Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME TEKNİKLERİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME TEKNİKLERİ"— Sunum transkripti:

1 DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME TEKNİKLERİ
ANLATIM BİÇİMLER VE DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME TEKNİKLERİ HAKAN ÇALIŞIR TÜRKÇE ÖĞRETMENİ & EĞİTİM DANIŞMANI

2 ANLATIM BİÇİMLERİ Hem konuşmada hem de yazıda düşüncenin doğru ve etkili bir biçimde ortaya konması amaçlanır. Bu amaçla çeşitli anlatım biçimlerine ve düşünceyi geliştirme yollarına başvurulur.

3 Anlatım yolları (biçimleri) şunlardır:
Öyküleme Betimleme Tartışma Açıklama

4 Bir yazıda bu yollardan sadece birinin kullanılması şart değildir.
Yazının türü ve konunun gereği olarak, birden çok anlatım yoluna başvurulabilir. Böyle yazılarda çoğu kez bu yollardan birinin öne çıktığı, ağırlık kazandığı görülür.

5 Öyküleme: Art arda değişen durumların, yani bir olay akışının anlatılmasıdır. Yer, zaman, kişi gibi temel öğeleri bulunan olay,bunların düzenli ve karmaşık biçimde değişmesiyle akış kazanır. Bunların anlatımıyla öyküleme oluşur. Roman ve öyküde ana anlatım yolu öykülemedir. Elbette başka türlerde de bu yola başvurulabilir; anı, gezi, biyografi, masal gibi.

6 Öykülemeyi; sanatsal öyküleme ve açıklayıcı öyküleme diye ayırmak da mümkündür.
Öykü, roman gibi “okuyucuyu olay içinde yaşatmayı” amaçlayan eserlerde sanatsal; tarih, anı, gezi, biyografi gibi “okuyucuya bilgi vermeyi” amaçlayan eserlerde açıklayıcı öyküleme yeğlenir.

7 Olay akışı temeline dayanan öyküleme için tipik bir örnek:
Saat ikide bir saatlik yemek paydosu verildi. Çocuk Sami kömür ambarına indi. Ambar karanlıktı, rutubetliydi; ama toprak serindi. İri bir maden kömürü parçasını başının altına alıp yorgun vücudunu yere bıraktı, hemen uyudu...Düdük sesiyle uyandığı vakit, kontroller ellerinde elektrik lambaları, çocukları işbaşına kovalıyorlardı. Sami de kalktı. Kaburgaları rutubetten buz kesilmişti. Makinesine geldi. (Orhan Kemal, Uyku; Ekmek Kavgası)

8 Betimleme: Sözcüklerle resim yapmaktır. Tasvir etmek diye de bilinen betimlemenin amacı, okuyucuya izlenim aktarmaktır. Yazar, gördüklerini veya zihninde tasarladığı görüntüleri, okuyucusuna aynen göstermek istediğinde (fotoğraf sunamayacağı için) sözcüklerini fırça, kalem, boya... gibi kullanarak amacını gerçekleştirir. Betimlemede duyular çok etkindir. İşitilen, koklanan,tadılan... özellikle görülen varlıkların anlatımı; tasvir oluşturmaya yaratan sıfatların kullanımı, ön plandadır.

9 Kişisel duygularla yapılan betimlemeye izlenimci betimleme; nesnel biçimde yapılan betimlemelere de yansıtmacı betimleme denir. Örneğin, elmalar hentbol topu iriliğindeydi ve kırmızıydı, denilmesi yansıtmacı; elmaların iriliği ve kırmızılığı şaşırtıcı ölçülerdeydi, ise izlenimci betim sayılabilir. Betimlemede duyulardan yararlanıldığını söylemiştik. Tatma, koklama, görme ve işitme ile betimler kolayca anlaşıldığı halde dokunma ile ilgili olanların biraz zor saptandığı görülür.

10 Sertlik, yumuşaklık, sıcaklık, soğukluk; nem, rutubet, keskin; dokunmak, almak, basmak, okşamak... gibi sözcükler, deri (dokunma) ile algıladığımız kavramların karşılığıdır. İnsanların dış görünüşleri gibi iç dünyalarının tasviri de betimdir.

11 Bir betimleme örneği: Çukurova bir düş içinde gibi dumanlıdır. Taşa, toprağa, ak pamuklara, cıvıl cıvıl kaynaşan insanlara, karıncalar gibi bir mavi çöker. Bir mavi ki aman Allah! Eline, yüzüne, burnuna, saçlarına bir mavi bulaşır,çıkaramazsın. Yu yu çıkmaz. Düş mavisi. Tuzlu.(Yaşar Kemal, Ortadirek) Bazen betimleme ile öyküleme iç içedir. Aşağıdaki örnek hem kişinin iç dünyasını yansıtan bir betimlemedir hem de öykü içermektedir:

12 Derenin öteki yakasındaki ağaçlar; şehre doğru uzanan ve üzerindeki su birikintileri yer yer parlayan çamurlu yol; zaman zaman alçalıp koyulaşan ve yükselip açılan bulutlar, birbirlerine karışmış, birbirlerinin içinde kaybolmuş gibi görünüyorlardı. Yusuf kendini bu muazzam ve yekpare geceye yapışık sandı ve korkuyla ürperdi. Islak ellerini yüzünde dolaştırdı. Bir an içinde deminkinin tamamıyla aksi olan bir yalnızlık duygusuyla sarsıldı. (Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf)

13 Tartışma Bir düşünceyi (savı, kanıyı) kabul ettirmeyi veya değiştirmeyi amaçlayan yazıların anlatım biçimidir. Genellikle, ileri sürülmüş bir düşünceye karşı çıkma ve onun yerine başka bir düşünceyi savunma biçiminde gerçekleştirilir. Bu nedenle de öznel yargılar,kişisel duygular, inançlar tartışmanın ana malzemeleridir. Bir düşünceyi inandırıcı kılmak temel amacı olduğundan,tartışmada; örnekleme, tanık gösterme veya kanıtlama gibi bir inandırma yöntemine de sıklıkla başvurulur.

14 Bir tartışma örneği: Eskilik yandaşlarına göre eski olan her şey iyidir, yeni olan her şey kötüdür. Yenilik yandaşları ise tümüyle bunun tersini düşünürler. Oysa bu yollardan ikisi de yanlıştır. Çünkü bir şeyin iyi veya kötü olması, eski ya da yeni olmasına bakmaz. Bu önemli sorunun çözümünü ancak bilimden bekleyebiliriz. Bilim, iyi ile kötü sorununu, doğru ve yanlış sorunu biçimine koyarak çözümler. (Ziya Gökalp, İlme Doğru; Küçük Mecmua)

15 Bu da bir tartışmadır: Ruhta ve bedende rahatlık olmadıkça, döşek rahat olmuş neye yarar? Vücudumuza bir iğne, ruhumuza bir dert girdi mi, dünyalar bizim de olsa rahatımız kaçar. Kum sancıları bir başladı mı, insan ne kadar devletli, haşmetli de olsa tacını, tahtını, saraylarını unutmaz mı? (Montaigne, Mutluluk; Denemeler)

16 Açıklama Bilimsel konuların anlatımına en uygun düşen yol budur. Tıpkı bir öğretmenin yaptığı gibi, konuyu bilinir, anlaşılır, tanınır hale getirmek amacıyla konuyla ilgili olarak bilgiler vermek, açıklama yapmaktır. Bilgi vermek temel amaç olunca, yazar; tanımlama, benzetme, karşılaştırma gibi düşünceyi geliştirme yollarına başvuracaktır, elbette. Bilimsel yazılar, makale, fıkra, gezi, deneme yazıları,açıklama biçimine en çok başvurulan türlerdir.

17 İşte açıklama örneği paragraflar:
Kemal Bilbaşar, ilk romanını 1943 yılında yayımlamış ise de roman türündeki çalışmalarını 1960 yılından sonra yoğunlaştırmıştır. Bu alanda en önemli eseri Cemo’dur. Roman 7 kez basılmasına karşın, Kemal Bilbaşar, Cumhuriyet dönemi hikâye ve romanında üç Kemaller’in (Kemal Tahir, Orhan Kemal, Yaşar Kemal) arasında gölgede kalmış bir dördüncü Kemal sayılmaktadır. (Cevdet Kudret, Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman)

18 İnsanın öz diline önem vermesi, ona özen göstermesi, eski dil – yeni dil kavgasının çok berisinde bir sorundur. Düşünmenin tek olanağı dildir. Dil; bilincimizin gerçeklik kazanmasının, bütün bilinç olgularının biçimine kavuşarak, dışımızdaki başka bir özneye aktarılmasının tek güvencesidir. Dil olmadan bilinç yoktur. (Bedrettin Cömert, Milliyet Sanat Dergisi)

19 DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI
Bir paragrafta anlatımın hangi biçimine başvurulmuş olursa olsun, iletinin amacına ulaşabilmesi için, düşünceyi geliştirme yolları diye adlandırılan şu yollardan birine veya bazılarına başvurulur:

20 Karşılaştırma İki veya daha fazla sayıda varlığı, kişiyi, kavramı birlikte ele alarak değerlendirmektir. Bu değerlendirmede bazen ortak yanlar, benzerlikler saptanırsa da genellikle farklar ortaya konur. Hâtâ, karşılaştırmanın amacının fark saptamak olduğunu söylemek mümkündür.

21 Gençler, işlerini çekip çevirirken altından kalkabileceklerinden daha çok şeye el atarlar; işleri yola koyacaklarına, daha çok karıştırırlar. İşledikleri bütün yanlışları bir kat daha artıran şey de, yanıldıklarını kabul etmeyip diretmeleridir. Yaşlılar ise hep eksiklikler bulur, uzun uzun danışır, serüvene yanaşmaz, orta başarılarla yetinirler. Yaşlılarla gençlerden bir arada yararlanmak en yerinde iş olur. (Bacon, Gençlik Yaşlılık Üzerine; Denemeler

22 Benzetme: Bir kişiyi, varlığı veya kavramı; bir başkasına ait bir ya da birden çok niteliği yükleyerek anlatmaktır. Benzetmede amaç, benzeyeni anlatmak olduğu halde benzetilenin aktarılan yanı, öndedir; çünkü benzeyen onunla anlatılacaktır. Örneğin, “Atletimizin rüzgârdan farkı yoktu.” Sözünde, rüzgâr benzetilen malzemedir; amaç, atletin hızını anlatmaktır.

23 İki varlık birlikte ele alınıp ortak (benzer) yanları sergilenmişse, bu bir benzetme değil, karşılaştırma olur; buna dikkat ediniz. İşte, benzetmeye başvurulmuş bir paragraf:

24 Uluorta bir boş inanç, çarpık çurpuk bir şeydir
Uluorta bir boş inanç, çarpık çurpuk bir şeydir. Bir maymunun insana benzemeye kalkışması onu nasıl daha çok çirkinleştirirse, boş inanç da dinden sayılmaya kalkılınca öylesine çirkinleşir. Sağlam bir besin nasıl çürür kurtlanırsa, benimsenmiş kurallarla düzen de boş inançlarla çürür, bir sürü ne idüğü belirsiz töreler çıkarır ortaya. (Francis Bacon, Boş İnanç Üstüne; Denemeler)

25 Tanımlama Özellikle açıklama yapılırken başvurulan bir yoldur tanımlama; açıklamanın bir özel şeklidir. Bir varlığı veya kavramı “nedir”; kişiyi ise “kimdir” sorusuna yanıt olacak biçimde ortaya koyan tanımlama, ele alınanı, ötekilerden ayıran yanlarını sergileyerek belirler.

26 Örneğin, “Kalem uygarlık için vazgeçilmez bir araçtır
Örneğin, “Kalem uygarlık için vazgeçilmez bir araçtır.” cümlesi sadece açıklamadır; ama “Kalem,uygarlığı taşıyan yazıyı yazma aracıdır.” cümlesi bir açıklama olmakla birlikte tam bir tanımdır. (Açıklama, anlatım biçimi; tanımlama,düşünceyi geliştirme yoludur.) Halk, belirli bir zamanda belirli bir ülkede oturan, o ülkeyi vatan bilen, kaderini, mutluluk ve mutsuzluğunu o ülkeye bağlamış olan insanların bütünüdür. (Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Halk, Millet ve Ümmet)

27 Örnekleme İleri sürülen düşüncenin kapsamına giren elemanlardan bir veya birkaçını, o düşünceyi inandırıcı kılmak amacıyla ortaya koymaktır.

28 En zeki hayvan bile bir tek şey yapar. Fakat onu en iyi olarak yapar
En zeki hayvan bile bir tek şey yapar. Fakat onu en iyi olarak yapar. At, arka ayaklarıyla Dempsey ve Karpantiye’nin yumruklarından daha etkili çifteler atar; arı, kimyaeavi fırınlarına, dolaşık imbiklere hiç gerekseme duymaksızın bir Bertelö dehâsıyla balını süzer; örümcek, en usta bir dokumacı gibi havadaki tuzağının görünmez tellerini örer. Fakat o kadar! (Ahmet Haţim, Münekkit; Bize Göre

29 Tanık Gösterme İleri sürülen düşünceyi inandırıcı kılmak amacıyla bir de başkasına söyletmektir. Bu amaçla birinin sözü doğrudan veya dolaylı olarak aktarılabileceği gibi, alıntı yapılmadan da birileri tanık gösterilebilir. Örneğin, “ Bu düşünceye filan kişi de katılmaktadır.” denilebilir. Önemli olan ileri sürülen düşüncenin başkasınca da doğrulanmasıdır. Yine de en yaygın kullanım, alıntı yapma şeklidir. Burada dikkat edilmesi gereken, her alıntının ille de tanık gösterme olmadığıdır.

30 Erdemle mutluluk birbirinden ayrılmaz şeylerdir aslında
Erdemle mutluluk birbirinden ayrılmaz şeylerdir aslında. “Mutluluk erdemdir.” der Alain. Bir insanı erdemli mi kılmak istiyorsunuz, onu mutlu kılmakla başlayın iţe. (Vedat Günyol, Ahlaklı Olmak)

31 Kanıtlama Bir düşünceyi inandırıcı kılmak amacıyla belgeye başvurmaktır. Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, resim, fotoğraf...gibi malzemeye belge denir. Film, harita, istatistik ve sayım sonuçları, tutanaklar da belgedir. Örnek vererek veya tanık göstererek de inandırıcı olunabilir; ama bunlar kanıtlama değildir. Kanıtlamak,belgeye bağlamaktır.

32 Yeni Türk alfabesinin kabulünden bu yana 39 yıl geçtiği halde yurdumuzda okuma bilenlerin sayısı yüzde elliyi güç bulmaktadır sayımına göre 15 milyon kadınımızın 9 milyonu,16 milyonu bulan erkek sayımızın 6 milyonu okuma yazma bilmemektedir. Biraz daha iyi elersek bu yüzde elli oranı daha da düşebilir. (Enver Naci Gökşen, Atatürk, Harf Devrimi ve Ötesi)

33 Alıntı Yapma Birine ait sözün alınıp kullanılmasıdır. Örnek olarak veya tanık gösterme amacıyla yapılan alıntılar yanında, açıklama öğesi olarak kullanılan alıntılara da sıkça rastlanır. Şu paragraftaki alıntıya dikkat edelim, sadece açıklamanın bir parçası olduğunu rahatça göreceksiniz:

34 Aklın başlıca görevi iyilik ile kötülük kavramlarını birbirinden ayırmaktır.” diyor Descartes. Bu bilinci yaymakta en büyük başarı elbette ki her ülkede sanat ve edebiyat adamlarının elindedir. Montaigne’den başlayıp büyük yazarlar ahlak kavramı ve sözcüğünü Fransa’da herkesin ağzında dolaşacak kadar yaygın bir tartışma kavramı canlılığına erdirmişlerdir. (Azra Erhat, Ahlak)


"DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME TEKNİKLERİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları