Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
Yayınlayanejder berk Değiştirilmiş 6 yıl önce
1
TAMAMLAYICI TIP YÖNTEMLERİ Nöral Terapi Yrd Doç Dr Ejder BERK
2
Alternatif Tıp Ne Demektir Hekim olmayan şifacı, osteopat, kryoprakt, sınıkçı gibi isimlerle anılan kişilerin bilimsel tıbbi yöntemlere dayanmaksızın geleneksel ve göreneksel yollarla yaptıkları uygulamalardır.
3
Farmakoloji(ilaç bilimi), doğada halihazırda bulunan maddelerin içindeki etken maddeleri damıtarak veya onları sentezleyerek elde edilen maddelerle ilaçlar yapar. Alternatif tıpta bu maddeleri içeren bitkiler ham olarak, (bitki çayları, macun, lapa vs) kullanılır. Bir bitki yaprağının içinde etken maddeye ilaveten daha birçok madde bulunur. Bu "diğer maddeler" in farmakolojik ve farmasötik etkileri incelenmediği için çağdaş tıpta çay karışımları ve benzeri doğal karışımlar kullanılmaz. Bu açıdan birçok hekim alternatif tıp uygulamalarını güvenilir bulmaz. Modern tıpta güvenilirliği tamamen ispatlanmamış, muhteviyatı belirsiz, farmakolojik özellikleri ve kullanım yerleri aydınlanmamış, kontrollü deneylerle güvenilirliği ve etki derecesi belirlenmemiş yöntemler kullanılmaz, bu yöntemleri kullananlar şarlatan olarak nitelendirilir
4
TAMAMLAYICI TIP NE DEMEKTİR Tamamlayıcı tıp, batı tıbbını inkar etmeksizin, hastalığı oluşturan birçok faktörü (sosyal, çevresel, psikolojik, genetik vs) bütünüyle inceleyip vücudun özellikle kendi iyileştirme ve savunma mekanizmalarını harekete geçirmek yoluyla iyileşmeyi sağlayan ve tıp eğitimi almış kişiler tarafından yapılan tedavi metodlarının tümüne verilen isimdir.
5
TAMAMLAYICI TIP YÖNTEMLERİ NELERDİR Akupunktur Nöral Terapi Ozon Tedavisi Proloterapi Kinezyoloji Kupa tedavisi Manuel terapi Fitoterapi Homeopati Refleksoloji Bioenerji ile tedavi Biofoton tedavisi Manyetik alan tedavisi Mezoterapi Şelasyon(Detoksifikasyon) Hipnotik terapi Yoga Osteopati Hacamat tedavisi Sülük tedavisi
6
“TEDAVİNİN TEMELİ HASTALIĞI DEĞİL, HASTAYI İYİLEŞTİRMEKTİR” Bugün bütün gelişmiş ülkelerde tamamlayıcı tıbbın bu kadar revaçta olmasının nedeni; modern batı tıbbının insan unsurunu bütünüyle ele almaktan çok sadece hastalığa spesifik tedavi ile ilgilenmesinden kaynaklanmaktadır. Oysa ki tamamlayıcı tıp metodlarında, hastanın psikolojisinden sosyal yaşantısına ve bu unsurların vücutta oluşturduğu enerji dengesizliklerinden organ fonksiyon bozukluklarına varıncaya kadar hasta bir bütün olarak değerlendirilir ve hastalıkla birlikte buna neden olan faktörlerin de rehabilitasyonu amaçlanır. Dolayısıyla tamamlayıcı tıp yöntemleriyle çevreyi iyileştirme, iyilik hali verme, kendini iyi hissettirme, yani bedensel sağlık dışında iç dünya ile ilgili konularda da hastaya yardımcı olmak mümkündür.
7
Ancak şunu da önemle belirtmek gerekir ki; tamamlayıcı tıp yöntemleri tüm rahatsızlıkları tedavi etmeye yeterli olmayıp modern tıptaki medikal veya cerrahi yöntemlerle kombine edilmesinde bir sakınca yoktur. Ülkemizde doğal yöntemlerle tedavi uzun yıllardır hekim olmayan şifacılar tarafından yapıldığından dolayı insanlarımız bu tedavi metodlarına karşı bir güvensizlik içindedir. Bunun nedeni ise doğru ve yerinde teşhis konulamaması ve kulaktan dolma bilgilerle tedavi yapılmaya çalışılması sonucu zaman zaman ortaya çıkan komplikasyonlar ve yanlış tedavilerdir..
8
İnsan bedeninin tüm sistemleri uyum içinde çalışıyorsa tam anlamıyla sağlıklı olmaktan söz edilebilir. Çağdaş Tamamlayıcı Tıp yaklaşımında amaç vücudun iç dinamiklerini harekete geçirerek, gerekli iç dengeyi kurmak ve kişileri sağlığına kavuşturmaktır. Tamamlayıcı Tıbbın en önemli özelliği insan bedenine bir bütün olarak bakmasıdır. Amacı hastalıkları yavaşlatmak, tedavi etmek ve aynı zamanda kişinin hastalanmasını da önlemektir.
9
Vücutta hastalanan bir hücre dahi olsa tüm bedeni etkileyebilir. Sistemin, herhangi bir aşamasında aksamalar olursa, tüm vücudu etkiyecek ve farklı bir bölgede dengeyi bozabilecektir (Tiroid bozukluğunun veya bademciklerin, boyun fıtığını veya omuz ağrısını başlatabilmesi gibi).
10
20. Yüzyıl gelişen teknoloji ile birlikte, klasik tıbbın yaklaşımı; neresi ağrıyorsa orasının tedavi edilmesi gerektiğini savunan bir dönem olmuştur. Devreye giren teknoloji ve sanayi, bu yaklaşımı kuvvetlendirmiştir. Bu arada bedenin sahip olduğu normal denge durumu unutulmuş, hastalıkların hep dış kaynaklı olduğu ve dıştan çözümlenebileceği fikri giderek yaygınlaşmıştır. Bunun sonucunda da ne yazık ki bazı hastalıklarda sadece şikayetler geriletilebilmiş, tam şifa sağlanamaz hale gelinmiştir.
11
Çağdaş Tamamlayıcı Tıp (Complementer medicine); klasik tıp yöntemleri ile birlikte insanların iyileştirilmesi ve sağlıklarının korunması için yapılan tedavi yöntemlerinin bütünüdür. Bilimsel verilerle desteklenen tamamlayıcı yöntemler; Amerika, Avrupa, uzak Doğu ve Asya'da bir çok Tıp Fakültesinde okutulmaktadır. Buralarda modern tıp yöntemleri ile birlikte uygulanmaktadır. Ameliyatların ve ilaçların yetersiz kaldığı bir çok durumda öncelikli olarak kullanılmaktadır. Bilimin ışığı altında klasik tıbbın yetersiz kaldığı kronik hastalıklarda çağdaş tamamlayıcı tıptan yararlanmak mümkündür.
12
Nöralterapi nedir? Nöralterapi, vücudun kendi nörovejetatif sistemini kullanarak işlev gören bir tedavi formunu ifade eder. Nöralterapi lokal anestezik madde kullanılarak yapılan regülasyon yani düzenleme tedavisidir. Bedenimizin tüm parçaları organları hatta hücreleri birbirinden haberdar olarak ve uyum içinde hareket ederek çalışır. Bedenimizin kendini onarabilme, yenileyebilme ve dışardan gelen zararlı uyarılara karşı kendini koruyabilme yetenekleri vardır. Bedenimiz, tüm bu fonksiyonlarını ve bilgi aktarımlarını “Vegetatif(otonom) Sinir Sistemi (VSS) üzerinden gerçekleştirmektedir.
13
“Nöralterapi”, vegetatif(otonom) sinir sistemine (VSS) etki ederek vücudun dengesini düzenleyebilen, bölgesel enjeksiyon tedavisi yöntemidir. Aynı zamanda vücudun onarım sistemlerini uyararak, bedenin kendi kendisini tedavi etme yeteneğini harekete geçirir. Nöralterapi tedavileri vücudun kendi kendini düzeltmesi üzerine kurulu bir yöntem olması dolayısı ile kalıcı bir tedavi yöntemidir.
14
Vegetatif (otonom) sinir sistemi (VSS); vücudun istemli kas hareketleri dışındaki tüm işlevlerini düzenleyen bir sistemdir. Kalbin çalışması, solunumun düzenlenmesi, kan basıncının kontrol edilmesi, hormonların dengelenmesi, sindirim sisteminin çalışması, bağırsak hareketleri, idrar çıkartılması, cinsel işlevler, adet görme, terleme ve vücut sıcaklığının ayarlanması gibi temel işlevlerin tamamı bu sistem aracılığıyla yapılmaktadır.
15
VSS’de düzensizlik olması; kalp çarpıntısı, solunum sıkıntısı, tansiyon sorunları, sindirim-barsak problemleri, hormon düzensizlikleri (buna bağlı üreme problemleri), adet düzensizlikleri, aşırı terleme, aşırı yanma-sıcak hissetme veya çok üşüme gibi rahatsızlıkları oluşturmaktadır. Bu durum, bize hastalıkların VSS üzerinden şikayetler oluşturduğunu, temel ve kalıcı tedavilerin de VSS üzerinden yapılabileceğini göstermektedir. Böylece bir çok hastalık; VSS üzerinde dengeleme etkisi olan yöntemlerle kalıcı olarak tedavi edilebilmektedir.
16
Yapılan lokal anestezik enjeksiyonları direk sinirler içine değil, sinirlerin en yoğun bulunduğu cilt altı bölgelerine yapılmaktadır. Cilt altındaki bu sinirler aracılığı ile ilgili organlara kadar uyarı gönderilebilmektedir. Bu nedenle yan etkisi yok denecek kadar azdır. Organlarda oluşan dengesizlik, bozukluk veya hastalık bu pozitif uyarılarla tedavi edilebilmektedir. Böylece zararlı kimyasal ilaçlar ve cerrahi uygulanmadan, vücudun iç dengesi sağlanmakta, hücreler üzerindeki olumsuz etki kaldırılmakta ve hücrelerin normal çalışması sağlanabilmektedir.
17
Nöralterapide özellikli yerlere uygulanan lokal anestezik enjeksiyonu ile vücutta 3 tane dolaşım düzenlenmiş olur; Kan dolaşımı, lenf dolaşımı ve sinirsel ileti. Bir dokunun kan dolaşımı yani perfüzyonu artınca o doku beslenir; lenf dolaşım artınca doku metabolitlerinden arındırılır yani temizlenir ve sinir iletisi artan, düzenlenen doku ise daha düzenli çalışır. Beslenen temizlenen ve düzenli komut alan dokunun kendini iyileştirme kapasitesi artar.
18
Nöralterapi'de temel mantık düzenlemedir; regülasyondur. Dolayısıyla endikasyonları mevcut olan bir yapının regülasyonudur. Anatomik bir eksiklik, genetik bir bozukluk tablosu nöralterapi endikasyonlarını oluşturmaz. Hasta olan tüm doku ya da bedenlerde perfüzyon, lenfatik drenaj ve innervasyon bozuktur. Ve Nöralterapi bu sistemlerin regülasyonu ile hem hastalıklarla mücadelede hem de sağlıklı halin korunmasında (koruyucu hekimlikte) çok etkin kullanılan bir yöntemdir.
19
NÖRALTERAPİ yaklaşık yüzyıldır dünyada uygulanmaktadır. Birçok Avrupa ülkesinde başta Almanya olmak üzere üniversitelerde eğitimi verilmektedir. Ülkemizde Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul önderliğinde 2004 yılından beri Uluslararası Huneke’ye Göre Nöralterapi Derneğinin (IGNH) kabul ettiği eğitimler, hekimlere verilmektedir.
20
Nöralterapi Endikasyonları Nöralterapi hemen hemen her hastalıkta kullanılabilen bir tedavi metodudur. Özellikle klasik tıbbın yetersiz kaldığı uzun süreli, geçmeyen ağrılarda çok etkindir. Hormonal bozukluklarda, sistemik bazı hastalıklarda etkili olur. Migren ve baş ağrılarının tedavisi Boyun, sırt ve bel ağrıları gibi kas kökenli ağrıların tedavisi Bel ve boyun fıtıklarında ağrının giderilmesi Eklem hastalıkları (menisküs yırtılması, eklem içindeki sıvının azaltılması, sporcu yaralanmaları) Sinir basısına bağlı oluşan ağrıların tedavisi Romatizmal hastalıkların tedavisi Allerjik astım ve allerjik rinit gibi allerjik kökenli hastalıkların tedavisi (bağışıklık sistemindeki denge bozukluğu) Tiroid hastalıklarının tedavisi
21
Nöralterapi Endikasyonları-2 Menapoz sıkıntılarının giderilmesi Adet düzensizlikleri ve şiddetli adet sancılarının tedavisi Hormonal bozukluğa bağlı üreme sorunları Kronik tonsillit (geçmeyen boğaz iltihabı) tedavisi Kronik sinüzit tedavisi Fibromyalji (yaygın kas ağrıları), devamlı yorgunluk hissi ve halsizlik tedavisi Depresyon ve panik atak gibi ruhsal hastalıkların tedavisi Kronik kabızlık tedavisi Bağırsak hastalıklarını tedavisi (irrtabl kolon sendromu, ülseratif kolit ve crohn) Yüz felci tedavisi Trigeminal nevralji tedavis Spor yaralanmaları tedavisi Vücudun toksinlerden arındırılması Anti-aging (yaşlanmanın önlenmesi)
22
Nöralterapinin Yan Etkisi var mıdır? Seksen yılı aşkın süredir batıda uygulanan nöralterapinin bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Doğal bir tedavi olarak kabul edilen nöralterapi ilaç tedavisi değildir. İğnelerdeki kısa etkili lokal anestezik maddenin otonom sinir sistemi üzerinde oluşturduğu uyarıdan faydalanılır. İğne cilde yapılır yapılmaz bu uyarı sinir ağında yayılır ve eskiden kalmış sinir hasarları bio- elektriksel olarak düzeltilir. Bazı hekimler tarafından vücuda yapılan iğne tedavileri ile karıştırılmamalıdır. Diğer tedavilerde dokuya ilaç verilir. Nöralterapide ise iğneler çoğunlukla cilde yapılarak olumlu uyarı oluşturulur. Nöralterapide ise sadece procain ve lidokain lokal anestezik maddeleri kullanılmaktadır. Bu maddelerin anestezik etkisinden faydalanılmaz, bio- elektriksel etkisinden faydalanılır. Özellikle procain en kısa etkili lokal anesteziktir. Etki süresi 15-20 dakikadır. Bu nedenle hamileler, emziren anneler bile tedaviye rahatlıkla alınabilmektedir
23
NÖRALTERAPİDE TEDAVİ PROTOKOLÜ NASIL? 1- Kapsamlı Anamnez ve Muayene: Nöralterapide hastadan alınan anamnez bazı yönleriyle farklılıklar gösterir. Bu kapsamda alınan genel anamneze ek olarak, kişiyi nöralterapi yaklaşımı ile değerlendirecek özel bir öykü alma zorunluluğu vardır. Çünkü hastalığın ortaya çıkışı ile aynı zamana denk gelen olaylar arasındaki zamansal ilişki çok önemlidir. 2- Lokal/Yüzeyel Tedavi: İlk yaklaşım lokal tedavidir. Lokal olarak ağrı neredeyse, oraya quadel şeklinde enjeksiyonlar yapılır. Yüzeyel enjeksiyon yöntemi, özel akupunktur noktalarına da (aku-noktaları) yapılabilir. Akupunktur noktaları gerçekte yoktur; özellikle kan ve lenf damarlarının etrafındaki vejetatif sinir liflerinin yoğun olduğu yerlerde bulunurlar; vücut, kulak, kafa - saçlı derisi, ağız içi, dil ve diğer bölgelerde bulunan akupunktur noktaları, otonomik sinir sisteminin düzenlenmesi açısından çok önemlidir. Nöralterapi yaklaşımıyla akupunktur noktalarına yapılan uygulamanın Geleneksel Çin Akupunkturu tedavisine göre avantajı, uygun ilaçların aku-noktalarına enjekte edilmesinin, dramatik olarak etki göstermesidir.
24
NÖRALTERAPİDE TEDAVİ PROTOKOLÜ 3-Segmental ve Derin Enjeksiyonlar: Lokal tedavinin etkisiz olduğu durumlarda segmental tedavi uygulanır. Segment tanımı dermatomla aynı değildir; segment dermatomu kapsar. Segmental tedavinin esası, herhangi bir irritasyonun segmentin tamamında veya bir bölümünde refleks cevap vermesi ve medulla spinalis üzerinden yol bularak periferden organa ve organdan perifere bir etkileşimin meydana gelmesidir (kutaneo visseral refleks hattı). İnsan bedeni, servikal bölgede 8, torakal bölgede 12, lomber bölgede 5 ve sakral bölgede 5 tane olmak üzere toplam 30 segmente bölünebilir. Bu zonlara “Head Zonları” denir.
25
Bir segment içinde bulunan tüm oluşumlar birbirleriyle ilişki içindedirler. Bu nedenle segment içinde ortaya çıkacak bir engel veya uyarı sadece sorunlu bölgeyi değil, tüm segmenti etkileyecektir. Nöralterapide bu mekanizmadan yararlanılmaktadır. Örneğin bir segmente yapılan quadel veya periost uyarısı sadece uygulama yapılan yerle sınırlı kalmayıp, segment içinde bulunan organ, adale ve diğer tüm yapıları da olumlu olarak etkilemekte ve o bölgenin kanlanmasını artırmaktadır. Segment ayrıca diagnostik açıdan da önemlidir. Yapılan palpasyon ile gözlenen renk değişiklikleri ve adalelerin tonus durumu, organ ve eklemlerin fonksiyonları hakkında bize bilgi vermektedir. Hatta o alan içindeki bozucu alanlar da, bölgesel cilt ve cilt altı değişiklikleri yapabilirler. Başarılı bir tedavinin sonucunda, segment içindeki tonus ve turgorda da düzelme ve iyileşme görülür. İrrite olmuş segmente yapılan prokain enjeksiyonuyla, membran polarizasyonu sağlıklı hale getirilerek, refleks hatlarındaki patojen iletiler ortadan kaldırılır ve normal iletinin oluşması sağlanır. Böylece tüm vejetatif işlemler optimal fonksiyonlarına geri dönerler.
26
NÖRALTERAPİDE TEDAVİ PROTOKOLÜ 4- Ganglion Tedavisi: Tedaviye cevap alınamayan durumlarda, üst etki yapan organlara müdahale etmek gerekir. Bu anlamda rahatsızlığın olduğu bölgede bulunan ganglion veya trigger noktaları da uyarılarak tedaviye dahil edilir. Otonomik ganglionlar toksik hale gelip, uzun süre böyle kalabilirler. Ganglion enjeksiyonu yapmak, ganglion detoksifikasyonu için en hızlı yoldur. 5- Bozucu Alan Tedavisi: Vücudun herhangi bir yerinde önceden geçirilmiş veya hali hazırda var olan lokal bir irritasyon, patolojik bir saha (bozucu alan) haline gelebilir ve nörovejetatif sistemi bozarak vücut fonksiyonlarının bazılarında bozukluklara neden olabilir. Bu nedenle tedaviye cevap alınamaması durumunda, bozucu alanların araştırılarak tedavi edilmesi son derece önemlidir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.