Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanDusun Aldemir Değiştirilmiş 10 yıl önce
1
Bakara Sûresi: 134 Kur’ân Buluşmaları: 52 ÜMİT ŞİMŞEK
2
Bakara: 134 تِلْكَ اُمَّةٌ قَدْ خَلَتْۚ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُمْ مَا كَسَبْتُمْۚ وَلَا تُسْـَٔلُونَ عَمَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandığı onlara, sizin kazandığınız sizedir. Onların yaptıkları sizden sorulmaz.
3
Bakara: 134 | Ümmet Ümmet >>> İmamet Millet, halk, topluluk
Kendisine peygamber gönderilmiş topluluk Bütün iyilikleri kendisinde toplayan kişi, önder
4
Bakara: 134 | Ümmet Eğer onlar Tevrat’ın, İncil’in ve Rablerinden onlara indirilmiş olan şeylerin hakkını verselerdi, başlarının üzerinden ve ayaklarının altından nimetlerle besleneceklerdi. Gerçi onlardan orta yolda olanlar bir ümmet de (topluluk) vardır; birçoğunun yapmakta olduğu ise pek kötü birşeydir. Mâide, 5:66
5
Bakara: 134 | Ümmet Allah onlara, “Sizden evvel gelmiş cin ve insan toplulukları (ümmetleri) arasında girin ateşe!” buyurur. Oraya giren herbir topluluk (ümmet), kendi kardeşine lânet eder. Nihayet hepsi birbiri ardınca orada toplanınca, sonra gelenler, öncekiler için “Ey Rabbimiz, bizi işte bunlar saptırdılar; onlara ateşten iki kat azap ver” derler. Allah buyurur ki: “Herkese iki kat azap var, ama siz bilmiyorsunuz.” A’râf, 7:38
6
Bakara: 134 | Ümmet Musa’nın kavminden bir topluluk da (ümmet) var ki, hak sözle insanlara doğru yolu gösterir ve hak ile hükmederek adalet ederler. A’râf, 7:159 İçlerinden bir topluluk (ümmet), onları sakındırmaya çalışanlara, “Allah’ın helâk edeceği veya şiddetli bir azapla cezalandıracağı bir kavme niçin öğüt verip duruyorsunuz?” dediklerinde, onlar dediler ki: “Rabbimize karşı bir özür olsun diye. Bakarsınız, onlar da Allah’a karşı gelmekten sakınırlar.” A’râf, 7:164
7
Bakara: 134 | Ümmet İnsanlar tek bir ümmet idi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer bu konuda daha önce Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey için aralarında hüküm şimdiden verilirdi. Yunus, 10:19 İbrahim, Allah’a itaat eden ve bâtıl inanışlardan yüzünü çevirip Allah’a yönelen başlı başına bir ümmet idi. O hiçbir zaman müşriklerden olmadı. Nahl, 16:120
8
Bakara: 134 | Ümmet İşte seni de kendisinden önce nice ümmetler gelip geçmiş bir ümmete böylece gönderdik ki, sana vahyettiğimiz şeyi onlara okuyasın. Fakat onlar Rahmân’a nankörlük edip duruyorlar. De ki: O benim Rabbimdir. Ondan başka tanrı yoktur. Ben Ona tevekkül ettim; dönüş de yalnız Onadır. Ra’d 13:30
9
Bakara: 134 | Ümmet Yerde hareket eden hiçbir canlı, havada kanat çırpan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer topluluk olmasın. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onların hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar. … Senden önceki ümmetlere de Biz peygamberler gönderdik ve onları, olur ki yalvarırlar diye darlıklara ve zorluklara uğrattık. En’âm, 6:38, 42
10
Bakara: 134 | Ümmet Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehlinden dosdoğru bir topluluk da (ümmet) vardır ki, secdeye kapanır, geceler boyu Allah’ın âyetlerini okurlar. Âl-i İmrân, 3:113 İçinizden öyle bir topluluk (ümmet) bulunmalı ki, hayra çağırsın, iyiliği teşvik etsin, kötülükten sakındırsın. İşte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir. Âl-i İmrân, 3:104 Emr-i bi’l-ma’ruf, nehy-i ani’l-münker: farz-ı kifaye
11
Bakara: 134 | Ümmet Biz her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve şunlardan da seni şahit getirdiğimiz zaman onların halleri nice olacak? Nisâ, 4:41 Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet oldunuz. İyiliği teşvik eder, kötülükten sakındırır, Allah’a hakkıyla iman edersiniz. Eğer Kitap Ehli de iman etseydi, onlar için hayırlı olurdu. Gerçi onlardan mü’minler de vardır; fakat çoğu yoldan çıkmış kimselerdir. Âl-i İmrân, 3:110
12
Bakara: 134 | Ümmet Biz sizi böylece vasat bir ümmet yaptık — tâ ki siz insanlara şahitler olun, Peygamber de size bir şahit olsun. … Bakara, 2:143 İcmâ’ın delil olduğunu gösterir / böyle bir ümmet haktan ayrılıp bâtılda birleşmez Şu sizin ümmetiniz tek bir ümmettir; Ben ise hepinizin Rabbiyim. Onun için Bana karşı gelmekten sakının. Fakat onlar işlerini parça parça ettiler; her topluluk kendisininkiyle övünüp duruyor. Mü’minûn, 23:52-53
13
Bakara: 134 | Ümmet-i Muhammed’in şahitliği
Kıyamet gününde Allah Tealâ Nuh’a (a.s.) «Tebliğini yaptın mı?» diye sorar. Nuh «Evet ya Rabbi» der. Sonra Allah onun ümmetine sorar, «Size tebliğ etti mi?» diye. Onlar «Hayır, bize hiçbir peygamber gelmedi» derler. Allah Tealâ Nuh’a «Senin şahidin kim?» diye sorar. Nuh «Muhammed sallâllahu aleyhi ve sellem ile ümmeti» der. Bunun üzerine biz, Nuh’un tebliğ vazifesini yaptığına şahitlik ederiz. Buharî, Enbiya: 3
14
Bakara: 134 | Peygamber ve ümmeti
Allah benden önceki hangi ümmete bir peygamber göndermişse, o peygamberin ümmeti içinde onun sünnetine sarılan ve emrine uyan havarîleri ve ashabı olmuştur. Onlardan sonra ise yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadıkları şeyleri yapan kimseler gelmiştir. Kim bunlara karşı eliyle cihad ederse o mü’mindir; kim onlara karşı kalbiyle cihad ederse o da mkü’mindir; kim onlara karşı diliyle cihad ederse o da mü’mindir. Bundan ötesinde ise hardal tanesi kadar bile iman yoktur. Müslim, İman: 80
15
Bakara: 134 | Peygamber ve ümmeti
Biz seni bütün insanlara bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bunu bilmiyor. Sebe’, 34:28 Ümmet-i davet: bütün insanlar Ümmet-i icabet: daveti kabul edenler / Müslümanlar İstemeyenler dışında ümmetimin hepsi Cennete girecektir. «Kim Cennete girmeyi istemez yâ Resulallah?» Kim bana itaat ederse Cennete girer. Kim bana isyan ederse, o da Cenneti reddetmiş olur. Buharî, İ’tisâm: 2
16
Bakara: 134 | Peygamber ve ümmeti
Birgün, Peygamberimiz ellerini kaldırmış, “Allahım, ümmetimi koru, ümmetime acı!” diye ağlayarak dua ederken, Yüce Allah, Cebrail’e buyurdu ki: “Ey Cebrail! Gerçi Rabbin herşeyi bilir; ama sen git, Muhammed’e niçin ağladığını sor.” Cebrail geldiğinde, Peygamberimiz, ona, ümmeti için ağladığını söyledi. Cebrail Allah huzuruna dönüp durumu anlattı. Yüce Allah buyurdu ki: “Ey Cebrail, Muhammed’e git ve şunu söyle: Biz seni ümmetin hakkında hoşnut edeceğiz ve asla üzmeyeceğiz. Müslim, İman: 346
17
Bakara: 134 | Peygamber ve ümmeti
… İnsanlar bana gelerek «Ya Muhammed, sen Allah’ın resulü ve son peygamberisin; Allah senin gelmiş geçmiş bütün günahlarını bağışlamıştır. Rabbinin huzurunda bize şefaat et. İçinde bulunduğumuz perişan hali görmüyor musun?» diyecekler. Ben de yürüyüp Arş’ın altına geleceğim, Rabbime secdeye kapanacağım. Sonra Allah Tealâ daha önce kimseye öğretmediği en güzel hamd ü senâyı bana ilham edecek. Sonra bana hitaben şöyle buyuracak: «Ya Muhammed, secdeden başını kaldır. İste; istediğin sana verilecek. Şefaat et; şefaatin kabul edilecek.» . / ..
18
Bakara: 134 | Peygamber ve ümmeti
. / .. Ben de başımı secdeden kaldırıp «Ya Rabbi, ümmetimi bana bağışla! Ya Rabbi, ümmetimi kurtar! Ya Rabbi, ümmetimi bağışla!» diye yalvaracağım. O zaman bana şöyle buyurulacak: «Ya Muhammed, ümmetinden hesaba çekilmeyecek olanları Cennet kapılarının en sağındaki Babü’l-Eymen’den içeri al. Onlar daha başkalarıyla beraber diğer kapılardan da gireceklerdir.» Buharî, Enbiya: 3, 9, Tefsir 17:5; Müslim, İman: 327, 328
19
Bakara: 134 | Sorumluluk «Onların kazandığı onlara, sizin kazandığınız size» De ki: O herşeyin Rabbi iken, ben kendime Allah’tan başka rab mi arayacağım? Herkes ne kötülük işlerse kendi aleyhine işler. Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez. Sonunda hepinizin döneceği yer Rabbinizin huzurudur; anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri O size bildirecektir. En’âm, 6:164
20
Bakara: 134 | Sorumluluk Doğru yolu bulan, kendisi için bulmuştur. Yoldan sapan da kendi aleyhine sapar. Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Ve Biz peygamber göndermedikçe kimseye azap etmeyiz. İsrâ, 17:15 Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır bir günahkâr, yükünü taşımak için yardım isteyecek olsa, hiç kimse o yükten birazını olsun üstüne almaz — isterse kendi akrabası olsun. Sen ancak görmedikleri halde Rablerinden korkan ve namazı dosdoğru kılan kimseleri uyarabilirsin. Arınan, kendisi için arınmış olur. Sonunda herkesin dönüşü Allah’adır. Fâtır, 35:18
21
Bakara: 134 | Sorumluluk İnkâr ederseniz, şu bir gerçek ki, Onun size ihtiyacı yoktur. Fakat O kullarının inkârına razı olmaz. Şükrederseniz, bu davranışınızdan hoşnut olur. Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Sonunda döneceğiniz yer Rabbinizin huzurudur; yapmakta olduklarınızı O size haber verir. Şüphesiz ki O gönüllerde saklı olanı hakkıyla bilir. Zümer, 39:7
22
Bakara: 134 | Sorumluluk Yoksa Musa’nın sayfalarında olanlar ona bildirilmedi mi? Ya çok vefalı İbrahim’in sayfalarında olanlar? Şöyle ki: Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır. Necm, 53:36-39
23
Bakara: 134 | Sorumluluk Herkes kendi kazancına bağlıdır.
Tûr, 52:21 (Müddessir, 74:38) Ne yakınlarınızın, ne de çocuklarınızın kıyamet gününde size bir faydası olmaz. Allah o gün aranızı ayırır. Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir. Mümtehine, 60:3
24
Bakara: 134 | Sorumluluk Sûra üfürüldüğü gün, artık ne aralarında bir soy bağı kalmıştır, ne de birbirlerini soruşturacak halleri vardır. Mü’minûn, 23:101 Ameli kendisini geri bırakan kimseyi nesebi öne geçiremez. Müslim, Zikir: 38; Ebû Dâvud, İlim: 1; Tirmizî, Kıraat: 12; İbni Mace, Mukaddime: 17
25
Bakara: 134 | Sorumluluk Kur’ân-ı Kerimde örnek vak’alar
Nuh’un (a.s.) oğlu / Hûd, 11:46 Nuh’un (a.s.) karısı/ Tahrim, 66:10 Lût’un karısı / A’râf, 7:83; Şuarâ, 26:171; Ankebut, 29:32, 33; Sâffât, 37:135 Tahrim, 66:10 İbrahim’in (a.s.) babası / Tevbe, 9:114; Mümtehine, 60:4 Firavun’un hanımı / Mümtehine, 66:11
26
Bakara: 134 | Kesb كسب Kulun bir fiili gerçekleştirmek yönünde iradesini kullanması Yaratma Allah’a, sorumluluk kula ait Attığın zaman (kesb) sen atmadın (halk), Allah attı (halk). Enfâl, 8:17 Sizi de, yaptıklarınızı da Allah yarattı. Sâffât, 37:96 Bk. Bakara, 2:81
27
Bakara: 134 | Kesb Allah kimseyi gücünden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Herkesin kazandığı hayır kendi lehine, işlediği kötülük de kendi aleyhinedir. Bakara, 2:286 Bir kısmınıza Allah’ın fazladan verdiği nimetlere göz dikmeyin. Erkeklerin de kendi çalışmalarından bir nasibi vardır, kadınların da kendi çalışmalarından bir nasibi vardır. Siz Allah’ın lütfundan dilekte bulunun. Şüphesiz ki Allah herşeyi bilir. Nisâ, 4:32
28
Bakara: 134 | Kesb Günah kesb eden, onu kendi aleyhinde kesb etmiştir.
Nisâ, 4:111 Dinlerini oyun ve eğlence edinen, dünya hayatına aldanmış kimseleri bırak. Fakat sen Kur’ân ile öğüt ver ki, kimse kazandığı günahlarla helâke sürüklenmesin. O zaman kişinin Allah’tan başka ne bir dostu olur, ne bir şefaatçisi. Her türlü fidyeyi verse de yine kabul edilmez. İşte onlar, kazandıkları günahlarla helâke düşmüş olanlardır. İnkâr edip durmaları yüzünden onlara kaynar sudan bir içecek ve acı bir azap vardır. En’âm, 6:70
29
Bakara: 134 | Kesb … Rabbinin âyetlerinden biri geldiği zaman, daha önce iman etmemiş yahut imanıyla bir hayır kazanmamış olan kimsenin imanı artık kimseye fayda vermez… En’âm, 6:158 Allah gökleri ve yeri hak ile yaratmıştır. Onun için, her nefis kendi kazandığıyla karşılık görür ve kimseye bir haksızlık yapılmaz. Câsiye 45:22
30
Bakara: 134 | Kesb Başınıza ne musibet gelirse, kendi elinizle kazandıklarınız yüzündendir. Üstelik günahlarınızın birçoğunu da Allah affeder. Şûrâ, 42:30 İnsanların kendi elleriyle kazandıkları yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. Belki vazgeçerler diye, yaptıklarından bir kısmını Allah onlara böylece tattırıyor. Rum, 30:41
31
Bakara: 134 | Netice Üstün ırk, imtiyazlı sınıf, ayrıcalıklı nesep v.s. yoktur Irk kavramı, insanları birleştirmek için yeterli bir bağ değildir Herkes yaptıklarından sorumludur Çalışmayana ekmek yok Hıristiyanlıktaki «aslî günah» gibi kavramların aslı yoktur Bütün bu hususlar, dünya hayatında da adalet ve huzurun temel taşını teşkil ederler
32
İnternet adresleri utesav.org.tr facebook.com/yazarumitsimsek
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.