Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ANTRAKNOZ-ÇÜRÜKLEKE (GLOEOSPORİUM OLİVARUM).

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ANTRAKNOZ-ÇÜRÜKLEKE (GLOEOSPORİUM OLİVARUM)."— Sunum transkripti:

1 ANTRAKNOZ-ÇÜRÜKLEKE (GLOEOSPORİUM OLİVARUM)

2 Antraknoz zeytinin önemli bir hastalığıdır
Antraknoz zeytinin önemli bir hastalığıdır. Bu etmen yaprak, ince sürgün, çiçek ve meyvelerde zarar oluşturmakta ve asıl zararını zeytin meyvelerinde yapmaktadır.

3

4 Tanımı ve Yaşayışı Etmen düşük sıcaklıkta mumyalaşmış meyvelerde bir yıl canlı kalabilmekte ve bulaşma kaynağı olmaktadır. Kışı mumyalaşmış meyve, yaprak ve ince sürgünlerde geçirmektedir.

5 Sonbaharda meydana gelen yağışlar hastalığın oluşmasında etkilidir
Sonbaharda meydana gelen yağışlar hastalığın oluşmasında etkilidir. Mumyalaşmış meyvelerden yağmur damlaları ve rüzgâr ile etrafa yayılmaktadır. • Meyve enfeksiyonları yaralardan olabildiği gibi kabuktan doğrudan giriş şeklinde de olabilmektedir. Etmenin doğal koşullarda gelişme sıcaklığı C ve %90 nemdir. Fakat C arasındaki sıcaklıklarda da gelişme gösterebilmektedir. Hastalık belirtileri inokulasyondan 5-6 gün sonra ortaya çıkmaktadır.

6 Zarar Şekli ve Belirtileri
• Zeytin meyvelerindeki ilk belirtiler meyveler olgunlaştığında düzenli veya düzensiz şekilde kahverengileşme şeklinde görülür. Meyvenin büyümesiyle birlikte lezyonlar birleşerek meyvenin tamamını çürütebilir. Hastalık belirtisi genellikle meyvenin uç kısmında basık içe çökmüş lezyon şeklindedir

7

8

9 Bu mantar, odun kısımlarında da zarar yapabilir
Bu mantar, odun kısımlarında da zarar yapabilir. Mantar beş yaşından daha genç dallarda gelişir. hastalığın görülmesinde, dalın içinde bulunduğu şartlar, yaşından daha önemli olup, hastalığın şiddeti, zeytinin çeşitli çevrelerdeki gelişme şartlarına göre değişir. Bu hastalık sürgünlerde ölü dokular (nekroz) oluşturur ve ağaçta az veya çok yaprak dökümüne sebep olur.

10 Hastalığın en çok bulunan şekli meyvedeki zararıdır
Hastalığın en çok bulunan şekli meyvedeki zararıdır. kuru meyvelerden yahut hastalıklı dal ve yapraklardan dağılan sporlar, şartlar elverişli (bereketli yağmur yahut sürekli çiğlerle, yüksek rutubet) olduğunda meyveyle temasa geçilir. Çim borularının gelişmesinden sonra, genç ve henüz yeşil olan meyvelere ulaşır. Meyve üzerinde aşağıdaki etkileri gösterir.

11 Meyvedeki lezyonlar meyveyi ya tamamen veya kısmen çürüterek, meyvenin suyunu kaybetmesine neden olur. • Çürüyen meyve en sonunda mumyalaşır. Meyve dokusu sertleşerek derimsi görünüm alarak dalda asılı kalır. Hastalık etmeni meyvede olgunlaşma öncesinde ve sonrasında enfeksiyon oluşturabilir. Hastalığın şiddetli enfeksiyon yaptığı yıllarda % 50’ ye varan oranda üründe azalma olmaktadır.

12 Zeytin antraknozu meyvenin sofralık özelliğini kaybetmesine neden olmakta, bunun yanı sıra bu meyvelerden elde edilen zeytinyağlarının asitliğini ve peroksit değerini yükselterek yağ kalitesini olumsuz etkilemektedir.

13 Zararlı olduğu bitkiler
• Badem, çilek, elma, avakado, limon, portakal, mango ve kahve, bazı sebzeler; kabakgiller, domates, patlıcan, olmak üzere oldukça geniş bir konukçu dizisine sahiptir.

14

15 Mücadelesi Kültürel Önlemler
• Yere dökülen hastalıklı yaprak ve meyveler toplanmalı ve imha edilmelidir. • Hastalığın şiddetini azaltmak için Zeytin sineği mücadelesi yapılmalıdır.

16 Sık dikimden kaçınmalıdır.
• Sekonder enfeksiyonları önlemek için hasat geciktirilmemelidir. • Yabancı ot mücadelesi yapılmalıdır. • Enfekteli dallar budanmalı ve imha edilmelidir. • Budama ağaçlarda hava sirkülasyonunu sağlayacak ve ışık alacak şekilde yapılmalıdır

17 Kimyasal Mücadele • İlaçlama Zamanı: • Sonbahar yağmurlarından önce bir ilaçlama yapılır. • Şayet Mayıs ve Haziran aylarının yağmurlu geçmesi durumunda meyveler nohut büyüklüğüne geldiğinde bir ilaçlama daha yapılır

18 Rosellinia Kök Çürüklüğü Rosellinia necatrix

19 Hastalığın yayılmasında önemli olan fungusun miselleridir.
TANIMI Hastalığın yayılmasında önemli olan fungusun miselleridir. Sulama, sel, yağmur suları ve toprak işlemesi hastalığın ayılmasında etkilidir.

20 Hifler bölmeli olup, bölüm yerlerinin armut gibi şişkin olması tipiktir. Misel örtüsü üzerinde zamanla sklerotlar oluşur. Sklerotlar çimlenince korenium tipinde konidiforlar ve uçlarında renksiz konidiler oluşur. Fungusun peritesleri yüzeysel, küre biçiminde koyu renkli olup, ostiolleri bulunur. Askosporlar uzun, tek hücreli, kahverengi - siyah ve 40x8 mikron boyutlarındadır.

21 Etmenin miselleri toprakta, özellikle hasta ağaçların bulunduğu bahçelerde uzun yıllar canlılığını sürdürür ve enfeksiyonlara neden olurlar. Hastalığın yayılmasında önemli olan fungusun miselleridir.

22 Kök çürüklüğüne yakalanmış ağaçlardaki ilk belirti, yapraklardaki sararmalardır. Yaprak sararmaları ağacın tümünde veya köklerdeki enfeksiyona bağımlı olarak ağacın bir yönünde olabilir. Sararma ve solgunluk yanı sıra yapraklarda küçülme de dikkati çeker. Zamanla yaprakların kuruyup dökülmesiyle ağaçta normalden az yaprak kalır. Hasta ağaçlarda büyümede durgunluk ve geriye doğru ölüm söz konusudur. Meyve verimi ve kalitesi düşer meyveler irileşmeden ve olgunlaşmadan dökülürler.

23 Hasta ağaçların ince kökleri esmerleşip çürür ve kalın köklerde ve kök boğazında önceleri beyaz giderek koyulaşan, gri ve siyaha dönüşen misel tabakası oluşur. Kökün kabuk kısmı kaldırılınca kabuk altında ağ şeklinde beyaz misel örtüsü görülür.

24 Hastalığa yakalanma açısından fidanlarla ağaçlar arasında farklılık yoktur, ancak fidan ve genç ağaçlar daha duyarlıdır ve böyle fidanlar elle çekildiğinde topraktan kolayca çıkarlar. Rosellinia kök çürüklüğü, ağaçların kurumasına neden olduğundan ekonomik kayıp önemlidir. Hastalık etmeni R.necatrix polifag bir fungustur. İncir, zeytin, bağ, turunçgiller, taş ve yumuşak çekirdekli meyve ağaçları ile orman ağaçları konukçularıdır.

25 Belirtileri Hastalıklı ağaçların yapraklarındaki sararmalar, hastalığın köklerdeki yayılmasına bağlı olarak ağacın tümünde veya bir yönünde görülür. Hastalıklı ağaçlarda küçük yapraklar oluşur, büyümede durgunluk görülür ve ağaçlar sürgün uçlarından geriye doğru kurur. Zamanla yapraklar kuruyup dökülür ve ağaçta normalden az yaprak kalır. Meyve verimi ve kalitesi düşer. Meyveler irileşmeden ve olgunlaşmadan dökülürler. Hasta ağaçların ince kökleri esmerleşip çürür. Kalın köklerde ve kök boğazında ise kabuk dokusu kaldırıldığında kabuk altın ağ şeklinde önce beyaz daha sonra gri ve siyah renge dönüşen bir tabaka oluşur.

26 Mücadele (Kültürel Önlemler)
Bu hastalık için kültürel önlemlerin uygulanması önemlidir. Ağır ve su tutan topraklarda bahçe kurulmamalıdır. Toprakta fazla su birikmesine engel olunmalı, bunun için gerekirse bahçenin etrafına drenaj kanalları açılarak fazla su akıtılmalı ve toprağın iyi bir şekilde havalanması sağlanmalıdır. Bahçe sel sularından korunmalıdır. Sel suları ile gelip fidan ve ağaçların kök boğazlarını kapatan toprak dağıtılmalı, köklerin fazla derinde ve havasız kalması önlenmelidir.

27 Çevre bahçelerde hastalığın bulunması durumunda, sel sularının getireceği hastalıklı kök parçacıklarının girişi önlenmelidir. Sulama suyu ve gübre ağaçların köklerine değil taç iz düşümüne verilmelidir. Bulaşık bahçelerde, ilkbaharda ağaçların kök boğazları ana köklere kadar açılarak yaz aylarında güneş ve hava almaları sağlanmalıdır. Kökleri tamamen çürüyen ağaçlar, toprakta hiç kök parçası kalmayacak şekilde derhal sökülmeli ve kendi çukurunda yakılmalıdır. Hastalığın yeni görülmeye başladığı ağaçlarda ise çürüyen kökler sağlam kısma kadar temizlenmelidir. Kesilen köklerin üst kısmına rastlayan dallar köklerle dengeyi sağlayacak şekilde budanmalıdır. Kök çürüklüğünün sağlam ağaçlara bulaşmasını önlemek amacıyla bahçede hastalığın bulaşık olduğu kısmın etrafına 1 m derinliğinde hendek açılmalı, toprağı bulaşık tarafa atılmalıdır.

28 Mücadele Kimyasal Mücadele
Tamamen kurumuş ağaçların kökleri ince köklerine kadar sökülüp, kendi çukurunda yakıldıktan sonra bu çukurda m3 e 3 kg hesabıyla kireç söndürülmeli veya %35 lik karaboya eriyiği ile bolca sulanarak kapatılmalıdır. Hastalığın yeni bulaştığı ağaçlarda, kökteki hastalıklı kısımlar kesilip temizlendikten sonra yara yerlerine 750 gr ardıç katranı gr göztaşı karışımı sürülmeli veya 2-5 kg karaboya dökülerek kapatılmalıdır. Hastalığın görüldüğü bahçelerde sağlam ağaçları koruyabilmek için sonbaharda veya ilkbaharda ağaçların taç iz düşümleri %5 lik karaboya yada %1 lik göztaşı ile m2 ye on litre ilaçlı su gelecek şekilde sulanmalıdır.

29

30

31

32

33

34

35

36

37

38 © zeytinist

39 © zeytinist

40 ZEYTİN AĞAÇLARINDA BOR NOKSANLIĞI
Hastalık Belirtisi • Bor noksanlığı, zeytin ağaçlarının yaprak, sürgün ve meyvelerinde değişik belirti oluşturur. • Yapraklardaki belirtiler, yaprak ucundan başlayarak sapa doğru yaprağın üçte ikisini kaplayacak şekilde soluk yeşil renk alarak ilerlemekte, daha sonra yaprağın sararıp dökülmesi şeklinde görülmektedir. Yapraklarda küçülme, kıvrılma, kalınlaşma, büzülme ve boğum araları kısalarak rozetleşme meydana gelir

41

42

43 Sürgünlerdeki belirtiler sürgün ucunda kurumalar şeklinde görülür
Sürgünlerdeki belirtiler sürgün ucunda kurumalar şeklinde görülür. Buna bağlı olarak, yan tomurcuklar faaliyete geçerek sürgün oluşumu artar. Ağaçlarda bodurlaşma ve çalılaşma görülür. • Dallarda ve gövdede hatta yaprak saplarında çatlak ve yarıklar oluşabilir. Tomurcuk, çiçek ve meyve oluşumu engellenebilir.

44 Meyvelerdeki belirtiler şekil bozuklukları olarak görülür
Meyvelerdeki belirtiler şekil bozuklukları olarak görülür. Meyve çekirdeğinde büyüme devam ederken, meyve kabuğunda büyümenin durmasıyla oluşan “maymun yüzlü” meyve oluşumu çok tipiktir. Ayrıca çiçek ve genç meyve dönemlerinde dökümler tipik belirti şeklidir. Meyvelerde bor noksanlığı ürün miktarı ve kalitesini önemli ölçüde etkiler

45 Hastalığın Görüldüğü Bitkiler:
Zeytin ağaçlarında görülür.

46 Mücadele Yöntemleri: Kültürel Önlemler : Tesis kurulmadan önce toprak analizi yapılarak topraktaki miktarı belirlenmelidir. Dikim, sulama gübreleme tekniğine uygun olarak yapılmalıdır.

47 Kimyasal Mücadele: Yeşil aksam uygulaması; Birinci uygulama: Çiçeklenme öncesi, İkinci uygulama: Meyve tutum döneminde, Üçüncü ve diğer uygulamalar: 15 gün ara ile 2–3 kez yapılmalıdır.

48 Toprak uygulaması; İlkbaharda sürgün gelişmesinin olduğu dönemde (mart-nisan) bir uygulama yapılır.


"ANTRAKNOZ-ÇÜRÜKLEKE (GLOEOSPORİUM OLİVARUM)." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları