Sunuyu indir
1
EŞLER ARASI İLETİŞİM
3
Eşlerle Yapılan Araştırmalardan Bazı Sonuçlar:
1- Araştırma sonucuna göre; kadınların % 96 sı eşiyle arasındaki iletişim yetersizliğinden şikâyetçi olduklarını ortaya koymuştur. 2-Başka bir araştırma sonucuna göre; Yetişkin bir kadın günlük ortalama 25 bin sözcük kullanırken, erkeğin ortalama 10 bin sözcük kullandığı belirlenmiştir. 3-Başka bir araştırma sonucuna göre; erkeklerin ilişkilerindeki hemen her şeyi eşlerine oranla daha toz pembe görmekte olduklarını ortaya koymuştur. 4-Yapılan araştırmalar kadınların “sözlü – sözsüz duygusal işaretleri anlama, ifade etme ve iletme” konusunda erkeklere göre daha usta olduğunu ortaya koymuştur.Erkekler ise “incinebilirlik, suçluluk, korku ve acıyla ilgili duygularını en aza indirmekte” beceri sahibidirler.
4
Eşlerle Yapılan Araştırmalardan Bazı Sonuçlar:
5- Başka bir araştırmaya göre; evli geçirilen bir ömre karşın bekar geçirilen bir ömürde kalp krizi geçirme riski 10 kat daha fazladır. 6- Tüm boşanmaların %42’si evliliğin ilk 5 yılında gerçekleşir. 7-Sağlıklı ailenin üç özelliği:(Avrupa’da yapılan bir araştırmanın sonucu) a-dine bağlılık b-karşılıklı övgü ve takdir c-birlikte zaman geçirme
5
İletişim Duygu, düşünce ve bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması ve geri dönüt alınmasıdır. Bir süreçtir. Zaman içinde değişim gösterir. Bireyin bulunduğu ortama (toplumsal rollerine) göre değişik özellikler gösterir.(Örnek) Sözlü iletişim dil ile ne söylediğimiz, dil ötesi ile nasıl söylediğimiz şeklinde ikiye ayrılır. Sözsüz iletişim yüz-beden ifadesi, bedensel temas, mekan kullanımı ve araçlar olmak üzere dörde ayrılır. Yapılan araştırmalar iletişimde kelimelerin %7, ses tonunun %38 ve konuşma dışı görsel davranışların % 55 etkili olduğunu gösterir. İletişimin önemi:
6
Kapalı olan bir zihin ölmekte olan bir zihindir.
7
Eşler arası iletişimi etkileyen faktörler
1-Eşlerin sahip olduğu değerler: İnanç **eğitim ***örf –adet 2-mizaç ve kişilik farklılığı: *Ben nasıl bir eşim? **Eşime nasıl davranıyorum? ***Nasıl bir davranış bekliyorum? 3-Ekonomik sebepler: *Geçim darlığı **Eşlerin hayattan beklenti düzeyleri ***Eşlerden birinin farklı ekonomik imkanlara sahip olması 4-Sosyo-kültürel Değerler: *Çevre değişikliği **İş değişikliği ***Statü değişikliği 5-Diğer Nedenler: *Doğal afetler **toplumun geçirdiği değişim ***Kitle iletişim araçları
8
Eşler arası Olumsuz İletişim
İletişimi Engelleyen Özellikler -Emretme, yönetme:“Yakınmayı bırak şu işini bir an önce bitir” “yap” (isyankar davranışa neden olabilir) -Uyarma, tehdit etme: “ Çocukların bakımıyla ilgili bu işleri şimdi bitirmelisin yoksa çok kötü şeyler olacak.” (gücenme ve kızgınlığa neden olabilir) -Ahlak dersi verme: “yapmalıydın” “sorumluluğunu yerine getirmedin” (suçluluk duygusuna neden olabilir) -Araştırma, sorgulama. “neden?” “kim?” “sen ne yaptın?” (kısıtlandığı duygusu yaratır ve kaçamak cevaplara yöneltebilir) -Mantık yoluyla inandırma: “işte bu nedenle hatalısın” “olaylar gösteriyor ki…” (Savunucu tutum yaratır) -Yargılama,Eleştirme, suçlama: “Sen çok tembelsin” “işi ağırdan alıyorsun” (Rahat olamama ve yetersizlik duygusu neden olabilir) -Tahlil etme teşhis koyma: “senin derdin ne biliyor musun?” “aslında böyle demek istemiyorsun” (tedirginlik ve başarısızlık duygusuna neden olabilir) -Ad takma, gülünç duruma düşürme. “sulu göz” “koca bebek” “bizimki tam Süpermen” (karşılık vermeye iter) -Konuyu değiştirme,işi alaya vurma
9
Eşler arası iletişimde çatışmalar
1-Aktif Çatışma: *yansıtma 2-Pasif Çatışma (Küsler Diyalogu): *iki kişi aynı ortamda ama iletişim yoktur. **cevapsız kalınca pasif çatışma oluyor. ***gürültü ve barış çağrıları. ****ilgi görme çabaları olabilir. 3-Varoluş Çatışması(Ben sandım ki…): *monolog **yanlış anlama ve ilgisiz konuda mesaj verilince. -Akşama yemek ne yapayım? -Kitabım nerde ya gördün mü? -Makarna iyi olur mu ?… -Kitabı bulamazsam kötü olur…
10
4-Tümden Reddetme: (Hiç…)
Mesajı tümüyle reddetme sonucunda oluşur. *Yaptığım yemekte hiç bir kusur yok. **Tek doğru benim fikrim. 5-Önyargılı çatışma: (Ben kararımı çoktan verdim) İletişim başlamadan konuyla ilgili hüküm verilmiştir. “ben senin düşüncelerini bilirim” “her zamanki gibi aynı şeyleri yapacaksın” 6-Yoğunluk Çatışması: (Haklısın ama…) Eşler arasında kısmen uyuşma olmasıdır. Eşinin çok güzel bulduğu elbiseyi “güzeldi ama o kadarda değil” 7-Kısmi algılama çatışması: (Bunu da mı demiştin) Mesaj kısmen anlaşıldığında ortaya çıkar. “Alması gerekenleri eksik aldığında” 8-Alıkoyma Çatışması: (Anlatamadım galiba..) Birey başka kaynaktan aldığı mesajı anlar ancak eşine tam olarak anlatamaz.
11
Evlilikte Bazı Stres Kaynakları
İlgisizlik Kıskançlık Aldatma
12
Eğer her zaman yaptığınız şeyleri yapmaya devam ederseniz,
elde ettiğiniz şeylerden başka bir şey elde edemezsiniz.
13
Eşler arası Olumlu İletişim
Gelişime açık ilişkiler sorgulama ve yenilenme içerir Temel unsurlar Sevgi (hissettirilen) Saygı(kabul,değerli,dikkate alınma) Güven bağı
14
“YENİLİĞE DOĞRU İLK ADIM DİNLEME ALIŞKANLIĞI KAZANMAKTIR”
15
Eşler arası Olumlu İletişim
1- Aktif Dinleme: Sözünü kesmeme. Konuşurken araya girmeme. Küçük özetlerle kısa tekrar. (Ayna) Beden dilini aktif kullanma. Kapı Aralayıcılar: ‘ Senden öğreneceğim şeyler olabilir’ ‘ Düşüncelerin dinlemeye değer’ Paylaşmaya Hazır Olmak, Konuşmaya Davet: ‘Bana ondan söz et’ ‘Senin görüşün ilgimi çekti’ Aktif Dinlemenin Yararları: Olumsuz duyguları konuşma fırsatı verir. Kişi temel sorununu kendi fark eder Anlaşıldım duygusunu yaşar, karşıdaki kişiye olumlu duygular besler Karşıdaki kişileri anlamaya ve dinlemeye hazır duruma getirir.
16
“Anlaşılma arzusu sevilme arzusu kadar şiddetlidir”
2-Empati: Kendini eşinin yerine koy, düşünce ve duygularını doğru bir şekilde anla… anladığını ona ilet… Fenomenolojik alan. Empati kurma özelliği olan bireyin eşine yardım etme davranışı artar. Empati kurulan kişi, anlaşıldığını,önemli olduğunu ve değer verildiğini hisseder. Örnek. “-Bir yardımcı tut” “kocan yardım etmiyor mu?” “bulaşık/çamaşır makinesi al” “ev işleri kadının görevi sıkılmaman gerekir” “Ev işleri seni iyice bunaltmış” “bunca iş karşısında kendini çaresiz ve yalnız hissediyorsun”
17
Hiç bir şey öfke kadar insan düşüncesini
sapıtamaz.
19
3-Kendini Doğru ifade etme:
Kızgınlık duygusu: kırılma, isteğin yerine gelmemesi,haksızlık edilmesi gibi durumlarda ortaya çıkan bir duygudur. Biriktiğinde öfke patlamalarına neden olur. Olumsuz iç konuşmalar kızgınlığın şiddetini artırır. Kızgınlık dile getirilmediğinde ilişkiye soğukluk ve mesafe getirir. Bazen eşler bütün sorunlarını kızarak halletmeye çalışır(Tepkisel kızgınlık) Kızgınlık üstünlük kurma aracı olarak kullanılır. Bireyler için tüketici ve yorucudur. Kızgınlık kültürümüzde erkeksi bir duygu olarak kabul edilir. Kızgınlığımızı sorgularsak iletişim özelliğimizi olumlu etkiler. Kızgınlığın açıklanmadığı ilişkide kişi hissettiğini, neden kızdığını eşine pek açıklamaz ve dolaylı faaliyetlere yönelerek rahatlar. Meydan savaşı yerine küçük tartışmalarla biriktirmeden ifade edilmelidir. İlişkisine önem veren kişi neden kızgınlık yaşadığını biriktirmeden ifade eder. Kızgınlığı uygun bir dille ifade etmek kadar kızgınlığı duymak ve anlamaya çalışmakta önemlidir.
20
AFFETMEK İYİ İNSANLARIN İNTİKAMIDIR
21
“sen…” diye başlayan “sen dili” ifadesi kızgınlığı alevlendirir
“sen…” diye başlayan “sen dili” ifadesi kızgınlığı alevlendirir. “sen zaten hep böylesin” “adamı deli edersin” Kişiye yöneliktir Kişiye kendi ile ilgili bir şeyler söyler Benlik Saygısını zedeler ya da tümden yok eder Öfke ve nefret duyguları oluşturur Çekingen ya da saldırgan insanlar yaratır Yapıcı ifade “ben dili” dir. Kendine ait duygu ve düşünceleri ifade eder. “böyle konuştuğunda rahatsız oluyorum ve kendimi değersiz hissediyorum” Davranışa yöneliktir Benlik saygısına olumlu katkısı vardır Atılgan insanlar yaratır Suçlayıcı değildir
22
Ben dil üç önemli öğeden oluşur;
-bizi olumsuz etkileyen davranışın tanımı. -bu davranışın üzerimizdeki etkisi. -bu olaydan kaynaklanan duygumuz. “Ben kitap okurken sürekli bir şeyler talep etmen (davranışın tanımı) dikkatimi dağıtıyor (etkisi) böyle giderse kitabı bitirememekten korkuyorum(duygu)” “Sen egoistsin, şımarığın tekisin ve kimseye saygın yok!” yerine “Eve geç gelmekle beni rahatsız etmeye devam ediyorsun.” “Niye beni aramadın? Sen düşüncesiz bencil herifin tekisin” yerine “Beni arayıp geç geleceğini söylemeyince beni önemsemediğini hissettim ve kızdım.” “Sen tembelsin” yerine “Bana daha fazla yardım etmeni isterim” “Sen çocukları hep şımartıyorsun” yerine “onlara karşı daha müsamahasız olman gerektiğini düşünüyorum”
23
Eşlerarası olumlu iletişime katkı sağlayacak diğer özellikler:
Farklı sevgi dillerini kullanmak.(sözel,dokunma, ilgilenme, hizmet etme, zaman geçirme, hediyeleşme) Ben anlayışı yerine “Biz” anlayışı geliştirmek. (Çocuklar,arkadaşlar,eşlerin ebeveynleri) Fedakarlık duygusu yoğun olmalı, hırs duygusu sorgulanmalı. Orta Nokta Kuralı İyi Zan Kuralı Kendini gerçekleştiren ön kabul Kuralı Kızgınlık hakkı tanımak Kendinizi kanıtlamanız gerekmez Aykırı duygulara sahip olma hakkı tanımak Avukat ya da savcı gibi değil hâkim gibi davranmak Ara sıra birlikte değerlendirme ve özeleştiri konuşması yapmak
25
Eşini değiştirmeye çalışmamak
Boşanma tehdidine karşı dikkat etmek Farklı düşünmeyi sağlamak Kontrol duygusunu kaybetmemek “Ah şu da olsaydı” sendromuna dikkat etmek Bireysel konulara odaklanmak yerine ortak konulara odaklanmak Uzun ayrılıklar yerine kısa ayrılıklar Eşlerin birbirlerine güvendiklerini hissettirmek
26
Evlilikteki başarı; uygun insanı bulmaya olduğu kadar, uygun insan olmaya da bağlıdır.
27
Evlilik sorunlar Evlilikte en önemli sorunlar arasında eşler arası iletişim süresi ve kalitesinin eksikliği, kendi aileleri ve eşlerinin aileleri ile olan ilişkileri, toplumsal hayata yönelik davranış ve hissedişleri, ekonomik sorunlarla başa çıkabilmeleri, mesleki durumları sorunlarını çözmede kullandıkları yollar, eğer çocukları varsa onların bakımı ve yetiştirilmesindeki farklı bakış açıları, ve cinsel hayatlarındaki yetersizlikler ve uygunsuzluklar sayılabilir.
29
Bir İlişkinin Sürmesi İçin Neye İhtiyaç Vardır?
Çiftlerin birbirlerine destek olmalarında, yardımlaşmalarında, mutluluklarında ve belki de ailenin oluşmasında aşk-sevgi en önemli itici güçlerden biri olmasına karşılık ilişkinin temel yapısını sevgi belirlemez. Kişisel özellikler ve beceriler ilişkinin sürmesi ve gelişmesi için en önemli belirleyicidir. Mutlu bir ilişki için belirleyici olan kişisel özellikler: sadakat, duyarlık, cömertlik, saygı, bağlılık, sorumluluk, güvenirliktir. Eşlerin birbiriyle yardımlaşmaya, uzlaşmaya birlikte kararlar alarak uygulamaya gereksinimleri vardır. Eşler birbirlerine karşı esnek kabullenici ve bağışlayıcı olmak zorundadırlar. Birbilerinin hatalarına, eksiklerine ve özelliklerine karşı hoşgörülü olmaları gerekir. Bu özellikler zamanla beslendikçe, ilişki gelişir ve olgunlaşır
30
insan yakın bir ilişkiye o ilişkiyi mutlu kılacak temel birtakım bilgilerle - veya teknik becerilerle- girer. Yakın ilişkiye giren insanlar nasıl birlikte karar alınacağını veya eşin verdiği Çiftler sıklıkla kendi ilişkilerinin dışındaki diğer insanlara nasıl uyum sağlanacağı konusunda (örneğin iş hayatı gibi) usta olmasına rağmen, çok az mesajların "şifrelerin" nasıl çözüleceğini sıklıkla bilmiyorlardır. Evin tavanı aktığında belki onun nasıl onarılacağını bilen çiftler, iş aralarındaki sevginin günden güne azalması olduğunda ne yapacaklarını bilmelidir.
32
Eşlerarası iletişimsizlik: letişimsizlik eşleri en çok yıpratan sorunlardan biri. Eşi tarafından konuşmaya değer bulunmadığını düşünen eş, kendini zamanla değersizmiş gibi görüyor ve psikosomatik problemler yaşayabiliyor. Eşler bazen partnerlerinin kendilerinden çok fazla şey talep ettiğini düşünüyorlar. Ya da eşlerden biri diğerinin yeteri kadar açık olmadığından ve düşüncelerini paylaşmadığından şikâyet edebiliyor. Çünkü eşler genellikle sorunlarını konuşmaktan, paylaşmaktan ve tartışmaktan kaçınıyorlar. Bu iletişimsizlik ise eşlerin birbirleri ve ilişkileri hakkında olumsuz düşünceler geliştirmesine neden oluyor. Bu durunda olan eşin genellikle iç sesi şöyle oluyor: “Bana karşı yeterince açık değil.
39
Eşler arası terapisi “Evlilik kuşatılan bir şehre benzer. İçindekiler dışarı çıkmaya, dışarıdakilerde içeri girmeye çalışırlar.” Aile terapisi için gelen eşler genellikle ya boşanmanın eşiğinde oluyorlar ya da ilişkilerinden tamamen umudu kesmiş olup birde şu televizyon programındaki doktora bir gidelim, nasıl olsa kaybedecek bir şeyimiz yok diyerek kendilerince son şanslarını denemek istiyorlar. Hal böyle olunca işimiz biraz daha zorlaşıyor. Birbirlerine tahammülleri bitmiş, “gözünün üstünde kaşın var” mantığı ile birbirlerini değerlendiren insanlara yaklaşmak ve bozulan ilişkilerini yeniden rayına sokmak haliyle daha da çetrefilli hale geliyor. Genellikle bu tip eşlerle ayrı ayrı görüşmeden önce eşler arası iletişimle ilgili genel bilgiler vermeden önce çocukları varsa dikkatlerine dokunacak bilgiler vererek başlanıyor. Batıdan devşirilen Aile terapisinin mantığında böyle bir yöntem yok ama bizim coğrafyamızda ve bizim insanımızda bu teknik genelde işe yarıyor
41
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.