Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
DENİZ BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİ
Doç. Dr. Akasya TOPÇU 2013
2
GİRİŞ Denizlerde bulunan doğal su ürünleri stoklarından maksimum yararlanma düzeyine yaklaşılmış olması; birçok türün doğal veya avcılık yoluyla üretiminin artan talebi karşılayamaması; 200 millik Münhasır Ekonomik Bölge ilanlarının balık avcılığında kısıtlamalara neden olması; Açık deniz balıkçılığının giderek pahalı bir ekonomik faaliyet haline gelmesi; deniz kirliliği ve aşırı avcılık gibi nedenlerle doğal balık stoklarına zarar verilmesi, bazı türlerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelinmesi, bu türlerin stok takviyesine gerek duyması; su ürünlerinin beslenmedeki önemini kavrayan toplumlarda sadece av sezonunda değil bütün yıl için talep oluşması gibi nedenlerle yetiştiricilik önemli hale gelmiştir.
3
YETİŞTİRİCİLİĞİ YAPILAN DENİZ BALIKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ
KEFAL BALIĞI Mugil cephalus, Mugil chelo, Mugil capito, Mugil saliens, Mugil auratus, ve Mugil labeo türleri Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz’de yaygındır. Tuzlu, acı ve tatlı sularda tropik ve ılıman bölgelerde çok geniş ısı (3,5-35 °C), tuzluluk ve oksijen aralıklarında yaşayabilen balıklardır. Beslenme alışkanlığı omnivordur. Bu nedenle katadrom balıklardır. Kefal balıkları m derinliğe kadar olan deniz suyunda yumurta bırakırlar. Sularımızda yaşayan kefaller değişik yaşlarda cinsi olgunluğa gelirler. Yetiştiriciliğe en uygun türler Mugil cephalus, Mugil capito’dur. Tuzlu, acı ve tatlı sularda inşa edilen havuz ve dalyanlarda, ekstansif ve yarı entasif yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ülkemizde avcılıkla elde edilen üretim miktarı yüksek olduğundan günümüzde yetiştiriciliği tercih edilmemektedir.
4
MERCAN BALIKLARI Mercan balıklarından Pagrus major türü (kırmızı mercan) daha çok Japonya’da yaygın olarak yetiştirilmekte, yetiştiricilikte sarıkuyruk yetiştiriciliğinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Sıcak ve tropikal bölgelerde tuzlu sularda nadiren acı sularda yaşayan demersal balıklardır. Beslenme alışkanlığı karnivordur. Yumurtaları yapışkan olmayıp ayrı ayrı yüzerler. Her kg canlı ağırlık için ortalama 300 bin adet yumurta verirler. Ülkemizde Pagrus pagrus (fangri mercan) türü bulunmaktadır. Demersal olan bu tür m derinlikte ve 8-29 °C’de yaşayabilir. Bununla birlikte optimum sıcaklık °C’dir. Cinsiyet değişimi belirli bir yaş ve büyüklükle ilişkili olmayıp, yapılan çalışmalarda 3 yaşındaki bir balığın %11’i dişi iken %77’sinin erkek olduğu belirlenmiştir. Üreme Mart ve Mayıs aylarında su sıcaklığı C’de gerçekleşmektedir.
5
MERSİN BALIĞI Mersin balıkları Acipenseridae familyasına giren iki (Huso ve Acipencer) cinsi Karadeniz’de bulunur. Anadrom balıklardandır. Bazı türlerin 100 yıl yaşadığı belirtilmektedir. Mayıs ayında yumurtlayıp, denize dönerler. Yumurtlama, nehirlerin 1-10 m derinliklerinde sıcaklığın 12-17°C’ye ulaştığı hızlı akıntılı ve tabanı çakıllı olan yerlerde olur. Yumurtaları demersal ve yapışkandır. Larvalar 9 mm uzunluğunda olup kurbağa yavrusuna benzer. Besin keseleri su sıcaklığına bağlı olarak 5-16 gün içinde çekilince zooplanktonla beslenmeye başlarlar. Daha sonra sinek larvaları, kurtlar ve yumuşakçalarla beslenerek. Beslenme alışkanlığı benthophagous’dur. Havyarı oldukça değerlidir. Siyah hayvar bu balıklardan elde edilir. Ülkemizde aşırı avcılık, kirlenme, kıyı bölgelerideki yanlış yapılaşmanın etkisiyle yumurtlama ortamlarına ulaşamaması nedeniyle nesli tükenmekte olan canlılar kapsamına alınmış ve avcılığı yasaklanmıştır.
6
SARIKUYRUK BALIĞI Sarıkuyruk balığı Carangidae familyasına ait hızlı yüzen, pelajik bir balıktır. Bugün sarıkuyruk yetiştiriciliği (Seriola quinqueradiata) Japonya’da toplam deniz balıkları yetiştiriciliğinin % 90-95’ini teşkil etmektedir. Optimum tuzluluk oranı ‰30-36 olup, ‰ 16’nın altındaki sular yetiştiricilik için uygun değildir. 4 mg/L’den daha fazla oksijenli sularda hareketli olup iştahları iyidir. Ülkemizde sarı kuyruk balığı (Seriola dumerilii) Akdeniz ve Ege denizinde bulunmaktadır. Maksimum 180 cm boya ve yaklaşık 80 kg ağırlığa ulaşabilmektedir. Ayrı eşeylidir. 11 aya kadar gonadları şekillenmez. Cinsi olgunlaşma 3 yaşında başlar, fonksiyonel üreme erkeklerde 4 yaş, dişilerde 5 yaştır. Üreme dönemi Mayıs ayından Temmuza ayına kadar sürer. Yaşam ortamı epipelajiktir. Doğal besinlerini uskumru, hamsi, sardalya ve diğer omurgasızlar (kalamar vb) oluşturur Ağ kafeslerde yetiştiriciliği yapılmaktadır. Fakat ülkemizde yapay üretimine henüz başlanılmamıştır.
7
KALKAN BALIĞI Türkiye’de yetiştiriciliği yapılan Karadeniz Kalkanının (Scophtalmus (psetta) maeoticu) yayılım alanı Karadeniz (özellikle Kuzey-batı, Batı ve Güney-batı kıyılar) Ege denizi ve Akdeniz (Kuzeybatı kıyıları)’dir. Demersal olan bu balığın yaşam ortamını, m derinlikte kumlu ve karışık zeminler oluşturmaktadır. Optimum su sıcaklığı 6-22 °C’dir. Üreme için 8-15 °C, büyüme için °C uygun sıcaklıklardır. Üreme su sıcaklığına bağlı olarak Nisan-Mayıs aylarında gerçekleşmektedir. Yumurtaları pelajiktir. Yumurtadan çıkan larvalar, °C’de denizin yüzey kesimlerinde bulunur, pelajik olan larvalar zooplanktonla beslenir. Karnivor olan bu balıklar kabuklu ve balıklar ile beslenir.
8
YILAN BALIĞI Katadrom balık olan Avrupa yılan balığı (Anguilla anguilla) yaşamlarının büyük kısmını tatlı sularda geçirir. Cinsi olgunluğa 6 yaşında ulaşan balıklar üremek için Sargasso denizine göç ederler. Mart ile Temmuz aylarında Sargasso denizinde çok sayıda larva (leptocephalli) görülür. Larvalar kıyı şeridine ulaştıklarında yaprak şeklinden ebeveynlerine benzer şekle dönüşürler. Bu dönemde cam balık veya Elver olarak isimlendirilirler ve boyları ortalama 6-7 cm’dir. Elverler tatlı sulara girdikten sonra ortamın rengine uyarak sarı ve kahve renkli olurlar. Bu dönemde sarı yılan balığı olarak adlandırılırlar. Vücutta yağ oranı %5-15 arasındadır. Sıcaklık farklılıklarına oldukça dayanıklıdır. Yılan balıkları genellikle geceleri istakoz, kurbağa, solucan, böcek ve balık yavruları ile beslenirler, 10 °C’nin altında besin almazlar, buna karşılık 25°C de yem alımı en fazla olur. Henüz ticari boyutta yapay yavru üretimi gerçekleştirilememiştir. Yetiştiriciliği hala doğadan yavru yakalamaya bağlıdır. Doğadan yakalanan elverlerin durgun su, akıntılı su, kafes, tünel ve sirkulasyonlu sistemlerle yetiştiriciliği yapılmaktadır.
9
SALMON BALIKLARI Salmon balıkları Salmo ve Oncorhynchus olmak üzere iki cins altında toplanırlar. Salmonlar anadrom balıklardır. Alevin dönemi, yavru ve Parr dönemi tatlı sularda geçer. Smolt dönemde balık gümüşümsü bir renk alır kuyruk yüzgeci kenerları siyahlaşır. Balık su akıntısı yönünde yüzer ve denizlere göç eder. Post-Smolt dönemde balığın vücudu gümüşümsü görünümde, belirgin beneksiz ve incedir. Bir yıl sonra grilse olarak nitelendirilen balıklar daha ağır, yüksek sırtlı ve vücudunun yanları bir miktar belirgin beneklidir. Genel olarak Atlantik Salmonlar sonbahar ve kışın, Ekim-Ocak aylarında, bazı nehirlerde ise fiubat ve Mart aylarında yumurtlarlar. Besin kesesi çekilince yavru taşlar ile nehir yatağı arasındaki bir oyuğa yerleşerek en az enerji tüketimiyle akıntıdan korunur ve zooplankton ile beslenmeye başlar. Parr tatlı su yaşamının büyük kısmını nehirlerin sığ, akıntının kırıldığı ve oksijence zengin kısımları nda geçirir. Denize göç ettikten sonra smolt belirli bir süre kıyı kesiminde beslenmeye devam eder. Daha sonra ise açık denize geçer. Post-Smolt döneminde esas olarak amphipod’lar (küçük karides benzeri krustacea) ile beslenir. Atlantik salmonu yetiştiriciliği en çok yapılan tür olup, en büyük üretici ülke ise Norveç’dir.
