Sunuyu indir
1
Yrd. Doç Dr. Ozan BÜYÜKYILMAZ ozanbuyukyilmaz@karabuk.edu.tr
ISL401 ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ Yrd. Doç Dr. Ozan BÜYÜKYILMAZ
2
Örgütlerde Motivasyon (Güdüleme) Süreci ve Teorileri
8. Hafta Örgütlerde Motivasyon (Güdüleme) Süreci ve Teorileri
3
İçerik Motivasyon (Güdüleme) Motivasyon Teorileri
Geleneksel Motivasyon Teorileri Modern Motivasyon Teorileri
4
Giriş Yöneticinin başarısı, astlarının kurumsal amaçlar doğrultusunda çalışmasına, bilgi, yetenek ve güçlerini nu doğrultuda harcamasına bağlıdır. Dolayısıyla her yönetici çalışanlarının motivasyonu ile doğrudan ilgilenmek zorundadır. Çünkü motivasyon ile performans arasında doğrudan bir ilişki vardır. Bu kapsamda, örgüt amaçlan ile bireysel amaçların bütünleştirilmesi yönünde çeşitli yaklaşımlar önerilmiş ve kuramlar geliştirilmiştir.
5
Motivasyon (Güdüleme) (1)
bir hedefe ulaşma doğrultusunda gayrete ilişkin yoğunluk, istikamet ve kararlılık kişilerin belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere kendi arzu ve istekleri ile davranmalarıdır. Bir veya birden fazla insanı, belirli bir yöne (gaye ve amaca) doğru devamlı şekilde harekete geçirmek için yapılan çabaların toplamıdır.
6
Motivasyon (Güdüleme) (2)
Motivasyon konusu esas itibari ile kişilerin bekleyiş ve ihtiyaçları, amaçları, davranışları, kendilerine performansları hakkında bilgi verilmesi (feedback) konuları ile ilgilidir. Dolayısıyla motivasyon sürecini tam olarak kavrayabilmek için kişileri belirli şekillerde davranmaya zorlayan nedenleri (davranış saikleri), kişinin amaçları, davranışların sürdürülme olanakları gibi konuların İncelenmesi gerekmektedir. Motivasyon, istekleri, arzuları, ihtiyaçları, dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir kavramdır.
7
Motivasyon (Güdüleme) (3)
Motivasyon ancak davranışların yorumlanması ile hakkında fikir ileri sürülebilecek bir konudur. Motivasyon gözlenebilen bir olay veya mikroskop altında incelenebilen bir şey değildir. Motivasyonu etkileyen faktörler ancak kişilerin davranışlarının yorumlanması ile anlaşılabilir. Kişinin davranış şekli motivasyonunu gösterir. Dolayısıyla yöneticinin personelin davranışlarını yorumlaması, bu yorumlamanın sonuçlarına göre onları motive edecek modeller ve uygulamalar geliştirmesi zorunludur. Motivasyonun iki önemli özelliği vardır. Birincisi motivasyon kişisel bir olaydır. Birisini motive eden herhangi bir durum veya olay başkasın motive etmeyebilir. İkincisi motivasyon ancak insanın davranışlarında gözlenebilir.
8
Motivasyon Teorileri (1)
Yöneticilerin yararlanabilmesi için motivasyon konusunda birçok teori geliştirilmiştir. Bu teorilerin ortak amaçları yöneticilere emrinde çalışanları motive etmek için gerekli faktörleri belirlemek, motivasyon sürecini devam ettirme konularında yardımcı olmaktır. Bazı teoriler bireyleri motive etmek için içsel faktörlere ağırlık verirken, bazıları da dışsal faktörlere ağırlık vermektedir. İçsel faktörlere ağırlık veren teoriler, bireyleri anlamaya ve onların davranışlarını yorumlayarak içsel faktörleri belirleyip bu faktörler doğrultusunda insanları motive etmeyi amaçlamaktadırlar. Dışsal faktörlere ağırlık veren teoriler ise, daha çok bireyi dışarıdan etkileyen faktörleri belirleyip bunlar doğrultusunda insanları motive etmeye çalışmaktadırlar.
9
Motivasyon Teorileri (2)
Dolayısıyla motivasyon teorilerini iki ana grupta toplamak mümkündür. Birinci grup Kapsam Teorileri veya Geleneksel Teoriler olarak adlandırılabilecek ve içsel faktörlere ağırlık veren teoriler, ikinci grup da Süreç Teorileri veya Modern Teoriler olarak adlandırılabilecek ve dışsal faktörlere ağırlık veren teorilerdir.
10
Kapsam (Geleneksel) Teorileri
Bu isim altında toplanan teoriler, kişinin içinde bulunan ve kişiyi belirli yönlerde davranışa sevkeden faktörleri anlamaya önem vermektedir. Bunun arkasındaki varsayım ise şudur: Eğer yönetici personeli belirli şekillerde (yönlerde) davranmaya zorlayan bu faktörleri anlayabilir ve kavrayabilirse, bu faktörlere hitabetmek suretiyle personelini daha iyi yönetebilir. Yani onları örgüt amaçları doğrultusunda davranmaya sevkedebilir. Abraham MASLOW tarafından geliştirilen İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi Frederick HERZBERG tarafından geliştirilen Çift Faktör Teorisi (veya Hijyen - Motivasyon Teorisi) David McClelland tafından geliştirilen Başarma İhtiyacı Teorisi Clayton Alderfer’in ERG Teorisi
11
İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi (1)
Maslow, her insanda bir hiyerarşi düzeninde beş temel ihtiyaç olduğunu varsaymaktadır: Fizyolojik: Açlık, susuzluk, korunma, cinsellik ve diğer bedensel ihtiyaçlar. Güvenlik: Fizyolojik ve duygusal zararlardan korunma Sosyal: îlişki, bağlanma, kabullenilme, arkadaşlık Saygınlık: Öz saygı, özerklik, başarı gibi içsel faktörler, statü, tanınma, dikkat gibi dışsal faktörler. Kendini Gerçekleştirme: Sahip olduğumuz tüm yetenekleri en yaratıcı tabloda kullanma güdüsü; gelişme, potansiyeli kullanma, yeteneklerinden faydalanmayı kapsar.
12
İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi (2)
Bu ihtiyaçlardan biri tamamen tatmin edildiğinde ikinci ihtiyaç baskın hale gelir. İhtiyaçlar hiyerarşide yukarı doğru tırmanır.
13
İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi (3)
Maslow’un teorisine göre birini motive etmek istiyorsanız, bu kişinin mevcut durumda ihtiyaçlar hiyerarşisinin hangi basamağında olduğunu bilmeniz gerekir, daha sonra mevcut basamaktaki ya da bir üstteki ihtiyacı tatmine odaklanmalısınız. Maslow beş faktörü yüksek ve düşük düzeyli olmak üzere ikiye ayırmıştır. Fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları düşük düzeyli ihtiyaçlar, sosyal, saygınlık ve kendini gerçekleştirme ise yüksek düzeyli ihtiyaçlar olarak tanımlanmaktadır. Temel fark yüksek düzeyli ihtiyaçların içsel, düşük düzeyli ihtiyaçların ise genellikle dışsal (ücret, sendika sözleşmeleri, kıdem vb.) faktörler ile karşılanmasıdır.
14
Çift Faktör Teorisi (1) Bu teori Herzberg’in 200 muhasebeci ve mühendis üzerinde yapmış olduğu bir araştırmanın sonuçlarından doğmuştur. Bu araştırmada çok basit bir şekilde şu soru sorulmuştur: “işinizde kendinizi ne zaman son derece iyi ve ne zaman son derece kötü hissettiğinizi ayrıntılı olarak açıklayınız“. Araştırma verileri incelendiğinde araştırma konusu olanların, kendilerini en iyi ve tatmin olmuş hissettiklerini anlatırlarken iş ile direkt ilgili olan, iş’in kendisi, başarma, sorumluluk vb. kavramları kullanmış oldukları görülmüştür. Aynı şekilde kendilerini en kötü ve en az tatmin olmuş hissettiklerini anlatırlarken de iş ile ilgili olmakla beraber iş’in dışında bulunan ücret, çalışma koşulları, nezaret vb. kavramları kullanmışlardır.
15
Çift Faktör Teorisi (2) Bunun üzerine Herzberg bu kavram ve terimleri iki grupta toplamıştır. Birinci grup Motive Edici Faktörler adı verilen gruptur. Bu grup iş'in kendisini, sorumluluk, ilerleme imkânları, statü, başarma ve tanınma gibi faktörleri kapsamaktadır. Bu faktörlerin varlığı, kişiye kişisel başarı hissi verdiği için, kişiyi motive edecektir. Bunların yokluğu ise kişinin motive olmaması ile sonuçlanacaktır.
16
Çift Faktör Teorisi (3) İkinci grup faktörler ise Hijyen Faktörleri adı altında toplanmıştır. Ücret, maaş, çalışma koşulları, iş güvenliği, nezaret tarzı gibi faktörler hijyen faktörlerini oluşturmaktadır. Bu faktörlerin kişiyi motive etme özelliği yoktur. Ancak eğer bu faktörler mevcut değilse kişi motive olmayacaktır. Bunların mevcut olması kişinin motive olabileceği asgari koşulları sağlayacaktır. Ancak motivasyon, motive edici faktörlerin varlığı ile mümkündür.
17
Çift Faktör Teorisi (4) Bu teorinin yönetici açısından anlamı şudur :
Hijyen faktörleri, bulunma gereken asgari faktörlerdir. Bunlar yoksa personeli motive etmek mümkün değildir, ancak varlıkları, motivasyon için gerekli ortamı yaratır. Motivasyon, motive edici faktörler sağlanırsa gerçekleştirilebilir. Hijyen faktörlerini sağlamadan sadece motive edici faktörleri sağlamak, personeli motive etmeye yetmeyecektir.
18
Başarma İhtiyacı Teorisi (1)
McClelland tarafından geliştirilen bu teoriye göre kişi üç grup ihtiyacın etkisi altında davranış gösterir. Bunlar: İlişki kurma ihtiyacı başkaları ile ilişki kurma, gruba girme ve sosyal ilişkiler geliştirmeyi ifade etmektedir. Bu İhtiyacı kuvvetli olan bir kişi, kişilerarası ilişkileri kurma ve geliştirmeye önem verecektir. Güç kazanma ihtiyacı kuvvetli olan bir kişi ise, güç ve otorite kaynaklarını genişletme, başkalarını etki altında tutma ve gücünü koruma davranışlarını gösterecektir. Başarı gösterme ihtiyacı kuvvetli olan bir kişi ise, kendisine ulaşılması güç ve çalışma gerektiren, anlamlı amaçlar seçecek, bunları gerçekleştirmek için gerekli yetenek ve bilgiyi elde edecek ve bunları kullanacak davranışı gösterecektir.
19
Başarma İhtiyacı Teorisi (2)
Bu üç ihtiyaç arasında McClelland ve takip eden araştırmacılar dikkatlerini başarı ihtiyacına yoğunlaştırmışlardır. Başarı odaklılar başarı ihtimallerini 0.5 oranında (% başarı ihtimali) gördükleri zaman en yüksek performansa ulaşmaktadırlar. Sıra dışı olasılıklar üzerine kumar oynamaktan hoşlanmazlar çünkü sadece şansa bağlı olarak gelen başarıdan tatmin duymazlar. Benzer şekilde yüksek başarı olasılıklarından da hoşlanmazlar çünkü bu durumda yeteneklerini zorlayıcı bir durum söz konusu değildir. Kendilerine biraz zorlayan hedefler koymayı severler.
20
Başarma İhtiyacı Teorisi (3)
İşler yüksek düzeyde kişisel sorumluluk ve geribildirim gerektiriyor ve orta derecede riskli ise başarı ihtiyacı yüksek olanlar oldukça güçlü bir şekilde motive olacaklardır. Başarılı girişimcilerdir, kendi kurdukları işleri yürütebilecekleri gibi büyük bir organizasyon içindeki kişisel sorumluluk isteyen işleri de yönetebilirler. Yüksek başarı ihtiyacı, özellikle büyük işletmelerde her zaman birini iyi yönetici yapmaz. Yüksek başarı ihtiyacı olanlar diğerlerini başarı doğrultusunda etkilemekten çok kişisel olarak ne kadar başarılı oldukları ile ilgilenirler.
21
Başarma İhtiyacı Teorisi (4)
Bu teorinin yönetici açısından anlamı şudur: Eğer personelin sahip olduğu ihtiyaçlar belirlenebilirse personel seçim ve yerleştirme sistemleri geliştirilebilir. Dolayısıyla, örneğin, başarı gösterme ihtiyacı yüksek olan bir personel, bunu sağlayabilecek bir işe yerleştirilebilir. Böylece bir kişi motivasyon için gerekli ortamı bulacağından sahip olduğu bilgi ve yeteneği tam olarak işe koyacaktır.
22
ERG Teorisi (1) Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramını desteklemek ve eksik yönlerini gidermek amacıyla ortaya atılmış bir kuramdır. Alderfer, Maslow’dan farklı olarak üç ihtiyaçtan söz etmiştir. Bunlar; Varolma ihtiyacı (Existence): Maslow’un fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları ile denk düşmektedir. İlişki ihtiyacı (Relatedness): bireylerarası ilişkilerden kaynaklanan güvenlik ihtiyacı ile ilgilidir. İnsanların bir grubun üyesi olması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaçlardır. Sevgi ihtiyacı ve saygınlıkta bu ihtiyaca örnektir. Büyüme (Growth) ihtiyacı: kendine güven ve kendini gerçekleştirme ile ilgilidir. Üç ihtiyaç ERG teorisi adı altında toplanmaktadır.
23
ERG Teorisi (2) Alderfer’e göre üst düzey ihtiyaçlarının tatminsizliği, bireyin alt düzey ihtiyaçlarının artmasına neden olur. Bu kuram klasik engelleme, saldırma tepkisini yansıtır. İstediği amaca ulaşmaması nedeniyle engellenen birey bu amacını yer değiştirir ve daha önce başardığı bir amaca bütün enerjisini verir.
24
Süreç (Modern) Teorileri (1)
Süreç teorileri adı altında toplanan motivasyon teorilerinin ağırlık noktası, kişilerin hangi amaçlar tarafından ve nasıl motive edildikleri ile ilgilidir. Başka bir deyişle, belirli bir davranışı gösteren kişinin, bu davranışı tekrarlaması (veya tekrarlamaması) nasıl sağlanabilir, sorusu süreç teorilerinin cevaplamaya çalıştığı temel sorudur. Süreç teorilerine göre ihtiyaçlar kişiyi davranışa sevkeden faktörlerden sadece birisidir. Bu içsel faktöre ek olarak pek çok dışsal faktör de kişi davranışı ve motivasyonu üzerinde rol oynamaktadır.
25
Süreç (Modern) Teorileri (2)
Süreç teorileri adı altında ele alınacak motivasyon teorileri aşağıdaki gibidir. Davranış Şartlandırma (Sonuçsal Şartlandırma -Edimsel Şartlandırma-) Yaklaşımı Bekleyiş (Beklenti) Teorileri Eşitlik Teorisi Amaç Teorisi'dir.
26
Davranış Şartlandırma Yaklaşımı (1)
Şartlandırma kavramının birisi klasik şartlandırma diğeri sonuçsal (operant) şartlandırma olmak üzere iki çeşidi bulunmaktadır. Klasik şartlandırma Pavlov’un köpekler üzerinde yaptığı deneylerle geliştirilen bir şartlandırma türüdür. Bu tip şartlandırmada, davranış, belirli uyarılar tarafından harekete geçirilmektedir. Uyarı Organizma Davranış
27
Davranış Şartlandırma Yaklaşımı (2)
Motivasyon teorisi olarak ele alınan şartlandırma türü ise sonuçsal şartlandırma türüdür. Bu türün ana fikri, davranışların, karşılaştığı sonuçlar tarafından şartlandırıldığı varsayımıdır. Bu şartlandırma türünün organizasyonlara uygulanması ile Örgütsel Davranış Değiştirme adı verilen yeni bir alan doğmuştur. Ödül Organizma Davranış Sonuç Ceza
28
Davranış Şartlandırma Yaklaşımı (3)
Sonuçsal şartlandırmanın ana fikri şudur: Kişi şu veya bu nedenle (ihtiyaçlar, amaçlar, daha önceki şartlanma vs.) bir davranış gösterir. Bu gösterilen davranışın karşılaşacağı sonuç önemlidir. Sonucun çeşidine göre kişi, ya aynı davranışı tekrar gösterecek veya göstermeyecektir. Örneğin işe geç gelen bir personelin, geç gelme davranışını tekrarlamaması, büyük ölçüde karşılaşacağı sonuç (amirinin ikazı, uyarısı, cezalandırılması, hiçbir şey söylememesi, hoş görülmesi) tarafından etkilenecektir. Eğer kişi davranışları; kişi tarafından “haz verici, memnun edici" olarak nitelendirilen sonuçlarla karşılaşırsa, muhtemelen o kişi aynı davranışı tekrar gösterecektir. Yok eğer karşılaştığı sonuçlar, kişi tarafından “acı verici, hoşlanılmayan, üzücü” olarak nitelenen sonuçlar ise, muhtemelen o kişi aynı davranışı tekrar göstermeyecektir.
29
Davranış Şartlandırma Yaklaşımı (4)
Kişilerin sonuçları yorumlaması konusu Edward L. Thorndike tarafından geliştirilen Etki Kanunu (Law of Effect) ile ilgilidir. Etki kanununa göre, kişi kendisine haz verecek davranışları tekrarlar fakat acı verecek davranışlardan kaçınır. Dolayısıyla eğer bir kişinin belirli bir davranışı tekrarlaması istenirse, o davranışın kişi için haz verici olarak nitelenen bir sonuçla karşılaşması gerekmektedir. Bu anlayışa göre, davranışlar karşılaştıkları sonuçlara göre şartlanır.
30
Davranış Şartlandırma Yaklaşımı (5)
Sonuçsal şartlandırma kavramı, bir motivasyon aracı olarak şu şekilde kullanılabilecektir: Eğer personelin davranışı örgüt açısından arzu edilen bir davranış ise, yönetici personelin bu davranışı tekrar göstermesini arzu edecektir. Bu ise ancak bu davranışın ödüllendirilmesi ile mümkün olacaktır. Eğer davranışlar, örgüt tarafından “arzu edilmeyen” davranışlar ise, yönetici bu tür davranışların tekrarlanmasını istemeyecektir. Dolayısıyla eğer bu tür davranışlar cezalandırılırsa, bunların tekrarlanma olasılığı azaltılmış olacaktır.
31
Davranış Şartlandırma Yaklaşımı (6)
Yapılan çalışmalar, cezalandırmanın davranışları değiştirmede ödüllendirme kadar etkili olmadığını göstermiştir. Cezalandırma belirli bir davranışın tekrarlanmasını azaltabilir. Ancak eğer kişi bu davranışın yöneldiği amacı gerçekleştirmeyi son derece arzuluyorsa, cezalandırma, kişinin o davranışı göstermesini engellemeyecektir. Aksine kişide bir kızgınlık, kırgınlık ve karşı koyma yaratacaktır. Bu nedenle davranış değiştirmede cezalandırmadan çok ödüllendirmeye ağırlık verilmesi önerilmektedir.
32
Bekleyiş Teorileri Motivasyon konusunda önemi gittikçe artan teorilerin başında bekleyiş (beklenti) teorileri gelmektedir. Bekleyiş teorileri iki ayrı teoriden oluşmaktadır. Bunlardan birisi Victor Vroom tarafından geliştirilen teori, diğeri de bu teorinin E, Lawler ve L. Porter tarafından daha da geliştirilmesi ile sonuçlanan bekleyiş teorisidir.
33
Vroom’un Bekleyiş Teorisi (1)
Vroom'a göre bir kişinin belli bir iş için gayret sarfetmesi iki faktöre bağlıdır. Valens (kişinin ödülü arzulama derecesi), Bekleyiş. Dolayısıyla; [Motivasyon = Valens X Bekleyiş] olarak gösterilebilir. Bu modelin üç temel kavramı bulunmaktadır. Valens Bekleyiş Araçsallık
34
Vroom’un Bekleyiş Teorisi (2)
Valens bir kişinin belirli bir gayret sarfederek elde edeceği ödülü arzulama derecesini belirtir. Belirli bir ödül farklı kişiler tarafından farklı şekillerde arzulanacaktır. Bazıları böyle bir ödülü son derece arzu ederken, bazıları da bu ödüle hiç değer vermeyecektir. Hatta başkaları için, böyle bir ödül, uğrunda gayret sarfetmeye değmeyecek bir değeri de ifade edebilir. Netice olarak yüksek valens, kişinin daha fazla gayret sarfetmesine sebep olacaktır.
35
Vroom’un Bekleyiş Teorisi (3)
Bekleyiş kişinin algıladığı bir olasılığı ifade eder. Bu olasılık belirli bir gayretin belirli bir ödülle ödüllendirileceği hakkındadır. Eğer kişi gayret sarf etmekle belirli bir ödülü elde edebileceğine inanıyorsa (bunu bekliyorsa), daha fazla gayret sarf edecektir. Eğer bir kişinin hem valensi hem de bekleyişi yüksek ise o kişi motive olacaktır. Yani bütün bilgi, enerji ve yeteneğini kendi arzusu ile işe koyacak, yani arzu ederek çalışacaktır.
36
Vroom’un Bekleyiş Teorisi (4)
Araçsallık: Kişi belirli bir gayret ile belirli bir düzeyde performans gösterebilir. Bu performans da belirli bir şekilde ödüllendirilebilir. Bu ödüllendirme birinci kademe sonuç olarak düşünülmelidir. Örneğin birinci kademe sonuç olarak kişinin maaşı artırılabilir. Esasında birinci kademe sonuçlar, ikinci kademe sonuç olarak adlandırılabilecek amaçları gerçekleştirmede bir araçtır. Maaş, esasında daha yüksek bir statü elde etmek, etrafta tanınmak, kişinin ailesini daha iyi geçindirebilmesini sağlamak için bir araçtan ibarettir. Yoksa tek başına yüksek maaşın bir anlamı yoktur.
37
Vroom’un Bekleyiş Teorisi (5)
Bu durumda eğer bir kişi belirli bir düzeyde bir gayretin belirli bir performans (iş başarma) ile sonuçlanacağına inanıyorsa (bekleyiş) ve bu performansın da belirli bir birinci kademe sonuç-ödül ile karşılanacağına inanıyorsa (bekleyiş) ve aynı zamanda kişi bu belirli birinci kademe ödülü bazı ikinci derece sonuçlar için gerekli görüyorsa (araçsallık) ve kişi hem birinci hem de ikinci derece ödülleri arzu ediyorsa, bu kişi motive olacaktır. VALENS Birinci Düzeyde Sonuç İkinci Düzeyde Sonuç Gayret Performans Gayret Bekleyiş Bekleyiş Araçsallık
38
Lawler-Porter Modeli (1)
Bu modelin ilk bölümü Vroom modelinin aynısıdır, yani kişinin motive olma derecesi valens ve bekleyiş tarafından etkilenmektedir. Ancak Lawler ve Porter’a göre kişinin yüksek bir gayret göstermesi otomatik olarak yüksek bir performans ile sonuçlanmaz. Araya iki yeni değişken girmektedir. Bunlardan birisi kişinin gerekli bilgi ve yeteneğe sahip olmasıdır. Eğer kişi gerekli bilgi ve yetenekten yoksunsa, ne kadar gayret sarf ederse etsin performans gösteremeyecektir. İkinci ilâve değişken, kişinin kendisi için algıladığı rol ile ilgilidir.
39
Lawler-Porter Modeli (2)
Valens Algılanan Eşit Ödül Bilgi ve Yetenek İçsel Ödül Gayret Performans TATMİN OLMA Dışsal Ödül Algılanan Rol Bekleyiş
40
Eşitlik Teorisi (1) Ana fikri, personelin iş ilişkilerinde, eşit bir şekilde muamele görme arzusunda oldukları ve bu arzunun motivasyonu etkilediğidir. J. Stacy Adams tarafından geliştirilen bu teoriye göre, kişinin iş başarısı ve tatmin olma derecesi çalıştığı ortamla ilgili olarak algıladığı eşitlik (veya eşitsizliklere) bağlıdır. Adams’a göre, kişi, kendi sarfettiği gayret ve karşılığında elde ettiği sonucu aynı iş ortamında başkalarının sarfettiği gayret ve elde ettikleri sonuç ile karşılaştırır.
41
Eşitlik Teorisi (2) < >
Kişinin Elde Ettiği Sonuç Başkalarının Elde Ettiği Sonuç Kişinin Sarfettiği Gayret Başkalarının Sarfettiği Gayret < Kişinin Elde Ettiği Sonuç Başkalarının Elde Ettiği Sonuç Kişinin Sarfettiği Gayret Başkalarının Sarfettiği Gayret > Yukarıdaki iki durum eşitsizliği ifade etmektedir. Yukarıdaki oranlardaki pay ve payda kişinin algılarına göre değer almaktadır. Kişi kendi oranını, kendisi ile aynı düzeyde saydığı başkaları ile karşılaştırmaktadır. Kişinin bu karşılaştırma sonucu algılayacağı her eşitsiz durum, kişinin bu eşitsizliği giderici davranışı göstermesi ile sonııçlanacaktır.
42
Amaç Teorisi (1) Edwin Locke tarafından geliştirilen bu teoriye göre, gerek bireysel gerekse örgütsel amaçlar bireylerin motivasyon derecelerini belirler. Örneğin, zor ve yüksek amaçları olanlar, ulaşılması kolay amaçlar belirleyenlere göre daha fazla gayret sarf ederek yüksek performansa ulaşır ve çok motive olurlar. Kısaca belirtecek olursak, amaçların ulaşılma derecesi ile kişilerin motivasyonları arasında yakın bir ilişki vardır.
43
Amaç Teorisi (2) Bu teoriden yararlanmak isteyenlerin şu noktalara dikkat etmeleri gerekmektedir: Bireysel ya da örgütsel amaçların belirlenmesi gerekmektedir. Belirlenen amaçlar rekabeti artırmalıdır. Belirlenen örgütsel amaçların çalışanlar tarafından benimsenmesine dikkat edilmelidir. Yöneticiler bireysel ve örgütsel amaçların uygunluğuna dikkat etmelidir.
44
Kaynakça Güney, Salih (2011); Örgütsel Davranış, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara. Koçel, Tamer (2007); İşletme Yöneticiliği, 11. Baskı, Arıkan Basım Yayın, İstanbul. Özkalp, Enver ve Çiğdem Kırel (2013); Örgütsel Davranış, 6. Baskı, Ekin Kitabevi, Bursa Robbins, Stephen P. ve Timothy A. Judge (2013); Örgütsel Davranış, (Çev.: İnci Erdem), Nobel Yayıncılık, Ankara.
45
Teşekkür Ederim Sağlıklı ve mutlu bir hafta geçirmeniz temennisiyle, iyi çalışmalar dilerim…
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.