Sunuyu indir
YayınlayanSonnur Ahmad Değiştirilmiş 9 yıl önce
1
ÜNİTE 5. KENTE KARŞI SUÇ, KENTSEL RANT VE KENT HAKKI
Doç.Dr. Ahmet MUTLU
2
Kente Karşı Suç ve Kentli Hakları
Kente karşı suç, “bir kentin doğal, tarihsel ve estetik değerlerine, bireyler, türlü örgütler ve hatta yöneticiler tarafından, değerlerini azaltıcı ve tümden yitirici zararlar verilmesi sonucunda, kamu vicdanında yarattığı rahatsızlık durumudur.
3
Kente karşı suç, kentin sahip bulunduğu ve temsil ettiği değerleri veya kentli haklarını zaafa uğratmak, bozmak ya da ortadan kaldırmak sonucunu doğuran kasıtlı ya da kusura dayanan eylemlerdir.
4
Kente Karşı Suç ve Kentli Hakları
Kente karşı suç, kentin fiziksel, ekonomik, toplumsal ve kültürel vd. boyutlarıyla ilgilidir. Kente karşı suç; yöneticiler, siyasetçiler, teknokratlar, kentliler; yani bir şekilde kentle ilgisi olan herkes tarafından işlenebilir.
5
Kente karşı suç teşkil eden durumlar
Kent planlarının nesnellik, ussallık, açıklık ilkelerine uygun olarak yapılmaması, planların denetlenmemesi, plan dışı gelişmelerin kabul görmesi, kent hizmetlerinin yetersizliği, gecekondulaşmaya göz yumulması, kent mobilyalarının ve ortak kullanım alanlarının tahribi, kent tarihine sahip çıkılmaması, tarihsel dokuyu ve yapıları, çevreyi korumak konusunda gösterilen vurdumduymazlık, kente kaçak olarak sokulan kömür, et, akaryakıt gibi kentlilerin sağlığını ve kent estetiğini etkileyen olumsuz unsurlar” Vd.
6
Kente karşı suçun kent sakinleriyle ilgili boyutu
Balkonlara çamaşır asılmasını, yollara çöplerin atılmasını, yapıları birer beton yığınına dönüştüren mimari anlayış, Trafikte ihlaller Yaya yolu ve kaldırımlara parketme Yerlere tükürme Cadde üstünde araba yıkama Vd.
7
Kente karşı suç-kültür ilişkisi
Kentliler hem kente karşı suçun mağduru, hem de faili olabilmektedirler. Kente karşı suçlar daha çok yerleşik bir kent kültürü olmayan/zayıf olan ve dolayısıyla kentlilik bilinci düşük toplumlarda ortaya çıkmaktadır. Söz konusu olumsuz durum hem yöneticilerle hem de kent sakinleriyle ilgilidir.
8
Kente karşı suç ne zaman gündeme geldi?
Kente karşı suç kavramı, özellikle sürdürülebilir kentleşme yaklaşımına paralel olarak, 1990’lardan itibaren ortaya çıkmaya başladı. Yaşanabilir kentlerin nasıl oluşturulabileceğine yönelik arayışların bir ürünü olarak gündeme gelen kente karşı suç olgusu, kentte işlenen suçlarla karıştırılmamalıdır .
9
Kente karşı suçun diğer suçlardan farkı
Şüphesiz ki kentte işlenen suçlar, kentsel yaşam kalitesini önemli biçimde etkiler ancak bunlar, hukuk sisteminde tanımlı, teşhisi ve kovuşturması görece kolay olan suçlardır. Oysa kente karşı suç olgusunun yeni ortaya çıkmış olması nedeniyle henüz hukuk sisteminde açık ve belirli biçimde tanımlanmış değildir
10
Kente karşı suçun yaptırımı
Kente karşı suçun yaptırımı, bu suçlar konusunda çözüm üretilmesi -diğer suçlardan farklı olarak- sürecinde, sadece hukuk sisteminin değil, herkesin söz hakkı ve katkı hakkı vardır. Gelişmiş toplumlarda kentsel sorunlar, yalnızca politikacıların ya da plancıların çözmesi gereken teknik sorunlar olarak değil, demokratik olarak karar verilmesi gereken politik bir yaşam biçimi sorunudur.
11
Kentsel suçlar için yasal düzenleme gerekir mi?
Her ne kadar niteliği adli suçlardan farklı olsa da kente karşı suç kavramının somut bir anlam taşıyabilmesi, kente karşı suçun ya da kent suçlarının yasalarda açık bir biçimde tanımlanmasına bağlıdır. Bu yapılmadığı sürece ilgili kuruluşların siyasal ve etik sorumluluklarının ötesine geçmeyecek sorumluluklar olarak kalacaktır. Kişiler yönünden ise Medeni Kanunun komşuluk ilişkilerine ve haksız fiillere ilişkin kurallarına dayanmaktan başka çare yoktur.
12
Kente karşı suç-kent hakkı ilişkisi
kente karşı suçun yasalarda tanımlanması, etkin uygulama için yeterli olmaz. Bu konuda etkinlik, kentte yaşayanların duyarlılığına bağlıdır. Dolayısıyla kente karşı işlenen suçların tespiti ve şikayeti, hayati biçimde bilinçli ve kentli haklarından haberdar kentlilerin varlığına bağlıdır. Bu nokta, kentli haklarıyla ilgilidir. Çünkü kente karşı suç eylemi ile bir anlamda kentli hakları hiçe saymaktadır
13
Kentli hakları/kent hakkı
Kent hakkı, hukuki niteliği gereği “hak” ve «sorumluluk” gibi iki temel özelliğe sahiptir. Hak boyutu; kentte yaşayanların ekonomik, toplumsal, çevresel ve siyasal gereksinmelerinin karşılanması bağlamında yönetici erkin (merkezi devlet ya da yerel yönetimler) yükümlülüklerini içerir. Sorumluluk boyutu ise kentlilerin bu hakların gerçekleştirilmesine, korunmasına, geliştirilmesine ilişkin taleplerini kent yönetimine bildirebilmelerinin, bununla ilgili eylem ve etkinliklerde bulunmalarının, örgütlenmelerinin, bunlara ilişkin kararlara katılmalarının, bilgi istemelerinin ve denetlenmelerinin güvence altına alınmasını içerir.
14
Kent hakkı Kentsel hizmetlere erişmek “hak”,
Kente karşı sorumluluk ise “görev”dir. Kentli haklarının bu iki niteliğiyle gerçekleşmesi, yönetimin olabildiğince özerk, katılımcılığa dayalı ve demokratik olmasına bağlıdır.
15
Kentsel Rant ve Gerilimler
Kente yönelen göçlerle birlikte, geçmişte boş olan araziler arsalara dönüşerek değer kazanmaktadırlar. Bu değer artışından kaynaklanan rant, kent alanlarının kullanım kararlarında önemli yer tutmaktadır. Oluşan rantın bölüşümü ve bölüşüm sırasında ortaya çıkan adaletsizliklerin giderilmesi, sorunlu konulardır.
16
Kentsel Rant ve Gerilimler
Gelişmekte olan ülkelerde, rantın oluşum ve bölüşümünün ekonomik süreçlerden çok siyasal süreçler tarafından belirlendiği için söz konusu sorunlar daha çok ve karmaşıktır. Bu ülkelerde kent toprağı bir spekülasyon aracı olarak kullanılmaktadır. Kent toprağının spekülasyona konu olması ise kent planlaması uygulamalarından, düşük gelirlilerin konut edinmesine kadar bir çok konuda sorunlar yaratmaktadır
17
Kent planlarıyla getirilen düzenleme ve sınırlamalar, kentin belli bazı yerlerindeki toprak değerini, diğer yerlerdekilerden daha fazla artırabileceği gibi bazı yerlerdeki toprakların da değerini düşürebilir. Yani, kamu yönetimlerinin kararlarıyla, arsa sahiplerinin çıkarları olumlu ya da olumsuz biçimde etkilenmiş olur. Bu durumda, arsa üzerindeki bireylerin çıkarları ile toplumun çıkarları arasında bir çelişki vardır. Bu iki zıt çıkarın bağdaştırılması ve uzlaştırılması, devletin öncülüğüyle olduğundan, «adalet» duygusu oluşması önemlidir.
18
İmar hakkı, toprak üzerindeki bireysel mülkiyetin, sahibine, imar ve inşaat eylemleri sonucunda sağladığı tüm hakları anlatır. Belediyeler ve kamu yönetimleri, arsalara belediye hizmetleri götürerek ve alt yapı sağlayarak imar haklarını yaratmalarından dolayı, arsaya değer kazandırmış olurlar. Bundan dolayı, kazanılan bu değerin/rantın, kamu ile bireyler arasında bölüştürülmesinde, kamu söz ve hak sahibidir. Sağlıklı ve adaletli bir kentleşme için bu rantın tekrar kamuya döndürülmesi önem taşır.
19
Kentsel rantın önemli bir boyutunu konut oluşturur ve konut, kentlerde eşitsizlik üretiminde etkili olan önemli bir rant aracı olarak işlev görebilir. Konut merkezli bu tür sorunların bir boyutunu, tarihi, kültürel ve çevresel değerlerin daha fazla rant elde etmek amacıyla yok edilmesi oluşturur. Bu amaçla, haraç almak, başkasının arazisini parselleyip satmak, çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, rüşvet, görevi kötüye kullanmak gibi fiili durumlar oluşabilmektedir. Bütün bu olumsuzluklar ise kent sakinlerinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler ve kentsel gerilimlere neden olur.
20
Kentsel rantın bir başka gerilim potansiyeli taşıyan boyutu, çöküntüye uğrayan eski kent içi alanların “kentsel dönüşüm”, “kentsel yenileme”, “kentsel canlandırma”, «kentsel koruma” ve “soylulaştırma” gibi çeşitli yeniden yapılandırma çalışmalarıyla kentsel dokunun dönüştürülmesiyle ilgilidir. Kenti yeniden yapılandıran söz konusu yöntemler, sadece fiziksel bir yenileme ve dönüştürme faaliyeti olmayıp, aynı zamanda toplumsal ve siyasal bir nitelik taşımaktadır.
21
Kentsel yeniden yapılandırmayla mekansal ölçekte gerçekleşen fiziksel ve toplumsal dönüşüm, kaynakların bölüşümü açısından sınıflar arasında eşitsiz bir ortam yarattığı gibi oranın eski sakinlerinin de yerinden edilmesine yol açmaktadır. Kentsel mekandaki sınıfsal ayrışma ve yerinden edilme meselesi, ciddi bir gerilim nedeni olmaktadır. kentsel yenileme ile niteliği değişen ve rant değeri yükselen bölgelerde, bu bölgede daha önce yaşayan yoksul ve dar gelirlilerin ucuz konut edinme ve barınma olanakları azalmaktadır. Ayrıca bu kesimin sınırlı satın alma gücü dolayısıyla da buralarda yaşaması güçleşmektedir. Öte yandan, bu sınıfın konut sorununun yanısıra buralarda çalışma yaşamlarına ve iş olanaklarına yönelik de çözüm üretilmemektedir.
22
Kente Karşı Suç, Kentsel Rant ve Türkiye
1980’li yıllarla birlikte küreselleşmeye eklemlenen ülkemizde özellikle büyük kentlerde kentsel çalışmalar kapsamında saptamalar yapmak mümkündür. Küreselleşmenin kentlerde yarattığı dönüşümler, aynı zamanda bir takım olumsuzluklara da yol açmış ve bunların geniş ölçekte toplumsal, ekonomik ve siyasal yansımaları olmuştur.
23
Kente Karşı Suç, Kentsel Rant ve Türkiye
Özellikle büyük kentlerde sosyal devlet uygulamalarının daralması ve toplumsal adalet düşüncesinin zayıflaması, planlama çabalarının terk edilmesi, gelir dağılımının daha da bozulması, işsizlik ve yoksulluk oranının artması, mekânsal eşitsizliklerin ve kutuplaşmaların tırmanması ve zaman zaman çatışma boyutuna varması gibi sorunlar baş göstermiştir.
24
Ders bitmiştir. Doç.Dr. Ahmet MUTLU
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.