Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ÜREME ORGANLARININ YAPISAL ve FONKSiYONEL BOZUKLUKLARI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ÜREME ORGANLARININ YAPISAL ve FONKSiYONEL BOZUKLUKLARI"— Sunum transkripti:

1 ÜREME ORGANLARININ YAPISAL ve FONKSiYONEL BOZUKLUKLARI

2 ÜREME ORGANLARıNıN KONJENITAL BOZUKLUKLARı

3 Embriyonel hayatta erkekliğe farklanmada erkek fetusun gonadlarından salgılanan testeron hormonunun etkisi ile müllerien kanalları gerilerken wolfian kanalları gelişimini sürdürerek erkek genital sistemi oluşur.

4 Dişiliğe farklanmada dişi fetusun gonadları testeron salgılamadığı için wolfian kanalları gerileyerek müller kanalları gelişimini sürdürür ve dişinin üreme sistemi oluşur.

5 Başlangıçta çift taraflı gelişen müller kanal sisteminin lümenlerini ayıran bir septum vardır. Embriyonel hayatın 8. haftasında bu iki kanalın alt kısmı birleşerek uterus ve vajinayı, birleşmemiş olarak kalan üst kısımları da fallop tüplerini oluşturur. Embriyonal gelişmenin başlangıcında rektum ve mesanenin beraberce açıldığı ve kloaka adını alan boşluk, urorektal septum ile ikiye ayrılır.

6 Arkadaki bölüm rektumu, öndeki bölüm urogenital sinusu oluşturur
Arkadaki bölüm rektumu, öndeki bölüm urogenital sinusu oluşturur. Urogenital sinusden vestibulum vajına, dış genitaller, uretra ve sken bezleri oluşur. Bu sırada gelişen uterus ve vajına aşağı doğru büyür ve uregenital sinusle temas kurar. Ürogenital sinüs içine giriş noktasında müler kanalının alt kısmından hiymen zarı oluşur.

7 Genital organların çok kısa olarak açıklanan embriyonel gelişme seyrinde bir çok dış faktörün (enfeksiyon, toksik maddeler, radyosyon gibi) etkisi ile sapmalar ya da belirli bir gelişme noktasında duraklamalar sonucu anomaliler meydana gelebilir

8 Üreme sistemi organ anomalileri aşağıdaki faktörlerin etkisi ile ortaya çıkar; Embriyonik gelişim faktörleri Genetik faktörler Endokrin faktörler

9 EMBRIYONIK GELIŞIM FAKTÖRLERI
Genetik ve hormonal yapısı normal olduğu halde anoksi, enfeksiyonlar özellikle viral enfeksiyonlar(kızamıkcık), toksik maddeler (ilaçlar) ve radyasyon gibi dış etkenler, embriyonel hayattaki organagenezis sürecinin değişik kademelerini etkileyerek agenezis, atrezi, stenoz, kaynaşma hataları gibi genital sistemin gelişim bozukluklarına neden olurlar.

10 EMBRIYONIK GELIŞIM FAKTÖRLERI
Bu gelişim bozuklukları şöyle sınıflandırılır. Agenesi: Belirli bir organın meydana gelmemesi. Aplasi: Belirli bir organın gelişmesinin sağlıklı bir şekilde devam etmemesi Atresie: Belirli bir organ ile ilgili boşlukların teşekkül etmemesi

11 Uterusun Gelişim Bozuklukları Vajinanın Gelişim Bozuklukları

12 PELVIS DESTEK YAPILARININ BOZULMASI

13 Pelvik organların kas ve fasial desteğinin zayıflaması ve uzaması anlamına gelir.

14 Uterus ve vajina pelviste, kardinal ve utero sakral ligamentler ile başta levator ani olmak üzere pelvik diaframın kasları ile normal anatomik yerlerinde tutunurlar. Bu ligament ve kaslar zayıfladığında uterus ve vajen normal yerlerinden aşağı doğru sarkarak uterovajinal ve vajinal prolapsuslara neden olurlar.

15 Pelvik relaksasyona neden olan faktörler:
Pelvisin konjenital nörolojik bozukluğu: Konjenital nörolojik bozukluk spina bifida kökenli olabilir ve bu nedenle pudental sinir ve pelvis alt bölümü sinirlerinde yetersizlik ortaya çıkar. Bu durumda bu sinirlerin etkilediği organların fonksiyonlarında bozulmalar görülür.

16 Pelvik relaksasyona neden olan faktörler:
Pelvis yumuşak dokularının travmaya bağlı zarar görmesi: Olguların çoğu doğrudan doğum ile ilgilidir. Tekrarlayan doğumlarda, doğum kanalının aşırı gerilmesine bağlı, levator ani kas demetinde ayrılma olur ve fasia gerilir. Doku hasarı dıştan görülmediği ya da çok az olduğu durumlarda bile derin destek dokularda hasar fazla olabilir. Levator ani kas demetindeki ayrılmaya bağlı perine ve rektumun normal desteği kaybolur.

17 Pelvik relaksasyona neden olan faktörler:
Intraabdominal basıncın artmasına neden olan durumlar: Ağır yük kaldırma ile ilgili bir işte çalışanlar, ağır hasta kaldıran hemşireler, kronik kabızlık çeken kişiler, kronik öksürüklü şişman kadınlar bu duruma birer örnektir. Büyük pelvik tümörler ve sarkık karın (pendulus abdomen) gibi durumlar da kronik intraabdominal basınç yükselmesine ve pelvis içi destek sisteminin bozulmasına neden olurlar

18 Pelvik relaksasyona neden olan faktörler:
Menopoz döneminde ovarial hormonların pelvik dokular üzerine olan etkisi kaybolur: Özellikle pelvis kan akımını ve yumuşak dokuları etkiliyen estrojen kaybı önemlidir. Estrojen eksikliği pelvik kanlanmanın azalmasına neden olurken yumuşak dokularda elastikiyetini kaybeder. Vajina ve vulvada atrofik değişiklikler görülür. Menopozda estrojen takviye tedavisi, doku elastikiyetini ve kanlanmayı koruması ve genital prolapsusun gelişmesini ve ilerlemesini geciktirmesi nedeni ile önemlidir.

19 UTEROVAJINAL PROLAPSUS
Uterusu destekleyen kardinal ligamentin doğumdan sonra eski haline dönememesi sonucu gelişir. Bu ligamentin gevşemesi sonucu uterus vajinal duvara asılarak vajina aksından aşağı doğru iner. Sistosel ve rektosel hemen daima uterus prolapsusuna eşlik eder. Çünkü uterusun aşağı doğru inmesi sırasında diğer yapılarda aşağı doğru çekilerek normal pozisyonlarını kaybederler

20 UTEROVAJINAL PROLAPSUS
Uterus prolapsusu ya da desensusun üç de­recesi vardır. Birinci derece: Uterus vajinal kanal içine doğru iner, ancak serviks vajinal açıklığa u laşmam ıştı r. Ikinci derece: Uterusun gövdesi vajinal ka­nalda, serviks vajinal açıklığa ulaşmış an­cak dışarı çıkmamıştır. Üçüncü derece: Kompleyt prolapsus da denir. Serviks ve uterus vajinal açıklıktan çıkmıştır ve vajinal kanalda inversiyon var­dır.

21

22 VAJINAL PROLAPSUS Prolapsus, vajen duvarının yetersizliği ile ilgilidir. Vajen duvarının ön üst kısmının yetersizliğinde mesane (sistosel), ön alt bölümünün yetersizliğinde uretra (uretrosel), arka üst duvarın yetersizliğinde ince barsaklar (enterosel), arka orta-alt duvarın yetersizliğinde rektum (rektosel) vajen duvarı ile birlikte aşağı doğru iner.

23 Sistosel Sistosel, mesanenin aşağı doğru inerek vajen ön duvarından çıkıntı yapmasıdır. Veziko-vajinal septumdaki destek dokularının hasar görmesi sonucu gevşemesi ile ortaya çıkar. Baş-pelvis uyuşmazlığı, zor ve uzun doğum eylemi ya da hızlı doğum eylemi, vezikal ve vajinal duvar yapılarının gerilmesine ve incinmesine neden olur

24 Sistosel Mesane boynu ve uretra, prezente olan fetus kısmı ile pubik kemiğin arasında sıkışır ya da prezente olan kısmın önünde aşağı doğru baskılanır. Yumuşak doku incinmeleri genellikle vajinal epitelin arkasında ortaya çıktığı için gözle görülmez. Sistosel ve uretrosel böyle bir olaydan sonra ortaya çıkarlar. Vajen ön duvarındaki bu gevşeme her doğumla birlikte artar.

25

26 Sistosel Kadın ayakta durduğunda zayıflamış olan ön vajinal duvar mesaneyi destekleyemez, veziko- vajinal septum aşağı doğru çekilerek iner, mesane uzar ve kapasitesi artar. Mesanenin tamamen boşalması zorlaşır. Çünkü sistosel mesane boynunun altına düşer. Sistosel genellikle rektosel ve uterus prolapsusu ile beraber bulunur. Kadın genellikle aşağı doğru sarkma hissinden ve vajinadan bir kitlenin çıkıntısından yakınır.

27 Sistosel Sistosel, vajinanın ön duvarında yaptığı çıkıntı ile teşhis edilir. Mesane boynu ve uretra hasar görmedikçe, idrar tutmada bir sorun olmaz. Sistosel ilerlerse mesanenin boşaltılamamasına bağlı tekrarlayan sistitis ve assenden üriner enfeksiyon gelişebilir. Vajinal yoldan yapılacak cerrahi müdahele, sorunun düzeltilmesinde başarı sağlar. Bu cerrahi yönteme anterior kolporafi ya da anterior onarım denir. Genellikle ön-arka onarım birlikte yapılır.

28 Uretrosel Uretra altındaki paravajinal fasianın herniasyonu ile uretranın valen içine doğru çıkıntı yapmasıdır. Bu durum asemptomatik olabildiği gibi kadın vajinadaki çıkıntıdan ve stres inkontinanstan da yakınabilir.

29 Enterosel Kul-de-sak boşluğunu dolduran ince barsakların, vajen duvarından çıkıntı yapmasıdır. Posterior vajinal herni olarak da bilinir. Bu durum genellikle uterus prolapsusu ve vajinal histerektomi sonrasında görülür. Kadın sorununun farkında olmayabilir ya da pelvik basınç ve sırt ağrısından yakınır.

30

31 Enterosel Enterosel, rektovajinal muayene sırasında, rektovajinal septumun kalınlığında artmanın ya da kadın öksürtüldüğünde muayene eden parmakta basınç hissinin alınması ile teşhis edilir.

32 Rektosel Rektosel, vajinal fasia ve rektovajinal septumun gevşemesi ya da yırtılması ile ön rektal duvarın hemiasyonudur. Rektumun vajen duvarından çıkıntı yapmasıdır. Rektosel hafif ise çok az belirti verir. Rektoselin ilerlediği durumlarda kadın ayakta iken vajinal açıklıktan büyük bir çıkıntı şeklinde kendini gösterir. Bu durum yatar pozisyonda kaybolur

33

34 Rektosel Rektosel, konstipasyona ve hemoroide neden olduğu gibi aşağı doğru ıkınma hissini ve pelvik organların düşme hissini de yaratır. Her defekasyonda kadın zorlanır. Gaita, incelmiş olan rektovajinal duvara tazyik eder ve onun daha çok gerilmesine neden olur.

35 Rektosel Bazı kadınlar vajinal duvardan parmakla basınç yaparak defekasyonu kolaylaştırırlar. Cerrahi müdahele ile zayıflamış kaslar desteklenerek bu sorun düzeltilebilir. Bu cerrahi yöntem posterior onarım ya da posterior kolporari olarak bilinir.

36 Pelvik Prolapsusun Genel Belirtileri
Uzun süre ayakta kalmakla ortaya çıkan pelviste dolgunluk, aşağı doğru sarkma ve gerilme hissi, Vajenden ele kitle gelmesi Miksiyon ve defekasyon şikayetleri. ldrar yapmada ve defekasyonda güçlük ya da sık idrar gibi. Stres inkontinans Sırtın alt kısmında ağrı Yorgunluk hissi Koitusta rahatsızlık

37 Tanı ve Tedavi Prolapsus, vajen muayenesi ile saptanabilir.
Tedavi için, hafif prolapsuslarda kegel egzer- sizleri önerilebilir. Ancak kadının şikayetleri fazla ve sık sık sistit oluyorsa tedavi cerrahi yöntemle yapılmalıdır. Sistosel, rektosel ve vajinal duvar prolapsusu anterior ve posterior kolporafi ile çözümlenir.

38 Tanı ve Tedavi Sistosel Onarımı: Anterior kolporafide, ön vajinal duvar açılır, sistosel vajinal duvardan ayrılır, vajinal duvar ile sistosel arasındaki fasiyal tabaka süturlarla kuvvetlendirilerek sistosel silinir. Daha sonra fazlalık olan vajinal duvar çıkarılarak absorbe edilen süturlarla kapatılır.

39 Tanı ve Tedavi Mancester Onarımı: Sistosel onarıldıktan sonra vajinal duvar kapatılmadan transvers servikal ligamentlerin ve uterosakral ligamentlerin kısaltılmasını ve bazen vajen içine doğru uzamış serviksin amputasyonunu kapsayan cerrahi bir işlemdir. Genellikle ön-arka onarımla birlikte uygulanır.

40 Tanı ve Tedavi Rektosel Onarımı: Posterior kolporafide, arka vajinal duvar hareketlendirilir, rektosel posterior vajinal duvardan aynlır, fasiyal tabaka süturlarla güçlendirilerek rektosel ortadan kaldırılır. Fazla vajinal mukoza alınarak vajinal duvar kapatılır

41 Tanı ve Tedavi Enterosel Onarımı: Vajina ve rektum arasından aşağı doğru inen douglas peritonunun üzerini örten üst-arka vajinal duvar (enterosel sakı) açılır, ön ve arka onanmda izlenen süreç aynen uygulanır.

42 Tanı ve Tedavi Uterus prolapsusunda onarım: Uterus prolapsusu kopleyt ise ligamentler son derece gevşek olacağından en iyi tedavi yöntemi histerektomidir. Histerektomi vajinal ya da abdominal yoldan yapılabilir.

43 Tanı ve Tedavi Ön-arka onarımlarından sonra postoperatif bakımın iki temel amacı olmalıdır. Enfeksiyonu önlemek, Sütur üzerine olan baskıyı önlemek

44 Tanı ve Tedavi Kateter bakımı, çıkan idrar miktarının yakın gözlemi, perine bakımı ve barsak bakımı önem taşır. Defekasyon sırasında dokulardaki gerilmeyi önlemek için hastanın kabız kalmaması gerekir. Bu nedenle hastanın, hastaneden çıktıktan sonra da laksatif kullanması önerilir. Postoperatif periyoda hastanın ağır kaldırması, uzun süre ayakta kalması, yürümesi, ya da uzun süre oturması kontraindikedir. Tam iyileşme sağlanıncaya kadar cinsel aktiviteden kaçınması da önerilir.

45 ÜRINER INKONTINANS Bir çok kadın doğum zedelenmeleri sonucu kontrolleri dışında idrar kaçırır. Üriner kontrolun kaybı olan bu durum, intraabdominal basıncın artmasına neden olan fiziksel zorlanmalar (öksürük, aerobik, ağırlık kaldırma, koşma gibi durumlar) sırasında ortaya çıkar. Bu duruma stres inkontinans (baskıya bağlı idrar kaçırma) denir. Stres inkontinansın doğurganlık çağında görülme olasılığı düşük, post menopozal dönemde daha yüksektir.

46 ÜRINER INKONTINANS ldrar kontrol yeteneği ya da uriner kontinans şu oluşumlar ile sağlanır. Mesane ile uretral kavşaktaki açının varlığı Perine tabanının desteği Uretra çevresindeki kaslar

47 ÜRINER INKONTINANS Normalde uretra ile mesanenin arka duvarı arasındaki açı diktir ve idrar yaparken bu açı düzleşir. Bu açı sayesinde iç uretra sfinkteri, mesaneden gelen idrara direniş gösterir. Stres inkontinansında mesane içindeki basıncın artması ile bu açı düzleşir ve sfinkter direnci azalarak idrar kaçışı olur.

48 ÜRINER INKONTINANS Perine tabanının desteği ile uretra ve mesane karın içinde normal pozisyonda kalır ve intraabdominal basınç yükselmelerinde basıncın eşit olarak dağılımı sağlanarak idrar kaçması önlenir. Pelvik taban zayıflığında, intraabdominal basınç artışı sonucu mesane boynu anatomik olarak yer değiştirmesi sonucu idrar kaçışı ortaya çıkar.

49 ÜRINER INKONTINANS Uretra çevresindeki pubokoksikal kaslar ise istemli kasların tonüsünü korur. Bu kasların zedelenmesi ile idrarın istemli kontrolu kaybolur.

50 ÜRINER INKONTINANS Uriner inkontinansı hazırlayan faktörler pelvik relaksasyonu hazırlayan faktörlerle aynıdır Zor ve uzun ya da hızlı doğum eylemine bağlı pelvis dokularının travmaya maruz kalması Çok ve sık doğuma bağlı pelvik dokuların tonüsünü kaybetmesi, özellikle pendulus abdomen (sarkık karın) gelişmesi ile pelvis içi destek sisteminin bozulması Menopozda estrojen eksikliğine bağlı dokularda kanlanmanın bozulması ve atrofinin gelişmesi

51 ÜRINER INKONTINANS Pelvik anatomik yapının ya da sinirlerin konjenital bozukluğu Karın içi basıncın sürekli artmasına neden olan durumlar (şişmanlık ve kronik öksürük, kronik kabızlık, ağır işte çalışma gibi)

52 ÜRINER INKONTINANS Inkontinans ile birlikte görülen diğer belirtiler;
Miksiyon sıklığı; Idrarın gün içinde yedi ve daha fazla sıklıkta, geceleyin ise iki ya da daha fazla sıklıkta yapılmasıdır. Urgensi: Mesanenin 50 ml idrar biriktirmeden acil miksiyon hissinin oluşmasıdır. Genellikle enfeksiyon ile birliktedir. Disüri: Acil miksiyon ile ağrının birlikte bulunmasıdır. Enfeksiyona bağlı gelişir. Noktüri: Gece boyunca miksiyon ihtiyacı duymaktır.

53 URETRAL SENDROM Uretral sendrom, kültür ortamında üretilemeyen konvansiyonel organizmalar ya da beklenen sayıdan az miktarda organizma tarafından oluşan bir sendromdur. Bu şekilde, bir enfeksiyona bağlı olmaksızın gelişen pollakuri, dizüri, urgensi ve mesanenin tam boşalamama hissi ile ilgili semptomlar topluluğundan oluşur. Nedeni tam olarak bilinmemektedir.

54 GENITAL FISTÜLLER Fistül, iki vücut boşluğu arasında ya da bir vücut boşluğu arasındaki anormal geçittir.

55 GENITAL FISTÜLLER Ganital fistüller bulundukları yere göre şöyle isimlendirilirler: Vezikovajinal; mesane ile vajina arasında Ureterovajinal; Ureter ile vajina arasında Uretrovajinal; Uretra ile vajina arasında Rektovajinal: Rektum ile vajina arasında Vezikouterin; Mesane ile uterus arasında

56 Fistülleri hazırlayan nedenler
Doğum travmaları: Uzun ve zor doğum eyleminden sonra ortaya çıkan derin vajen yırtıkları fistül gelişmesine neden olur. Histerektomi ya da diğer cerrahi girişimler: Özellikle radikal histerektomi sonrası ureterovajinal fistüller gelişebilir. Vajinal histerektomi ya da ön onarımdan sonra da uretrovajinal fistüller gelişebilir. Kanser infiltrasyonu ve radyum tedavisi

57 Tanı, Tedavi ve Bakım Fistül oluşmussa vajenden sürekli idrar sızar ya da vajende gaita bulunur. Buna bağlı vajina ve vulva dokularında soyulma ve irritasyon görülür. Irritasyon alanlarında ciddi enfeksiyonlar ortaya çıkar. Rektovajinal fistüller kötü bir kokuya neden olurlar. Kadın kendini sürekli ıslak ve kirli hisseder

58 Tanı, Tedavi ve Bakım Vajinal fistüller fiziksel rahatsızlıklara ek olarak ciddi psikososyal sorunlara da yol açarlar. Kadın kendini toplumdan izole eder ve sosyal ilişkilerini keser. Kadınlar genellikle sorunları ciddileşinceye kadar doktora gitmekten kaçınırlar. Doktora geldiklerinde bile sorunlarını tartışmaktan utanırlar. Vajinal fistülü olan kadınlara sağlık ekibinin tutumu çok önemlidir. Kabul edici bir tutum içinde olmak onu rahatlatmak ve ihtiyacı olan girişimlerde bulunarak onu izlemek hastayı rahatlatmak açısından önemlidir.

59 Tanı, Tedavi ve Bakım Vajinal fistüllerin tedavisi zordur.
Tedavi, fistülün yerine, genişliğine, nedenine ve kadının genel durumuna göre değişir. Küçük fistüller bir­iki ay sonra kendiliğinden iyileşebilirler. Bununla birlikte genellikle cerrahi tedavi gerekebilir. Cerrahi her zaman iyi sonuç vermeyebilir.

60 Tanı, Tedavi ve Bakım Cerrahi işlemden önce dokulardaki ödem ve inflamasyonun iyileşmesi için 6 aylık bir zaman gerekir. Bu zaman içinde sık ve dikkatli perine hijyeni ve genel sağlık durumunun iyileştirilmesi, kadının enfeksiyondan korunması açısından oldukça önemlidir.

61 Tanı, Tedavi ve Bakım Rektovajinal fistüllerin tedavisinde geçici kolostomi gerekebilir. Fistüllü hastalar için hemşire bakımı temelde sempatik, anlayışlı ve destekleyici olmalıdır. Fistüllü kadınlar idrar ve gaita kaçırmaya bağlı sürekli ıslaklık, temiz olarnama, hem kendine hem de çevreye koku yayma gibi endişe ve rahatsızlık yaşarlar. Hemşire hijyenik uygulamalar ile bu rahatsızlıkları önleyebilir.

62 Preoperatif Bakım Ameliyattan önce vajinal drenajı azaltmak için bazı hastalar sıvı alımını kısıtlamış olabilirler. Bu durum enfeksiyon riskini artırır. Hastanın yeterli sıvı alımının önemini anlaması sağlanmalıdır. Her 4 satte bir perinenin yıkanması (ameliyattan sonra steril materyel ile), oturma banyoları, vajinal duş ve sık değiştirilen pedler, yeterli bir perine hijyeni sağlamak açısından önemlidir.

63 Preoperatif Bakım Koku giderici ve hastanın rahatını sağlayıcı önlemler için deoderentlı pudralar, ısı lambası ve reçete edilmiş irrigasyon solusyonlarının yanında doku direncini artırıcı A ve D vitaminli pomadlar kullanılabilir. Ilık su ve kokusuz, renksiz, yumuşak bir sabun ile perine ve çevresini yıkamak da kokunun giderilmesine ve hijyenin sağlanmasına yardım eder. Vajinal duş yapılırken suyun basıncının fazla olmamasına dikkat edilmelidir. Aksi halde basınçlı su , fistül bölgesini zorlar ve ciddi enfeksiyonlara neden olabilir.

64 Preoperatif Bakım Rektovajinal fistüllü kadınlar için lavman barsakları temizlemek ve drenajı sağlamak için istemlenebilir. Lavman için yumuşak, lastik bir kateter dikkatle kullanılmalı ve kateterin ucu fistülün olduğu aksi tarafa yönlendirilmelidir. Ameliyattan sonra lavman kesinlikle kullanılmaz

65 Postoperatif Bakım Ameliyattan sonra bakımın temel amacı sütura olabilecek basıncı ve enfeksiyonu önlemeye yönelik olmalıdır.

66 Postoperatif Bakım Foley kateter, mesane drenajı için postoperatif iki hafta kalabilir. Uriner drenaj dikkatle izlenmeli ve hastanın yeterli sıvı alması sağlanmalıdır. Perine bakımı steril malzeme ile günde en az iki kez, her idrar ve defekasyondan sonra yapılmalıdır. Bu işlem, perine üzerine solusyon dökülerek de yapılabilir.

67 Postoperatif Bakım Isı lambası her gün 3 kez dakika uygulanarak perinenin iyileşmesi hızlandırılır. Lamba perine bakımından sonra uygulanırsa, perinenin kurumasını da sağlar. Oturma banyosu, süturlar alınıncaya kadar önerilmez.

68 Postoperatif Bakım Kateter ve drenaj torbası uretra seviyesinin altında olmalıdır. Kateterin kıvrılmamasına dikkat edilmelidir. Çünkü geride biriken idrar enfeksiyona neden olur. Bazen uretral kateter yerine suprapubik kateter bulunabilir.

69 Postoperatif Bakım Yatak istirahatine ya da sadece oda içinde sınırlı aktiviteye ihtiyaç duyulabilir. Hemşire hareketsizliğin getireceği sorunları önlemeli ve emosyonel destek sağlamalıdır. Postaperatif altı hafta ağır kaldırma, sarsılma gibi aktivitelerden kaçınmalıdır. Laksatifler barsakları yumuşatmak ıçın önerilir. Lavmandan kaçınılması gerekir çünkü sütur üzerine travmaya neden olur.

70 Postoperatif Bakım Vajinal fistüllerde cerrahi onarım en iyi koşullarda bile başarılı olmayabilir. Eğer doku hasarı tümör ya da radyasyon nedeni ile geniş ise cerrahinin başarı şansı da düşer. Bu durumlarda destekleyici hemşirelik bakımı önem kazanır. Hastanın hemşireden ve ekipten anlayış, cesaretlendirme ve sabır beklediği unutulmamalıdır.

71 UTERUSUN YER DEGIŞTIRMESI
Uterus normalde pelvisin orta çizgisi üzerinde, simetrik ve hareketli olarak uzanır. Pozisyonu 45 derecelik anterior fleksiyondur. Uterusun serviksi arkaya doğru vajınanın posterior kısmında yeralır. Bir çok neden uterusun bu normal pozisyonunun bozulmasına ve bazı semptomların ortaya çıkmasına neden olur. En çok görülen pozisyon bozukluğu uterusun posterior pozisyonudur. Uterus antovert, antofleks, retrovert, retrofleks pozisyonlarda olabilir.

72

73

74 Uterusun Retro Pozisyonu
Uterusun posterior pozisyona yer değiştirdiği durumlarda retroversiyon ve retrofleksiyon pozisyonlardan bahsedilir. Uterusun arkaya doğru yatma derecesine göre birinci, ikinci ve üçüncü derece retroversiyondan bahsedilir

75 Uterusun Retro Pozisyonu
Hazırlayıcı Faktörler: Uterusun retropozisyonunu hazırlayıcı faktörler konjenital olabileceği gibi pelvis destek yapılarının zayıflaması ya da tümör, endometriozis ve inflamatuvar durumlarla ilgili olarak sonradan da kazanılmış olabilir

76 Uterusun Retro Pozisyonu
Tanı ve Tedavi Uterusun retropozisyonu çoğu kez asemptomatiktir. Daha çok retrofleksiyon durumunda semptomlar ortaya çıkar. Uzun süre ayakta kalma ile ilgili sırt ağrısı; uterus gövdesinin serviks üzerinden aşırı fleksiyonuna bağlı servikal kanaldaki obstruksiyona bağlı sekonder amenore ve infertilite; pelviste basınç hissi; koitus sırasında penisin douglas boşluğuna inmiş olan uterusu itmesine bağlı dispareni görülebilir. Bu semptomların bazılarına pelvik konjesyon ve adhezyon da neden olabilir.

77 Uterusun Retro Pozisyonu
Birnanuel muayenede, posterior forniksten uterusun fundusu palpe edilirken, abdomenden korpusun palpe edilememesi, retro pozisyonunu düşündürmelidir. Kesin tanı ultrason ile konur.

78 Uterusun Retro Pozisyonu
Gebelikte, retrofleksiyo durumundaki uterus büyürken karın alt bölgesinde ağırlık hissi, bel ağrıları, mesane ve barsak şikayetleri ortaya çıkabilir. Bu belirtiler gebeliğin üçüncü ayında kaybolur. Çünkü gebe uterus büyürken öne doğru eğilir.

79 Uterusun Retro Pozisyonu
Uterusun pozisyon bozukluklarında tedavi nedene yönelik olarak planlanmalıdır. Öncelikle bu bozuklukların gelişmemesi için önlem alınması gerekir. Yeni doğum yapmış annelere egzersiz yararlı olabilir. Günde birkaç kez, birkaç dakika çene- diz pozisyonunda oturmak, hafif retroversiyonu düzeltmek ya da önlemek açısından yararlı olabilir.

80 Uterusun Retro Pozisyonu
Çok sık olmamakla beraber peser uygulaması da tedavi alternatiflerinden biridir. Bu araçlar uterusun normal pozisyonunda kalmasını sağlarlar. Uterus normal antovert pozisyonuna getirildikten sonra peser yerleştirilir. Peserin uygun olması ve doğru yerleştirilmesi önemlidir

81 Uterusun Retro Pozisyonu
Peser vajinal mukozayı irrite eder. Bu nedenle kadına haftada jki kez önerilen solüsyonla vajinal duş yapması öğretilir. Izlem önemlidir. Peser uygulanmasından 3- 4 hafta sonra kadının yeniden değerlendirilmesi gerekir. Vajinal mukoza irritasyon yönünden değerlendirilir. Gerekirse peser değiştirilir ya da çıkarılır. Kadına peserin 3- 4 haftada bir kontrol edilmesi ve çıkarılıp temizlenmesi gerektiği öğretimelidir. Retroversiyon tekrarlayabilir. Tekrarlar ise askı cerrahisi uygulanır.

82 Uterusun Ante Pozisyonu
Uterusun antefleksiyon poızisyonunda, serviks ile korpus arasındaki açı 90 derecenin altına düşer. Genellikle nedeni konjenitaldir. Ovariyal yetersizliğe bağlı menarşta gecikme görülür. Dismenore, infertilite ve siklus bozuklukları, infantil uterusa ve ovariyel yetmezliğe bağlı gelişir. Antefleksiyo uterusun tedavisinde hormon, yeterli beslenme, vitaminler ve spor önerilir.


"ÜREME ORGANLARININ YAPISAL ve FONKSiYONEL BOZUKLUKLARI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları