Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
HAYATIMI YENİ BAŞTAN YAŞAYACAK OLSAYDIM
Hayatımı yeni baştan yaşayacak olsaydım, daha çok hata yapmaya cesaret ederdim... Daha huzurlu ve güvenli olurdum... Gerçekten ciddi konuları daha ciddiye alırdım... Risk almaktan daha az korkardım... Daha çok seyahat ederdim... Daha yüksek dağlara tırmanır, daha engin denizlerde yüzerdim... Daha çok dondurma, daha az fasulye yerdim… Belki gerçek sorunlarım daha çok olurdu ama hayali sorunlarım azalırdı… Bakın, ben yaşamı mantıkla yönlendiren, saat saat, gün gün, aklı ile yaşayan insanlardanım... Elbette benim de çok güzel dakikalarım oldu... Ve işte yaşama baştan başlayacak olsum, o güzel dakikalarımı çoğaltmaya uğraşırdım... Her dakikayı, o dakika için yaşar, her günü o gün için değerlendirirdim… Ben tedbiri elden bırakmayan insanlardan biriyim… Hiçbir yere sıcak su torbamı ve yağmurluğumu yanıma almadan gitmem... Eğer yaşama yeniden başlayabilsem ilkbaharın ilk aylarından, sonbaharın son günlerine kadar çıplak ayakla dolaşırdım... Daha akıllı, daha verimli çalışır, daha az yorulurdum... Daha çok dans ederdim... Daha çok atlı karıncaya binerdim… Daha çok papatya toplardım… Nadine Stair (85 yaşında) Lauisville, Kentucky
2
doğruları söylemek değil,
Eğitim doğruları söylemek değil, doğruları yapmaktır. Öğrencinize örnek olmaya gayret ediniz. Gerisi gelir.
3
Vasat öğretmen konuşur, İyi öğretmen izah eder,
Usta öğretmen gösterir, Büyük öğretmen ilham verir. Arthur Vard
4
ESKİ BİR TAPINAKTAN BİR YAZIT*
Gürültü- patırtının ortasında sükunetle dolaş; sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma. İçten ol; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Yalnız planlarının değil başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle sev ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken, verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlamış olsun. Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunluktaki bir kumsalda tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir. Aşka burun kıvırma sakın; o çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma. Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür. Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir. Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkansızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendinle barış içinde ol. Hatırlar mısın doğduğun zamanları: Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Eninde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekanıdır. XSENTİUS M.Ö.9.YÜZYIL
5
VE DOĞRU ŞEKİLDE KIZMAK,
HERKES KIZABİLİR, BU KOLAYDIR. ANCAK DOĞRU İNSANA, DOĞRU ÖLÇÜDE, DOĞRU ZAMANDA, DOĞRU NEDENLERLE VE DOĞRU ŞEKİLDE KIZMAK, İŞTE BU KOLAY DEĞİLDİR. ARİSTO
6
EĞER Eğer, herkes kendini kaybedip seni suçladığı zaman, sen soğukkanlılığını koruyabilirsen; Eğer, herkes senden kuşkulandığında sen kendine güvenip tüm şüpheleri hoşgörüyle karşılayabilirsen; Eğer, sabırla beklemekten yorulmazsan; ya da iftiraya uğradığında yalana yalanla karşılık vermezsen ve kin tutana kin duymazsan; Eğer, düşlere kapılmadan düş kurabilir; düşünebildiğin halde düşüncelerin kölesi olmazsan ve aynı zamanda ne çok uysal olup ne de çok akıllıca bir tavırla konuşmazsan; Eğer, ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir, ikisini de karşılayıp yüzleşebilirsen; ömür verdiğin şeylerin yıkılışını seyredebilir ve yılmadan onu yine kurmaya çalışırsan; Eğer, iş işten geçtikten sonra da yüreğini ve bedenini bütün direncinle seferber edebilip herkesin vazgeçtiği noktada, sen amacına yönelebilirsen; Eğer, herkesle birlikte olur da erdemli kalabilirsen, ya da krallarla dolaştığın halde gururlanıp benliğini ve dostlarını unutmazsan; Eğer, ne sevgili dostların ne de düşmanların seni incitmezse ve kimseyi hem küçümsemez, hem de kimseye bağımlı olmamayı başarabilirsen; Eğer, her gününün her saatini, her dakikanı, her saniyeni iç rahatlığı ile yaşayabilirsen, bütün dünya senin olur yavrum… Ve o zaman artık ADAM olduğunu düşünebilirsin… RUDYARD KIPLING
7
ÇOCUK YAŞADIĞINI ÖĞRENİR
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse, Kınama ve ayıplamayı öğrenir. Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse, Kavga etmeyi öğrenir. Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa, Sıkılıp utanmayı öğrenir. Eğer bir çocuk devamlı utanç duygusuyla eğitilmişse, Kendini suçlamayı öğrenir. Eğer bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse, Sabırlı olmayı öğrenir. Eğer bir çocuk desteklenip yüreklendirilmişse, Kendine güven duymayı öğrenir. Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse, Takdir etmeyi öğrenir. Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse, Adil olmayı öğrenir. Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse, İnançlı olmayı öğrenir. Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse, Kendini sevmeyi öğrenir. Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse, Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.
8
ÇOCUKLAR BABALARI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜRLER?
6 yaşında: Babam her şeyi biliyor. 10 yaşında: Babam çok şey biliyor. 15 yaşında: Ben de babam kadar biliyorum. 20 yaşında: Şu muhakkak ki, babamın öyle pek fazla bir şey bildiği yok. ÇOCUKLAR BABALARI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜRLER? 30 yaşında: Bir kere de babamın fikrini sorsam fena olmayacak. 40 yaşında: Ne de olsa babam bazı şeyler biliyor. 50 yaşında: Babam her şeyi biliyor. 60 yaşında: Ahh! Babam hayatta olsaydı da kendisine danışabilseydim. GENÇLER BİLEBİLSE, İHTİYARLAR YAPABİLSE SEN YAŞLILIK NE DEMEK BİLMİYORSUN, AMA BEN GENÇLİK NE DEMEK BİLİYORUM Orsan Welles
9
EDEBÂLİ’NİN OSMAN BEY’E NASİHATI Ey Oğul! Beysin…
Bundan sonra öfke bize, uysallık sana… Güceniklik bize, gönül almak sana… Suçlamak bize, katlanmak sana… Acizlik bize, yanılgı bize, hoş görmek sana… Geçimsizlik, çatışmalar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana… Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlama sana… Ey Oğul! Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana… Üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek, Şekillendirmek sana… Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz… Şunu da unutma! İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın… Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı Allah yardımcın olsun.
10
TANRIM, BANA, HUZUR, YÜREKLİLİK, AKIL VER.
DEĞİŞTİREMEYECEĞİM ŞEYLERİ KABUL ETMEM İÇİN HUZUR, DEĞİŞTİREBİLECEKLERİM İÇİN YÜREKLİLİK, İKİSİNİ BİRBİRİNDEN AYIRDEDEBİLMEM İÇİN AKIL VER.
11
EĞİTİLMİŞ KİŞİ, “NASIL ÖĞRENECEĞİNİ, NASIL UYUM SAĞLAYACAĞINI VE DEĞİŞECEĞİNİ ÖĞRENMİŞ, HİÇ BİR BİLGİNİN KALICI OLMADIĞININ FARKINA VARMIŞ, YALNIZCA BİLGİ ARAMANIN KALICI OLDUĞUNU ANLAMIŞ KİŞİDİR.” ROGERS
12
İLİŞKİLERİM İÇİN Seninle değer verdiğim ve sürmesini istediğim bir ilişkimiz var. Ama yine de her birimiz kendine özgü ihtiyaçları olan ve bunları karşılamaya hakkı olan ayrı bireyleriz. İhtiyaçlarını karşılamaya çalışırken sorunların olunca davranışlarını içtenlikle kabul etmeye çalışacağım. Sorunlarını benimle paylaşırsan, benim çözümlerimi sana sunma yerine, kendi çözümlerini bulmanı kolaylaştırmak için seni anlayışla dinleyeceğim. Ben ihtiyaçlarımı karşılarken sana sorun yaratırsam, duygularını bana açık ve dürüstçe söyleyebilmen için seni yüreklendireceğim. Seni dinleyeceğim ve yapabilirsem davranışlarımı değiştirmeye çalışacağım. Buna karşın, senin davranışın benim ihtiyaçlarımı karşılamamı engelliyor ve bu yüzden seni kabul edemiyorsam, bu sorunumu seninle paylaşıp sana dürüst ve açık olacağım. Çünkü senin, benim ihtiyaçlarıma saygı duyup beni dinleyeceğine ve yapabilirsen davranışlarını değiştirmeye çalışacağına güveniyorum. Her ikimiz de birbirimizin ihtiyaçlarını karşılamak için davranışlarımızı değiştiremezsek, ilişkimizde ihtiyaç çatışması çıkabilir. Böyle zamanlarda çözüm için ikimizden birinin “Ben haklıyım”, düşüncesiyle güç kullanmasına izin vermeyelim. Senin ihtiyaçlarına saygı duyuyorum ama kendiminkilere de. Çatışmamıza her ikimizin de kabul edebileceği bir çözüm bulmaya çabalayalım. Böylece senin ihtiyaçların karşılanacak, benimkiler de; ikimiz de kaybetmeyip kazanacağız. Sonuç olarak ihtiyaçlarını karşılarken kişiliğini geliştirebileceksin, ben de öyle. Her ikimiz de öyle. Her ikimiz de mutlu olduğumuz için ilişkimiz hep sağlıklı olacak. Birbirimizle olan ilişkimizi karşılıklı saygı, dostluk ve huzur içinde sürdüreceğiz.
13
Şüphesiz fikirlerin, inanışların başka başka olmasından şikayet etmemek lazımdır. Çünkü, bütün fikirler ve inanışlar bir noktada birleştiği takdirde, bu hareketsizlik alametidir, ölüm işaretidir. Böyle bir hal elbette arzu edilmez.
14
Çocuklarımızı artık düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimî düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde; yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışmalıyız. Bence bunlar çocuk terbiyesinde, ana kucağından en yüksek eğitim ocağına kadar her yerde, her zaman üzerinde durulacak önemli noktalardır. Ancak bu suretledir ki, çocuklarımız memlekete yararlı birer vatandaş ve mükemmel bir insan olurlar.
15
Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ister.
16
Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını itiyat haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini sonra hürriyetlerini ve daha sonra istiklâllerini kaybetmeye mahkumdurlar. ATATÜRK
17
Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum.
Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir.
18
Zaman süratle ilerliyor; milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur.
19
Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin; hiç kimseyi aldatmayacaksın. Ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır; herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna karşı direneceksin. Önüne sonsuz engeller de yığacaklardır. Kendini büyük değil, küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük derlerse… Bunu söyleyenlere güleceksin. Mustafa Kemal ATATÜRK
20
Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.