NAB-PAKLİTAKSEL TEDAVİSİNE YANIT ALINAN BİR METASTATİK PANKREAS KANSERİ OLGUSU. EMRE BİLGİN 1, SERKAN AKIN 1, ÖMER DİKER 1, ŞUAYİB YALÇIN 1 1HACETTEPE.

... konulu sunumlar: "NAB-PAKLİTAKSEL TEDAVİSİNE YANIT ALINAN BİR METASTATİK PANKREAS KANSERİ OLGUSU. EMRE BİLGİN 1, SERKAN AKIN 1, ÖMER DİKER 1, ŞUAYİB YALÇIN 1 1HACETTEPE."— Sunum transkripti:

1 NAB-PAKLİTAKSEL TEDAVİSİNE YANIT ALINAN BİR METASTATİK PANKREAS KANSERİ OLGUSU. EMRE BİLGİN 1, SERKAN AKIN 1, ÖMER DİKER 1, ŞUAYİB YALÇIN 1 1HACETTEPE TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI A.B.D. ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ,   Pankreas kanseri kadınlarda en sık 11., erkeklerde ise en sık 12. görülen kanserdir. Prognozu belirleyen 2 ana etken vardır: hastalığın tamamen rezeke edilebilip edilemediği, hastalığın lenf nodları veya başka bir bölgeye yayılıp yayılmadığı. Pankreasa lokalize, tümör boyutu 2 cm’den az, total rezeke edilebilen tümörlerde 5 yıllık yaşam oranı %18-24 arasında değişmektedir. Metastatik hastalık varlığında ise bu oran çok daha düşüktür.72 yaşında kadın hasta yaklaşık 2 aydır devam eden sarılık nedeniyle hastanemiz dışındaki bir  merkeze başvurmuş. Başvurusunda hastaya yapılan ultrasonografik incelemede; safra kesesi düzensiz, kesede lümen içi kolesterol kristalleri, büyüğü 5 mm boyutunda birkaç adet poliple uyumlu ekojenite saptanmış. Bu bulgular üzerine kendi isteğiyle hasta Hacettepe Üniversitesi Gastroenteroloji bölümüne başvurmuş. Başvurusundan sonra hastaya yapılan endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi’de koledok distalinde malignite ile uyumlu şeklinde raporlanmış. Bu dönemde hastanın bakılan total bilirübin değeri 5.66 mg/dl, direkt bilirübin 4.25 mg/dl olarak tespit edilmiş. Hastaya çekilen abdomen BT sonucu ‘’koledok distal kesiminde darlık ve duvarında kontrast tutulumu; bulgular özellikle kolanjiosellüler kanseri desteklemektedir ‘’ şeklinde raporlanmış. Kitle saptanan hastanın preoperatif değerlendirmeleri yapılarak pankreatikoduodenektomi ( klasik Whipple operasyonu ) yapılmış.  İşlem sonucu patolojik inceleme yapılan spesimenin patoloji raporu : ’’ Duktal tip, az diferansiye komponenti olan pankreas başı kanseri, yaygın perinöral ve lenfovasküler invazyon görülen spesimen’’ şeklinde raporlanmış. Ardından hastaya 1 kürünü ve 15. günlerde tamamlamak üzere 6 kür gemsitabin kemoterapisi başlanmış ve Mayıs 2012 tarihinde son kürünü almış. İlk olarak Haziran 2012’de yanıt değerlendirilen hastada lokal nüks saptanmamış ancak toraks bilgisayarlı tomografisinde en büyüğü 5 mm olan bir çok metastatik nodül saptanmış. Ardından hastaya 6 kür kapesitabin her kürde 2000 mg/gün dozunda günler arası olmak üzere başlanmış. Yapılan yanıt değerlendirmesinde intraabdominal metastaz ya da lokal nüks saptanmamasına rağmen akciğerdeki metastatik nodüllerde progresyon saptanmamış (Figür 1). Bunun üzerine hastaya 6 kür Nab-Paklitaksel 160 mg/m2/gün dozunda günlerde alınması şeklinde başlanmış. 6 kür sonunda yanıt değerlendirilmesi için toraks ve abdomen tomografileri çekilen hastanın lokal hastalığı ya da intraabdominal metastazı saptanmadı. Bununla birlikte akciğerdeki metastatik nodüllerde ciddi derecede küçülme olduğu saptandı (Figür 2).Amerikan Kanser Derneği’nin (ACS)son yayınlanan klavuzuna göre metastatik pankreas kanserinde gemsitabin, gemsitabinle kombine şekilde nab-paklitaksel, erlotinib, kapesitabin, veya FOLFIRINOX (5-FU, lökovorin, irinotekan, oksaliplatin) kullanılabilmektedir. Bu vakada görüldüğü gibi nab-paklitaksel metastatik pankreas kanserinde iyi bir seçenek olarak gözükmektedir.    Figür 1 Figür 2