Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanBaran Karan Değiştirilmiş 9 yıl önce
2
Balkanlar ve Türkiye
3
ÇALIŞMANIN AMACI Balkanlar Türkiye için pek çok acıdan önem arz etmektedir. Türkiye Rusya ve Orta Doğu ülkeleri ile ticaretini artmıştır. Ancak AB hâlâ Türkiye'nin en büyük ticaret ortağıdır. O nedenle Balkanlar ve buradaki güvenlik ortamı Türkiye'nin Batı yönünde gerçekleştirdiği kara ticareti için vazgeçilmez durumdadır. Türkiye enerji üretim merkezleri ile tüketim merkezleri arasında güvenilir bir enerji merkezi olmak istemektedir. Balkan coğrafyası Türkiye’nin bu hedefini gereçekleştirebilmesi açısından stratejik bir konumdadır. Pek çok Balkan ülkesinde Türk azınlıklar yaşamaktadır. Bu azınlıkların yaşadığı sorunlara Türkiye’nin kayıtsız kalması düşünülemez. Zira bu sorunlar ikili ilişkileri de doğrudan etkilemektedir.
4
ÇALIŞMANIN AMACI Arnavut ve Boşnak gibi bölgenin Müslüman unsurları da kendilerini Türkiye’ye yakın görmekte ve bilhassa uluslararası kuruluşlarla olan ilişkilerinde Türkiye’nin desteğine ihtiyaç duymaktadırlar. Türkiye’de Balkanlar’dan göç edip gelmiş hatırı sayılır bir nüfus vardır ve bu nüfus Balkanlar’daki gelişmeleri Türk kamuoyu ve politika üreticileri nezdinde gündemde tutmaktadır. Çalışmanın amacı belirtilen bu gerçeklerden yola çıkarak Balkanlar’daki son gelişmeleri ve Türkiye’nin Balkan ülkeleri nezdinde geliştirdiği politikaları tahlil etmek ve alternatif politiklar önermektir.
5
BALKANLAR’IN JEOPOLİTİĞİ
Balkan coğrafyasının dış sınırının nerede başlayıp nerede bittiği ile ilgili tartışmalar devam etmektedir. Kabul edilen en yaygın sınır doğuda Karadeniz, Güneydoğuda Ege Deniz'i, batıda Adriyatik denizleri ile çevrili; Güney ucu Akdeniz'e doğru daralıp uzarken Kuzey sınırları Tuna'yı aşarak Transilvanya'nın kuzeydoğusunda Dinyester nehrine, batıda ise kuzey Dalmaçya kıyılarını içine alacak şekilde geniş Macar düzlüklerine kadar uzanan bölgenin Balkan Yarımada’sını oluşturduğu şeklindedir . Balkanlar’daki zorlu topografik yapı politik gelişimeleri de doğrudan etkilemiş, ilk çağlardan günümüze kadar tecrit ve tikelciliği cesaretlendirerek bölgedeki bölünmüşlüğe katkı sunmuştur.
6
BALKANLAR’IN JEOPOLİTİĞİ
7
BALKANLAR VE AZINLIKLAR
Yaklaşık 660 bin kilometre karelik Balkan coğrafyasında günümüzde 13 ayrı devlet ve bu devletlerde 20’den fazla farklı etnik veya dini kökene yakın topluluk yaşamaktadır. Bu etnik çeşitlilik yarımadada güvenliği doğrudan etkileyen azınlık sorunlarına neden olmaktadır. Balkanlarda sınırlar Sırp isyanlarından bu yana sürekli çizildiği ve neredeyse her sınır değişikliğinde bir göç dalgası yaşandığı halde bölgedeki azınlık sorunları maalesef henüz çözülememiştir. Azınlıklara yönelik ayrımcı uygulamalar ise devletlerarasındaki münasebetleri olumsuz etkileyerek bölgedeki işbirliği süreçlerinin akim kalmasına neden olmaktadır.
8
ARNAVUTLUK 2011 nüfus sayımına göre Arnavutluk nüfusu %82,58 Arnavut, %0,87 Yunan, %0,20 Makedon, %0,01 Karadağlı, %0,30 Ulah, %0,30 Roman ve 0,12 Balkan Mısırlılarından oluşmaktadır. Bu nüfusun %56,70 Müslüman, %2,09 Bektaşi Müslüman, %10,03 Katolik, %6,75'i Ortodoks ve %0,14 Evanjelik Hristiyanlardan oluşmaktadır. Arnavutluk, Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşme (FCNM) uyarınca Yunan, Makedon ve Karadağlıları ulusal; Ulah ve Romanları da kültürel azınlık olarak resmen tanımaktadır.
9
BULGARİSTAN Bulgaristan nüfusunun % 84.8'i Bulgar, %8.8'i Türk, %4.9'u Romanlardan oluşmaktadır. 2011 sayımında anadiliniz nedir sorusuna Bulgaristan nüfusunun %9.1 Türkçe diye cevap vermiştir. Din dikkate alındığında nüfusun %10'u kendisini Müslüman olarak tanımlamıştır.
10
KOSOVA 2011 yılı sayımına göre Kosova nüfusu %92.9 Arnavut, %1.6 Boşnak, %1.5 Sırp, %1.1 Türk, %0.9 Aşkali, %0.7 Balkan Mısırlıları, %0.6 Goralı ve %0.5 Romanlar oluşturmaktadır. Kosova Anayasa'sının 5. maddesi Kosova'da kullanılan resmi dilleri düzenlemiştir. Buna göre Arnavutça ve Sırpça resmi; Türkçe, Boşnakça ve Romanca da belediyeler düzeyinde resmi statüye sahip dillerdir ve yasal olarak ülke içinde herhangi bir seviyede kullanılabileceklerdir.
11
MAKEDONYA Makedonya’da nüfusun %64.18'ni Makedonlar, %25.17'sini Arnavutlar, %3.85'ini Türkler, %2.66'sını Romanlar, %1.78'ini Sırplar, %0.84'ünü Boşnaklar ve %0.48'ini de Ulahlar oluşturmaktadır. Ülke nüfusunun %64.7 Ortodoks Hristiyan, %33.3'ü ise Müslümandır. Makedonya anayasasının 48. maddesi ülkedeki azınlıkların etnik, kültürel, dilsel ve dinsel haklarını garanti altına almıştır. Türkler Makedon ve Arnavutlarla birlikte Makedonya'nın kurucu unsuru olarak kabul edilmektedir. Türklerin yoğun olarak yaşadığı bazı bölgelerde Türkçe resmi dil olarak kabul edilmiştir.
12
ROMANYA 2011 yılında yapılan nüfus sayımına göre Romanya'nın %88.9'u Romanyalılardan, %6.5'i Macarlardan, %3.3’ü Romanlardan oluşmaktadır. Bu etnik unsurların yanı sıra Romanya'da yaklaşık 51 bin Ukraynalı, 36 bin Alman, 28 bin Türk, 23 bin Rus ve 20 bin dolayında Tatar yaşamaktadır. 1993 yılında ülkede yaşayan tüm etnik unsurlar milli azınlık olarak tanınmış ve hakları anayasal güvence altına alınmıştır.
13
YUNANİSTAN Yunanistan etnik azınlık kavramını kabul etmediği için bu ülkede azınlıklara dair resmi bir rakam yoktur. Uluslararası Azınlık Hakları Grubuna göre Yunanistan'da Arnavut, 200 bin Ulah, 95 bin Arvanite, 100 ile 200 bin arasında (Etnik) Makedon, 160 ile 250 bin arasında Roman, 90 bin civarında Türk ve 35 bin civarında Pomak yaşamaktadır. Yunanistan’daki Batı Trakya Türk azınlığının etnik bir unsur olarak tanınmaktan, eğitim, vakıf mallarının kullanımı, müftülük ve siyasal temsil meselesine kadar bütün sorunları maalesef birikerek devam etmektedir
14
BALKANLAR’DA İSTİKRARI TEHDİT EDEN SORUNLAR
Ekonomik sıkıntılar ve bu sıkıntıların neden olduğu aşırı milliyetçi dalgalanmalar dışında Balkanlar’daki mevcut istikrar ortamını tehtid edebilecek üç temel sorundan bahsedilebilir. Bosna-Hersek'teki yapısal sorunlar. Kosova ve Sırbistan arasında Kosova'nın kuzeyindeki Sırp azınlık ile ilgili bir anlaşmanın sağlanamaması. Bir kördüğüm halini almış olan Makedonya ve Yunanistan arasındaki isim anlaşmazlığı.
15
Bosna-Hersek Dayton Anlaşması Bosna krizini temelde çözmekten ziyade, esas ve kalıcı bir çözümün tesis edilebilmesi için gerekli barış ortamını temin etmek üzere dondurmuştur. Bosna-Hersek, Bosna-Hersek Federasyonu ve Republika Sırpska olarak iki entite ve ülkenin kuzeyinde kendi kendini yönetme hakkı bulunan Brcko Bölgesi'nden oluşmaktadır. Bosna nüfusunun % 48'ini Boşnaklar, %37.1'ni Sırplar ve %14.3'nü Hırvatlar oluşturur. Yaklaşık 4 milyon nüfuslu Bosna-Hersek'te aynı anda en az üç Cumhurbaşkanı, 13 hükümet, 13 Başbakan, 15 Parlamento Başkanı ve yaklaşık 150 Bakan görev yapmaktadır.
