Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

MEHMET AKİF ERSOY Mehmet Akif Ersoy'un Hayatı  Asıl ismi Ragif olan Mehmet Akif Ersoy, 1873 yılında Osmanlı’nın başkenti durumunda olan İstanbul’da.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "MEHMET AKİF ERSOY Mehmet Akif Ersoy'un Hayatı  Asıl ismi Ragif olan Mehmet Akif Ersoy, 1873 yılında Osmanlı’nın başkenti durumunda olan İstanbul’da."— Sunum transkripti:

1 MEHMET AKİF ERSOY 1873-1976

2 Mehmet Akif Ersoy'un Hayatı  Asıl ismi Ragif olan Mehmet Akif Ersoy, 1873 yılında Osmanlı’nın başkenti durumunda olan İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Annesinin ismi Emine Şefir, Babasının ismi de Tahir Efendidir. Ayrıca Mehmet Akif Ersoy’un babası “İpekli Hoca” olarak da bilinmektedir. 1888 yılında babasını kaybetmesi ve evlerinin yanması ailenin fakir düşmesine neden olmuştur Meslek hayatına bir an önce atılması gereken Mehmet Akif, Mülkiyeyi bırakıp Yatılı Ziraat ve Baytar ( Veteriner ) Mektebine başlamıştır Bu yıllarda güreş ve yüzme başta olmak üzere sporla uğraşmış

3  şiire ilgisi de burada başlamıştır. 1893 yılında Veteriner bölümünü birincilikle bitirmiş, Ziraat Nazırlığında ( Bakanlık ) işe başlamıştır. Aynı yıl İsmet Hanım’la evleniştir. Bu yıllarda Servet-i Fünun dergisinde şiirleri yayınlanmaya başlamıştır. Ziraat Mektebinde ve Darülfünunda (Üniversite) edebiyat derslerine girmiştir. Mesleği gereği Arabistan, Anadolu ve Rumeli’ye gezilerde bulunmuştur. 1913 ‘te memurluktan, 1914’te öğretmenlikten ayrıldı. Meslek hayatına bir an önce atılması gereken Mehmet Akif, Mülkiyeyi bırakıp Yatılı Ziraat ve Baytar ( Veteriner ) Mektebine başlamıştır

4

5  Birinci Dünya Savaşı’nda Lübnan, Arabistan ve Berlin’de görev almıştır. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın ardından vatan savunması için savaşmak gerektiği konusunda vaazlar vermiştir. İstanbul, Ankara ve Kastamonu’da verdiği vaazlar çoğaltılarak tüm yurda dağıtılmıştır. 1920 yılında Burdur ilinden Meclis-i Mebusan’a girmiştir.

6  Meclisin düzenlediği milli marş yarışmasına 500 Liralık ödül yüzünden katılmak istememiştir. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey’in isteği ile arkadaşı Hasan Basri Bey tarafından katılmaya ikna edilmiştir. Tacettin Dergâhında inzivaya çekilerek Türk Ordusuna yazdığı İstiklal Marşı, 17 Şubat’ta Sırat-ı Müstakim dergisinde ve Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanmıştır. 12 Mart 1921’de Hamdullah Suphi Bey tarafından okunan şiir mecliste Milli Marş olarak kabul edilmiştir. Aldığı para ödülünü Hilal-ı Ahmer’e ( Kızılay ) bağışlamıştır.

7

8

9  Birçok eseri bulunan Akif’in en önemli eseri Safahat, 1924 yılında basıldı. 1926 yılından itibaren Mısır’da yaşamaya başlamıştır. Bu yıllarda Kur’an-ı Kerim çevirisi yapmış ve Câmiat-ül Mısriyye Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri vermiştir. 1936'da sağlığının bozulması, vatan hasreti ve ülkesinden uzakta ölmek korkusuyla İstanbul'a döndü Ersoy, siroz hastalığına yakalanır, İstanbul’a döner, iyi bir tedavi görür, ancak hastalık ilerlemiştir, 27 Aralık 1936’da vefat eder, ertesi gün çok kalabalık bir cenaze merasimiyle Edirnekapı şehitliğine defnedilir.

10

11 Edebi Kişiliği  Sanatçının en önemli amacı, halk için halkın hayatını veren bir edebiyat yaratmaktır. Bu durumun sonucu olarak içinde yaşadığı halkın bütün özelliklerini şiirlerinde aksettirmiştir. Bunu yaparken güçlü bir gözleme başvuran sanatçı ilhama inanmaz. Bu yönüyle de Türk şiirine gerçek realizm onun tarafından getirilmiştir, denilebilir. Akif, her ne kadar sanatını halkın hizmetine adasa da güçlü bir şairdir

12  Şiirin ciddi bir çaba işi olduğunu anlayan sanatçının şiirlerinde bu çaba ve işçilik her zaman göze çarpar. Eserlerinde her zaman aruz ölçüsünü kullanan ve Türkçeyi aruza başarıyla uygulayan birkaç şairden biri olan sanatçı, heceyi hiç kullanmamıştır. Genellikle Divan nazım şekillerini kullanan sanatçı, dil bakımından da sade dille yazan şairler kadar olmasa da halka seslendiği için kısmen sadedir. Eserleri dil bakımından da tam bir birlik göstermez.

13  MEHMET AKİF ERSOY'UN ESERLERİ  Safahat: Şiirlerini bu eserde toplamıştır. Safahat yedi bölümden oluşur:  1. Safahat: (1911):.  2. Süleymaniye Kürsüsünde  3. Hakkın Sesleri (1913):  4. Fatih Kürsüsünde (1914):.  5. Hatıralar (1917):.  6. Asım (1924):  7. Gölgeler (1933):

14 Eserleri:  1) Safahat Birinci Kitap : İçinde 44 manzume vardır. Toplamı 3 000 dize kadardır. Konularını toplumun acı çeken çeşitli kesimlerinden, hürriyet, istibdat gibi siyasal olaylardan, şairin mistik duygularından ve bu dünyevi vazifelerden almaktadır.

15  2) Safahat İkinci Kitap: Süleymaniye Kürsüsünde Süleymaniye Camii'ne giden iki kişinin söyleşilerini içeren bir başlangıçla kürsüde Seyyah Abdürreşit İbrahim'i konuşturan uzun bir bölümden oluşmaktadır. 1 000 dizedir. Eserleri:

16  3) Safahat Üçüncü Kitap: Hakkın Sesleri Toplumsal felaketler karşısında insanları uyarmak için gerçek İslami mesajı yansıtmaktadır. Toplamı 500 dize tutan 10 parça manzumedir. Manzumelerde Akif, partizanlığa, umutsuzluğa, ırkçılığa ve ateizme çatmaktadır.

17  4) Safahat Dördüncü Kitap: Fatih Kürsüsünde İki arkadaşın Fatih yolundaki konuşmalarını içeren bir bölümle, Fatih Camii Kürsüsü'ndeki vaizin konuşması olarak verilen uzunca metni içermektedir. 1 800 dizedir. Toplumsal ve siyasal bir yergidir. Tembellik, gerilik ve batı mukallitleri hedef alınmıştır.

18  5) Safahat Beşinci Kitap: Hatıralar Tümü 1 600 dizedir. Manzumelerde toplumsal felaketler karşısında Allah'a yakarılmakta, İslâmiyeti gerektiği gibi ve geri kaldığı için tembel halk ve aydınlar suçlanmakta, Akif'in gezdiği yerlerdeki izlenimleri anlatılmaktadır.

19  6) Safahat Altıncı Kitap: Asım 2 500 dizelik tek parçadan meydana gelmektedir. Savaş vurguncuları, köylülerin durumu, geçmişe bakış anlayışı, eğitim-öğretim, medrese, ırkçılık, batıcılık, gençlik gibi birçok konu üzerinde durmakla birlikte, Akif'in gerçek görüşünü temel alır. Hocazade (Akif) ile Köse İmam arasında karşılıklı konuşmalar biçiminde geliştirilmiştir.

20  7) Safahat Yedinci Kitap: Gölgeler Akif'in 1918-1933 yılları arasında yayımlanmış manzumelerini içermektedir. Bunların toplamı bir kısmı kıta olmak üzere 41'dir. Manzumelerin üçü ayet yorumu olarak kaleme alınmıştır. Yazdıkları dönemin Akif üzerindeki etkilerini yansıtmaktadır.

21 Kısaca özetleyecek olursak;  Herhangi bir edebi topluluğa katılmamıştır.  Ümmetçi şair olarak bilinir.  İstiklal Marşı’nın şairidir.  İstiklal Marşı’nı Safahat’a almamış, kahraman Türk ordusuna armağan etmiştir. Bu şiiri 1921’de yazmıştır.  Türk şiirine gerçek realizmi getirmiştir.  Bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.  Divan edebiyatı nazım biçimlerini, özellikle de mesnevi nazım biçimini kullanmıştır.  İslamcılık akımını benimsemiştir.

22  Şiirlerinde dini lirizm vardır, bunun kaynağı İslam dinidir.  Şiirlerinde konuşma dilini bütün canlılığıyla kullanmış, adeta konuşur gibi yazmıştır.  Sade bir dil kullanan şairin dili yer yer ağırdır.  İstanbul’un yoksul semtlerinin yaşantısını ve yoksulluklarını anlatır.  Nazmı nesre yaklaştırmada oldukça başarılıdır.  Şiirlerinde aruz ölçüsünü Türkçeye oldukça başarılı bir şekilde uygulamıştır.  Bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.

23  Divan edebiyatı nazım biçimlerini, özellikle de mesnevi nazım biçimini kullanmıştır.  Lirik-epik özelliği gösteren şiirleriyle tanınmıştır. Çanakkale Şehitlerine, İstiklal Marşı, Bülbül lirik-epik özellik gösteren önemli şiirleridir.  Manzum hikâye türünde önemli eserleri vardır. Seyfi Baba, Küfe, Mahalle Kahvesi, Meyhane, Hasta önemli manzum hikâyeleridir. Bu şiirlerde toplum yaşamını bütün canlılığı ile anlatmıştır.  Didaktik nitelik taşıyan şiirleri de vardır.  Cehalet, ahlaksızlık, taklitçilik, taassup, fakirlik, inançsızlık, köksüzlük… şiirlerindeki başlıca konulardır.

24 Dönemin Özellikleri  “Sanat için sanat” ilkesine beğlıdırlar.  Cümlenin dize ya da beyitte tamamlanması kuralını yıkmışlar ve cümleyi özgürlüğüne kavuşturmuşlardır. Beyitin cümle üzerindeki egemenliğine son verirler. Cümle istediği yerde bitebilir.  Servet-i Fünuncular aruz ölçüsünü kullanırlar. Ancak aruzun dizeler üzerindeki egemenliğini de yıkarak, bir şiirde birden çok kalıba yer vermişlerdir.aruz ölçüsüdizeler

25  Onlar “her şey şiirin konusu olabilir” görüşünü benimsemişler; fakat dönemin siyasal baskıları nedeniyle aşk, doğa, aile hayatı ve gündelik yaşamın basit konularına eğilmişlerdir.  Şiirde ilk defa bu dönemde konu bütünlüğü sağlanmıştır.Şiir  “Kafiye kulak içindir” görüşünü benimserler.  Şiirde üç değişik biçim kullanmışlardır. a) Batı’dan aldıkları “sone” ve “terza-rima”  b) Divan edebiyatından alıp, türlü değişikliklerle kullandıkları müstezat (serbest müstezat)  c) Bütünüyle kendi yarattıkları biçimler

26  Şiirde olduğu gibi romanda da (devrin siyasal baskıları nedeniyle) sosyal konulardan uzak dururlar.  Romanda, romantizmin kimi izleri bulunmakla birlikte genel olarak realizme bağlıdırlar.  Romanda da dil ağır, üslup sanatkârânedir.  Roman tekniği sağlamdır.  Yazarlar daha çok yaşadıkları ortamı anlatma yoluna gittikleri için konular, İstanbul’un çeşitli kesimlerinden alınmalıdır.  Betimlemeler gözleme dayalıdır ve nesneldir.

27  Hazırlayan  Tuğba NAYİR  Melisa YILMAZ


"MEHMET AKİF ERSOY Mehmet Akif Ersoy'un Hayatı  Asıl ismi Ragif olan Mehmet Akif Ersoy, 1873 yılında Osmanlı’nın başkenti durumunda olan İstanbul’da." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları