Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

YUMUŞAKÇALARIN (MOLLUSCA) YETİŞTİRİCİLİĞİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "YUMUŞAKÇALARIN (MOLLUSCA) YETİŞTİRİCİLİĞİ"— Sunum transkripti:

1 YUMUŞAKÇALARIN (MOLLUSCA) YETİŞTİRİCİLİĞİ

2 Dünya da yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan bir grubu oluştururlar
Dünya da yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan bir grubu oluştururlar. Dünyadaki birinci sırayı deniz yetiştiriciliği alır. Bunu istiridye, akuvades(kum midyesi) ve diğer yumuşakça türlerinin yetiştiriciliği izler.

3 1- MİDYE YETİŞTİRİCİLİĞİ
Mollusca filumunun Bivalvia klasisi içinde yer alan Mytilidae familyası geniş bir yayılım alanına sahiptir. Bu familyanın en önemli türleri ise Mytilus galloprovincialis (Akdeniz midyesi) ve Mytilus edulis(mavi midye), Modiolus barbatus (at midyesi) ve Perna sp., (Afrika midyesi)’dir.  Mytilus galloprovincialis İzmir’den Karadeniz sularına kadar toplanırken, Modiolus barbatus avcılığı en fazla Ayvalık ve civarından yapılmaktadır. Toplanan midyelerin bir kısmı taze veya işlenmiş olarak yurtiçinde değerlendirilirken önemli bir kısmı yurtdışına pazarlanmaktadır

4 Sistematikteki Yeri Akdeniz midyesi’nin (Mytilus galloprovincialis) sistematikteki yeri: Filum :Mollusca Klasis :Bivalvia Ordo :Filibranchiata Familya:Mytilidae Genus: Mytilus Species:Galloprovincialis

5 Biyolojisi Mytilid kabukları mikro yapıya sahiptirler. Ilıman bölgelerde kabuk 2 veya 3 tabakalı argonit ve kalsitten oluşurken diğer bölgelerdeki kabuklar 2 tabaka argonit ve sedef tabakasına sahiptirler(Gosling, 1992). Midye uygun olmayan ekolojik şartlara maruz kaldığında büyüme çizgilerinde anormal bir sıklaşma, yukarı doğru kabarma veya aşağıya doğru çökme görülür. Midyelerin sağ kabukları sol kabuklarından 1mm kadar daha yüksektir (Uysal, 1970). Beslenmelerini, genellikle fitoplankton ve suda süspansiyon halde bulunan organik partikülleri süzerek sağlarlar.

6 Kabuklara içten bakıldığında kolayca fark edilebilen iki renk görülür
Kabuklara içten bakıldığında kolayca fark edilebilen iki renk görülür. Orta kısım beyazımsı sedef parlaklığındadır. Kenarlara doğru renk koyu mavi olur. Bu iki kısım birbirinden manto çizgisi ile ayrılırlar. Manto kabuk üzerinde belirgin bir iz bırakır. Midyelerde beslenme az olduğunda büyüme yavaşlar veya durur. Et verimi düşer ve gonatlarda olgunlaşma tam olmaz, alınan döller dayanıksız ve küçük olur.

7 Su Sıcaklığının Etkisi :
Çevresel Faktörler Su Sıcaklığının Etkisi : Ülkemizde, Karadeniz, İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi’nin bütün sahillerinde kümeler halinde M. galloprovincialis’ e rastlanır. Bunlardan başka Çanakkale boğazı ve Ege Denizi sahillerinde yer yer görülmektedir.Bu türün Ege Denizi’ndeki dağılışında, İzmir Körfezi Güney sınırını oluşturur. Geniş bir yayılım alanına sahip olan bu türün büyüme ve çoğalmasında en etkili faktörler suyun sıcaklığı, tuzluluğu ve akıntılardır.

8 Su Tuzluluğunun Etkisi
Midyeler, % 0.5 ile % 0.40 tuzluluk oranları arasında sürdürebilmektedir.M. galloprovincialis’ in optimum su tuzluluğu % 0,18-20 olarak gösterilmektedir. Su Akıntılarının Etkisi Kendilerine bir yer tespit ederek yaşayan midyelere,akıntılar,hem olumlu hem de olumsuz yönde tesir ederler.Su akıntısının bulunduğu bölgelerde gerekli oksijen zenginleşmesi ve besin olarak yararlanılan planktonun bolca taşınması midyelerin gelişme ve çoğalmasını sağlar.Ancak, akıntıların kuvvetli olması halinde ise midyelerin tutunabilecekleri materyalin de taşınmasına neden olurlar.

9 Üreme ve Çoğalması Midyelerde çoğalma sistemi bütün vücuda yayılmış kanallar ve kanalcıklardan meydana gelir. Kanalcıkların uçları bağ dokuda ve genital organlarda son bulur. Bu kanal ve kanalcıklardan meydana gelen sistem, manto loblarının her tarafındaki bağ dokusu içersine yayılmış durumdadır. Üreme zamanlarında, genital organların bulunduğu manto dokusu tamamen cinsiyet hücreleri ile doludur. Bunlar mesosomada, perikardial boşluğun hemen altında, vücudun yan duvarlarında, karaciğerin hemen üzerindeki dokularda yayılırlar. Genel olarak üreme sistemi solungaçlar, kaslar ve ayak hariç vücudun her tarafına yayılmıştır. 

10  İzmir Körfezi’nde midyeler Eylülden Mayıs-Hazirana kadar döl verebilmektedirler. Fakat en yoğun döl verimi Eylül-Ekim ve Mart-Nisan aylarında olmaktadır. Midyeler döllerini bıraktıktan sonra 1 ay içinde kendini tekrar toplayarak yeni döl üretmektedir. Midyeler ayrı eşeyli olup, olgun erkeklerde gonatlar krem-beyaz, dişilerde ise portakal sarısı tonlarındadır. Kabuklar kapalı iken cinsiyet ayrımı yapılamaz. Ancak midye kabuğunu su içinde hafif açtığında renklenme fark edilebilirse cinsiyetleri hakkında konuşulabilir. Yumurta bırakma süresi ve miktarı bulundukları ortamdaki besin türlerine ve bolluğuna, tuzluluk ve su sıcaklığına bağlı olarak değişmektedir. Ortalama bir dişi 5-12milyon arası yumurta üretebilir.

11 Midyelerden Döl Alım Yöntemleri
Doğal şartlar altında gonatları olgunlaşmış midyeler uygun şartlarda (sıcaklık, tuzluluk gibi) döllerini suya bırakırlar. Eğer gonatları dolu midyelerin dölleri bir seferde alınmak isteniyorsa bazı uyarı yöntemler(şoklar) uygulanarak midyenin döllerini suya bırakması sağlanır.  Midyelerin ortam sıcaklığından 8-10°C düşük ve yüksek sıcaklıktaki sularda 1-2dk. bekletilmesiyle termik şok, bulundukları suya düşük voltta elektrik verilmesiyle elektrik şoku, adduktör kasının bir iğne ile uyarılması ile mekanik şok ve manto boşluğuna KCl solusyonu verilmesi ile kimyasal şok yapılmış olur. Şok yöntemler ile elde edilen fazla sperm solusyonu anaç tanklarına bırakıldığında uyarılmamış dişilerin döllerini bıraktıkları görülür.

12 Yumurtanın döllenmesinden 22 saat sonra Trochophora larvası oluşur
Yumurtanın döllenmesinden 22 saat sonra Trochophora larvası oluşur. 20 gün devamlı şekilde metamorfoz geçirir. Ayak meydana geldikten sonra kendilerini tespit etmek için sürünerek uygun zemin ararlar.uygun zemin bulurlarsa bissus iplikleriyle kendilerini tespit ederler. Trochophora

13 Yetiştirme Teknikleri
Dip Yetiştiriciliği Yetiştiriciliğin deniz dibinde uygulandığı yöntemdir. Özellikle Hollanda'da uygulanan bu yöntemde midye yetiştirilen alanlar balıkçılığa kapalı tutulur. Buralarda herhangi bir balık avcılığı yapılmasına izin verilmez. Böylece yataklar dış zararlardan korunmuş olur. Bu yöntem iki aşamadan oluşur. Birinci safha küçük midyelerin toplandığı alanlardır. Bu alanlarda midyelerin pazarlanacak çağa kadar kalmaları istenilmez. Çünkü küçük midyelerin toplandıkları alanlarda yavrular çok sık olarak bulunur ve bunlar bu şekilde bırakıldıkları takdirde iyi bir şekilde gelişemez

14 Bunun için yetiştiriciler belirli bir boya geldikten sonra bu yerlerden topladıkları küçük midyeleri kendileri tarafından korunan deniz yataklarına ya da aynı bölgede seyrek olan yerlere yerleştirirler. Hollanda’da küçük midyelerin toplandığı alanlar devletçe korunur. Ancak yılın çok az bir dönemi için avlanmaya açık bırakılır. Bu alanlardan yavru toplayan yetiştiriciler midyelerin büyümeleri için bıraktıkları alanları devamlı kontrol altında tutarlar. Midyelerin düşmanı olan bazı canlılara karşı bu yerleri korumaya çalışırlar. Midyelerin iyi gelişebilmesi için yataklarda yeterli fakat midyeleri sürüklemeyecek bir su akıntısının var olması istenir

15 Sırıklar Üzerinde Yetiştirme
Genel olarak Fransa'da uygulanan bir yetiştirme yöntemidir. Sistemin ana temeli belirli aralıklar ile denize çakılan kazıklardır. Bu kazıklar üzerine midye yavruları, bisus iplikleri ile tutunur. Kazıkların bulunduğu yere göre midyelerin pazarlanacak döneme kadar aynı kazık üzerinde kalmaları ve büyümeleri beklenir veya kazıklar, gelgit olaylarının çok olduğu yerlerde suyun çekilmesinden yararlanarak başka bölgelere midyeleri ile birlikte götürülerek dikilir. Yarı kontrollü bir yetiştirme olarak ele alınabilecek bu yöntemin daha başarılı olması için seyreltme yapılması ve seyreltme sonucu elde edilen midyelerin ziyan edilmeyerek ağ torbalar içine yerleştirilmesi yoluna gidilerek yetiştirme çalışmalarının dahakârlı bir duruma getirilmesine çalışılmaktadır. Bu yöntem dipte yetiştirmeye oranla daha fazla işçilik istemektedir.

16 Bu yöntemle yetiştirilen midyelerin et kalitesinin yüksek olması nedeniyle bu midyeler daha pahalıdır. Bu tür birbirine bağlı sırıklar sisteminin bir yerden diğer bir yere götürülmesi kolay olmaktadır. Böylece bir senede birkaç yer değiştirilmesi mümkün olmakta ve midyelerin gelişmesinde daha başarılı sonuçlara ulaşılmaktadır

17 Sallarda Yetiştirme İspanya’nın Kuzeybatı Atlantik kıyılarında 5 körfez vardır. Bu körfezlerin kıyıları denize dik ve sarptır. Bunların toplam uzunluğu 24km genişliği ise 3-10km olup ortalama 30m(max.60m) derinliğe sahiptirler. Körfezlerin ağız kısımları adalar tarafından okyanus fırtınalarına ve dalgalarına karşı korunmaktadır. Yıllık yüzey su sıcaklığı 9-21°C ve tuzluluğu ise ‰35 ‘dir. Bu alanda Sal kültürü 30 yıldan beri uygulanmaktadır. Midye kültüründe kullanılan sallar oldukça basit malzelerden yapılmaktadır. İlk kullanılan malzemeler eski tekne gövdeleriydi. Daha sonraları sallar 4-6 köşeli duba ve ya yüzdürülen metal aksamdan yapılmaya başlamıştır. Günümüzde en yaygın kullanılan malzeme ise strafor ve fiberglas materyaldir.

18 İspanya bu şekilde sallarda yetiştirlen midyeler hızlı büyümeleri ve et oranlarının yüksek olması nedeni ile dünyaca bilinen en kaliteli midyelerdir. Midyelerin et verimi %35-50 arasında değişir.

19 Larvalar genellikle kayalardan, sallardan sarkıtılan halatlarla toplanmaktadır. Yavru toplama işlemi en iyi ilkbahar ve yaz aylarında olur.Halatların suya sarkıtılma zamanları Aralık-Ocak ayında olur.Yavru midyeler Şubat-Mart aylarında bu halatlara tutunur.Midyelerin kayalara , sonbahar aylarında halatlara ise, ilkbahar aylarında daha iyi tutundukları belirlenmiştir.Bir sal üzerinde her boy midyenin var olduğu halatlar bulundurulur.Böylece bir salın daimi olarak verim vermesi sağlanr.

20 2-İSTİRİDYE YETİŞTİRİCİLİĞİ
İlk kültür çalışmaları 17. yüzyılda Japonlar tarafından ele alınmıştır. Bambu kamışları dikerek istridyelerin bunların üzerine tutunmasını sağlayarak yetiştirmişlerdir. Yine bambu kamışlarından sal yaparak denizde sadece dikey değil yatay olarak da yetiştiriciliği başlatmışlardır. Bu dönemde yavruların çoğu doğadan toplanmaktadır. İnsan kontrolü altında ilk yavru üretimi 1879 yılında ele alınmıştır. 1920’de ise kültüre alınacak boya kadar yetiştirilmişlerdir. Bugün birçok ülke yarı kontrollü olarak dipte, kazıklarda, halatlarda, rafta ve sallarda yetiştiricilik yaparken, tam kontrollü olarak yumurtadan pazar boyuna kadar istiridye üretimini de başarılı bir şekilde yapmaktadırlar.

21 Istiridye yetiştiriciliğinde söz sahibi olan ülkelerin birkaçını ve yetiştirdikleri türleri sıralayacak olursak şöyledir;   Japonya                                Crassostrea gigas   Fransa                                          Ostrea edulis,   Portekiz                        Crassostrea angulata Filipinler                              Crassostrea eradelis   Avustralya                Crassostrea commercialis Ingiltere                                        Ostrea edulis Bu kabuklu su canlıları son yıllarda ülkemizde tanınmaya başlanmıştır. Ülkemizde tüketiminin pek fazla olmamasına rağmen dış talebin yüksek olaması nedeni ile bazı ihracatçılar bu canlıları doğadan toplatarak Italya, Ispanya, Yunanistan gibi ülkelere pazarlanmaktadır

22 Sistematikteki yeri Phylum: Mollusca
Classis: Bivalvia (Lamelibranchiata) Ordo: Filibranchiata Familia: Ostreidae Genus: Ostrea (Linne, 1758) Species : Ostrea edulis (Linne)

23 Biyolojisi Kabuk oval şekilli olup, belirsiz kanca burunlu (gagalı), yaprak şeklinde, sarımsı kahverengi renge sahiptir. Sol kabuk hafif küp, sağ kabuk yassı görünümdedir. En önemli türü O.edulis olup max. 12cm, genellikle 6-7cm uzunluğunda olurlar.  Ülkemizde sahil ötesi kumlu, çamurlu veya kayalık bölgelerde yaşarlar. Akdeniz ve Karadenizde yaygındır.İstiridyeler, midyelerde olduğu gibi plankton ve süspansiyon halinde organik maddelerle beslenirler.Ülkemizdeki tür haziran –Temmuz aylarında yumurtlar.

24 Çevresel Faktörler Su sıcaklığının etkisi:
İstiridyeler 13-30c’ler arasındaki su sıcaklıklarında gelişebilmektedir.Bu türün en iyi gelişme gösterdiği sıcaklık 22 C’ dir. Tuzluluğun etkisi: İstiridyeler % tuzluluklar arasında gelişimini sürüdürebilmektedir.Gelişmelerinde ki optimum tuzluluk %0 32.7’dir. Akıntının etkisi: Su akıntısının etkisi midyede bahsedildiği gibidir.

25 Üreme ve Çoğalması İstridyeler eşeyli üreme gösterirler. Üreme organları erkek ve dişi gametleri oluşturur. Bunların üreme mevsimi ilkbahar sonu ile sonbahar arasında olup havaların ısınmasıyla başlar, soğumaya başlaması ile sona erer. Her iki eşeydeki gonatlar birçok hayvanda bulunan ile karşılaştırıldığında basit yapıdadır. Sindirim sistemi üzerinde yerleşmiş durumdadır. O. edulis devamlı hermafroditizm gösterir.Sonbaharda erkektirler daha sonra dişi üreme organları gelişir. O.edulis C arasında yumurtlarlar.

26  Wells-glancy yöntemi Wells-glancy yönteminde deniz suyu sadece kum filtresinden geçirilir ve sera ortamındaki büyük hacimli tanklara(20-30 tonluk) gönderilir. Tanklara deniz suyu ile gelen fitoplankton hücrelerinin artmasına izin verecek nutriyent karışımı verilir. Bu tank suyu 5-6 gün içinde kahverengi veya yeşil renk aldığında doğrudan larva tanklarında besleme amaçlı kullanılır. Bu yöntemin dezavantajı deniz suyu iyi filtre edilmediği için zararlı fitoplanktonlar türleri de kısa sürede çoğalarak istiridye larvalarına zarar verebilir.

27 Suyla birlikte gelen zooplanktonlar hem larvalara predatör olarak zarar verdiği gibi bazıları da ortamda çoğalan besine ortak olurlar. Böyle bir kültür yönteminde larva yetiştirciliği riske atılmış olmaktadır. Bu yönteme dayalı yapılan fitoplankton kültürü daha çok yavru veya anaç beslemede kullanılabilir. Wells-glancy yöntemi fitoplankton üretim masrafını çok azalttığı için tercih edilmektedir

28 Milford yöntemi Milford yönteminde ise alg hücreleri tek tek ayrı tüplerde ve saf kültür olarak inkübatörde muhafaza edilir. Larva kültürüne başlamadan önce bu hücreler steril şartlar altında arttırılmaya başlar. Kültür suyu 0.45µm göz açıklığındaki Milipore filtreden süzüldükten sonra otoklavda sterilize edilir. Kültür hacmi 6lt’yi geçtiğinde suyun filtrasyonu 1µm’lik kartuj filtrelerde, sterilizaysonu ise U.V. lambalarından yararlanarak yapılır. Böylece larva beslemede istenilen hücrelerin kültürü ayrı tanklarda yapılmış olur. Kültür biriminin iyi bir fitoplankton artışı sağlanması için 18-22°C arasında olması sağlanır. Şeffaf polyester tanklar veya naylon torbalarda(50-500lt hacimli) kültür gerçekleştirilir

29 Yetiştirme Teknikleri
Gerek kuluçkahaneden elde edilen ve gerekse doğal alanlardan toplanan yavru istiridyeler, pazar boyuna kadar büyütülecekleri yetiştirme alanlarına yerleştirilirler. Yetiştirme alanlarının seçiminde aşağıdaki konulara dikkat edilmelidir: a) İstiridyenin büyümesine izin verecek uygun su koşullarına(sıcaklık, tuzluluk) sahip olmalıdır. b)Evsel ve endüstriyel bir atık girdisi olmamalıdır. c)Plankton açısından zengin olmalıdır. d) Toksik plankton patlaması olmamalıdır. e)Suda belli bir su akıntısı olmalı, durgun su olmamalıdır f)Denizyolu ulaşımı üzerinde olmamalıdır.

30 a) Sallarda Yetiştiricilik
Sallarda yetiştiricilik genellikle iç denizlerde uygulanır. Salların inşasında tropik kuşakta 10-15cm çaplı bambular veya sedir ağacı kullanılmaktadır. Birbirine 30 veya 60cm aralıkla monte edilirler. Salların ebadı, 9x5,4m dir. Bu büyüklükdeki bir sal, adet istiridye kollektörü(spatlı) taşır. Salların yüzdürülmesinde tercihen dayanıklı plastik variller (50 galonluk), fıçılar veya yüzdürücüler (stypor) kullanılır. Sallar 5-10m aralıklarla birbirlerine bağlanır. Bir ünite yaklaşık 10 saldan teşekküldür.

31

32 b) Konteynerlarda Batı Baltık Denizinde Flensburg Fiyordlarında uygulanan şamandralı dip istiridye konteynerleridir.İçerisine üstüste plastik raflar dizilebilen ayaklı konteynerlar dibe bir vinç sistemine sahip tekne ile bırakılır.Konteynerlerin üstüne şamandra bağlanır.Bir konteynere 100 adet çerçeve dizilebilir.

33 c) Sabit Asma Yöntemi Bu yöntem gel-git olayıyla deniz dibinin ortaya çıktığı (Meydana çıktığı) az derin olan yerlerde uygulanır.Bambu kamışları suların git olduğu zaman 2-5 m derinlikteki suların bulunduğu yerlere çakılır.Diğer bambular bu kazıklara paralel- yatay olarak bağlanır.Çeşitli aralıklarla 6-7 sıra oluşturulur.

34 d)Uzun Halat Yöntemi İki şamandra arasına gerilmiş ip üzerine asılmış taşıyıcılardan oluşan yetiştirme yöntemidir.Sahilden uzak yerlerde kurulabilir.Her ünitede yüzdürücü, yüzüdürücüler arasına roblar(ipler) asılır.Her halatın ucu 1-3 arasında çapa ile desteklenir.

35 e) Kafes Yöntemi Bir yıl sonra hasat edilen istiridyelerden güzel şekilli olanlar tel çerçeveli kafeslere yerleştirilir ve sallara asılır.Yaklaşık 6-8 ay sonra gr et ağırlığına ulaşır.

36 f) Aşılama yöntemi Fransa’da ve İtalya’da uygulanır.Yavru toplama kiremit demetleri le olur.Kiremitler tel ile bağlanmıştır.Havuzlara konur ve bir kış kaldıktan sonra, planktonca zengin 5-20 C , % tuzluluktaki ve gel-git alanı içindeki 5-6 m suya batırılır. Hasat el ve aletlerle yapılır.istiridye deniz yıldızı düşmanlarıdır. Toplanan istirideyeler yoğun tuz konsantrasyonu veya %0 1’lik CuSO4 eriğinde tutulduktan sonra açık havaya alındıklarında bütün zararlılar ölür.

37 3. KUM MİDYESİ YETİŞTİRİCİLİĞİ
Kum midyeleri yetiştiricilik sahalarının öncelikle midye ve istiridye yetiştiricilik alanlarında olduğu gibi kimyasal ve organik kirlilik etkenlerinin karışmadığı temiz deniz sahaları olması gerekmektedir.Kum midyesi olarajk tanınan türün beyazımsı sarı renkte ve genellikle üç kahverengi ışın bantı içeren bir kabuk yapısı vardır.Bu türün yetiştiriciliği, özellikle Portekiz’de yaygın olarak yapılmaktadır.

38

39 Sistematikteki Yeri Kum midyesi akuvadesin (Tapes decussatus) sistematikteki yeri: Filum: Mollusca Klasis:Bivalvia Ordo:Flibranchiata Familya:Veneridae Genus:Tapes Species:Tapes decussatus

40 Biyolojisi Akuvadesler, ayak görevi gören iki adet çıkıntısı ile su alır verirler(suyu filtre ederler.)Ergin olanları genellikle zemin içinde 5-10 cm. derinlikte bulunurlar.Küçük olanlar daha az derinliğe gömülüdürler.5 mm. Boyutlarındaki genç birey bir saat içinde 7 ml. Suyu filtre eder.Bu oran 15 mm. boyutlarındaki birey için yedi kat daha fazla artar.Su filtre ediş miktarları boy ve su sıcaklığı ile doğru orantılı olarak artar.Atlantik ve Senegal kıyılarından Manş denizine kadar yayılım gösteren bu türün Akdeniz’de de geniş yaşam alanları mevcuttur.

41 Su sıcaklığının etkisi:
Çevresel Faktörler: Kum midyelerinin büyüme ve gelişmeleri için önemli özellikler; akıntı şiddetinin, deniz suyu sıcaklığı ve tuzluluğunun uygun seviyede olmasıdır. Su sıcaklığının etkisi: Kum midyesi C sıcaklık arasında gelişimini sürdürebilmektedir.Ancak gelişmelerindeki en uygun su sıcaklığı 23 C’dir. Tuzluluğun etkisi: Akuvades, a, ‰ 20–35 tuzluluk değerleri arasında büyüme ve gelişmelerini sürdürebildikleri hâlde en uygun gelişmelerini 23 °Csıcaklık, ‰ 33’lük tuzlulukta gerçekleştirmektedir.

42 Akıntıların etkisi: Kumlu ve çamurlu zemin üzerinde gömülü olarak yaşadıklarından besinlerini, su içindeki plankton ve organik maddelerin akıntılar vasıtasıyla taşınması ile sağlar. Ancak akıntı şiddetinin fazlalığı da zemindeki kumları süpüreceği için kum midyelerinin yaşamalarını engelleyebilir. Diğer bir deyişle zemini bozacak şiddetteki akıntılar kum midyeleri için uygun değildir.

43 Üreme ve Çoğalma: Akuvadeslerin eşeysel olgunluğa erişebilmesi için uzun süre sbt sıcaklık kontrolündeki ortamda tutulmaları gerekir(20 C).Anaç olarak kullanılacak akuvadeslerin boyu 40 mm’den az olmamalıdır. Bu dönemde tek hücreli algler ile beslenmeye alınırlar (Örneğin: Tetraselmis suesica ) yumurta ve sperm eldesi için genellikle termik şok yöntemi kullanılır.0.2 mikronluk membran filtreden geçmiş deniz suyu yarım saat süreyle C yükseltilerek gerekli stimülasyon sağlanır.

44 Olumlu netice vermediği takdirde su sıcaklığı C deki suyla değiştirilir.Ve aynı operasyon tekrarlanır.Dişi ve erkekler için ayrı ayrı kaplarda yapılan bu işlem sonucu yumurta ve spermler bir pipet yardımıyla alınıp döllenme gerçekleştirilir.40 mikrondan filtre edilerek toplanan yumurtalar kuluçkalama tankına alınır ve 48 saat sonra veliger larvaları elde edilir

45 Yetiştirme Teknikleri:
Yumurtlamadan sonra tek hücreli alglerle beslenirler. 2–3 mm boya ulaşan bireyler, dibinde elek bulunan 50 cm çapında 20 cm uzunluğundaki tüpler içine 10–200 adet olacak şekilde yerleştirilir. Atıkların ortamdan uzaklaştırılması için su sirkülasyonu aşağıdan yukarı doğrudur. 8–10 mm’ye ulaşan bireyler doğal ortama alınarak ticari boya gelinceye kadar burada yetiştirilir. Doğal ortamda yetiştiricilik için iki farklı metot kullanılabilir.

46 a) Park Yöntemi Şekil ve hacim bakımından değişiklik gösterebildiğinden kolaylıkla uygulanabilir. Yoğunluk metrekarede 150–200 birey olup bireyler 5 mm’den büyüktür. 20 cm’si zemine gömülü 80 cm uzunluğunda ve göz açıklığı 4 mm olan plastik bir kafesle çevrilmiştir. Eğer park bir gelgit sahasına kurulmuşsa üst kısım bir ağla örtülmelidir.

47 b) File Yöntemi Çok yönlü avantajlarından dolayı yaygın olarak kullanılan bir metottur. Özellikle çamur yerlere adapte edilir. Sentetik fibrillerden yapılmış 4–6 m boyutunda, göz açıklığı 4–8 mm olan file şeklinde örtü kullanılır. Zemin hazırlamak için çamurun bir kısmı kaldırılır. 5x3 m boyutlarında bir yer hazırlanır. Örtünün bir kısmı buraya yayılır. Kaldırılan çamur,örtünün üzerine serpilir. 10 mm göz açıklığındaki elekle elenen bireylerin kalanları metre karede 60 birey olacak şekilde sisteme yerleştirilir. Filenin kalan diğer kısmı ile örtülür.Kenarları yuvarlak demirle çevrilerek 1 cm kare kalınlığında çamur ile örtülür. Sistemde yengeç ve denizyıldızı bulunmamasına dikkat edilmelidir.

48

49 Dinlediğiniz için teşekkür ederim
Fatma mısır Biyoloji ( İ.Ö.)


"YUMUŞAKÇALARIN (MOLLUSCA) YETİŞTİRİCİLİĞİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları