Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Mesnevilerin özellikleri
CEMŞİD Ü HURŞİD MESNEVİ Mesnevi denilince üç şey akla gelir; Mesnevi (edebiyat)- Edebiyatta bir şiir türü Mesnevi (kitap) - Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin altı ciltlik tasavvufi yapıtının adı. Mesnevi-i Manevi, Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin meşhur eseri. Mesnevilerin özellikleri Mesnevi ( مثنوی ) kelimesi İsna kökünden gelmekte olup tesniye ikileme gibi bir anlamı olup ikili beyitler halinde yazılan bir nazım türüdür. Farsça مثنوی (masnevi), Arapça مثني (másni, çift) , ثنى (sánā, çiftlemek) demektir. Mesnevi özellikle Arap, Fars ve Osmanlı edebiyatında kendi aralarında kafiyeli beyitlerden oluşan ve aruz ölçüsüyle yazılan divan edebiyatı şiir biçimidir. Aruz ölçüsünün Fâ i lâ tün - fâ i lâ tün - fâ i lün kalıbıyla yazılır. Mesnevi türü ilk olarak 10. yüzyılda İran edebiyatında ortaya çıkmıştır. (İran edebiyatında Genceli Nizami ve Cami bu türün başlıca adlarıdır) . Genceli Nizami'nin beş mesnevisinden oluşan Hamse'si, sonradan Divan edebiyatı şairleri tarafından da örnek olarak alınmıştır. Türk edebiyatına girişi 11. yüzyılda Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig adlı yapıtıyla başlar. Kutadgu Bilig mesnevî nazım biçimiyle kaleme alınmış hacimli bir siyasetnâme örneğidir. Her beyti kendi içinde uyaklı uzun nazım biçimidir. Bir anlamda Divan edebiyatında manzum hikayelerin yazıldığı bir biçim olarak da tanımlayabiliriz. Mevlânâ’nın ünlü tasavvufi mesnevisi beyitten oluşmuştur. Mevlana eserine ayrı bir isim koymamıştır; eser, nazım türü olan mesnevi adı ile bilinir.
2
Her beytinin kendi arasında kafiyelenmesi hem yazma kolaylığı sağlar hem de daha uzun metinlerin bu şekle uygun olarak kaleme alınmasına imkân tanır. Diğer nazım şekillerindeki kafiye bulma zorluğu şairleri uzun metinlerde bu şekli kullanmaya teşvik etmiştir. Bu nedenle uzun aşk öykülerinde, destanlarda mesnevi kullanılmıştır. Mesnevi bir eser başlıca tevhid, münacat, na’t, miraciye bölümlerinden oluşur. Divan şiirinde, her beytinin dizeleri kendi arasında uyaklı, aruzun genellikle kısa kalıplarıyla yazılan nazım biçimine ve bu biçimde yazılmış yapıtlara mesnevi denir. Mesneviler konularına göre üçe ayrılır: Destansı nitelikteki mesneviler (Firdevsi'nin Şehname'si) ; öğretici nitelikteki mesneviler (Nabi'nin Hayriye'si) ; din ve tasavvufla ilgili mesneviler (Mevlana'nın Mesnevi'si, Fuzuli'nin Leyla ile Mecnun'u, Şeyh Galip'in Hüsn'ü Aşk'ı) . Ayrıca, padişahların savaşlarını anlatan manzum yapıtlar (gazavatnameler) , kentleri ve kentlerdeki güzelleri anlatan yapıtlar (şehrengizler) , bazı yergi türündeki yapıtlar, mesnevi nazım biçimiyle yazılmıştır. Mesnevide konu ne olursa olsun , ilk dikkati çeken özellik olayın bir masal havasında anlatılmasıdır. Akıl ve mantık ölçülerini aşan bir sürü olay birbirini izler. Olayın geçtiği yer ve zaman belirsizdir. Konuda birlik sağlanamamıştır. Hikayenin bölümleri birbirine eklenmiş ilgisiz parçalar gibi görünür. Çevre tasvirleri gerçeğe uygun değildir, hikaye kahramanları doğaüstü davranışlarda bulunur. Hikayelerde cinler, periler, devler, cadılar, ejderhalar gibi masal motifleri sık sık işlenir.
3
Mesneviler aşk, dini ve tasavvufi, ahlaki-öğretici, savaş ve kahramanlık, bir şehri ve şehrin güzelliklerini anlatma, mizah gibi türlü konularda yazılmıştır. Divan edebiyatında roman ve hikaye gibi türler olmadığı için mesneviler bir bakıma bu türlerin yerini tutmuşlardır. On bölümden oluşur.Aynı şair tarafından yazılmış beş mesneviye “Hamse” adı verilir. Hamse sahibi olmak bir itibar kaynağıdır. Hamse sahibi olarak tanınmış önemli divan şairleri: Ali Şir Nevâi, Taşlıcalı Yahya, Nev’i-zâde Atâi’dir. Edebiyatımızda meşhur mesnevileri şunlardır: Fuzuli - Leyla ile Mecnun Şeyhi - Hüsrev ü Şirin Şeyh Galib - Hüsn ü Aşk Şeyhi - Harname Aşık Paşa - Garibnâme Nabi - Hayr-âbâd
4
CEMŞİD Ü HURŞİD İranlı şair Salman Saveci’nin aynı adı taşıyan 1700 beyitlik yapıtının genişletişmiş çevirisi olan, Cemşîd ü Hurşîd, ünlü 14. yüzyıl divan şairi Ahmedî’nin belki de en çok tanınan eseridir. Ahmedî’nin bu ünlü mesnevisi beş bin beyitliktir.Mesnevide gündelik hayata dair unsurlara sık rastlanmaktadır. Eserden bir beyit: Didi kim derdümün yokdur keranı Nice takrir ideyim ben anı Ahmedî'nin bir de divanı olup, değeri İskender-nâme’sine nisbetle daha yüksektir; sekiz bin beyitten fazla olan bu divanda şiirin muhtelif şekillerini havi manzumeler görülür; yine Ahmedî'nin beş bin beyitli Cemşid ü Hurşid isimli manzumesi, Çin hükümdarının oğlu Cemşid ile Rum kayserinin kızı Hurşid arasındaki âşikane macerayı tasvir etmektedir; gerek bu eserini ve gerek Tervîhü’l-Ervâh adındaki tıbba dair manzum ve mufassal telifini Emîr Süleyman Çelebi'nin emriyle kaleme almıştır.
5
CEMŞİD Ü HURŞİD İLE İLGİLİ SORULAR ?
1-Alatılan Olaylar gerçek hayatta yaşanabilir mi? Neden? -Gerçek hayatta böyle olayın yaşanması mümkün değildir. Mesnevilerdeki olağanüstülüklerin gerçek hayatta yaşanması imkan dahilinde olmadığı için bu, insanın hayal gücünün ürünüdür. 2-Siz olsaydınız Cemşid ü Hurşid mesnevisine ne ad verirdiniz? -Büşük Aşk, Aşk, Gerçek Aşk, Her Şey Aşt İçin, Aşk uğruna…gibi adlar verilebilir. 3- Cemşid ü Hurşid konusunu nereden almıştır? -Fars (İran) edebiyatından almıştır. 4- Cemşid ü Hurşid mesnevisindeki kahramanların yerinde olsaydınız olaylar karşısında nasıl davranırdınız? -İnsan için yüce bir değer olan “aşk” duygusu karşısında Cemşid ve Hurşid en doğru davranışı sergilemişlerdir. Ben olsaydım onlar gibi davranırdım. 5-Günümüzde Cemşid ü Hurşid mesnevisinin temasıyla benzerlik gösteren yerli ve yabancı örneklere (film, roman, hikaye, tiyatro…vb.) rastladınız mı? - Cemşid ü Hurşid mesnevisin de teması olan “aşk^için insanlık tarihi boyunca üzerinde çok konuşulmuş, tartışılmış, destanlar söylenmiş, yazılar yazılmış, acılar çekilmiştir. Günümüzde filmlerde (Selvi Boylum Al Yazmalım…), romanlarda (Aşk-ı Memnu), En Uzun Gece…) hikaye ve tiyatrolarda (Romeo ve Juliet…) hala üzerinde sıklıkla durulan bir temadır.
6
6-Eserin bakış açısını söyleyin?
-İlahi bakış açısı. 7- Cemşid ü Hurşid mesnevisi roman olarak yazılsaydı her iki eser arasında ne gibi farklılıklar olurdu? -Nesir (düz yazı) şeklinde yazılırdı. -Kahramanların ruh tahlilleri daha ayrıntılı anlatılırdı. -Mekan tasvirleri ayrıntılı olurdu. -Olaylar arasındaki bağlantılar daha açık ve anlaşılır olurdu. 8- Cemşid ü Hurşid mesnevisinin ses, kelime ve cümle özellikleriyle ilgili neler söyleyebiliriz? Bu mesnevide günümüz Türkçesi’ne göre bazı seslerde ve kelimelerde farklılaşmaların olduğu göze çarpmaktadır. düşinde> düşünde onun > onun didi > dedi diyü > diye didiler ana > dediler ona Bunlar dışında “şâh, âşık, âh, figân…” kelimelerinde Türkçe’de bulunmayan uzun ünlülerin kullanıldığı görülmektedir. Ayrıca hem basit hem de birleşik cümle çeşitleri kullanılmıştır. 9-Cemşid ü Hurşid’de tanıtılan kişilerin benzerleri çevrenizde var mı? - Cemşid ü Hurşid’de tanıtılan kişilerin benzerlerini günümüzde görmek mümkün değildir. Hem toplumsal hem de siyasi yapı hem de mesnevideki kişilerin yaptıkları buna engel teşkil etmektedir.
7
CEMŞİD Ü HURŞİD’ İN
8
AHMEDÎ Asıl adı İbrahim’dir. 14. yüzyıln en büyük divan şairidir.
Nerede ve ne zaman doğduğu hakkında kesin bir bilgi yoktur. Kütahya’da 1334 yılında doğduğu tahmin edilmekte ise de aslen Sivas ve Amasyalı olduğu da zikredilmiştir. İbn-i Arabşah, şairin 1413 yılında Amasya’da vefat ettiğini haber vermektedir. Şiirlerinde Ahmedi mahlasını kullanmış ve bununla şöhret bulmuştur. İlk tahsiline Anadolu’da başlamış, daha sonra Mısır’a gitmiş, büyük alim Ekmelüddin Baberti ile yine orada birçok alimden okumuştur. Molla Fenari gibi meşhur alimlerle arkadaşlık yapmış, sonra Anadolu’ya dönerek Kütahya’ya yerleşmiştir. Yazdığı şiirleri Germiyanoğlu şehzadesi Süleyman’a takdim etmiş ve iltifatlarına kavuşmuştur.Ankara Savaşı’ndan sonra Timur Hanın da yakın ilgisini görmüştür. Daha sonra Süleyman’ın emri ile yazmış olduğu Tervih-ül Ervah’ı Çelebi Sultan Mehmed Hana takdim etmiştir.
9
Ahmedî’nin Sanatı: On dördüncü yüzyıl divan şiirinin asıl kurucusu ve üstadı sayılır. Gerek divan şiiri ve gerek mesnevi tarzında eserler veren şair, dini konuları işlediği şiirlerinde, tasavvufa geniş yer vermiştir. Günlük hayatın diğer taraflarını konu alan şiirleri de vardır. Gazel, kaside ve mesnevilerindeki sanat seviyesi ve söyleyişi asrının öteki şairlerinden üstündür. Bir diğer özelliği de, çok eser vermiş olmasıdır. Her konudaki çok geniş kültürü, şark mitolojisi ve İran edebiyatı üzerindeki bilgisi, Ahmedi’ye hem kolay, hem de çok yazmak imkanını vermiştir.
10
Ahmedî’nin Eserleri: 1-İskendername adlı eserini, Emir Süleyman’a sunmak için kaleme aldı. Bu eserde Makedonyalı İskender’e ait tarihi rivayetleri toplamıştır. Ancak Emir Süleyman’ın ölümü üzerine, Yıldırım Bayezid’in oğullarından Süleyman Çelebi’ye takdim etmiş ve eserin sonuna, Dasitan-ı Tevarih-i Müluk-ı Al-i Osman adlı manzum bir Osmanlı Tarihi yazmıştır. 334 beyitlik bu kısmın tarih ve edebiyat bakımından büyük bir önemi vardır (Türkçe yazılmış ilk Osmanlı Tarihi olması bakımından). Her iki kısımla birlikte eser beyte yer vermektedir. 2-Cemşid-ü Hurşid, İran şairi Selman Saveci’nin aynı isimli eseri temel alınarak yazılmıştır beyte yer veren eser, telif hükmündedir. Çünkü Selman’ın eseri 2700 beyit tutarındadır. Bu durumda şair eserin Farscasını asıl almakla birlikte, kendisinden de pek fazla ilavelerde bulunarak eseri genişletmiş ve tercüme kokusunu ortadan kaldırmıştır. 3-Tervih-ül Ervah, 4000 beytlik büyük bir mesnevidir. 4-Divan, Ahmedi şiirindeki asıl sanatını bu eseri ile göstermiştir. Altı nüshası bulunan eser, dokuz bin beyt civarındadır. 5-Hayrat-ül-Ükala, Kaside-i Sarsari şerhi, Mirkat-ül-Edeb, Mizan-ül-Edeb, Mi'yar-ül-Edeb isimli eserlerinden başka birçok şiirleri de vardır.
11
KARŞILAŞTIRMA
12
Hazırlayan Yılmaz Kısa Edebiyat Öğretmeni Alanya,
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.