Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
ELEKTROTERAPİ
2
DOĞRU AKIM (GALVANİ AKIMI)
Elektronların aynı yönde ve aynı yoğunlukta hareket etmesiyle oluşan frekansı sıfır olan elektrik akımlarıdır. Doğru akımın etkisi sadece elektrikseldir, ısı oluşturucu etkisi yoktur. Doğru akım kaynakları; 1- Kuru pil ve akümülatörler 2- Lambalı doğrultucular (Rektifikatörler) 3- Yarı iletken doğrultucular 4- Motorlu üreticiler (jeneratörler)
3
Galvanik akım üreteçlerinde biri pozitif (anot) diğeri, negatif (katot) olmak üzere iki kutup olması akıma polarite özelliği kazandırır. Galvanik akımın bu özelliğinden tedavide yararlanılır. Tedavide, aktif veya etkin elektrot tedavinin gerektiği bölgeye bağlanır. Bu nedenle kutuplar iyi bilinmelidir. Kutuplar, tuzlu su testi veya fenolftalein testiyle belirlenebilir.
4
Doğru akımın en önemli fizikokimyasal etkisi kimyasal bir eriyikten geçerken eriyik içerisindeki iyonların belli bir yönde hareketine neden olmasıdır. Pozitif yüklü iyonlar negatif kutba (katot), negatif yüklü iyonlar pozitif kutba (anot) çekilir. Böylece Na+ iyonları katoda, Cl- iyonları anoda hareket ederler, bu olaya iyon transferi veya iyontoforez adı verilir. İyonlar kutuplarda yüklerini kaybederek yüksüz hal alırlar ve anotta asit (HCl), katotta ise baz (NaOH) oluşumu meydana gelir.
5
Kutuplarda asit yada baz birikimi doku yıkımına yol açar.
Bu olay yalnız elektrotlar etrafında yer aldığı için polarite etkisi olarak tanımlanabilir. Kutuplarda asit yada baz birikimi doku yıkımına yol açar. Anotta asit birikimine bağlı olarak koagulasyon nekrozu oluşurken, katotta baz birikimine bağlı olarak kollikuasyon nekrozu oluşur. Nötral, metal olmayan elektrotlar kullanılarak bu zararlar engellenmeye çalışılmalıdır. Anot: Cl + 2H2O 2HCl+ O2 Katot: 2Na+2H2O 2(NaOH)+H2
6
İyon transferi veya iyontoforez Schatski ve Leduc deneyleri ile gösterilebilir.
Yağ damlacıkları, albümin, nişasta ve karbonhidrat partikülleri, kan hücreleri, bakteriler ve diğer tek hücreler, iyonların adsorbsiyonuna bağlı olarak elektriksel yüklü ayrışmamış kolloid moleküller de doğru akımın etkisiyle belirli bir kutba doğru hareket eder. Bu olay “elektroforez” olarak adlandırılır. Pozitif elektrik yükü nedeniyle partiküller negatif elektrota doğru giderlerse, bu duruma “kataferez” denir. Dokuların su içeriği doğru akım etkisiyle membran yapılardan geçerek yer değiştirebilir, bu olaya “elektro-osmoz” denir.
7
Sinir Dokusuna Etkileri
1- Doğru akım motor sinirleri akımın her açılış ve kapanışında uyarabilir. İlgili kaslar kasılarak istem dışı bir hareket meydana gelir. 2- Duyu sinirleri üzerine doğru akımın etki yaptığı, tedavi sırasında negatif elektrot çevresinde iğnelenme ve ısı artışı duyulmasıyla anlaşılır. Anot etrafında ise, sürekli ve düzenli doğru akım verilirse anestezi meydana gelebilir. 3- Doğru akımla sempatik sinir liflerini uyarmak mümkündür. Çok kuvvetli doğru akımla pilomotor adalelerin kasıldığı görülür.
8
4- Tat duyusunu sağlayan n. Glossopharyngeus ve n
4- Tat duyusunu sağlayan n. Glossopharyngeus ve n. Lingualis çok zayıf akımlarla uyarılabilir. Bu sebeple baş ve boyna tedavi yapılırken pek çok hasta ağızlarında maden tadı belirdiğini söyler. 5- N. Opticusun doğru akımla uyarılması gözde kuvvetli bir ışık çakmasına neden olur. 6- N. Acusticusun uyarılması da mümkündür, hasta uğultu, ıslık sesi veya müzikal bir ses işittiğini söyler. N. Acusticusun cochlear dalı uyarılırsa hastada baş dönmesi, sağırlık ve bulantı olur.
9
Kapiller Damarla Üzerine Etkileri
Doğru akım etkisiyle kapiller damarlarda vazodilatasyon meydana gelir. Yaş elektrotlarla dize yarım saat doğru akım tedavisi yapılırsa, tedavi sonrasında cildin kızarmış olduğu görülür. Bu kızarıklık dk. devam eder. Kızarıklık her iki elektrot altında olmakla birlikte katotta daha belirgindir. Eritem oluş mekanizması belli değildir, vazomotor stimulasyon ve dolaşımın arttığı ileri sürülür, ancak bunları destekleyen bir kanıt elde edilememiştir.
10
Kas Dokusuna Etkileri Doğru akım kas, sinir ve diğer eksitabilite gösteren hücreleri uyarma özelliği su iki kanunla özetlenebilir. a- Eksitabilite gösteren dokular, doğru akım devresinin ancak her açılış ve kapanışında uyarılır. b- Normal dokularda doğru akım devresinin kapanışı sırasında negatif elektrot ve açılışı anında da pozitif elektrot altında uyarım meydana gelir. Bu durumu Pflügler şu şekilde formüle etmiştir (uçların etkileri kanunu ). KKK>AKK>AAK>KAK
11
Yara İyileşmesi Üzerine etkileri
Analjezik Etki Doğru akım tedavisi ile ağrıda azalma olduğu uzun yıllardır bilinmektedir. Analjezik etkinlik kapı-kontrol teorisi ile açıklanmaktadır. Yara İyileşmesi Üzerine etkileri Çeşitli deri ülserlerinin tedavisinde düşük yoğunlukta, mA doğru akım günde üç defa iki saatlik sürelerle uygulanmış, iyileşme oranının arttığı görülmüştür. Yara iyileşmesine olan etki tam açıklanamamakla birlikte, doğru akımın antibakteryel etkisi olduğu, dolaşımı arttırdığı ya da doku onarımını tetiklediği ileri sürülmektedir.
12
Medikal Galvanizm Galvanik akım vazomator sinirleri uyardığı, kapiller damarların kimyasal vazodilatasyonunu sağladığı ve organizmada iyon hareketine neden olduğundan şu durumların tedavisinde kullanılabilir; akut ve kronik travmalar, burkulmalar, miyofibrozitler, bazı eklem hastalıkları, kas spazmı ve ağrıları enflamasyon sonucu oluşan atık maddelerin rezorpsiyonunu hızlandırmak Galvanik akım tedavi edilecek bölgeye uygun yüzey elektrotları ile uygulanır. Günümüzde karbon-silikon elektrotlar tercih edilmektedir.
13
Elektrotların birbirine eşit ve çok zaman tedavi edilecek alanı kapsayacak kadar büyük olması gerekir. Ağrılı bölgenin pozitif elektrot altında bulundurulmasıyla bu uçun sedatif etkisinden yararlanılır. Akım şiddeti hafif bir karıncalanma hissi duyuluncaya kadar yavaş yavaş arttırılmalıdır. Pratikte akım şiddeti her iki elektrot alanının her cm2 için 1 mA olarak hesaplanabilir. Galvanik akım uygulamaları kemik kırıklarında iyileşmeyi hızlandırmak amacıyla da kullanılmıştır.
14
İyontoforez Doğru akım aracılığı ile vücuda tedavi edici maddelerin verilmesine iyontoforez denir. Doğru akımdan yararlanarak bazı ilaçların deriden emilimini arttırmak mümkündür. Söz konusu ilaç yada benzeri kimyasal madde, sıvı yada jel formunda, uygun kutuptaki elektrottan verilir. İlacın bulunduğu kutup aktif kutup olarak adlandırılır. Vücuda verilmek istenen iyon elektriksel yükü aynı olan elektrota bağlanır.
15
Bakır ve Çinko İyontoforezi
Bakır ve çinko gibi ağır metaller çıplak elektrot olarak kullanılır ve pozitif uca bağlanırsa, vücut içindeki sodyum klorür eriyiğinin hidrolizi ile açığa çıkan klor ile birleşir, sonuç olarak bakır ve çinko klor ve oksiklorürleri meydana gelir. Bunlar o bölgede antibakteriyel etki gösterirler. Kronik iltihaplı yaraların ve ülserlerin tedavisi, sinüzit, endoservisit ve tinea pedis tedavisinde kullanılır. Tedavi süresi 15 dk’dır ve haftada iki defa uygulamak yeterli etkiyi sağlayabilir.
16
Histamin iyontoforezi
Gümüş İyontoforezi Küçük eklemlerin osteoartriti tedavisinde %2’lik gümüş nitrat solüsyonu kullanılır. Tedavi süresi 5 dk. ve akım şiddeti 2 mA’dir. Bu tedavi haftada iki kez yapılmalıdır. Gümüşle boyanma sonucu ciltte koyu kahverengi renk değişimi görülebilir. Histamin iyontoforezi Travma, fibrozit gibi romatizmal hastalıklar ve baş ağrılarının tedavisinde kullanılır. Asthma bronchiale’si olan hastalarda kullanılmamalıdır. Tedavi süresi 5 dakikadır.
17
Mecholyl İyontoforezi
Vazodilatatör ve parasempatik sinirleri uyaran bir ilaçtır. Romatoid artrit, reynaud hastalığı, tromboflebit, varis ülserleri ve diğer periferik damar hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Tedavi süresi 15 dk.’i aşmamalıdır. Akım yoğunluğu 5-20mA kadardır. lidokain ve prokain iyont. Lidokain ve prokain gibi lokal anestezik ilaçların iyontoforezle vücuda verilmesiyle lokal deri anestezisi sağlanabilir, ayni yöntem herpes-zoster veya trigeminal nevraljide de kullanılabilir.
18
Su İçi Uygulamaları Dört-kap Galvani: Stanger Bad (küvet banyosu):
su sıcaklığı 36-38oC akım yoğunluğu 10 mA Tedavi süresi dk. Nevraljilerde, poliomiyelit ve dejeneratif eklem hastalıklarında kullanılır. Stanger Bad (küvet banyosu): su sıcaklığı 35-38oC akım şiddeti hissedilecek düzeyde olmalıdır. Anodun kraniyal, katodun kaudalde olduğu uygulama sedatif Dejeneratif eklem hastalıkları, yumuşak doku romatizmaları, poliomiyelit, nevraljiler ve hemiplejiler tedavi endikasyonları arasında sayılabilir
19
Koplikasyon ve Kontrendikasyonlar
En önemli komplikasyon cilt yanıklarıdır. Doku bütünlüğünün bozulmuş olduğu yerlerde kullanılmamalıdır, yanıklar meydana gelebilir Akım şiddeti çok dikkatle ayarlanmalı ve duyu kusuru olanlarda düşük akım şiddeti tercih edilmelidir. Kardiyak paca-maker kullananlarda kullanılmamalıdır.
20
ALÇAK FREKANSLI AKIMLAR
Alçak frekanslı akımlar frekansları Hz arasında değişen, sürekli yön değiştiren akımlardır. Analjezi oluşturmak ve normal yada denerve kasta kontraksiyon sağlamak en önemli etkileridir. Temelde hepsi reseptör veya sinir-kas lifi düzeyinde uyarı oluştururlar. Alçak ferkanslı akımların temel fiziksel etkileri, ilgili dokuda iyon konsantrasyonunda ani değişiklik oluşturmaları; fizyolojik etkileri ise motor ve duyusal sinirleri stimüle etmeleridir.
21
Bu akımlardan tedavi amacıyla yararlanılan en önemli iki alan analjezi oluşturmak ve elektrodiagnoz ile güçsüz yada paralizili kasların stimülasyonudur. Elektroterapide bu akımlarla yapılan uygulamalarda amaç, kasların ayrı ayrı yada gruplar halinde tanı ve tedavi amacıyla uyarılmasıdır. Bu amaca en uygun akım türünün yaklaşık 100 Hz’e kadar frekanstaki dörtgen akımlar olduğu kabul edilir. Alçak frekanslı akımlar duyu sinirlerini uyarabilirler ve böyle bir uyarma duyu sinirlerinde güçlü bir blokaja sebep olabilir.
22
Bazı alçak frekanslı akımların trofik etkileri olduğu ileri sürülmektedir.
Bu trofik etkiyi iyon hareketine bağlayanlar olduğu gibi, alçak frekanslı akımların meydana getirdiği vazodilatasyon, bol kanlanma ve kasların devamlı ve muntazam olarak çalışmasıyla ilgili olduğu da söylenebilir. Analjezik etki: Elektrik akımları başlangıçtan itibaren hangi mekanizma ile olduğu bilinmeksizin ağrıyı dindirmek amacıyla kullanılmıştır. Kapı kontrol teorisi ile bu etki bilimsel bir temele oturmuştur.
23
Hızlı ileten lifler (dokunma, vibrasyon) A alfa, beta ve gama lifleri A delta ve C lifleri Yavaş ileten lifler (ağrı)
24
Kas kontraksiyonu etkisi: Bazı alçak frekanslı akımlar ile sinir impulsunu taklit ederek normal ve denerve kasta kontraksiyon sağlanabilir. Normal kasta yeterli şiddette akım siniri uyarır ve sinir aracılığı ile kasta kontraksiyon oluşturur. Denerve kaslar ise ancak uygun elektriksel akımlar kullanılarak uyarılabilir. Normal kaslar süresi 10 msn’den az olan akımlarla uyarılırken, denerve kasta kontraksiyon sağlamak için 10 msn’den daha uzun süreli akımlara ihtiyaç vardır.
25
Bugün için sık kullanılan alçak frekanslı akımlar şunlardır;
1. Faradik akım 2. Sinüzoidal akımlar 3. Diadinamik akımlar 4. Progresif akımlar 5. Eksponansiyel akımlar 6. Tens 7. Dikdörtgen şekilli süreksiz akımlar 8. Yüksek voltaj galvani akımı
26
DİYADİNAMİK AKIMLAR Diyadinamik akımlar sinüzoidal akımların bir kısmının yok edilmesiyle elde edilirler. Hz frekanslı sinüzoidal tipte periyodik alternatif akımlardır. Diyadinamik akımlar doğru akım üzerine bindirilen sinüzoidal akımlardır. Akımın temel elemanını 10 ms süreli tek yönlü sinüzoidal akım oluşturur. Analjezik ve trofik etkilerinden yararlanılır. Diyadinamik akımların analjezik etkileri kapı kontrol teorisi ile açıklanmaktadır. Adaptasyona engel olmak için yani kalın çaplı liflerden uyarı akışını yüksek tutmak için akım şiddeti yada frekansı sık sık değiştirilmelidir
27
Difaze Fiks (DF) Bu şekildeki diyadinamik akımı elde etmek için şehir cereyanı birbirine aksi yönlerde sarılmış transformatörlerden geçirilir. Ardarda gelen iki fazlı 100 Hz frekanslı, yarım sinüzoidal akım dalgalarından oluşur. Orta yoğunluktaki böyle bir akım vücuttan geçerken, başlangıçta titreme şeklinde rahatsız edici bir hisse sebep olursa da, bu dinamojenik (uyarıcı) etki kısa zamanda ortadan kalkar, uyarılma eşiği yükselerek analjezi meydana gelir. Dolaşımı arttırdığı, analjezik etkisi olduğu ve otonom sinir sistemini baskıladığı öne sürülür. Diğer akımlarla tedavinin başında kullanılır. Alışkanlık erken belirir.
28
Monofaze Fiks (MF) Negatif yöndeki dalgaları kaldırılmış, 50 Hz frekanslı, impuls ve pause süreleri 10 ms olan tek yönlü sinüzoidal akımlardır. Monofaze fiks akımın özelliklerini şu şekilde özetleyebiliriz: uzunca bir dinamojenik etki, geç bir inhibisyon ve çok uzun bir zaman sonra beliren bir alışma evresi. Analjezik etkisi ön plandadır Bu sebeple difaze fiksin kullanışı sırasında cildin duyarlılığı azalmaya başlar başlamaz monofaze fiks akım şekline geçilmelidir. Alışkanlık geç belirir.
29
Kısa Devreli Modüle Akım (CP)
Birer saniye sürelerle difaze fiks ve monofaze fiks akımların değişmesiyle elde edilir ve geçişler arasında boşluk yoktur. Frekans Hz arasında değiştiği için inhibisyon etkisi oluşmaz, ağrı kesici etkisi LP’dan daha azdır ama tolerans gelişmez. CP analjezi ve uyarının birlikte gerekli olduğu durumlarda daha uygundur. Analjezik, rezorbsiyon arttırıcı ve kas tonusunu azaltıcı etkileri beklenir. Önde gelen endikasyonlar kas atonileri, burkulmalar, ağrılı eklem sertlikleri ve trofik bozukluklardır.
30
Uzun Devreli Modüle Akım (LP)
İki MF akım birbirinin içine geçirilmiştir. Ancak bunlardan birinin amplitüdü peryodik olarak yavaş yavaş artar ve azalır. Analjezik etkisi ön plandadır. Analjezik etki daha uzun sürer ve tolerans görülmez. Nevralji ve miyaljilerde kullanılır.
31
Ritm Senkop (RS) Monofaze fiks akımın birer saniye aralarla kesilmesiyle elde edilen bir akımdır. Akımın geçiş ve kapanış süreleri bir saniye olup birbirine eşittir. Böylece inhibisyon ve tolerans önlenerek dinamojenik (uyarıcı) etkinin devamı sağlanır. Bu akım tipi, barsak atonilerinde, kasları uyarmada ve ergoterapide kullanılır. İnaktivite atrofilerinde de yararlanılır. Analjezik etkinlik çok geç olarak görülebilir. Alışkanlık çok geç belirir.
32
Diyadinamık Akımla Tedavi Endikasyonları
Distorsiyon, kontüzyon, kas zedelenmesi (CP) Nevraljiler, herpes-zoster, miyaljiler, hipo- ve hiperesteziler Değişik periferik dolaşım bozuklukları ve ödemler (CP) Eklem ve omurga artrozları ile travma sonrası oluşan hareket kısıtlıkları (LP ve DF kombinasyonları + CP) Sempatik düzensizliklere bağlı omuz-el sendromu gibi hastalıklar (DF)
33
Diyadinamik Akımların Kontrendikasyonları
Barsak ve mide atonileri, karın kası atonileri Elektrojimnastik (RS) Visseral ağrılar, tortikolis (LP) Diyadinamik Akımların Kontrendikasyonları Pacemaker başta olmak üzere vücuda yerleştirilmiş elektronik cihazların bulunması halinde Elektrotların yerleştirildiği bölgedeki deri devamlılığının bozuk olması bölgesel yada genel duyu ve algılama bozuklukları
34
Diyadinamik akımlar yüzey elektrotları ile uygulanır.
Klasik pet elektrotlar Karbon-silikon karışımı elektrotlar Ütü elektrotlar Vakum elektrotlar Elektrotlar elde edilmek istenen etkiye göre sinir valleks noktalarına, paravertebral bölgeye, ağrılı noktalara yerleştirilebilir. Önce baz akım olan galvanik akımın şiddeti ayarlanır. Bunun için 2-3 mA akım şiddeti yeterlidir. Daha sonra diyadinamik akım modülasyonu açılır ve yavaş yavaş hastanın hissettiği düzeye çıkılır
35
TRANSKUTAN ELEKTRİKSEL SİNİR STİMÜLASYONU (TENS)
TENS cilde yerleştirilen yüzey elektrotları ile, sinir sistemine kontrollü, düşük voltajlı elektrik akımı uygulama yöntemi olarak tanımlanabilir. TENS’in gelişimi ile elektrik akımıyla ağrı tedavisinin popülaritesi artmıştır. TENS’in birçok avantajı vardır; Yüzeysel elektrotlarla cilt üzerinden uygulanabimesi taşınabilir olması hastanın kendi kendine uygulayabilmesi yan etkisinin bulunmaması her zaman her yerde kullanılabilmesi
36
Ağrıyı tedavide güvenilir ve etkili olduğundan ve FDA onayı aldığından TENS birçok cerrahi girişimden sonra, obstetride ve çeşitli hastalıkların yol açtığı akut ve kronik ağrıda kullanılır. FDA medikal cihaz kullanım yönetmeliğine göre TENS sınıf II cihazlar arasındadır, yani hastaya dağıtımı ve uygulanması lisanslı bir doktor tarafından yapılamalıdır.
37
2010 yılında ABD’de belirlenen ulusal standartlara göre TENS’in primer endikasyonu şu şekilde tarif edilmiştir “kronik ağrının semptomatik olarak kontrol altına alınmasında ve tedavisinde veya yardımcı tedavi olarak ve hem postoperatif hem de posttravmatik akut ağrının tedavisinde kullanılır”. TENS’in ağrıya yol açan patolojiyi veya incinmeyi tedavi etmediği dikkatle vurgulanmalıdır.
38
Etki Mekanizmaları Daha önce anlatıldığı gibi ağrının kapı- kontrol teorisi Duyusal sinirlerin düşük frekanslı TENS ile uyarılması -endorfin ve enkefalin salınımını arttırarak analjezik etki yapması. TENS stimülasyonunun miyofasiyal semptomlu hastalarda lokal vazodilatasyon oluşturması TENS enerji akımını engelleyerek akupunktur noktalarını stimüle ettiği ve bu şekilde ağrıya neden olan durumu değiştirdiği ileri sürülür.
39
Konvansiyonel (Geleneksel) TENS
En yaygın kullanılan tipidir. Yüksek frekanslı, kısa akım geçiş süreli ve düşük amplitüdlü uyarı verir. Frekansı genellikle Hz, dalga genişliği 200 sn’ye kadar ve amplitüd yoğunluğu kontraksiyon oluşmadan, aşırı rahatsızlık hissi vermeden hafif karıncalanma oluşturacak şiddetle mA arasındadır. Esas olarak kalın miyelinli afferent A-alfa ve beta lifleri etkileyerek ağrının iletimini etkiler.
40
Hemen her türlü ağrının tedavisinde kullanılsa da en çok postoperatif ağrı veya akut ağrıda tercih edilmektedir. Konvansiyonel TENS’in etkisi hızlı başlar ve benzer şekilde tedavi kesildikten kısa bir süre sonrada kaybolur. Tedavi süresi 30 dk.’dan birçok saate kadar uzayabilir. Teorik olarak 24 saat aralıksız uygulanabilir. Ancak 30’ar dk.’lık uygulamalar genellikle analjezi için yeterli olur.
41
Akupunktur Benzeri TENS
Bu TENS üniteleri düşük frekans ve yüksek şiddetle uyarı verir. Akupunktur noktalarının uyarılması söz konusu değildir. Frekans 1-10 Hz, dalga genişliği sn’dir ve akım şiddeti hastanın tolere edebileceği yükseklikte olup, genellikle gözle görülür bir kontraksiyona yol açar. Bu tip TENS küçük çaplı C liflerini etkiler. Endojen opiat salgısını arttırarak etkili olur.
42
30 dk.’lık bir uygulama opiatların serbestleşmesini sağlar.
Etkisi naloksanla tersine çevrilebilir. Bu tip TENS kullanımında ağrının kontrol altına alınması birkaç saate kadar gecikebilir, ancak bu olumlu etki tedavi kesildikten sonra birkaç saat daha devam eder. Tedavi süresi genellikle dk.’dır.
43
Kısa Yoğun TENS (Hiperstimülasyon)
Bu metot yüksek frekansta, yüksek şiddette stimülasyon ile C liflerini aktive ederek muhtemelen karşıt irritasyon oluşturur. Kısa güçlü stimülasyon verildiğinden dayanılması zor bir yöntemdir. Frekansı Hz, dalga genişliği sn, amplitüd tetanik veya belirgin kas kontraksiyonu oluşturan hastanın dayanabileceği şiddette uygulanır. Analjezik etki erken başlar ve erken kaybolur.
44
Patlayıcı (Burst) TENS
Bu yöntemle zaman zaman yüksek (50-100) ve alçak frekansta (1-10) birbirini izleyen uyarılar verilir. Bu tip stimülasyon da gözle görülür kas kontraksiyonuna neden olur. Ağrı kesici etkisi akupunktur benzeri TENS’te olduğu gibi geç başlar ve saatlerce devam edebilir. Uyarı esnasında hem elektriksel parestezi hem de ritmik kas kontraksiyonu oluşur. Tedavi süresi dk. arasındadır.
45
Stimülasyon esnasında oluşan akomodasyon ve duysal adaptasyona engel olabilmek için geliştirilen bu TENS ünitelerinde, frekans ve amplitüd otomatik olarak değişir. Daha uzun süre ağrı kesici etki yaptığı gibi sinirin uyumu da azalmış olur. Akım geçiş süresi 200 sn’nin altındadır. Modüle TENS
46
Endikasyonlar Kas-iskelet sistemi ile ilgili akut ağrılı durumlar
Postoperatif ağrı kontrolünde Kardiyopulmoner ağrı kontrolünde Orofasiyal ağrı tedavisinde Jinekolojik problemlerde Doğum ağrısı, dismenore, postoperatif. Kronik bel ve boyun ağrısı Migren ve gerilim tipi baş ağrıları Fantom ekstremite ağrısı Refleks sempatik distrofi
47
Postherpetik, interkostal ve trigeminal nevraljiler
Periferal nöropatiler İlerlemiş malignensi ile ilişkili ağrılar Diğer: Spastisitenin azaltılması Yara iyileşmesi Ödemin azaltılması Deri fleblerinde dolaşımın arttırılması İdyopatik detrüsör instabilitesi
48
Kontrendikasyonlar Pace-maker kullanımı Kardiyak hastalık
Hipotansif vazovagal reflekse neden olabileceğinden karotis sinüs üzerine veya yakınına uygulanmamalıdır. Embriyo üzerine etkileri bilinmediğinden gebeliğin ilk 3 ayında kullanılmamalıdır Gözler ve mukozalar üzerine uygulanmamalıdır Epilepsi, geçici iskemik atak ve serebrovasküler atak geçiren hastaların baş ve boyun bölgesine tedaviden kaçınılmalıdır
49
Çeşitli tipte farklı yüzeysel elektrotlar kullanılır
En sık kullanılan elektrotlar; kumaş kaplı keçe elektrotlar karbon ile doyurulmuş sünger elektrotlar karbon-slikon elektrotlar Elektrotları seçerken, rölatif akım yoğunluğunu belirleyeceğinden elektrot boyutları göz önüne alınmalıdır. Elektrot çapı arttıkça akım yoğunluğu azalır En yoğun analjezik etki elektrotların arasında görülür.
50
Ağrılı bölge Periferik sinirlerin yüzeyelleştiği noktalar Tutulan sinirin dermatomal alanı Tetik noktaları veya akupunktur noktaları Omurilik segmenti Motor noktalar
51
Yan etki olarak ciltte bazen elektrotlar altında allerjik reaksiyon gelişebilir, bu nedenle cilt temizliğine özen gösterilmeli ve uzun süreli uygulamalarda elektrotların yeri değiştirilmelidir. Endojen opiatların salınımını arttırdığından nadir de olsa cihaza bağımlılık gelişebilir. Akım geçiş süresi ve frekans gibi veriler üst sınırda uygulansa bile yanık oluşma riski çok düşüktür.
52
ORTA FREKANSLI AKIMLAR
Orta frekanslı akımlar frekansları Hz. arasında değişen akımlardır, tedavi amacı ile frekansı 4000 Hz civarında olanlar kullanılır. Elektroterapi uygulamalarında ortaya çıkan cilt direnci akım frekansı ile ters orantılıdır. Orta frekanslı akım tedavisinde cilt direnci, akımın frekansının yüksek olması nedeniyle düşüktür. Orta frekanslı akımlarda frekansın yüksek olması ve hızlı yön değiştirmesi nedeniyle dokuda iyon hareketi oluşmaz.
53
Orta frekanslı sinüzoidal akımların motor etki oluşturabilmeleri için gerekli akım şiddeti alçak frekanslı akımlara göre daha yüksektir. Doğru akım ve alçak frekanslı akımlarda her impuls, periyotla senkronize bir uyarı oluşturur. Bu durum orta frekanslı akımlarda ortaya çıkmaz. Orta frekanslı akımlarla benzer kas uyarısının ortaya çıkması için, alçak frekanslı akımlardan yaklaşık 10 kat fazla akım şiddeti gereklidir.
54
Ancak orta frekanslı akımlarda farklı bir prensip ile uyarı ortaya çıkmaktadır.
Buna göre her bir impulsla uyarı oluşumu görülmez iken, birbiri ardınca gelen uyarıların birikimi (sumasyon) sonucu doyma sınırına ulaşıldığı zaman depolarizasyon oluşur ki buna “Gildemeister efekti” denir. Alçak frekanslı akımlarla uyarılabilir dokularda ortaya çıkan kutuplaşma, orta frekanslı akımlarda görülmez.
55
Orta frekanslı akımlarda interferens iki yöntemle gerçekleştirilir;
Orta frekanslı akım uygulamalarında analjezik etkinin, ortaya çıkan alçak frekanslı akıma bağlı olduğu düşünülür. Analjezik etki büyük oranda kapı kontrol teorisine göre açıklanmakla birlikte, bunun yanında sinir iletiminde blokaj, dolaşımda artış sonucu ağrı reseptörlerini uyaran kimyasal maddelerin uzaklaştırılması ve plasebo etki gibi faktörler de söz konusu olabilir. Orta frekanslı akımlarda interferens iki yöntemle gerçekleştirilir; Siemens prensibi Nemec prensibi
56
İnterferens Akım Tedavisi
İnterferensiyel akım tedavisi, orta frekanslı iki akımın doku içinde girişimi prensibine dayanır. İnterferens fenomeni akım şiddetleri aynı fakat frekansları farklı olan orta frekanslı iki sinüzoidal alternatif akımın ayrı devrelerden tedavi edilecek vücut bölgesine iletilmesi ile gerçekleşir. Kullanılan her iki akımda orta frekanslı olmakla birlikte girişim sonucu ortaya çıkan akım alçak frekanslı bir akımdır. Ortaya çıkan akımın frekansı, girişim yaptırılan akımların frekans farkı kadardır.
57
Stereo-İnterferensiyel Akım
3 ayrı devreden gelen aynı frekanstaki orta frekanslı akımlar, her birinin 3 ayrı temas noktası olan, esnek Y biçiminde 2 ayrı elektrotla tedavi alanına aktarılır. Bu yöntemde, adından da anlaşılacağı gibi üç boyutlu uygulama söz konusudur. Stereo-interferensiyel akım hastalarca hoş karşılanır ve özellikle elektrik akımından korkan hastalarda rahatlıkla kullanılabilir.
58
İnterferens akımların önemli etkilerinden biri olan ağrının giderilmesinde, gerçek rolü alçak frekanslı akımlar oynar. Bu etki kapı kontrol teorisi ile açıklanmaktadır. Ayrıca inen ağrı baskılama sisteminin uyarılması, endojen opiatların salınması, sinir iletiminde geçici blok ve otonom sinirler üzerinden lokal dolaşımın artması ve ağrı reseptörlerini uyaran kimyasal maddelerin uzaklaştırılması da etkili olmaktadır. Plasebo etki de söz konusu olabilir.
59
Kas kontraksiyonu 1-100 Hz arasındaki frekanslarda gerçekleşir.
Derin dokulardaki girişim sonucu derin çizgili kasların yanı sıra düz kaslar da uyarılabilir. İnterferensiyel akım uygulamalarında dolaşımda artış ve özellikle ritmik uygulamalar ile ödemde azalma elde edilebilir. Her iki etkinin de kas kontraksiyonları ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Bunu yanında otonom sinirlerin etkilenmesi de söz konusu olabilir.
60
İnterferensiyel akımın klasik uygulamalarında dört elektrot kullanılır.
Metal veya karbon-kauçuk karışımı olabilen elektrotlar kumaş veya süngerden bir kılıf içine konulur. Elektrotlar tek tek olabileceği gibi ikili ve dörtlü de olabilir. Bir vakum pompasına bağlı çan şeklinde kauçuk elektrotlar ve kinetik uygulama için eldiven şeklinde elektrotlar da vardır. Vakum elektrot uygulamalarında çan içindeki basıncın ritmik olarak artıp-azalması ile masaj benzeri bir etki de ortaya çıkabilir
61
Uygulama amacına göre tedavide frekans seçimi yapılmalıdır.
Analjezi sağlamak amacı ile Hz arasında değişen veya 100 Hz sabit frekanslar, ödemlerin azaltılması ve otonom sinir sisteminin uyarılması için 10 Hz gibi düşük frekanslar, mesane düz kaslarının uyarılması için Hz, kemik iyileşmesi için 20 Hz, Reynaud sendromu için Hz ve istemli kaslarda motor etki için Hz frekanslı akım uygulamaları tavsiye edilmektedir.
62
Hastaya hafif bir karıncalanma hissi duyacağı söylenir.
Hasta evet deyince, akım biraz daha yükseltilerek beklenir. 3-4 dk. sonra adaptasyon ile akım hissinde azalma veya kaybolma olabilir. Bu durumda akım tekrar biraz arttırılarak tedavi sonuna kadar bu dozda devam edilir. Ortalama tedavi süresi 15 dk.’dır.
63
Endikasyonlar ü Osteoartrit
ü Tendinit, Periartrit, Fibrozit gibi yumuşak doku hastalıkları ü Radiküler ağrılar ü Reynaud sendromu, akrosiyanoz ü Sudeck atrofisi ü Travmalar ü Posttravmatik ödem ü Kırık iyileşmesi ü stres inkontinans
64
Kontrendikasyonlar: ü Gebelik ü Malignite ü Kanamalı durumlar
ü Enfeksiyonlar ü Kardiyak pace-maker ü Tromboflebit ü Tedavi alanında açık yara ü Metal protezlerde gevşeme
65
LAZER Light amplification by stimulated emission radiation
yoğunlaştırılmış ışık FDA Lazeri clas-III medikal cihaz olarak sınıflamaktadır, yani insanlar bu cihaza maruz kaldıklarında belirgin risk altında değildirler. Son yıllarda düşük-güçlü Lazer ağrıyı, kas spazmını ve inflamasyonu azalttığı ve iyileşmeyi arttırdığı gerekçesiyle tedavi alanına girmiştir.
66
Lazeri diğer ışıklardan ayıran üç önemli özelliği vardır.
Dağılmazlık (koherans): Uzaysal ve zamansal uyum Tek renklilik (Monokromatiklik): Her bir lazer cihazı tek dalga boyunda enerji yayar. He-Ne lazeri : nm - kırmızı lazer ışını Ga-As lazeri: 910 nm - kızıl ötesi ışın Doğrultulmuş Işın (Kolimasyon): Lazer ışığındaki fotonların minimum sapması veya ayrılması, böylece lazer demeti uzak mesafelere aynı incelikte ulaşabilir.
67
Lazer Tipleri 1- Yüksek- Güçlü Lazerler ( cerrahi lazerler, sıcak lazerler) CO2 Lazeri Argon Lazeri Nd:YAG Lazeri 60 mW’tın üzerinde güçlü çıkışa sahiptirler. Termal cevaba yol açarlar, dokulara zarar verebilirler. FT. de kullanılmazlar. 2- Düşük-Güçlü Lazerler He-Ne Ga-As 60 mW’tan çok daha az güçlü çıkışa sahiptirler.
68
Fizik tedavide kullanılan Lazerler 1 mW veya altında düşük-güçlü Lazerlerdir.
FT.’de en sık kullanılan düşük güçlü Lazer He-Ne lazeridir. 632.8 nm dalga boyunda kırmızı ışınlardan oluşur. 0.8 mm kadar derinlikteki dokulara penetre olur, bazı araştırıcılar 15 mm derinliğe kadar indiklerini iddia ederler.
69
Cerrahi lazerlerin etkileri esas olarak ısınmaya bağlıdır.
Düşük-güçlü Lazerler doku ısısını 0.5 dereceden daha az arttırdıklarından, etkilerinin sadece ısınmaya bağlı olmadığı düşünülmektedir. Atermik etkilerle kapiller ve lenf dolaşımını arttırdığı, romatoid sinovyumda proliferasyon oluşturduğu ve hematopoezin uyarıldığı ileri sürülmektedir. Tavşanların aşil tendonları üzerine uygulanan Lazerin kollajen sentezini arttırdığı gösterilmiştir. Lökositlerin fagositik aktivitelerini, fibroblast ve mast hücrelerini arttırdığı iddia edilmektedir.
70
Endikasyonlar Cilt direncinde azalma (Synder- Mackler ve Bork)
Sinir plex. Asetil kolin salınımını (Vizi ve ark.) Endorfin seviyesini ( Waylonis ve ark.) Serotonin ve endojen opiat salınımını (Walker) RA’a sekonder bir çok semptomu azlttığı gösterildi ( Goldman) Soguk lazer ve TENS uygulamasının ağrıyı azalttığı gösterildi ( Minor ve Sanford) TME’in dejeneratif hastalığında kullanılmış, ağrıyı azalttığı ve eklem mobilitesini arttırdığı gösterildi (Bertolucci ve Grey)
71
Mandibuler kırık iyileşmesinde pozitif etkisi olduğu gösterildi (Shargorodskii ve ark.)
mekanik boyun ağrılarının tedavisinde etkili bulunmuş ( Gross ve ark.) bir çok çalışmada omuzun ağrılı hastalıklarında Lazer etkili bulunmuştur. Düşük güçlü lazerin bir tedavi edici ajan olarak fizik tedavide kullanılması heyecan verici bir gelişmedir. Ancak onun yararına ilişkin iddiaları kanıtlamak için daha fazla araştırma gereklidir.
72
Yan Etki ve Kontrendikasyonlar
Fiziksel tıpta kullanılan Lazerlerin yan etkileri nadirdir. Geçici karıncalanma, hafif eritem, yanma hissi, ağrıda artış, uyuşukluk ve cilt döküntüsü bildirilmiştir. Ancak bazı yazarlar benzer yan etkileri plasebo grubunda da saptamışlardır.
73
Çocuklarda kapanmamış fontaneller üzerine, hamilelere ve kanserli lezyonlara yakın bölgelere uygulanmaması tavsiye edilir. Göz lazer ışınlarına en duyarlı organdır, Ve oftalmolajik endikasyonlar dışında doğrudan göze uygulanmamalıdır. Epileptiklerde ve kardiyak pacemaker kulana hastalarda dikkatli olunmalı yada vazgeçilmelidir. Endokrin bezlerde hipersekresyona neden olabileceğinden tiroid bölgesine uygulamaktan kaçınılmalıdır. Enfekte bölgeler ve variköz venler üzerine uygulama yapılmamalıdır.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.