Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SOSYAL POLİTİKA VE İSTİHDAM ALANINDA TÜRKİYE İLE AB ARASINDA MÜZAKERE SÜRECİ Dr. Ali Ercan SU.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SOSYAL POLİTİKA VE İSTİHDAM ALANINDA TÜRKİYE İLE AB ARASINDA MÜZAKERE SÜRECİ Dr. Ali Ercan SU."— Sunum transkripti:

1 SOSYAL POLİTİKA VE İSTİHDAM ALANINDA TÜRKİYE İLE AB ARASINDA MÜZAKERE SÜRECİ
Dr. Ali Ercan SU

2 İÇERİK Tarama toplantıları Tarama sonu raporu
Gerçekleştirilen faaliyetler Müzakerenin başlama süreci Müzakerenin başlaması Müzakerenin kapatılması

3 TARAMA TOPLANTILARI Avrupa Birliği ile müzakerelere başlamadan önce, tarama (steering-ing.) adı verilen iki toplantı gerçekleştirilmektedir. Bu toplantıların ilkinde, Avrupa Komisyonundan yetkililer, AB müktesebatına ilişkin genel bilgiler vermektedir. Bu toplantının ardından Avrupa Komisyonu, aday ülkenin temsilcilerine bir dizi soru paketi göndermektedir.

4 TARAMA TOPLANTILARI Bu sorulara verilen cevaplar ile ayrıntılı tarama olarak adlandırılan ikinci tarama toplantısı öncesi, Avrupa Komisyonu aday ülke hakkında ilk bilgilerini toplamaktadır. Ayrıntılı tarama toplantısında sadece aday ülkenin temsilcileri konuşmakta ve sunuşlar yapmaktadırlar.

5 TARAMA TOPLANTILARI Bu sunuşlar belirlenen bir format üzerinden yapılmaktadır. Aday ülke bütün müktesebatı üstleneceğine dair bir taahhütte bulunmakta fakat müktesebatın gerek kabul edilmesinde gerekse uygulanmasında beklenen zorlukları da Komisyona iletmektedir. Sunuşların ardından Avrupa Komisyonu çeşitli sorularla daha önce gönderilen soru paketindeki eksik veya tam anlaşılamayan hususlarda bilgi talep etmektedir. Tüm bu toplantıların ardından, Avrupa Komisyonu tarama sonu raporu denilen bir belgeyi aday ülkeye göndermektedir.

6 TARAMA TOPLANTILARI Gönderilen rapor, aday ülke tarafından incelenmekte ve kendi önerisi Avrupa Komisyonuna gönderilmektedir. Genellikle Avrupa Komisyonunun önerdiği metin kabul edilmektedir. Türkiye’de 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren müzakere sürecine başlamış bir ülke olarak yukarıda anlatılan bu süreçten geçmiştir.

7 TARAMA TOPLANTILARI İlk tanıtıcı tarama toplantısı Şubat 2006 tarihleri arasında Brüksel’de gerçekleştirilmiştir. Toplantılara Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (Türkiye İş Kurumu ile Sosyal Güvenlik Kurumu da dahil) yetkililerinin yanı sıra, Başbakanlık (İnsan Hakları Başkanlığı), Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, DPT Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Personel Başkanlığı, Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Genel Müdürlüğü, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, Denizcilik Müsteşarlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği gibi çok sayıda kamu kurumu da katılmıştır.

8 TARAMA TOPLANTILARI Tarama sürecinin bir parçası olarak Müzakere Çerçeve Belgesinin 19.faslı olan Sosyal Politika ve İstihdam faslına ilişkin yapılan tanıtıcı tarama toplantısında (Explanatory Meeting) İş Hukuku, İş Sağlığı ve Güvenliği, İstihdam Politikası, Sosyal İçerme, Avrupa Sosyal Fonu, Topluluk Programları, Sosyal Diyalog, Kayıtdışı İstihdam, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşit Fırsatlar başlığında AB Komisyonu bu alanlardaki AB Mevzuatını ve uygulamalarını anlatmıştır.

9 TARAMA TOPLANTILARI Komisyon, bu Fasıldaki mevzuatın temelinin diğer alanlarda olduğu gibi Kurucu Antlaşmalara dayandığını, bu alanın sadece bir metinler serisi olmadığını, uygulamaların, ortak politikalar üretmenin de önemli olduğunu, bu faslın Müktesebatın kilit bölümlerinden birisi olduğunu belirtmiştir.

