Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
PARA
2
1- PARANIN TANIMI VE FONKSİYONLARI 1.1. Paranın Tanımı
Ekonomide değişim aracı olarak kullanılan her şey genel anlamda para olarak tanımlanır. Deyişim araçları [medium of exchange] ise mal ve hizmetlerin alım ve satımına aracılık eden varlıklardır. Bu araçların başında para gelir, ama paranın başka fonksiyonları de vardır. 1.2. Paranını Fonksiyonları Çağdaş ekonomilerde para üç temel fonksiyonu vardır. Bunlar, paranın değişim aracı, değer ölçüsü [değer birimi] ve değer muhafazası [değer biriktirme aracı] fonksiyonlarıdır. Paranın Değişim [Mübadele] Aracı Fonksiyonu Para, mal ve hizmet alışverişinde bir değişim aracı olarak kullanılır. Mal ve hizmetler para karşılığı alınıp satılır. Bir değişim aracı olarak paranın, taşınabilir, dayanıklık, bölünebilir ve kabul görme özelliklerine sahip olması beklenir. Bu özellikleri ile para mübadeleyi ve dolayısıyla ticareti kolaylaştırır ve hızlandırır.
3
1.2.2. Paranın Değer Ölçüsü ve Hesap Birimi Olma Fomksiyonu
Para, üretim ve değişim konusu olan çeşitli mal ve hizmetlerin hesaplanmasında ortak bir ölçü, bir hesap birimidir. Ortak değer ölçüsü olarak para, mal ve hizmetin ne kadar para birimi karşılığında el değiştireceğini gösterir ki bu da o mal ve hizmetin fiyatını belirler. Böylece para, fiyatın belirlenmesini sağlarken, mal ve hizmetlerin birbirleri ile kıyaslanmasını kolaylaştırır, çeşitli şekillerde ölçülen mal ve hizmetleri ortak bir ölçü ile değerlendirir. Örneğin, bir ayakkabının fiyatı 70 YTL, bir gömleğin fiyatı da 35 YTL ise, o zaman bir ayakkabı iki gömlek değerindedir. Tüketici 70 YTL ile bir ayakkabı alabileceği gibi, aynı parayla iki gömlek de alabilir. Paranın Değer Muhafaza Fonksiyonu İnsanlar, gelirlerinin bir bölümünü tüketime ayırırken bır bölümünü de tasarruf ederler. Para herkes tarafından ödemelerde kabul edilen ortak bir değişim aracı olduğuna göre insanlar tasarruflarını para olarak saklamakta yarar görürler. Çünkü tasarrufun para olarak saklanması bununla istendiği anda istenilen mal ve hizmetin satın alınmasını mümkün kılmaktadır. Tasarrufun para halinde saklanması, tasarruf sahibine bunu istediği gibi kullanma imkanını vermektedir. Bankaya yatırabilmekte, hisse senedi ve tahvil satın alabilmekte, taşınabilir veya taşınmaz mallar edinebilmektedir. Çünkü para sonsuz likittir.
4
2. PARANIN KISA BİR TARİHİ
İlkel toplumlarda tıcaret, mal takası [malın mal ile değiştirilmesi] şeklindeydı. İnsanlar istedikleri malları kendi üretikleri mallar ile değiştirmekte güçlüklerle karşılaştıklarından, zaman içinde bir değişim aracı olarak parayı keşfettiler. Eski toplumlarda, her ne kadar pirinç, buğday, tuz, koyun, yün ve tütün gibi bazı mallar para görevini yerine getirmiş olsa da, bugün anladığımız şekilde ilk paralar bakır, gümüş ve altından yapılan ve geniş bir kullanım alanı olan madeni paralardı. Özellikle gümüş ve altından yapılan madeni paraların belirlenmiş ağırlıkları ve üzerlerinde de parayı bastıran otoritenin damgası bulunurdu. İlk madeni paralar M,Ö. 7. yüzyılda Lidya da basıldı. Lidya dan sonra eski Yunan şehirlerinde ve Roma İmparatorluğu nda da madeni para basımı ve kullanımı önemli bir yer tutu. Giderek madeni para basımı ve kullanımı dünyanın birçok ülkesinde yaygınlaştı.
5
Paranın evrimindeki ikinci aşama kağıt paranın ortaya çıkışıdır
Paranın evrimindeki ikinci aşama kağıt paranın ortaya çıkışıdır. Orta Çağ ın sonlarına doğru, özellikle bazı İtalyan şehir devletlerinde sarraflar halkın gümüş ve altın paralarını kasalarında muhafaza ediyor, karşılığında bu gümüş ve altın paraların istendiği geri verileceğini belirten sertıfıkalar veriyorlardı. Zamanla bu gümüş ve altın karşılığı sertifikalar para yerine kullanılmaya başlandı. Saraflar da kendilerine teslim edilen gümüş ve altın paraların hepsinin aynı anda istendiğini fark edip bunların bir kısmını tüccarlara kredi olarak veriyor, karşılığında faiz alıyordu. Gümüş ve altın paralara göre taşınması daha kolay olan bu sertifikaların para yerine kullanımı yaygınlaştıkça, zamanla sarraflardan bazıları bankacı konumuna geçti ve bankacılık başladı. Bankalarca hazırlanan ve yüzde yüz karşılığı olmayan bu sertifikalar banknot deniyordu. Böylece banknotlar, gümüş ve altın ile kısmen desteklenen kağıt paralardı. Zamanla, piyasada gümüş ve altın paralar yerine daha çok banknotlar kullanılmaya başlandı.
6
3. PARA ÇEŞİTLERİ Para çeşitleri tarihsel süreç içinde ele alındığında toplumların gelişimi ile birlikte paranın da çeşitli aşamalardan geçtiği ve zaman içinde nitelik değiştirdiği görülmektedir. Bu doğrultuda paralar üç gurupta toplanmaktadır. Bunlardan birincisi madeni paralar olmakta tanımlanan mal paralar, ikincisi senetler, sertıfikalar ve banknotları kapsıyan temsil paralar, üçüncüsü ise banka parası olarak ta tanımlan kaydı paradır. 3.1. Mal Para Paranın icadından önceki çağlarda, mübadelerde aracı olarak kullanılan değerler mal para şeklindedir. Başlangıçta bazı gıda maddeleri para yerine kullanılmıştır. Başka ifade ile malın malla değişimini yansıtan mal paradır. Daha sonra ilk para çeşidi olarak gümüş ve altın paranın satınalma değerine eşit olmaktadır. Böylece altın ve gümüş paralar nominal ve reel değerleri aynı olan tedavül araçları olup, mal para olarak tanımlanmaktadır.
7
3.2. Temsil Para Tarihsel süreç içinde ekonominin gelişmesi ile altın ve gümüş paraların taşınmasının ve korunmasının güçlenmesi temsili paraların ortaya çıkmasına sebeb olmuştur. Önceleri altın ve gümüşe çevrilebilen temsil paralar, zamanla yerini taşınması ve korunması daha kolay olan kağıt paraya brakmıştır. Temsil paralar dört çeşittir : - Altın ve Gümüş Sertifikalar - Banknot - Kağıt Para - Bozuk Para 3.3. Kaydı Para [Banka Parası] Ekonomide bankacılık sektörünün gelişmesine paralel olarak insanlar paralarını vadesiz hesaplara yatırmakla ve ödemelerini çek veya kredi kartı gibi hesaplara yatırmakla ve ödemelerini çek veya kredi kartı gibi araçlarla yapmaktadır. Bu tür ödemelerle yapılan paraya kaydı veya banka parası adlandırılmaktadır.
8
4- PARA ARZI (Ms) 4.1. Para Arzının tanımlanmsı Dar tanımlı para arzı dolaşımdaki nakit ile bankacılık sisteminde vadesiz mevduatların toplamından oluşmakta, geniş tanımlı para arzı ise bu toplama bankacılık sistemindeki vadeli mevduatların ilave edilmesi ile hesaplanmaktadır. T.C. Merkez Bankası nın farklı para arzı tanımları şunlardır : M1 = Dolaşımdaki Para + Vadesiz Mevduat [resmi mevduat hariç] M2 = M1 + Vadeli Mevduat [resmi mevduat hariç] M2Y = M2 + Döviz Tevdiat Hesapları M3 = M2 + Resmi Kuruluşlar Mevduatı + TCMB daki Diğer Mevduat M3Y = M3 + Döviz Tevdiat Hesapları Dolaşımdaki Para = Dolaşımdaki [bankalardakiler dışındaki] kağıt ve madeni paralar. Vadesiz Mevduat [resmi mevduat hariç] = Resmi kuruluşların dışındaki bütün vadesiz mevduatlar. Para arzını merkez bankasının kontrolündeki bir değişken olarak kabul ettiğimiz için merkez bankası para arzını arttırdığı zaman para arzı eğrisi şekildeki gibi sağa doğru kayacaktır. Tersine merkez bankası para arzını azalttığı zaman ise para arzı eğrisi sola doğru
9
Dolaşımdaki para ve vadesiz mevduattan [resmi mevduat hariç] oluşan M1 dar anlamda para arzı olup temel para arzı diye de adlandırılır. Vadeli Mevduat [resmi mevduat hariç ] = Resmi Kuruluşların mevduatı dışındaki bütün vadeli mevduatı kapsar. Döviz Tevdiat Hesapları = Tasarruf sahiplerinin bankalardaki döviz hesapları olup, vadesiz ise istendiği an, vadeli ise vade sonunda bankadan çekilebilir. Türkiye de insanlar tasarruflarının değer muhafazası [enflasiyondan korunması] için döviz satın alıp bankalara yatırırlar. Türkiye de bankalardaki döviz tevdiat hesapları oldukça büyük boyuttadır. Türkiye için yukardaki para arzı tanımlamalarının yanı sıra, M3Y ye ek olarak devlet tahvilleri ve yatırım fonları gibi tasarruf araçları da kapsıyan ve L = likit varlıklar olarak adlandırılan çok geniş kapsamlı bir para arzı tanımlanması daha vardır. M1 den L ye doğru gidildikçe para arzındaki likiditede [nakit veya çok kolaylıkla nakide dönüştürülebilen] azalmaktadır.
10
Para arzını merkez bankasının kontrolündeki bir değişken olarak kabul ettiğimiz için merkez bankası para arzını arttırdığı zaman para arzı eğrisi aşağıdaki şekildeki gibi sağa doğru kayacaktır. Tersine merkez bankası para arzını azalttığı zaman ise para arzı eğrisi sola doğru kayacaktır.
11
5-PARA TALEBİ Paranın sonsuz likit olması, belirli satınalma gücü sağlaması iktisadi birimleri maddi varlıklarının bir kısmını para olarak korumaya yönetmektedir. Kişilerin veya kurumların ödemelerini yapabilmek için ceplerinde, kasalarında veya bankalarındaki vadesiz mevduat hesaplarında, kısacası yanlarında bulundurmak istedikleri para miktarına para talebi denir. Para talebini etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bunlar parayı kullananların sayısı, gelir dağılımı politikasının değişmesi, Enflasyon, deflasyon ve kaydı para sistemindeki gelişmelerdir. Para talebinde meydana gelen değişmeler ekonomide istikrarsızlıklara neden olabilmektedir. Zira para talebindeki değişme ekonomide harcama düzeyinin değişmesine etki ettiğinden enflasyon ve işsizlik gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
12
5- 1. Paranın değeri Günümüzde herhangi bir malın değerinin başka bir mal ile ifadesi [nisbi fiyat], yerini malın para cinsinden değerine [mutlak fiyat] bırakmıştır. Böylece malın değerinin belirlenmesinde önemli bir ölçü olan paranın da değeri bulunmaktadır. Paranaın değeri onun satın alma gücünü yansımaktadır. Buna göre paranın değeri para biriminin satın alacağı mal ve hizmet mıktarı olarak ifade edilmektedir. Paranın değeri mal ve hizmet fiyatları ile ters orantılıdır. Ekonomide fiyatlar genel düzeyi yükseldikçe, paranın değeri düşmekte, fiyatlar genel düzeyi düştükçe paranın değeri yükselmektedir. Paranın değerinin formülle ifadesi şekilde olmaktadır. Paranın Değeri P = Fiyatlar Genel Düzeyi
13
5.2. Klasiklerde Para Talebi, Miktar Teorisi
Para miktarındaki değişimlerle, fiyatlar genel düzeyi ve dolayısıyla paranın değeri arasında ilişki miktar teorisi ile açıklanmıştır. Klasik iktisatçılar tarafından geliştirilen bu teoriye göre, para mıktarı ile fiyatlar gelel düzeyi ve paranın değeri arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Klasik görüşe göre, tam istihdamda bulunan bir ekonomide para arzında meydana gelen değişmeler, fiyatlar genel düzeyini de para arzındaki artış yönünde ve oranında değiştimektedir. Paranın değeri de fiyatlar genel düzeyi ile ters orantılı olduğundan, miktar teorisine göre para mıktarı ile paranın değeri arasındaki ilişki de ters yönlü olmaktadır. Buna göre para mıktarında bir artış olduğunda paranın değeri düşmekte, tersi durumunda para mıktarındaki düşme halinde ise parananın değeri yükselmektedir. =
14
Klasik iktisatçılar tarafından ortaya atılan ve eleştirilere rağmen Birinci Dünya Svaşı na kadar kabul gören bu teori, klasik sistemin taşlarından birisini oluşturmaktadır. Bu teoriyi savunan iktisatçılar tarafından miktar teorisi iki yaklaşımla açıklanmaktadır. Bu yaklaşımlar Fisher Deklemi – Mübadele Yaklaşımı, Cambridge Denklemi – Para Tutumu Yaklaşımıdır. Fisher Denklemi – Mübadele Yaklaşımı Mübadele yaklaşımı en açık şekli ile Amarikalı iktisatçı İ. FİSHER tarafından 1911 yılında ele alınmış ve geliştirilmiştir. Bu teoriye göre, bir ekonomide para mıktarında meydana gelebilecek bir artış veya azalış aynı oranda ekonomideki fiyatlar genel düzeyine yansımaktadır. Örneğin para arzındaki artış oranı yüzde 10 ise fiyatlar genel düzeyi de yüzde 10 artmaktadır.
15
FİSHER miktar teorisini mübadele denklemi adı verilen bir denklem kullanarak açıklamaktadır. Denklem FİSHER tarafından kurulduğundan FİSHER DENKLEMİ olarak da adlandırılmaktadır. Mübadele deklemi: MV = PT şeklindedir. Bu eşitlikte M = Para arzı [Para mikarı] V = Paranın dolaşım hızı P = Fiyatlar Genel Düzeyi T = Belirli bir dönemdeki işlem hacmini ifade etmektedir. Bu eşitliğin sol tarafı ekonomide belirli bir dönemde dolaşımdaki para miktarı ile el değiştirme hızının çarpımı [MV] yansıtmaktadır. Sağ taraf ise belirli bir dönemde [bir yıl] el değiştiren mal ve hizmet miktarıyla, bu işlemlerdeki ortalama fiyatın çarpımı [PT] ifade etmektedir. Buna göre ekonomideki işlem hacminin parasal değeri [MV], bu işlemler sırasında yapılan ödemeler toplamına eşit olmaktadır.
16
Paranın dolaşım hızı [V] halkın sosyal ve ekonomik alışkanlıklaına bağlı olduğundan kısa dönemde genellikle sabit olduğu kabul edilmektedir. Aynı şekilde bir ekonomide tam istihdam şartları altında paranın işlem hacmı başka bir ifade ile alışverişe konu olan mal ve hizmet miktarı da sabit olmaktadır. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda mübadele dekleminde, işlem hacmı [T] ile dolaşım hızının [V] sabit olması nedeniyle, para arzındaki [M] bir değişmenin fiyatlar genel düzeyini [P] aynı yönde ve aynı oranda arttırdığı görülmektedir. Böylece para arzındaki artışlar doğrudan fıyatlar genel düzeyini yükselmekte ve paranın değerini de düşürmektedir. Bu teori parayı sadece bir değişim aracı olarak görmektedir. Oysa günümüzde insanların para talepleri sadece işlem güdüsü ile değil, aynı zamanda spekülasyon ve ihtiyat güdüleriyle de para talep ettikleri görülmektedir.
17
5.2.2. Cambridge Denklemi – Para Tutumu Yaklaşımı
Para tutumu yaklaşımı başta A. MARSHALL olmak üzere Cambridge Üniversitesinin öğretim üyeleri tarafından benimsenmiş bir görüş olduğundan dolayı Cambridge Denklemi adı veilmektedir. Miktar teorisinin mübadele yaklaşımında parananın değeri para arzı kavramı ile açıklanmaktadır. Buna karşın para tutumu yaklaşımı paranın değerinin belirlenmesinde para arzı kadar para talebinin de belirleyici unsur olduğunu vurgulamaktadır. Cambridge denklemi aşağıdaki gibi ifade edilmektedir. M = k. PT M = Para arzı [Para mikarı] k = İnsanların ellerinde tutmak istedikleri paranın, parasal işlem hacmına oranı P = Fiyatlar Genel Düzeyi T = İşlem hacmı
18
Bu eşitliğin sol tarafı para arzını, sağ tarafı ise para talebini yansıtmaktadır. Burada M in para arzını ifade etmesinin yanısıra. k.PT yi k ve PT olarak ayırıma tabi tutup, kT ile P çarpıldığında nominal para talebi elde edilmektedir. Miktar teorisini açıklayan Cambridge ve Fisher Denklemleri arasında paranının değeri konusunda bazı farklar bulunsa bile her iki yaklaşımın da aynı sonuca vardığı görülmektedir.
19
5.3. Keynesyen Para Talebi Teorisi
İşlem Amacıyla Para Talebi : Ekonomik birimler günlük harcamalarını gerçekleştirebilmek amacıyla ellerinde tutuları para talebidir, işlem amaçlı para talebi ile gelir arasında da doğru yönlü bir ilişki vardır. 5.3.2. İhtiyat Amacıyla Para Talebi : Keynes, halkın beklenmedik ihtiyaçlara karşı bir ihtiyat olarak de elde bir miktar para bulundurduğunu belirtmektedir. İhtiyat amacıyla talep edilen para miktarı ile gelir arasında doğru yönlü bir ilişki söz konusudur. Spakülasyon Amacıyla Para Talebi: Keynes parayı bir değişim aracı olmasının yanında aynı zamanda bir değer biriktirme aracı olarak da kabul etmiş ve bu amaçla para bulundurulmasına spakülatif amaçlı para talebi adını vermiştir. Faiz oranı ile ters yönlü bir ilişki vardır.
20
Keynes'e göre faiz oranlarının düşebileceği bir alt sınır vardır
Keynes'e göre faiz oranlarının düşebileceği bir alt sınır vardır. Faiz oranı düşebileceği en alt düzeye düştüğü zaman ekonomideki herkes artık faiz oranının daha fazla düşemeyeceğini ve mutlaka yükselmeye başlayacağını beklemeye başlar. Doğaldır ki böyle bir durumda ekonomik birimlerin tümü tahvil fiyatlarında düşme beklentisi içinde olacağı için hiç kimse sermaye kaybı riskini göze almayacak ve herkes elinde para tutmayı tercih edecektir. Böyle bir ortamda tahvil talebi sıfıra ineceği için para talebi sonsuz olacaktır. Keynes'in likidite tuzağı olarak adlandırdığı bu ortamın ancak ekonomide büyük boyutlu bir durgunluğun depresyona dönüştüğü dönemlerde yaşanabilecek uç bir durum olduğu öne sürülmüştür.
22
Yukardaki şekle göre faiz oranı iO 'dan i1'e yükseldiği zaman talep edilen para miktar Mo'dan M1'e düşmektedir. Tersine faiz oranı iO'dan i2'ye düştüğü zaman talep edilen para miktarı M0'dan M2'ye yükselmektedir. Öte yandan şekilde iL gibi düşük bir faiz oranı düzeyinde para talebi eğrisi sonsuz esnek olmakta, dolayısıyla talep edilen para miktarı da sonsuz olmaktadır. Daha önce de değinildiği gibi bu durum Keynes tarafından "likidite tuzağı" olarak adlandırılmaktadır. Para talebi ile gelir ve fiyatlar arasında doğru yönlü bir ilişki olduğu için, gelir ve fiyatlar arttığı zaman para talebi eğrisi sağa, gelirde veya fiyatlarda meydana gelecek bir azalış ise para talebi eğrisini sola doğru kaydırır.
23
5.4. Modern Miktar Teorisi: Milton Friedman tarafından geliştirilmiştir. Friedman'a göre para talebini etkileyen faktörler herhangi bir aktifin talebini etkileyen faktörle aynıdır. Bu nedenle Friedman, bir aktife ilişkin talebi etkileyen faktörleri inceleyen portföy tercihi teorisi para talebine uygulamaktadır. Friedman'ın para talebi fonksiyonunda talep edilen para miktarı; sürekli gelire, tahvillerin, malların ve hisse senetlerinin nisbi getirişine bağlıdır. Ancak o, diğer faktörlerin ihmal edilebilir derecede küçük etkisi nedeniyle para talebini belirleyen başlıca faktörü sürekli gelir olarak kabul eder.
24
6. PARA PİYASASINDA DENGE
Para piyasasında denge, bir diğer deyişle denge faiz oranı para arzının para talebine eşit olduğu noktada belirlenecektir. Daha doğru bir ifadeyle para piyasası denge şartı Ms=Md olmasıdır. (C noktası) Faiz oranı herhangi bir nedenle denge faiz oranında ayrılsa bile tekrar bu noktaya doğru gelinecektir. Denge faiz oranı gelir, fiyat ve para arzı değişirse değişir. Gelir ve fiyatlar artarsa (Para arzı sabit) Para talebi eğrisi (Md) sağa kayar, denge faizler yükselir. Para arzı artarsa, (Para talebi sabit) Para arz eğrisi paralel sağa kayar denge faiz düşer.
26
DENEME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi paranın özelliklerinden biri değildir? A) Nadirlik B) Bölünebilirlik C) Taşınabilirlik D) Kabul görme E) Değişim 2. "Kötü para iyi parayı kovar" aşağıdakilerden hangisini ifade eder? A) King Kanunu B) Para Kanunu C) Gresham Kanunu D) Lafer Kanunu E) Klasik Kanunu 3.Kaydi Para aşağıdakilerden hangisi tarafından yaratılır? A) Merkez Bankası B) Darphane C) Hazine D) Maliye E) Ticari Bankalar 4. Para arzının faiz esnekliği için aşağıdakilerden hangisi doğrudur A)e>1 B)e<1 C)e=1 D)e = 0 E) e = sonsuz
27
5.Klasik iktisatçılara göre fiyatlardaki değişmeleri aşağıdaki teorilerden hangisi ile açıklamışlardır? A) King Teorisi B) Say Kanunu C) Miktar Teorisi D) Gresham Kanunu E)Değişim Denklemi 6.Keynese göre Spekülatif amaçlı para talebin belirleyen etken aşağıdakilerden hangisidir? Gelir B) Para arzı C) Para talebi D) Faiz E) Tasarruf 7.Modern miktar teorisini geliştiren iktisatçı aşağıdakilerden hangisidir? A) A. Smith B) D. Ricardo C) M. Friedman D) Keynes E) Malthus
28
8.Faiz oranlarının düşebileceği bir alt sınır vardır ve burada para talebi sonsuzdur ile ifade edilen kavram aşağıdakilerden hangisidir? A) Miktar Teorisi B) Modern Miktar Teorisi C) Likidite Tuzağı D) Mübadele Kanunu E) Değer Kanunu 9. Friedman a göre para talebinin en önemli belirleyicisi nedir? A. Beklenen Enflasyon B. Faiz C. Sürekli Gelir D. Tahvillerin Beklenen Getirisi E. Hisse Senetlerinin Getirisi
29
10. Keynes’in likidite tercihleri teorisi kapsamında para talebi ile gelir düzeyi arasında nasıl bir ilişki vardır? A. Pozitif-Negatif B. Negatif-Pozitif C. Negatif-Negatif D. Pozitif-Pozitif E. Hiçbir iliflki yoktur.
30
11. Aşlağıdakilerden seçeneklerden hangisi bir varlığın para olarak kullanıabilmesi için taşıması gereken özelliklerden biri değildir? A. Taşınabilirlik B. Dayanıklılık C. Bölünebilirlik D. Estetiklik E. Standardizasyon 12. Halkın (ticari bankalar dışındaki firmalar ile hanehalkları) ellerinde tuttukları madeni ve kağıt paralara ne denir? A. Kaydi Para B. Parasal Taban C. Rezerv D. Mevduat E. Dolaşımdaki Para
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.