10
ÇİPURA BALIĞI Çipura balığı (Sparus aurata L. 1758), genellikle kumlu bölgelerde, nehir ağızları ve lagünlerde görülür. Tropik, subtropik ve ılıman kuzey denizlerinde yayılım gösterir. Çipura balığı 6 °C ila 32 °C su sıcaklıklarında yaşayabilir, ancak optimal büyüme sıcaklığı °C’dir. Tuzluluğa tolerans bakımından ise alt sınır ‰5, üst sınır ‰50 olarak belirlenmiştir. Karnivor olan çipura balığı ağırlıklı olarak krustasea ve mollusklarla beslenir, larva döneminde ise zooplanktonu tercih ederler. Yumurtlama genellikle 5-25 m derinlikte, 14-19°C su sıcaklığında gerçekleşmektedir. Larvaların ağzının açılması ve gözlerde pigmentasyonun başlamasıyla postlarval evre başlar. Ülkemizde deniz balıkları yetiştiriciliği 1980’li yıllarda yavruların doğadan yakalanarak pazarlık boya ulaştırılması şeklinde çipura yetiştiriciliği ile başlamıştır. Takiben yetiştiricilik çalışmaları hızlı bir gelişim göstermiş, yumurtadan yavru üretme ve damızlık stok elde etme yaygınlaşmıştır.
11
LEVREK BALIĞI Levrek (Dicentrarchus labrax), sıcaklığa ve tuzluluğa olan toleransı nedeniyle daha çok lagünlerde ve nehir ağızlarında bulunur. En yoğun olarak Akdeniz ve Atlantik Okyanusu’nun ispanya, Portekiz ve Fas kıyılarında görülür. Ülkemizin tüm denizlerinde bulunmaktadır. Genellikle tek başına yaşayan levrek, yaz sonundan sonra sahillere ve nehirlerin ağzına doğru üreme göçü yapar. Sıcaklığa toleransı fazla olan levrek 1 °C ila 34 °C arasında yaşayabilmektedir. Ancak optimum büyüme sıcaklığı, °C ve 7-10 °C’de ise büyümesi tamamen durmaktadır. 1 m boya ve 12 kg ağırlığa ulaşabilmektedirler. Erkeklerin dişilere oranla daha yavaş büyüdüğü saptanmıştır. Ilıman denizlerde birinci yaşta büyüme oldukça hızlıdır. ikinci yaştan itibaren cinsiyet karakterleri belirginleşir. Cinsel olgunluk 3. yaşta tamamlanır. Levrek balıkları ayrı eşeylidir. Erkek ve dişi balıklar morfolojik olarak birbirine çok benzemekle beraber, bazı ayırıcı özellikler vardır. Vücudun karın bölgesinin arka kısmında yer alan gonadların erkeklerde genital bir açıklıkla, dişilerde ise genital çıkıntı ile dışarıya açılması ayırıcı bir özelliktir. Cinsel olgunluğa erişmemiş bireylerde bu yapılar görülmez. Yumurtlama sıcaklığı °C’dir. Yumurtlama Akdeniz’de Ocak-Mart ayları arasında gerçekleşmekte ve Atlantik ile Kuzey Denizi’nde yumurtlama periyodu Nisan’da başlamaktadır. Levrek balığının yumurtaları küresel ve çapı 1,15-1,16 mm olup, içerdiği yağ damlasının çapı 0,33-0,36 mm’dir. Embriyoda siyah pigmentler vardır. Daha sonra sarı pigmentler oluşmakta ve embriyo, yağ damlası ve vitellüs üzerinde görülmektedir. Siyah pigmentlerin büyük oluşuyla türün yumurtaları diğerlerinden kolayca ayırt edilebilir. Besin kesesinin çekilmesinden hemen sonra postlarva dönemi başlar ve organların oluşumunun sonuna kadar devam eder. Bu evrede beslenme tamamen dışarıdan alınan besinle sağlanır. Pulların oluşumu, postlarval evrenin sona erdiğini ve gençlik döneminin başladığını gösterir.
12
GÖKKUŞAĞI ALABALIĞI Alabalıklar (Oncorhynchus mykiss), yağ yüzgeçli, dişli, suları soğuk olan denizler, göller, nehirler ve akarsularında bulunan temiz, tatlı, berrak sularda kumluk ve çakıllı alanlara yumurtlayan balıklardır. Ülkemizde deniz balıkları yetiştiriciliği çipura ve levrek üzerinde yoğunlaşmış olmakla birlikte, son yıllarda gökkuşağı alabalığının Karadeniz’de ağ kafeslerde yetiştiriciliği de gittikçe yaygınlaşmıştır. Alabalıklar ile ilgili genel bilgiler, damızlık stok ve kuluçka verileri, pazar büyüklüğüne ulaştırma ile ilgili bilgilere tatlı su balıkları yetiştiriciliği bölümünde daha geniş yer verilmiştir .
13
ORKİNOS Pelajik ve karnivor olan mavi yüzgeçli orkinos (Thunnus thynnus) fusiform vücuda sahip olması nedeniyle oldukça hızlı yüzen balıklardır. 30 yıl kadar yaşarlar. Besinlerini ringa, tirsi, uskumru gibi sürü oluşturan balıklar ve kalamar, sübye gibi kafadan bacaklılar oluşturur. 3 m boy ve 650 kg ağırlığa ulaşabilirler. Küresel olan yumurtaları yaklaşık 1,02-1,2 mm çapındadır. Yumurtaları bir tane yağ damlacığı içerir ve pelajiktir. Doğal ortamda Haziran ve Temmuz aylarında yumurta bırakır. 4 yaşında cinsi olgunluğa ulaşmaktadır. Ayrı eşeylidir. Yetiştiricilik çalışmaları genellikle doğal ortamlardan gırgır ağları, uzatma ağları ve pareketa ile yakalanan yavruların ağ kafeslerde besiye alınması ile yapılmaktadır. Doğal stokların korunması için orkinos balığı koruma komisyonları (ICCAT;Uluslararası Atlantik Orkinosları Koruma Komisyonu, vb.) kurulmuştur. Yetiştiricilikte kota uygulanmaktadır.
14
DAMIZLIK VE YAVRU TEMİNİ iLE YAPAY YUMURTA ALIM TEKNİKLERİ
DAMIZLIK TEMİNİ Yavru üretiminde kullanılacak damızlıkların temin edilmesinde üç yöntem bulunmaktadır. İlki denizden yakalanmış cinsi olgunluğa erişmiş balıklardan yumurtanın alınması, ikincisi erişkin balıkların yumurtlayıncaya kadar havuz, tank ve kafeslerde tutulması, diğer yöntem ise işletmede yavru döneminden itibaren besleyip büyütülen balıkların damızlık olarak kullanılmasıdır. Balıkların biyolojik istekleri dikkate alındığında anadrom ve katadrom özelliğe sahip olan balıklarda, damızlıkların yakalandıkları ortam, yavru üretimini etkileyebilecek önemli bir kriterdir. Tatlı suda yakalanan bir damızlıktan sağlıklı yumurta alınabilmesi için bu yakalanan damızlığın belirli bir süre tuzlu suda tutulması, yumurtlama ortamına alıştırılması gerekmektedir. Damızlık balıkların yakalanmasında çevirme ağları, uzatma ağları, voli ağları, dalyanlardaki kuzuluklar, paraketa ve olta takımları kullanılabilir. Paraketalarla avlanan anaçların çok strese girmediği ve yaşama yüzdesinin fazla olduğu gözlenmiştir. Ağ ve buna benzer av araçları ile avlanan balıklarda yaralanmalara bağlı olarak çeşitli mantar ve paraziter hastalıklar nedeniyle %90’ın üzerinde ölüm görülmektedir. Bu sebeple ağ ve benzeri av araçlarının kullanılması pek tercih edilmez.
15
Doğadan yakalanan damızlıklar henüz yumurtlama olgunluğuna erişmemişlerdir.
Seçilen damızlıklar eğer denizden yakalanmışlarsa deniz suyu, eğer tatlı suda yakalanmışlarsa tatlı su bulunan ve oksijen ile doldurulan kalın plastik torbalar ile kuluçkahanelere getirilirler. Anaç balıklar önce adaptasyon havuzuna alınır, yumuşak, taze besinlerle bir ay beslenir. Verilecek yem miktarı su sıcaklığı ve havuzdaki balık ağırlığına göre hesaplanır. Anaçlar, işletmedeki balıklar arasından ayrılıyorsa morfolojik ve fizyolojik açıdan uygun yapıda ve hastalık belirtisi taşımayanlar seçilmelidir. Yumurta alımı için ayrılan balıklar stresten uzak tutulmalı ve iyi beslenmiş olmalıdır. Balıklar itinalı bir şekilde taşınmalıdır. Balıkların büyüklüklerine uygun taşıma gereci kullanılmalıdır. Anaç balıkların yerleştirileceği havuzlar kanal veya dikdörtgen şekilde, beton veya topraktan yapılabilir. Ayrıca değişik materyallerden yapılmış tanklar ve kafesler bu amaç için kullanılabilir. Balık türünün biyolojik isteklerine göre ortamın daha önceden hazırlanması gerekir. Havuzlarda yeterli su sirkülasyonu olmalıdır.
16
DOĞAL ORTAMDAN YAVRU TOPLANMASI
Doğal ortamdan yavru toplanması ekolojik dengeyi bozması ve yoğun olarak toplanan yavruların yok olma tehlikesi nedeniyle yasaklanmıştır. Yetiştiricilik için yavruların doğadan temin edilmesi güvenilir bir yöntem değildir. Her yıl istenilen miktarda yavru temin edilemeyebilir. Doğadan damızlık temininde olduğu gibi doğadan yakalanan yavruların nakil ve ortama adapte edilmesinde yapılması gerekenleri şu şekilde özetleyebiliriz. Yakalanan yavrular derhal kovalarla taşıma tankına alınır. Devamlı oksijen verilir. Eğer balıklar tuzlu suda yakalanan katadrom bir balıksa ve tatlı suda yetiştiricilik yapılacaksa, tanklara yavruların yakalandığı yerdeki su ile tatlı su eşit miktarda konularak yavaş yavaş tatlı suya alışmaları sağlanır. Tuzlulukta veya su sıcaklığında ani değişme yavruların ölümüne neden olur. 3 °C’den fazla sıcaklık farkı yavrularda şok etkisi yapar. Yavruların yetiştirme ortamına stoklanmadan önce dezenfektan maddelerle banyo ettirilmesi üzerlerindeki parazit, mantar, bakteri vb. hastalık etkenlerini ortamdan uzaklaştıracaktır. Ayrıca yavruların boylanması kanibalizm’in önlenmesini ve uniform bir üretimin yapılmasını sağlayacaktır.