10 TARAMA TOPLANTILARI Bütün direktifler ve ilgili kararlar, tek tek Avrupa Komisyonu yetkilileri tarafından açıklanmıştır. Türk tarafı da direktifte belirtilen fakat anlaşılmayan konularda Avrupa Komisyonu tarafından açıklayıcı bilgi talebinde bulunmuştur. Komisyon, toplantıların bitmesinden sonra bir soru paketi gönderilmiş ve 150 sayfadan fazla olan cevaplar Komisyona geri gönderilmiştir.

11 TARAMA TOPLANTILARI Tanıtıcı tarama toplantılarının arkasından, ayrıntılı tarama toplantılarına geçilmiştir. Bu toplantılar ise Mart 2006 tarihleri arasında yine Brüksel’de gerçekleştirilmiştir. Yine aynı kamu kurumlarının yetkilileri toplantılara katılmıştır. Türk yetkilileri konu bazında her bir direktife karşılık gelecek şekilde sunuşlar yapmışlardır. Bu sunuşlarda, Türk mevzuatı ayrıntılı bir şekilde Komisyon yetkililerine anlatılmıştır.

12 TARAMA TOPLANTILARI Tutanaklardan bir örnek;
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ BAŞLIĞI ALTINDAKİ SUNUM; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Erhan BATUR tarafından yapılmıştır. Yapılan sunumun ardından Komisyon Yetkilileri tarafından sorulan sorular ve bu sorulara verilen yanıtlar aşağıda belirtilmektedir: Komisyon Tarafından Yöneltilen Soru: İş kazaları bakımından en riskli sektörler hangileridir? En çok kaza hangi sektörlerde ortaya çıkıyor? Türk Tarafının Yanıtı: İnşaat ve madencilik kazalar ve ölüm oranı bakımından en riskli sektörlerdir. İnşaat sektöründe bu yıl bazı faaliyetler gerçekleştirmeyi öngörüyoruz. 26 Mart’da Bakanımızın katılacağı bir törenle bunları başlatacağız. Ayrıca, metal işleri sektörü de riskli sektörler arasındadır. Bu husustaki daha ayrıntılı verileri bilahare iletebiliriz.

13 TARAMA TOPLANTILARI Komisyon Tarafından Yöneltilen Soru:
Verdiğiniz istatistiklerden, 1990 yılında kazaların çok ciddi biçimde düştüğü görülüyor. Bunun nedeni nedir? Özel bir kanun mu çıkarmıştınız o yılda? Türk Tarafının Yanıtı: Özel bir kanun çıkarmadık yılında, kapsamlı bir bilinçlendirme kampanyasına başlamıştık. Bu sene de benzeri faaliyetler yürüteceğiz. Belki, bu da durumu değiştirebilecektir. Önleyici tedbirlere ne kadar ağırlık veriyorsunuz? Kontrol, izleme ve danışmanlık alanında faaliyet gösteren, uzmanlaşmış müfettişleriniz var mı? Müfettişlerimizin görevleri hepsinin bir bütünü/karışımı şeklindedir. Uzmanlaşma öngörmedik. Buna mukabil, farklı denetim uygulamalarımız var. İlk denetimde, işverene mevzuat ve mevzuat ışığında işyerindeki eksikliklere ilişkin bilgi veriyoruz. İkinci aşamada bunlar giderilmemişse, ceza uygulamasına geçiyoruz. Kontrol amaçlı, şikayete bağlı, kaza durumunda yaptığımız soruşturma denetimleri de mevcuttur.

14 TARAMA RAPORU Yaklaşık 6 ay sonra Sosyal Politika ve İstihdam faslına ilişkin Avrupa Komisyonunun rapor taslağı Ülkemize gönderilmiştir. Kabul edilen metnin ana başlıkları aşağıda görülmektedir: İş Hukuku İş Sağlığı ve Güvenliği Sosyal Diyalog İstihdam Politikası Avrupa Sosyal Fonu (ESF) Sosyal İçerme

15 TARAMA RAPORU 7. Sosyal Koruma 8. Ayrımcılıkla mücadele 9. Eşit Fırsatlar 10. Uyum ve Uygulama Kapasitesi Sonuç bölümünde de Komisyon, sosyal politika ve istihdam faslının açılması için öngördüğü konuları yazmıştır.

16 TARAMA RAPORU Konu bazında incelendiğinde; İş hukuku
İş Kanununun uygulama alanının bazı sektörleri ve kişileri kapsamadığı görülmektedir. Örnek olarak; kamu sektörü, 50 veya daha az işçi çalıştıran tarım işletmeleri, 3 veya daha az işçi çalıştıran esnaf işyerleri gibi..

17 TARAMA RAPORU Çalışma süreleri konusunda çalışma süresi ve gece (süresi) tanımları yapılmış olmasına rağmen (Devlet Memurları Kanunu hariç olmak üzere) gece işçisi, vardiya çalışması, vardiya işçisi, gezici işçi, kıyı çalışması ve yeterli dinlenme tanımları yapılmamıştır. Spesifik olarak, denizcilik sektöründe çalışanlar, karayolu taşımacılığında çalışanlar için kanunlarda değişiklik yapılması gerekmektedir.

18 TARAMA RAPORU Hava iş kolunda ve demiryollarında çalışanların çalışma sürelerine ilişkin kanun bazında bir düzenleme bulunmadığı ifade edilmektedir. Havacılık sektöründe çalışanlar için bir yasal düzenleme taslağının bulunduğu ve ilgili AB direktifi ile uyumlu olduğu belirtilmektedir.

19 TARAMA RAPORU Çalışma koşulları ile ilgili olarak (çalışma süreleri hariç olmak üzere), bir yıl veya daha uzun süreli hizmet akitlerinin yazılı yapılması şarttır. Bununla birlikte iş sözleşmesi belirli bir şekle tabi değildir. İş Kanunu tam ve kısmi süreli iş sözleşmelerine ilişkin hususları düzenlemektedir. AB Müktesebatına uygun olarak belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir

20 TARAMA RAPORU Çocuk işçiliği ile ilgili olarak; AB Müktesebatına uygun olarak 15 yaşından küçük çocukların çalıştırılmaları yasaktır.Bununla birlikte hafif işler için bazı istisnalar vardır. Çocuğun çalıştırılması, onun okula devamı ve profesyonel eğitim alması gibi hususlarda engelleme getirmemektedir. Sanayi işlerinde 18 yaşından küçük çocukların çalıştırılmaları yasaktır yaş arası çocuklar ve gençler için çalıştırılmaya başlamadan önce ve çalışması süresince 18 yaşını dolduruncaya kadar 6 ayda bir sağlık muayenesinden geçirilmektedir. Cezalar fiilin şiddetine göre verilmektedir yaş arasındaki çalışan çocukların sayısı 2000 yılı Hanehalkı İşgücü Anketine göre 1,3 milyon iken bu sayı 2003 yılında ’e düşmüştür.

21 TARAMA RAPORU İşverenin ödeme aczine düşmesi ile ilgili olarak, AB müktesebatının gereklerine uygun olarak ücret garanti fonunun kurulmasına ilişkin düzenleme 2004 Ekim ayında yayınlanmıştır. Fon Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) tarafından yönetilmektedir. Yalnızca son üç aylık net ücret garanti edilmektedir.

22 TARAMA RAPORU İşçilerin bilgilendirilmesi ve danışılması toplu işten çıkarmalar ile işyerinin devri halleri Türk hukukunda düzenlenmiştir. Bir toplu işten çıkarmanın 30 gün önceden bildirilmesi gerekmektedir. Ayrıca işveren ve işçi temsilcileri arasında danışma düzenlenmiştir. AB Müktesebatının gereklerine uygun olarak işverenin toplu işten çıkarması, Bölge Müdürlüğüne yaptığı yazılı bildirimden 30 gün sonra hüküm doğurmaktadır. AB Müktesebatının gereklerine uygun olarak işyerinin devri hallerinde iş akitleri tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte devredilmektedir. Devir tek başına iş akdinin feshedilmesi için sebep olamaz. Toplu iş sözleşmeleri, işveren değişse bile devam etmektedir. İşverenin değişmesi hallerinde işçi temsilciliğinin bilgilendirilmesi ve danışılmasına ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.

23 TARAMA RAPORU Sosyal diyalog;
Özel sektörde, toplu pazarlık ve grev konuları, 1980’li yılların başında çıkarılmış olan ve 2001 yılında küçük değişikliklikler yapılan iki Kanunla düzenlenmektedir. Bu kanunlarda; bir sendikanın işletme düzeyinde toplu sözleşme imzalamaya yetkili olması için iki temel koşul söz konusudur. Bunlar; işletmedeki işçilerin en az %50’sini ve ülke çapında ilgili iş kolundaki işçilerin en az %10’nu temsil etmektir. Ayrıca, yürürlükteki mevzuat, işçilerin sendikalara üye olması için hantal bir süreç öngörmektedir. Kamu sektöründe, 2004 tarihinde değiştirilen 2001 tarihli Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, bazı kamu görevlilerinin sendikalara üye olmasını engellemekte ve toplu pazarlık ve grev hakkına ilişkin önemli sınırlamalar getirmektedir. Bir grev, milli çıkar ve kamu sağlığı için iki ay ve hükümet kararıyla daha uzun bir sure için ertelenebilmektedir.

24 TARAMA RAPORU Türkiye, 87 numaralı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalılaşma Hakkının Korunması ve 98 numaralı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkına ilişkin ILO sözleşmelerini imzalamış ve onaylamıştır. Ancak, ulusal mevzuatımız, henüz bu sözleşmelerle tam anlamıyla uyumlaştırılmamıştır. Türkiye, Avrupa Sosyal Şartının 5. maddesini (örgütlenme özgürlüğü) ve 6. maddesini( grev hakkını da içeren toplu pazarlık hakkı) kabul etmemiştir. Türkiye, gözden geçirilen Avrupa Sosyal Şartını 2004 Ekim’de imzalamıştır, fakat henüz onaylamamıştır.

25 TARAMA RAPORU Üçlü sosyal diyalog anlamında, Ekonomik ve Sosyal Konsey, 2001 yılının Nisan ayında kurulmuştur. Ekonomik ve Sosyal Konsey, 15 tanesi hükümet temsilcisi olmak üzere, toplam 39 üyeye sahiptir. Konseyin başkanlığı, Başbakan tarafından yapılmaktadır. Konsey’de bulunan sivil toplum temsilcilerinin sayılarının artırılması, hükümet temsilcilerinin sayılarının azaltılması ile Konsey yapısının yeniden şekillendirilmesine yönelik bir Kanun tasarısı mevcuttur. Bir diğer üçlü yapı, 1945 yılında kurulan ve çalışma hayatına ilişkin konuları ele almak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının girişimi ile toplanan Çalışma Meclisi’dir.

26 TARAMA RAPORU Özerk ikili sosyal diyalog olarak, 1960’lı yıllardan bu yana toplu pazarlık yapılmaktadır. Ancak, Çin gibi yeni oluşan piyasalardan kaynaklanan artan rekabet yüzünden, toplu pazarlığın tam anlamda uygulanması, endüstriyel sektörlerin bazılarının direnişi ile karşı karşıyadır.Genel olarak, toplu sözleşmelerin kapsama aldığı iş gücü yüzdesi oldukça düşüktür. Özel işletmelerin pek çoğunda, sınırlı sosyal diyalog söz konusudur ya da hiç yoktur.

27 TARAMA RAPORU İstihdam politikası;
2004 yılına kıyasla 2005 yılında, işsizlik % 10.3 e gerilerken istihdam oranında küçük bir artış (%43.4) söz konusuydu. İşgücüne katılım oranı % 48.3 e yükseldi. Kadınların işgücüne katılımı % 26.9 oranıyla OECD ülkeleri içinde en düşükler arasındadır (Eurostat LFS, 2004). İşgücü piyasasında, düşük eğitimli kadınların tarımda, ücretsiz işlerde ve kayıt dışı faaliyetlerde önemli ölçüde toplanmasıyla kısmen kent/kır ayırımı ile çakışan güçlü bir cinsiyet ayrımı vardır yılında genç işsizlik oranı % 19.3 idi. Toplam istihdam içerisinde 50 yaş üzeri kişilerin payı % 9.1 dir.

28 TARAMA RAPORU Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), Türkiye’de istihdam politikasının geliştirilmesi ve uygulanmasına katkıda bulunmaktan sorumlu başlıca kuruluştur. Ülke çapında örgütlenmiştir ve il müdürlükleri vasıtasıyla hizmet vermektedir yılındaki sayıdan (1 667) % 40 daha fazla olmak üzere çalışan vardır. Aktif iş piyasası önlemleri ile ilgili olarak, İŞKUR işgücünün istihdam edilebilirliğini arttırmak için çeşitli projeler yürütmektedir. Aktif İş Piyasası Programları Projesi ( ) çerçevesinde, 20 il ofisi binası modernleştirildi ve İŞKUR hizmetlerini daha etkin ve verimli hale getirmek için sekiz ilde pilot ofis projeleri gerçekleştirildi çalışana personel eğitimi verildi. İŞKUR, aynı zamanda, özel istihdam bürolarının kurulması ve işletilmesi ile ilgili düzenlemelerin yapılmasından da sorumludur.

29 TARAMA RAPORU Kayıt dışı istihdam oranı 2005 yılında % 50.1 idi. En sorunlu sektörler tarım (% 88.2) ve inşaattır (%64.3). Çalışma Bakanlığına göre, kayıt dışı istihdamın gerisinde yatan nedenler, yüksek işsizlik oranı, tarımsal istihdam oranının yüksekliği, KOBİ’lerdeki yüksek istihdam seviyesi, işgücünün düşük öğrenim ve eğitim seviyesi, yasaların uygulanmasındaki yetersizlik, ilgili kamu kuruluşları arasında koordinasyon eksikliği, etkin denetimin yetersizliği, çalışanların sosyal güvenlik hakları ve yükümlülükleri konusunda bilinçli olmamaları vs. dir. Geçtiğimiz günlerde, kayıt dışı istihdamla mücadele için birçok önlemler alındı. İşveren ticari işletmesini bildirmek ve çalışan ise kendisini ilgili sosyal güvenlik merciine bildirmek zorundadır. Esnek çalışma modelleri getirilmiştir ve bilinçlendirme aktiviteleri devam etmektedir. Bürokratik işlemler, e-bildirge sistemi (sigortalıların % 96 sı ve işverenlerin % 72 si tarafından kullanılmaktadır) ve sosyal sigorta ile ilgili tüm işlemleri kapsayan tek-durak-ofisler oluşturulması suretiyle basitleştirilmiştir yılında, sosyal sigorta müfettişlerinin sayısı 360 ve sigorta memurlarının sayısı 326 idi. Sigorta memurlarının sayısının arttırılması planlanmaktadır. Kayıt dışı işlerle ilgili idari para cezaları 330 € ile 930 € arasında değişmektedir

30 TARAMA RAPORU Avrupa Sosyal Fonu;
Türk makamları, Avrupa Sosyal Fonunun (ESF) gelecekteki yönetimine hazırlık yapılması amacıyla IPA 4. Bileşeninin (İnsan Kaynaklarının Gelişimi) yönetimi ve uygulanması ile ilgili gelecekteki yapılar hakkında Komisyonla ortaklaşa bir düşünceyi harekete geçirmiştir. Avrupa Komisyonu IPA uygulama yönetmeliğini yayınladıktan sonra, Türk uygulama yapılarına ilişkin resmi bir kararın kısa bir sürede kabul edilmesi beklenmektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı IPA 4. Bileşeni için yönetici/idari makam olacaktır.

31 TARAMA RAPORU Sosyal İçerme;
2004 yılında Türkiye’de yoksulluk oranı % 25.6’dır. Yoksulluğun azaltılmasında sosyal koruma sisteminin ve sosyal harcamaların etkisi oldukça sınırlı kalmaktadır. Sonuç olarak, tüm sosyal harcama ve transferlerden sonraki yoksulluk oranı, AB ortalaması olan % 15’in oldukça üzerindedir. Yoksulluk, kırsal alanlarda kentlerden daha yüksektir. Bu oran, 15 yaş altı çocuklarda, mevsimlik/geçici olarak çalışanlarda, işsizlerde, gecekonduda yaşayanlarda, okuma yazma bilmeyenlerde ve kalabalık hanelerde yaşayanlarda en yüksek oranlardadır. Ulusal düzeyde bir sosyal içerme stratejisi bulunmamaktadır. Sosyal içermeye ilişkin idari yapılar oldukça dağınıktır ve faaliyetlerin koordinasyonu yetersizdir.

32 TARAMA RAPORU Sosyal Koruma;
2005 yılında, Türkiye’nin sosyal güvenlik açığı GSYİH’nin % 4.81’ine ulaşmıştır ve bu oran OECD ülkeleri arasındaki en yüksek orandır. Bu derece büyük olan açığın temel nedeni, erken emekliliktir yılında, asgari emeklilik yaşı sadece 47’dir ve emeklilerin % 60’ı 60 yaşın altındadır. 2006 yılı Nisan ayında Türk sosyal güvenlik sisteminin tamamının revize edilmesi amacıyla bir sosyal güvenlik reformu kanunu kabul edilmiştir. Kanun dört bileşenden oluşmaktadır:

33 TARAMA RAPORU 1) tüm işçiler, işverenler bağımsız çalışanlar ve devlet memurları için sağlık dışında tek bir emeklilik sigortası oluşturulması, 2) nüfusun tamamı için bir Genel Sağlık Sigortası oluşturulması, 3) sosyal yardımların ve hizmetlerin tarafsız yararlanma kriterlerine dayandığı ve kapsamlarının geliştirildiği bir sistemin kurulması, ve 4) yeni bir kurumsal yapının kurulması. Sosyal güvenlik sistemi böylece basitleştirilecek ve bürokrasi azaltılacaktır. Yardımlar-sorumluluklar herkes için eşit olmalıdır, ücretsiz sağlık bakımı 18 yaşın altındaki tüm çocuklara sağlanmalıdır ve emeklilik yaşı kademeli olarak 65 yaşa çıkarılacaktır. Yerel düzeyde daha fazla Sosyal Güvenlik Merkezi açılacaktır

34 TARAMA RAPORU Ayrımcılıkla Mücadele;
Türkiye, her türlü ayrımcılıkla mücadelede ayrı bir kanun yürürlüğe koymamış olmakla birlikte bir çok kanunda ayrımcılıkla mücadeleye ilişkin hükümler yer almaktadır tarihli Türk İş Kanununda ayrımcılıkla mücadele edilmesine ilişkin hükümler yer almıştır. Kanunun 5. maddesi, diğerleri yanında ırk ve din esasına dayanılarak yapılan ayrımcılığa karşı koruma getirmektedir. Yaş veya cinsel yönelim esasına dayanılarak yapılan ayrımcılık bakımından hiç bir özel koruma mevcut bulunmamaktadır. Özürlülük İş Kanununda yer almamış olmakla birlikte 2005 yılında kabul edilmiş olan özürlü şahıslarla ilgili Kanununda bazı ayrımcılık karşıtı hükümler yer almaktadır

35 TARAMA RAPORU Genel Anayasal Hükümlerden ayrı olarak istihdam dışında ırk veya etnik köken esasında ayrımcılığı yasaklayan hiç bir özel yasal önlem mevcut değildir yılı Haziran ayında yürürlüğe giren Ceza Kanunu dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, din ve benzeri nedenlere dayanarak kişinin ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen şahıslar için ceza öngörmüştür.

36 TARAMA RAPORU Ayrımcılıkla mücadele konusunda sorumluluk sahibi olan farklı insan hakları birimleri mevcuttur. Bu birimler İnsan Hakları Başkanlığı (Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı), İl İnsan Hakları Kurulları (81), İlçe İnsan Hakları Kurulları (850) ve sivil toplum kuruluşları ile ilgili hükümet kuruluşları arasında iletişim sağlanmasından sorumlu İnsan Hakları Danışma Kuruludur. Bu alanda yargıda dahil olmak üzere farkındalık artırıcı faaliyetler ve eğitim faaliyetleri yürütülmüştür.

37 TARAMA RAPORU Eşit Fırsatlar;
Türkiye, müktesebatta öngörülen şekilde kadın ve erkekler için eşit ücret ilkesinin hukuk tarafından garanti altına alındığını ifade etmiştir. Eşit ücret ilkesi, İş Kanunun kapsamında yer alan bütün işçiler kadar devlet memurlarını ilgilendirmektedir. Bu ilkeye uymama durumunda işverenler, her işçi için 35 € ile cezalandırılmaktadır. Bununla birlikte Türkiye’de özel sektörde cinsiyete bağlı ücret farklılığı, % 12 olarak hesaplanmaktadır. Kendi nam ve hesabına çalışmaya ilişkin olarak, müktesebatta öngörülen şekilde bir şirketin eşler veya evli olmayan kişiler tarafından kurulması arasında herhangi bir farklılık bulunmamaktadır. İstihdam giriş, mesleki eğitim, meslekte ilerleme ve çalışma koşulları konusunda, Türk mevzuatında doğrudan ve dolaylı ayrımcılık, taciz ve cinse taciz için tanım bulunmamaktadır

38 TARAMA RAPORU Cinsiyete özgü reklama, özel sektörde izin verilmektedir ve bazı mesleklere katılmak için özel fiziksel koşullar aranmaktadır. Örneğin, maden ocakları, kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır. Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği, kadınların çalıştırılamayacağı işleri tanımlamıştır. Kadınların, gece vardiyasında 7,5 saatten fazla çalışması, gece vardiyasında hem hamilelik sırasında hem de doğumdan sonra 6 aylık sürede çalışması yasaklanmıştır.

39 TARAMA RAPORU Hamile çalışanlara ilişkin olarak, analık izni (16 hafta zorunlu analık izni: doğumdan önce ve sonra sekizer hafta olmak üzere) Türk mevzuatında düzenlenmiştir. Devlet memurlarına, 12 aylık; işçilere ise 6 aylık ücretsiz izin, ücretli izin süresinin bitiminden sonra isteğe bağlı olarak verilmektedir. Müktesebatta öngörülen şekilde, ayrıca hamilelik sırasındaki periyodik kontroller için ücretli izin sağlanmaktadır. İş Kanununa göre, işveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında veya uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle (doğrudan veya dolaylı) farklı işlem yapamaz. Gebe veya Emzikli Kadınların Çalıştırılma Şartlarına Dair Yönetmelik, gebe, yeni doğum yapmış ve emziren işçilerin çalıştırılamayacağı iş ve işyerlerini belirtmektedir. Türkiye, çalışan kadınların analık süresince korunma hakkına ilişkin Avrupa Sosyal Şartı’nın 8. Maddesini kabul etmemiştir.

40 TARAMA RAPORU Mevcut durumda Türkiye’de ebeveyn izin hakkı bulunmamaktadır. Taslak mevzuat, Parlamento gündeminde yer almaktadır. Zorunlu sosyal güvenlik konusunda kapsam, rejimlere giriş, katkı yükümlülüğü, katkıların hesaplanması ve yardımlar konusundaki bütün hükümler, kadın ve erkek için aynıdır. Bunun istisnasını, emeklilik yaşı oluşturmaktadır (Kadınlar için 58, erkekler için 60). Bu hükümler, ayrıca devlet memurlarına da uygulanmaktadır.

41 TARAMA RAPORU Cinsiyete dayalı ayrımcılık durumunda, İş Kanunu, müktesebatta öngörülen şekilde işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda ispat yükümlülüğünün işverene geçişini sağlamaktadır. Mahkemeler, zararın miktarını ve tazminatı belirlemektedir.

42 TARAMA RAPORU Sonuç ve Tavsiyeler bölümünde ise;
Yukarıda ve özellikle III. Bölümde ifade edilen hususların ışığında Türkiye’nin bu fasılda yapılacak müzakerelere yeterince hazır olduğu söylenemez. Bu sebeple Komisyon şu aşamada 19- Sosyal Politika ve İstihdam faslında müzakerelerin açılmasını önermemektedir. Sosyal Diyalog ve kayıtdışı istihdamla ilgili bazı “özel uyum boşlukları” mevcuttur. Yukarıdaki bölümlerde anlatılan mevcut durumla ilgili değerlendirmeler karşısında aşağıdaki koşulların karşılanması halinde bu fasılla ilgili müzakerelerin açılması tavsiye edilmektedir;

43 TARAMA RAPORU  Türkiye, özellikle örgütlenme, grev ve toplu pazarlık haklarıyla ilgili AB standartları ve ILO Sözleşmeleri ışığında, tüm sendikal hakları sağlamalıdır. Bunun için Türkiye, mevcut kısıtlamaları kaldırmak ve hem özel hem de kamu sektöründe yeniden gözden geçirilmiş bir mevzuat kabul etmek durumundadır. Türkiye, Komisyona kayıtdışı çalışmayı da içerecek şekilde bütün işgücüne yönelik olarak bu fasıldaki mevzuatın tüm ülkede etkili bir biçimde yürürlüğe girmesi ve aşamalı olarak uygulanmasına yönelik bir “Eylem Planı” sunmalıdır.

44 TARAMA RAPORU Bu eylem planı şunları içermelidir:
a)Türkiye’deki kayıt dışılıkla ilgili  ekonomik ve sosyal analiz, b)Öngörülen önlemlere ilişkin takvim,  c)Ayrılacak kaynakların belirlenmesi, d) katılım sağlayacak kurumların ve sosyal tarafların belirlenmesi Yukarıda belirtilen adımlar atılırken kadınların katılımı gözardı edilmemeli ve kadınların işgücüne katılımlarına özel dikkat gösterilmelidir

45 TARAMA SONRASI Şu anda Ülkemiz müzakerelerin açılabilmesi için çalışmalara 2006 yılının sonlarından itibaren başlamıştır. İlk olarak sendikal haklarda ve toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt (memurlar dahil) gibi konularda örgütlenme özgürlüğünün ILO’nun 87 ve 98 sayılı Sözleşmelerine uyumlu olarak taslak kanun hazırlanması talep etmişlerdir.

46 TARAMA SONRASI 2008 yılında Sendikalar Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununda değişiklik öngören Kanun Tasarısı TBMM’inin gündemine gelmiştir. Diğer yandan, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanun Tasarısı da hazırlanmış ve Başbakanlığa sunulmuştur. Hazırlanan taslaklar, sosyal taraflarla beraber hazırlanmıştır.

47 TARAMA SONRASI Eylem Planı ise çok kapsamlı ve bir çok kurumun katılımını gerektirmesi nedeniyle uzun bir zaman almıştır. Plana son hali verilmek üzere çalışmalar devam etmektedir.

48 MÜZAKERENİN BAŞLAMA SÜRECİ
Sosyal Politika ve İstihdam alanındaki hazırlanan Eylem Planının yanı sıra sözkonusu taslakların TBMM’inde kabul edilmesinden sonra, bu metinler Avrupa Komisyonunun raporuyla birlikte, Avrupa Konseyine iletilecektir. Avrupa Konseyinin onay vermesinin ardından, Türkiye, sosyal politika ve istihdam alanında Müzakere Pozisyon Belgesini sunması için Komisyon tarafından çağrıda bulunulacaktır.

49 MÜZAKERENİN BAŞLAMA SÜRECİ
Türkiye’nin sözkonusu belgeyi Komisyona sunmasının ardından Komisyon, Ortak Müzakere Belgesini hazırlayacak ve Avrupa Konseyine sunacaktır. Buradan da tekrar onay alması halinde, 26 Haziran 2009 tarihinde Hükümetlerarası Konferans’ta ele alınacak olan sosyal politika ve istihdam faslının müzakerelere açılması konusu oylanacaktır.

50 MÜZAKERE SÜRECİ Oylama oybirliği ile alınması gerekmektedir.
Herhangi bir üye ülkenin itirazı yani vetosu tüm süreci durdurabilmektedir. Eğer sürecin açılmasına karar verilirse, müzakerelere geçilecektir. Yalnız müzakereler, bir çeşit karşılıklı taviz alınıp verilmesi şeklinde cereyan etmeyecektir.

51 MÜZAKERE SÜRECİ Sadece Ülkemiz, bir konuda veya bir direktifle ilgili olarak geçiş süreci talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle direktiflerin Ülkemiz üzerindeki etkisinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir

52 MÜZAKERE SÜRECİ Geçiş süresi ise Ülkemizin tam üyeliğinin olması ile başlayabileceği gibi eğer istenirse daha da öne çekilebilme imkanına sahiptir. Fakat müzakere süreci denilen bu dönemde özellikle sosyal politika ve istihdam faslında bazı pürüzlerin olabileceği kabul edilmektedir. Bu süreçte, Avrupa Komisyonu, Eylem Planında yer alan hususları tek tek kontrol edecektir. Burada sadece yasaların kabul edilmesi değil, aynı zamanda uygulama da sorgulanacaktır.

53 MÜZAKERE SÜRECİNİN KAPANIŞI
Bütün AB müktesebatının üstlenildiği ve uygulamada da başarılı olunduğuna ve geçiş süreci istenilen konuları da belirten bir rapor Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Konseyine sunulduktan sonra, müzakere süreci kapatılacaktır. Fakat müzakerelerin kapanması için de süreç içerisinde çeşitli kriterler konulabilir.

54 MÜZAKERE SÜRECİNİN KAPANIŞI
Avrupa konseyi faslın kapatıldığına dair onayını verdikten sonra, AB düzeyinde herhangi yeni bir düzenleme yapılması durumunda fasıl tekrar müzakereler için açılabilir. Görüleceği üzere, oldukça karmaşık ve uzun bir süreç sadece sosyal politika ve istihdam faslında değil, bir çok fasıl da benzer bir durum Ülkemizi beklemektedir.


"SOSYAL POLİTİKA VE İSTİHDAM ALANINDA TÜRKİYE İLE AB ARASINDA MÜZAKERE SÜRECİ Dr. Ali Ercan SU." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları