Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
TASAVVUF I VI. YARIYIL BAHAR DÖNEMİ
PROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVER
2
TASAVVUF I ÜÇÜNCÜ BÖLÜM MÜRİT VE MÜRŞİDE DAİR MESELELER
8. HAFTA 1. Kâmil ve mükemmil bir mürşidin ne tür özelliklere sahip olması beklenir? 2. Ricâlu’l-gayb ne demektir? 3. Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 4. Şeyhe teslimiyetteki ölçü nedir?
3
1 Kâmil ve mükemmil bir mürşidin ne tür özelliklere sahip olması beklenir
8. HAFTA Eğiticilik açısından - Yaşamı güzel ahlâk, Kur’an ve Sünnet’e uygunluk, takvâ ve istikamet üzere, - Müritlerine rehberlik edebilecek derecede fıkıh, akaid ve diğer dînî ilimlere vâkıf,
4
1 Kâmil ve mükemmil bir mürşidin ne tür özelliklere sahip olması beklenir
8. HAFTA - İnsanları dînî emirleri uygulamaya, takvâ ve istikamete çağıran, - Mümkün mertebe bütün insanlara nasihat eden, - Belli bir tarikatın usûlüne göre seyr ü sülûkunu tamamlamış, - Tarikatta hangi alan(lar)da yetkin (mükemmil) olduğuna dair (talim, sohbet, tarikat vb.) icazetli
5
1 Kâmil ve mükemmil bir mürşidin ne tür özelliklere sahip olması beklenir
8. HAFTA Karakter açısından - Yaşantısıyla örnek şahsiyet konumunda, - İhsan mertebesine ermiş, konuştuğunda veya görüldüğünde Allah’ın hatırlandığı, - Bütün mahlûkata şefkat ve merhamet gözüyle bakan, - Küçüklere merhamet, büyüklere saygı gösteren, - Dünyalığı ve makam sevgisini kalbinden çıkarmış, cömert,
6
1 Kâmil ve mükemmil bir mürşidin ne tür özelliklere sahip olması beklenir
8. HAFTA - Az yeme, az uyuma, az konuşma hususuna dikkat eden, - Hakk’ın rızasına muhalif işlerde karşı çıkma cesaretine sahip, - İnsanların ayıplarını yüzüne vurmayan, zarif ve latif, - İnsanlardan bir şey beklemeyen, - İnsanları tanıyıp ruh halini çözümleyebilen,
7
1 Kâmil ve mükemmil bir mürşidin ne tür özelliklere sahip olması beklenir
8. HAFTA -Kerâmete önem vermeyen, -Mâlâyâni ile vakit geçirmeyen, - Kendi dışındaki şeyhleri kötüleyip küçümsemeyen, - Konuşurken kendisine karşı çıkanlarla tartışmaya ve münazaraya girmeyen bir karaktere sahip olması beklenir.
8
1 Kâmil ve mükemmil bir mürşidin ne tür özelliklere sahip olması beklenir
8. HAFTA Tasavvufi gelenekte bir kişinin mürşit tayin edilmesinde, yukarıdaki bu nitelikleri taşımasının yanında, Allah Rasûlü (s.)’nden manevî bir işaret de gerekli görülmektedir. Kerâmeti kendinden menkul, herhangi bir ehliyete sahip olmadan şeyhlik iddiasında bulunmak, kişinin kendisine ve tâbîlerine zarar verecektir
9
1 Kâmil ve mükemmil bir mürşidin ne tür özelliklere sahip olması beklenir
8. HAFTA Tasavvuf yoluna intisap etmeyi düşünenlere de görev düşmektedir. Kişi, tarikata girmeden önce yolu, şeyhi ve o tarikatın müritlerini araştırmalı, kararını ona göre vermelidir. Bu nitelikleri taşıdığına kanaat getirilen bir yola girince de rehberin (dini hükümler çerçevesindeki) tavsiyelerine uyulmalıdır
10
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Velâyet birine yaklaşma, yakınlık, sultanlık anlamında olup ıstılahta velî, Allah’ın emirlerini îfâ, günahlardan kaçınmak, farz ve nafilelere devam etmekle nefsinin perdelerini kaldırıp müridin kulun tutan elinin, gören gözünün ve işiten kulağının Hakk olmasıdır
11
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA “Allah mü’minlerin velîsidir.” “O (Allah), bütün sâlih kullarına velîlik ediyor,” âyetleri bütün mü’minlerin Allah’ın dostu olduğuna, onları gözetip koruduğuna; “takvâ sahipleri Allah’ın velîleri, dostlarıdır” âyeti ise muttakîlerin Allah’a yakınlık konusunda diğer mü’minlerden farklı bir kategoride bulunduklarına işaret etmektedir
12
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Kur’an ve hadislerden hareketle sûfîler dört çeşit velâyetten bahsetmektedirler. 1. Velâyet-i uzmâ: Lâhûtî velâyet, son peygamber Hz. Muhammed (s.)’in velâyeti.
13
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA 2. Velâyet-i kübra: Ceberutî velâyet, diğer peygamberlerin velâyeti. 3. Velâyet-i vustâ: Melekûtî velâyet, evliyânın velâyeti. 4. Velâyet-i suğrâ: Nâsûtî velâyet, bütün mü’minlerin velâyeti.
14
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Velâyet-i vustâ kategorisindeki ricâlu’l-gaybda geçen “gayb” ise kelime olarak “insana gizli olan şey” demektir. Gayb, mutlak ve mukayyet (izafi) olmak üzere iki kısma ayrılır. Mutlak gayb, olmuş ve olacağı tüm cüziyyatıyla hakiki mânâda bilgisinin ancak Allah’a mahsus olduğu gaybdır.
15
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Mukayyet gayb ise Allah’ın, insanların bir kısmına bildirip diğerlerinden gizlediği gaybdir. Çeşitli bilgi edinme yöntemleriyle (deney, gözlem, keşf ve ilhâm) bilinmeyen şeylerin öğrenilmesi bu mânâdadır. Sûfîlere göre Peygamber olmayan insanlar da keşf ve ilhama maruz kalabilirler.
16
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Ricâlu’l-gayb insanların çoğu tarafından kolayca bilinip tanınmayan, hakikatlere ve sırlara vâkıf olan kişilere verilen bir isimdir. Tasavvufi düşüncede, ruhunu nefsine hâkim kılan kadın erkek herkes rical kapsamına girebilir
17
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Ricâlu’l-gayb için kutup, abdal, ebrâr, evtad, gavs, üçler, yediler, kırklar, abdallar, üç yüzler gibi ifadeler de kullanılmaktadır
18
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA “Şüphesiz Allah, üç yüz kişinin kalbini Âdem (a.s.)’ın kalbi üzere, onlardan kırk kişinin kalbini Mûsâ (a.s.)’ın kalbi üzere, yedisinin kalbini İbrahim (as.)’ın kalbi üzere, beşininkini Cibril (a.s.)’ın kalbi üzere, üçününkini Mikail (a.s.)’ın kalbi üzere, birininkini de İsrafil (a.s.)’ın kalbi üzere yaratmıştır.”
19
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Tasavvufi düşüncede, âlemin düzeninin kendilerine havale edildiği ve kendilerine ahyâr denilen üç yüz kişi vardır. Ayrıca kırkına abdal, yedisine ebrâr, dördüne evtâd, üçüne nukebâ veya etkıyâ denilir
20
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Kutub öldüğünde, yerine iki imamdan biri geçer. İki imam ve kutub, “üçler” kategorisini oluşturur. Üçlerden biri ölürse, beşlerden biri; beşlerden biri ölürse, yedilerden biri; onun yerine geçer.
21
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA ricâlu’l-gayb, kutbu’l-ebdâl ve kutbu’l-irşâd diye iki kısma ayrılır. Kutbu’l-ebdâl, uzlete çekilen ricâlin kutbu olup, bunlara “uzlete çekilenler” anlamında “‘uzletiyân” da denilmektedir. Kutbu’l-irşâd, halka karışan ricâlin kutbu olup, bu gruba girenler için de ‘ışretiyân tabiri kullanılmaktadır
22
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Kutbu’l-ebdâl makamındaki kişinin, kutbu’l-irşâdda olduğu gibi, vefâtıyla yerine başka birisinin geçmesi hâdisesi söz konusu değildir. Kutbu’l-ebdâl, makamında sabittir. Zira ‘uzletiyânın kutbu Hızır ve İlyâs (a.s.)’dır
23
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Sûfîler, Kehf Sûresi âyetlerde Hz. Musa ile kıssası nakledilen zatın Hızır (a.s.) olduğunu ileri sürerler. Onun varlığına kanıt olarak, tarihin çeşitli devirlerinde ve farklı mekânlarda bu zatlarla karşılaştığını söyleyen kişilerin varlığını öne sürerler
24
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Rasûlullah (s.), Ashâbı ile Tebük Seferi’nde iken, ikindi namazından sonra gaybdan bir beyt dinlerler. Ashap, beyti söyleyen kişiyi göremeyince, Allah Rasûlü (s.), “bu kardeşim Hızır’dır. Sizlere övgüde bulunuyor” şeklinde mukâbelede bulunur
25
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Bugün süvariler heyecanla ileri atılmada, Düşman, gecenin karanlığını kurtuluş bilmede, Harb, ricâl-i mihrabın mesleği oldu Rabblerinin yardımıyla meşakkatler halloldu
26
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Sûfîlere göre ricâlin âlem üzerindeki tasarrufu kendi istek ve arzularına göre değildir. Zira mutlak yetki ve güç, sadece Allah’ındır. Emr âleminden halk âlemine doğru meydana gelen tenezzül, kutub üzerinden vuku bulur. Ricâlu’l-gayb, her ne kadar iradesini Hakk’ta eritse de, beşerî yönü itibariyle hatadan münezzeh değildir
27
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA İbn Teymiyye ve İbn Kayyım el-Cevziyye, ricâl konusunda Müsned’in dışında yer alan hadislere tenkitler yöneltmekte ve ricalu’l-gayb olduğu söylenen bazı insanlara olağanüstü hüviyet, güç ve yetkiler nispet etmenin İslam akîdesiyle bağdaşmayacağını belirtmektedir
28
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA İbn Teymiyye’nin buradaki hassasiyetinin, insanların ihtiyaçlarını Allah’a değil de bu gibi insanlara arz etmesi gibi bir algıdan kaynaklandığı söylenebilir
29
Ricâlu’l-gayb ne demektir?
8. HAFTA Suyûtî, Aclûnî (ö. 1162/1652), Azimadabi ve Kettânî (ö. 1346/1927) gibi isimler ise rical anlayışının dini açıdan bir sorun teşkil etmediği, Allah’ın tasarruf ya da gaybı bilme konusundaki âyetlerle çelişmediği, konuyla ilgili rivâyet tarîklerinin çokluğu nedeniyle de ricalu’l-gayb mevzuuna olumlu yaklaştıkları söylenebilir
30
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA Bir insanın hele de günümüz şartlarında kendi başına ve toplama bilgilerle bir meslek sahibi olması imkânsız değilse bile çok zordur.
31
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA İnsanın bireysel ve sosyal hayatında önemli yere sahip olan din konusunda bir eğitimciye ihtiyacı ise yadsınamaz bir gerçektir
32
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA İbn Haldun üç çeşit tasavvuftan bahseder ve şeyhin zaruretini buna göre değerlendirir:
33
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA 1. Tasavvufun Allah’ın emirlerine riâyet, nehiylerinden sakınmaktan bahseden yani takvâyı esas alan yönü herkese farzdır
34
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA 2. Herkese açık olmakla birlikte yüksek kabiliyet ve istidat sahiplerinin kendi iradeleriyle benimsedikleri, istikamet mücâhedesine yer veren tasavvuf ki bu da kitaplardan öğrenilebilir ama bir şeyhle birlikte daha sağlıklı olur
35
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA 3. Keşf ve ıttıla’ mücâhedesinden bahseden tasavvuf… Burada yolu önceden geçmiş, tehlikelerini bilen kâmil bir şeyh zaruridir. Zira bu yolda kalbe doğacak keşf ve ilhâm gibi bilgilerle karşı karşıya kalınabilmektedir
36
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA TasavvufuN TANMINDAN HAREKETLE her isteyen, “Üsve-i Hasene” olaN Allah Rasûlü (s.)’nün hayatını örnek almak sûretiyle, kitaplardan öğrenerek böylesi bir tasavvufu elbette yaşayabilir
37
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA Tasavvuf literatüründe şeyhsiz bir manevî hayatın nasıl olabileceğine dair eserler de bulunmakta olup İbn Arabî’nin Hilyetü’l-ebdâl adlı eseri buna örnek gösterilebilir
38
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA Ancak bir şeyhin gözetiminde yürütülen seyr ü sülûkla kişinin kendi başına uyguladığı manevî eğitime, aşılı ağaç ile kendiliğinden yetişen ağaç misal gösterilir.
39
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA Mürşidin telkin ettiği ezkârın az ya da çok olması mürit açısından sorun teşkil edebilmektedir. Diğer mistik sistemlerin aksine İslam tasavvufunda mürşide verilen önemin sebeplerinden biri budur.
40
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA zikir konusundaki hassasiyet, sayılı zikirlerin yani evradın gündelik olarak yapılacağına dair nezirler için geçerlidir. Zira Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın çokça zikredilmesi defaatle vurgulanmaktadır.
41
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA Sayılı zikir konusunda sûfîlerin dikkat çektikleri hususlardan biri, belli sayıda periyodik olarak yapmaya niyetlenmenin nezir kategorisine girmesidir.
42
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA Şayet kişinin ruhi manevî kapasitesinin üstünde bir sayıda evrad her gün îfâ edilecek olursa, üstelik bu bir şeyh gözetiminde değil de kendi başına icra edilirse bir takım sorunların zuhur edebileceği ileri sürülür.
43
8. HAFTA “şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır”
Kişi, herhangi bir tarikatın seyr ü sülûk yöntemini kendi başına ya da kitaplardan okumak sûretiyle uygulayabilir mi? 8. HAFTA “şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır”
44
Şeyhe teslimiyetteki ölçü nedir?
8. HAFTA Tasavvufi düşüncede şeyh, doktora benzetilir. Tedavi süresince uzmanlığına güvendiği bir doktorun söylediklerini yapması nasıl hastanın sorumluluğu olarak kabul ediliyorsa manevî eğitimde de müridin kâmil ve mükemmil şeyhe bağlılığı ve teslimiyeti esas kabul edilmiştir
45
Şeyhe teslimiyetteki ölçü nedir?
8. HAFTA Seyr ü sülûkta mürit-şeyh ilişkisinin canlılığı ve sürekliliği, tasavvufi eğitim açısından önemlidir. “Kişi, sevdiğine itaat eder” prensibinden hareketle. müridin şeyhe yönelik sevgisini de muhafaza etmesi beklenir
46
Şeyhe teslimiyetteki ölçü nedir?
8. HAFTA Şeyh ile mürit arasındaki bu bağın tesisinde, sahabe ve Allah Rasûlü (s.) arasındaki iletişim, diyalog ve teslimiyet örnek alınır
47
Şeyhe teslimiyetteki ölçü nedir?
8. HAFTA Ancak hemen tüm mistik sistemlerde insanın suiistimal edilebilen yönlerinden biri, sevginin beraberinde getirdiği bu teslimiyettir
48
Şeyhe teslimiyetteki ölçü nedir?
8. HAFTA "gassâlin önündeki meyyit gibi olmalı” “Şeyhin hikmetinden suâl olunmaz”
49
Şeyhe teslimiyetteki ölçü nedir?
8. HAFTA şeyhin bir tavır veya sözünü anlamaya çalışmayı abesle iştigal, niçini, nedeni, nasılı sormak itaatsizlik ve isyan olarak nitelendirmek de doğru değildir
50
Şeyhe teslimiyetteki ölçü nedir?
8. HAFTA Hz. Ömer’in Hudeybiye’de Allah Rasûlü (s.)’ne suâli…
51
Şeyhe teslimiyetteki ölçü nedir?
8. HAFTA Kitap ve Sünnet’e muhalif söylem ve davranışlar karşısında şeyhe teslimiyet ya da bunda bir hikmet vardır gibi bir tavır, dinen müride de sorumluluk yükler
52
Şeyhe teslimiyetteki ölçü nedir?
8. HAFTA “(Yahudiler) Allah’ı bırakıp hahamlarını; (Hıristiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i Rabb edindiler. Oysa onlar da ancak, bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardır….”
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.