Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanAltin Kinali Değiştirilmiş 10 yıl önce
1
Türkiye'deki Okullarda Mükemmelliği Artırmak Dünya Bankası Haziran 2012 1
2
İçerik 1. Genel Bakış 2. Eğitim Sektörü Performansı (PISA 2003–2009) 3. Türkiye'deki Okullarda Mükemmelliği Artırmaya Yönelik Politikalar Polika 1: Daha Erken Yaşta Okula Başlamayı Teşvik Etmek Politika 2: Öğretim Yöntemlerini Geliştirmek 4. Tartışma Konusu: Ek Ortak Analitik Çalışma 2
3
1. Genel Bakış 3
4
Genel Bakış (1) 4 Türkiye'nin gelişmişlik düzeyi göz önüne alındığında PISA'daki performansı yüksektir. Türkiye, ortaöğretime katılımın sürekli artmasıyla beraber, 2003'ten beri hem öğrenci performanslarının artması hem de sonuçlardaki eşitsizliğin azalması bakımından, kayda değer gelişmeler göstermiştir. Macaristan, Bulgaristan ve Polonya ile kıyaslandığında, Türkiye'nin eğitim sistemi daha etkili görünmektedir; yani Eğitim'e harcanan her TL için, Türkiye PISA sonuçlarındaki gelişme bakımından, bu ülkelerden daha yüksek kazanımlar elde edebilmektedir.
5
Genel Bakış (2) 5 Bu başarılar kısmen ülkenin son 10 yılda uyguladığı politikalar sayesindedir; bunların tam etkisi ancak, Reformlar okullarda tam anlamıyla uygulandığında; Becerileri yüksek öğrenciler emek piyasasına dahil olduğunda ve Ekonomi, emek gücüne yeni katılan yetenekleri kullanan, gelişmiş/uygulamalı yeni teknolojilerle harekete geçtiğinde anlaşılacaktır. Ayrıca sonuçlar şunu göstermektedir ki vatandaşların sosyoekonomik durumlarının iyileşmesi, PISA puanlarının artmasına katkıda bulunan önemli bir faktördür. Dolayısıyla Türkiye'deki refah düzeyi arttıkça, PISA sonuçları zamanla daha da iyileşecektir.
6
Genel Bakış (3) 6 Ama birtakım zorluklar hâlâ mevcuttur: Türkiye'nin performansı OECD ortalamasının hâlâ 1 yıl gerisindedir. Her ne kadar azalmış olsa da, fırsat eşitsizliği büyük oranda hâlâ mevcuttur. Bir PISA analizine göre tüm insanların öğrenimini geliştirmeye katkıda bulunacak temel fırsat alanları şunlardır: Öğrencileri daha erken yaşta okula kaydettirmek (PISA'da 25 puanlık bir artış beklenir) Daha iyi öğretim (PISA'da 25 puanlık bir artış beklenir) Tahminlere göre, PISA'da 50 puanlık bir artış, GSYİH kalkınma hızında 1 puanlık bir artışa tekabül etmektedir, ve bu durumun etkisi 40/50 yıl sürmektedir.
7
2. Eğitim Sektörü Performansı (PISA 2003–2009) 7
8
Ekonomik gelişmişlik düzeyi göz önüne alındığında, eğitim kalitesi beklenenden çok daha yüksektir. Sosyoekonomik koşullar hesaba katılmadığında, Türkiye'nin puanları ortalamanın 20 puan üzerindedir. Bu koşullar hesaba katıldığındaysa, Türkiye'nin başarısı daha da etkileyicidir, zira puanı ortalamanın 75 puan üzerindedir. 8
9
2003-2009 arasında PISA puanları bütün alanlarda çok büyük bir artış göstermiştir: Kaydedilen ilerleme yaklaşık bir yarı öğretim yılını temsil etmektedir. 9
10
Aynı zamanda da eşitsizlikler büyük ölçüde azalmıştır!10
11
PISA puanlarındaki artışlar çok büyük ölçüde, düşük ve orta başarı düzeyi yakalayanlardan kaynaklanmıştır… 11 İ şlevsel açıdan okur- yazar olmayanlar En düşük başarı düzeyi yakalayanlardaki büyük gelişim En iyi başarı düzeyi yakalayanlardaki büyük gelişim OECD ortalamasının 50 puan (1 yıl) üzerindeki ö ğ renciler
12
Öğrencilerin yüzde 90'ından fazlası PISA puanlarında (büyük) artışlar elde etmiştir.12
13
13 En yoksul ve en zengin öğrenciler arasındaki PISA sonuçlarında görülen farklar azalmıştır, AMA hâlâ aralarında önemli bir fark vardır.
14
Türkiye, PISA puanı bakımından Macaristan ile Polonya'nın 40-50 puan gerisindedir...14
15
Sosyoekonomik faktörler hesaba katıldığında, Türkiye'nin eğitim sistemi Polonya ve Macaristan'a kıyasla daha etkili görünmektedir. 15 Farkın yüzde 15-30'luk kısmı, puanlandırma yapısından kaynaklanmaktadır. Türkiye okullarda, daha az etkili öğrenim yöntemleri kullanmaktadır ki bu da niçin yüzde 10-20'lik bir fark olduğunu açıklar. Türkiye ile Macaristan ya da Polonya arasında, sosyoekonomik faktörler bakımından büyük bir fark bulunmaktadır ve bunun da etkileri büyüktür. Ama öğretmenlerce bildirilen uygulamalar (disiplin, öğrencilerle ilişkiler, okumanın teşviki, ders yapısı) Türkiye'de daha iyidir. Gözlemlenebilir bütün faktörler hesaba katıldığında, Türkiye'deki sistem çok daha etkili görünmektedir.
16
3. Türkiye'de Okullarda Mükemmelliği Artırmaya Yönelik Politikalar 16
17
Politika 1: Okullara Daha Erken Yaşta Başlamayı Teşvik Etmek 17
18
Okula daha erken yaşta kaydolunması daha iyi sonuçlara yol açabilir.18 Okulöncesi/Erken Çocukluk Eğitimini (EÇE) hızla yaygınlaştırmak Eğer çocukların yüzde 100'ü bir yıllık okulöncesi/anaokulu eğitimi alırsa, PISA'da 15 puanlık bir artış olur. Birinci sınıfa başlama yaşını düşürmek Türkiye'de, ilkokula bir yıl geç başlayanların okuma alanındaki PISA sonuçları 14 puan düşüktür. Türkiye'de ortalama okula başlama yaşı 6.8'dir. Bu yaşı 6'ya çeken politikalar, okuma, matematik ve fen dersleri alanlarındaki PISA sonuçlarında 10 puanlık bir artış sağlayabilir.
19
Kaliteli EÇE'ye erişimi iyileştirmeye yönelik politika alternatifleri (“Türkiye'de Erken Çocukluk Eğitimi”ne dair DB Raporu, 2012)19 Hedefli para yardımları aracılığıyla, en fakir yüzde 40 dilimindeki hanelere hedefli mali destek sağlamak (örn. ŞNT). Geri kalmış ve okula kaydolanların sayısının düşük olduğu illere hedefli destek sağlamak. Okulöncesi eğitim standartlarını sıkı sıkıya takip ederek, değerlendirerek ve tatbik ederek kaliteyi artırmak: Okul içi ve dışı değerlendirmeleri kullanarak. Öğrencilerin okula hazır olup olmadıklarını rastgele örneklemlerde test ederek.
20
Politika 2: Öğretim Yöntemlerini İyileştirmek 20
21
Öğretmen pratikleri Türkiye'de önemli bir rol oynamaktadır.21 Öğretmenler, etkili öğrenim stratejileri konusunda öğrencilerin bilgi edinmesini teşvik etmekte çok önemli bir role sahiptir. Bu stratejiler öğrencilerin bilgiyi anlamasına, hatırlamasına ve özetlemesine katkıda bulunur ki böylece öğrenciler; - Farklı bilgi kaynakları arasında bağ kurabilir ve kararları gerekçelendirmek amacıyla olgulardan faydalanabilir, - Alışılmadık durumlarda gelişkin fikirler yürütebilir, - Karmaşık fikirleri etkin bir şekilde iletebilir Türkiye'de, bu “öğrenim teknikleri”nde OECD ölçütlerindeki standart sapmada yaklaşık bir birimlik artış, okumada 25, matematik ve fen derslerindeyse 27 puanlık bir ortalama PISA puanı artışı sağlayacaktır. Eğer Türkiye'deki bütün öğrenciler, bu öğrenim teknikleri konusunda en azından ortalama OECD bilgisine sahip olsaydı, işlevsel bakımdan okur yazar olmayanların oranı yüzde 24.5'ten yüzde 19'a, yani neredeyse ortalama OECD oranına düşerdi.
22
Öğretmen pratikleri Türkiye'de önemli bir rol oynamaktadır.22 PISA'da, öğretmen pratikleri şu kriterlere göre değerlendirilir: Disiplin ortamı Öğretmen-öğrenci ilişkilerinin kalitesi Okuma uğraşının uyarılması Bu öğretim pratiklerindeki standart sapmada bir birimlik artış, okuma, matematik ve fen derslerindeki PISA puanlarında yaklaşık 11 puanlık artış sağlayabilir.
23
Teşekkür ederiz Naveed Hassan Naqvi (nnaqvi@worldbank.org) 23
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.