etkisi altında madde kullanmayı başlar
Böylece içinde bulunduğu grubun etkisi altında madde kullanmayı başlar. Ayrıca madde kullanımını sürdürmek amacıyla akla uydurma, gerçekleri çarpıtma, dışa yansıtma, kötüleme, yadsıma, duygu yalıtımı, tepki oluşturma gibi savunma düzenleriyle kendince haklı ve doğru nedenler bulmaya çalışır. Madde kullanımını engel aşmada, sorun çözmede geçerli bir yol olduğuna inanır. Başkalarını da inandırmak için çaba harcar.
30
Madde kullanımı günlük ve gelecek yaşamının tek amacı olur
Madde kullanımı günlük ve gelecek yaşamının tek amacı olur. Bu nedenle aile, ev, iş, okul ilişkileri bozulur. Başkalarıyla çatışma ve sürtüşme ortaya çıkar. Bu durum ise kimi zaman pişmanlık ve suçluluk duygusu yaratır. Ancak bu duyguların yol açtığı endişeyi, kaygıyı, azaltmak için maddeden medet umar.
31
Ergenin Yetiştiği Çevre ile İlgili Nedenler
Ergenlikte belirli eğilimlerin oluşmasında çocukluk dönemlerinde kazandığı duygusal, zihinsel ve toplumsal uyarılmalarla ilgili olarak sosyal yaşama hazırlık döneminin önemi oldukça büyüktür. Bu nedenle aile sosyal yaşamın temelini oluşturur. Çocuğun kişiliğinin temel özellikleri ve çekirdeği, aile içinde gelişerek yaşta genel çizgileri belirlenir. Çocuğun sosyal statü ve itibar kazandığı ilk sosyal grup ailedir.
32
Ergenin Yetiştiği Çevre ile İlgili Nedenler
Aile içi iletişim ve etkileşim, ergenin sosyalleşme yoluyla kişisel, sosyal ve ahlaki normlara ve değerlere ulaşmasına, duygu, düşünme ve davranış biçimlerinin belirlenmesine ve gelişmesine en önemli katkıyı sağlar. Aile ortamı içinde yeterli destek deneyim fırsatı elde eden ergenler, bu gelişme dönemini daha sakin ve başarılı geçirebilirler.
33
Ergenin Yetiştiği Çevre ile İlgili Nedenler
Ergenlik döneminde duygu-düşünme-davranışları düzenleyici mekanizmalar henüz kurulmamış ve olgunlaşma tamamlanmamıştır. Arzu ve istekleri ile çevresel etkenler arasındaki uzlaşma gerçekleşmemiştir.
34
Bu Açıdan; Psikoseksüel, psikososyal, ahlaksal ve bilişsel yönden gelişimini sağlıklı bir şekilde gerçekleştiremeyen ve sürdüremeyen, kimlik bunalımı yaşayan, Olumsuz aile dinamikleri olan, ailesiyle olumsuz iletişim ve etkileşim içinde bulunan bağımsızlık-sorumluluk çatışması yaşayan, Ana- baba tutum ve normları ile sosyal grubun tutum ve normları arasında çatışmaları olan, Sosyal çevresi ile ilişkilerinde yoğun sorunlar yaşayan ergenin, topluma uyumunun ve etkileşiminin bozulduğu hallerde, madde bağımlılığı ve suç gibi olgulara yönelme riski artacaktır.
35
Zaman ve süreç içinde oluşan olgu formasyonunu şu şekilde sırayabiliriz;
4) Zorlanmalar ve engellenmeler karşısında ergenin geliştirdiği ve kanalize edemediği öfke, kızgınlık ve hostilite(düşmanlık)gibi duygular kolaylıkla saldırganlığa dönüşebilir. 5) Bu aşamada ergenin kişilik yapısı ve etki-tepki özellikleri ile ailesinin dinamikleri, ortak ve alt kültür özellikleri de devreye girerek saldırganlığın ve yıkıcı etkinliğin yönü belirlenir. 6) Ergen, pasif ve içe dönük tepkiler geliştiren kişilik özelliklerine sahipse; Psikosomatik hastalıklar (metabolik ve psikofizyolojik sıkıntılar), Alkol ve madde kullanımı, Suça yönelme İntihar ve girişimleri;
36
Madde Bağımlılığı Bağlamında Ergenlerin Ortak Duygu – Düşünme – Davranış Özellikleri
Bilişsel süreçlerde (özellikler algı, öğrenme ve soyut düşünmede) yetersizlik Aşırı denetleyici / zayıf süper ego Realiteyi kavrama nosyonunda bozukluk/gerçeği çarpıtma Engellere dayanıksızlık, kırılganlık, yıkılma/kırılma noktasında düşüklük Sorumsuzluk, yanlış özdeşleşmeler Zeka kalitesinde yetersizlik Amaç ve inanç eksikliği
37
Madde Bağımlılığı Bağlamında Ergenlerin Ortak Duygu – Düşünme – Davranış Özellikleri
Emosyonlarını (duygulanım durumlarını) coşkulu bir şekilde uçlarda yaşamak İçe kapanma, çökkünlük, tepkisizleşmeden öfke nöbetlerine, saldırganlığa ve şiddete ani geçişler İrritabilite / çabuk alevlenme, Yetersizlik, çaresizlik, değersizlik duyguları Özbakımında bozulma, ilgi ve istek kaybı Sebatsızlık, kararsızlık, düzensizlik
38
Madde Bağımlılığı Bağlamında Ergenlerin Ortak Duygu – Düşünme – Davranış Özellikleri
Kişi ve nesnelerle gerçekçi, sürekli ve uyumlu ilişkiler kuramama Otoriteye karşı gelme Aşırı para harcama, çevre değiştirme aileden – evden ve okuldan uzaklaşma Gerileme( regresyon) Duyarsızlaşma, yabancılaşma, nesnelleştirme
39
Zaman ve süreç içinde oluşan olgu formasyonunu şu şekilde sırayabiliriz;
Denediği iletişimler ve benimsediği roller birbirine karışırsa, fizyolojik ve sosyal ihtiyaçları engellenirse, davranış kalıpları başarısız olursa; ergen kendisini dayanıksız, yetersiz güvensiz görür. Bu düşünme ve duygulanımla içsel ve çevresel çatışma ve anksiyete yaşar. Bu nedenle duygu, düşünme ve davranışlar üzerindeki denetimini kolaylıkla kaybederek ruhsal dengesi bozulur ve kişilik gelişimi gerileyerek (regresyon) kimlik bunalımı yaşar, sosyal uyumu bozulur.
40
Madde Bağımlılığının Sonuçları
Aldığı miktara, maddenin farmakolojik özelliğine, kullanan kişinin kişilik yapısına ve içinde bulunduğu ortamın etkisine göre kısa ve uzun süreli ruhsal bozukluklara ve zehirlenmelere neden olur. Ruhsal bozukluklar arasında bilinç bulanıklığı, bellek yitimi, duygu durum ve kaygı bozuklukları, algı ve düşünce bozukluklarıyla birlikte olan ruhsal hastalıklar, cinsel işlev sapmaları ve kalıcı ruhsal hastalıklar ilk sıradadır.
41
Madde Bağımlılığının Sonuçları
Madde kişi için bedensel ve ruhsal gereksinim durumuna gelmiştir. Maddeyi almak için önüne geçilmeyen şiddetli istek duyar, tek amaç ve beklenti durumuna gelmiştir. Yasal olan ve olmayan kullanarak kişi maddeye ulaşmaya çalışır Madde miktarı günden güne çoğaltılır. Çünkü maddenin kesilmesi veya yetersiz miktarda alınması sonucu yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Yoksunluk belirtileri genellikle şiddetli baş ağrısı, kusma, bulantı, aşırı terleme,iştahsızlık, ishal, uykusuzluk, taşkınlık, kasılma, sara nöbetleri, biçimindedir. Yoksunluk belirtileri tedavi altına alınmazsa koma ve ölümle sonuçlanabilir.
42
Bağımlılık Dinamiğinde en Etkili Etmen
Bağımlılık sorununun çekirdeğini oluşturan en etkili dinamik etmen, aile dinamiklerinin baskın rolüyle gerçekleşen ergenin kişiliği ve bu kişiliğin toplum içinde etki-tepki özellikleridir.
43
Madde Kullanan veya Bu Eğilimde Olan Ergene Yardım İlkeleri
Bilgilendirme:Hedef kitle maddeyi hiç kullanmayanlardır. Özendirmeden , merak arttırmadan madde kullanmakla ilgili bilgi verilir. Madde kullanımının yaşamı üzerinde etkileri tartışılır. Ergene problemlerinin çözümünde yardım etme: Ergenin kişiliği ve yetersizliği ele alınır. Problem çözme/karar verme becerisi geliştirmede, kişisel sorunları çözmede yardımcı olunur. Direnç Geliştirme: Sosyal baskıya direnme programıdır. Hayır diyebilmeyi, direnme becerilerini arttırmayı amaçlar. Reklamların etkisi üzerinde durulur. Alternatif programlar geliştirme: Boş zaman değerlendirme, eğlence,iş ve beceriler geliştirme programları uygulanır. Yaşıt yönelimli yaklaşım: Yaşıtlar arası ilişki temelinde düzenlenir.
44
Madde Kullanan veya Bu Eğilimde Olan Ergene Yardım İlkeleri
Ailenin uyarılması ve toplumsal tutumun değişimi: Sağlıklı çocuk yetiştirme konusunda gerekli önlemler alınır, madde kullanımını hafife alan, bu konuda hoşgörülü toplumsal yaklaşım engellenir. Ergen aktif biçimde devamlı ve büyük miktarda madde ve alkol kullanıyorsa zaman kaybedilmeden madde bağımlılığını tedavi eden bir hastaneye yatırılmalıdır Eğer ergen genç sık ve muntazam olmasa da madde kullanıyorsa ve ayrıca değerlendirilmesi veya tedavisi gereken psikopatoloji varsa, mutlaka güven duyduğu bir psikiyatriste gönderilmelidir. Çünkü böyle bir ergen muhtemelen bir tedavi merkezine yatırılmayı reddedecektir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.