18
KUZEY KOSOVA ANLAŞMAZLIĞI
Kosova'nın kuzeyindeki Leposavic, Zveçan, Zubin Potok ve Kosovska Mitroviça şehirlerinde yoğun bir Sırp nüfus yaşamaktadır. Bu dört şehirde yerleşik nüfusun %95'ini Sırpların oluşturduğu ve bu oranın da yaklaşık 60 bin kişiye tekabül ettiği tahmin edilmektedir. Kosova 2008'de bağımsızlığını ilan edince bu Şehirlerde yaşayan Sırplar ve Sırp kuruluşları Priştina hükümetini tanımamış ve bölge sanki Sırbistan'ın bir parçasıymış gibi hareket etmeye devam etmiştir. 19 Nisan 2013'te sorunun çözümünde önemli bir adım sayılan Brüksel Anlaşması imzalanmıştır.
20
MAKEDONYA SORUNU Yunanistan'ın Makedonya‘yı Yunan ulusuna ait olduğu açıkça bilinen isim ve bayrak gibi bazı sembolleri kendine mal ederek sahiplendiği ve kuzey Yunanistan'da aynı adla anılan bir idari bölgeyi ele geçirmek üzere irredantist idealler beslediği gerekçesiyle Makedonya Cumhuriyeti olarak tanımamaktadır. 1991’deki bağımsızlık ilanından beri devam eden bu durum Makedonya'nın AB ve NATO gibi uluslararası kuruluşlara kabulündeki en önemli engellerden biridir.
22
BALKANLAR'DA İŞBİRLİĞİ
Sovyetler ve Yugoslavya'nın dağılmasıyla Avrupa'da kurulan yeni dengede bütün Balkan ülkeleri aynı tarafta yer almışlardır. (AB, NATO vb.) Balkan milletlerinin 1990'lar boyunca yaşadıkları ortak acılar bölgede mutlaka bir ortaklığın kurulması gerektiğini göstermiştir. Balkanlar Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu enerjiyi temin etmek için en önemli ve en ucuz alternatif transit yoldur. Bu avantajın değerlendirilebilmesi için bölgede güvenlşk ve istikrarın muhafaza edilmesi gerekir. Buda ancak karşılıklı işbirliği ile mümkündür. Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ)
23
BALKANLAR VE ULUSLARARASI AKTÖRLER
Balkan ülkelerinin yarısı AB üyesi, diğer yarısı da üye olmak için beklemektedir. Bu itibarla Balkanlar’daki en önemli aktör AB’dir. Ancak genişlemenin durması ve Ukrayna krizi ile birlikte AB’nin dikkati Balkanlar’dan ziyade Doğu Avrupa’ya kaymıştır. 11 Eylül saldırılarından sonra ABD’nin dikkatini Orta Doğu ve Asya'nın güneyine kaydırdığı ve Balkanları AB'nin etkisine bıraktığı doğrudur. Ancak son yıllarda daha da önem kazanan enerji ve enerji temin güvenliği ve ABD’nin Karadeniz’de daha etkin bir şekilde yer almak istemesi gibi hususlar nedeniyle ABD bölgeye önem atfetmeye devam etmektedir. Rusya Balkanlar’da çok yönlü bir politika izlemektedir. Bir yandan enerji temin güvenliği açısından Balkanların sahip olduğu rolü bildiği için buraya AB’den önce yerleşmeye çalışmakta, diğer yandan kendileri bir pazar haline dönüşen Balkan ülkelerinde de tek enerji tedarikçisi olarak kalmak istemektedir.
24
BALKANLAR VE TÜRKİYE Tarihi ve kültürel bağların yanı sıra Balkanlar coğrafya açısından da Türkiye için önemlidir. Zira Balkanlar Türkiye'nin Batı ile olan kara ve hava ticareti için önemli bir ulaşım koridorudur. Türkiye enerji üretim havzaları ile tüketim merkezleri arasındaki stratejik konumunu değerlendirmek suretiyle güvenli bir enerji merkezi haline gelmek istemektedir. Bu politikanın fiilen başarılı olması Balkanlar’da tesis edilecek güvenlik ortamına bağlıdır. Türkiye’nin Balkanlar’da yaşayan Türk ve akraba topluluklara karşı gerek ikili gerekse uluslararsı bazı anlaşmalardan kaynaklanan sorumlulukları vardır. Türkiye bu sorumlulukları Yunus Emre Kültür Merkezleri, TİKA, Diyanet İşleri ve Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı aracılığıyla yerine gtirmeye çalışmaktadır.
25
BALKANLAR VE TÜRKİYE Türkiye Balkanlar’da sürdürülebilir bir barış, huzur ve güvenlik ortamının oluşmasını arzu etmektedir. Bu nedenle Balkan ülkelerinin başta AB ve NATO olmak üzere Batı kurumları ile entegrasyonunu desteklemiştir. Türkiye bölgedeki hassaiyetleri gözeterek Balkan ülkelerindeki sorunlara tek yanlı müdahil olmamış her zaman uluslararası toplumla birlikte hareket etmiştir. Son dönemde Türkiye’nin Balkan ülkeleri ile olan ticari ilişkileri de gelişmiş ve işbirliği olanakları artmıştır.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.