Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SİNDİRİM SİSTEMİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SİNDİRİM SİSTEMİ."— Sunum transkripti:

1 SİNDİRİM SİSTEMİ

2 Sindirim sistem Sindirim kanalı (ağız,farinks,ösofagus,mide, ince bağırsak, kalın bağırsak, rektum) Sindirim kanalına kanallar yoluyla bağlanan ve salgıları ile sindirimi sağlayan bezler (tükürük bezleri, karaciğer, safra kesesi, pankreas)

3 Sindirim sisteminin fonksiyonları
Ağızdan alınan besin maddelerini absorbe edilebilecek şekilde parçalanmasını sağlamak (sindirim) Farklı sindirim enzimleri salgılayarak (Sekresyon)ile yiyecekleri sindirilmesini sağlamak Sindirilen besin maddelerinin kana karışmasını sağlamak (absorbsiyon) Sindirim sisteminin duvarında bulunan düz kasların kasılması ile kanalda bulunan enzimlerle karışması ve ağızdan anüse doğru hareketi sağlamak (hareket)

4 Sindirim sisteminin genel yapısı
Sindirim kanalının yapısı Ösofagusun ortasından anüse kadar gastrointestinal kanalın duvarı genel bir yapıya sahiptir. Lüminal yüzey kıvrımlıdır ve tek katlı epitel hücrelerden oluşmuştur. Sıkı bağlantılar vardır Mukus salgılayan ekzokrin hücreler Hormon salgılayan endokrin hücreler vardır

5 Lamina propria: Epitelin altında küçük kan damarları, sinir lifleri, lenf damarlarının geçtiği bağ doku tabakası Muskularis mukoza: lamina proprianın altında ince bir düz tabakası Epitel, lamina propria, muskularis mukozanın hepsine birden mukoza denir. Mukozanın altında submukozal pleksus denen sinir ağını, muskularis eksterna ve mukozaya kan lenf damarlarını yollayan ikinci bir bağ dokusundan oluşan tabakaya submukoza tabakası denir.

6 Seroza en dış tabaka konnektif dokudan oluşmuştur.
Muskularis eksterna sirküler ve longitüdinal kas tabakasından meydana gelir. Bu kasların kasılması gastrointestinal içeriğinin hareketini ve karışmasını sağlar. Bu iki kas tabakası arasında miyenterik pleksus adı verilen ikinci bir sinir ağı bulunur. Seroza en dış tabaka konnektif dokudan oluşmuştur.

7 Sindirim sisteminde oluşan hareketler
Sindirim sisteminde besinlerin ilerletilmesini ve karışmasını sağlayan iki tip hareket modeli vardır. Peristaltizm:Barsak duvarının lümen içeriği tarafından gerilmesi ile başlayan refleks yanıttır. Gerim uyarının arkasındaki sirküler kaslarda kasılmaya önünde ise gevşemeye neden olur.Peristaltizm enterik sinir sistemi ile oluşturulur. Segmentasyon: Daha çok ince barsaklarda görülen hareketlerdir. Longitudinal kaslarda kasılma gevşeme şeklinde devam eder. Segmentasyon kimusun karıştırılmasını ve sindirim enzimleri ile temasını sağlar.

8 Temel elektriksel ritm
Özofagus ve midenin proksimali dışında düz kas hücrelerinin membran potansiyeli (–60mV –50 mV)arasında bir dalgalanma gösterir. Bu dalgalara yavaş dalgalar adı verilir. Bu dalgalar Aksiyon potansiyelleri olmadığı için kasın kasılmasına neden olmazlar. Membran potansiyeli –40 mv olduğu zaman yavaş dalgalar üzerinde sivri potansiyellerin ortaya çıkması ile kas kasılması başlar.

9 Sindirim sistemi hormonları
Gastrin: Mide antrumundaki G hücreleri tarafından sentezlenir. Mide hareketlerini ve salgısını arttırır. Mide içeriğinin artması gastrin salgılanmasını arttırır. Gastrik inhibe edici polipeptid: Duedonum ve jejenum mukozasındaki K hücrelerince sentezlenir. Yüksek dozları mide hareketleri ve salgısını inhibe eder. Leptin Yağ hücrelerinden salınır Doygunluk hissinin oluşmasına neden olur. Ghrelin Açlık sırasında mideden salgılanır.

10 Vazoaktif intestinal polipeptid:
Koleosistokinin: Duedonumdan salgılanır. Yağ asitleri ve aminoasitlerin varlığı salgılanmayı artırır. Safra kesesinin kasılmasına ve pankreastan enzimce zengin salgı yapılmasına neden olur. Sekretin: Duedonumun üst kısmından salgılanır. Pankreastaki kanallardan ve safra kanallarından HCO3 salgısını arttırır. Vazoaktif intestinal polipeptid: Sindirim kanalının bütün bölgelerinden salgılanır. Barsakta elektrolitlerin ve suyun salgılanmasına neden olur. Motilin: Duedonumda M hücrelerinden salgılanır. Gastrik boşalmaya ve pepsin salgılanmasının artmasına neden olur.

11

12 Sindirim kanalında bulunan sfinkterler
Sindirim kanalı sfinkterler ile belli kısımlara ayrılmıştır. Bu sfinkterler gerektiği zaman gevşeyerek sindirim içeriğinin bir sonraki kısma geçmesini sağlarlar. Hipofaringeyal-üst ösofagus sfinkteri: Yutma sırasında açılarak yiyeceklerin ösofagusa geçişini sağlar Alt ösofagus- kardiya sfinkteri: Mide sıvısının ösofagusa geçisini engeller. Pilor sfinkteri: Midedeki kimusun duedonuma geçişini kontrol eder. İleoçekal sfinkter: Kalın barsak içeriğinin ince barsağa geçişini önler. Anal sfinkter: Defekasyonu düzenler.

13 Sindirim sisteminin innervasyonu
Ekstrinsik ve enterik olmak üzere iki tip innervasyon vardır. Enterik sistem Miyenterik ve submukozal pleksustan oluşmuştur. Miyenterik pleksus longitudinal ve sirküler kas lifleri arasında yer alıp, sistemin hareklerinden sorumludur. Submukozal pleksus ise sirküler kas lifleri ve mukoza arasında yerleşmiş olup kan akımı ve salgıların kontrolünden sorumludur. Enterik sistemin aktivitesi otonom sistemi ile modüle edilir. Her iki pleksus birbirlerine sinir lifleri ile bağlıdır. Ekstrinsek sistem Sempatik ve parasempatik sinir sisteminden oluşmuştur. Sempatik sistem Barsak hareketlerini yavaşlatır. Salgılanmayı azaltır. Noradrenalin ve nöropeptit Y salgılanır. Parasempatik sistem hareketi ve salgılanmayı arttırır Asetilkolin,gastrin –serbestletici peptit, p maddesi salgılanır.

14 Ağız Sindirim sistemi ağızla başlar.
Ağızda büyük besin maddeleri çiğneme ile yutulabilir küçük parçalara ayrılır. Çiğneme başta bulunan üç çift tükürük bezinden salgılanan tükürükle başlar. Tükürük bezleri parotid, buccal, Submandibular bezleridir.

15 Tükürük bezleri, plazma ile aynı yapıda olmasına ek olarak bazı organik maddeleri de içeren primer tükürük salgısının üretildiği asinilerden (kör sonlanmalar) oluşur. Primer tükürük salgısına, tükürüğü ağıza taşıyan kanallardan akarken Na ve Cl iyonları geri emilirken K ve HCO3 salgılanır. Kanallar suya geçirgen olmadığından NaCl emilimi tükürüğün hipotonik olmasına yol açar.

16 Tükürüğün fonksiyonları
İçerdiği mukus ile besin maddelerini nemlendirir ve kayganlaştırır. Yutmayı kolaylaştırır. Amilaz enzimi içerir ve polisakkaritlerin ilk sindirimi ağızda başlar Bazı molekülleri eriterek kemoreseptörleri uyararak tat duyusunun oluşmasını sağlar Ağız hiyeninin oluşmasında rol alır. Eksikliğinde diş çürükleri daha fazla görülür. Tükürük ağzın pHsının 7.0 olmasını sağlar. Böylelikle mide sıvısının ağza kaçması halinde nötralize olmasını ve yanma hissinin azalmasına yardımcı olur.

17 Tükürük salgısı otonom sinir sistemi ile kontrol edilir.
Parasempatik sinir sistemi tükürük salgısının artmasına Sempatik sinir sisteminin hacim üzerinde fazla bir etkisi yoktur ancak protein içeriğinin artmasına neden olur. Yiyecek alındığında, düşünüldüğünde, görüldüğünde ve çiğneme ile salgı artar. Tükürük salgısı mide bulantısı ile artarken, korku ve uyku ile azalır.

18 Ağızda sindirim

19 Ağızdan sonra sırasıyla
Farinks Ösofagus gelir. Bu kısımlar alınan besini ve sıvıyı mideye iletmekle görevlidir. Özel bir kimyasal sindirim yoktur ancak ağızda başlayan karbonhidratların sindirimi devam eder.

20 Ağızda besinler tükürük ile karıştırılır ve ösofagusa iletilir
Ağızda besinler tükürük ile karıştırılır ve ösofagusa iletilir. ösofagustaki peristaltik hareketler yiyeceği mideye doğru hareket ettirir.

21 Çiğneme yutma Besinler önce küçük parçalara ayrılıp tükürük ile karıştırılır yumuşatılır ve yutmaya uygun hale getirilir. Yutma sırasında ağız kapanır Solunum durur Glottis kapanarak lokmanın nazal boşluğa kaçması engellenir. Yutmada farinks ve üst ösofagus sfinkteri gevşer ve lokma ösofagusa geçer. Yutma ve çiğneme istemli olarak başlar refleks olarak devam eder.

22 Özofagus 20 cm uzunluğunda kastan yapılı bir tüpten oluşmuştur.
Farinksin hemen altında özofagusu çevreleyen iskelet kasları üst ösofagus sfinkteri oluşturur. Üstten 1/3 kısmı çizgili geri kalan kısmı ise düz kastır. Farenks kasları kasılarak besini ösofagusa iletirtler ve alt ösofagus sfinkterinin açılması ile besin mideye ulaşır. Ösofagusun mide ile birleştiği yerde bulunan alt ösofagus sfinkteri mide içeriğinin mideye geçişini engeller. Alt ösofagus sfinkteri vagal sinir uçlarından salınan ACh sfinkterin kasılmasına yol açar. Vagal sinirlerle innerve edilen bazı nöronlar tarafından da NO ve VIP salgılanarak gevşemesi sağlanır. Ösofagusun peristaltik hareketlerindeki koordinasyonundaki bozukluk alt ösofagus sfinkterinin açılmasındaki güçlük besinin ösofagusta birikmesi ile karakterize olan akalazya adı verilen bir hastalığa neden olur.

23 Mide Özofagus ve ince barsak arasında bulunan bir organdır.
Fonksiyonları Besin maddelerinin mekanik olarak parçalanması Besin maddelerinin kimyasal olarak sindirimini sağlamak Mideden salgılanan HCl ve Enzimlerle mideye giren bakterileri yok edip protein sindiriminde görev almak B12 vitamini için gerekli olan Intrensek faktör salgılamak Absorbsiyon Besin maddelerinin ince bağırsağa iletimi Bir kısım besin maddesini depolamak

24 Mide salgısı Peptik (esas) hücrelerden ise pepsinojen salgılanır.
Mideyi örten epitel tabaka mukoza içersinde girintiler yaparak tübüler bezleri oluşturur. Mide salgısı HCl Mukus Pepsinojen İntrensek faktörden (IF) oluşur. Pilor ve kardiyadaki bezler mukus Korpus ve fundusta yer alan bezlerde yer alan pariyetal hücrelerden HCl ve IF Peptik (esas) hücrelerden ise pepsinojen salgılanır. Bu bezlerden bir kaçı mukoza yüzeyine açılan ortak bir bölgeye (mide çukuruna) boşalır. epitel yüzeyinde bulunan müköz hücrelerden mukus ile HCO3 birlikte salgılanır.

25 Ayrıca parakrin bir madde olan histamini salgılayan enterokromafin benzeri hücreler ve somatostatin salgılayan hücreler tübüler bez boyunca dağılmıştır.

26 HCL salgılanması 551 × 276 - florence.com.tr

27 HCl in temel fonksiyonları
Besinlerdeki partikülleri çözmektir. Asit ortam polar moleküllerin (özellikle proteinlerin) iyonize olmasını sağlayarak yiyeceklerdeki ekstrasellüler bağ doku proteinlerinin) parçalanmasını sağlar. Polisakkaritler ise tükürükteki amilaz ve pepsin etkisi ile daha küçük parçalara ayrılır. Besinle birlikte giren bakterilerin bir kısmını öldürür.

28 Mukus müsin olarak bilinen glikoproteinlerden yapılmıştır.
Mide pHsı arasında olup bu yüsek asit ortam sayesinde besinlerde bulunan mikroorganizmalar yok edilir. HCl dokulara zarar verecek düzeyde yoğun olmasına karşın mide mukozasından salınan mukus ve HCO3 ile gastrik mukozal bariyer oluşturarak aside karşı mide mukozasını korur.

29 Mideye gelen besin maddeleri mideden salgılanan enzimlerle karıştırılarak kimus haline getirilir.
Proteinler Polisakkaritlerin daha küçük molekülleri Yağ damlalarını içerir.

30 HCl salgılanması Paryetal hücrelerinlüminal membranlarında bulunan primer H/K –ATP-az H iyonlarını pompalar. HCO3 iyonları da hücrenin diğer tarafından klor iyonlarıyla değişerek kana salgılanır. Asit salgılanmasını düzenleyen dört kimyasal haberci vardır. Histamin Asetilkolin Gastrin Somatostatin Pariyetal hücreleri her dört madde için de reseptör içerir. Somatostatin asit salgılanmasını inhibe , diğerleri stimule eder. Histamin Asetilkolin ve gastrin salgısını arttırır.

31 Pepsin salgılanması Pepsin esas hücreler tarafından pepsinojen olarak salgılanırlar. Midenin asidik ortamı pepsinojeni pepsin haline çevirir. Pepsinojeni uyaran temel faktör enterik sistemden gelen uyarılardır. Pepsin protein sindirimi için zorunlu bir faktör değildir. Bozukluğunda proteinler ince barsaklardaki enzimlerle tamamen sindirilebilirler

32 Mide asit salgısına etki eden faktörler
SEPHALIK FAZ Besinlerin Görülmesi Düşünülmesi Tadılması Koklanması PSS ( Vagus ) stimulasyonuna neden olur. N.Vagus Midenin enterik sistemini etkileyerek Ach Gastrin Histamin salgılanmasını uyarır. .

33 Gastrik faz Besin maddeye ulaştığında midenin gerilmesi
Proteinlerin sindirimi ile oluşan peptit ve aminoasitler asit salgılanmasınında artış oluşturur

34 İntestinal faz Duedonumun uyarılması mideden asit salgılanmasını uyarır. Duedonumdaki Yüksek asidite gerilme Hipertonik sıvılar Aminoasit içeren sıvılar Yağ asitleri mide salgılanmasını inhibe eder.

35 Mide hareketleri Mideye gelen lokma ile peristaltik hareketler kardiadan başlıyarak pilora doğru hareket eder. Besinler mideye girdiği zaman fundus ve gövde kısmı gevşer. Bu olay mide enterik sinir pleksuslarının PSS ve beyindeki yutma merkezi tarafından ayarlanır. Nitrik oksit ve serotonin aracılık eder. Peristaltik hareketler midenin gövde alt kısmında başlayarak antrumda kuvvetlenir. besinleri karıştırır öğütür ve yarı sıvı kısımların pilora ve oradan da duedonuma geçmesi sağlanır. Yarı sıvı ve sıvı maddeler daha kolay geçerler. Hareketlerin yoğunluğu midede bulunan kas tabakalarının kasılmalarına bağlıdır. Antrumun kasılmasını pilor ve duedonum kasılması izler.

36 Midede sindirim Mide de karbonhidratların sindirimi midede ortamın pH’ın azalmasına bağlı olarak sona erer. Mide de salgılanan HCL Pesinojen ile Proteinlerin sindirimi başlar.

37 Midenin boşalma hızı Mide boşalma hızı Alınan besinin türüne bağlıdır.
Mide yemekten sonra yaklaşık 4 saat içinde boşalır. Mide boşalma hızı Alınan besinin türüne bağlıdır. Boşalma hızına göre besinler şöyle sıralanabilir Karbonhidratlar>proteinler>yağlı besinler Duedonum bileşiminin ozmatik basıncına bağlıdır. Duedonal osmoreseptörler içeriği algılayarak mide boşalmasını sinirsel mekanizma ile ayarlar.

38 Kimyasal sindirim intestinal faz

39 Mekanik sindirim 1. Gastrin—gastrik boşalmayı stimule eder
2. Serotonin—Düz kasların kasılmasını sağlar 3. Somatostatin-Mide hareketlerini ve boşalmasını inhibe eder 4. Sekretin—Mide hareketlerini inhibe eder 5. Gastrik Inhibitör Peptide- Mide hareketlerini inhibe eder

40 Kimyasal sindirim

41 Karaciğer ve safra Safra kesesi karaciğerin iç kısmında yerleşmiştir.
Safra karaciğer hücrelerinden safra kanaküllerine salgılanır. Bunlar birleşek hepatik kanalı oluşturur. Safra kesesi safrayı su ve bazı iyonları absorbe ederek konsantre hale getirerek depolar. Kasıldığı zaman safra, safra kanalı ile duedonuma salgılanır.

42 Safranın bileşiminde safra tuzları , kolesterol, lesitin, Bikarbonat iyonları , safra pigmentleri bulunur. Safra tuzları, kolesterol, lesitin safra pigmentleri karaciğer hücrelerinden, HCO3 den zengin sıvı safra kanaküllerinin epitel hücrelerinden salgılanır. Karaciğer feçes ile atılan safra tuzlarını yeniden sentezler. Duedonumdan salgılanan sekretin safranın bikarbonat açısından zengin olmasını Koleosistokinin ise safra kesesinin kasılmasını ve safranın salgılanmasını arttırır. Safra tuzları Na bağımlı taşıyıcılarla ileumdan emilir. Portal venle karaciğere gider. Tekrar safra içine oradan duedonuma salgılanır. Bu döngüye enterohepatik dolaşım denir.

43 NEUROLOjik KONTROL Safra kesesi parasempatik sinir sistemi (N vagus)ile aktive olur. Sempatik sinir sistemi ile inhibe edilir.. HORMONAL KONTROL Sekretin safra salgısının artmasına Koleosistokinin ise safra kesesinin kasılmasına ve safranın duedonuma akmasına neden olur.

44 Pankreas Pankreasın ekzokrin salgısı.
bikarbanat iyonları ile pankreatik kanalla birleşen kanaliküllere birçok sindirim enzimi içerir.

45 Bu salgılar 1. Pankreatik amilaz: Polisakkaritleri glukoz ve maltoza parçalamak Pankreatik lipaz: Yağları serbest yap asidi ve monogliserit oluşturur. Pankreatik ribonukleaz ve deooksiribonukleaz: Nükleik asitleri serbest mononükleik asitlere parçalamak 4. Tripsin, kimotripsin, karboksipolipeptidaz: Proteinleri parçalamak 5. Bikarbonat iyonları

46 Enzimler inaktif formlarda salgılanır
Enzimler inaktif formlarda salgılanır. Duedonumdaki enzimlerle aktive edilir. Aktivasyon barsak epitel hücrelerine gömülmüş enterokinaz enzimleri ile gerçekleştirilir.Enterokinaz pankterastan salınan tripsinojeni tripsin haline getirir. Bu da diğer inaktif enzinleri aktif hale getirir. Lipaz ve amilaz ise aktif formda salgılanır.

47 HORMONAL KONTROL Pankreatik salgılar öğün sırasında Sekretin Koleosistokinin hormonlarının uyarmasıyla artar. Sekretin bikarbonat Yağ asitleri ve amino asitlerin salgılanmasını arttırdığı Koleosistokinin enzim salgılarını uyarır. NEUROLOJİK KONTROL Pankreas salgısı parasempatik sinir sistemi (N. vagus)ile aktive olur. Sempatik sinir sistemi ile inhibe edilir.

48 İnce barsaklar İnce barsak mideden kalın barsağa uzanan çapı 4 cm olan 3m uzunluğunda üç segmente ayrlır. Dueodonum Jejenum İleum Absorbsiyonun büyük bir kısmı duedonum ve jejenumda gerçekleşir.

49 İnce barsakta Sindirimin son evreleri Absorbsiyon gerçekleşir.
İnce barsakta hidrolitik enzimlerle Karbonhidratlar monosakkaritlere Yağ molekülleri yağ asitlerine Proteinler aminoasitlerine ayrılır. Enzimler Bağırsağı döşeyen epitel hücrelein lüminal yüzeyinden Pankreastan salgılanır. Sindirim ürünleri epitel hücrelerinden geçerek dolaşıma katılır. Enzimatik sindirim gerektirmeyen Vitaminler Mineraller Su ince barsaklardan absorbe olurlar.

50 İncebarsak lümenine kandan 1500 ml sıvı salgılanır. Nedeni
Villusların tabanındaki epitel hücrelerden Na, Cl, HCO3 salgılanması ve ozmosla suyun takip etmesidir. Bu salgılar mukusla birlikte barsak kanalının yüzeyini kayganlaştırır lümendeki sindirim enzimlerinin epitel hücrelere zarar vermesi engeller. Kimyasal sindirim İnce barsaklardaki kimyasal sindirim epitel hücrelerin fırçamsı kenarlarından salgılanan enzimlerle yapılır.

51 Yenilen bir yemeğin çoğu emildikten sonra segmentasyon hareketleri durur ve yerini gezici miyoelektrik kompleks adı verilen bir peristaltik aktivite oluşur. 2 saat içinde kalın barsağa ulaşır. İnce barsağın çeşitli bölgelerindeki kontraktil aktivite gatrointestinal kanal boyunca farklı noktalarda başlayan reflekslerle değiştirilebilir. Gastrik boşalma döneminde ileumdaki segmentasyonun şiddeti artar (gastroileal refleks). Barsağın aşırı gerilmesi Barsak duvarında yaralanma Bakterial enfeksiyonlar motor aktivitenin durmasına yol açar (intestinointestinal refleks)

52 Karbonhidratların sindirimi:
Karbonhidratların büyük bir kısmı nişasta, geri kalanı ise disakkarit şeker (sofra şekeri) ve süt şekeri (laktoz) dur. Bitki nişastası selülozdur ince barsak enzimleri ile parçalanmazlar bakteriler tarafından kısmen metabolize edildikten sonra kalın barsağa geçerler. Nişasta sindirimi ağızda tükürük amilazı ile başlar. Bu sindirim mideye kadar devam eder. İnce barsakta pankreas amilazı ile tamamlanır. Disakkarit maltoz ve glukoz moleküllerine parçalanır. Diyetle alınan diğer disakkaritler laktoz ve sukroz ve maltoz ince barsak fırçamsı kenarlarında bulunan enzimlerle monosakkaritlere ( glukoz, galaktoz ve fruktoza ) çevrilir. Monosakkaritlerden glukoz ve galaktoz Na bağımlı aktif transport, fruktoz ise kolaylaştırılmış diffüzyonla epitel hücrelere taşınır. Daha sonra ise kana kolaylaştırılmış diffüzyonla taşınırlar.

53 Nişasta sindirimi ağızda tükürük amilazı ile başlar.
Bu sindirim mideye kadar devam eder. İnce barsakta pankreas amilazı ile tamamlanır. Disakkarit maltoz ve glukoz moleküllerine parçalanır. Diyetle alınan diğer disakkaritler laktoz ve sukroz ve maltoz ince barsak fırçamsı kenarlarında bulunan enzimlerle monosakkaritlere ( glukoz, galaktoz ve fruktoza ) çevrilir. Monosakkaritlerden glukoz ve galaktoz Na bağımlı aktif transport, fruktoz ise kolaylaştırılmış diffüzyonla epitel hücrelere taşınır. Daha sonra ise kana kolaylaştırılmış diffüzyonla taşınırlar.

54 Protein sindirimi ve absorbsiyonu
Sindirim kanalındaki proteinler Diyetle alınan Mukus ve enzim halinde salgılanması Epitel hücrelerinin parçalanmasından kaynaklanır. Proteinler Midede pepsin İnce barsakta pankreastan salgılanan Tripsin Kimotripsin ile peptidlere ayrılır. Bu peptidler pankreastan salgılanan karboksilpeptidazla İncebarsağın lüminal epitel membrandan salgılanan aminopeptidazla serbest aminoasitlerine ayrılır. serbest amino asitler barsak duvarından Na bağımlı sekonder aktif transportla İki ya da üç zincirli aminoasitler ise aktif olarak absorbe edilir. Kana kolaylaştırılmış transportla geçer. Sindirim büyük oranda ince barsakların üst kısımlarında tamamlanır.

55

56 Lipid sindirimi ve absorbsiyonu
Diyetle alınan yağın büyük kısmı trigliserit halindedir. Sindirimi ince barsaklarda gerçekleşir. Mideyi terk eden büyük yağ damlaları karaciğerden salınan safra tuzları ve fosfolipidlerle emülsifiye olurlar. Pankreatik lipaz aracılığı ile emülsifiye damlalarının dış yüzeyinden yağı sindirmeye başlayarak trigliseritlerden serbest yağ asidi ve monogliseritleri meydana getirir. Yağlı ürünler safra tuzları ile birleşerek miçelleri oluşturur. Lipid sindirimi ve absorbsiyonu

57 Lipitlerin absorbsiyonu
Yağ asitleri ve monogliseritler epitel hücrelerin lüminal membranlarından geçerler. Yağ asitleri trigliserit sentezinde kullanılır. Trigliseritler proteinler ile kombine edilerek şilomikronlar oluşturulur Kapillere doğru salınırlar. İntestinal villuslada bulunan lakteallere geçerek lenf dolaşımına katılırlar. Daha sonra trosik kanal ile sistemik vena dolaşımına katılırlar.

58 Yağda eriyen vitaminler yağlar gibi sindirilirler
Suda eriyen vitaminler ince barsaklardan diffüzyon veya <aracılı transport ile emilirler. B12 vitamini midedeki pariyatel hücreler tarafından salınan interensek faktör aracılığı ile ileumda endositoz ile emilirler. Su ince barsaklarda Na ile taşınan maddeler ile birlikte osmoz ile emilir.

59

60 Absorbsiyon somatostatin ile inhibe edilir.
Peristaltik hareketler gastrin ile stimule edilir. Peristaltik hareketlerin artması segmentasyonun artmasına neden olur. Gastrin ileoçekal kapağın gevşemesini sağlayarak ince barsaktaki kimusun kolona geçmesini sağlar.

61 Kalın barsak

62 6 cm çapında ve 1,2 m uzunluğundadır.
Çekum -apendiks Çıkan kolon Transvers kolon İnen kolon Sigmoid kolon Rektum Fonksiyonu:Defekasyondan (dışkılama) önce fekal materyali depolamak ve konsantre etmektir.

63 Kalın barsağın salgılaması azdır.
Sindirim enzimleri içermez. Çoğunlukla mukus, bikarbonat ve potasyum iyonlarını içeren sıvıdan oluşur.

64 Kimus ileoçekal sfinkterden kolona geçer.
Sfinkter normal olarak kapalıdır. Gastroileal refleks ile ileumda kontraksiyonlar artığında sfinkter açılarak ileum içeriği kolona geçer. Kolonun gerilmesiyle fekal metaryalin ileuma geçişini önlemek için sfinkter kasılır.

65 Absorbsiyonun büyük bir kısmını
Kolonda absorbsiyon gastrointestinal kanaldaki absorbsiyonun sadece % 4 sini oluşturur. Absorbsiyonun büyük bir kısmını Lümenden kana Na aktif transportu ve buna eşlik eden suyun osmotik absorbsiyonudur.Çok fazla su geriemilimi olursa feçes materyalinin yoğunlaşmasına neden olur.

66 Kandan lümene ise K geçişi vardır.
Barsak lümeninden klorür iyonlarının geri emilimi ile lümene bikabonat geçişi vardır. Feçesle çok fazla sıvı atıldığında Fazla miktarda K iyon atılımı olur. HCO3 atlımı olur.

67 Kalın barsakta bulunan bakteriler tarafından sentezlenen
bazı ürünler ( K vitamini) absorbsiyona uğrar. Bazı ürünler ise azot, CO2 karışımı olan gaza (flatus) neden olur. Gazın içeriği hidrojen,metan, H2S dür. Sindirilmemiş polisakkaritler kalın barsaktaki bakteriler tarafından kısa zincirli yağ asitlerine dönüştürülür. Pasif diffüzyonla emilir.

68 Kolondaki dairesel düz kasların kontraksiyonu ile ince barsaklara göre daha yavaş ritimli segmentasyon hareketi meydana gelir. 30 /dak Kolondaki materyal bu yavaş hareket nedeni ile kolonda saat kalır. Bu süre bakterilerin gelişmesi ve çoğalmasına neden olur. Kolonda günde 3-4 kez (genellikle yemeklerden sonra) kolondan rektuma yayılan şiddetli kasılmalar meydana gelir.

69 Buna kitle hareketi denir ve genellikle bu hareketten sonra bir süre kolon kasılı kalır.
Kitle hareketi genellikle gastroileal refleksle başlar.

70 Rektumun dışa açıldığı yer anüstür.
Düz kastan oluşan inter anal sfinkter İstemli kontrol altındaki iskelet kasından oluşan eksternal anal sfinkter normal şartlarda kapalıdır. Kitle hareketiyle rektum duvarında oluşturulan ani gerilme rektumdaki sinirleri uyararak defekasyon refleksini başlatır.

71 Defekasyon refleksi Rektumun kontraksiyonu
İnter anal sfinkterin gevşemesi Eksternal sfinkterin kasılması Simoid kolonda peristaltik aktivite artışından meydana gelir.

72 Defekasyon normal olarak
Derin bir inspirasyonla başlar Glottis kapanır abdominal ve toraks kasları kasılır Bu basınç rektuma iletilir. Kalbe venöz dönüş azaldıkça basınçta bir düşüş izler.

73 Feçes Bakteri Sindirilmemiş polisakkaritler Safra pigmentleri
Kolesterol Elektrolitler (özellikle K) den oluşur.

74 Kusma:Beyin sapında yer alan medulla oblangatada yer alan kusma merkezi tarafından kontrol edilir.
Abdominal kaslar kasılır Mide içeriği ösofagusa doğru yönlenir. Kasılmalar yeterince kuvvetli ise ösofagustaki içerik üst ösofagal sfinkteri aşarak ağıza doğru hareket eder.

75 Konstipasyon: Kolon aktivitesinin azalmasında ortaya çıkar
Konstipasyon: Kolon aktivitesinin azalmasında ortaya çıkar. Rektumun aşırı gerilmesine bağlı olarak belirtileri ortaya çıkar. Diyare (İshal):Sıvı geri emiliminin azalması veya sıvı salgısının artması sonucu meydana gelir.


"SİNDİRİM SİSTEMİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları