Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanKutsal Gun Değiştirilmiş 9 yıl önce
2
EGEMENLİK ANLAYIŞI
3
Millî Egemenliğin en kısa tanımı şudur; “Egemenliğin tek meşru kaynağı ve sahibi Millettir.” Millet iradesi, fertlerin iradelerinin bir araya gelmesinden ve kaynaşmasından oluşmaktadır. Millî egemenlik, milletin bölünmez iradesini temsil eder. MİLLİ EGEMENLİK
4
MİLLİ EGEMENLİK
5
Atatürk, “Türküm” diyen her insanın vatan toprakları üstünde ayrıcalıksız ve kaynaşmış bir Türk ulusunu temsil ettiğini özellikle vurgulamıştır. “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Ulusun Olacaktır” ilkesi doğrultusunda hiç bir güç, hiç bir iç ve dış kuvvet bu hakkı ulusun elinden alamaz. Ulusumuz, en kutsal varlığı olan bağımsızlığını gerektiğinde canı pahasına korumuştur ve her zaman da koruyacaktır. MİLLİ EGEMENLİK
7
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ulusal sınırları içinde bir “ulus devlet”dir. Bu sınırlar, kurtuluş savaşının ardından “Misâk-ı Millî” ile tespit edilen vatan topraklarının bütününü ifade eder. MİSAK-I MİLLİ
8
Birinci Meclis’in temeli; “Müdafaa-i Hukuk”tur
Birinci Meclis’in temeli; “Müdafaa-i Hukuk”tur. Müdafaa-i Hukuk’un özü ise “Ulusal Egemenlik ve Tam Bağımsızlık”tır. Tam bağımsızlık, Kuvâ-yi Millîye anlayışı ile ruh bulur. “Ulusal Güçler” demek olan Kuvâ-yi Millîye ise, Türk Milleti’nin onurunu temsil eder. MİSAK-I MİLLİ
10
Milletten alınan gücü esas kabûl eden ve Türk Milleti’nin bağımsızlık mücadelesine önderlik eden Mustafa Kemâl’e göre Kongreler ve Meclis demek, ulus demektir. Bu amaçla 1919’da Samsun’dan başlattığı halk hareketinin ardından gerçekleştirdiği Amasya, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile halkın iradesini Mustafa Kemâl filizlendirmiştir. KONGRELER
11
1919 Amasya Bildirisi ile ilân olunan, "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" parolası, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde de benimsenmiş ve kurulacak olan Büyük Millet Meclisi’nin temel dayanağını oluşturmuştur. KONGRELER
13
Mustafa Kemâl’in Anadolu’da toplanmasını istemesine karşın, 12 Ocak 1920’de İstanbul’da toplanan Meclis, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nin esaslarını Misak-ı Millî ilkesi doğrultusunda kabûl ve ilân etmiştir. 16 Mart 1920’de İstanbul’un İtilâf Devletleri tarafından fiilen işgali edilmesi üzerine Meclis dağılmış ve Milletvekillerinin bir kısmı İngilizler tarafından tutuklanmıştır. Bunun üzerine Mustafa Kemâl, valiliklere ve kolordu komutanlıklarına tâlimat vererek, Ankara’da toplanacak fevkalâde yetkilere sahip bir meclise yeni temsilciler seçmelerini bildirmiştir. İLK MECLİS
14
Artık Türk Milleti’nin iradesi, kararları ve sesi, onun yegâne temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi aracılığıyla bütün dünyaya duyurulmuş olmaktaydı. Büyük Millet Meclisi ile Türk Milleti, varlığını ve kaderi üzerindeki hâkimiyetini resmen ilân etmiştir. Millî mücadele, Türk ulusunun bağımsızlığına olan düşkünlüğünün ve zafere duyduğu sarsılmaz inancın tam desteğiyle, Birinci Meclis’in önderliğinde kazanılmıştır. İLK MECLİS
15
Bu çağrının neticesinde, 23 Nisan 1920’de yurdun her bölgesinden gelen millet temsilcileriyle Ankara’da Büyük Millet Meclisi açıldı. Mustafa Kemâl, millet iradesini ve egemenliğini temsil eden bu Meclis’e başkan seçilerek, artık Türk bağımsızlık mücadelesinin her bakımdan, askeri, siyasi ve sosyâl lideri olmuştur. Egemenliğin padişaha, bir sınıf veya zümreye değil, Türk Milleti’ne ait olduğu gerçeğini devlet hayatımıza kazandıran Atatürk’tür. İLK MECLİS
16
20 Ocak 1921 tarihinde hazırlanan ilk Anayasamız’da da, hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu ilkesi esas kabûl edilmiştir. Halkın kendi kaderini kendisinin tayin etmesi en tabi hakkıdır. Kanun yapmak ve yürütmek yetkileri, milletimizi temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde toplanmış ve buradan tecelli etmiştir Anayasası ile, Amasya genelgesinden itibaren gelen ve yerleşen maneviyat ve kanaat resmî bir nitelik kazanmış ve bu Anayasa metni ile artık hukuki hüvviyete bürünmüştür. İLK MECLİS
18
Cumhuriyet’e sahip olmaktan ziyade asıl önemli olan, Cumhuriyet’in ilkelerine lâyık olmaktır. Bağımsızlığın, millî egemenliğin ve demokrasinin kıymetini bilen, erdemli ve özverili Cumhuriyet gençlerine sahip olmak, Türkiye’nin en büyük hazinesidir. Şehitlerimiz pahasına, yokluklar ve acılar pahasına savaş alanlarında kazanılan zaferler; siyasi, ekonomik ve kültürel zaferlerle pekiştirilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ebedi ilerleyiş yolu işte bu noktadan geçmektedir. CUMHURİYET
19
Millî hakimiyetin tesis edilmesini takiben, sıra, yeni kurulan Türk Devleti’nin sağlam, demokratik ve çağdaş temeller üzerine oturtulmasına gelmişti. 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet’in ilân edilmesinin ardından Atatürk, en kısa zamanda bunun gereği olan demokrasiye geçilmesini öngörmekteydi. Büyük önder Atatürk'ün bundan yıllarca evvel Cumhuriyet’e dair ifade ettiği düşünceler, bugün halâ bazı batılı ülkelerin ulaşmaya çalıştıkları ideâlleri temsil etmektedir. CUMHURİYET
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.