17
DAMIZLIK BALIKLARDAN YUMURTA ALIMI
Doğal Yumurtlatma Cinsi olgunluğa gelmiş damızlık balıklar erkek ve dişi olarak ayrı yumurtlama havuzlarına stoklanır. Yumurta alınacak türün çevresel istekleri yapay olarak düzenlenir. Örneğin havuzlardaki erkek, dişi oranı 1:1’dir. Havuz suyu günde iki kez değişecek şekilde su verilir. Su sıcaklığı ve tuzluluk yetiştiriciliği yapılan türün isteğine göre ayarlanmalıdır. Havuzların yanında yumurtaların toplanmasını sağlayan yumurta toplama tankları bulunmalıdır. Doğal yolla yumurta temini, normal yumurtlama döneminde veya fotoperiyotla farklı dönemlerde yumurta eldesinde kullanılan bir yöntemdir.
18
Sağarak Yumurta Alımı Sağım yönteminde esas olan anaç balıkların cinsel olgunluğa ulaşmış ve üreme hücrelerinin yeterince gelişmiş olmasıdır. Bazı balık türlerinde yumurta kanalı olmadığı için yumurtalar olgunlaştıklarında vücut boşluğuna dökülür. Bu balıklarda herhangi bir uyarıcı uygulama yapılmadan balıklar sağılabilir (salmon, alabalık). İki yöntemle yumurtalar sağılır birincisi kuru yöntem, ikincisi yaş yöntemdir. Kuru yöntemle dölleme işleminde, yumurtaların alınmasından itibaren 1 saat içinde, yaş yöntemle 5 dakika içerisinde döllenme tamamlanmalıdır. Yaş yöntemde su bulunan kaba önce yumurtalar sonra üzerine erkeğin sütü sağılır ve karıştırılır. Kuru yöntemde ise yumurtalar ve erkeğin sütü kuru bir kaba sağılır, karıştırılır ve su ilave edilir. Döllenmeyi olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında sağım sırasında yumurtaların ezilmesi, güneş ışınları ve don olayı gelmektedir. Bazı balıklarda ise yumurta kanalı bulunduğu için yumurtaların istenilen zamanda olgunlaşmalarının sağlanması için hormon uygulanır. Damızlık balıklar ortama iyi uyum sağlamışlarsa, stres yoksa hormon enjeksiyonu yapılmadan yumurta alınabilir. Yoksa hormon enjeksiyonu gereklidir Gonadotropin, Synahorine ve Macrobin en çok kullanılan hormonlardır. Yumurtalar yaklaşık yarım saat tutularak döllenme işlemi tamamlanır. Döllenmiş yumurtalar daha sonra göz açıklığı yumurta çapına uygun bir elek içerisinde yıkanarak sperm fazlası ve gonad atıkları uzaklaştırılır.
19
Karnın Yarılarak Yumurtaların Alınması Sperm ve yumurtaların olgunlaştığı saptandığında anaç balıklar hareketsiz hale getirilirler. Balığın solungaç yarıkları zedelenmeden ağız ve solungaç yarıklarının üst kısmına geçirilen kuvvetli bir iple, baş yukarda olacak şekilde askıya alınır. Eğer solungaçlar civarında kanama varsa, balığın başından aşağı su dökülerek yıkanır. Aynı zamanda balığın kanayan solungaçları civarına peçete bağlanarak kanın yumurtalara karışması önlenir. Balık anüsünden gırtlağına kadar dikkatlice kesilir ve yumurtalar plastik küvet içerisine alınır. Aynı şekilde erkeklerden elde edilen süt karıştırılarak kuru yöntemle yumurtaların döllenmesi sağlanır. Hava Basıncı ile Yumurta Alımı Bu yöntemde atmosferlik basma ve emme kompresörü bulunmaktadır. Kompresöre kısa ve ince bir lastik boru takılır. Lastiğin serbest kalan uç kısmına hipordermise enjekte edilebilen bir iğine yerleştirilir. Spermanın alınmasında takriben 1.5 mm’lik sivri uçlu bir pipet erkeğin sperma borusuna 1 cm kadar sokulur. Bir toplama kabı içerisine sperma emilmek suretiyle alınır.
20
Hormon Enjeksiyonu Balıklarda yumurta alımını hızlandırmak için hormon enjeksiyonu uygulanmaktadır. Hipofiz bezi tarafından salgılanan gonadotropik hormonlar ovulasyonda belirleyici bir role sahiptir. Üreme söz konusu olduğunda hipofiz bezinin rolü merkezi sinir sistemi ve gonadlar arasındaki ilişkileri düzenlemektir. Yumurtlamadan sorumlu olan gonadotropik hormonların hipofiz bezindeki konsantrasyonları yumurtlama sonrasında çok düşük iken, yumurtlama öncesinde çok yüksek seviyelerde bulunmaktadır. Hormon enjeksiyonuyla balıklarda gonadların normalden daha kısa zamanda gelişmesi sağlanarak doğal yumurtlama periyodundan önce kontrollü olarak yumurta temini mümkün olmaktadır.
21
KULUÇKA YÖNTEMLERİ Kefal Balıkları Mercan Balıkları Orkinos
Kefal Balıkları Kefal yumurtalarının kuluçka edilmesinde akarsu ve durgun su sistemleri olmak üzere iki sistem kullanılmaktadır. Akarsu sisteminde, yumurtalar suyun devamlı aktığı ve havalandırıldığı bir tanka asılan ince gözenekli ağ içine yerleştirilir. Durgun su sisteminde; su akıntısının olmadığı, devamlı havalandırılan tanklarda yumurtalar kuluçka edilir. Her iki kuluçkalık siteminde de kuluçka periyodu boyunca sıcaklık sabit tutulmalı, kuluçka sistemine giren su yavaş hareket etmeli, filitre edilmiş su kullanılmalı ve yüksek seviyede oksijen içermelidir. Mercan Balıkları Kuluçkalık olarak deniz suyu sirkülasyonu olan ton kapasiteli tanklar kullanılmaktadır. Kuluçka sistemine giren su filtre edilmeli ve yüksek seviyede oksijen içermelidir. Orkinos Son yıllarda talebin artmasına bağlı olarak açık denizlerde ağ kafeslerde yetiştiriciliği önem kazanmıştır. Dolayısıyla yumurta ve larva üretimine ilişkin çalışmalar da hız kazanmıştır. Yumurta ve yavru üretiminde üç ana problem bulunmaktadır. Birincisi kuluçkadan sonra ilk 10 günde ölümlerin fazla olması, ikincisi kuluçkadan 20 gün sonra kanibalizmin başlaması ve üçüncüsü yavru döneminde yavru ve genç bireylerin tank ve ağ duvarlarına çarpmalarından dolayı yaralanma ve ölümün görülmesidir. Yumurta üretimi için geniş anaç kafesleri, damızlık balıkların doğal ortamlarındaki şartları göz önünde tutularak düzenlenir. Damızlık balıklar bu dönemde taze balık eti ve karma yem ile beslenirler. Yumurtlama gerçekleştikten sonra plankton kepçeleri ile yumurtalar toplanır. Kuluçka havuzlarına yerleştirilir.
22
Mersin Balığı Dişi ve erkek mersin balığından alınan yumurta ve süt kuru bir kapta karıştırılıp üzerine su ilave edilerek diğer bir değişle kuru yöntem kullanılarak döllenir. Döllenen yumurtalar yapışkan olduklarından killi toprak ve günümüzde içerisinde doğal olarak tanen bulunduran yağsız süt ile muameleye tabi tutularak yapışkanlıkları giderilir. Diğer kuluçka sistemlerinde belirtildiği gibi suyun filitreden geçirilerek kullanıldığı, su sıcaklığının sabit tutulduğu mekanik bir sistemle havalanmanın sağlandığı kuluçkalıklara yerleştirilir. Sarı Kuyruk Balığı Kuluçkalık olarak diğer deniz balıklarında kullanılan deniz suyu sirkülasyonu olan tanklar kullanılmaktadır. Kalkan Balıkları Yumurtlatma ve larval yetiştiricilik için yuvarlak 2,7 m3 tanklar kullanılabilir. Yumurtaların kuluçkasında filtre edilmiş antibiyotik ilave edilmiş deniz suyu kullanılır ve su sıcaklığı 12°C olmalıdır. Yumurtaların kuluçka süresi sıcaklığa bağlı olarak değişmekle birlikte gün-derecedir.
23
Çipura Balığı Çipura yumurtaları 0,9-1,1 mm çapında ve pelajik yumurtalara sahiptir. Yumurtlama tanklarında hormon enjekte edilmiş damızlıklardan alınan döllenmiş yumurtalar yumurta toplayıcıları ile toplanırlar. Yumurtalarının açılmasında kullanılan kuluçkalıklar çok değişik maddelerden ve çeşitli şekillerde yapılabilmekle birlikte bu amaç için L’lik silindirik tanklar kullanılabilmektedir. Kuluçka tanklarındaki su ise filitre edilmiş ve havalandırılmış olmalıdır. Kullanılacak deniz suyunun tuzluluk oranı ‰36, sıcaklık °C olacak şekilde düzenlenmelidir. Levrek Balığı İki türün (Dicentrarchus labrax ve lates calcarifer) yoğun üretimi yapılmaktadır. Kuluçka tanklarındaki su filitre edilmiş ve havalandırılmış olmalıdır. Kullanılacak deniz suyunun tuzluluk oranı ‰34-35, Optimal su sıcaklığının ise 13 °C olduğu kabul edilir. Kuluçkalıkta en iyi çıkış oranı ‰20-30 arasındaki tuzlulukta görülmüştür °C sıcaklıkta yumurtalar saatte açılmaktadır. Ölüp dibe çöken yumurtalar sifonla temizlenmelidir. Kuluçka oranı çevresel şarlara ve hormon uyulmamasına göre yaklaşık %40-85 arasında değişmektedir. Salmon Balıkları Anadrom balıklar olan salmon balıkları tatlı sulara girip yumurta bırakırlar. Bu nedenle kültüre alınan balıklar eğer tatlı suya transfer edilecekse tatlı suya alıştırılmalıdır. Damızlık balıklar bir anastezik olan MS 222 ile bayıltılırlar. Kuru yöntem kullanılarak 4-5 dişinin yumurtasına, bir erkek sağılarak yumurtalar döllenir. Sağım sırasında direkt güneş ışığına maruz kalmamalıdır. Döllenmiş yumurtalar temiz suyla yıkandıktan sonra kuluçka sistemine yerleştirilir. Değişik kuluçka sistemleri kullanılabilir. Yalak tipi kuluçkalıklar, vertikal kuluçkalıklar, silo tipi kuluçkalıklar kullanılabilir. Suyun alttan girip yumurtaların dış yüzeyini yalayıp üstten çıkma prensibine dayanırlar
24
LARVA, YAVRU VE SOFRALIK BALIK YETİŞTİRCİLİĞİ
LARVA VE YAVRU YETİŞTİRİCİLİĞİ Kefal Balığı Kuluçkadan sonra kefal larvaları, içinde rotifer, istridye larvası ve artemia vb. canlı yem ve algleri barındıran fiberglas tanklara transfer edilirler. Larvaların kritik dönemleri, yumurtadan çıkıştan itibaren sıcaklığa bağlı olarak değişmekle birlikte 3 ile 4. günler ve 11 ile 14. günlerdir. Özellikle bu günlerde Larva ve yavruların beslenmesinde onların ağız açıklığına uygun canlı yemlerin seçilmesi yaşama oranını artıracaktır. Larvalar 14 gün kapalı ortamdaki tanklarda kalırlar. Tanklarda her L su için 10 larva konur. Daha sonra dışarıdaki balık havuzlarına taşınırlar.
25
Mercan Balığı Yumurtadan çıkan mercan larvaları yaklaşık 3,5 m3 silindrik tanklara tranfer edilirler. Bütün larva yetiştirme tanklarında ışık, havalandırma ve su yüzeyinde oluşan yağ tabakası süpürücüsü bulunur. Besin keseleri çekilip ağızları açıldıktan sonra yaklaşık 4. günde beslenmeye başlarlar. Tanktaki rotifer populasyonu mililitrede 2-3 adet olmalıdır. Larvalar gün yetiştirme tanklarında yetiştirildikten sonra denizde kafeslere aktarılırlar. 20mm’lik yavrular önce karides veya kıyılmış balık eti, daha büyükleri % 55 protein içeren karma yemlerle beslenir. Protein kaynağı olarak beyaz balık unu kullanılır. Mersin Balığı Anadrom bir balık olan mersin balığı larvaları filitre edilmiş ve havalandırılmış tatlı su verilen 2-4 m tanklara stoklanır. Besin keseleri yaklaşık 3-10 günde çekildikten sonra canlı yemlerle beslenmeye başlanabilir. İlk yem olarak artemia daha sonra dafnia ve ikinci hafta dafnia ile birlikte Enchytraeus albidus (beyaz kurt) kıyılarak günde 3 defa verilir. Metre kareye 4-6 adet yavru hesaplanır. Havuzlar su ile doldurulur boş iken bir hektar için 17 kg azotlu ve 15 kg fosforlu gübre eriyik haline getirilip havuza püskürtülür. Dafnia vb.canlılar havuza aşılanır. Yavrular gün içinde 3-5 grama ulaşırlar. 4-6 hafta sonunda kayıplar % 20 ile % 30 arasındadır.
26
Kalkan Balığı Yeni kuluçkadan çıkmış larvalar L hacmindeki tanklara her litreye adet olacak şekilde stoklanır. Su sıcaklığı °C ve suyun %90’ı her gün değiştirilir. İlk yemlerini rotifer (Brachionus plicatilis) ve Artemia salina oluşturur. Beslenme dönemlerinde tanklara alglerden Isochrysis galbana ilavesi yaşama ve büyüme oranını artırmaktadır gün bu şekilde beslenen yavrular mm boyda metamorfosis evresine ulaşırlar. Larvalar bu dönemde son derecede hassastır. Larva döneminde iki dönem çok kritiktir. Birinci dönem larvaların yumurta keselerinin çekilip yem almağa başladıkları dönemdir. Bu dönemde ölüm % 50 ile %80’den fazladır. İkinci dönem larvaların yavru haline dönüştüğü dönemdir. Bu dönemde larvaların ağız açıklığına uygun yemleri vermek ve uygun çevre koşullarını düzenlemek oldukça önemlidir. Yavru döneminde balıklar kıyılmış yumuşakça ve balıketi ile beslenirler.
27
Sarı Kuyruk Balığı Yumurtadan yeni çıkmış larvalar 2,7-3,1 mm uzunluğundadır. Larva yetiştiriciliğinde 6000 L’lik tanklar kulllanılır. 4. günden 35. güne kadar tanklara daha sonraları ağ kafeslere yerleştirilir günlük larvalar rotifer, 8-25 günlük larvalar artemia nauplii, mikron pelet yem, günlükken mikron pelet yem, günlükken mikron pelet yem, 40 günden sonra mikron üzerinde pelet yem ile beslenir. Kanibalizmi önlemek için yavruların boylanması ve dezenfekte edilmesi gerekir. Yavru periyodunda günde 3-4 defa yemleme yapılır ve daima aşırı yemlemeden kaçınılır. Yılan Balığı Yılan balığı yumurta ve yavru üretimi henüz ticari boyutta yapılamamaktadır. Doğadan yakalan elverler yeme alıştırılarak havuzlara stoklanıp pazar büklüğüne getirilir. Önceleri toprak kurtları daha sonra balıketi verilmelidir. Daha sonraki aşamalarda balıketine karma yemler karıştırılıp hamur haline getirilerek günde iki kez yemlenirler.
28
Salmon Balıkları Yumurtadan (Salmo salar) çıkan besin keseli larvalar, keselerini 8 °C sıcaklıkta 4-5 hafta da tamamen tüketir ve dışarıdan beslenmeye başlar bu dönem oldukça hassas bir dönemdir. Yeme doğru su yüzeyine yüzmezler, tabanda yemin onlara ulaşmasını beklerler. Bu nedenle yavruların tabanda düzenli dağılımı sağlanmalıdır. Su sirkülasyonunun L/dakikada olması son derece önemlidir. Yem almaya 8-9 °C başlar. Yavrular yaklaşık metrekareye 10 bin adet olacak şekilde stoklanır. Yavrular büyümeye başladığında 25 kg/m3 yoğunluğunda bir stoklama uygundur. Bir grama kadar ölüm oranı %10’u aşmamalıdır. Smoltifikasyon ilkbahar aylarında oluşur. Smolt yetiştiriciliğinde sıcaklık °C olmalıdır. Birinci yılda balıkların %50-80 smolt dönemini tamamlar, kalanlarda ikinci yıl tamamlar. Minimum smolt büyüklüğü yaklaşık 15g’dır.
29
Çipura Balığı Levrek Balığı Orkinos
Yumurtadan çıkan larvalar litrede 10 adet olacak şekilde larva tanklarına stoklanırlar. Çıkıştan itibaren besin kesesi ile beslenirler, 3. ve 4. gün dışardan yem almayabaşlarlar. Canlı yem olarak rotifer (Brachionus plicatilis) ve Artemia sp. Naupliusları en uygun canlı besinlerdir. Her ml de adet Brachionus plicatilis, güne kadar ml de 8-10 artemia, 40. günden yavru safhasına kadar her ml de 5-8 artemia metanauplisi, 50. Günden itibaren kıyılmış balık ve diğer yemler ile beslenmelidir. Levrek Balığı Lates calcarifer larvaları 3 günlük olduklarında canlı yem olarak Brachionus plicatilis,8-20 gün arası Artemia ve 40. güne kadar böyle beslemeye devam edilir. 60. günden sonra Dafnia veya Moina canlı yem olarak verilmelidir. Yaklaşık 3 haftadan sonra kıyılmış balık eti verilebilir. Yavruların boylanması bu dönemlerde oldukça önemlidir. Boylama yapılmazsa yavrular arasında kanibalizm başlar ve çok sayıda yavru kaybedilir. Yavru levrek balıkları 12 mm’e ulaştıklarında besiye alınacakları ortama transfer edilirler. Orkinos Yumurtadan çıkan larvalar serbest yüzmeye başladıklarında ilk canlı yem olarak rotifer, 10. günden sonra artemia ile beslenirler. Daha sonra kıyılmış balık eti verilir. Kuluçkadan sonra 2,3 mm, 1 aylık veya 6 haftalıkken 30 mm dir. 1 yaşında 2-3,5 kg’a, 2 yaşında 7-15 kg’a, 3 yaşında kg’a, 4 yaşında kg’a ve 5 yaşında kg’a ulaşırlar.
30
SOFRALIK BALIK YETİŞTİRİCİLİĞİ
Balık yetiştiriciliğinde giderlerin yaklaşık % 50-55’ini yem gideri teşkil etmektedir. Balıkların beslenme tarzları dikkate alınırsa karnivor balıkların, omnivor balıkların yemlerine nazaran protein düzeyleri oldukça yüksektir. Aminoasit ihtiyaçları bakımından mercan, alabalık ve yılan balıklarının benzer olduğu belirlenmiştir. Karbonhidrat kaynağı olarak glikoz, dekstrin ve patates nişastasının kullanıldığı denemelerde % 20 düzeyinde glikozun karbonhidrat kaynakları içinde en iyisi olduğu bulunmuştur. En uygun yağ miktarı ise % 10 olarak bulunmuştur. Bu değerin üzerine çıktıkça yem değerliliği düşmekte ve balık daha yağlı olmaktadır. Yavru döneminde %55 protein içeren pelet yemler, erişkinlerde ise %45 protein içeren yemler verilir. Yetiştiricilikte giderlerin yaklaşık % 50-55’ini yem gideri oluşturduğu dikkate alınırsa, yem değerliliğin bilinmesi bir işletmede ekonomik bir yetiştiriciliğin yapılıp yapılmadığının anlaşılması açısından oldukça önemlidir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.