Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

HADİS ÇEŞİTLERİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "HADİS ÇEŞİTLERİ."— Sunum transkripti:

1 HADİS ÇEŞİTLERİ

2 KONULAR 1. Kaynağına Göre Hadis Çeşitleri 3. Râvilerinin Sayısına Göre Hadis Çeşitleri 4. Sıhhat Derecesine Göre Hadis Çeşitleri 5. Uydurma (Mevzu) Hadisler 5.1. Mevzu Hadislerin Ortaya Çıkış Nedenleri 5.2. Mevzu Hadisleri Tanıma Yolları 5.3. Mevzu Hadislerin Yol Açtığı Zararlar 5.4. Mevzu Hadislere Karşı Alınan Önlemler Okuma Metni: Sosyal İlişkilerle İlgili Hadis Metinleri

3 Kaynağına Göre Hadis Çeşitleri
Merfu Kutsi Mevkuf Maktu İleri

4 Kutsi Hadis Kutsi hadis, anlamı Allah’a, lafzı Hz. Peygambere ait olan hadislere denir. Allah’ın, Hz. Peygamberin kalbine bir fikir ilham etmesi ve Hz. Peygamberin de bu ilhamı kendi ifadeleriyle ortaya koymasıdır. Bunlara ‘ilahi’ ve ‘rabbani’ hadisler de de denir. Kutsi hadis, her yönüyle ayetten farklıdır. Çünkü ayetler lafzen ve anlam bakımından ilahi koruma altındadır. Bundan dolayı insanların benzerini ortaya koyma kabiliyetleri yoktur. Aynı durum kutsi hadis geçerli değildir. İbadetlerde ayetlerin yerlerine kullanılamazlar. Hadis literatürü içerisinde değerlendirilirler. Kutsi hadis, nebevi hadis gibi senet ve metinden oluşur. Senedinde hadis Allah’a isnat edilir. Allah’ın Resulü Rabbinde buyurdu ki… gibi ifadelerle başlar. Kutsi hadislerin de sahihi, zayıfı ve uydurma olanı vardır. Kutsi hadisler, Allah’ın rahmeti, azameti, kudreti gibi konuları ihtiva eder. Fıkıh ve ibadetle ilgili konuları içermez.

5 Kutsi hadis ile ilgili eserler:
Enes (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Nebi (SAV)’nin Rabbinden rivayet ettiği bir hadis-i kutside Allah Teala şöyle buyurdu: «Kulum Bana bir karış yaklaştığı zaman, ben ona bir arşın yaklaşırım. O Bana bir arşın yaklaşınca, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek geldiği zaman, Ben ona koşarak varırım.» (Buhari, Tevhid, 50) Kutsi hadis ile ilgili eserler: Aliyyu’l-Kâri’nin el-Ehâdîsu’l-Kutsiyye Münavi’nin el-İthafu’s-Seniyye bi’l Ehâdîsil’-Kutsiyye Adlı eserler H. Hüsnü Erdem tarafından Kırk Kutsi Hadis ve İlahi Hadisler adıyla Türkçeye çevrilmiştir. Geri dön

6 Merfu Hadis Hz. Peygambere isnat edilen bütün söz, fiil ve takrirlere merfu hadis denir. Hz. Peygambere ait bütün nakiller hadis diye adlandırıldığı halde, hadisin merfu gibi bir sıfatla isimlendirilişi, sahabe ve tabiin sözlerinden ayırt etmek içindir. Allah’ın Resul'ünden işittim, Allah’ın Resulü buyurdu ki, Allah’ın Resulü şöyle yapardı veya şöyle yaparken gördüm, peygamberin huzurunda şöyle yapardık denilerek rivayet edilir.

7 Bir sahabenin gaybi konular gibi şahsi kanaatine dayanması mümkün olmayan mevzulara dair verdiği haberlere hükmen merfu hadis denir. Sahabenin Hz. Peygamberden duyduğunu belirtmemesi onun hadis olmamasını gerektirmez. Sahabe bu tür konuları ya Hz. Peygamberden yada Hz. Peygamberden öğrenen bir sahabeden duymuştur. Ancak bu haberi veren sahabenin israili nakillerde bulunmaması şarttır. Şu işi yapmamız bize emredildi, bu işi yapmakta bir sakınca görmezdik, şu iş sünnettendir gibi lafızlarla başlayan sahabenin rivayetleri de çoğu alime göre merfudur. Ebu Said ve Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre Resulullah şöyle buyurdu: «Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar müslümanın başına gelen her şeyi, Allah, onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar.» (Buhari, Merdâ, 1) Geri dön

8 Mevkuf Hadis Sahabelerden söz, fiil ve takrir olarak rivayet edilen haberlere mevkuf hadis denir. Falan sahabe şöyle dedi, şunu yaptı, şu olayda sesini çıkarmadı, diye nakledilen haberler mevkuftur. Mevkuf denmesinin sebebi, isnadın sahabede kalmış olmasıdır. Mevkuf hadisler dinde delil olarak kullanılmaz. Ancak İslam'a uygun olanlar vaazu nasihatte kullanılabilirler. Mevkuf hadisler sahih, zayıf hatta uydurma olabilirler. Örnek: Abdullah b. Mesud dedi ki: «Bir müneccime veya kâhine giderek onların söylediklerini kabul eden kişi Hz. Muhammed’e indirileni inkar etmiş demektir.» Geri dön

9 Maktu Hadis Sahabeden sonraki nesil olarak bilinen tâbiinden söz, fiil ve takrir olarak rivayet edilen haberlere maktu hadis denir. Maktu’ hadisler dinde delil olarak kullanılmazlar. Abdurrezzak b. Hemmam’ın Ma’mer b. Raşid’den onun da İbni Şihab ez-Zührî’den naklettiğine göre; Ma’mer dedi ki, Zühri’ye, bir yere yaslanarak yemek yemeyi sordum. Zühri bana ‘sakıncası yok’ diye cevap verdi. Geri dön

10 Râvilerinin Sayısına Göre Hadis Çeşitleri
Mütevatir Hadis Âhâd Hadis Meşhur Hadis Lafzî Mütevatir Aziz Hadis Manevî Mütevatir Garib Hadis Devam et…

11 Mütevatir Hadis Yalan üzere birleşmeleri aklen mümkün olmayan çok sayıda râviler topluluğunun, her nesilde, yine kendileri gibi bir topluluktan rivayet ettiği, işitme ve görmeye dayanan hadise mütevatir hadis denir. Mütevatir hadisin yalan üzere birleşmeleri mümkün olmayan topluluklar tarafından rivayet edilmesine tevatür denir. Ravilerin sayısının çok olması, onların yalan üzerine birleşip asılsız haber uyduramayacak olmaları bakımından önemlidir. Geri dön

12 Lafzi Mütevatir Senedin başından sonuna kadar her tabakada bütün ravilerin aynı lafızlarla rivayet ettikleri hadise lafzi mütevatir hadis denir. Mütevatir denilen bir hadis için manen mütevatir kaydı yoksa o hadis lafzen mütevatir kabul edilir. «Kim bana, bilerek yalan isnad ederse cehennemdeki yerine hazırlansın.» (Buhari, ilim, 38) Geri dön

13 Manevi Mütevatir Lafızları değişik olduğu halde aynı anlamı ifade eden rivayetlere manevi mütevatir denir. Dua sırsında ellerin kaldırılması manevi mütevatire örnektir. Çünkü duada Hz. Peygamberin ellerini kaldırdığına dair çok sayıda rivayet vardır. Fakat bunlar değişik olaylarla ilgili değişik şekillerde aktarılmıştır. Bütün rivayetlerin birleştiği ortak anlam duada ellerin kaldırıldığıdır. Menevi mütevatir hadislerin sayısı lafzi mütevatir hadislerden daha fazladır. Geri dön

14 Âhâd Hadis Mütevatir hadis şartlarını taşımayan hadislere âhâd hadis denir. Bir hadisi rivayet edenlerin çokluğu bazı tabakalarda mütevatir derecesine ulaşmış olsa bile, bazı tabakalarda sayı azalmışsa mütevatirin şartı ortadan kalkmış ve hadis âhâd hadisler arasında yer almış olur. Mütevatir hadisler az olduğu için Hz. Peygamberden rivayet edilen hadislerin büyük çoğunluğu âhâd hadislerdir. «Ameller niyetlere göredir.» (Buhari, Bed’ü’l-Vahy, 1) Yukarıdaki hadisi, Hz. Peygamberden yalnız Hz. Ömer, Ömer’den yalnız Alkame, Alkame’den yalnız Muhammed b. İbrahim, Muhammed b. İbrahim’den de yalnız Yahya b. Said rivayet ettiği için hadis, shih olmakla birlikte âhÂd hadis olarak değerlendirilir. Geri dön

15 Sözlükte, şöhrete ulaşmış, halk arasında şöhret kazanmış demektir.
Meşhur Hadis Sözlükte, şöhrete ulaşmış, halk arasında şöhret kazanmış demektir. Herhangi bir tabakada en az 3 ravisi bulunan hadislere meşhur hadis denir. Eğer bir hadis tabakasından birinde sadece 3 râvi tarafından rivayet edilmiş ise diğer tabakalarda râvi sayısı mütevatir hadisin râvi sayısına ulaşmış olsa bile o hadis meşhur hadistir. «Allah, ilmi insanların hafızalarından silip unutturmak suretiyle değil, alimleri vefat ettirmek suretiyle ortadan kaldırır. Nihayet ortada alim kalmayınca halk bir takım cahil insanları kendilerine lider seçer; bunlara bir şeyler sorulur; onlar da rastgele cevap verirler. Böylece hem kendileri doğru yoldan saparlar; hem de başkalarını saptırırlar. (Buhari, ilim, 34) Geri dön

16 Buhari Ebu Hureyre’den rivayetle,
Aziz Hadis Herhangi bir tabakada râvi sayısı en az 2’ye düşmüş olan hadislere «aziz hadis» denir. Bazı tabakalarda 3 veya 3’ün üstünde râvisi bulunan bir hadis meşhur iken, sonraki tabakalarından birinde bu sayı 2’ye düşecek olursa, hadis meşhur olmaktan çıkar ve aziz olur. Buhari Ebu Hureyre’den rivayetle, «Sizden biriniz, ben kendisine ana babasından, çoluk-çocuğundan ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça tam manasıyla iman etmiş olmaz.» (Buhari, İman, 7) Bu hadisi Hz. Peygamber’den Enes ve Ebu Hureyre; Enes’ten Katâde ve Abdülaziz b. Suheyb; Katâde’den Şu’be ve Said; Abdülaziz’den İsmail b. Uleyye ve Abdülvâris; bunların her birinden sayıları ikiden fazla olan raviler rivayet etmişlerdir. Geri dön

17 Garib Hadis Garib, sözlükte yalnız ve kimsesiz kalmış kişi manasına gelir. Bir tabakada tek bir ravisi bulunan hadise garip hadis denir. Bazen bu hadislere fert hadis denildiği de olmuştur. «Hz. Peygamber büyük-küçük, köle-hür bütün müslümanların Ramazanda fıtır sadakasını bir sa’ ölçüsü hurma veya aynı ölçüde arpa olarak vermelerini emretti.» (Muvatta 192) Bu hadisin metnindeki ‘mine’l-müslimin’ ziyadesinde İmam Malik teferrüd etmiştir. Bu demektir ki, hadisin İmam Malik’ten başka bütün ravilerinin rivayetlerinde bu ziyade yoktur. Dolayısıyla onun tefrrüd ettiği bu fazladan lafızları taşıyan metin gariptir. Geri dön

18 Sıhhat Derecesine Göre Hadis Çeşitleri
Sahih Hasen Zayıf Senetteki Kopukluktan Doğan Zayıf Hadisler Raviye Yapılan İthamlardan Doğan Zayıf Hadisler Mürsel Münker Munkatı’ Metruk Mu’dal Muallel Muallak Müdrec İleri Müdelles Mevzu

19 Sahih Hadis Resulullah’a ait olduğunda usul bakımından herhangi bir tereddüt bulunmayan, sıhhatine hükmedilmiş olan hadistir. Adalet ve zabt sahibi râvilerin muttasıl senetle rivayet ettikleri, şâz ve muallel olmayan hadistir. Sahih hadisin kendisiyle amel edilmesi vaciptir. Geri dön

20 Sahih Hadisin Özellikleri
Sahih hadisin ravileri adildir. Yani din ve dünya işlerinde dürüsttür. Sahih hadisin ravileri zapt sahibidir. Hafızaları sağlamdır ve zamana karşı dayanıklıdır. Sahih hadisin senedi muttasıldır. Senedindeki her ravi hocasından rivayette bulunmuştur. Sahih hadis şâz değildir. Yani ravilerinden biri güvenilir ravilere muhalif rivayette bulunmaz. Sahih hadis muallel değildir. Gizli-açık herhangi bir kusuru bulunmaz.

21 Hasen Hadis Sahih ile zayıf hadis arasında yer alan, ancak sahihe daha yakın olan hadistir. Sahihlik şartlarını taşımakla birlikte ravileri zabt yönünden sahih ravileri derecesine çıkamayan/zayıf olan ravilerin rivayet ettikleri hadislerdir. Hasen hadis terimini ilk kez Tirmizi kullanmıştır. Hasen hadisle amel konusunda hadis imamlarının çoğu, sahih hadisler gibi delil olarak kullanılabileceği görüşündedir. «Ümmetimi zora sokmaktan endişe etmeseydim, onlara her namaz vaktinde misvakla dişlerinin temizlemelerini emrederdim.» (Buhari, Cuma, 8) Bu hadisin senedinde bulunan Muhammed b. Amr hafıza ve zabt yönünden kusurlu bulunarak tenkit edilmiştir. Geri dön

22 Zayıf Hadis Sahih ve hasen hadiste bulunması gereken şartları taşımayan fakat uydurma olarak da isimlendirilemeyen hadistir. Zayıflık, ya hadisin senedindeki kopukluk, ya ravisinin adalet ve zabtındaki bir kusur, ya da metnin şâz ve illetli olması gibi hususlarda söz konusu olur. Zayıf hadis çeşitlerinin bir kısmı senetteki kopukluktan diğer bir kısmı da ravinin kusurlarından kaynaklanır. Geri dön

23 Mürsel Hadis Tabiinin sahabeyi atlayarak doğrudan Hz. Peygambere isnatla ‘Hz. Peygamber şöyle yaptı, şöyle dedi, gibi ifadelerle naklettikleri hadislerdir. Mürsel hadisin delil olup olmayacağı hususu ihtilaflıdır. Müellif Tebei Tabiin Tabiin Hz. Peygamber Sahabe «…Said b. Müseyyeb’den rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber canlı hayvan karşılığı et satışını yasakladı.» (Tedrib, 1/199) Said b. Müseyyeb tabiindendir. Geri dön

24 Munkatı’ Hadis: Etbeu’t-Tabiinin, tabiini atlayarak sahabiden naklettiği hadistir. Müellif Hz. Peygamber Tebei Tabiin Sahabe Tabiin Senedinin herhangi bir yerinden bir ravinin veya farklı yerlerinden, peş peşe olmamak şartıyla birden fazla ravinin düştüğü hadistir. Sendinde mübhem bir kişinin bulunduğu hadis de munkatı’ hadistir. Munkat’ı hadis delil olarak kullanılmaz. Senette tabiinden olan râvi düşmüştür.

25 Örnek Hadis «Sufyan-ı Sevri’den, o Ebu İshak’dan, o Zeyd b. Yusey’den, o da Huzeyfe’den rivayet etmiştir k. Huzeyfe demiştir ki Hz. Peygagamber şöyle buyurdu. ‘Hilafete Ebu Bekir’i geçirirseniz (iyi olur); çünkü o kuvvetli ve güvenilir biridir. Hiçbir kınayıcının kınaması onu Allah yolundan alıkoyamaz. Ali’i geçirirseniz (de olur); çünkü o, yol göstericidir, doğru yoldadır. Sizi de doğru yolda tutar.’» (Marife, 29) 2 inkıta var. 1. Abdürrzzak’ın bu hadisi Sevri’den değil, Nu’man’dan işitmesi, 2. Sevri’nin Ebu İshak’tan değil, Şureyk’ten işitmesi. Bu durumda Nu’man ile Şureyh isnaddan düşmüştür. Geri dön

26 Mu’dal Hadis Senedinde peş peşe iki veya daha fazla ravinin düştüğü ve bu sebeple zayıf sayılan hadistir. Müellif Hz. Peygamber Tebei Tabiin Sahabe Tabiin Merfu hadisi, sahabe ve Resulullahı zikretmeyerek tabiinden birinin sözüymüş gibi nakletmek de hadisi mudal kılar. Bu hadis çeşidinde peş peşe iki ravinin düşmesi kapalılığa sebep olmuştur. Mudal hadis, munkatı hadisten daha zayıftır ve delil olarak kullanılamaz.

27 Örnek Hadis A’meş’den o da: Şa’bi’den dedi ki, «…Kıyamet günü adama ‘dünyada iken şunu şunu yaptın’ denir. Adam ‘hayır yapmadım’ der demez ağzı mühürleniverir.» (Ulum, 55) Bu sözün peygambere ait olup olmadığı belli değildir. Şa’bi’nin hadis rivayet etmiş olduğu Enes de isnaddan düşmüştür. Geri dön

28 Muallak Hadis Senedin baş tarafından bir veya birkaç râvi ya ada tamamının ismini kaldırarak rivayet etmesidir. Hz. Peygamber Müellif Sahabe Tabiin Tebei Tabiin Hadisi nakleden müellif, isnadın tamamını atlayarak, direk Hz. Peygamberden rivayet etmiştir. Hz. Peygamber Müellif Sahabe Tabiin Tebei Tabiin Müellif, senedin başındaki tebeî tabiînden hadis alması gerekirken onu atlayıp tabiînden hadisi rivayet etmiştir.

29 Örnek Hadis «İbni Abbas dedi ki, ‘Hz. Peygamber bir deve üzerinde Kâbe’yi tavaf etti.» (Buhari1/119) Bu hadiste müellif senedin son kısmından sahabeye kadar olanı atlamış ve direk sahabeden rivayette bulunmuştur. Bu atlama senetteki uzunluktan dolayı bir tasarruf değilse zayıftır. Kullanılmaz. Geri dön

30 Müdelles Hadis Sözlükte: Alış-veriş esnasında satıcının sattığı malın kusurunu gizleyerek müşterisini aldatmasıdır. Hz. Peygamber Müellif Z Tabiin Y Sahabe Tebei Tabiin X Bu hadis türünde râvi, hadis aldığı gerçek kişiyi gizlemekle hem insanları aldatmış hem de rivayetinin kusurunu gizlemiş olur. Bu nedenle delil olarak kullanılamaz. Bir râvinin, çağdaşı olup görüştüğü fakat hadis almadığı veya çağdaşı olduğu halde görüşmediği bir şeyhten işittiğini zannettirecek şekilde rivayet ettiği hadistir.

31 Açıklama Burada X, hadisi Z’den aldığı halde, zayıflığı vb. nedenlerle Z’yi gizleyerek diğer rivayetleri kendisinden aldığı esas şeyhi tebeî tabiînden almış gibi göstermektedir. Halbuki bu rivayeti çeşitli nedenlerle almadığı esas şeyhi (tebeî tabiîn) yerine, ondan alan bir başka râviden (Z) almış, fakat bunu gizlemiştir.

32 ÖRNEK HADİS «…Yahya şunları söylerken duydum: Hişam b. Urve, babası (Urve İbnu’z-Zübeyr)’den, Hz. Aişe’den naklederek onun şöyle dediğini anlatırdı: Hz. Peygamber iki iş arasında seçim yapmak durumunda kaldığında (günah olmadığı sürece) kolay olanı seçerdi.» «…O, hiçbir şeye (ne kadına ne hizmetçiye) asla eliyle vurmamıştır.» Yahya diyor ki: «Hişam b. Urve’ye hadisi (babasından) duyup duymadığını sordum. Bana «Babam, Hz. Aişe’nin ‘Hz. Peygamber iki iş arasında seçim yapmak durumunda kaldığında (günah olmadığı sürece) kolay olanı seçerdi.’ dediğini haber verdi. Babamdan bundan başkasını duymadım. Hadisin geri kalan kısmını ondan işitmedim. O kısım ez-Zührî’dendir.» cevabını verdi. (Marife, 104,5)

33 Hadiste râvi Hişam b. Urve, ilk kısmı babası Hz
Hadiste râvi Hişam b. Urve, ilk kısmı babası Hz.Aişe isnadıyla nakletmiştir. Ancak bununla birlikte babasından işitmemiş olduğu diğer kısmı ondan duymuşçasına rivayet etmiştir. Yahya’nın sorması üzerine de gerçekte Zührî’den nakledilen hadisi babasından işitmişçesine rivayet ederek tedlis yaptığını açıklamak zorunda kalmıştır. Geri dön

34 «Müslim kafire, kafir müslime mirasçı olamaz.» hadisidir.
Münker Hadis Zayıf bir râvinin, güvenilir bir râviye veya râvilere aykırı olarak rivayet ettiği ve bu rivayetiyle tek kaldığı hadise münker hadis denir. Böyle bir durumda zayıf râvinin rivayeti terkedilerek güvenilir râvinin hadisi tercih edilir. İmam Malik’in Zührî, Ali b. Huseyn, Ömer b. Osman, Usame b. Zeyd, Hz. Peygamber isnadıyla rivayet ettiği: «Müslim kafire, kafir müslime mirasçı olamaz.» hadisidir. İmam Malik bu rivayetinin isnadında Ömer b. Osman ismiyle diğer sika râvilere muhalefet etmiştir. Diğer râviler bu hadisi Amr b. Osman’dan rivayet etmişlerdir. Her ikisi de Hz. Osman’ın oğludur. Geri dön

35 Metruk Hadis Yalancılıkla ihtam olunan; çok yanılma, fısk, gaflet gibi kusurlardan birini taşıyan râvinin tek başına rivayet ettiği hadislere denir. Râvinin hadiste yalanı görülmemiş olsa bile diğer konuşmalarında yalancılıkla tanınması veya vehim ve gaflet sahibi bir kimse olması, rivayet ettiği hadisin metruk sayılması için yeterlidir. Metruk hadisler çok zayıftır. Hiçbir şekilde itibar edilmez. Sadaka b. Musa’nın Ferkad es-Senci-Murra et-Tayyib Hz. Ebu Bekir; Amr b. Şemir’in Câbiru’l-Cu’fi el-Harisu’l-Aver-Hz.Ali isnadıyla gelen rivayetleri metruktur. Mesela: «Hiçbir hilekâr, hiçbir cimri emri altındakilere kötü muamele eden kimse cennete giremeyecektir.» Bu söz metruktur. Çünkü bu sözü yukarıda geçen tarik ile Sadaka’dan başka rivayet eden olmadığı gibi Sadak’nın kendisi de, şeyhi olan Ferkad es-Senci de çok zayıf râvilerdir. Geri dön

36 Muallel Hadis Dış görünüşü bakımından sahih olmakla beraber bu sıhhati yok edebilecek gizli bir illete sahip olan hadislere muallel denir. Bir hadisin sıhhatine engel teşkil eden illet, çoğunlukla senette olur. Metinde de bulunabilir. Her iki halde dışarıdan fark edilemeyecek şekilde kapalı olduğundan hadis illetlerini meydana çıkarmak zordur. Muallel hadis, hüküm çıkartmakta kullanılmaz. «Malik’ten rivayet edilmiştir. Ona Ebu Hureyre’nin ‘Hz. Peygamber şunları buyurdu’ dediği ulaşmıştır: ‘Yiyeceği, adet üzere giyeceği köle için (sahibi üzerinde) bir haktır. Köleye gücü yeteceği işlerden başkası teklif edilmez.» (Muvatta, 695) Hadis ‘ennhu beleğahu’ lafızlarıyla rivayet edilmiştir. Buna göre İmam Malik ile Ebu Hureyre arasında en az iki râvi düşmüştür. Dolayısıyla mudaldir ve illetlidir. Geri dön

37 Müdrec Hadis Senet veya metinde râvilerden biri tarafından hadisin aslında olmayan ve rivayet edenlerin hadisin aslından olduğunu zannettikleri bir ilave yapılarak rivayet edilen hadislere müdrec hadis denir. Bir râvinin rivayet ettiği hadisin metine veya senedine ne maksatla olursa olsun yaptığı ilaveye idrac denir. Ebu Hureyre’den: «Abdesti güzelce alınız… o topukların cehennemde vay haline.» Bu hadisin ilk kısmı Ebu Hureyre’nin sözüdür. O abdestin dikkatli alınması gerektiğini anlatırken bunu söylemiştir. Sözünü kuvvetlendirmek için Hz. Peygamber’in hadisini ilave etmiştir. Hatip el-Bağdadî’nin râvilerinden biri bunları ayırmadan rivayet etmiş, dolayısıyla hadis bu şekliyle müdrec hadis olmuştur. Geri dön

38 Mevzu Hadis Hz. Peygamber adına yalan uydurmakla cerh edilmiş bir râvinin rivayetleridir. Zayıf hadisler kelam ve fıkıh konuları dışında Kur’an ve sünnete muhalif olmama kaydı ile vaazu nasihatte kullanılabilir. «Dünya ahiret ehline haramdır. Ahiret dünya ehline haramdır. Hem dünya hem ahiret Allah ehline haramdır.» (Keşfu’l-Hafa. 1/493) Zayıf ravilerin biyografilerini veren özel kitaplar hazırlanmıştır. Buhari, Neseî, Dârakutni’nin aynı adla ‘Kitabu’t-Duafa ve’l-Metrukîn isimli eserleri vardır. Geri dön

39 Uydurma (Mevzu) Hadisler
Mevzu Hadislerin Ortaya Çıkış Nedenleri İlk hadis uydurmaları Hz. Osman’ın şehit edilmesinden sonraki fitne dönemidir. Bu dönemde müslümanlar arasında siyasi ve itikadî ayrışmalar yaşanmış ve çeşitli mezhepler ortaya çıkmıştır. Her grup kendi düşüncesine dayanak bulmak için hadis uydurmuştur. Bir milleti övmek veya yermek için hadis uydurulmuştur. Bazı insanlar kendi ırk, memleket ve dillerini övmek, diğerlerini yermek için hadis uydurmuşlardır. Hadis uydurma sebeplerinden biri de İslam düşmanlığıdır. Müslümanlarla baş edemeyeceğini anlayan İslam düşmanları Müslüman kisvesi altında Müslümanlar arasına hadis uydurma yoluyla fitne-fesat sokmuşlardır. Bunların hedefi dini tahrif etmek, din hakkında şüphe oluşturmaktır.

40 Hadis uydurma sebeplerinden biri de ibadete teşvik için iyi niyetle yapılmıştır. Örneğin vaizler yaptıkları konuşmaların daha etkili olması ve cemaatin heyecanını arttırmak için hadis uydurmuşlardır. Hadis uydurma sebeplerinden bir tanesi de şahsi menfaatlerdir. Örneğin bazı tüccarlar mallarını satabilmek için bazı yiyecekleri övücü hadisler uydurmuşlardır. Yöneticilerin isteklerine göre fetva veren bazı ulema da gerektiğinde idarecilerin yaşayışlarına uygun sözleri hadis diye uydurmuşlardır.

41 Mevzu Hadisleri Tanıma Yolları
Hadis uyduranların itirafları Ebu’l-Ecva Kâbe’de ağlayarak 4000 hadis uydurduğunu itiraf etmiştir. 2. Hadis alimlerinin yalancılıklarını tespit ettikleri raviler Muhaddiler cerh ve tadil yöntemiyle yalancı ravileri tespit etmişlerdir. 3. Kur’an-ı Kerime aykırı olması «Dünyanın ömrü 7000 senedir. Biz 7. binin içindeyiz.» uydurması «Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: ‘Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır…’» ayetine ter düşmektedir.

42 4. Sünnete aykırı olması «Allah Teala’nın adı ahmet ve muhammed olanları cehenneme koymayacağına; güzel yüzlü ve siyah gözlülere azap etmeyeceğine» dair sözleri «Allah sizin vucutlarınıza ve yüzlerininza değil, kalplarinize amellerinize bakar.» (Müslim, Birr, 33) 5. Akla, sağduyuya ve tecrübe ile kazanılmış bilgilere aykırı olması Nuh’un gemisinin Kâbe’yi 7 defa tavaf edip, iki rekat namaz kılması akla ve mantığa aykırıdır. 6. Tarihi olaylara aykırı olması «Soğuktan sakının; çünkü kardeşiniz Ebu’d-Derdâ’yı soğuk öldürdü.» sözünü Hz. Peygamberin söylemesi mümkün değildir. Çünkü Ebu’d-Derdâ Hz. Peygamberin vefatından 22 yıl sonra ölmüştür. Soğuktan öldüğü belli değildir.

43 7. Güvenilir hadis kitaplarında bulunmaması
Hadisler h.1. asrın sonlarından itibaren derlenip kitaplaştırılmıştır. Bu dönemde kitaplara geçmeyen hadislerin çoğu uydurmadır. 8. Bir çok kişinin görmesi gereken bir olayı bir kişinin rivayet etmesi Veda haccı dönüşünde Gâdir Hum denilen yerde Hz. Peygamber mola vermiş ve burada Hz. Ali’yi halife tayin ettiği belirtmiştir. Kalabalık olan bu yerde hadisi bir iki kişinin rivayet etmesi onun mevzu olduğunu gösterir. 9. Hadislerin lafzında ve manasında bozukluk olması Hadisin metninde Hz. Peygamberin üslubuna uymayacak sözler bulunması, Arap dili kurallarına aykırılık bulunması, manada ölçüsüzlük bulunması uydurma olduğunun göstergesidir.

44 Mevzu Hadislerin Yol Açtığı Zararlar
İslam’ı doğru anlamaya engel olmuştur. Hz. Peygamberin yaşam tarzını doğru öğrenmek İslam’ı tanıyıp anlamak demektir. Dini ve mezhebi ayrımcılığı körüklemiştir. Kavmiyetçilik, partizanlık, grupçuluk gibi duygular müslümanların birliğine helal getirmiştir. Bir çok bidat ve hurafelerin dindenmiş gibi gösterilmesine sebep olmuştur. Uydurulan bir çok hadisle insanlar gereksiz ümit ve korkuya sevk edilmişlerdir. Müslümanların geri kalmasına sebep olmuştur. Çünkü cahillik ve tembelliği körüklemiştir.

45 Mevzû Hadislere Karşı Alınan Önlemler
İsnad sistemi geliştirilerek hadis rivayetinde zorunlu kılınmıştır. Cerh ve tadil ilmiyle ravilerin durumları ortaya konmuştur. Metin tenkitleri yapılmıştır. Uydurma hadisleri toplayan kitaplar telif edilerek bunlar tanıtılmış ve sahih rivayetlerden ayıklanmıştır.

46 UYDURMA HADİS LİTERATÜRÜ
1. Ebu’l-Ferc İbnu’l-Cevzi Kitabu’l-Mevzuât mine’l-Ehâdisi’l-Merfuât 2. Suyuti el-Leâli’l-Masnu fi’l-Ehâdis’l-Mevzua 3. İbnu’l-Arrak Tenzihu’ş-Şeriati’l-Merfua ani’l-Ehâdisi’ş-Şeriati’l-Mevzua 4. Aliyyu’l-Kâri el-Mevzuâtu’l-Kübrâ 5. el-Leknevî el-Âsâru’l-Merfua fi’l-Ahbâri’l-Mevzua 6. M. Yaşar Kandemir Mevzu Hadisler

47 İbnu’l-Arrâk’ın , Tenzîhu’ş-Şerîati’il-Merfûa ani’l-Ehâdisi’ş-Şenîati’l-Mevzûa isimli eseri.

48 Sıhhat Derecesine Göre Râvilerin Sayısına Göre
HADİS TÜRLERİ Sıhhat Derecesine Göre Sahih Kaynağına Göre Râvilerin Sayısına Göre Hasen Kutsi Mütevatir Zayıf Merfu Ahad Sened Kaynaklı Râvi Kaynaklı Mevkuf Meşhur Mürsel Münker Maktu Aziz Munkatı Metruk Mudal Muallel Garib Muallak Müdrec Müdelles Mevzu

49

50

51

52

53

54

55

56 Adnan Hoyladı


"HADİS ÇEŞİTLERİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları