Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanKubra Sarica Değiştirilmiş 10 yıl önce
1
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAK. NÖROŞİRURJİ AD. BALCALI-ADANA
BOYUN TRAVMALARI DR.TAHSİN ERMAN ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAK. NÖROŞİRURJİ AD. BALCALI-ADANA
2
ÇOCUKLUK ÇAĞI OMURGA TRAVMALARI
Çocukluk yaş dönemi (yeni doğan ile 17 yaş) Tüm çocukluk çağı yaralanmalarının %1’i ile 10’u omurga yaralanması Bu dönem omurga ve omurilik yaralanmalarının büyük bölümü servikal bölgede (%75) Erken çocukluk çağında (0-8 yaş) ve geç çocukluk çağı (9-16 yaş) omurga travmaları erişkin yaş gurubu ile karşılaştırıldığında daha nadir görülmektedir
3
ÇOCUKLUK ÇAĞI OMURGA TRAVMALARI
Üst servikal bölge yaralanmaları daha küçük yaş gruplarında daha sıktır ve kemik hasarından çok ligamentöz yaralanma sonucu omurilik yaralanması görülür 9-16 yaş grubunda omurganın kırık ve subluksasyonu daha sıktır, özellikle alt servikal bölgeyi etkiler ve yetişkin döneme benzer özellik gösterir Nörolojik hasar oluşması ilk 8 yaş döneminde omurilik omurga tarafından yeterince korunamadığı için daha sıktır
4
EPİDEMİYOLOJİ VE TRAVMA ŞEKİLLERİ
Okulların tatil olduğu dönemde sık İlk 8 yaş içerisnde düşme ve trafik kazası sık iken daha ileri yaşta ise motorsiklet kazaları ve sportif aktiviteler
5
ANATOMİ KRANİOSERVİKAL BİLEŞKE
Oksipital kemiğin alt kısmı-foramen magnum Atlas-C1 Aksis-C2 Eklemler Ligamentler Nöral yapılar Vasküler yapılar Kaslar SERVİKAL VERTEBRALAR C3-7
6
FORAMEN MAGNUM Oksipital kemiğin squamöz kısmı Kondiler bölge
7
ATLAS
8
AKSİS
9
EKLEMLER
10
EKLEMLER
11
LİGAMANLAR
12
LİGAMANLAR
13
LİGAMANLAR
14
SERVİKAL OMURGA YARALANMASININ ÇOCUKLARDA SIK GÖRÜLME NEDENLERİ
Bu dönem omurga ve omurilik yaralanmalarının büyük bölümü servikal bölgede (%75) Çocuklarda omurganın yetişkinlerdekinden anatomik ve fizyolojik farklılığı risk faktörlerinin başında gelir
16
ÇOCUKLARDAKİ OMURGA YAPISININ ERİŞKİNDEN FARKLILIKLARI
Çocukların ligamanları, disk yapıları ve çevre yumuşak dokuları ile kas yapıları az gelişmiştir, ancak travmaya karşı daha esnektirler Çocuk yaşlarında fizyolojik hipermobilite sayesinde omur segmentleri herhangi bir hasara uğramaksızın hareket edebilirler
17
ÇOCUKLARDAKİ OMURGA YAPISININ ERİŞKİNDEN FARKLILIKLARI
Çocuklarda omurga faset eklemleri erişkinlerden daha horizental pozisyondadır ve yaklaşık 8-10 yaşlarında erişkin omurgası gibi dizilim oluşmaya ve erişkin omurga yapısına benzemeye başlar
18
ÇOCUKLARDAKİ OMURGA YAPISININ ERİŞKİNDEN FARKLILIKLARI
Omur cisimleri kama tarzında olduğundan omurganın öne doğru kayması daha kolaydır Erişkin omurgasında görülen unsinat prosesler özellikle 10 yaşının altındaki çocuklarda yeterli gelişmediğinden omurların yana eğilmeleri ve rotasyonları daha kolay olmaktadır
19
ÇOCUKLARDAKİ OMURGA YAPISININ ERİŞKİNDEN FARKLILIKLARI
Çocukların başının erişkinlerden vücuda göre daha büyük ,boyun kaslarının ise daha az gelişmiş olması nedeniyle fleksiyon ve ekstansiyon kuvvetleri karşısında kafanın salınımı daha kolay olur Ancak çocukluk çağında kemik direnci erişkinlere göre daha fazladır, bu nedenle kemik kırıkları olmaksızın ligament yırtıkları ve buna bağlı stabilite problemleri daha sık görülmektedir
20
BOYUN TRAVMALARINDA İLK YARDIM
STABİLİTE- White ve Panjabi tarafından, fizyolojik yüklenmeler altında başlangıçta veya sonradan nörolojik defisit, önemli deformite ve günlük yaşantısını engelleyen ağrının olmaması,omurganın bütünlüğünü koruma yeteneğini korumasıdır
21
BOYUN TRAVMALARINDA İLK YARDIM
Radyolojik veriler ile aksi ispatlanıncaya kadar tüm ciddi travma geçiren olgular da omurga anstabilmiş gibi kabul edilmeli ve bunun için gerekli tüm önlemler alınmalıdır İlk yardım sıralaması Resusitasyon, İmmobilizasyon, Kurtarma Nakil şeklinde olmalıdır
22
BOYUN TRAVMALARINDA İLK YARDIM
Entübasyon esnasında, boyuna aşırı ekstansiyona getirilmemesi Kaza yerinde hastaların rutin entübe edilmesi riskler de taşınmaktadır. Servikal yaralanmalı hastalarda entübasyon sırasında vagusun uyarılması ciddi bradikardi ve hatta kardiyak arreste sebep olabilir
23
BOYUN TRAVMALARINDA İLK YARDIM
C4 veya üzerindeki seviyede total omurilik zedelenmesi apne ile sonuçlanır. Solunum desteği şarttır C5 ile üst torasik bölge arasındaki total omurilik zedelenmesinde diafragmatik solunum korunur, ancak toraks solunuma katılmaz GKS 8 ve altında olan olguların mutlaka entübe edilmesi gerekir
24
BOYUN TRAVMALARINDA İLK YARDIM
Omurga travmaları sonucu açığa çıkan omurilik yaralanmalarının yaklaşık %3-25’inin nakil sırasında veya uygun yapılmayan ilk müdahaleler esnasında olduğu gösterilmiştir Bu nedenle tüm bu ilk yardım müdahalelerinde gayret omurganın gereksiz bir şekilde hareketini önlemek için sarf edilmelidir
25
BOYUN TRAVMALARINDA İLK YARDIM
Bir kişi hastanın başını ve boynunu gövde ile nötral pozisyonda olacak şekilde sabitlemeli, uygun boyunluk takıldıktan sonra fleksiyon, ekstansiyon ve rotasyon hareketlerinden kaçınılmalıdır
26
BOYUN TRAVMALARINDA İLK YARDIM
27
BOYUN TRAVMALARINDA İLK YARDIM
Bası yarası olmasın diye hastanın elbisesindeki tüm sert objeler çıkarılır Omurilik yaralanması vücutta ısı mekanizmalarını bozduğu için hastanın ısı kaybını önlemek için battaniye gibi örtüler ile vücudu sarılmalıdır
28
BOYUN TRAVMALARINDA İLK YARDIM
Nakil için en uygun pozisyon şuuru açık olgulardaki supin pozisyonunun aksine sabit yan pozisyonda, boyun ve gövdenin aynı seviyede hafif traksiyonda ve nötral pozisyonda tutulmasıdır. Çünkü supin pozisyonda hava yolunun devam ettirilmesi problem olabilir ve ciddi kafa travmalarında kafa içi basınç artışına bağlı olarak çok sık karşılaşılan kusma, eğer hasta entübe edilmemiş ise hava yolunun kapanması ve aspirasyon ile sonuçlanabilir
29
BOYUN TRAVMALARINDA İLK YARDIM
Ülkemizde yaralıların %86’sı 6 saatte hastaneye ulaştırılabilmekte Olguların %61’i özel araçlar ile genellikle oturtularak hastaneye taşınmaktadır. Omurga yaralanması olan olgular mutlaka ambulans veya helikopter ile yatar pozisyonda taşınmalı, Erken nakil ile de erken gelişebilecek komplikasyonlar önlenebildiği gibi, nörolojik tablo beklenenden daha hızlı ve yüksek oranda düzelebilir.
30
Klinik Normal Supoksipital-oksipital ağrı
Paravertebral şişlik, baş hareketlerinde kısıtlılık, Suboksipital bölgede hematom atlanto-oksipital travmayı akla getirmelidir Solunum durması, Kuadripleji-intakt
31
Klinik Alt kranial sinir bulguları
Cock Robin-Ardıç kuşu baş pozisyonuna yol açar (baş bir tarafa 20 derece eğik, karşı tarafa 20 derece rotasyonda ve hafif fleksiyonda) Tortikolis
32
HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Önce hastanın bilinç durumu değerlendirilir. Eğer hastanın bilinci açık, şokta değil ve yeterli solunumu var ise tam bir nörolojik muayene için zaman var demektir. Bu durumda hastaya parmaklarını, ellerini, ayaklarını hareket ettirmesi söylenir Boyun, bel ve sırt ağrısının olup olmadığı sorulmalıdır
33
Tablo 1: ASIA SINIFLAMASI
KOMPLET S4-S5 Sakral segmentlerde korunmuş duyusal ve motor fonksiyon yok B İNKOMPLET Nörolojik seviye altında motor fonksiyon yoktur, sadece duyusal fonksiyon korunmuştur ve bu S4-S5 Sakral segmentleri de içerir C Nörolojik seviye altında motor fonksiyon korunmuştur (kas kuvveti 3 değerinin altında) D Nörolojik seviye altında motor fonksiyon korunmuştur (kas kuvveti 3 değerinde veya üzerinde) E NORMAL Duyusal ve motor fonksiyon normaldir
34
ADELE KUVETİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
0 : Kontraksiyon yok 1 : Kontraksiyon var eklem hareketi yok 2 : Yer çekimi elimine edildiğinde aktif eklem hareketi mevcut 3 : Yer çekimine karşı aktif hareket mevcut 4 : Dirence karşı aktif hareket mevcut 5 : Normal kuvvet
35
HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ NÖROJENİK ŞOK
Omurilik yaralanması sonucu gelişen hipotansiyonun nedeni, vertebraların çevresinde yer alan sempatik sinir sisteminin yaralanmasına bağlı olarak sempatik tonusun kaybolmasıdır Yaralanma seviyesi yükseldikçe ve omurilikte yaralanmanın ciddiyeti artıkça daha fazla sempatik tonusun kaybı ve bu da daha ciddi vazodilatasyona ve hipotansiyona neden olur
36
NÖROJENİK ŞOK Yaralanma seviyesinin altında tam fonksiyon kaybı (flaks paralizi, DTR ve cilt reflekslerinde kayıp, anestezi) Otonomik disfonksiyon (mesane&bağırsak paralizisi, gastrik dilatasyon, ileus) Anal disfonksiyon-inkontinans Priapizm
37
HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ NÖROJENİK ŞOK
Başlangıç döneminde cilt pembe ve sıcaktır Kardiyak sempatik sinir sistemi aktivitesinin azalmasına bağlı olarak hipotansiyona bradikardi eşlik eder İdrar çıkışı normaldir Nörojenik şoka bağlı hipotansiyonda hızlı bir şekilde sıvı verilmesi pulmoner ödem ile sonuçlanabilir. Bu durumda sistolik kan basıncının mmHg civarında devam ettirilmesi gerekir ise sempatomimetik ilaçların verilmesi yeterli olur
38
TANI Direk grafi BT MRG
39
DİREK GRAFİ
40
Direk Grafi
41
DİREK GRAFİ Ancak immatür vertebranın radyolojik bulgularının, bazen faset eklemlerinin daha horizental olması ve daha gevşek ligaman yapılarından dolayı omurga yaralanması ile karışabileceği unutulmamalı, direkt grafiler değerlendirilirken mutlaka bu göz önünde tutulmalıdır. Direk grafiler ve BT incelemelerinde patoloji bulunmayan ve nörolojik defisiti olmayan bazı olgularda dinamik (fleksiyon/ekstansiyon) grafileri alınarak instabilite araştırılmalıdır.
42
BT-ÜÇ BOYUTLU BT
43
MRG
44
SERVİKAL TRAVMA TİPLERİ
OKSİPİTAL KONDİL KIRIKLARI ATLANTOOKSİPİTAL YER DEĞİŞTİRME ATLAS KIRIKLARI AKSİS KIRIKLARI ATLANTOAKSİYEL KOMBİNE KIRIKLAR ATLANTOAKSİYEL YER DEĞİŞTİRME TRANSVERS LİGAMENT YARALANMALARI ORTA VE ALT SERVİKAL FRAKTÜRLER
45
SIK GÖRÜLEN ÇOCUKLUK ÇAĞI OMURGA TRAVMALARI
Üst servikal spinal (oksiput-servikal 2) yaralanmalar Bu bölge ilk 3 yaş döneminde yaklaşık 2 kat daha fazla travmadan etkilenir Oksipital kondil ile atlasın lateral mass arasındaki eklem yüzeyi henüz yeterince gelişmemiş olması nedeniyle AOD kolay olur
46
ATLANTOOKSİPİTAL DİSLOKASYON
47
ATLANTOOKSİPİTAL DİSLOKASYON RADYOLOJİK TANI
Basion ile dens arasındaki mesafe çocuklarda 4-5 mm’yi, büyüklerde 8-10 mm’yi geçmez Klivusu yalayarak çizilen teğet (Wackenheim’ın baziler hattı) odontoid üst-arka tepesinden teget geçer AOD’da bu ilşki bozulur
48
ATLANTOOKSİPİTAL DİSLOKASYON RADYOLOJİK TANI
POWERS oranı (N: 0.77) BC/OA < 1 Konjenital CSJ anomalisi olanlarda uygulanmaz Atlas veya aksis fraktürü var ise bu ölçümler değersizdir Hangi tip olursa olsun instabil
49
ATLANTOOKSİPİTAL DİSLOKASYON
Philadelphia tipi korseler yaralanmanın distraktif melanizmasının yeniden açığa çıkmasına neden olduğu için konturendikedir Servikal traksiyonda aynı nedenle longitudinal tipte konturendikedir, diğer tiplerde ise tartışmalıdır Yaşayan olgu sayısı çok az Suboksipital hematom
50
ATLANTOAKSİYEL ÇIKIKLAR
Transvers ve alar lig. stabileteden asıl sorumludur Anterior, posterior ve rotatuvar tip TL devamlılığı bozulmadıkça çoğu fraktür ortozlar ile başarılı bir şekilde tedavi edilir
51
ATLANTOAKSİYEL ÇIKIKLAR
Transvers ligamen hasarı olur ise atlasın arkusu öne doğru yer değiştirerek kanal çapını daraltacak ve nörolojik hasar riski artacaktır Bu durumda instabildir
52
ATLANTOAKSİYEL ROTATUVAR ÇIKIKLAR
Cock Robin-Ardıç kuşu baş pozisyonuna yol açar (baş bir tarafa 20 derece eğik, karşı tarafa 20 derece rotasyonda ve hafif fleksiyonda) Tortikolis Boyun hareketlerinde kısıtlılık (özellikle ekstansiyonda)
53
ATLANTOAKSİYEL ÇIKIKLAR
Yan servikal grafide ATLANTODENTAL mesafe Erişkin > 3 mm Çocuklarda > 4-5 mm İNSTABİL
54
ATLANTOAKSİYEL ÇIKIKLAR
Direk grafi ile tanı zor BT (aksiyel, A-P koronal veya 3D) Odontoitin atlasın lateral kütlelerine olan uzaklığı asimetriktir- WİNK bulgusu TL MRG’de en iyi Gradient EKO ile değerlendirilir-yırtık hiperintens görülür veya anatomik devamlılığı bozulur
57
ATLANTOAKSİYEL ÇIKIKLAR
58
SCIWORA Omurga fraktür/subluksasyon olmaksızın ve/veya radyolojik bulgu olmaksızın spinal yaralanma (SCIWORA) olmasıdır
59
SCIWORA Omurga yaralanması olan çocuklarda SCIWORA insidansı %5-65 arasında değişmektedir En sık genç çocukluk çağında (ilk 8 yaş içerisinde) görülür ve sıklıkla da kötü prognoz ile birliktedir Bu nedenlerle travma sonrası geçici nörolojik semptomları, uyuşukluk ve parestezi gibi yakınması olan olgularda daha dikkatli olunmalı ve radyolojik incelemeye mutlaka MRG ilave edilmelidir
60
ATLAS FRAKTÜRLERİ JEFFERSON KIRIĞI
Ön ve arka arkuslar iki tarafta kırılır ve yan kitleler dışarı kayar Transver lig. rüptüre ise instabil
61
ATLAS FRAKTÜRLERİ JEFFERSON KIRIĞI
Transvers ligaman yetmezliği Odontod bağımsız olarak öne veya arkaya hareket eder
62
JEFFERSON KIRIĞI TANI Ön-arka BT ve direk grf (ağız açık odontoid grf)
Normalde atlasın yan kütleleri aksisin kondilleri ile aynı hizadadır (4 yaşına kadar 2mm taşma normal) Atlasın yan kütlelerinin dışarı taşması toplamı > 6.9mm SPENCE KURALI
63
JEFFERSON KIRIĞI TANI Spence kuralı ile 6.9 mm kriter olarak kullanıldığında unstabil atlas fraktürlerinin %50’den fazlasının gözden kaçabileceği belirtilmişitr
64
JEFFERSON KIRIĞI
65
ODONTOİD KIRIKLARI TİP I
Odontoidin tepesinde, alar ligamanın oluşturduğu avülsiyon kırığı Nadir
66
ODONTOİD KIRIKLARI TİP II
Odontoidin aksis gövdesi ile birleştiği yerde-EN SIK (%60-90)
67
ODONTOİD KIRIKLARI TİP IIA
Odontoid kaidesi parçalı olarak kırılır
68
ODONTOİD KIRIKLARI TİP III
Odontodin aksis cisminden bir parçayı birlikte kapsayacak şekilde kırılması-%30
69
ODONTOİD KIRIKLARI TİP III
70
ODONTOİD KIRIKLARI TİP III
71
ODONTOİD KIRIKLARI Tip I kırıklarda instabilite yoktur-Philedelphia
Tip II ve IIA odontoid’in vasküler beslenmesini etkileyeceğinden spontan iyileşme şansı azdır, genelde cerrahi Tip III instabil olmasına karşın spontan iyileşme oranı yüksektir-Halo ile tedavi edilir.
72
AKSİS’İN TRAVMATİK SPONDİLOLİSTEZİS HANGMAN-ASILMIŞ ADAM KIRIĞI
Aksis’in nöral arkusu (pars interartikülaris) vertebra gövdesinden bilateral avulsiyonu ve odontoid sağlam kalacak şekilde aksis C3’ün üzerinden öne doğru kayar Kırık sonucu kanal genişlediğinden ötürü genelde nörolojik defisit görülmez Genellikle stabil
73
AKSİS’İN TRAVMATİK SPONDİLOLİSTEZİS HANGMAN KIRIĞI
Levine ve Edwards 1985 yılında Effendi’nin yaptığı sınıflandırmayı modifiye ederek bugün kullanılan sınıflamayı tarif etmişlerdir (yan servikal grf’e göre) A TİP I B TİP II C TİP IIA D TİP III
74
TRAVMATİK SPONDİLOLİSTEZİS HANGMAN KIRIĞI- TİP I
Stabil-Boyunluk, C2-3 diski intakt
75
TRAVMATİK SPONDİLOLİSTEZİS HANGMAN KIRIĞI- TİP II
76
TRAVMATİK SPONDİLOLİSTEZİS HANGMAN KIRIĞI- TİP II
77
TRAVMATİK SPONDİLOLİSTEZİS HANGMAN KIRIĞI- TİP III
İnstabil, C2-3 diski ve ALL tahribatı
78
ORTA VE ALT SERVİKAL OMURGA YARALANMALARI
79
ORTA VE ALT SERVİKAL OMURGA YARALANMALARI
Anstabilite kriterleri Sagittal düzlemde 3,5mm’den fazla dislokasyon Sagittal düzlemde 11 dereceden fazla angülasyon Vertebra korpus yüksekliğinin 1/3’den daha fazla komprese olması İntervertebral disk mesafesinin 1,7 mm’den fazla genişlemiş olması Hiperfleksiyon-hiperekstansiyon grf’de 3-4 mm kadar hareketliliğin olması
80
TEDAVİ Konservatif- Medikal Cerrahi
81
TEDAVİ İzole ligamentöz yaralanmalar oldukça instabil olma eğilimindedir. Operasyon dışı yöntemler ile tedavi şansı düşüktür, çünkü yırtılmış lig. iyileşme yeteneği yoktur Minimal kayması olan veya hiç olmayan kemik fraktürü olan olgular ortozlar ile genelde başarılı bir şekilde tedavi edilebilir Hem kemik hem de lig. yaralanması olan olgular ile, kayması ileri derecede olan ve aşırı parçalanmış kırığı olan olgular genelde cerrahi tedavi gerektirirler
82
CERRAHİ TEDAVİ Çocukluk çağı tüm omurga travmalarının %25-30’u cerrahi tedavi gerektirir Birincil amaç; nöral yapıların yeterli dekompresyonunu sağlayarak maksimal iyileşmeyi sağlamaktır İkincil amaç ise, normal anatomik dizilimi sağlamak, füzyon uygulayarak stabiliteyi yeniden sağlamaktır
83
CERRAHİ TEDAVİ
84
SONUÇ İlk 8 yaş döneminde SCIWORA daha sıktır.
Üst servikal bölge yaralanmaları daha küçük yaş gruplarında daha sıktır ve kemik hasarından çok omurilik yaralanması görülür 9-16 yaş grubunda omurganın kırık ve subluksasyonu SCIWORA’dan daha sıktır
85
SONUÇ Ciddi travma geçiren hastalarda bu yaralanmaların gözden kaçmaması için özellikle çocuklarda kranial CT çekilirken, ilk iki servikal vertebrada incelemeye dahil edilmelidir Lig. hasarı şüphesi olan, semptomatik fakat düz grafileri normal olan hastalarda dinamik grafi çekilmelidir
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.