Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SES BİLGİSİ, TÜRKÇEDEKİ SESLER VE SINIFLANDIRILMASI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SES BİLGİSİ, TÜRKÇEDEKİ SESLER VE SINIFLANDIRILMASI"— Sunum transkripti:

1 SES BİLGİSİ, TÜRKÇEDEKİ SESLER VE SINIFLANDIRILMASI

2 DİL BİLGİSİNİN BÖLÜMLERİ
Dil bilgisi, bir dili bütün yönleriyle inceleyen bilim dalıdır. Dilin içinde seslerden cümlelere kadar küçüklü büyüklü bir takım unsurlar vardır. Ses, hece, kelime, kelime grubu, cümle gibi. Dil birlikleri dediğimiz bu unsurların şekilleri, yapıları, bünyeleri; bir de fonksiyonları, anlamları ve vazifeleri vardır. Dil bilgisi, bu dil birliklerini çeşitli bakımlardan inceler ve kurallarını belirler. Ses Bilgisi (Fonetik): Dil bilgisinin ,dilin seslerini, bunlar arasındaki ilgileri ve ses olaylarını inceleyen bölümüdür. Şekil Bilgisi (Morfoloji): Dil bilgisinin kelime ve şekilleri, kelimelerin, köklerin ve eklerin yapısını ve fonksiyonunu inceleyen bölümüdür. Türeme Bilgisi – Köken Bilgisi (Etimoloji): Dil bilgisinin kelime ve şekillerin kaynağını inceleyen bölümüdür. Anlam Bilgisi (Semantik): Dil bilgisinin kelime ve şekillerin anlamları üzerinde duran bölümüdür. Cümle Bilgisi (Sentaks): Dil bilgisinin, kelimelerin birbiriyle olan ilişkilerini ve cümleleri inceleyen bölümüdür.

3 SES BİLGİSİ Dil bilgisinin dilin sesleri inceleyen bölümüne ses bilgisi (fonetik) dendiğini söylemiştik. Ses bilgisi, dil bilgisinin bir bakıma temel bölümüdür. Çünkü dil, seslerden meydana gelir. Her bilimin bir amacı vardır. Ses bilgisinin amacı da sesi eğitmek, konuşmayı geliştirmektir. Türkiye Türkçesinin ses yapısı incelenirken yazı dilimiz esas alınır, yazı dili yanında gerektikçe konuşma dili ve ağız özelliklerine de yer verilir.

4 SES ve SESİN YAPISI Ses, dilin en küçük parçasıdır. En küçüğünden en büyüğüne kadar bütün dil birlikleri seslerden oluşur. Sesten daha küçük bir gramer birimi yoktur. O halde ses parçalanamayan en küçük gramer birimidir. Seslerin tek başına anlamları yoktur,(üçüncü tekil kişi şahıs zamiri veya işaret sıfatı olarak kullanılan “o” hariç) yalnızca yapıları ile görev üstlenirler. Seslerin yapısı ise duyulan sedadan ibarettir. ”a sedası, “b” sedası “c” sedası…gibi. Yeryüzünde dilin dışında sayısız ses vardır. Titreşimle, çarpma ve sürtünme ile çıkan çeşitli sesler bulunmaktadır. Derslerimizde bahsettiğimiz ses ile bunları kastetmiyoruz. Dildeki ses, gelişigüzel, rastgele bir ses değil; bir kalıptan çıkmış, işlenmiş şekilli sedadır. Yeryüzünde bilinçli olarak şekilli seda çıkarabilme yeteneğine sahip yegane varlık insandır. Sesleri nasıl çıkarıyoruz? Konuşma nasıl gerçekleşiyor?

5 KONUŞMA İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR
Fizikî Şartlar Konuşmaya katılan tüm organların sağlıklı ve arızasız olması gerekmektedir. Beyinden başlayarak, kulak, burun, boğaz, dil, diş, damak, soluk borusu, diyafram, akciğer gibi konuşma organların fizikî yönden kusursuz olmaları, konuşma için en temel şarttır. Bunlardan birinin kusuru veya hastalığı konuşmayı aksatır.

6 KONUŞMA İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR
Psikolojik Şartlar Konuşmanın fizikî şartları kadar psikolojik şartları da önemlidir. Konuşma yönünden fiziksel kusuru olmayan bir insan, değişik psikolojik sebeplerden dolayı konuşamayabilir. Baskılı bir ortamda çocukluklarını geçirmiş insanların psikolojik olarak konuşma bozuklukları yaşadıkları bilinmektedir. Rahat, huzurlu bir ortamda ve kendisine değer verilerek büyümüş insanlar, daha düzgün ve daha akıcı konuşmaktadır. Onun için aileden başlayarak eğitim öğretimin her basamağında insanlar desteklenmeli, yüreklendirilmeli ve fikirleri alınmalıdır. Böylece konuşmayı zorlaştıran utanma, sıkılma, kaygı gibi olumsuz durumlar giderilmiş olacaktır. Yetişme çağında çocuklar ve gençler için gerekli olan özgür ortamlar mutlaka sağlanmalıdır.

7 KONUŞMANIN MEYDANA GELİŞİ
Konuşma zannedildiğinden ve görüldüğünden daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Zihnimizin kullandığımız kelimeleri seçmesi, bunları bir araya getirmesi ve anlamlı bir bütün oluşturması karmaşık bir sürecin ürünüdür. Bu süreç şu ana kadar tam anlamıyla aydınlatılabilmiş değildir. Nörolog ve fizyologlar, konuşmanın insan beyninde tek bir merkezden yönetilmediğini tespit etmişlerdir. Konuşma merkezi, serebral korteks denilen bölgededir. Dokunma, görme, işitme, tat alma ve koku gibi dışarıdan alınan duyulara ait sinyaller, beynin farklı merkezlerinde işlendikten sonra, kortekse gelir ve burada yorumlanır. Kortekste, konuşma sürecinde rol oynayan birbiriyle ilişkili iki alan vardır: Werniche ve broca alanı.

8 KONUŞMANIN MEYDANA GELİŞİ
Werniche alanı; dış dünyadan (görme, işitme vb) ve içimizden (ağrı, sancı vb) gelen duyularımıza ait bilgilerin yorumlandığı alandır. Konuşma için herhangi bir duyu organımızdan, beyin korteksimize gelen bilgilerin alınması, kendi içinde yorumlanması ve daha sonra diğer duyulardan gelen bilgilerle karşılaştırılarak tekrar değerlendirilmesi gerekir. Broca alanı; bu bölge beynin alın kısmındadır. Kelime ve cümlelerin ifadesi için kalıplar burada oluşturulur. Broca alanı, düşüncelerin kelimelere dökülmesinde ve bu dizilmiş kelimelerin ses tellerimize iletilmesinde rol oynar. Broca alanından gönderilen sinyaller vasıtasıyla konuşmada rol alan gırtlak, nefes borusu gibi bütün organlar çalıştırılarak düzgün bir konuşma ortaya çıkar. Gırtlakta iki ses telimiz vardır. Ses tellerinin kasılıp titreşmesinde broca alanından gelen sinyaller önemli rol oynar.

9 KONUŞMA BOZUKLUKLARI Broca alanı, werniche alanı gibi bölgelerin lezyonundan konuşma bozuklukları ortaya çıkar. Bu bozukluklar kelime uydurma, kelimede seslerin gelişigüzel sıralanması gibi bozukluklardır. Serebral korteks bölgesinin geniş çaplı zedelenmesinden apraksi dediğimiz konuşma bozukluğu ortaya çıkar. Bu durumdaki kişi konuştuğu dile ait gramer kurallarına uygun konuşamaz. Şizofrenide de konuşma ve düşünce bozuklukları görülür. Gramer ve söz dizimi bozulur, karşılıklı konuşma yeteneği azalır.

10 TÜRKÇEDEKİ SESLER VE SINIFLANDIRILMASI
ÜNLÜLER: Ses tellerinin titreşimiyle ve titreşim akımının ses yolunda hiçbir engelle karşılaşmaması sonucu oluşurlar. Türkçede a,e,ı,i,o,ö,u,ü olmak üzere sekiz ünlü vardır. Ünlüler dört grupta incelenebilir: 1.Oluşum Noktalarına Göre: Ağzın gerisinde, dilin arka tarafında oluşan a, ı, o, u sesleri art (kalın) ünlülerdir. Dilin öne sürülmesiyle ağzın ön kısmında oluşan e, i, ö, ü sesleri de ön (ince) ünlülerdir.

11 2.Açıklık Kapalılıklarına Göre:
Ünlüler, açıklık kapalılıklarına göre, geniş ve dar ünlü olmak üzere ikiye ayrılırlar. Oluşumu sırasında ağız boşluğunun geniş olduğu a, e, o, ö sesleri geniş; ağız boşluğunun dar olduğu ı, i, u, ü, sesleri dar ünlülerdir.

12 3. Dudakların Durumuna Göre:
Bunlar düz ve yuvarlak ünlü olmak üzere ikiye ayrılırlar: Oluşumunda dudakların yuvarlak şekil aldığı, büzülmeye uğradığı o, ö, u, ü sesleri yuvarlak ünlülerdir. Oluşumunda dudakların açık kaldığı a, e, ı, i, sesleri düz ünlülerdir.

13 4. Uzunluk Kısalıklarına Göre: Söylenişi uzatılmış, sürekli olan ünlüler uzun ünlülerdir. Türkiye Türkçesinde uzun ünlü yoktur. Uzun ünlülere (â, ê, î, û) Arapça ve Farsçadan dilimize giren kelimelerde rastlanır. Söylenişi bir anda (kısa sürede) olan ve Türkçe asıllı kelimelerde kullanılan ünlüler kısa ünlüler ( a, e, i, o, ö, u, ü)dir. ‘I’ ünlüsü ise normalden de kısadır.

14 ÜNSÜZLER 1. Ses Tellerinin Titreşip Titreşmemesine göre Ünsüzler
Oluşumları sırasında ses yolunda bir engelle karşılaşan, takıntıya uğrayan seslerdir. Oluşum noktalarının çokluğu sebebiyle bütün dillerde ünsüzlerin sayısı ünlülerden fazladır. Türkçede de alfabede gösterilen 29 sesten 21’i ünsüzdür. Ünsüzleri de dört grupta inceleyebiliriz: 1. Ses Tellerinin Titreşip Titreşmemesine göre Ünsüzler Bu ünsüzler, sedalı/tonlu ve sedasız/tonsuz olmak üzere ikiye ayrılırlar.

15 2. Oluşum Noktalarına Göre Ünsüzler: Ünsüzler, ses yolunun çeşitli bölgelerinde oluşurlar. Oluştukları yere göre arkaya doğru şöyle gruplanırlar: Dudak ünsüzleri: b,p,m Diş dudak ünsüzleri: f,v Diş ünsüzleri: d,t,n,s,z Diş-damak ünsüzleri: c,ç,j,ş Ön damak ünsüzleri: g,k,l,r,y Arka damak ünsüzleri: g,ğ,k Gırtlak ünsüzü: h

16 3. Süreklilik ya da Süreksizliklerine Göre Ünsüzler Süreklilik bakımından ünsüzler sürekli/akıcı/sızıcı ya da süreksiz/patlayıcı olarak ikiye ayrılır. Ses meydana gelirken havanın ses yolundan geçmesi gereklidir. Havanın geçişi sırasında bir geçitin olduğu ve bu şekilde oluşan ünsüzlere sürekli ünsüzler denir. Bu geçit dar olursa sızıcı/sürekli (f,ğ,h,j,s,ş,v,z) sesler; geçit daha geniş olursa akıcı/sürekli (l,m,n,r,y) dediğimiz sesler oluşur. Ses yolunun kapalı olduğu ve havanın patlayarak oluştuğu seslere süreksiz/patlayıcı sesler denir. Bunlar da b,c,ç,d,g,k,p,t sesleridir.

17 4. Hava Yolu Bakımından Ünsüzler: Bunlar da ağız ve geniz ünsüzleri olarak ikiye ayrılırlar. Hava akımının ağız yoluyla çıktığı ünsüzlere ağız ünsüzleri denir. m,n ünsüzleri dışındaki tüm ünsüzler ağız ünsüzüdür. Geniz ünsüzlerinde ise hava geniz, burun yoluyla çıkar.

18 Kaynakça EKER, Süer(2003), Çağdaş Türk Dili, Ankara: Akçağ Yayınları.
AKSARAYLI, İsmail (2007), Yükseköğretim Öğrencileri İçin Türk Dili, Manisa: Emek Matbaacılık. EKER, Süer(2003), Çağdaş Türk Dili, Ankara: Akçağ Yayınları. EMİROSMANOĞLU, Ali, Türkçe-Kompozisyon, Emek Matbaası, Manisa 2006. GÜNEŞ, Sezai(2004), Türk Dili Bilgisi, İzmir: Çağlayan Matbaası KARASOY Yakup, vd. (2001), Üniversiteler İçin Türk Dili ve Kompozisyon Bilgileri, Konya: Selçuk Üniversitesi Yaşatma ve Geliştirme Vakfı Yayınları.


"SES BİLGİSİ, TÜRKÇEDEKİ SESLER VE SINIFLANDIRILMASI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları