Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Dilay Haspolat Müjde Bahar Solmaz Rümeysa İşçi Eren Batuhan İlcan

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Dilay Haspolat Müjde Bahar Solmaz Rümeysa İşçi Eren Batuhan İlcan"— Sunum transkripti:

1 Dilay Haspolat Müjde Bahar Solmaz Rümeysa İşçi Eren Batuhan İlcan Ozan Taylan Bahadır

2 Meclis'in Kuruluşu 4-11 Eylül 1919 tarihlerinde toplanan Sivas Kongresi'nden sonra, Mustafa Kemal yönetimindeki Heyet-i Temsiliye Anadolu'da idareyi fiilen ele almıştı. 30 Eylül'de Osmanlı hükümeti, Heyet-i Temsiliye'nin talebi doğrultusunda, Mebusan Meclisi seçimlerini yapma kararı aldı. Heyet-i Temsiliye'de Mustafa Kemal'in dahil olduğu çoğunluk, meclisin Anadolu'da toplanmasından yana idi. Ancak 28 Kasım 1919'da yapılan toplantıda, Kâzım Karabekir'in ısrarı ve Rauf (Orbay)'in desteğiyle meclisin İstanbul'da toplanması kararlaştırıldı.[1] Seçilen mebuslar Anadolu'ya çağrılarak kendilerine Heyet-i Temsiliye'nin görüşleri tebliğ edildi. Mebusan Meclisi 12 Ocak 1920'de İstanbul'da toplandı. Ancak 140 küsur mebusun üçte bir kadarı, çeşitli nedenlerle Meclis'e katılmadılar. Büyük çoğunluğu ile Milli Mücadele yandaşlarından oluşan meclis, Misak-ı Milli beyannamesini kabul etti. Mart ayında ana hatları belli olan Sevr Antlaşması'na karşı keskin bir muhalefet tavrını benimsedi. 16 Mart 1920'de bir İngiliz askeri birliği Meclis'i basarak, Rauf başta olmak üzere bazı mebusları tutukladı. Bunun üzerine 18 Mart'ta toplanan mebuslar, yasama dokunulmazlığının ortadan kalktığı gerekçesiyle meclisi süresiz tatil etme ve Ankara'da toplanma kararı verdi. İstanbul meclisinin tüm üyeleri otomatik olarak Ankara'daki meclise katılma hakkına sahipti. Bunlardan Ankara'ya gelmek istemeyen birkaçı istifa etmiş sayıldı. Sonuçta (gecikenlerle birlikte) Mebusan Meclisi üyelerinden 92'si yeni meclise katıldı. 19 Mart 1920'de Mustafa Kemal vilayetlere, müstakil livalara ve kolordu kumandanlarına gönderdiği bir tebliğ ile her livadan Meclis'e beş temsilci seçilmesini istedi. Seçim liva merkezi ve kazalardaki ikinci seçmenler, vilayet idare meclisleri, belediye meclisleri ve Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti yönetim kurulu üyelerinden oluşan bir heyet tarafından yapılacaktı. Vakit darlığından ötürü birinci seçmenlere müracaat edilmedi. Uygulamada, tüm livalarda Müdafaa-yı Hukuk cemiyetlerinin önerdiği veya kabul ettiği adaylar seçildi. İstanbul Meclisi üyeleriyle birlikte 66 seçim bölgesinden toplam 337 temsilci Meclis'e katıldı. Bu sayıya, 1922'de Malta Sürgünüdönüşü Meclis'e katılan 14 kişi dahildir. Meclisin adı ilk önce Millet Meclisi iken, İstanbul Meclisi üyelerine ek olarak seçilen temsilciler nedeniyle ("genişletilmiş meclis" anlamında) Büyük Millet Meclisiadı benimsendi. 1921'de Türkiye sözcüğü eklenerek Türkiye Büyük Millet Meclisi adı resmileştirildi.

3

4

5 SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ
TBMM Ordusu, Kütahya-Eskişehir Muharebelerindeki yenilgisinden sonra cephe kritik bir duruma düşmüştü. Cepheye gelerek durumu yerinde gören TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa ile İcra Vekilleri Heyeti Reisi Fevzi Paşa, Batı Cephesi birliklerinin Yunan ordusuyla arada büyük bir mesafe bırakılarakSakarya Nehri'nin doğusu'na çekilmesine ve savunmayı bu hatta devam ettirmesine karar verdiler. Mustafa Kemal Paşa, "Hatt-ı müdafaa yoktur; sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır." emrini vererek muharebeyi geniş bir alana yaydı. Böylece Yunan kuvvetleri de karargâhlarından uzaklaşıp bölünmüş olacaktı. TBMM, 3 Ağustos 1921'de Genelkurmay Başkanı Mirliva İsmet Paşa'yı azlederek, aynı zamanda Başvekil ve Milli Müdafaa Vekili de olan Fevzi Paşa'yı bu makama da atadı. 22 Temmuz 1921'de Sakarya Nehri Doğusu'na çekilmeye başlayan TBMM ordusu, güneyden kuzeye 5'nci Süvari Kolordusu (Çal Dağı güneyinde), 12 nci, l nci, 2 nci, 3 ncü, 4 ncü Gruplar ve Mürettep Kolordu l nci hatta olacak şekilde tertiplendi. 14 Ağustos'ta ileri harekata geçen Yunan ordusu ise, 23 Ağustos'tan itibaren 3'ncü Kolordusu ile Sakarya Nehri doğusundaki TBMM Kuvvetlerini tespit, l'nci Kolordusu ile Haymana istikametinde, 2 nci Kolordusu ile Mangal Dağı güneydoğusunda kuşatıcı taarruza başladı. Fakat bu taarruzlarında başarısız oldular. Kuşatma taarruzunda başarı sağlayamayan Yunan kuvvetleri, siklet merkezini ortaya kaydırarak savunma mevzilerini Haymana istikametinde yarmak istedi. 9 Eylül'e kadar süren yarma teşebbüsünde de başarılı olamayınca, bulunduğu hatlarda kalarak savunmaya karar verdi. Kazım Karabekir'in hatıralarında[12] anlatıldığına göre, Mustafa Kemal Paşa 9 Eylül 1921'de geri çekilme emrini verip, Alagöz köyündeki Karargahından Ankara'ya dönmesine[2] rağmen, o sırada Başvekil, Milli Müdafaa Vekili ve Genelkurmay Başkanı olan Fevzi Çakmak Başkomutan'a karşı çıkarak ricat emrini vermedi; tam aksine ertesi gün TBMM ordusuna karşı hücum emrini verdi ve kısa süre sonra Yunan Ordusu geri çekilmek zorunda kaldı.[13] TBMM ordusu'nun 10 Eylül'de başlattığı genel karşı taarruzla buna da mani olundu. Bu durumda Yunan ordusu için geri çekilmekten başka hal tarzı kalmıyordu. 13 Eylül'e kadar Sakarya Nehri'nin doğusunda tek Yunan askeri kalmadı. Sakarya'dan çekilen Yunan ordusu, Eskişehir-Afyon'un doğusu hattına kadar çekilerek, bu bölgede savunma için tertiplenmeye başladı. Çekilen Yunan Ordusunu takip amacıyla harekata 13 Eylül 1921 itibariyle süvari tümenleri ve bazı piyade tümenleri ile devam edildi. Yine 13 Eylül 1921' de Grup Komutanlıkları lağvedilerek Batı Cephesine Bağlı 1.,2.,3.,4.,5.Kolordular ve Kolordu Seviyesinde Kocaeli Grup Komutanlıkları kuruldu. Savaş, 22 gün ve gece sürmüş, 100 km uzunluğunda bir alanda cereyan etmiştir. Yunanlılar Ankara'nın 50 km kadar yakınından geri çekilmişlerdir. Yunan ordusu geri çekilirken Türklerin kullanabileceği hiçbir şey bırakmamak için özen göstermistir. Demiryollarını ve köprüleri havaya uçurmuştur ve birçok köyüyakmıştır.[14]

6

7

8 BÜYÜK TAARUZ VE BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI
•Sakarya zaferinin ardından TBMM hükümeti orduyu taarruz için hazırlamaya başladı. • İtilaf devletlerinden 26 Mart 1922 de yeni bir öneri geldi. Bu öneride Londra konferansında olduğu gibi Sevr’in koşullarının biraz değiştirilmesinden ibaretti. Türkiye bu şartları kabul etmedi.bağımsızlık için savaşa devam edilmesinin temel amacı, kesin zaferin kazanılmak istenmesidir. • 20 Temmuz 1922 de Mustafa Kemal TBMM de müdafaa-i hukuk grubunu kurdu. Mustafa Kemal böyle bir grubun son Osmanlı mebusan meclisinde kurulmasını istemiş, ancak bu gerçekleşmemişti. • Yunanlılar afyon, Kütahya ve eski şehirde kuvvetli savunma hatları kurdular. • İngilizler yunanlıların kurmuş oldukları bu savunma hatlarının aşılamayacağı propagandasını yapmakta idiler. • Gerçek barışın ancak kesin bir zaferle elde edilebileceğini bilen Mustafa Kemal ak şehirdeki cephe karargahında komutanlarla toplanarak taarruzun 26 Ağustos 1922 de başlatılması kararını aldı. • 26 Ağustos 1071 Selçuklu sultanı Alparslan Bizans imparatoru Romen di ojen Malazgirt’te yenip ve Anadolu’nun kapılarını Türklere açmıştı. Düşmana karşı ilk taarruz afyonda koca tepede başlatıldı. 30 Ağustos da Dumlupınar’da yapılan savaşı bizzat Mustafa Kemal yönetti. İsmet paşa bu savaşa başkumandan savaşı isimi vermiştir. • 1 Eylül 1922 de Mustafa Kemal ordularına “ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri emrini verdi.” • 2 Eylül 1922 de yunan başkomutanı triko pus uşakta çok sayıda yunan komutanı ve askeri ile birlikte esir alındı. • 2 Eylül 1922 de yunanlılar itilaf devletleri aracılığıyla mütareke teklifinde bulundular. Ancak Mustafa Kemal tam Anadolu’nun kurtarılıp kesin zafer elde etme kararında olduğundan bu isteği kabul etmedi. • 9 Eylülde birliklerimiz İzmir’e girdi. 10 Eylülde bursa kurtarıldı. 18 Eylülde Anadolu’da yunan askeri kalmadı. • Yunan birlikleri geri çekilirken batı Anadolu’da ki yerli Rumlarda beraberinde bölgeyi terk etmiştir. Bunun sebebi yakıp yıktıkları köy, kasaba ve şehirler ile Türk halkına yaptıkları katliamların hesabını verme korkusu idi. Sonuçları • yunan ordusu yenilmiş ve batı Anadolu yunan işgalinden kurtulmuştur. • Büyük taarruz ve başkumandan meydan muharebesi ile Anadolu’nun ebediyen Türk yurdu olduğu ispat edilmiş. • Türk milli mücadelesinin askeri safhası da tamamlanmıştır. • İngiltere’nin Anadolu’yu işgal planı gerçekleşmemiştir. • Dünyanın mazlum milletlerinin kurtuluşuna ümit ışığı olmuştur. • Türk ordusu Çanakkale ve Kocaeli üzerine yürüme emri aldı. • Bu durum İngiltere’yi hareket geçirdi. İngiltere’nin sömürgelerden asker toplama teşebbüsü ve Fransa ile İtalya’yı Türklere karşı savaşa daveti olumlu karşılık görmedi. İkinci bir Çanakkale hezimeti yaşamak istemeyen İngiltere sonunda barışa karar verdi. • İstanbul’daki Fransız yüksek komiseri general pelle ve Fransız temsilcisi Frenklin bouillon İzmir’e gelerek Mustafa Kemal ile görüştü. Bu görüşmelere de Mustafa Kemal Edirne’yi düşman elinde görmeye tahammülü olmadığını tarafsız bir bölge tanımadıklarını belirtti. • Bu sırada Sovyet Rusya da boğazların Türklerin hakkı olduğunu bildirmiştir. • İtilaf devletleri Paris’te yaptıkları toplantıda doğu Trakya’nın Türklere verilmesini kabul ettiler. Mudanya ve İzmit’te bir konferans toplanmasını istediler. Bunun üzerine 28 Eylülde askeri harekat durduruldu.

9

10

11 SLAYTIMIZI İZLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ


"Dilay Haspolat Müjde Bahar Solmaz Rümeysa İşçi Eren Batuhan İlcan" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları