Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ATATÜRK GERÇEĞİ 3.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ATATÜRK GERÇEĞİ 3."— Sunum transkripti:

1 ATATÜRK GERÇEĞİ 3

2 Atatürk’ü yıkmaya çalışanların, anlamadıkları bir şey vardı: Atatürk 70
milyondu, 70 milyon Atatürk’tü; Atatürk Cumhuriyet’ti, Cumhuriyet Atatürk; Atatürk Aydınlanma Devrimi idi, Aydınlanma Devrimi Atatürk; Atatürk’ün “karakteri bağımsızlık”tı, bağımsızlığın karakteri Atatürk’tü.. İşte bunu anlayamadılar. “Bu sefer tamam” dedikleri yerde Atatürk(ler) karşılarına barikat kuruyordu. Anlamaları mümkün değildi, anlamadan da yenilip gidecekler. Biz bu sunuda da onların anlamak istemedikleri ve yıllardır çekmece ve karanlık mahzenlerde saklamaya çalıştıkları “Atatürk Gerçeği”ni, anlatmaya devam ediyoruz. Bu sununun konusu: ATATÜRK ve AVRUPA. Nadir Eyinnen

3 GİZLİ OTURUMLARDAKİ KONUŞMALARI Sadi BORAK, Kaynak Yayınları
ATATÜRK’ÜN GİZLİ OTURUMLARDAKİ KONUŞMALARI Sadi BORAK, Kaynak Yayınları “Hepiniz bilirsiniz ki, Avrupa’nın en önemli devletleri, Türkiye’nin zararıyla, Türkiye’nin gerilemesiyle ortaya çıkmışlardır. Bugün bütün dünyayı etkileyen, milletimizin hayatını ve ülkemizi tehdit altında bulunduran, en güçlü gelişmeler, Türkiye’nin zararıyla gerçekleşmiştir. Eğer güçlü bir Türkiye varlığını sürdürseydi, denebilir ki İngiltere’nin bugünkü siyaseti var olmayacaktı. Türkiye, Viyana’dan sonra Peşte ve Belgrat’ta yenilmeseydi, Avusturya / Macaristan siyasetinin sözü edilmeyecekti. Fransa, İtalya, Almanya da, aynı kaynaktan esinlenerek hayat ve siyasetlerini geliştirmişler ve güçlendirmişlerdir.”     06 Mart 1922

4 “Bir şeyin (Türkiye’nin) zararıyla, bir şeyin (Osmanlı’nın) yok olmasıyla
yükselen şeyler (Batılı Devletler), elbette, o şeylerden (Avrupa’dan) zarar görmüş olanı alçaltır. Gerçekten de Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve uygarlaşmasına karşılık, Türkiye gerilemiş, düştükçe düşmüştür. Türkiye’yi yok etmeye girişenler, Türkiye’nin ortadan kaldırılmasında çıkar ve hayat görenler, zararlı olmaktan çıkmışlar, aralarında çıkarları paylaşarak, birleşmiş ve ittifak etmişlerdir. Ve bunun sonucu olarak, birçok zekâlar, duygular, fikirler, Türkiye’nin yok edilmesi noktasında yoğunlaştırılmıştır. Ve bu yoğunlaşma, yüzyıllar geçtikçe oluşan kuşaklarda, adeta tahrip edici bir gelenek biçimine dönüşmüştür. Ve bu geleneğin, Türkiye’nin hayatına ve varlığına aralıksız  uygulanması sonucunda, nihayet Türkiye’yi ıslah etmek, Türkiye’yi uygarlaştırmak gibi birtakım bahanelerle, Türkiye’nin iç hayatına, iç yönetimine işlemiş ve sızmışlardır. Böyle elverişli bir zemin  hazırlamak güç ve kuvvetini elde etmişlerdir.” 06 Mart 1922

5 06 Mart 1922 “Oysa güç ve kuvvet, Türkiye’de ve Türkiye halkında olan
gelişme cevherine, zehirli ve yakıcı bir sıvı katmıştır. Bunun etkisi altında kalarak, milletin en çok da yöneticilerin  zihinleri tamamen bozulmuştur. Artık durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için, mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı. Oysa hangi istiklâl vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır. İşte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden her saat, her gün, her yüzyıl, biraz daha çok gerilemiş, daha çok düşmüştür.” 06 Mart 1922

6 06 Mart 1922 “ Bu düşüş, bu alçalış, yalnız maddî şeylerde olsaydı,
hiçbir önemi yoktu. Ne yazık ki Türkiye ve Türk halkı, ahlâk bakımından da düşüyor. Durum incelenirse görülür ki, Türkiye Doğu ‘maneviyatı’ ile sona eren bir yol üzerinde bulunuyordu. Doğu’yla Batı’nın birleştiği yerde bulunduğumuz, Batı’ya yaklaştığımızı zannettiğimiz takdirde, asıl mayamız olan Doğu  maneviyatından tamamıyla soyutlanıyoruz. Hiç şüphesizdir ki bu büyük memleketi, bu milleti, çöküntü ve yok olma çıkmazına itmekten başka bir sonuç beklenemez bundan.”   06 Mart 1922

7 06 Mart 1922 “Bu düşüşün çıkış noktası korkuyla, aczle başlamıştır.
Türkiye’nin, Türk halkının nasılsa başına geçmiş olan birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya mahkûmmuş gibi, Türkiye’yi atıl ve çekingen bir halde tutuyorlardı. Memleketin ve milletin çıkarlarının gerektiğini yapmakta korkak ve mütereddit idiler. Türkiye’de fikir adamları, âdeta kendi kendilerine hakaret ediyorlardı. Diyorlardı ki “Biz adam değiliz ve olamayız. Kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur.” 06 Mart 1922

8 ULUSAL BENLİĞİNİ BİLMEYEN ULUSLAR, BAŞKA ULUSLARA YEM OLURLAR”
“BİZİM CANIMIZI, TARİHİMİZİ, VARLIĞIMIZI BİZE DÜŞMAN OLAN, DÜŞMAN OLDUĞUNDAN HİÇ ŞÜPHE EDİLMEYEN AVRUPALILARA, KAYITSIZ ŞARTSIZ BIRAKMAK İSTİYORLARDI. ‘ONLAR BİZİ İDARE ETSİN’ DİYORLARDI.” “BİLELİM Kİ, ULUSAL BENLİĞİNİ BİLMEYEN ULUSLAR, BAŞKA ULUSLARA YEM OLURLAR” 06 Mart 1922

9 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri
“Bizi aşağı olmaya mahkûm bir kavim olarak tanımakla yetinmemiş olan Batı, yıkımımızı çabuklaştırmak için, ne yapmak lazımsa yapmıştır. Batı ve Doğu zihinlerinde yekdiğerine karşı iki prensip söz konusu olduğu vakit, bunun en mühim kaynağını bulmak için Avrupa’ya bakmalı. İşte Avrupa’da sürekli mücadele ettiğimiz bu zihniyet mevcuttur.” Atatürk, 27 Eylül 1923 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri TTK Yayınları C.III. sf. 65

10 "BÜTÜN AVRUPA TÜRKLER KARŞISINDA"
Atatürk’ün okuduğu kitaplar arasında yer alan, Louis Halphen’in “Barbarlar, Büyük İstilalardan Türklerin XI. Yüzyıldaki Fetihlerine Kadar” başlıklı kitabını okuduktan sonra, kendi el yazısıyla kitaba şu notu düşer: "BÜTÜN AVRUPA TÜRKLER KARŞISINDA" Şerafettin Turan, Atatürk’ün Düşünce Yapısını Etkileyen Olaylar, Düşünürler, Kitaplar, TTK Yayınları, Ankara 1982, sf. 48

11 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri
Atatürk, Fransız gazeteci Pernot’un sorduğu “Yabancı düşmanı mısınız?” sorusuna, Batı ile yapılan eski anlaşmaların, “memleketimizi fakra düşürdüğünü, harab ettiğini” belirterek şöyle cevap verir: “Eğer yabancı düşmanlığından, o kadar pahalı elde edilen bir istiklale zarar verecek her şeyden nefret anlamı çıkarılırsa, evet, bizim yabancı düşmanı olduğumuz söylenebilir.” Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri TTK Yayınları C.III. sf. 68

12 iki çeşit softa yetiştirdi: Biri şeriatçı softa,
“Osmanlı cemiyeti iki çeşit softa yetiştirdi: Biri şeriatçı softa, diğeri Avrupacı softadır.” M. Kemal Atatürk Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyetine Nasıldı, Nasıl Oldu? Devlet Matbaası, İstanbul 1933

13 "Oysa hangi istiklâl vardır ki
yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin?" "Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir." Hâla AB'nin bizi adam edeceğini söyleyenlere ithaf olunur! gmail.com

14 ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT GRUBU


"ATATÜRK GERÇEĞİ 3." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları