Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon
Prof. Dr. Mehmet KIYAN
2
Tarihçe Eski Mısırlılar yara temizliğinde şarap, yağ ve balsam kullanmışlardır. Hippokrat (M.Ö ) yaraların temizliği için şarap önermiş, ayrıca saf veya kaynatılmış su ile cerrahın el ve tırnaklarının temizlenmesi gerektiğine değinmiş ve yaralarda bal kullanmıştır. Eski Roma’ da Galen (M.S ) yara konusu üzerine incelemeler yapmıştır. Galen’e göre ‘’Her yara iyileşirken cerahat oluşturur’’du. Böylece bu görüş,19.yy’a kadar yaraların aseptik olarak tedavisini önleyen bir fikir olmuştur. James Lind ( ), gemicileri vebadan kurtarmak için giysilerini temizlettirerek tifüsün İngiliz donanmasında yayılmasını önlemeye çalıştı.
3
Tarihçe 18.yy’da Pibrae (1757) antiseptik madde olarak alkol ve yumurta beyazını önerdi. 19.yy’da asepsi ve antisepsi kavramlarının modern anlamda tanınması, anestezinin keşfi cerrahiyi korkusuz bir branş haline getirdi. Luis Pasteur ( ) Şarap hastalıkları üzerinde çalışması, onun 1863’de pastörizasyonu bulmasına vesile oldu. Lister ( ) havadaki bakterilerin yaraya girerek septisemi yaptıklarını düşündü
4
Tarihçe 1860’larda Jules Lemaire tarafından dezenfektan bir madde olarak kabul edilen karbolik asitle açık kırıkları bakterilere karşı korumayı başardı. Bir yara dikiş materyali olan cerrahi katkütü ilk defa bu madde ile sterilize etti. 1890’da William Stewart Halsted lastik eldiveni buldu. Daha sonra polonyalı cerrah Johann von Mikulicz Redecki ( ) cerrahide iodoform, yüz maskesi ve pamuk eldivenleri önerdi. Ernst von Bergmann ( ), 1891’de cerrahide antiseptik olarak buhar sterilizasyonunu uyguladı.
5
Tarihçe Ülkemizdeki gerçek anlamda sterilizasyon ve dezenfeksiyon uygulamaları ise ilk kez Prof. Dr. Cemil Topuzlu Paşa tarafından yapılmıştır. Cemil Paşa 1890’da yurda döndükten sonra 1891’de Askeri Tıbbiye’ de hocalığa atanmış ve ardından önce antisepsiyi 1894’de de asepsiyi klinik uygulamaya sokmuştur. 1898’de İstanbul Çocuk Hastanesi ve İstanbul Zeynep Kamil Hastanesi’nde de asepsi koşullarına sahip modern ameliyathaneler kurulmuştur.
6
Sterilizasyon Bir maddenin üzerinde veya içinde bulunan tüm mikroorganizmalardan arındırılma işlemine sterilizasyon denir. Bu işlem sonrasında hastalık yapan ve yapmayan tüm mikroorganizmalar öldürülmektedir. Bu işlemi hafif, orta, ileri derecede sterilizasyon gibi ayırma imkanı yoktur. Bu işlem sonucunda sporsuz bakteriler, viruslar, mantarlar gibi tüm mikroorganizmalar ortadan kaldırılır. Sterilizasyon ya yapılmıştır ya da yapılmamıştır. Sterilizasyon kesin bir ifadedir ve az steril veya çok steril gibi sınıflaması yapılamaz. Bir nesne veya ortam ya sterildir, ya da steril değildir. Bu işlemin dereceleri ya da uygulama farklılıkları yoktur. Amaç ortamdan tüm mikroorganizmaların kaldırılmasıdır.
7
Sterilizasyon Steril edilecek sıvı ağzı kapanabilen bir tüp veya cam balon, şişe gibi kaplara konarak ağzı kapatılır. Sterilizasyon işlemi tamamlandıktan sonra dış ortamla teması kesilen sıvı uzun süre bu özelliğini korumaktadır. Ağzı açılan kap içerisinde bulunan sıvı, havadaki mikroorganizmalarla kontamine olacağından sterilliği kaybolacaktır. Sterilizasyon işlemi uygulanan maddeler ve aletler için bu işlemin tamamlanması sonucu tanımlama için steril kelimesi kullanılır. Steril madde veya aletlerin bu özelliklerini devam ettirebilmeleri için dış ortamla ilişkililerinin kesilmesi gerekir.
8
Sterilizasyon Steril olan bir ortama mikropların bulaşmasına "kontaminasyon" adı verilir. Steril edilecek bir makas, özel bir kumaş veya kağıda sarılır, otoklav bandıyla kapatılarak sterilize edilir. Steril makas kullanılıncaya kadar bantları açılmaz. Eğer bantları açılacak olursa dış ortamdaki mikroplar ile temas olacaktır. Makas, elimiz veya çevredeki eşyalara değdiğinde mikroplar yine bulaşarak bu steril özellik kaybolacaktır. Bu yüzden sterilize edilmiş aletler, paketleri açılır açılmaz kullanılmalıdır.
9
Dezenfeksiyon İnsanlarda hastalık yapma özelliği olan mikropların uzaklaştırma işlemine dezenfeksiyon denir. Bu işlem geniş bir aralığı ifade eder. Dezenfeksiyon işleminde kullanılan ısı, sterilizasyon derecesine yakın olabildiği gibi, mikroorganizmaların vejetatif (hastalık yapıcı ve dış çevre koşullarına dirençsiz) şekillerinin öldürüldüğü şekilde de olabilir. Bunlardan ilkine yüksek düzeyde dezenfeksiyon, ikincisine ise düşük düzeyde dezenfeksiyon işlemi denir. Bunların arasında kalacak etkinlikte yapılan işlem ise orta düzeyde dezenfeksiyondur. Yüksek düzeyli dezenfeksiyon işlemi için genellikle daha konsantre dezenfektan maddeler, uzun süre uygulanarak yapılır.
10
Dezenfeksiyon Dezenfeksiyon işleminde kullanılan maddelere dezenfektan denir. Bunlar genellikle kimyasal maddelerdir. Bugün bir çok kimyasal dezenfektan madde kullanılmaktadır. Antisepsi, deri gibi canlı dokular üzerine uygulanan dezenfeksiyon işlemidir. Bu işlemde antiseptik solusyonlar kullanılır. Bir ortam mikrop içeriyorsa septik, içermiyorsa aseptik ortak olarak tanımlanır. Ameliyat gibi tıbbi girişimler aseptik ortamlarda yapılır. Bakteriler üzerine üremeyi durdurucu etki yapan maddelere bakteriostatik, öldürücü etkinlik gösteren maddelere ise bakterisit maddeler denir. Dezenfektanlar genellikle düşük konsantrasyonlarda bakteriostatik, yüksek konsantrasyonlarda bakterisid etkinlik gösterirler. Bu tanımlamalar virus veya funguslar için de yapılabilir, virüsit, fungusit sözcükleri kullanılır.
11
Pastörizasyon Genellikle süt ve süt ürünlerine uygulanan bir işlemdir. Dezenfeksiyon yöntemidir. Bu amaçla uygun ısı ve sürede ısıtılan süt ve süt ürünleri ile insanlara geçebilen bruselloz, salmonelloz ve tüberküloz gibi zoonotik (=hayvan ve insanda ortak görülen) infeksiyonlar önlenmiş olur. Pastörize edilmiş sütte ölmeyen saprofit mikroplar zamanla üreyerek sütün bozulmasına (kesilmesine) neden olurlar. Bu yüzden pastörize sütler en geç 2 gün içinde tüketilmelidir. Kullanım kolaylığı açısından pastörize sütler yerine steril sütler de tüketime sunulmaktadır. Çok yüksek ısıda kısa sürede de sterilizasyon mümkündür. Bu tekniğe ultra high temperature (UHT) adı verilir. Bir sıvıyı °C kadar aniden ısıtıp, bu ısıda 4 saniye tutulduktan sonra aniden soğutma uygulanmasıdır. Sütler bu yöntemle sterilize edilebilirler.
12
Sterilizasyon şekilleri
a) Isı uygulaması, b) Kimyasal sterilizasyon ve dezenfeksiyon, c) Filtrasyon d) Radyasyon Bunların dışında dondurma, kurutma ve ultrasonik teknikler de mikroorganizma sayısında önemli azalmalara neden olabilmekle beraber, mikrobiyolojik anlamda sterilizasyon sağlayamazlar. Filtrasyonla mikroorganizmalar ortamdan ayrılırken, diğer yöntemler farklı mekanizmalarla mikroorganizmaları öldürürler ya da gelişemeyecekleri kadar hasar verirler. Mikroorganizmalar, hayati enzimlerinin ve proteinlerinin inaktive ya da immobilize olması ve bunun sonunda metabolik faaliyetlerinin durması dolayısı ile gelişme ve çoğalma yeteneklerini kaybettikleri için ölürler.
13
Isı ile sterilizasyon Etki mekanizması doğrudan doğruya hücre proteinlerini koagule etmek sureti ile olur. A) Nemli ısı ile sterilizasyon Basınçlı buharla Basınçsız buharla B) Sıcak su ile sterilizasyon Kaynatma Tindalizasyon C) Yakma -yalazlama Isı ile sterilizasyonda ısı derecesi, ısının etki zamanı, ortamdaki nem derecesi, mikroorganizmaların içerisindeki su miktarı, pH, osmotik basınç gibi etmenler sterilizasyon üzerine etkilidir. Ortamda nem olması, mikroorganizma içerisinde %50 oranında su bulunması pH derecesinin nötrden uzaklaşıp asit veya alkaliye kayması, ısı ile sterilizasyonu olumlu yönde etkiler.
14
Basınçlı buhar ile sterilizasyon
Otoklav denen aletler ile uygulanır 121°C de 1.5 atmosfer basınç altında ve 15 dakika bekletilmekle sterilizasyon sağlanmış olur. Otoklavda bu ısı ve basınç altında bozulmayacak malzeme ve besiyerleri steril edilir. Basınçsız buhar ile sterilizasyonda ise 100°C de yarım saat sterilizasyon için yeterlidir. Dezenfeksiyon için ise bu süre 5-10 dakikadır.
15
Otoklavda Sterilizasyon
Otoklav sıcaklığı °C veya °F, otoklav basıncı ise kg/cm2 veya psi (pound square inch= pound/inch2) ile gösterilir. Basınç deyimi ile manometrede okunan değer anlaşılmaktadır. Bu değerlere normal atmosfer basıncının ilavesi ile mutlak (absolüt) basınç değerleri bulunur. Normal atmosfer basıncı; 1 kg/cm2 = 14.7 psi'dir. Vejetatif bakteri hücreleri °C'da ölmekle beraber Bacillus ve Clostridium cinslerine ait sporlar 100 °C'ın üzerinde ölmektedirler.
16
Basınç - Sıcaklık ilişkisi
Sıcaklık Basınç oC oF kg/cm2 psi ,00 0,0 ,19 2,8 ,41 6,0 ,67 9,8 , ,0 , ,0 , ,5 , ,4
17
Basınçlı su buharı ile sterilizasyon
Otoklavlar, çoğu kere otoklav içindeki havanın çıkışını zorlaştıracak şekilde hatalı olarak doldurulurlar. Tüpler, yaygın olarak boş konserve kutularına konulup otoklava yerleştirilir. Bu şekilde kutu içinde hava paketleri kalabileceği için otoklav sıcaklığı 121° C'ı gösterse de kutu ve dolayısıyla tüplerin sıcaklığı otoklavlama süresi boyunca 121° C’ye çıkmayabilir. Oysa boş konserve kutusu yerine delikli tel sepetlerin kullanılması, ya da konserve kutusunda delikler açılması ile bu sorun ortadan kaldırılabilir. Çoğu mikrobiyoloji kitabında otoklavlama derece ve süresi olarak 121 °C ve 15 dakika verilir. Oysa sterilize edilecek malzemenin hacmi süre üzerine çok etkilidir.
18
Sterilize edilecek hacıma göre 121° C 'daki otoklavlama süresi
Kabın cinsi Sıvı hacmi Süre (dakika) Test tüpleri ml 15 500 ml erlen ml 20 1 litre erlen ml 25 2 litre erlen ,5 litre 30 5 litre erlen litre 45
19
Basınçlı su buharı ile sterilizasyon
Bazı hallerde, besiyerlerinin özel yöntemlerle sterilize edilmeleri gerekir. Besiyerinin bileşiminde dekstroz (glikoz) ve fosfatlar varsa, bunlar beraberce sterilize edilemez. Bunlar ayrı ayrı sterilize edilip soğutulduktan sonra karıştırılmalıdır. Besiyeri bileşimine giren vitaminler ve keto grubu bulunan şekerler de filtrasyonla sterilize edilip besiyerine, sterilizasyondan sonra ilave edilmelidir. Bazı besiyerlerinde kan bulunur. Kanın ilave edileceği besiyeri sterilize edilip soğutulduktan sonra kan ilave edilir.
20
Basınçlı su buharı ile sterilizasyon
Besiyerleri, hazırlandıktan sonra derhal sterilize edilmesi gerekir. Uzun süre sterilize edilmeden bekletilen besiyerinde mikrobiyel gelişme görülebilir. Eğer besiyeri 121 °C 'da 20 dakika süreyle sterilize edilemeyecek ise (örneğin süt 110 °C 'da 15 dakika sterilize edilecekse), kullanılan cam malzemenin önceden etüvde sterilize edilmesi ve böylece cam malzeme üzerinde bulunabilecek olası bakteri sporlarının önceden öldürülmesi gerekir.
21
Tindalizasyon İçlerinde yüksek sıcaklıklarda bozulabilecek maddeler içeren (şeker, protein vb) bazı bileşimler tindalizasyon yöntemi ile sterilize edilirler. Örneğin içinde süt veya şeker bulunan besiyerleri 121 °C 'da 20 dakika süre ile sterilize edilecek olursa yapısı bozulur. Bu nedenle süt, 110° C' da 15 dakika süre ile sterilize edilir. Bazı besiyerlerinde ise 110° C 'a dahi çıkılamaz. Bu tip besiyerleri 100° C 'da 30 dakika tutularak bakterilerin vejetatif şekilleri öldürülür. Ancak sporlar halen canlıdır. Ertesi gün besiyeri 85 °C 'da 1 dakika tutularak sporların germinasyonu (vejetatif hale dönüşmesi) teşvik edilir. 2 saat sonra yine 100 °C 'da 30 dakika tutulur. 3. gün aynı işlem tekrarlanır, böylece besiyeri aşamalı olarak sterilize edilmiş olur. Tindalizasyon 12 saat aralıklarla da yapılabilir.
22
Kuru sıcak hava ile sterilizasyon
Genel olarak 175°C de bir saat, 140°C de ise 3 saat sterilizasyon için yeterlidir. Bu yöntem ile cam ve metal aletler içlerine nemin ulaşamadığı yağlar ve tozlar (talk) bu yöntemle sterilize edilir. Besiyerleri ve sıvılar kuru sıcak hava ile sterilize edilmezler. Öze gibi laboratuvar gereçleri ise alevde yakılarak sterilize edilebilir. Ortamda nem bulunmadığından sterilizasyon daha uzun süre alır. Bu amaçla Pasteur (Pastör) fırınları (=Sterilizatör) kullanılır.
23
Kuru hava ile sterilizasyon Pasteur fırınında sterilize edilecek malzemenin cihaza doldurulmasında dikkat edilmesi gereken hususlar: 2) Sterilize edilecek malzeme, hava sirkülasyonunu sağlayacak şekilde gevşek olarak yerleştirilmelidir. 3) Paketlenmiş malzemenin boyutları 10X10X30 cm 'den daha büyük olmamalıdır. 1) Fırının en sıcak yerleri alt ve üst duvarları, en soğuk yeri ise kapıya yakın olan bölgedir. Fırının ortasında elde edilen sıcaklık ile alt ve üst duvarlarda elde edilen sıcaklık arasındaki fark 10 °C 'dan daha fazla olmamalıdır.
24
Kuru hava ile sterilizasyon Pasteur fırınında sterilize edilecek malzemenin cihaza doldurulmasında dikkat edilmesi gereken hususlar: 4) Bazı gıda maddeleri kum içinde ezilerek parçalanır, sonra dilüsyonları yapılır. Bu gibi durumlarda havan ve kum etüvde sterilize edilir. Kum, kalınlığı 1 cm'den fazla olmayacak şekilde havan veya diğer kaplara konularak sterilize edilir. Kumun daha kalın bir tabaka halinde etüvde sterilize edilmesi zorunlu ise, ilave her 1 cm için sterilizasyon süresi 30 dakika artırılmalıdır. 5) Normal olarak doldurulmuş (aşırı yüklenmemiş) kuru hava sterilizatörlerinde sterilizasyon süresi 160 °C 'da 2 saat veya 170 °C 'da 1 saattir. Etüv çok dolu ise ve/veya kum gibi sıcaklığı geç ileten bir materyal sterilize ediliyorsa süre uzatılmalıdır.
25
Filtre ile sterilizasyon
Vitaminler ve keto grubu bulunan karbohidratlar besiyerinin bileşimine gireceklerse, bunların termal sterilizasyonu söz konusu olamaz. Vitaminler, filtrasyon tekniği ile sterilize edilip, ana (bazal) besiyeri bileşimine sonradan ilave edilirler. Filtrasyonda bakterilerin geçemeyeceği kadar küçük gözenekleri olan (<0,45 m) özel filtreler kullanılır. Bu amaçla porselen, diyatome toprağı veya kiselgur, asbest-sellüloz, nitrosellüloz ve sinterlenmiş camdan yapılmış filtreler ticari olarak piyasada bulunabilir.
26
Filtre ile sterilizasyon
Membran filtreler, Seitz filtreler, asbest-sellüloz ve sinterlenmiş cam filtreler en çok kullanılanlardır. Filtrasyon tekniği ile sadece sıvılar değil, hava da sterilize edilebilir. Bu amaçla geliştirilmiş ekipmanlar mevcut olup bunların içine mikroorganizma tutucu olarak özel imal edilmiş kartuş şeklinde filtreler konulabileceği gibi pamuk veya cam yünü de yerleştirilebilir.
27
Filtre ile sterilizasyon
Havada veya sıvı çözeltilerde bulunan mikroorganizmaları bazı gözenekli materyellerle (uygun filtrelerle) filtre ederek steril etmek mümkündür. Süzgeçler süzme mekanizmalarına göre iki çeşittir. a. Absorbsiyon ile mikroorganizmaları tutan süzgeçler Berkefeld, Pastör, Chamberland, Seitz gibi b. Mikroorganizmaları mekanik olarak tutan süzgeçler (HEPA filtreler). Mikrobiyolojide filtrelerin farklı kullanılma alanları vardır. Bunlar içinde çözeltilerin ve havanın sterilizasyonu, farklı büyüklükteki mikroorganizmaların birbirinden ayrılması, toksin, antijen, ve enzimlerin hücrelerden arındırılması, çözeltilerin saflaştırılması gibi uygulamalar bulunmaktadır. Günümüzde laboratuvarlarda özellikle membran filtreler kullanılmaktadır.
28
Filtre ile sterilizasyon
Membran filtreler ince kağıtlardan, inert selüloz esterlerinin gözenekli materyellerle birleşiminden ve polimerik ajanlardan yapılmış olup gözenek çapları belirli boyutlarda hazırlanmaktadır. Filtre gözenek çapları bazı büyük protein moleküllerinin geçebileceği boyutlarla küçük virüs partiküllerinin geçebileceği boyutlara kadar farklı genişliktedir. Gözenek çapları tüm bakteriler için 0.2 μm, maya hücreleri için 3 μm, virüsler için 0.2 μm olarak belirlenmiştir.
29
Filtre ile sterilizasyon
Filtrelerin en çok kullanıldığı uygulama alanı havada buluna partikül ve mikroorganizmaların tutularak ortam havasının temizlenmesi işlemidir Bu amaçla en çok HEPA filtreler kullanılmaktadır. HEPA filtrelerin gözenek çapları μm olup %99.97 verimlilikle çalışmaktadır. Bu tip filtrelerin periyodik olarak kontrolü yapılmalı, temizlik ve değişim işlemleri aksatılmamalıdır.
30
Filtre ile sterilizasyon
Filtre ve filtrenin yerleştirildiği gövde, otoklavda sterilize edildikten sonra sterilize edilecek sıvı, filtreden geçirilerek steril bir kapta toplanır. Bu işlem sırasında genellikle vakum veya basınç uygulanarak filtrasyonun hızlı olması sağlanır.
31
Radyasyon ile sterilizasyon
Çeşitli sterilizasyon yöntemleri arasında etki mekanizması en az bilinen yöntemdir. A) İyonize radyasyonları; dalga boyu 100 A°'dan daha kısa olan X ışınlan ve dalga boyu 1 A° 'dan daha kısa olan gamma ışınları oluşturur. Bunların kullanımlarında, yüksek orandaki öldürücü etkileri nedeniyle, özel güvenlik önlemlerine gereksinim duyulur. Bu ışınların penetrasyon (nüfuz) etkileri yüksektir. Genel olarak radyasyon sterilizasyonu denildiğinde iyonize ışınlar kastedilir. B) İyonize olmayan radyasyon uygulaması: ultraviyole (UV) ışını ile yapılır. UV, uygulamada yaygın olarak kullanılmaktadır.
32
Ultraviyole Radyasyonu
Işın intensitesi ve etki süresi başta olmak üzere sıcaklık, pH, bağıl nem ve mikroorganizma sayısı gibi faktörler UV ışınının öldürücü gücünü etkiler. İyonize radyasyon ile kıyaslandığında UV'nin enerjisi çok az ve penetrasyon gücü çok düşüktür. Bu nedenle, mutlak bir sterilizasyon sağlayamaz, ancak, dezenfektan maddeler gibi popülasyondaki mikroorganizma sayısını önemli ölçüde indirir. UV radyasyonu, bazı istisnalar dışında mayalar ile gram negatif ve pozitif bakterilere aynı etkiyi yapar. Bakteri sporları, vejetatif hücrelere göre, UV'ye daha fazla direnç gösterirler. Çoğu küf sporu, bakteri sporları kadar dirençli iken, bazıları bakteri sporlarından 10 kat daha yüksek dirençlidirler. Virüslerin direnci ise değişkendir. Bazıları bakteri hücreleri kadar, bazıları ise onlardan 100 kat daha fazla direnç gösterirler. Bazı küfler yağ ve mum benzeri salgıları ile, bazı bakteriler ise pigment oluşturmaları ile UV'den korunurlar.
33
Ultraviyole Radyasyonu
UV; havanın, suyun ve ambalaj kâğıtları gibi düzgün yüzeylerin dezenfeksiyonunda kullanılmaktadır. Kullanım alanı, penetrasyon gücünün zayıflığı nedeniyle mutlak sterilizasyon sağlayamaması dolayısıyla oldukça sınırlıdır. Havadaki ve/veya UV lambası üzerindeki tozlar dahi mikroorganizmaları UV'den koruyabilirler. Benzer şekilde bir mikroorganizma kolonisinde yüzeyin altındaki hücreler UV'den fazlaca etkilenmezler, merkezdekiler ise önemli ölçüde korunur. Işınlar, sadece hücre tarafından absorbe edildiklerinde, kimyasal değişmeler ve biyolojik hasarlar yaparlar. Hücreden geçen bir ışığın etkisi yoktur nm dalga boyundaki ışınlar yüksek absorbsiyonlarına bağlı olarak kuvvetli öldürücü etki yaparlar. 2537 A° (253,7 nm) dalga boyundaki ışın, UV spektrumu içinde en etkili olanıdır. Bununla beraber optimum etkin dalga boyu mikroorganizma cinsine göre değişir.
34
Ultraviyole Radyasyonu
UV radyasyonu, UV lambaları ile sağlanır. UV etkisi, lamba ile sterilize edilecek materyal arasındaki uzaklığın karesi ile ters orantılıdır. Bu nedenle kapalı bir odadaki UV uygulaması sırasında, eğer lamba tavanda ise, tabana yakın yerlerdeki mikroorganizmalar UV’ nin etkisinden önemli ölçüde korunurlar. Bu gibi uygulamalarda havanın sirkülasyonu ile bu sakınca bir ölçüde giderilebilir. Hastane odaları ve peynirhaneler gibi bazı gıda sanayii tesislerinde hava, UV uygulaması ile dezenfekte edilebilir. UV radyasyonu ile suların dezenfeksiyonunda su, UV lambasının etrafından geçirilir. Suyun temizliği, UV'nin penetrasyon gücünü önemli ölçüde etkiler. Temiz sularda 5 cm derinlikte yüzeydekinin % 40 kadarı UV etkisi elde edilirken, kirli nehir sularında 1 cm derinlikte % 30 etki kalır. Bu durumda 44 W gücündeki bir lamba; temiz sularda 60 cm, kirli sularda cm derinliğe kadar etkin bir şekilde kullanılabilir.
35
Sterilizasyon (Sterilliğin) Kontrolü
Hangi yöntemle sterilize edilmiş olursa olsun malzemenin gerçekten sterilize olup olmadığının kontrolü yapılmalıdır. Bu kontrol bir anlamda sterilizasyon uygulamasının kontrolü demektir. Kontrollerde, sterilizasyon uygulaması sonrası kontaminasyon olmamasına özen gösterilmelidir. Sterilizasyonun kontrolü; 1) Bakteriyolojik, 2) Kimyasal ve 3) Elektrikli indikatörler ile yapılır.
36
Bakteriyolojik indikatörler
Ürünlerin sterilite testinde direnci bilinen belli sayıda canlı spor içeren test materyalleri önemli avantajlar sağlar. Sterilizasyon sırasında bunların devreye sokulması ve sterilizasyon sonunda da kontrol edilmeleri, tesadüfi örnekleme, kaza ile olan kontaminasyonlar, uygun olmayan kültürel yöntemlerin uygulanması ve test edilen madde içindeki antimikrobiyel maddelerin inaktivasyonundaki hata ve eksikliklerden kaynaklanan aksaklıkları büyük ölçüde ortadan kaldırır. Test materyallerinden beklenen avantajları sağlayabilmek için, bunların hazırlanması ve standardizasyonuna büyük özen gösterilmelidir. Bir test materyalinde kullanılan test kültüründeki sporların rezistanslık farklılıkları, hazırlama sırasında LD50 değerlerinin belirlenmesi suretiyle kontrol edilmelidir.
37
Bakteriyolojik indikatörler
Test için kullanılan materyal sterilize edilecek malzemenin doğası ile uyumlu olmalıdır. Örneğin; kâğıtla hazırlanmış test materyallerinin, herhangi bir plastik maddeden yapılan bir ürünün, etilen oksit ile sterilizasyonu sırasında kullanılmaları çok hatalıdır. Çünkü kâğıt üzerinde kurutulmuş bakteriler, etilen okside, plastik üzerindekilerden çok daha hassastırlar. Dolayısıyla, etilen okside belli bir süre maruz bırakılan kâğıt üzerindeki sporların kültürel kontrol sonucunda öldüklerinin saptanmasıyla, aynı tür mikroorganizmaların plastik üzerinde de bulunması halinde onların da öldüğü sonucu çıkarılamaz. Aynı şekilde polivinilklorid şeritlerle yapılmış olan test materyallerinin, radyasyon etkinliğini belirlemede kullanılmaları, radyasyon, bu maddeden bakterisit özellikteki kloru açığa çıkardığı için istenmez.
38
Bakteriyolojik indikatörler
Bir sterilizasyon işleminde kullanılacak olan test materyallerinin sayısını, spor sayısı ve sterilize edilecek maddenin bakteriyel yükü etkiler. Sterilize edilecek maddenin bakteriyel yükü çok ender olarak başlangıçta bilinebildiği için, gerekli test materyali sayısını da önceden kesin olarak saptamak son derece güçtür. Bu nedenle test materyali sayısını belirlemede mantıklı bir yol, bunların içerdiği spor sayısını 106' dan daha az olmayan bir inaktivasyon faktörü ile eşlemektir.
39
Bakteriyolojik indikatörler
Standart bir otoklavlama sırasında 106 adet spor içeren 2 adet test materyali genellikle yeterli olmaktadır. Eğer sonuçta test materyalleri sterilize edilebilmişse bu, 2X106 dan daha büyük bir inaktivasyon faktörüne eşdeğerdir ki, bu işlem çoğu kez yeterli kabul edilebilir. İnaktivasyon faktörü: Belli bir sterilizasyon işlemi ile mikrobiyel popülasyonun azaltılma veya öldürülme oranıdır. Bu faktör seçilen bir sterilizasyon işlemine yüksek rezistanslık gösteren herhangi bir test mikroorganizmasının sterilizasyon öncesi sayısının işlem sonunda bulunan canlı sayıya bölünmesi ile bulunur.
40
Bakteriyolojik İndikatörler
İşlem Spor (106 adet) Test Materyali İnkübasyon Otoklav Bacillus stearothermophilus Kâğıt şerit ya da diskler 55o C 5 gün aerobik Kuru Hava Clostridium tetani Steril kum o C 5 gün (toksik olmayan) anaerobik Etilen Oksit Bacillus globigii Alüminyum folyo 37o C 5 gün Gamma Rady. Bacillus pumilis Kâğıt şerit ya da diskler 37o C 5 gün
41
Kimyasal indikatörler
Sterilizasyon işlemlerinin rutin kontrolünde uygun bir yöntem olup, süratli sonuç almada büyük avantaj sağlarlar. Ya ürüne sterilizasyon işlemi uygulandığını göstermek üzere paket dışına, ya da işlemde uygulanan sterilizasyon sıcaklığına ulaşıldığını göstermek amacıyla paketin içine yerleştirirler. Genellikle ısı ve radyasyon ile yapılan sterilizasyon işleminde kullanılmakla beraber bazen etilen oksit sterilizasyonunda da kullanılmaktadır.
42
Kimyasal indikatörler
Uygulamada yaygın olarak kullanılan kimyasal indikatörler Diack tüpleri ve otoklav şeritleridir. Diack tüpleri kapalı cam tüpler içine yerleştirilmiş ve sıcaklık 121 °C'a erişince 5- 8 dakikada eriyen veya buharlaşan; soğuduktan sonra renkleri bejden kırmızıya dönüşen tabletlerdir. Bunlar pratikte kullanılmakla beraber buhar penetrasyonunu ölçmeye yaramazlar.
43
Kimyasal indikatörler
Otoklav şeridi ise, basit olarak paket halindeki eşyaların otoklavlardaki sterilizasyonlarının olup olmadığını anlamada kullanılır. Bu testin olumlu sonuç vermesi, süratli buhar penetrasyonunu ve otoklav içindeki havanın mutlak bir şekilde uzaklaştırılmış olduğunu gösterir. Şeridin otoklavlama işlemi sonucunda renginin uniform olarak değişmesi, emin bir sterilizasyonun göstergesi olarak kabul edilir.
44
Sterilizasyonda kullanılan kimyasal indikatörler
İndikatörler Değişim Sterilizasyon işlemi Browne Tüpleri Kırmızıdan yeşile dönüşür Basınçlı buhar veya kuru sıcaklık Steam – Clox Mordan yeşile dönüşür Basınçlı buhar kâğıtları Diack Tüpleri Erir ve bej renk kırmızıya Basınçlı buhar dönüşür Otoklav şeridi Açık renkten koyuya dönüşür Basınçlı buhar Bowie – Dick Açık renkten koyuya dönüşür Basınçlı buhar şeritleri Azo boyalı klorid Sarıdan kırmızıya dönüşür Gamma şeritler radyasyonunda Royce keseciği Sarıdan mora dönüşür Etilen oksit ile sterilizasyon
45
Elektrikli indikatörler
Otoklavdaki malzemelerin içine veya otoklav ve fırınların çeşitli yerlerine yerleştirilen termokopullar bulundukları yerdeki sıcaklığı doğrudan doğruya ölçmektedirler. Bunların elektrotlarının uçları sıcaklığa hassas kurşundan ibaret olup sterilizatör dışındaki bir kaydedici alete bağlıdırlar. Kontrol için seçilen paketlerin içine uçların yerleştirilmesi halinde buharın kurşun boyunca paket içine yoğunlaşmasını önlemek amacıyla gerekli önlemler alınmalıdır. Aksi takdirde buharın paket içine kurşun taşıması sonucunda kurşun zehirlenmesi görülebilir.
46
Elektrikli indikatörler
Geniş çapta, şişelenmiş sıvıların sterilizasyonunda kullanılan tek cidarlı otoklavlarda malzemeye ısı penetrasyon süresini güvenilir bir şekilde ölçmek amacıyla, her zaman bu termokopullar kullanılmaktadır. Kurşun uçlar otoklavın çeşitli seviyelerindeki şişeler içine daldırılarak istenen sıcaklığa ulaşma ve bu sıcaklıkta tutulma süreleri tespit edilir. Ancak bu yapılırken uçların şişe duvarına veya tabanına değmemesine özen gösterilir.
47
Kimyasal Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon
Bazı kimyasal çözeltiler ile bunların gaz ya da buharları, sterilizasyon ve dezenfeksiyon amacıyla kullanılabilir. Çeşitli kimyasal maddeler farklı etki şekilleri ile mikroorganizmaları öldürürler. Aynı kimyasal madde, yüksek konsantrasyonlarda sterilizasyon etkisi gösterirken, düşük konsantrasyonlarda bu etki azalır. Sterilizasyon ve dezenfeksiyon amacıyla kullanılan kimyasal maddelerin kullanılma alanları; ortamdaki mikroorganizmaların cins ve türü, mikroorganizma yükü, istenilen sterilizasyon gücü, materyalin özellikleri, ortam sıcaklığı, temas süresi vb faktörlere bağlı olarak değişir.
48
Kimyasal Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon
Genel olarak, bir kimyasal maddenin dezenfeksiyon etkinliği arttıkça, buna paralel olarak toksiklik ve koroziflik gibi kullanımında istenmeyen özellikleri de artar. Hiç bir dezenfektan her koşulda aynı etkiyi sağlamaz. Dezenfektan etki. aktif bileşiğin konsantrasyonu, temas süresi, pH, sıcaklık, nem ve organik maddelerin varlığına göre değişiklik gösterir.
49
Dezenfektanın konsantrasyonu: Etki süresi:
Kimyasal maddelerin mikroorganizmalar üzerine öldürücü veya üremeyi durdurucu özelliklerini etkileyen faktörler Dezenfektanın konsantrasyonu: Dezenfektan maddenin etkisi konsantrasyonla doğru orantılı olarak artmaktadır. Genelde yüksek konsantrasyonda bakterisidal etkilidirler. Etki süresi: Dezenfektan veya kimyasal maddenin mikroorganizmalar üzerine etkili olabilmesi için belirli bir süre geçmesi gerekir. Etki süresi uygulanan kimyasal maddeye ve uygulandığı ortam şartlarına göre değişir.
50
Kimyasal maddelerin mikroorganizmalar üzerine öldürücü veya üremeyi durdurucu özelliklerini etkileyen faktörler Isı: Isı arttıkça dezenfektan maddenin etkisi de buna paralel olarak artar. Her 10°C’lik ısı artımı öldürmeyi en az bir kat arttırmaktadır. Dezenfektan içerisinde fenol gibi maddelerin varlığında bu oran 5-10 kata ulaşmaktadır. pH: Ortamın pH'sı ne kadar nötrden uzak olursa etki o denli artar. hidrojen iyon konsantrasyonu bakterisidal etkiyi arttırmaktadır.
51
Mikroorganizmaya bağlı etkiler:
Kimyasal maddelerin mikroorganizmalar üzerine öldürücü veya üremeyi durdurucu özelliklerini etkileyen faktörler Organik maddeler: Ortamda bulunan organik maddeler dezenfeksiyon işlemini olumsuz yönde etkiler. Mikroorganizmaya bağlı etkiler: Mikroorganizmanın cins ve türü sporlar bakterilerin üreyen şekillerine göre dezenfektan maddelere karşı oldukça dirençlidir. Bakterinin bulunduğu yaşam evresi. bakterilerin üreme fazları, sayıları ve diğer özel yapıların varlığı etkilidirler.
52
Dezenfeksiyonda kullanılan maddelerde aranan özellikler
■ Ucuz ve etkili olmalı, ■ Suda erimeli ve iyi ıslatıcı olmalı ■ Kısa sürede etkisini göstermeli, ■ Az zehirli olmalı, allerjenik, kanserojen etki göstermemeli, ■ Açık yaralara uygulandığında doğal direnç mekanizmalarını bozmamalı, ■ İnvivo ve invitro etki mekanizmaları bilinmeli, ■ Kötü kokulu olmamalıdır.
53
Fenol katsayısı (Riedel-Walker testi = phenol coefficient = RW coefficient)
Kimyasal maddelerin sterilizasyon ve dezenfeksiyon etkileri çeşitli şekillerde birbirleri ile kıyaslanabilir. Fenol katsayısı hesaplanacak dezenfektan maddenin sudaki çözeltisi hazırlanır. Bu çözeltinin konsantrasyonu Salmonella typhi bakterisini 7,5 dakikada öldürecek ancak 5 dakikada öldüremeyecek şekilde hazırlanır. Örneğin, (A) maddesinin 1/400'lük konsantrasyonu ile fenolün 1/100'lük konsantrasyonu aynı öldürücü etkiyi gösteriyorsa, (A) çözeltisinin fenol katsayısı 400/100 ya da doğrudan doğruya 4 olarak verilir.
54
Dezenfektan ve Antiseptik Maddelerin Etki Mekanizmaları
1) Hücre zarına etkili dezenfektanlar Hücre zarının mikroorganizmalar için önemi bilinmektedir. Yüzey aktif maddeler, fenoller ve organik çözücüler gibi dezenfektanlar hücre sitoplazma zarının yapısını değiştirerek hücrenin aktif transportunu ve enerji metabolizmasını bozarlar. ■ Yüzey aktif dezenfektanlar: İyonlaşma özelliklerine göre katyonik, anyonik ve noniyonik olmak üzere üçe ayrılırlar. Katyonik dezenfektanlar grubunda örnek olarak benzalkonium klorür'ü verebiliriz. Anyonik grupta sabunlar ve yağ asidleri yer alır. Anyonik ve katyonik dezenfektanlar birlikte kullanılmazlar.
55
2) Hücre proteinlerini denatüre ederek etki gösterenler
Proteinler, mikroorganizmaların işlevleri için gerekli organik moleküllerdir. Protein moleküllerinin normal işlevlerini görebilmeleri için uzayda uygun bir konumda bulunmaları gerekir. Proteinleri denatüre eden dezenfektanlar bu uzay konumunu değiştirerek proteinlerin rastgele şekil almasına neden olurlar. Böylece bakterisid etki gösterirler. Asitler, alkaliler, alkoller, aseton ve diğer organik çözücü maddeler bu gruptaki dezenfaktanlardır. Değişik amaçlarla sulandırımları yapılarak kullanılan asitlere; asetik asit, silfirik asit, klorhidrik asit, borik asit ve propiyonik asiti örnek verebiliriz.
56
Dezenfektan ve Antiseptik Maddelerin Etki Mekanizmaları
■ Fenol ve fenol bileşikleri: Hücre zarını parçalayarak hücre yapısının dışarı çıkmasına neden olurlar. Fenollerin bir diğer etkisi de hücre proteinlerini denature etmektir. Fenolün yerini bu gün daha az toksik olan alkil ve klor türevleri almıştır. Bu maddelerin dezenfektan etkileri hem daha fazla hem de insanlar için daha az toksiktirler. Fenolün alkil türevi krezol klorlü türevi heksaklorofen olup, özellikle Gram pozitif bakteriler üzerine etkilidir. ■ Organik çözücüler: Alkol, eter, kloroform bu gruba örnektir. Bu maddelerin içinde en çok alkol kullanılır. Alkolün en etkili konsantrasyonu %70 dir. Alkol, aynı zamanda proteinleri de denatüre eder. Ancak sporlu bakterilere etkileri yoktur. Dezenfeksiyon amacıyla en çok kullanılan dezenfektanlardan biridir.
57
3) Mikroorganizma enzimlerinin işlevlerini bozarak etki gösteren dezenfektanlar
■ Ağır metal tuzları: Civa, gümüş, bakır tuzları başlıcalarıdır. Bunların etkileri enzimlerin sülfridril grupları ile birleşerek ortaya çıkar. Civa bileşikleri bugün önemli yan etkileri ve antiseptik olarak etkisinin azlığı nedeniyle pek kullanılmaz. Merthiolate ve mercurochrome deri dezenfektanı olarak kullanılır. Gümüş nitratın %1 lik çözeltisi ise çeşitli amaçlarla özellikle yenidoğan bebeklerde göz antiseptiği olarak kullanılır.
58
3) Mikroorganizma enzimlerinin işlevlerini bozarak etki gösteren dezenfektanlar
■ Alkilleyici maddeler: Bu grupta formalin, etilen oksit ve betapropiolakton yer alır. Formalin yüksek konsantrasyonda bütün mikroorganizmalar üzerine öldürücü etkilidir. Kadavra ve dokuların saklanmasında kullanılır. Etilen oksit, polietilen araçların sterilizasyonunda kullanılır. ■ Okside edici maddeler: Hidrojen peroksit, potasyum permanganat, ozon, oksitleyici etkileriyle enzim aktivitesini bozarlar. Halojenlerden klor ve klor vericiler (sodyum hipoklorit, kloraminler), brom ve iyot bileşikleri kuvvetli oksitleyici etkileri olan dezenfektanlardır. Klor ve ozon, suların dezenfeksiyonunda kullanılır.
59
4) Nükleik asit üzerine etkili dezenfektanlar
Bu grupta çoğu mikrobiyolojide de kullanılan boyalar yer alır. Bu boyaların başlıcaları: kristal viyole, malaşit yeşili, brillant yeşili, fuksin, metilen mavisi akridin Bu boyalar nükleik asitlerle bileşikler yaparak, onların aktivitelerini bozmak suretiyle dezenfektan etki gösterirler. Metilen mavisi ve akridin boyaları mukozalar üzerine dezenfektan olarak kullanılır.
60
Kimyasal Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon
Alkoller: % 70 konsantrasyonlu etil alkol veya izopropil alkol genellikle yüzeylerin sterilizasyonu için kullanılır. Germisidal etkileri yavaş olan bileşiklerdir, bir diğer deyiş ile germisidal etkilerini göstermek için dakika gibi süreye ihtiyaç gösterirler. Sporlara etkisi yoktur. Alkol mutlaka su ile karıştırılarak % 70-% 80 (v/v) konsantrasyonda kullanılmalıdır. Saf alkol, % 70 (v/v) konsantrasyondaki alkole göre daha zayıf etki gösterir. Bunun nedeni saf alkolün hücre duvarındaki proteinleri bloke ederek hücre içine nüfuz edememesidir.
61
Kimyasal Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon
Formaldehit: Dezenfektan olarak, genellikle % 37-40'lık konsantrasyonu ile (formol) sıvı halde; ya da keti polimerize bileşik (paraformaldehit) halinde kullanılır. % 5 konsantrasyonlu formaldehit çözeltisi, bina veya odalarda yüzey sterilizasyonunda etkin bir şekilde kullanılır. Formaldehit, zehirli buharları nedeni ile kullanımına özen gösterilmesi gereken bir bileşiktir. Fenol: Kokusu rahatsız edici olduğu gibi, kullanıldıktan sonra yüzeyde yapışkan bir iz bırakır. 0- phenylphenol gibi bileşikleri kokusuz ve vegetatif hücrelere karşı oldukça etkilidir. Bakteri sporları etkilenmezler.
62
Kimyasal Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon
Kuarter amonyum bileşikleri: Kuvvetli yüzey aktif maddelerdir. Proteinlerle birleştikleri için, seyreltik çözeltilerinin etkinliği protein varlığında zayıflar. Sabun gibi anyonik deterjanlar ile nötralize olurlar. % 0,1-2 gibi konsantrasyonlarda bakterisidal etkileri olmakla beraber yüksek konsantrasyonlarda dahi sporisit etkileri yoktur. Kokusuz olmaları, yüzeyleri boyamamaları, metallere korozif etki yapmamaları, stabil olmaları, ucuz olmaları ve nispeten toksik olmamaları gibi avantajları vardır.
63
Kimyasal Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon
Klor: Tüm bakterilere, bakteri sporlarına karşı çok geniş sıcaklık sınırlarında dahi etkili olabilen ve dolayısı ile en yaygın kullanım alanı olan dezenfektan maddedir. Proteinler ile birleşir. Gereğinden yüksek konsantrasyonda çözelti hazırlanırsa proteinlerle birleşmeden kalan artık kısım metaller üzerine kuvvetli korozif etki yapar. Klor çözeltileri zamanla etkilerini kaybederler. Bu nedenle taze hazırlanmış çözeltileri kullanılmalıdır. 525 ppm klor çözeltisine % 0,7 düzeyinde iyonik olmayan bir deterjan ilave edilirse çok iyi bir dezenfektan etki elde edilir.
64
Kimyasal Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon
İyot bileşikleri: Laboratuvarlarda en yaygın olarak kullanılan dezenfektanlardan birisidir. ppm iyot konsantrasyonu, temiz yüzeyler ya da temiz suyun dezenfeksiyonunda etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Konsantrasyon, klorda olduğu gibi dezenfekte edilecek materyaldeki kirlilik ile yakın ilişkilidir. % 50'lik alkol içinde 1600 ppm konsantrasyonlu iyot çözeltisi pek çok bakteri ve bakteri sporları için hızlı bir inaktivasyon etki gösterir.
65
Kimyasal Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon
Ağır metaller: Cıva gibi ağır metaller toksik olmaları ve etkilerinin bakterisit değil daha ziyade bakteriostatik olmaları nedenleri ile geniş kullanım alanlarına sahip değildirler. Ancak tohum yüzeylerinin sterilizasyonunda eşitlendirilmiş % 1'lik HgCl2 çözeltisi yaygın olarak kullanılmaktadır. Peroksitler: Hidrojen peroksitin zayıf konsantrasyonu ellerin temizlenmesi amacı ile kullanılabilir. Ancak bunun önemsenmeyecek kadar zayıf bir antimikrobiyal etkisi vardır. Buna karşın düşük pH'da, yüksek konsantrasyondaki hidrojen peroksit etkin bir dezenfektandır.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.